ERBAY tarafından postalanan herşey
-
merhaba
ERBAY şurada cevap verdi: Fuşya başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalımhoşgeldin fuşya..
-
diloş...
evet ahucum dediklerine tecrübene güvenerek katılıyorum aşk iki insanı birbine bağlar göz başka şey görmez bi süre herşeyine katlanırsın eksiklerini göremezsin ama ondan sonra gerçekler su yüzüne çıkar önemli olanda ondan sonrası zaten gerçek sevgi o zaman kendini gösterir...inşallah içindeki ses haklı çıkar ahucum...
-
diloş...
ahucum defterini boş bırakmıyım dedim... bu güzel yazı çekirdek babandan sana hedaye... Zamanın gözbebeklerinden yuvarlanıp seni "sana" yazdım dün gece. Oysa yarın erken kalkacaktım. Göğsünde dikenleri taşıyan rüzgarların saçlarını yıkayacaktım gözyaşlarımla. Sütten yeni kesilmiş dağ ceylanlarını sabah ezanında uyandıracaktım. Uyumalıydım aslında. Kirpiklerim, uykuya hazırdı oysa. Ama ben seni düşündüm yıldızların siyahı giyindiği gecenin dar vakitlerde. Uykusuzluğumu taş dibeklerde dövüp ben seni " sana " yazdım dün gece. Yüreğimi kalem bilip sevdamı bıraktım mürekkebin sıcak koynuna. Yürek luğatindeki tüm kelimelerimle bir bir seni anlatmaya çalıştım. Seni " sana " yazdıkça , gözlerin parmak uçlarımı okşuyordu sanki. Dur durak bilmiyordum. Kalemin ucundan mürekkep değil bembeyaz yüreğinin mavi denizlerine "ben" akıyordum sanki... Hatırlar mısın gülüm, seni sevdiğim zamanları. Gözlerini ilk gördüğümde; güneş, nadasa bırakılmış toprağa ekiliyordu. Yıldızlar, gecelere bir gelin edasıyla birer birer seriliyordu " seni" yüreğime ördüğümde. Güneş, toprağa; gece, karanlığa; kelebekler, bahara ve ben sana sevdalıydım. Utangaç yanaklarına uzanıp gözlerimi pamuksu düşlere kapatmıştım. Sesin, hoyrat meltemlerin sarıldığı deniz kadar ılıktı. Dokunmaya bile kıyamadığım bir yürektin sen. Her gece uyurken gözlerine cicekleri taşırken gözbebeklerini inciteyeceğim diye korkardım. Gözlerinin içine bakmaktan çekinirdim. Her baktığımda buz dağının güneşin karşısındaki erimesi gibi gözlerindeki umut tanelerinin de erimesinden korkardım. Bilirsin, ellerim küçüktür benim. Küçük ellerime düşleri giydirip yüreğinin resmini çizdim gökyüzüne. Alnındaki ince cizgileri işledim bulutların narin gözlerine.. Oysa irin toplamış acıları soğuk kaldırımlarda dövmekte usta olan ellerim, yüreğinin resimini gökyüzü tuvaline yapamayacak kadar acemiydi. Oysa alnındaki ince çizgileri bulutların gözlerine işlemekten aciz ve bir o kadar kabaydı...Gözlerini, suya; yüreğini semaya yazdım.Küçük ellerimle nasıl çizdim bilmiyorum ama dün gece seni " sana " yazdım. Seni " sana " yazdığımda sen uyuyordun. Ay ışığı saçlarına beyazları giydirmişti.. Kangren gece, kirpiklerine yaslanıp delicesine umudu soluyordu.. Avuç içlerinde, rüzgarla olan kavgalarını bir türlü bitiremeyen hayırsız fırtınalar sabahın geceden ayrılışını bekliyordu. Oysa senin olan bitenden haberin yoktu. Sen, gül kokulu Melek'lerin omuzlarına göğsünü dayayıp sanki Cenneti soluyordun yatağında. Mavi denizler, karakışlara gelin gitmiş baharların tozlu dudaklarını yıkıyorlardı o masum gözlerinde. Önünde eğilip yüreğinin soluk alışını izledim.. Öyle duruydu ki gözlerin, öyle ılıktı ki nefesin; senden habersiz her nefes alışında nice yetim kırlangıçlar sıcak iklimlere kanatlanıyordu. Yağmurun toprağa düşerken nabzı atmıyordu.. Çünkü sen uyuyordun. Sen hulyalarda Cenneti soluyor ve huzur şehirlerini bulutların üzerinde izliyordun.. Hiçbir sey bu güzelliği bozmamalıydı.. Ve karanlık sırf sen uyanmayasın diye cığlıklarını yüreğine gömüp dudaklarını kanatarak yeni günün doğumuna sessizce tanıklık ediyordu... Birazdan zaman; yeni doğacak sabahın, arsız karanlığın esaretinden kurtulup özgürlüğüne kavuşma çığlıklarına gebe kalacaktı. Güneş, perdelerine eğilip baharın umutlarını fısıldayacak. Saçların, bir karanfil kadar güzel kokacak. Ve ben bir nefes kadar yakında seni izliyor olacağım. Zannetme ki, yanındayım. Ben, senin tarafından sevilmenin verdiği güçle, yeni filizlenmiş ciceklerin dallarını kıran fırtınalara kafa tutacağım. Uykusunu almış ceylanları uyandırıp senin gül desenli yanaklarına salacağım. Ve avuç içlerinin terine kıyamadığım için rüzgarın peşine düşüp yüreğine ılık meltemleri yollayacağım. Ve akşam olup sen uyuduğunda ben senin yüreğine geleceğim. Dün gece kaldığım yerden seni " sana " yazmaya devam edeceğim..
-
ŞŞŞŞŞŞ BAK Bİİİİ
ERBAY şurada cevap verdi: made in turkey! başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımUzaktaki sevgili… Mesafelerin ötesinde duran gönül bağım… Farklı mekanlarda, farklı yaşamlarımızla, farklı iki insanız… Aynı gök kubbenin altında olmakla avunup, gök yüzünde yüzünü aradığım geceleri bilirim; ıssız, yalnız, ağlamaklı. Kimselere, sana yada kendime şikayet etmeye yüz bulamadığım sızımdı hasret. Hasretle yanacağımı bilerek çıktım seninle bu yola ama hep hasret kalacağım hiç aklıma gelmezdi. Mesafeler tüm hissettiklerimi daha da kuvvetlendirdi ve böylece zaman, yanında küçük bir çizgi olarak kaldı sevgimin. Birlikte olduğumuz saatleri toplasam, hislerimin yanında hiçti ve bunların tüm sebebi hasretin ta kendisiydi. Zaman geçtikçe kısalacağını umduğum mesafeler yerinde saydı. Mesafeler aynı kaldı ama özlemim arttı. Bu özlemi dindirmek için, hasrete dair her şeyi, sevgiye dönüştürmeyi öğrendim. Özledikçe sevmek, sevdikçe özlemek döngüsü içinde, elimde sevgi dolu kovalarımla, kah yüreğimin bir o köşesine, kah öteki köşesine koşuşturdum, yangınlarımı söndürebilmek için. Yüreğimde çıkan yangınların sayısı gün geçtikçe arttı, yoruldum. İçimi yakan özlem ateşi küçük bir yangınken büyüdü, sardı her yerimi. İlk zamanlar aşk sandım yüreğimin acısını, heyecanla karıştırdım, sevgimle bastırdım, anlayamadım. Canım yandı, zannettim ki aşktan yanıyorum. Mesafeler aynı kaldı sevgili.. Ve ben daha çok sevdim seni. Ama yetmedi yangınlarımı söndürmeye. Mesafelerle çoğalan aşkım, mesafelere yenik düştü. Yangınım söndü sönmesine de, sevgim küllerin arasında kayboldu gitti. Ve sen, değiştiğimi söyleyerek, mesafelere mesafeler kattın, gittin. Sebebini şimdi anlıyorum sevgili, çünkü sen ateşi sevmiştin . Oysa ateşi de yakan, küle de çeviren sendin. Senin gidişinle ertelenen kışların tüm karları yağdı üzerime, söndü tüm yangınlar Mesafeler kapanmaz artık, bana da hasret küllerinin arasında kalan sevgimi çıkarıp temizlemek ve küllerden arınarak yüreğimin yaralarını sarmak düşer :wub:
-
Erbay
evet ahucum biliyorum görüyorum konuşamıyorum bu güzel seçiminden dolayı seni tebrük ediyorum... 3 gündür çok kötüyüm ama ahucum....
-
Merhaba Hepinize
ERBAY şurada cevap verdi: Zülal başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımHoşgeldin...
- Çağrışım
-
Erbay
iyiyiz ahucum kendime rağmen.... ahucum biliyomusun bu sunay akın şiirlerini volkan konak'la canlı canlı söylediğimi.... o söylerken benimde ezbere söylediğimi görünce mikrofonu bana uzatmıştı bende gaza gelmiştim devam ettim şiire bu zamana kadar hedaye ettiklerinin en güzeliydi klip şiir yorum harika gerçekten....
-
Frozen......
ayşen hanım iade-i ziyaret edelim dedik... Gül Bahçesindeki Sevgiliye Ağıt Sen ki, mağrur çehrenle, asi bahar gülüsün. Önünde secde eden, bülbüle gülen gülsün. Bense sarp kayalarda, yorgun yıldız çiçeği. Tek bir sözüne vurgun, kanlı sevda çiçeği. Sen gül bahçelerinde, ağıtlardan uzaksın. Beyaz gönül kuşumu, yaralayan tuzaksın. Gökkuşaklı hayaller, uykunu süsledikce, Gecelerin tenine, aşkla seni işledim. Göklerinde yıldızlar, şiirler söyledikce, Çürüttüğün baharın, hazarını izledim. Yalnızlığın küf kokan, yitik mahzenlerinde, Ciğerin kanamadı, has aşkın közlerinde. Sen sevda acısını, yaşamadın bilmezsin. Bıçak sırtı kederi gaye, bal eylemezsin. Gemilerin poyrazda, yönünü şaşırmadı. Limansız öksüz gibi, hiç çaresiz kalmadı. Ateşi üzerine, derman diye örtmedin. Sevdanın korlarını, şifa diye öpmedin. Hüzün çıkmazlarından boşluklara düşerken, Tutunacak ellere, boş yere uzanmadın. Aşkın uçurumunda yârdan imdat beklerken, Bin parçaya bölünüp, toprağa dağılmadın. Ruhumun yamacında, yeşil ovalar vardı. Güneşle sarmaş dolaş, gözlerine uzardı. Koşardı ceylanlarım, sen kalbime baktıkca. Coşardı nehirlerim, sen gönlüme aktıkca. Ay parçası yüzünde, mehtap şarkı söylerdi. Saçlarında yakamoz, parlar eşlik ederdi. Senin bir bakışınla, kainat aydınlanır, Yüreğimin çölünde, kumlar çiçek olurdu. Gonca gamzelerinde, tüm tabiat canlanır, Filizlenen duygular, aşka buse olurdu. Sen sevdamın özüne, inemedin maralım. Deryanı bulandırdın, yüzemedin karalım. Sen aşkı bir mevsimlik, gönül oyunu sandın. Ağustos güllerinin, mis kokusuna kandın. Hazan rüzgarı esip, güz gülüne dönünce, Aşkımı öğrenirsin, pişmanlık görününce. Nigar Yıldız
-
diloş...
ahucuma... IRMAK Gürül gürül geçip gidiyorsun yanımdan hangi dert gelirse gelsin sürükleyip götürüyorsun akıntınla ve ben elim çenemde bir köşede sessizce izliyorum seni belki bir gün durursun belki bir gün durulursun sen bilmiyorsun ama coşarken hep üzerime hüzün sıçratıyorsun.... Ceyhun YILMAZ
-
SENİ BİR ANIT BIRAKTIM KENDİNE!
Nereden Bileceksin O eski hülyaların sahile vurduğunu Yakama bir muamma taktığım gün hatırla Gurbetin mahşerimde bir sıla bulduğunu Dağlar gibi eriyip aktığım gün hatırla Nereden bileceksin, şehrin sokaklarında Kaybolan ışıkların gözlerim olduığunu Her seher yüreğimde açan karanfillerin Her akşam ellerimde sararıp solduğunu Nereden bileceksin Kim bilir, belki bir gün kapıma geleceksin Siyah tüylü martılar yorgun pencerelerde Benimle ağlayacak benimle güleceksin Göğsümde ızdırabı Deniz fenerlerinin Hayatımdan fışkıran hüzne gömüleceksin Her şairin bir gülle bahtiyar olduğunu Bir sana bir göklere baktığım gün hatırla Gönlümün kahrın ile ihtiyar olduğunu Sigaramı sessizce yaktığım gün hatırla Bilemezsin içimde bir denizdir yaşamak Sen denizin en uzak noktasında şen şakrak Ben kırgın dalgalarla avunurum derinde Gemilere yosunlu mendiller bağlayarak Nereden bileceksin fesleğen köklerinin Hercai bulutlardan bıkıp usandığını Ansızın kayıveren yıldızların ardında Vuslatı bekleyen bir kalbin yandığını Nerden bileceksin Yağmura boyun büken susuz topraklar gibi Kim bilir belki bir gün kapıma geleceksin Sinesinde bi-vefa bir sırrı saklar gibi İnfazına yürüyen ölü tutsaklar gibi Gözlerinin hicranlı yaşını sileceksin Tatlı bir rayihanın göklere dolduğunu Irmaklara karışıp aktığım gün hatırla Gölgelerin ruhumu görüp kaybolduğunu Mavi bir şimşek gibi çaktığım gün hatırla Gülümse ve uzaklaş çünkü anlayamazsın Bu kopan fırtınayı Yusuf'un yüreğinde Koyu bir çaresizlik ayinidir yalnızlık Züleyha'nın menekşe büyüyen gözlerinde Nereden bileceksin kayalara tutunan Devlerin birer birer vurulup öldüğünü Rüyaları süsleyen eşsiz mücevherlerin Bir dervişi görünce yere döküldüğünü Nereden bileceksin Kim bilir belki bir gün kapıma geleceksin Kollarında rüzgarlı bir deprem karanlığı Kapı aralığında sessizce gireceksin Işıldayan bu gönül şahikası önünde El pençe divan durup sen de eğileceksin Bülbülün lalezardan neden kovulduğunu Bu hayal zindanını yıktığım gün hatırla Balığın susuz kalıp suda boğulduğunu Acılar evreninden çıktığım gün hatırla Nurullah Genç
- Çağrışım
-
Şu Anki Durumunu Smileyle Belirtme
- ben geldim!
ERBAY şurada cevap verdi: verdinaz başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalımhoşgeldin verdinaz...- hangi şarkıyı dinliyorsun?
İsmail TÜRÜT__Plan yapmayın Plan- Çağrışım
- Çağrışım
yok ahucum onu çağrıştırdı sadece bana- Çağrışım
- Çağrışım
- Çağrışım
- Şu Anki Durumunu Smileyle Belirtme
-_-- hangi şarkıyı dinliyorsun?
İsmail TÜRÜT__Plan yapmayın Plan tutmaz KARADENİZDE...- AZ SONRA...........
ALLAH nasip ederse iftarımızı açacaz...- Merhabalar
ERBAY şurada cevap verdi: mormedya başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalımhoşgeldin- MALATYADAN SAYGI VE HÜRMETLERİMLE
ERBAY şurada cevap verdi: memedd başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımHoşgeldin mehmet... - ben geldim!
Önemli Bilgiler
Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.