Karhan Marcal

Kesinlikle. İlk kez akp'nin yaratamadığı bir gündem vardı. ve o konuşuluyordu. şimdi yeniden islamcılar meydana döküldü. hepsi israil'i lanetliyor, ama asıl lanetlenmesi gerekenler, gündemi değiştirip sıvışıyor aradan. birileri gerçekten düğmeye bastı.

arada bir gazete oku bence ya da birinci ağızdan yorumlarını izle tv'den. başörtüsü hakkında dediği çok netti; yasa değiştirilmesine gerek kalmaksızın, sağlanacak toplumsal mutabakatta chp'nin hiçbir kesime korku salmayacak oluşuyla beraber ortadan kalkabilecek bir yasaktır dedi. ekonomi konusunda; devletçi bir ekonomiyi tercih ettiğini, doğuya devlet eliyle fabrikalar açılması gerektiğini, vergileri düşüreceğini, sendikal yapıların 70'li yıllardaki gibi çok ciddi önem kazanacağını, sosyal ekonomik modelin hayata geçirileceğini ifade etti. azınlıklar konusunda ise; öncelikleri açısından yoksulluk ve işsizlik halledilmeden yapılacak şeylerin içi boş olacağını, ayrıştırıcı olmaması için önce işin ekonomik boyutunu ve sosyal boyutunun çözülmesi gerektiğini söyledi. siz de aynı insandan bahsediyorsunuz, ben de.. sanırım yanlış kaynaklardan besleniyorsunuz. biraz iyi takip edin gündemi.

dostum tamam 90'dan sonrası için diyorsun da 90'dan sonra chp bir kere bile iktidara gelemedi zaten kurulan hükümetlere bakarsanız hep sağ yapıyı görürsünüz. ecevit dönemi hariç genelde anap, dyp, akp gibi partiler gelmiş kurmuş hükümeti. çözümsüzlüğün nedeni kesinlikle aleviler değil. aksine bu ülkede aleviler kadar uyumlu ve makul insanlar yoktur. devletin politikaları sünniyi kayırıyor olabilir, yerinde bir bakış. zaten sıkıntı şu dostum; bu devletin sürdürülebilir bir politikası yok. iktidar değişse bile bazı şeyler değişmemeli. bunlardan biri de madem ulus devletiz, ciddi devlet politikalarımız olacak. mesela bakıyoruz akp'ye alevilerle çalıştay yapıyor. yahu bırak işte sohbeti muhabbeti, özür dile önce bi onlardan. sivas için özür dile, cemevleri cünbüş evleridir demişsin özür dile. türkiye'nin devlet politikasının olmayışından dolayı çoğunluk her zaman mevcut iktidarlara yön vermiş. yani popülizm almış başını gitmiş. benim düşüncelerim bunlar.

dostum iktidarda kürtler vardı türkler vardı diye bir şey sözkonusu olamaz. seçilmiş yurttaş vardır iktidarda. yeri gelir turgut özal gibi bir kürt, yeri gelir türk, yeri gelir bir yörük. alevilerin şu an oy verdiği parti belli. kendileri asla mezhepcilik yapmamıştır. baykal ve chp hiçbir zaman memnun etmese de aleviler chp'ye oy vermişlerdir. alevilerin sistemle entegrasyon problemi yok. alevilerin sıkıntısı fanatik sünni kesim ve ülkücü kesimdir.

Sevgili dominik, beraber grup oluşturduğun vekiller, seninle uyum içinde kalmayıp da yemin şovu filan yapmaya kalkarsa, ortamı gererse, gereği yokken böyle bir skandal yaratırsa siyaseten yollarını ayırırsın. çizgini koyarsın. netekim dep'liler, shp'lilerin birleşimi de şovenist bir yaklaşımla gerçekleşmeden son buldu, ve de ayrıştı. doğu bölgesinde bölgeselcilik anlayışına dayalı damardan bir siyasi akım geliştirdiler, kim ne derse desin, doğunun bütün çözümsüzlüğü burda yatıyor. gerçi bu partiler de kapatıldıkça bu damardan giren anlayış daha çok benimsendi, mağdur imajı pekiştikçe de daha çok şovenleşti. sadece bu mağdur imajından gelen oylarla hiçbir şey yapmasa bile sağlam bir bölgeselci parti oldular. şimdi benim önerim kılıçdaroğlu iktidar olursa ki olacak % 10 barajını kaldırsın. ve bdp direk girsin parti olarak meclise. böylelikle bu mağduriyetin beslenmesinin önünü kessin. doğuya yatırımlar pekiştikçe bu şoven partilere de destek ortadan kalkacaktır. entegre süreci sağlanacaktır.

Çok sağlam bir yere parmak basmışsın CHP, 80 darbesinden önce de, 80'li yılların sonunda da gerek ezilen kürtlerin, gerek ezilen alevilerin sığınacağı liman olmuştur. sırf doğu bölgesinden aldığı oyun çökertilmesi için leyla zana gibi isimler ayrılıkçı ve şovenist bazı tutumlar almıştır. ve 89'da doğudan epey iyi olan chp gitmiş, yerine doğuya hiç giremeyen bir chp gelmiştir. burda partinin suçu kadar, orda istenen siyasi eğilimlerin değiştirilmesi de etkilidir. bugün Chp'nin içinde 8 çocuklu bir aileden berhan şimşek de vardır, ağrıdan savcı sayan da vardır, tuncelili kemal kılıçdaroğlu da vardır, nazımiyeli ali kılıç da vardır. CHP asla tek tip bir mezhebin ya da ırkın partisi olmamıştır. aksine geniş bir yelpazesi vardır. Kılıçdaroğlu ile bu yelpaze daha da büyüyecektir.

Sevgili demirefe, baykal'ın artık dönmesi 1000 de 1 ihtimal bile değil. kılıçdaroğluna rakip bile çıkmayacak görülen o. il başkanlarından 81'de 77 yapan adamın koltuğu garantidir. artık chp kılıçdaroğlu ile yeni bir dönem başlatacaktır. halk da kılıçdaroğlu'nu istiyordu zaten. öte yandan görülen o ki sürecin arkasında cia filan yok. basit bir akp işi. anayasa mahkemesine gitmesini hazmedemediler, ve chp'nin yıkılacağını düşünerek liderini pasifize ettiler. ama chp ilk günlerde sendelese de kılıçdaroğlu'nun önderlik vasfını göstermesiyle şimdi yeniden rayını buldu. akp için sonun başlangıcıdır bu. halkçı ecevit zamanlarına dönecektir halk partisi.

İşçi partisini tercih ederim, demirefe!

liberteryen bir enternasyonal bakışa sahipsin anlaşılan. dediklerinin bi kısmı doğru. ancak daha önceki "mustafa kemale ırkçı devlet kurdurdular" iddian hala söylüyorum çok eksik ve yanlış. dünyada toplumların bağımsızlığını elinden alıp onları sürü haline getirenlerin istedikleri düzeni istedikleri komplolarla kurdurabildiği iddian doğrudur ama herşeyi de onların yapabileceğini iddia etmek tarihi yetersiz okumaktır. baykal'a yapılan komploya gelince ne mustafa sarıgül ne de uluslararası güçler yapmıştır. bunu sadece akp yapmıştır nedeni de akp'nin bütün derdi bu anayasa değişikliğini tamamlayabilmektir. chp'nin anayasa mahkemesine gitmesi ve ordan bu düzenlemenin dönmesi kadar akp'yi mahvedecek bir şey yoktur. baykal'ı varan 2'yle tehdit edip chp'nin parçalanmasını istiyorlar. baykal ilk etapta pes etmedi bu tavrından başkası olsa hala anayasa mahkemesine gideceğz demezdi.

senin dediğin ciddi tarihi evrimlerin gerçekleşmesi sonucunda olacak bir şey. bir çocuğa önce isim verilir, o çocuk sonra emeklemeye başlar, sonra yürür, sonra yetişkin olur ve kararını verir. uluslarda bundan farksız. bu ulusa bir isim vermek zorundaydık ki en ideal isim türk'tü. kültürel milliyetçiliktir bizdeki ulusculuğun temeli. ırk ideası hiçbir dönemde olmamıştır. ulus devletin göbeğinde yaşayıp da ırkçı bir devleti mustafa kemale derin dünya güçleri kurdurdu demek hayalperestliktir. şu anda türk ulus kavramı anca emekliyorsa burada oturup bi düşünmek lazım, niye yürümüyor bu çocuk? fransa çok ciddi evrimler geçirdi, onun geçirdiği evrimleri geçirmeden mustafa kemal'in başarılı devrimci anlayışları biraz da tepeden inme stiliyle uygulanınca türklerin geçirdiği hiçbir evrim olmamış oldu. haliyle hiçbir şey hakkında bilgisi bulunmayan, ulus devletin göbeğinde yaşayıp ulusalcılığın ne olduğunu anlamayamayan, ilkel ve kısır mülkiyet çekişmelerinin feodal sosa bulandığı bir toplum olarak kaldık. sıkıntı burada. ne mustafa kemalin ırkçı dünya devletleri isteyen kişilere kukla edilmesidir sıkıntı. ne de türkiye potansiyel ırkçı bir devlet yapısına sahiptir. elma da yuvarlaktır top da, o yüzden her yuvarlak cismi birbirine benzetmek gibi yanlış analiz etmekten kaçınmak gerekir.

benim de anlamadığım velev ki deniz baykal'ın böyle kaçamakları var( ki hiç sanmıyorum bariz montaj ) yapacağı siyasetle ne alakası var? sen hizmetine bak kardeşim.. deniz baykal'ın eksikleri olabilir, yaşlıdır vs.dir ama kardeşim şu da bir gerçek sağlam bir sosyal demokrattır. başbakan olmasını çok isterdim bu ülkeye. ama maalesef chp muhalefetken bile iktidarmış gibi düşünüldüğü için seçilmedi, denenmedi. bu da oldukça enteresandır

ulus devletin göbeğinde yaşıyorsun daha ulusçuluk ile milliyetçilik farkını bilmiyorsun, bir de diyorsun ırkçı cumhuriyeti atamıza kurdurdular. of offf bu derin dünya devleti de hap gibi bi şey, her konuda deva oluyor

iyi de konuyla ne alakası var? ha bir de mustafa kemal kendi kurmamış bu cumhuriyeti he? bizim millet bayılıyo böyle komplolara ya

ahzab'ı okuduktan sonra ateist olmuştum. tekrar okudum ahzab ve tahrim surelerini ne kadar da doğru bir karar verdiğimi anladım.

valla kesin konuşmayı sevmem ama bu açık bir montaj. deniz baykal doğru olanı yaptı, bir insan böyle bir kaçamak yapmamışsa çıkar önce istifasını eder. doğan medya grubunun peşin hüküm verişini de görmüş oldu böylelikle. aslında çok da iyi oluyor, eğer şu görüntülerin montaj olduğu ortaya çıkarsa deniz baykal türkiye'nin en dürüst siyasetçisi olma ünvanını tamamiyle elde etmiş olacak. ve ölse de koltuğu bırakmaz diyenlere de cevabını vermiş olacak. umarım kurultaya kadar görüntülerin montaj olup olmadığı ortaya çıkar. ve şunu söyleyim deniz baykal'sız chp oy arttırmaz aksine sancı çeker.

türkiye'deki sistem vakit gazetesi gibi gazetelerin iftira atması için kurulmuş sanki. kötü haberciliğin nelere yol açacağını hiç düşünmeyen vakit gazetesi ettiği hakaretlerden sonra tazminat yese dahi, tüzel kişiliğini aktararak önceki tüzel kimliğinin üzerinde hiçbir şey bırakmıyor. ve tazminat filan ödemeden isim deiştirerek aynı kadroyla yayınına devam ediyor. eğer bu vakit gazetesi başbakanın en sevdiği gazete olmasa çoktan üzerine düşülür gereken yapılır. ancak kayırıldığı için sadece lafta kesilmiş bir tazminat olacak ne yazıkki. burası türkiye!

gerçekten çok doğru bir saptama. zaten en büyük sıkıntısı da önder vasfına sahip bir yol gösteren çıkartamamasıdır. bu nerden baksak cumhuriyet tarihi boyunca var olan bir sıkıntı. işte anca aşiretlerin içinden dönem dönem önderler çıkartıyor ki bunların da çağdaş ve ilerici vizyonu, eleştirilebilme karşısında esneme gibi hasletleri yok. sıkıntı gerçekten burda.

Burada hala yibo'ları kötüleyeceğimize asırlardır bir toplumun feodal inatlarından töre adında kıtır kıtır birbirini kesmesinden bahsetsek ya? Güneş balçıkla sıvanmıyor kardeşim. gerici feodal inatlar yüzünden doğuda gerçekten ne kadar kurtarılmaya hakeden çocuk var biliyor musun? 8 çocuklu ailenin 4.süyüm ben de. he ne doğuda yetiştim ne de kürdüm ama kardeşlerimizden 3'ünü iyi eğitemedik, memnun değiliz kendilerinden. neden peki? çünkü bir ailede kardeş sayısı ne kadar çoksa içlerinden bir kaç fire verme ihtimali o kadar çok ! 5'imiz iyi eğitilirken 3 kardeşimizin hali bizi üzüyo. doğuda bu durum daha da vahim. Kürtlerin aile planlamasına ihtiyacı vardır. kürtlerin feodal inatlarını bırakıp eleştirilebilme yetisini kazanabilmeleri lazım.

Gezmişlerin gençlik yıllarında o tabirleri kullanmalarının altında yatan şey bölücülük hortlasın diye değildir sevgili boşig. Masumane bir tepkidir onlarınki. Hani kürtlere ayrımcılık yapılmadan Kürdü,Türkü birleştirmeyi amaçlar söylemlerdir. Keşke bu gençlerimiz asılmasaydı da türkiye'de SOL anlayış ülkeyi toparlayabilseydi.

eğer gündemi biraz takip ediyor olsa idin chp'nin 3 madeyi ayıralım gerisini biz uzlaşarak hallederiz önerisini doğru analiz edebilirdin. hiç anlamadan dinlemeden hayır deme olayı gerçekten tam bir soyut analiz. chp'nin anayasa mahkemesine götürdüğü tüm yasa tasarıları halkın lehine değil akp'lilerin lehine idi. o yüzdendir ki mahkemeden de geri döndü. bizim milletimiz bi tuhaf, kendi lehine çıkan kararların farkına varmaz, ama tayyip erdoğan çıkıp bizi engellediler deyince inanır. chp'nin kıymeti harbiyesini anlayamamak da bunun gibi bir şey. ne mhp'nin yaptığı muhalefetlik, ne bdp'nin ne de dışarıdaki siyasi partilerin net ve tutarlı değil. mhp der biz yeni anayasaya esasen de şeklen de karşıyız sonra da der ki ama anayasa mahkemesine de gitmeyiz. sorarlar akp ile koalisyon yapacak mı mhp, valla ona zamanı gelince bakıcaz derler. haliyle 97 vekili ile chp de olmasa neler olabileceğini düşünmek bile istemiyorum.

@raif bostan ; bu tip şeylere artık kimse inanmıyor be kardeş..

gençliğimde saf gibi kapılmıştıım ben de bu furyaya nasıl baktığımı şöyle açıklayabilirim; delikanlı ve adam gibi adamlığın kapısı olarak görüyorduk. o zamanlar her tür sol görüşü bizim toplumun değerleriyle ters gibi sıfatlarıyla değerlendiriyorduk. ve tabi kutsalımıza laf edildiğinde hemen dolduruşa geliyorduk. mustafa yıldızdoğan abimizi dinleyip dinleyip mahalledeki kürtleri dövüyorduk. hem de ne dövmek. sonra da onlar toplaşıp bize saldırıyordu. ardından bostancıya taşındım. küçükyalıdaki ülkü ocaklarına filan kaydoldum ama aradığım ortam yoktu. yani kendimi biraz ezik hissettim. sarmadı, işte neyse sonra üniversite sınavı filan girdi araya. iki senelik üni. kazandım. ve tam da solcuların faal olduğu bi üniye düştüm. adamların borusu ötüyordu. yani borusu ötüyor derken her yerde sözlerini esirgemeden fikir tartışıyorlardı. bense açıkcası 4-5 kelimenin ötesinde siyasi argüman sunamıyordum. ve çoğu zaman kendimi ezilmiş hissediyordum. baktım bu böyle olmayacak bunların bahsettiği isimleri okumaya başladım. turan dursun, doğu perinçek, uğur mumcu, soner yalçın filan derken çok ama çok eksiğimizin olduğunu gördüm. zaten 5-6 ay gibi bir süre sonra da agnostik oldum. üni'de ilk yılım hep siyasi kitaplar ve gazetelerde köşe yazarlarını okuyarak geçti. dersler kötüydü ama okudukça fikren güçleniyordum. 2.sınıfa başladığımda ulusalcı ve sosyalist arkadaşlardan hiç eksiğim yoktu. artık fikir tartışmalarında kendime ait kendimin yoğurduğu argümanlar da mevcuttu. öyle öyle kırdım zincirlerimi. açıkcası avatarımda da göreceğiniz üzere artık ülkücülük olsun, türk-islamcılık olsun gırgıra aldığım ideolojiler. çünkü zamanında saf gibi kapılmıştım o akımlara.

işte tipik inançlı gerginliği.. "kutsalımızla alay edüyürlerrr" kompleksi.. arkadaş rahat olun.. olmayan şey için bu kadar asıp kesmeyin.. hala da inanıyorsanız rahat ve bu tip şeylere açık olarak inanın..