sağ kolum ahum,defterime yazarak beni şereflendirdik gerçekten...bende iade-i ziyarette bulanıyım dediydim...zaten aristokraside bunu gerektirir... benim çekirdek kadar küçük dünyama ilk önce muşmula olarak girdin sonra ahududu oldun en sonundada kendini sağ kolum yapmayı becerdin..efferim gıı.. bu büyük sorumluluğu en başarılı şekilde yerine getireceğinden hiç şüphem yoktur... der ve aşağıdaki şiiri zat-ı'na armağan ederim...kendine iyi bak...sen bize lazımsın...
Yılların ağırlığını birden atabilsem
Hafifleyebilsem kolayca keşke
Bir minik çocuğun uçurtması olsam.
Rüzgar çıtalarımı kırarmı,direklerin tellerine takılırmıyım,
Yaramaz bir çocuğun sapanından çıkan taş
Yüreğime saplanır mı demeden.
Uçabilsem keşke...
Sağnak yağmurda gökyüzüne bakarak yürüyebilsem,
Çimenlerin üzerinde çıplak ayakla koşabilsem,
Karın yağdığı ilk gün çocuklar gibi neşelenebilsem,
Çarparken sokak lambasına kar tanelerini
Sıcak odamın penceresinden
Naftalin kokulu anılarımla izleyebilsem.
Ve...Buğulu camlara resim yapabilsem hala
Yüklemezdim yılların ağırlığını fersiz gözlerime
Yine bir gün daha devrilecek
Bugünün ağırlığı da eklenecek hamal yüreğime
Ve biten günün gün batımının hüznünü yaşayacağım yine
Bazen çok uzaklara dalıp gideceğim
Bazen yanı başımda bulacağım düşlerimi
Karanlık sokaklarda yürürken, adımlarımı sayacağım...
Nazire Balcılar