y.yılmaz

Ya tedbir derken dalgalara karşı koymayı demiyorum zaten erkekliğin 9/10 kaçmakmış, dalgalar ne kadar zamanda ulaştı onu araştırdım ama bulamadım, yeterli zaman yok muydu? Her gün deprem olan Japonya bunun planlamasını önceden yapamadı mı? Hadi biz olsak Allah ın takdiri der geçeriz...

Asker orada mıydı açık söylemek gerekirse ben hatırlamıyorum velev ki öyle olsun ( meşhur lafımız) acaba müdahale emri verilse seyredebilirler miydi? Evet dediğiniz gibiyse şüphelenmek gayet doğal ama ben de daha derinlere bakılması gerektiğini söylüyorum. Asker emir kulu, emir almadan harekete geçemez, işte harekete geç emri verildi mi, verilmedi mi? Çıkıp siviller biz talep ettik ama asker yapmadı dediyse siz haklısınız ama siviller talep etmediyse de askeri sorumlu tutamayız. Yani prosedür nedir, vali emredecek asker uyacak. Böyle bir olayda vali insiyatif alabilir mi, bana göre çok zor, siyasileri arayacak, onlar tartışacak tekrar valiyi arayacak v.s...Tüm bunlar yapıldıysa sorumluluk askerlerindir.

Sayın demirefe, aslında ne istendiğini çok iyi biliyorsunuz ama analamamazlıktan gelmeyi yeğliyorsunuz. Eleştiri doğal hak diyerek bizlerin kutsalına saldırıyorsunuz. Daha önce de dediğim gibi insan yanlış olduğunu bilse zaten yazmaz, kimse kendi yanlışını kabul etmez. Ben bir kez daha söylüyorum bana göre din eleştirilmemesi gereken bir kurumdur. Açık yazacağım ama yanlış anlaşılmasın benim zaten öyle bir gücüm yok, bu konuların çok ciddi sonuçlar doğurduğu bir gerçek, bu nedenle dikkat etmekte fayda vardır diyorum. Sizin neye inandığınız sadece sizi ilgilendirir, bizimki de bizi o nedenle de siz niye öyle inanıyorsunuz diye bir soru da abes olur. Yapmışsak hata etmişiz, biz hatamızı da kabul ederiz ve gerekirse tekrar özür dileriz.

Anlaşıldığı kadarıyla kayıpların çoğu belki de tamamı tsunamiden, peki Japonların bu kadar tedbirsiz olması nasıl açıklanır, acaba bu denli büyük dalgaların olabileceğini tahmin edemediler mi?

Ambargonun bir yaptırımı olur, maalesef bizim öyle bir şansımız yok bu nedenle de dayatma da söz konusu olamaz bu olsa olsa bir reca olur.

Dini değil, dincileri eleştirmenizi...

Adli tıptan sağlam raporu var mı acaba, bana biraz tuhaf geldi de...

Nerede o günler?

Bak net yazınca anlaşılabiliyormuş. Bizim üniversitelerimizde şekil itibariyle böyle bir karar alınması hayal çünkü hiç bir üniversite özgür değil. Bir de tekrar ediyorum, ben başörtüsünden taraf olmama rağmen böyle bir kararın bazı istismarlara yol açabileceği de göz ardı edilmemeli. Adam şalvarla gelirse, cübbeyle gelirse, şortla gelirse veya gelirse, gelirse ne yapılacak, kardeş yassah mı denecek?

AKP, adam gibi demokrasiyi uyguladığı zaman neden olmasın ama AKP lileşmek derken bugünkü zihniyetten söz ettiğimize göre zaten böyle düşündüğünüzü biliyorum da asker deyince aynı safta oluyorsunuz, benim izlenimim bu. Olay şehir içinde olduğuna göre polisin müdahale etmesi gerekmiyor mu? Bu olayı önlemek sivillerin görevi, üstesinden gelinemeyecek bir olaysa askerden yardım istenir. Peki bu olayda askerden yardım istendi mi ve olaya müdahale etmesi için asker emir aldı mı? Bunların açıklanması gerekir, bunları bilmeden askeri yargılamak hiç adil değil.

Biraz açar mısınız...

Siz burada herhangi biri değilsiniz, bana göre HEPAR ın temsilcisisiniz, yani numunesiniz. İnanç bağlamında değil ama konuya göre her insan deterministtir. Meydana gelen bir olayın nedenini, niçinini kim sorgulamaz ki? Mesela ben düşünüyorum, yahu bu demirefe bizim dinimizden ne istiyor, niye bu kadar saldırgan diye?

Ben diyorum ama kale alınmıyor ki... İnsan yazdıklarında bir çelişki olduğunu kabul etse zaten yazmaz onun için çelişki var mı, yok mu okuyanlar karar verir. Türban siyasi simge kabul ettik peki her başörtüsü de siyasi simge mi ve bunun siyasi simge olmaktan çıktığını nasıl anlayacağız, vahiy mi gelecek? Osman Pamukoğlu deyince mi siyasi simge olmaktan çıkıyor? Başka bir konuda başörtüsü kabul edilirse diğer giysi, araç, gereçlere de yol açılmış olmaz mı, bu da üniversitede kargaşaya yol açmaz mı?

Depremin şiddeti çok büyük kabul de mesafe ve derinlik bizimkinden çok fazla bu nedenle 1999 da ondan pek aşağı değil sanırım. Evet teknoloji binaların yıkılmasını önlemiş görünüyor ama plajda ölenlere anlam vermek mümkün değil. Deprem oldu, tsunami de olacak belli, bir önlem alınmadı mı? Hadi bizde olsa normal, kahraman milletiz ya tsunami vız gelir ama Japonlar nasıl böyle bir hata yapar? Deprem anında bina içinde insanlar ne kadar soğuk kanlı, işlerine devam ediyorlar ya film gibi. Deprem olduğu gün TV de bir deprem bilimci açıklama yaptı, eğer bu deprem İstanbul da olsa İstanbul un %60 ı giderdi dedi. Maalesef ben de aynı düşünüyorum. 1999 daki depremde bölgedeki tüm binalar yara aldı, bizim burada kimi binalar yan yattı, çamura battı, kimileri tekrar sıva yapıldı ve içinde oturuluyor. Allah korusun aynı deprem bir daha yaşanırsa durum çok daha vahim olur.

Çıkmayan candan umut kesilmezmiş, ha gayret Trabzon...

Ey Allahım! Niye Japonya?

AAAA! Dışarıda konacak kimse kalmadı, herkesi Silivri ye gönderdiler, hala kim yapacak?

Cidden kafam karıştı, kişilerin hatalarına bakarak dini eleştirmeni ben eleştirmiştim ama siz ben kişilere bakarak eleştiri yapmıyorum dediniz. Şimdi de siyasete karıştırdıkları için eleştirdiğinizi söylüyorsunuz, eğer öyle ise dini değil dini siyasete alet edenler eleştirilmeli ve hatta beraber eleştirelim. Biz de anlatamıyoruz, siz de anlatamıyorsunuz nasıl çıkacağız bu işin içinden?

İddiam ruhun olduğu ve öldükten sonra da sadece bedenin toprak olduğu. İnsanoğlunun her şeyi bilemeyeceğini yaratan söylemiş, siz tersini iddia ediyorsanız bilemem. Size göre birine ruhsuz dersek hakaret olmaz sanırım ama bana denirse ben bayağı bozulurum.

Ama düşünce değişmiş ve şartlarda da bir değişiklik yok, bu ne perhiz, bu ne laz turşusu (lahanayı da lazlara mal ettik, şimdi de ırkçı oluruz). Olmadı, olmadı....

Ekonomik kriz çıktığında dalga geçmek için dünyada kriz çıktı, hükümet ne yapsın demiştim, bir süre sonra baktım yandaşlar aynı bahaneyi kullanıyor. Şimdi ister misiniz birileri bunları ciddiye alıp aha, gördünüz mü bizden de kötüsü var desin?

Pek de alımlı değil be! Bu hanımın soyadı Bayraktar, valla ben bu soyadı duyduğum zaman şüphelenirdim, ODA TV niye şüphelenmemiş ve araştırmamış hayret.

Yukarıdaki iletiye bakıyorum dominik gerçekten ön yargıyla yazmıyor galiba diyorum ama işin içine asker girince dominik birden AKP lileşiyor ve işin içine sanki intikam duygusu giriyor, bunun çok özel bir nedeni olmalı.

Açık söylemek gerekirse ben de bu iddiada bulunan hiç kimseyi görmedim. Çifte standarda gelince onlar da Müslüman, Biz de yani aynı dine inanıyoruz. Bizi inandığımız için dogmatik yaptığınız halde Aleviler aydın, sizce de bir çifte standart yok mu?

İsrâ Sûresinin 85 . Ayetinde Ve sana ruh hakkında soru soruyorlar. De ki: “Ruh, Rabbimin bileceği bir şeydir. Size pek az ilim verilmiştir.” Budur yani...