Zıplanacak içerik

ERBAY

Φ Süper Üye
  • Katılım

  • Son Ziyaret

ERBAY tarafından postalanan herşey

  1. ERBAY şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Forum Oyunları
    yedim bir bütün karpuz dolaşurum aç susuz çekirgem nasilsun bakam habu ustan çok uykusuz....
  2. gurbetçiydim eskiden azmı çalıştık gavur memleketlerinde..... adamlar yapmış kardeşim içinde balıklar da var her sabah balık tutmaya giderdik...
  3. ERBAY şurada bir blog başlığı gönderdi: ERBAY
    Çiçek ile Suyun Hikayesi Sevgiliye sadece "Seni seviyorum" demek yetmez... Günün birinde bir çiçekle su karşılaşır ve arkadaş olurlar. İlk önceleri güzel bir arkadaşlık olarak devam eder birliktelikleri, tabii zaman lâzımdır birbirlerini tanımak için. Gel zaman, git zaman çiçek o kadar mutlu olur ki, mutluluktan içi içine sığmaz artık ve anlar ki, su'ya aşık olmuştur. İlk kez aşık olan çiçek, etrafa kokular saçar, "Sırf senin hatırın için ey su" diye... Öyle zaman gelir ki, artık su da içinde çiçeğe karşı birşeyler hissetmeye başlamıştır. Zanneder ki, çiçeğe aşıktır ama su da ilk defa aşık oluyordur. Günler ve aylar birbirini kovalalar ve çiçek acaba "Su beni seviyor mu?" diye düşünmeye başlar. Çünkü su, pek ilgilenmez çiçekle... Halbuki çiçek, alışkın değildir böyle bir sevgiye ve dayanamaz. Çiçek, suya "Seni seviyorum der. Su, "Ben de seni seviyorum" der. Aradan zaman geçer ve çiçek yine "Seni seviyorum" der. Su, yine "Ben de" der. Çiçek, sabırlıdır. Bekler, bekler, bekler... Artık öyle bir duruma gelir ki, çiçek koku saçamaz etrafa ve son kez suya "Seni seviyorum." der. Su da ona "Söyledim ya ben de seni seviyorum." der ve gün gelir çiçek yataklara düşer. Hastalanmıştır çiçek artık. Rengi solmuş, çehresi sararmıştır çiçeğin. Yataklardadır artık çiçek. Su da başında bekler çiçeğin, yardımcı olmak için sevdiğine... Bellidir ki artık çiçek ölecektir ve son kez zorlukla başını döndürerek çiçek, suya der ki; "Seni ben, gerçekten seviyorum." Çok hüzünlenir su bu durum karşısında ve son çare olarak bir doktor çağırır nedir sorun diye...Doktor gelir ve muayene eder çiçeği. Sonra şöyle der doktor: "Hastanın durumu ümitsiz artık elimizden birşey gelmez." Su, merak eder, sevgilisinin ölümüne sebep olan hastalık nedir diye ve sorar doktora. Doktor, şöyle bir bakar suya ve der ki: "Çiçeğin bir hastalığı yok dostum... Bu çiçek sadece susuz kalmış, ölümü onun için" der. Ve anlamıştır artık su, sevgiliye sadece "Seni seviyorum" demek yetmemektedir...
  4. ERBAY şurada bir blog başlığı gönderdi: ERBAY
    Kadın sevdiği adama sorar: ' Neden Ağlıyorsun? ' Adam cevap verir: ' Seni sevemediğim için.' İşte bu yüzden bir kez daha iyi ki varsın diyorum sana. Senin de beni sevmeni elbette çok isterim. Belki de inanmayacaksın ama, olmasa da olur. Çünkü yıllarca sevgimin öyle çok düşmanı, öyle çok muhafızı vardı ki, ben seninle onları aştım, inan varolman bile yeterli ve seni seviyor olmak bile büyük bir nimet benim için. Ve şunu bil ki bu sevgime asla çoklarının yaptığı gibi yeteneksizliklerimi, kusurlarımı, yalnızlık korkumu, başarısızlıklarımı yüklemiyorum. Eğer öyle olsaydı, yitirmekten ölesiye korkar, seni kör bir tutkuyla sahiplenirdim. Oysa seni bir dine bağlanır gibi değil, kendi özgürlüğümü sever gibi seviyorum.
  5. ERBAY şurada bir blog başlığı gönderdi: ERBAY
    Mektup Bu gün bendeki resimlerini ve mektuplarını yakıyorum. Küllerini sana göndereceğim. İşte! Hepsi önümde duruyor. Şu resim çekilirken karşında ben vardım, hatırladın mı? Üzerini diyerek imzalamışsın. Bu seni en çok anlatan resimdi biliyorum. Bana en yakın olduğun resimdi... Karşında ben vardım, gözlerin gözlerimdeydi... İçin benimle doluydu, bakışların gibi. Önce bu resmini yakacağım, bu en çok sen olan resmini. Sonra da diğerlerini yakacağım. Hepsi birer birer kıvrılıp kül olacak sonunda. Ya mektupların? Herbirini çok çok öptüğüm mektupların...Satır satır içimde çakılı duran mektupların. Onlarda yanacak. Senden madde olan hiçbir şey kalmasın istemiyorum bende. İçimde bıraktığın eziklik yeter artık. Artık seninle değil, verdiğin acılarla avunacağım. Seni bütün arzuların üzerinde, bütün özlemlerin ötesinde seveceğim artık. Sensiz bir dünya yaratacağım senden. Dünya duracak ama sen durmayacaksın. Zaman bitecek, ama sen bitmeyeceksin. Bir gün bütün çiçekleri solacak bahçelerin, yıldızlar ışık vermeyecek, güneş doğmayacak hiç. Ama sen solmayacaksın, sen eksilmeyeceksin. Seni maddenin dışına çıkarıyorum. Ölümsüzlüğün kapılarını açıyorum sana... Anlamıyor musun? Daha düne kadar her yerini ayrı ayrı seviyordum. Ellerini tuttuğum zamanlar ürperirdim, başım dönerdi gözlerine bakınca. Dudakların her öpüşte yeniden dünyaya getirirdi beni. Al işte, hepsini sana bırakıyorum. Güzelliğinde senin olsun dişiliğinde.. Göreceksin, bir gün her yerin şu mektuplar, şu resimler gibi kül olup dağılacak. Bir tel bile kalmayacak saçlarından. Niceleri gibi sen de göçüp gideceksin bir gün... Önce güzeliğin terk edecek seni. Ellerin buruşacak, belin bükülecek, ak pak olacak saçların. Boş bir çuvala döneceksin. Gözlerinde o vahşi pırıltı kalmayacak, bütün ateşi sönecek dudaklarının... Ama ben o halinle bile seni terketmeyeceğim. Çünkü benim içimde hep bugünkü gibi kalacaksın. Taptaze, sımsıcak ve korkunç güzel! Yalnız benim gözlerimde bir manası olacak bakışlarının. Ben yok olduğum zaman da satırlarımda yaşayacaksın. Hiç ihtiyarlamadan, hiç değişmeden, hiç tükenmeden... Adım adınla anılacak, adın adımla... Mektuplarınla resimlerini yakacak gücü kendimde bulamasam, o zaman da kendimi yakardım. Şu herkeste seni gören gözlerimi, şu her yerde sana koşan ayaklarımı ve şu her zaman sana yazan ellerimi yakardım. Tenimden yükselen alevler ta Allaha kadar uzanır, ona çaresizliğimi anlatırdı. Seni güçsüz, zayıf bir insan tarafından sevilmenin hayal kırıklığına uğratmamak için, şimdi benim yerime, senden kalanları yakacağım. Ben yaşadıkça, varlığım bütün çaresizliklere meydan okuyacak. Unutma; seni sevdiğim için ölebilirdim, seni sevdiğim için yaşayacağım. Biraz sonra mektuplarınla resimlerni tutuşturacak bir kibrit çöpü gibi çekiliyorum hayatından. Her şeyiyle onu sana bırakıyorum. Hayatın senin olsun. İstersen hayatım da.. Ama sen kendinin bile olamayacaksın artık. Ben yaşadıkca, adım söylendikçe... Seni bensizliğe ve kendimi sana mahkum ediyorum.. ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
  6. buz gibi limonata olurmu .
  7. ERBAY şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Forum Oyunları
    oy senun türkülerune ustan kurbanlar olsun sen yemek yaptukçe benum karnum doysun..... ekız habu türkçenle beni öldürecesun söyle bakalum gülsün sabaha ne edecesun.....(kahvalti )
  8. ERBAY şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Forum Oyunları
    gözlerinun içinde sanki çam ağaçlari yağmur sende hazırla en büyük tabaklari.... gülsün yapacak yemeği boşa gitmesun emeği yiyeceğuk azar azar yoksa midemizi bozar.... habu dünya kupasi sanki mantar tipasi benum kalbimden geçen arjantin bunlarun ağasi..... habu kupada yoktur fatihin aslanlari oy bu sene şampiyondur trabzon kaplanlari......
  9. ERBAY şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Forum Oyunları
    yemekleri yerum ama hepsinden azar azar deduklerum doğrudur çok yersem göbek yapar.... kaynanan seviyormuş senda otur sofraya biletuni yollarum ben gelirsen haburaya.....
  10. ERBAY şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Forum Oyunları
    yaz haburaya bi yazi tarlada yapacam kazi gülsün nerde yemekler senda tembelsun bazi bazi.....
  11. ERBAY şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Forum Oyunları
    karpuzun iyisini tarladan alacasun ekız biraz yemek ye dal gibi kalacasun...... kesmişum karpuzleri attum çekirdeklerini ekız nasıl ödiyecesun sen bana ettuklerini..... oldu gözlerum şaşi sayfaya baka baka karişturdum saği soli ikileye yaza yaza.... Tere yaği dedunmi oy Sürmenenun yağidur habu cadı natalia sır saklayan biridur..... (harbiden de öyle ) ankaranun güneşi kiz Kafanami vuruyir habu bizum natalia çok yaramaz duruyir....
  12. pek cana yakın gördüm seni...
  13. ERBAY şurada cevap verdi: ERBAY başlık Şiir Forumu
    Beşinci Mektup Ayrılık diye bir şey yok. Bu bizim yalanımız. Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var. Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun? Güneş çoktan doğdu. Uyanmış olmalısın. Saçlarını tararken beni hatırladın, değil mi? Öyleyse ayrılmadık. Sadece özlemliyiz ve bekliyoruz. Zamanı hatırlatan her şeyden nefret ediyorum. Önce beklemekten. Ömür boyunca ya bekliyor ya bekletiyor insan. İkisi de kötü, ikisi de hazin tarafı yaşantımızın. Bir çocuğun önce doğmasını bekliyorlar, Sonra yürümesini, konuşmasını, büyümesini... Zaman ilerliyor, bu defa para kazanmasını, Kanunlara saygı göstermesini, İnsanları sevmesini, aldanmasını, aldatmasını bekliyorlar. Ve sonra ölümü bekleniyor insanoğlunun. Ya o? Ya o? İnsanlardan dostluk bekliyor, sevgilisinden sadakat, Çocuklarından saygı ve bir parça huzur bekliyor, Saadet bekliyor yaşamaktan. Zaman ilerliyor, bir gün o da ölümü bekliyor artık. Aradıklarının çoğunu bulamamış, Beklediklerinin çoğu gelmemiş bir insan olarak Göçüp gidiyor bu dünyadan. İşte yaşamak maceramız bu. Yaşarken beklemek, beklerken yaşamak Ve yaşayıp beklerken ölmek! Özleme bir diyeceğim yok. O kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam parçası. O nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı. O tek güzel yönü bekleyişlerimizin. İnsanlığımız özleyişlerimizle alımlı, Yaşantımız özlemlerle güzel. Özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin. Bir kokusu var bütün çiçeklere değişmem. Bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin, anlatılmaz. Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam; Seni özlediğim içindir. Beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni; Seni özlediğim içindir. Yaşıyorsam; içimde umut varsa, Yine seni özlediğim içindir. Seni bunca özlemesem; bunca sevemezdim ki! Ümit Yaşar Oğuzcan
  14. öyle işte bazen böyle hiç ummadığın bir anda karşına çıkıyo ve en başa dönüyosun... ne biliim ya bu işin akılı mantığı yok ki...biz kadere iman etmiş insanlarız kaderimizde böyle yazılmış demek ki..... teşekkür ederim sana kriptex...
  15. ERBAY şurada cevap verdi: femalexx başlık Forum Oyunları
    anderun mastisi seni seveyrum.....
  16. unutmak, bir saatin kırılan camlarında zamanı çürüterek öldürmektir sevgiyi unutmak, bayramlığı giydirilen çocuğun aldatılan göğsünde vurmaktır sevgiliyi unutmak, bir ülkenin tozlu kaldırımlarında taşlara boğdurmaktır yağız atlı yiğidi unutmak, susturmaktır yolların ayrımında şairlere can veren muhteşem bir ağıdı unutmak, koparmaktır çiçekleri dalından sisli bir yalnızlığın ekseninde bulursun unutmak, ayırmaktır arıları balından...............
  17. elimde olsa hiç severmiydim....
  18. benim çoğu günüm böle geçer...
  19. ne fotomontajı gerçek bu azmı yüzdük bu köprüde bee....
  20. ERBAY şurada cevap verdi: aysum başlık Forum Oyunları
    elemit kara çamluk,kar yağarda tutturur,bu gaybana sevdaluk ölümü unutturur,salini saliniyi aşağıda bir duman gözümi kapaturum öper beni anlumdan...
  21. sedelina ablamda karadenizli zekasi var hemen yapıştırıy cevabi bu huyunu seviyrum....
  22. bu kadar konuşursan olursun tabi....

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.