Legendary tarafından postalanan herşey
-
Yengeç Burcu Günlük Yorumu
Yengeç Burcu İlişkinizle ilgili önemli bir kararın eşiğindesiniz. Duygularınız kadar aklınızın da sesini dinlemenizde yarar var. Önemli konularda ani karar vermeniz bazen pişmanlık yaşamanıza neden oluyor. İşinizle ilgili bir süredir oluşum halindeki değişiklikler bugün gündeme gelebilir. Değişimi istediğiniz yönde kullanabilmek için karamsarlığa kapılmadan sorumluluklarınızı yerine getirmeye çalışmalısınız. Ekonomik durumunuz gittikçe iyileşiyor, siz yine de tedbiri elden bırakmayın.
-
İkizler Burcu Günlük Yorumu
İkizler Burcu Umutsuz başladığınız ilişkiniz, hiç beklemediğiniz bir biçimde mutlu sona doğru gidiyor. Gitgide bağlandığınızı hissediyorsunuz. Merak etmeyin duygularınızın karşılığı fazlasıyla var. Şimdilik problem gözükmüyor. İşyerinizde meydana gelecek değişiklikler kafanızın karışmasına neden olabilir. Fakat paniğe kapılmadan, iyi duygularınızla bu durumu lehinize çevirmeyi başaracaksınız. Ekonomik şikayetlerinizi en aza indirmeniz, kolay harcama alışkanlığınızı bırakmanızdan geçiyor.
-
Boğa Burcu Günlük Yorumu
Boğa Burcu Duygusal yoğunluğunuzu karşı cinse ifade etmek konusunda çok başarılı olduğunuz söylenemez. İlişkinizde daha mutlu olmak için düşüncelerinizi sevgilinizle paylaşmalısınız. İş konularında ilginç gelişmeler gündemde. Beklediğiniz gibi gelişen olaylar sizi heyecanlandırabilir. Çok büyük beklentiler içinde bulunmazsanız, karşınıza çıkan fırsatları iyi değerlendireceksiniz. Birikiminizle ilgili daha gerçekçi planlar yapmaya çalışın. Acılı ve yağlı yiyecekler midenizi ağrıtıyor
-
Koç Burcu Günlük Yorumu
Koç Burcu Çevrenize bitirdiğiniz ilişkiden geriye dönüş olmadığını söylüyor, fakat kafanızın karışmasına da engel olamıyorsunuz. Ondan gelecek görüşme isteği kafanızı daha da karıştırabilir. Bu yüzden bu isteğe çok kısa bir süre de olsa kayıtsız görünebilirsiniz. Zamanla yarışan iş temponuz sizi bunaltmış gibi. Arkadaş çevrenizdeki bazı davetlere zamansızlığı bahane ederek hayır dememelisiniz. Ferahlamaya ve rahatlamaya ihtiyacınız var. Büyük borçlara girip aldığınız şeylerin birçoğu gereksiz.
-
Merkür
MERKÜR Kimlik Bilgileri: Kütle..................................................................................... 330,2×1021 kg Keppler sabiti(r^3/s^2)..................................................... 22,03×103 km³/s² Ekvatoral yarıçap................................................................. 2440 km Kutupsal yarıçap.................................................................. 2440 km Basıklık.................................................................................. 0 Ortalama yoğunluk............................................................... 5427 kg/m³ Eylemsizlik momenti katsayısı............................................... 0,33 Yüzey çekim (ekvatorda)..................................................... 3,70 m/s² Kaçma hızı............................................................................. 4,3 km/s Eksen eğikliği......................................................................... 2 derece Güneşe ort. uzaklık............................................................... 57,9 milyon km Görünür parlaklık.................................................................. -1,4 kadir Dönme periyodu................................................................... 58,65 gün Yüzey sıcaklığı...................................................................... -170 ile 430 °C Uydu sayısı........................................................................... 0 Halka sayısı.......................................................................... 0 Yörünge eğim açısı............................................................... 7,005 derece Ortalama yörünge hızı.......................................................... 47,89 km/s Yörüngesel periyod.............................................................. 87,97 gün Genel Bilgiler 1. Güneşe en yakın ve güneş sisteminin en küçük gezegenidir. Güneş etrafında elips biçiminde bir yörüngede döner. 2. Diğer gezegenler gibi Merkür de güneşten gelen ışınları yansıtır. Venüs, Mars ve Jüpiter den sonra dünyâdan en parlak gözüken gezegendir. Merkür, Utarit olarak da isimlendirilir. Bilim adamları Merkür'ün de diğer gezegenlerle yaklaşık aynı özgül ağırlığa sahip olduğu için, aynı anda meydana geldiğini savunurlar. 3. Merkür'ün çekim kuvveti dünyâ çekim kuvvetinin % 38'i kadardır. Dünya da 45 kg gelen bir ağırlık Merkürde 17 kg dır. 4. 1974 senesine kadar Merkür hakkında bilgiler, yalnız teleskop ve radar görüntülerinden çıkarılmıştır. 29 Mart 1974 târihinde Merkür'ün 740 km yakınından geçerek yörüngeye oturan Amerikan uzay aracı Mariner 10, Dünya ya resimler hâlinde binlerce bilgi göndermiştir. Mariner, 21 Eylül 1974'te ikinci tur, 16 Mart 1975'te üçüncü turunu yapmıştır. Üçüncü turda Merkür'ün 310 km yakınından geçmiştir. 5. Merkür, kendi etrafında bir defa dönerken yörüngesinin de 2/3 (üçte ikisi) ünü kat eder. 6. Mariner 10 sayesinde, Merkür'ün atmosferi hakkında da bilgiler edinildi. Merkür de atmosfer vardır. Bu atmosfer dünyâ atmosferinin milyonda biri yoğunluğuna sahiptir. Atmosferde çoğu helyum olmak üzere argon, neon gazları mevcuttur. 7. Merkür'ün kabuğu ile ilgili Mariner 10'un gönderdiği bilgilerden gündüz ve gece sıcaklıkları 425°C ile -175°C arasında değişir. Diğer gezegenlerde hararet farkı bu kadar değildir. 8. Merkür kabuğunda da, ay kabuğunda olduğu gibi kraterler, tabanı geniş çukurlar, faylar ve sıradağlar mevcuttur. En büyük krater, 350 km çapındadır ve kuzey kutbunda yer alır. MERKÜR Merkür bugüne kadar yalnızca bir uzay aracı, tarafından (Mariner 10) ziyaret edilmiştir. Mariner 10 1974 ve 1975 yıllarında Merkür' ün 3 kez yakınından geçmiştir. Bu geçişlerde Merkür' ün yılı ve günü arasındaki 2/3 lük oran yüzünden hep aynı yüz görüntülenebilmiştir. Yüzeyin toplam olarak %48' inin haritası çıkarılmıştır. Ayrıca bu kadar yavaş dönmesine rağmen Merkür' ün oldukça güçlü bir magnetik alana sahip olması bilim adamların şaşırtmıştır. Merkür' ün içi dünyaya dışı ise Ay' a benzer. Dünyadan sonra en yoğun gezegen olan Merkür' ün (5.42 gr/cm³) kütlesinin önemli bir bölümü demirden oluşmaktadır. Atmosferi yok denecek kadar seyrek olup çoğunluğu sodyum, az bir kısmı ise helyumdan oluşmaktadır. Son gözlemlerden anlaşıldığına göre Merkür' ün kutuplarında buzlardan oluşan kutup takkeleri bulunmaktadır. Venüs' ten sonra ikinci sıcak gezegen olan Merkür' ün (yaklaşık 430°C) kutuplarında sürekli gölgede kalan bölgelerde sıcaklık -170°C dolaylarındadır. Merkür, Güneş sistemi'nin iç gezegenler olarak adlandırılan diğer dört üyesi gibi katı bir yapıya sahiptir. 5,43 g/cm3 olan yoğunluğu Yer ile karşılaştırılabilecek denli yüksektir ve Yer'den sonra Güneş Sistemi'nde karşılaşılan en büyük değerdedir. Merkür Güneş'e yakınlığı nedeniyle güneş ışınlarının güçlü etkisi altındadır ve sıcak bir gezegendir. Yüzey ısısı uzun süren Merkür günü sırasında 450oC üzerindeki düzeylere çıkabilirken, etkili bir atmosferin yokluğu nedeniyle gece -170oC'ye kadar düşmektedir. Gezegenin koyu bir yüzeyi vardır, ve 0,11 düzeyindeki beyazlık derecesi ile üzerine düşen güneş ışınlarının ancak onda birini yansıtır. Merkür yüzeyinin en dikkat çeken özelliği tüm gezegen üzerine dağılmış irili ufaklı çarpma kraterleridir. İlk bakışta Ay yüzeyine benzetilebilecek bu görünümün, daha dikkatli bir incelemede bir çok farklılıklar içerdiği anlaşılır. Ay'da olduğu gibi kraterlerin yoğun bir şekilde iç içe geçtiği alanlar arasında, krater yoğunluğunun çok düşük olduğu, yumuşak engebeli geniş düzlükler yer alır. Bu bölgeler kraterlerin sık olduğu bölgelere göre daha alçakta yer alırlar ve Ay'daki 'deniz'lere benzer şekilde, büyük çarpmalar sonucunda gezegen içinden yüzeye çıkan lav akıntıları ile oluştukları sanılır. Gerek bu oluşumların, gerekse büyük kraterlerin çoğunun, Güneş Sistemi içinde büyük çarpışmaların sürdüğü 4,5 ile 3,8 milyar yıl öncesini kapsayan dönemde meydana geldiği düşünülür. 3,8 milyar yıl öncesinden günümüze, Güneş Sistemi büyük çarpışmaların sıklığının azaldığı, nispeten sakin bir döneme girmiştir. Merkür üzerindeki en büyük çarpışma izi, 1300 km. çapındaki Caloris Havzasıdır. Bu dev lav denizi 100 km. çapında bir gökcisminin çarpması ile gezegenin manto tabakasından yüzeye çıkan sıvılaşmış materyal ile oluşmuş, bu arada şok dalgalarının gezegen boyunca yayılarak diğer yüzünde odaklanması sonucunda Caloris Havzasının tam karşı kutbunda 500.000 km.2 lik bir alan son derece engebeli bir hal almıştır. Ayrıca düzlükler üzerinde yüzlerce kilometre uzunluğunda ve yüksekliği 2-3 km.yi bulan kırıklar dikkati çeker. Bunlara, gezegenin soğuması sırasında küçülen hacminin neden olduğu sanılmaktadır. Kırıkların bazı kraterlerin içinden de geçmeleri krater oluşum döneminden daha sonra meydana geldiklerini düşündürür. Gezegen yüzeyinin en dışta kalan bir kaç metre kalınlığındaki kısmının, Ay yüzeyindekine benzer biçimde çok küçük göktaşlarının milyarlarca yıldır süren bombardımanı sonucunda ince bir toz haline gelmiş regolit tabakası olduğu varsayılır. Aynı Ay'da gözlendiği gibi az sayıdaki genç kraterin, ışınsal olarak kendilerini çevreleyen parlak beyaz çizgilerin ortasında yer aldığı görülür. Bu çizgiler, çarpma sırasında 'kirli' regolitin üzerine sıçrayan taze materyal ile ilişkilidir. Kaynakça:Zamanda yolculuk
-
Uyuyan Kahin Edgar Cayce
UYUYAN KAHİN EDGAR CAYCE NOSTRADAMUS’TAN SONRAKİ İKİNCİ BÜYÜK KAHİN'İN YAŞAM ÖYKÜSÜ 18 Mart 1877’de Kentucky’de doğan, 3 Ocak 1945’te Virginia Beach’de yaşama gözlerini yuman Edgar Cayce, fizik üstü evrenin bilgilerini, uyarılarını ve kehanetlerini insanlığa aktarma görevi ile bedenlenmiş, tüm yaşamını yalnızca başkalarına faydalı olmaya adamış ve bunun karşılığında herhangi bir maddi kazanç sağlamayı düşünmemiş (ihtiyacı olduğu halde) ender varlıklardan biridir. Ona “Sırların Adamı”, “Uyuyan Kahin” gibi sıfatlar yakıştırılmıştır. Ondaki psişik güç çok küçük yaşlarda iken ortaya çıkmıştı. Altı yaşındayken ailesine daha önce ölmüş olan akrabaları ile iletişim kurulabileceğini ve görüşülebileceğini anlatmıştı. Daha sonraları ise okul kitaplarının üstüne başını koyarak uykuya dalıyor, uyandığında hiç çalışmamış olduğu halde kitapta yazılanları ezbere biliyordu. Bu yeteneğini giderek yitirdi ve çalışmak zorunda olduğundan on üç yaşında okulu bıraktı. Yirmi bir yaşında bir mektup kağıdı fabrikasının temsilcisi oldu ve o dönemlerde bir tür gırtlak felci geçirerek sesini kaybetti. Pek çok doktora gittiyse de hiç biri bu durumu düzeltmeyi başaramadılar ve son çare olarak ipnoza başvuruldu. Böylece Cayce’nin yeni yaşamı başlamış oluyordu. Transa geçtikten sonra sorunu çözümleyici ifadelerini peş peşe sıraladı ve sesini yeniden kullanabilmek için gerekli ilaçları ve tedavileri söyledi; bunları uygulayarak eski sesine kavuştu. Ancak artık eski yaşamının yerini bir başkası almış, görevi başlamıştı. Sadece ve sadece insanlara yararlı olmaya adanacak bir yaşamın eşiğinden girmiş, yürümeye hatta koşmaya başlamıştı bile. Hopkinsville ve Bowling Green’den bir grup doktor Cayce’nen bu eşsiz yeteneğinden çok yararlandılar. En içinden çıkılamaz vakaların Cayce tarafından tüm fizik kuralları altüst edercesine zaman ve mekan ötesi bir algı sonucunda teşhis edilişine olan hayranlıklarını gizlemediler. Onu layık olduğu takdir ile kuşattılar, yeteneklerini kamuoyuna duyurdular ve böylece Cayce’nin hemen hemen tüm vakalarda doğrulukları en yüksek hekimlerce de kanıtlanmış olan hastalık teşhis ve tedavilerinin ünü yayılmakta gecikmedi. Transa iken yaptığı teşhislerde, mili değişik vakaların tedavisi için gerekli ilaçların nerede bulunabileceğini dahi büyük bir kesinlikle tarif eden Cayce’nin uyanık durumda bunların hiç birinden haberi bile yoktu. Karşısına gelen kimi insanların sorunlarının da geçmiş yaşamlarından kaynaklandığını belirten Cayce’in ağzından bu geçmiş yaşamlara ait, sorunun kaynağını oluşturan sahneler de birer birer dökülüvermişti. Böylece de batık kıta Atlantis’teki yaşamın çarpıcı kesitleri gözler önüne serilivermişti. Kehanetler Cayce aslında iyi bir fotoğrafçıydı da. Ancak daha sonra bu işini de bırakmış, asli görevini hakkıyla yerine getirmek için stüdyosunu kapatmıştı. Öldüğü zaman ise 43 yıl içinde 8 binden fazla insana verdiği psişik öğütlerin gayet ayrıntılı 14 bin adet steno zaptını gerisinde bırakmıştı. Bunların arasında geleceğe yönelik kehanetleri de vardı. Toplum, bilim ve jeofizik alanlarında doğruluğu sık sık kanıtlanan kehanetleri, genellikle olayların gerçekleşmesinden uzun yıllar önce söylenmişti. Savaşlar barış, işsizlik, ırk çatışmaları, sosyal çalkantılar vs… gibi konulardaki kehanetlerinin, karşısına tedavi için gelen insanların özel yaşamlarına ilişkin kehanetleri de zaman geçtikçe aynen gerçekleşti. Cayce ulusların geleceğini nasıl görüyorsa, şahısların geleceklerini de aynı berraklıkta görüyor, onlara evleneceklerini, boşanacaklarını, çocukları olacağını, doktorluk, mimarlık, kaptanlık, askerlik gibi çeşitli meslek dallarını seçeceklerini de rahatlıkla ifade edebiliyordu. Kehanetlerini transtayken söylüyordu ama Cayce uyanıkken de çevresindeki etkilere son derece duyarlıydı. Bir gün bir konferans salonunu terk etmek zorunda kalışının nedeni de bu duyarlılıktı. Çünkü o sırada orada bulunan bütün gençlerin bir gün savaşa gideceklerini, içlerinden üç tanesinin de asla geri dönmeyeceklerini görmüştü. Cayce geçmişin ve geleceğin kapılarını açabilen her ikisine de rahatlıkla girip çıkabilen bir insandı. 1939 yılından sonra görev yapacak olan başkanlardan ikisinin görev süreleri sona ermeden öleceklerini söyleyerek Roosevelt ile Kennedy’yi kast etmişti. 1929 yılındaki büyük ekonomik krizi, borsadaki çalkantıları ve işlerin 1933’de yeniden rayına oturtulacağını bilmişti. 1920’lerde Amerika’da ırkçılık çatışmalarının yaşanacağını ifade etmişti. Kahinler, kehanetlerinin hangi tarihte gerçekleşeceğini genellikle söylemeyi reddederler. Ancak Cayce çoğu kez tarihte belirtmiştir. 2.inci Dünya Savaş’ının başlayış ve sona eriş tarihlerini ve Vietnam Savaşı’nın tarihini vermiş, bilim dünyasının henüz haberi yokken Laser ışınının bulunacağını söylemişti. Bimini yakınlarında, deniz dibinde tarih öncesi kalıntıların da bulunacağını belirtmiş ve bu da gerçekleşmiştir. Kutupların Yer Değiştirmesi Cayce şöyle diyor: ‘Kuzey bölgelerinde ve Antarktika’da kabarmalar ve depremler, yerkürenin sıcak bölgelerinde volkanik patlamalar olacak. Kutuplar yer değiştirecek; öyle ki, soğuk veya yarı tropikal ülkeler daha tropikal olacaklar ve oralarda dev eğrelti otları ve yosunlar çıkacak.’ Hugh Auchincioss Brown aslında bir elektrik mühendisiydi. Ancak ölümüne dek sürdürdüğü bir çalışması vardı.Brown, Güney kutbundaki aşırı buz birikiminden dolayı dünyanın ekseninde bir değişme olacağına inanıyordu ve ömrü boyunca toplumları bu tehlikeye karşı uyarmaya çalışmış. Bilimsel ve jeolojik kuruluşlarla temaslarını daima sürdürmüştü. Brown Antarktika’daki buzulların artmasıyla dünyanın adeta “üstü ağırlaşan, sarsılan ve dengesini kaybeden bir topaç gibi devrileceğini” ileri sürüyor ve bu basınç nedeniyle de dünyanın dönüş ekseninin kutup ekseninden uzaklaşacağını ve dünyanın boşlukta takla atarak yeni kutuplar doğrultusunda olaşacak yeni bir eksenin çevresinde dönmeye başlayacağını iddia ediyordu. Bunun sonucunda yeryüzü haritasının da tamamen değişeceğini belirten Brown, “Olası bir felaket, tarih öncesi dönemlerin mamutları gibi, dünya nüfusunun çoğunu yok edecek. Buzullar olgunlaştığı zaman bu olay daha önce de birkaç kez tekrarlanmıştır” diyordu. “Dünyanın Afetleri” adlı kitabında da buzulların ağırlığının 19 katrilyon ton olduğunu hesaplıyordu. Buzullar şimdi su yüzeyinden 5000 metre yüksekliğe ulaşmışlar ve korkunç ağırlıkları ile alttaki kayayı sürekli çökerterek daha fazla buz için yer açmaktadırlar. Bu arada, Amiral Byrd 1930 yılında bunların sadece birkaç metresinin buz yüzeyinde kalmış olduğu görüldü. Şimdilerde ise tamamen gömülmüş olmalıdırlar. Charles Berlitz’in belirttiği gibi yeni jeomanyetik araştırmalar bunun gerçek olduğunu ortaya çıkarttı. Nesli tükenmiş, üstelik çok farklı bölgelerde yaşayan hayvanların buzlar içindeki cesetlerine Alaska, Kanada ve Sibirya’da rastlanmıştır. Sanki çok büyük bir felaket tümünü savurmuş ve çok uzak bölgelere fırlatıp atmış gibi. 1901 yılında Sibirya ‘da bulunan Berezovka mamutunun midesinde artık o bölgede yetişmeyen ılıman iklim bitkilerine rastlanmıştır. Bu arada bilim adamları Kuzey Kutbu’nun 1960-68 yılları arasındaki kayışın sekiz mil olduğunu saptamışlar. Kaynakça:Haluk Özden Ruh ve Madde Cilt 31-sayı 366
-
Papalar Kehaneti
AZİZ MALAKİ ’NİN PAPALAR KEHANETİ 1595 Yılında Arnold de Wyon adlı bir Benediktin keşişi, Venedik’te “Lignum Vitae” ‘Hayat Ağacı’ adında bir kitap yayınladı. Bu kitabında bağlı bulunduğu tarikatın kurucusu olan Nursie’li Aziz Benoit önde gelen muritlerinin yaşamlarını ve eserlerini anlatıyordu. Bu kişiler arasında Aziz Malaki adı da geçiyordu; Arnold de Wyon onun hakkında şöyle yazmıştı: “Malaki’nin bazı risaleler yazmış olduğu söylenir. Ancak benim sadece, kendisinin papalar hakkında yazmış olduğu kehanetten haberim vardır. Bu metin gayet kısa olduğu ve daha önce de, bildiğim kadarıyla hiçbir yerde yayınlanmamış olduğu için pek çok kimsenin de arzusunu yerine getirmek amacıyla yayınlamayı uygun gördüm.” Kitabında Malaki’nin yaşam öyküsü de yer alan Arnold de Wyon, bu ifadesinin ardından azizin 1139 yılında kaleme almış olduğu kehaneti aktarmıştı. Neydi bu? Malaki, kendisi henüz yaşarken göreve seçilen papa 2.inci Celestin’den başlayarak gelecek 800 yıl boyunca papa olacak 111 kişiyi de, üstelik sırasıyla yazıp bırakmıştı. Gelecekte görev yapacak olan bu 111 papayı çok kısa, genellikle iki sözcük Latince cümlelerle ve seçilen papanın ya ismi, ya doğduğu şehir ya arması ya da diğer başka özelliklerini vurgulamak suretiyle tanımlamıştı. AZİZ MALAKİ KİMDİR ? Asıl adı O’Morgair olan Malaki İrlandalı idi ve 1094 ya da 1095 yılında kuzeydeki Armagh kentinde doğdu. Mistik deneyim ve uygulamaların gayet yoğun olduğu o dönemin İrlanda’sında yetişen Malaki 25 yaşında rahip ve ardından da doğduğu şehrin baş papazı oldu. Malaki ’nin daha genç yaşlarındayken görücülük yeteneğinin ortaya çıktığı ifade edilir. O dönemin İrlandasında Vatis adı verilen profesyonel kahinlerin tüm ortaçağ boyunca bu faaliyetlerini yaygın biçimde resmen sürdürmüş oldukları da göz önünde bulundurulunca, bu tarz yeteneklerin o zamanda gayet normal bir şey olarak benimsendiğini anlayabiliriz. İşte böyle bir ortamda yaşayan Malaki, 1132 yılında İrlanda Başpiskoposu oldu. Ancak daha sakin ve ilahi konsantrasyon dolu bir yaşamı arzuladığından 3 yıl sonra görevinden istifa etti. Ve Connor’a giderek keşişlerle birlikte mistik bir yaşam sürdürmeye başladı. 1138’de Roma’ya hacca gitti. York şehrinde konakladığı bir sırada yeni kurulmuş olan Sistersien tarikatı mensupları ile tanıştı ve onlardan etkilendi. Bir yıl sonra Roma’ya tekrar gitmeden önce bu tarikatın kurucusu olan Aziz Bernard ile tanışmak amacıyla Clairvaux kentine uğradı. Bu iki insan arasında güçlü bir dostluk oluştu. Malaki hep Bernard’ın yayında kalmak niyetinde idi ancak Papa’nın emriyle İrlanda’ya dönmek zorunda kaldı. Geri dönüş yolculuğu sırasında İskoçya kralını da ziyaret etti. Ve kralın ölümcül hasta olan oğlunu mucizevi bir biçimde iyileştirdi. Aziz Bernard’ın gönderdiği müritlerle İrlanda’da da beş büyük manastır oluşturdu. 1148 yılında Roma’ya gitmek arzusuyla yeniden yola çıktıysa da yoldu çok hastalandı.Ve ancak Clairvaux’a varabildi. Kendisini iyileştirmek için çırpınıp duranlara “Her şey boşuna, sizin söylediklerinize sadece sizin iyiliğiniz için razı oluyorum” demişti. Ölümünün aynı yılın 2 Kasım’ında gerçekleşeceğini de aylar öncesinden bildirdi. Nitekim de öyle oldu. 2 Kasım günü şafak sökmekte iken dostu ve üstadı Aziz Bernard’ın yanı başında bedenini bıraktı gitti. AZİZ MALAKİ ’NİN KEHANETİ Asıl adı O’Morgair olan, ancak daha sonra İsrail Peygamberlerinden Malaki ’nin adını alan bu kahin, Hıristiyanlık dünyasının göreceği son 111 papayı da tarif edip bırakmıştı. Kehanetlerdeki kesinlik göz önünde bulundurulduğunda bu 111 papanın ardından bu kurumun büyük bir değişime uğrayacağı konusu dikkat çekmektedir. Çünkü Malaki, bu 111 papalık listenin altına şu satırları da eklemişti: “Roma Kilisesinin son zulmü esnasında başında Romalı Peter bulunacak ve koyunlarını sayısız felaketlerin ortasında otlatacak. Bunlar da sona erdikten sonra yedi tepeli şehir (Roma) yıkılacak ve korkunç hakim halkı yargılayacak." Malaki ’nin kehanetindeki 111 Papa’dan bazıları 5. Beyaz köyden 4 üncü Adrien (1154-1159) Saint-Alban kentinin bir köyünde doğdu. ‘Alba’ beyaz anlamına gelir. 12. Laurent kılıcı 8 inci Gregoire (1187) Saint-Laurent kardinalidir. Saint-Laurent armasında kılıç bulunur. 22. Mağlup Ejder 4 üncü Clement (1265-1276) Bu papanın armasında pençeleri arasında bir ejderi tutan bir kartal bulunur. 29. Aslanlı Gül 4 üncü Honorius (1285-1287). Armasında iki aslanın tuttuğu bir gül bulunan Sabelli ailesindendir. 35. Ossa'lı kunduracı 22 inci Jean (1316-1334). Fransızdır. Ossa ailesindendir ve babası da bir kunduracıdır. 61. Küçük adam 3 üncü Plus (1503). Siena’lıdır ve Piccolomini ailesindendir (Piccolo:Küçük; Uomini: Adamlar) 64. Florent Aslanı 6 ıncı Adrien (1522-1523) Armasında bir aslan bulunan Florent’in oğludur 71. Orman meleği 5 inci Plus (1566-1672). Asıl adı Micheil’dir. Mikael’den gelir. Melek ismidir. Bosco kentinde doğmuştur ve Bosco ’orman’ anlamına gelir. 100. Etrürya'daki Balnes 16 ıncı Gregoire (1831-1846) Aziz Romuald tarafından İtalya’nın Etrürya bölgesindeki bugünkü adıyla Toscana, Balnes’da kurulmuş olan Kamaldula tarikatına mensuptu. 104. Nüfusu azalan din 15 inci Benoit (1914-1922). Bilindiği gibi, 1.Dünya Savaşı sırasında çok sayıda Hıristiyan ölmüştür. 107. Papaz ve gemici 23 üncü Jean (1958-1963). Asıl adı kardinal Roncalli olan bu papa daha önceleri Venedik patriği idi. 108. Çiçeklerin çiçeği 6 ıncı Paul (1963-1978). Armasında üç tane zambak vardır. Zambak batıda ‘çiçeklerin çiçeği’ olarak da tanımlanır. Ayrıca bu papa Floransa’da doğmuştur ve bu şehrin armasında da kırmızı bir zambak vardır. 109. Ay'ın yarısı 1inci Jean-Paul (1978).Papalık görevini 1 ay yapabilmiş çünkü göreve seçildikten 1 ay sonra ölmüştür.Gökte yarım ay varken seçilmişti ve öldüğünde yine yarım ay vardı. 110. Güneş işçisi(Labore Solis) 2 inci Jean- Paul (1978-2005) Günümüzün papası. Dünya Barışının sağlanması için harcadığı olağanüstü çaba nedeniyle tam bir ‘güneş işçisi’ olarak yorumlanmaktadır.Güneş pek çok tradisyonda yapıcı güçlerin, eril ve yaşam verici kudretlerin ve Tanrı’nın sembolüdür. İnsanlığın gelişimine hizmet etmiş büyük inisiyelere de “Güneş İnisiyeleri” denildiği bilinmektedir. Ayrıca ‘Labore’ sözcüğü ‘oluşturma’, ‘meydana getirme’ anlamına da geldiğinden bazı yorumcular bunun, 2.Jean Paul’un görevi sona ermeden önce yeryüzünde güneşten kaynaklanan atmosferik karışıklıklar veya depremler görüleceği şeklinde yorumlanmaktadır. 111. Zeytinin zaferi (De Gloria Olivae) 2.Jean-Paul ’den sonra gelecek olan Malaki ’nin kehanetlerine göre de son papa. Zeytin ağacı her devirde barış sembolü olarak benimsendiğinden bu papanın döneminde dünya çapında bir barış atmosferi yaşanacağı yorumu yapılmaktadır. Yahut bu papanın armasında zeytin dalı olacaktır; belki de armasında zeytin dalı bulunan bir şehirde doğmuş olacaktır. Diğer bir yoruma göre de İspanyada Oliva denilen yerde bir Sistersiyen manastırı vardır. Seçilecek olan papa belki de bu manastır mensuplarından olacaktır. (Oliva:Zeytin) Ayrıca ‘Oluva’ İtalya’da ve Korsika’da çok yaygın bir soyadıdır. İskenderiye asıllı ilahiyat bilgini Orien’ e göre de ‘Zeytin’ (şefkat-rahmet) anlamlarına gelmektedir. KEHANETİN TARTIŞILMAZ KESİNLİĞİ Malaki ’nin 111 PAPA kehanetinde dikkat çeken özellik, hangi papa için ne tanım yapılmış olursa olsun, bunun o papa ortaya çıktıktan yani göreve başladıktan sonra yerine tam oturduğudur. Esprili bir biçimde ya ait olduğu aile, ya bağlı bulunduğu tarikat, ya doğmuş olduğu köy-kasaba, ya da armasında taşıdığı işaretler, sahip olduğu diğer özellikler kaydedilmek şekliyle gerçekleşen bu kehanet listesinin gerçekliği akıllara durgunluk verecek düzeydedir. Sekiz buçuk asırlık bir zaman dilimini kapsayan ve bu süre zarfında göreve seçilecek olan papaların sırasıyla ve üstelik de kimi zaman ancak sıkı bir araştırma sonucu çıkarılabilen bir takım özellikleri ile ortaya koyabilen bir kehanet, tüm tartışmaların ağzını tıkayıcı niteliktedir. Bir zaman-mekan ötesine taşışın meyvesi olan bu 111 papalık listenin şoke edici ve kimilerini bunaltıcı doğruluğu sonucunda bazı rahatsızlıkların oluşması doğaldır. Çünkü bu liste 111 papada sona ermektedir ve bundan çıkan anlam da ortadadır. Papalık içinde hızla büyük bir değişim yaklaşmaktadır. Kaynakça: Haluk Özden Ruh ve Madde Der. Sayı 362- 363-364 Cilt 31
-
Bir Alegori
BİR ALEGORİ Hieronymum Çeviren: Işık UÇKUN Yüreğinin bahçesinde yürürken öğrenci aniden Üstada geldi, mutluydu çünkü O’nun verdiği ve biran önce bitirip kendisine sunmak için can attığı bir görevi daha henüz bitirmişti. “Gördüğünüz gibi Üstat” dedi, “bu iş bitti, şimdi bana başka bir görev verin” Üstat öğrencisine anlayamayan bir çocuğa bakar gibi üzgün ama anlayışlı gözlerle baktı. “Gerçeği zihinsel olarak kavramaya yönelik çok öğreti vardır” diye yanıtladı. Bunları sayıca artırmakla çok mu iyi hizmet ettiğini düşünüyorsun?” Öğrenci şaşırmıştı. “Gerçeği bütün çatılardan haykırmamız gerekmiyor mu, ta ki tüm dünya duyana kadar?” diye sordu. “Bunu yapınca ne olacak?” “O zaman bütün dünya bunu mutlaka kabul edecektir”. “Hayır” diye yanıtladı Üstat, “Gerçek zihinle kavranamaz, yürekle kavranır. Bak şimdi!” Öğrenci baktı, gerçeğin tüm dünyayı saran bir beyaz ışığa benzediğini gördü, ama beyaz ışık ona çok ihtiyacı olan yeşil bitkilere ulaşamıyordu çünkü bulutların yoğun katmanları araya girip buna engel oluyordu. “O bulutlar insan zihnidir” dedi Üstat. “Tekrar bak”. Öğrenci dikkatle baktığında bulutların içinde dağılmış yer yer küçük aralıkların olduğunu gördü, ışık buradan kopuk, zayıf ışınlar halinde girmeye çabalıyordu. Her aralık, titreşimlerin yarattığı küçük bir anafordan oluşuyordu ve bunlara bakmak öğrencinin, her anaforun kökeninin insan yüreği olduğunu anlamasını sağlamıştı. “Ancak bu aralıkları artırmakla ve onları büyütmekle ışık dünyaya ulaşabilecektir” dedi Üstat. “ Öyleyse en iyisi bulutlara daha çok ışık akıtmak mıdır, yoksa yürek gücünden anaforlar oluşturmak mı? ikincisini görünmeden, farkedilmeden ve hatta teşekkür beklemeden yapmalısın. İlki ise sana insanlar arasında dikkat çekmeyi ve övgüyü getirecektir. Her ikisi de gereklidir: her ikisi de bizim işimiz ama ne yazık ki bu aralıklar çok az! Sen övgüden vazgeçip kendini saf ve kişisel olmayan bir gücün merkezi yapacak kadar güçlü müsün?” Öğrenci içini çekti. Bu hassas bir soruydu. Kaynakça: theosociety
-
Psişik köpek Scamp
Hangi Hastanın Ne Zaman Öleceğini Bilen Köpek Canton, Ohio’da psişik bir köpek(Scamp) ölmek üzere olan hastaları önceden algılıyor ve garip havlamalarla bildirmeye çalışıyor. Hayvanların bu algılamalarıyla ilgili benzer bir vak’alar silsilesinde de Oscar adlı kedi yakında ölecek 25 hastayla ilgili isabetli algılamalarda bulunmuştu. İki yaşındaki bu kedi Rohode Adası’ndaki bir hastanede (Steere Hause Nursing and Rehabilitation Centre) tam isabetli algılamalarıyla yaygın basının da dikkatini çekmişti. Hatta bir tıp dergisinde(New England Journal of Medicine) hakkında uzun uzun yazılar kaleme alınmıştı. Benzer şekilde 2007’nin ikinci yarısında da psişik köpek Scamp yaygın basını epeyce meşgul etti.(Pines Huzur Evi, Canton, Ohio). Huzur evi müdürü Adeline Baker, son üç yılda 40 hastanın öleceklerini önceden(kendine özgü hareketlerle) bildirdiğini söyledi. Bu köpek bebeklik aylarında bir kaza geçirmiş; sadece leğen kemiği kırılmakla kalmamış, bağırsağı da delinmiş. Tedavisi ve bakımı adı geçen bu huzur evinde yapılmıştı. Altı hafta içinde iyileşen Scamp, bu kurumda kalmayı sürdürmüş ve esasen söz konusu algılama yeteneği de iyileştikten sonra açılmış. Halen adı geçen huzur evinde bulunan psişik köpek Scamp, ölmek üzere olan bir hastayı(ya da huzur evi sakini) önceden biliyor ve bu algılamasını; ya havlayarak ya da sürekli o hastanın kovuşunda dolaşarak belli etmeye çalışıyor. Huzur Evi Müdürü A.Baker, açıklamalarına şunları da eklemekten kendini alamamıştır: “Ailelere ve buranın sakinlerinin gereksinimlerine karşı çok duyarlı bir hayvan… Durumu kötüleşen/rahatsızlanan birinin odasında sanki kamp kuruyor ve oradan çıkmıyor. O şahsın ölümü iyice yaklaşınca da; ya garip garip havlıyor ya da o şahsın yorganından ısırıp çekiştiriyor.” Kaynakça: Psychic News, Oct.6’07
-
Kelebek Materyalizasyonu
KELEKBEK MATERYALİZASYONU Brezilyalı medyum Jose Medrano trans durumunda tablo yaparken (tablonun içinden doğru) bir kelebek metaryalize oldu. İngiltere’nin önde gelen spiritualistlerinden ve aynı zamanda Ulusal Spirutualistler Birliği’nin onur başkanı olan Eric HATTON’un Psychic News Gazetesi’ne yaptığı açıklamaya göre, kalabalık bir izleyici topluluğunun önünde Brezilyalı resim medyumu Jose Medrano; Renoir, Monet, Ganguin, Van Gogh, Manet, Matisse, Picasso, Berth ve Tonlouse Lautrec gibi ünlü ressamların rehberliğinde yağlıboya resim yapmıştır. Bu tablolar açık artırmada satıldı. E. Hatton’un ayrıntılarını verdiği resim medyumluğu gösterisinin en sıra dışı yanı ise; medyum transta çalışırken, tablonun ortasından bir kelebeğin (Kırmızı Admiral) metaryalize olmasıydı. Bunu o anda 21 kişi görmüştü. Kelebeğin havada uçuşunu(salonda bulunanlarla birlikte) toplam 98 kişi güneş ışığıyla aydınlanmış ışıl ışıl bir salonda hayretler içinde görmüştü. Ayrıca, eşine az rastlanan bu olay 20 imzalı bir raporla da Psychic News Gazetesi’ne bildirilmiştir. Raporda da belirtildiği gibi, söz konusu metaryalize kelebek kısa bir süre bu 98 kişinin gözleri önünde uçtuktan sonra, yine bu gözler önünde kendiliğinden kayboluvermişti. Kaynakça: Psychic News, Oct.27’07
-
Balık Burcu Günlük Yorumu
Balık Burcu Bugün iş hayatınızda oldukça hareketli bir gün. Yeni teklifler alabilirsiniz. Üzerinizde genel bir isteksizlik olabilir. Bunu yenip, alacağınız teklifleri mutlaka değerlendirmelisiniz. Bu dönemde fazla gürültülü ve hareketli eğlenceler sizi dinlendirmekten çok, daha fazla yorabilir. Her şeyi tamamen kavramadan harekete geçmemelisiniz.
-
Kova Burcu Günlük Yorumu
Kova Burcu Bugün önemli kimselerden gelebilecek olan zarar ve olumsuzluklara açıksınız. Mesela işvereniniz, yöneticiniz, babanız ya da kadınsanız eşini, öğrenciyseniz öğretmeninizle tartışabilirsiniz. Bugün diğer bir çok konuda dikkatli olmanız gerekiyor. Evinizde ya da işyerinizde kazalara karşı tedbirli olmalısınız. Duygusal olarak da öfkeli ve ani patlamalara açıksınız.
-
Oğlak Burcu Günlük Yorumu
Oğlak Burcu Bugün olayları zorladığınız takdirde bazı konularda başarılar kazanabilirsiniz. En azından bugün size karşı olan bir şey ya da kişi yok. Sizin üzerinizde olan kimselerden bazı talepleriniz varsa bugün teşebbüse geçin. Yakında oluşacak olan bazı gelişmelerin belirtilerini görebilirsiniz. Olabilecekleri en mantıklı şekilde tahmin etmeye çalışmalısınız
-
Yay Burcu Günlük Yorumu
Yay Burcu Çevrenizdekilerin düşüncesiz ve duyarsız davranışlarından dolayı gününüzü koşuşturarak geçirmek zorunda kalabilirsiniz. Başkalarının sebep olduğu aksamalarla uğraşmak yerine onları kendi hallerine bırakıp, kendinizle ilgilenmelisiniz. Bunun dışında genel olarak şanslı bir gününüzdesiniz. Karşı cins ilişkilerinizde bir tercih yapmak zorunda kalabilirsiniz.
-
Akrep Burcu Günlük Yorumu
Akrep Burcu Bugün, özellikle yeni ilişkilere girmekten kaçınmalısınız. Bazı ufak sağlık problemleriniz olabilir. En kısa sürede enerjinizi yükseltmeli ve kendinize zaman ayırarak dinlenmelisiniz. Problemleri düşünmenin tek başına çözüm getirmeyeceğini bilmelisiniz. İşinizde size olumlu gelişmeler sağlayabilecek güzel fırsatlar yakalayabilirsiniz.
-
Terazi Burcu Günlük Yorumu
Terazi Burcu Bugün geleceğe yönelik maddi girişimlerde bulunmaktan kaçınmalısınız. Yatırım amaçlı bir girişiminiz nedeniyle oldukça büyük para kaybedebilirsiniz. Ortak işlerde özellikle ortağınızın hatalı kararları nedeniyle zarar edebilirsiniz. Sosyal ilişkilerinize gelince. Hoşça vakit geçireceğiniz güzel şeyler paylaşabileceğiniz ortamlarda bulunacaksınız.
-
Başak Burcu Günlük Yorumu
Başak Burcu Bu günü kendinizi yenilemeye ve özellikle de zihinsel olarak dinlenmeye ayırmanız çok iyi olabilir. Bugün ayrıca alacağınız bir haber sizi işiniz hakkında endişelendirebilir. Hemen paniğe kapılmayın. Aksayan bir şey yok sadece bir yanlış anlamadan dolayı sizi telaşlandırıyorlar. Boşuna kendinizin ve yakınlarınızın keyfini kaçırmayın. Aksilikler karşısında bağırıp, çağırıp, yakınlarınızı kırabilecek kadar gerilimlisiniz.
-
Aslan Burcu Günlük Yorumu
Aslan Burcu Bugün, planladığınız ve çok arzuladığınız bazı şeyler siz hiçbir efor sarf etmeden kendiliklerinden gerçekleşebilir veya harekete geçmeniz için her türlü desteği görebilirsiniz. Ayrıca maddi konularda da şansınız açıktır. Ağır ilerleyen işlerinize gerekli hızı kazandırmanıza uygun bir gündesiniz.
-
Yengeç Burcu Günlük Yorumu
Yengeç Burcu Bugün duygusal açıdan daha rahat olacağınız bir gündesiniz. Kendinizi huzurlu hissedebilir ve her konuda daha aktif davranışlar içinde olabilirsiniz. Kendi gayretinizle insiyatifi ele alacağınız bir işte önemli bir başarı kazanmanız olasıdır. Ancak, bunları başarabilmeniz için çevrenizdeki bazı engelleri aşmanız gerekiyor.
-
İkizler Burcu Günlük Yorumu
İkizler Burcu Bugün tahmininizden daha karışık ve yorucu bir gün sizi bekliyor. Bu kadar yoğunluk arasında sizden haber bekleyen arkadaşlarınıza da zaman ayırmanız gerekiyor. Aksi takdirde o arkadaşlarınız sizden ümidi kesecek ve hakkınızda olumsuz düşünmeye başlayacaklar. Bugün bazı kimselerin sinir bozucu tutumlarıyla da karşılaşabilirsiniz.
-
Boğa Burcu Günlük Yorumu
Boğa Burcu Bugün hislerini açamamanız ve çoğunlukla bunların açığa çıkmasını engellemek için göstereceğiniz çabalar, sizi daha da gergin yapabilir. Olmadık anlarda beraber olduğunuz kişiye karşı sahiplenme isteği ortaya çıkabilir ve kıskançlık duygunuz artabilir. İlişkinize durduğu yerde zarar verebilirsiniz.
-
Koç Burcu Günlük Yorumu
Koç Burcu Bu gün çevrenizdeki bazı kişilerin olumsuz davranışları nedeniyle sinirlenmeniz mümkündür. En azından onlar tarafından önemsenmediğinizi hissederek bozulabilirsiniz. Ancak, fazla üzerinde durmayın. Bugün, sizin gününüz değil. Size de sıra geleceğini bilin ve sakin olun. Bugün sevdiğiniz türden bir eğlencede bulunmanız ve kendinizi yenileyebilecek derecede güzel vakit geçirmeniz olasıdır.
-
Uzay İstasyonları
Skylab Uzay İstasyonu Uzay İstasyonları Uzay istasyonları konusundaki çalışmalarda Dünya'da öncülüğü Sovyetler Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri yapmıştır. Uzaydaki yörüngelerine yerleştirilen ilk uzay istasyonları Salyut 1 ve Skylab (Sıkaylab)'tır.Uzay istasyonu çalışmalarına 1960'larda başlayan Sovyetler Birliği, ilk olarak Salyut 1 adlı istasyonu yörüngesine oturttu. Ancak bu uzay istasyonuna gönderilen kozmonotlar istasyonla kenetlenemediler. Bu ülkenin çalışmaları kararlı bir şekilde sürdü. Sovyetler Birliği, altıncı uzay istasyonu olan MIR uzay istasyonunun temel parçasını (ilk modülü) 1986 yılında yörüngesine oturttu. 1990 yılma kadar diğer parçalar da istasyona eklendi. İnsanlığa büyük hizmetleri dokunan MIR, yaklaşık on yıllık hizmet süresinin ardından yörüngesinden alınıp atmosferde yok edildi. ABD ise 1973 yılında Skylab'ı yörüngesine yerleştirdi. Bu istasyona gönderilen astronotlar burada 84 gün kalmayı başardılar, orada birçok bilimsel deney de yaptılar. Uzay araştırmalarında ülkeler, ayrı ayrı çalışmanın ekonomik yönden çok pahalı olduğu gerçeğini kavradılar. Bu nedenle birçok ulusun ortaklaşa katılımıyla ekonomik yükün hafifletilmesi düşüncesi benimsendi. Böylece uzayda yapılacak çalışmalarda kullanılacak çok uluslu bir uzay istasyonu kuruldu. 21. yy.da bilimsel araştırmalara hız kazandıracak ve yön verecek olan uzay istasyonları çok yönlü olarak düşünülmüştür. Bu istasyonlar, uzayı araştırmanın yanı sıra, yeryüzünde gerçekleştirilemeyen araştırma ve deneylerin yapılabileceği bir lâboratuvar olarak da tasarlanmıştır. Uzay istasyonlarının kullanılmaya başlanmasıyla bilimin çalışma alanı genişlemiştir. Örneğin;uzay istasyonlarında kurulan lâboratuvarda, sıfır yer çekiminde aşı ve biyolojik maddeleri arıtmak gibi pek çok araştırmanın yapılabilmesi olanağına kavuşulmuştur. Bu istasyonlar Yer'in ve uzayın daha sağlıklı gözlemlenmesinin yanı sıra biyoloji, kimya, fizik araştırmaları.nın yapılmasında da kullanılmaktadır. MIR Uzay İstasyonu Yörüngesine yerleştirilen bir uzay istasyonunun gereksinimlerinin nasıl karşılandığını düşününüz. Kurulacak olan bir istasyon için gerekli olan her türlü araç, mekiklerle uzaya taşınır. Parçalar hâlinde uzaya taşınan istasyon astronotlar tarafından burada kurularak içerisinde yaşanabilir, çalışılabilir duruma getirilir. Uzay istasyonlarında insanın yaşayabilmesi için gerekli olan hava ve diğer gereksinimler dünyadan getirilmek zorundadır. Bu nedenle istasyondaki yapay ortamın sürekliliği için mekikler yeryüzünden gerekli olanları istasyona taşımayı sürdürür. İstasyon için gerekli olan enerjinin çoğunluğu ise Güneş panellerinden yararlanılarak doldurulan güneş pillerince sağlanır. Kaynakça: "Astronomi ve Uzay Bilimleri", Tekışık Yayınları, Ankara. zamanda yolculuk
-
Gezegen sıralanması ve yılı
Gezegen sıralanması ve yılı Gezegenler merkezi Güneş'ten geçen elips şeklindeki yörüngeler üzerinde dönerler. Bu yörüngenin büyüklüğü gezegenlerin Güneş'e olan uzaklıklarına göre değişir. Gezegenler Güneş'e olan uzaklıklarına göre şöyle sıralanırlar. İç gezegenler : Merkür, Venüs Dış gezegenler : Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün, Plüton Güneş sistemindeki başlıca gezegenler arasında, Dünya'ya yakın olan beş gezegen; Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter, Satürn çıplak gözle görülebilir. Uzaktaki üç gezegen teleskopla keşfedilmiştir. Bütün gezegenler Güneş çevresindeki yörüngeleri üzerinde dönerken aynı zamanda kendi eksenleri etrafında da dönerler. Bir gezegenin Güneş çevresindeki bir tam dönüşü için geçen zamana gezegen yılı denir. Gezegen yılı en kısa olan Merkür'dür. 1 Merkür yılı 87,95 dünya gününe eşittir. En uzun gezegen yılı ise Plüton yılıdır ve 248,4 dünya yılı kadardır. Gezegenlerin gündüz ortalama sıcaklıkları Güneş’e olan uzaklıklarına bağlıdır. Buna göre, Merkür, Venüs, çok sıcak; Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün, Plüton ise çok soğuktur. Bu nedenle gezegenlerde bizim anladığımız anlamda bir hayat yoktur. Kaynakça:Hacettepe öğrenci
-
Meteorlar (Meteors)
METEORLAR ( METEORS ) Meteorlar, Güneş Sistemindeki gezegenlerin aralarındaki boşluklarda bulunurlar. Işık yaymazlar, ancak atmosfere girdiklerinde, hızlarından dolayı atmosferdeki sürtünme etkisiyle akkor durumuna gelerek ışık verirler. Buna yıldız kayması denir. Yeryüzüne ulaşan meteoritlere de göktaşı denir. Meteorlar, bir kum taneciği ile birkaç gram ağırlığındaki küçük bir taş parçası arasında değişen boyutlardadır. Bunlar uzay boşluğundan büyük bir hızla gelerek Dünya atmosferine girer ve havanın sürtünmesi sonucunda o kadar ısınırlar ki, yer yüzeyine ulaşamadan tümüyle buharlaşıp gaz haline dönüşürler. Gene bu aşırı ısınma nedeniyle, çevrelerine ışık saçarlar ve arkalarında parlak bir iz bırakırlar. Bu özellikleri nedeniyle meteorlar Türkçe'de "akanyıldız" olarak da adlandırılır. Atmosferde, özellikle geceleri yanarak süzülen bir meteor gördüğümüzde, bu olayı "yıldız kayması" olarak tanımlarız; oysa söz konusu olan bir "yıldız" değil, yanan küçücük bir taştır. Her gece birkaç meteor görülebilir. Bazı geceler meteor yağmurları oluşur. Eğer gökyüzü bulutsuz ve karanlıksa, düzinelerce meteor yağmuru izlenebilir. Aslında yeterince ışık salmadıkları için görülemeyen, daha pek çok başka meteor yağmuru da oluşur. Her gün Dünya atmosferine birkaç milyar meteor çarpar ya da girer. Meteor yağmurlarındaki meteorlar, gökyüzündeki bir noktadan çevreye saçılıyormuş gibi görünür. Bu noktaya "saçılma noktası" denir. Ama bu bir optik yanılsamadır. Gerçekte yağmurdaki meteorlar, hemen hemen birbirine paralel yörüngeler üzerinde yol alır ve bir noktadan saçılıyormuş gibi görünmeleri yalnızca bir perspektif etkisidir. Meteorlara ilişkin olarak bilinenlerin çoğu, bu cisimlerin radarlarla (bak. radar) izlenmesi sonucunda öğrenilmiştir. Yanan meteorların gözlemlenmesi ve fotoğraflarının çekilmesi, ancak bulutsuz gecelerde olanaklıdır; ama radarlar, gündüzleri ve bulutlu gecelerde de kullanılabilir. Geceleri, yanarak düşen bir meteorun gökyüzünde bıraktığı iz, meteor yeryüzüne 160 km yaklaştığında görülmeye başlar, 30 km yaklaşana kadar sürer; arada geçen zaman içinde meteor bütünüyle buharlaşır. Meteorların hızları saniyede yaklaşık 15 km ile 80 km arasında değişir. Bazı meteorlar, kuyrukluyıldızları oluşturan maddelerin kırıntılarıdır. Bazen bir kuyrukluyıldız, Güneş çevresinde dolanırken tümüyle parçalanıp dağılır; bazen de, kendisini oluşturan maddelerden yalnızca bir bölümünü ardında bırakarak yoluna devam eder. Her iki durumda da bu madde parçaları, kuyrukluyıldızın yörüngesi üzerindeki hareketlerini sürdürerek bir meteor akıntısı oluştururlar. Dünya, Güneş çevresindeki yörüngesinde dolanırken bu tür bir meteor akıntısıyla karşılaşabilir; işte meteor yağmurları, Dünya ile karşılaşan bu meteor akıntılarıdır. Eğer, akıntıya neden olan kuyrukluyıldız tümüyle dağılmamışsa ve yörüngesi üzerinde hareketini sürdürüyorsa, meteor yağmuruna yol açan akıntının hangi kuyrukluyıldızdan kaynaklandığı belirlenebilir. Dünya, Güneş çevresindeki yıllık yörünge hareketi sırasında, her seferinde düzenli olarak belirli meteor- yağmurlarıyla karşılaşır. Aşağıda, en kolay görülebilen meteor yağmurlarının listesi verilmiştir; bu listede, yağmurların yılın hangi gününde göründükleri, bazılarında da kaynaklandıkları kuyrukluyıldızın adı belirtilmiştir. Günümüze en yakın meteor çapması olayı ise 1908 yılında Batı Sibirya’daki Tunguska bölgesinde meydana gelmiştir. Bu meteorun 60 metre çapında olduğu ve birbirine gevşek bir şekilde bağlı olan birçok küçük parçadan meydana geldiği tahmin edilmektedir. Zaten bu meteor yeryüzüne çarpmadan önce tamamen parçalanmıştır, böylece krater oluşmamıştır. Ancak yine de 50 km.lik bir alan içindeki bütün ağaçlar köklerinden sökülmüştür. Bilim adamlarının yaptığı hesaba göre, her bir milyon yılda 3 tane 10 km. çapında krater beklememiz gerekiyormuş. Bu hesap şu ana kadar gözlemlenen meteorlara göre yapılmış ve jeolojik kayıtlarla da uyumluluk göstermekte. Kaynakça: Hacettepe Milliyet çocuk