Misafir demirefe Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Açık, seçik soruyorum: Ola ki Yunanistan'la Ege'de uçaklarımız dogfiht yaparken biri işi ciddiye alıp bir füze sallasa... Ortalık karışsa... Uçaklar birbirine girse ve sonuçta iki Türk uçağı, sekiz Yunan uçağı düşse... Türkiye'de yayınlanan bir gazete de kalksa, "İki Yunan uçağı ile sekiz Türk uçağı düştü" dese... Bu gazetenin kanından, şerefinden, haysiyetinden, her şeyinden şüphe etmek değil, bunlardan yoksun olduğuna emin olmaz mısınız? Olursunuz. Mecburen oluruz, çünkü başka izahı yok. Mal bulmuş mağribi gibi bu haberin üstüne atlayıp ballandıra ballandıra aktaran televizyona gelince... Aktarıcı olduğu için "niye böyle ballandıra ballandıra aktardın?" diye soramıyoruz, çünkü böyle bir hukuk terminolojisi yok. İşte bunu, uyanık, ulusunu seven, ülkesini seven insanların görüp değerlendirmesi gerekiyor. Denetimin başında da şaibeli değil, adam gibi biri otursa, herhalde bir uyarı verir ve asılsız haberlere karşı dikkatli olunması gerektiğini söylerdi! Alıntı
Misafir Değil Öyle Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Mal bulmuş mağribi gibi bu haberin üstüne atlayıp ballandıra ballandıra aktaran televizyona gelince... Aktarıcı olduğu için "niye böyle ballandıra ballandıra aktardın?" diye soramıyoruz, çünkü böyle bir hukuk terminolojisi yok. Demirefe Magribiler, bugün Avrupayı avrupa yapan nice değerleri, pek çok ilmi, felsefeyi, bilimi, sanatı öğretmiş sayısız değerli insanlardan oluşmuştur. (Endülüsün Elhamrasından tutun, Barboros Hayrettinlere, Turgut Reislere kadar). Böyle değerli bir halktan, böylesine ucuz ve küçük düşürücü benzetmeler gösteren, utanç verici bu deyimi kullanmanızı kınıyor, ben sizin yerinize bu değerli insanlardan ve ülemizdeki sayısız Magribi kökenli vatandaşımızdan özür diliyorum. Ne yazık ki bu çağda hala zenci, yamyam, çingene gibi son derece yanlış ırkçı ayrımların yapılması, hepimizi derinden yaralıyor. Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Asılsız haberlerin ötesinde,herşeyi ile kapitalizmi ahlak edinmiş bir medyanın dalgasından tüm ülkeye yayılan bir asılsızlıklar zinciri... tamamen ahlaki... medya ve çıkarlar ile ölçülen doğruluklar... bunun yanında şunu da belirtmek de yarar var; galiba Taraf gazetesine dün itibariyle yayım yasağı konulmuş(emin değilim) bu doğru ise;demokrat olmaya çalışan bir ülke için büyük bir kayıp... ötesinde;Dağlıca baskını ile ilgili bilinmeyen ayrıntıları gündeme taşıyan bir gazete... biraz da taşınmak istenen,korunmak istenen bir zihniyeti rahatsız edebilir. mutlaka;Taraf ta bir yerlerde taraftır; ama bence o taraf olduğu yerden diğer tarafı da net gösteriyordur. şunun gibi;AKP kendi için Ergenekonu,CHP kendi için Deniz Fenerini bize olduğu yerde çok iyi anlattı! kendi için olsa da anlaşılanların hatırı vardır değil mi? Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Demirefe Magribiler, bugün Avrupayı avrupa yapan nice değerleri, pek çok ilmi, felsefeyi, bilimi, sanatı öğretmiş sayısız değerli insanlardan oluşmuştur. (Endülüsün Elhamrasından tutun, Barboros Hayrettinlere, Turgut Reislere kadar). Böyle değerli bir halktan, böylesine ucuz ve küçük düşürücü benzetmeler gösteren, utanç verici bu deyimi kullanmanızı kınıyor, ben sizin yerinize bu değerli insanlardan ve ülemizdeki sayısız Magribi kökenli vatandaşımızdan özür diliyorum. Ne yazık ki bu çağda hala zenci, yamyam, çingene gibi son derece yanlış ırkçı ayrımların yapılması, hepimizi derinden yaralıyor. ''demirefe'' nin kullandığı bu ibare ile sadece kendini anlatma çabasında olduğunu düşünüyorum;birilerini yok sayacak biri değil, yine de en iyi cevabı kendisi verecektir. sadece bir insan olarak; böyle bir yaklaşım ve duyarlılık için size çok teşekkür ederim değerli forumdaşım... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Magribiler, bugün Avrupayı avrupa yapan nice değerleri, pek çok ilmi, felsefeyi, bilimi, sanatı öğretmiş sayısız değerli insanlardan oluşmuştur. Mağribiler adlı insanlar olduğunu bilmiyordum. Cehaletime verin. Bu bilgiyi öğrendiğim için teşekkür ederim. Kullandığım bir deyimdir. Bu deyimi icat eden ben değilim ve bu Türkçeye malolmuş bir deyim. Yeterince tepki olursa kullanımından vaz geçilede bilir. Bu uyarıdan sonra ben kullanmayacağım. Eğer Mağribiler diye birileri olduğunu hatırlayabilirsem... Unutursam affola... Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Iktidarin,ne yaptigini görmek icin eger zahmet etmiyorsak bu olanlari ona arti puan olarak yazmakta devam edenlerimiz olacak,öyle ya,*Bakin iktidar mehmetcikten yana,Türkiye'den yana olmasaydi askere git vur dermiydi,demezdi.!!*bu yanilgi ile gidersek yanilmaktan kendimizi kurtaramiyacagiz demektir.Ne diyor Cankaya'da oturan adam,*Ya Talabani gelir yada biz gideriz.*Kimsede sormaz ya arkadas Talabani niye gelecek veya siz niye Talabaniye gideceksiniz,nedir amaciniz?diye.Talabani arabulucu olurum diyor,peki neyin arabulucusu olacak acaba?bunu kim soruyor ona.Yani Talabaniden bahsedildiginde sanki eski bir teröristten bahsedilmiyormus,Irak'in bölünmesinde basrolü oynayan adamlardan biri degilmiscesine bir havalara giriliyor Türkiye'de. Önce askere git vur diyeceksin,arkasindan teröriste ananin yanina dön diye af ilan edeceksin,sonrada sana arti puan yazilacak!! AKP yani Tayyip Erdogan ve sürekasinin amaclari cok cok farklidir.Bu amaclarin neler oldugu azar bucuk sagdan soldan cikiyor ortaya.Tavsana kac Taziya tut hesabina döndü AKP nin isi,ve Tayyip Erdoganda isin farkindaki *Dünkü grup toplantisinda hakkinda cikarilan *Tayyip Erdogan Amerikaya birseyler taahhüt etti*söylentileri icin *TC nin basbakani S...... degildir diye aciklama yapma geregi duydu. Zaman, TC BASBAKANININ NE KADAR S........ veya S....... oldugunu bize gösterecektir. saygilarla Sayin politika´ Türkiye'den yana olmasaydi askere git vur dermiydi,demezdi.!! Tersini acikca söyliyemediklerinden dolayi bu sekilde davraniyorlar sadece asker konusunda!!! bunun nedenide Kamuoyu anketleri de bu gercegi gayet net ortaya koyuyor halkimizin Askerimizden vaz gecmeyecegi.. En hassas noktasida Türkiye'de en güvenilir kurumun Türk silahli kuvvetlerimizin olmasi yani AKP nin önünde olmasi evet bir sekilde bunun yikilmasi gerekiyor burda Ya Talabani gelir yada biz gideriz... anlami ne olabilir eski bir teröristden vede k.Irakdaki olusumun ASIN DAN ne istenir? öyle ya barzaniye buyrun vurmaya devam edin mesaji vermektedir ler.. bir tane k.Irak var herhalde? benim bildigim! kimlerinde olusturdugu ortada degil mi??? orda demokrasi olmadigina göre tek ses emir verebilir?? Taraf gazeteside ayni sekilde yüklenmiyormu...buyrun vurun kordinatlar bizde Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Demirefe Magribiler, bugün Avrupayı avrupa yapan nice değerleri, pek çok ilmi, felsefeyi, bilimi, sanatı öğretmiş sayısız değerli insanlardan oluşmuştur. (Endülüsün Elhamrasından tutun, Barboros Hayrettinlere, Turgut Reislere kadar). Böyle değerli bir halktan, böylesine ucuz ve küçük düşürücü benzetmeler gösteren, utanç verici bu deyimi kullanmanızı kınıyor, ben sizin yerinize bu değerli insanlardan ve ülemizdeki sayısız Magribi kökenli vatandaşımızdan özür diliyorum. Ne yazık ki bu çağda hala zenci, yamyam, çingene gibi son derece yanlış ırkçı ayrımların yapılması, hepimizi derinden yaralıyor. Sn. Değil Öyle, Dediğinize ilkesel olarak katılıyorum. Bence de tüm dünya dillerinden, eski devirlerden kalan-her ne kadar döneminde gerçeklik payı olabilse-bile azınlıkları aşağılar türden bu gibi deyim, tamlama ve sözcüklerin kaldırılmasından yanayım. Atasözü bile olsa kullanılmamalıdır. Çünkü, bu deyimler, toplumsal bilinçaltına yer etmiş bakış biçimini ifade eder ve kullanıla kullanıla yeni bireylerin de bilinç altına yer eder. Dilimizde, "Çingene çalar, Kürt oynar" yada "Arnavut inadı" yada "Laz kafası" gibi onlarca deyim ve tamlama var maalesef. Aynı biçimde diğer dillerde de buna benzer şeyler var, mesela ilk aklıma gelen İngilizlerin İskoç fıkraları gibi. Öte yandan, bir yanlışınızı düzeltmeden geçmeyeceğim. Turgut Reis ve Barbaros Hayrettin Paşa'nın Magribi olduğunu söylemişsiniz. Oysa, Hayreddin Paşa, etnik köken olarak Osmanlı Devletinin Selanik Vardar Yenice'sindeki Kayı Türklerinden olup Midilli Fatihlerinden de olan sipahi Vardari Yakup Ağa'nın dört oğlundan biri olarak 1473'li yıllarda Midilli adasında doğmuştur. Turgut Reis ise Osmanlı Devletinin Menteşe (Muğla) Sancağı'na bağlı Seroz(Saravuloz) Köyü'nde, tahminen 1485 yılında doğmuştur. ( bkz. Wikipedi ) Bilindiği gibi bu insanlar, Kuzey Afrika kıyıları ve Batı Akdenizde savaşan Osmanlı donanmalarını yönetmiş ve Kuzey Afrikayı ( Trablusgarb, Tunus ) fetheden komutanlar olmuşlardır. Osmanlıcada yada Osmanlı bakışına göre Kuzey Afrikaya Magrib ( Batı ) denir. Karıştırılma sebebi bu olmuş sanırım. Saygılar. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 16 Ekim , 2008 galiba Taraf gazetesine dün itibariyle yayım yasağı konulmuş(emin değilim) bu doğru ise;demokrat olmaya çalışan bir ülke için büyük bir kayıp... Gökyüzü, bu bir yayın yasağı değil, bir yaptırımdır. Sanki yalan haberlerin önü mü kesilecek, yoo... Son gaz devam edecekler. Belli bazı gazeteler o gazeteyi hiç aratmıyor. Adlarını bile anmak istemiyorum, utanmaları yok zaten. Anlı şanlı, ne olduğunu çok iyi bildiğim koskoca bir yazar, (kendisi AKP yanlısı yazılar yazar, başbakanının "bizim" payesine mazhar olmuş holdingin gazetesinde.) diyor ki, neymiş efendim, Genelkurmay o gazetenin haberlerini yalanlamamış! Yahu diyeceğim, içimden geçen hitap çok daha galiz ama, bunun yalanlaması olur mu? Genelkurmay resmi açıklamasını zaten yapmış. Bu açıklamayı doğru olduğunu duyurarak yapacak herhalde, otuz deyip yalanlama gelirse yirmiye düşürürüm diye yapacak değil. Bunlar genelkurmayı mahalle kahvesi mi sanıyorlar nedir? Bu adamlar bilgisiz, anlamaz olamaz. Kasıtlı yazdıkları her hallerinden belli. Kesin, resmi açıklama yapılmış. Bir densiz, hain tarafı, paçavra çıkmış, "yok, o öyle değil" demiş. "Sen otuz teröristi öldüremedin, anca beşini öldürdün" demiş. Buna yalanlama mı olur? Bunlar bir de gazeteci olacak. Bu kadar bilgisiz olmalarına imkan yok. Yalanlama nasıl olur? Biri durup dururken ortaya bir şey atar. Sen de "yok öyle bir şey" diye yalanlarsın. Ama sen zaten bir bilgi vermişsen, senin verdiğin bilgiyi yalan saydılar diye sen de yalanlama misillemesi yapmazsın. Sen zaten gerçeği açıklamışsın. Senin açıklaman orada duruyor! Tekrarlamana da gerek yok! Bu ülke tarihinde böyle ihanet görmedi, iddia ediyorum, Damat Ferit bunların yanında masum kalır! Genelkurmay başkanımız güzel ifade etti: Bu yalanları düzenler (ki topunun yalan ve düzmece olduğu kesin kanıtlandı) akan kanın sorumluluğuna ortaktırlar! Alıntı
Misafir Değil Öyle Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2008 Öte yandan, bir yanlışınızı düzeltmeden geçmeyeceğim. Turgut Reis ve Barbaros Hayrettin Paşa'nın Magribi olduğunu söylemişsiniz. Oysa, Hayreddin Paşa, etnik köken olarak Osmanlı Devletinin Selanik Vardar Yenice'sindeki Kayı Türklerinden olup Midilli Fatihlerinden de olan sipahi Vardari Yakup Ağa'nın dört oğlundan biri olarak 1473'li yıllarda Midilli adasında doğmuştur. Turgut Reis ise Osmanlı Devletinin Menteşe (Muğla) Sancağı'na bağlı Seroz(Saravuloz) Köyü'nde, tahminen 1485 yılında doğmuştur. ( bkz. Wikipedi ) Bilindiği gibi bu insanlar, Kuzey Afrika kıyıları ve Batı Akdenizde savaşan Osmanlı donanmalarını yönetmiş ve Kuzey Afrikayı ( Trablusgarb, Tunus ) fetheden komutanlar olmuşlardır. Osmanlıcada yada Osmanlı bakışına göre Kuzey Afrikaya Magrib ( Batı ) denir. Karıştırılma sebebi bu olmuş sanırım. Düzeltme ve konunun özüne gösterdiğiniz hassasiyet için teşekkür ederim. *http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=mal+bulmu%C5%9F+magribi+gibi&nr=y&pt=mal+bulmus+magribi-Ben aşağıdaki bilgiyi bu siteden almıştım. Tıklayınız. 7.barbaros hayrettin,uluç ali reis,turgut reis'in de içinde bulunduğu kaptan-ı deryaların büyük bir kısmı magripli korsanlardır.nitekim magrip o tarihte korsan yatağı idi.mal bulmuş magribi de korsan yağmalaması anlamında kullanılır. Anlaşılan bu site yanılmama yol açmış Bu arada ufak bir düzeltme de benden olsun; "1473'li yıllarda" demişsiniz de! Alıntı
Misafir Değil Öyle Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2008 Mağribiler adlı insanlar olduğunu bilmiyordum. Cehaletime verin. Bu bilgiyi öğrendiğim için teşekkür ederim. Kullandığım bir deyimdir. Bu deyimi icat eden ben değilim ve bu Türkçeye malolmuş bir deyim. Yeterince tepki olursa kullanımından vaz geçilede bilir. Bu uyarıdan sonra ben kullanmayacağım. Eğer Mağribiler diye birileri olduğunu hatırlayabilirsem... Unutursam affola... Ben de sizin centilmen, temkinli ve araştırmacı kişiliğinizi bildiğimden, bu durumu yadırgayıp, konunun önemine vurgu yapmak istemiştim. Hepimizin bilmediği pek çok konu var, önemli olan tıpkı sizin de yaptığınız gibi, öğrendikten sonra yanlıştan dönmeyi bilme yetisine sahip olmaktır. Bu tavrınızdan dolayı sizi tebrik ederim. Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2008 Gökyüzü, bu bir yayın yasağı değil, bir yaptırımdır. Sanki yalan haberlerin önü mü kesilecek, yoo... Son gaz devam edecekler. Belli bazı gazeteler o gazeteyi hiç aratmıyor. Adlarını bile anmak istemiyorum, utanmaları yok zaten. Anlı şanlı, ne olduğunu çok iyi bildiğim koskoca bir yazar, (kendisi AKP yanlısı yazılar yazar, başbakanının "bizim" payesine mazhar olmuş holdingin gazetesinde.) diyor ki, neymiş efendim, Genelkurmay o gazetenin haberlerini yalanlamamış! Yahu diyeceğim, içimden geçen hitap çok daha galiz ama, bunun yalanlaması olur mu? Genelkurmay resmi açıklamasını zaten yapmış. Bu açıklamayı doğru olduğunu duyurarak yapacak herhalde, otuz deyip yalanlama gelirse yirmiye düşürürüm diye yapacak değil. Bunlar genelkurmayı mahalle kahvesi mi sanıyorlar nedir? Bu adamlar bilgisiz, anlamaz olamaz. Kasıtlı yazdıkları her hallerinden belli. Kesin, resmi açıklama yapılmış. Bir densiz, hain tarafı, paçavra çıkmış, "yok, o öyle değil" demiş. "Sen otuz teröristi öldüremedin, anca beşini öldürdün" demiş. Buna yalanlama mı olur? Bunlar bir de gazeteci olacak. Bu kadar bilgisiz olmalarına imkan yok. Yalanlama nasıl olur? Biri durup dururken ortaya bir şey atar. Sen de "yok öyle bir şey" diye yalanlarsın. Ama sen zaten bir bilgi vermişsen, senin verdiğin bilgiyi yalan saydılar diye sen de yalanlama misillemesi yapmazsın. Sen zaten gerçeği açıklamışsın. Senin açıklaman orada duruyor! Tekrarlamana da gerek yok! Bu ülke tarihinde böyle ihanet görmedi, iddia ediyorum, Damat Ferit bunların yanında masum kalır! Genelkurmay başkanımız güzel ifade etti: Bu yalanları düzenler (ki topunun yalan ve düzmece olduğu kesin kanıtlandı) akan kanın sorumluluğuna ortaktırlar! Taraf gazetesi,Dağlıca ile adını duyurmuştu.Bugün ise Aktütün,adından söz ettirmeye devam ediyor.Bu gazetenin finans kaynağı AKP iken,başbakanın tavrından sonra hemen bilinmeyen iç ve dış güçler oldu.Taraf hakkında yazılacak pek şey de yok aslında.Taraf gazetesi nedir ve ne değildirden önce şunu sormalıyız;Taraf gazetesi ne demek istiyor,sordukları neydi ve sorulan sorulara aldığı yanıtlar neden ibaretti? Bakın kimse sakın beni şu veya bu gazetenin avukatı olarak görmesin,yalnız ben bu sorulara verilecek cevapların tüm kafa karışıklığını ortadan kaldırması gerektiğini düşünüyorum.Dağlıca da yazılmayanlar,söylenmeyenler bu gazete ile yazıldı,çizildi? Bırakalım Dağlıcayı,Aktütün de yaşananlara bakar mısınız?İstihabarat bilgileri elinizde,teröristler adım adım takip edilmiş ama herhangi bir şekilde bir önlem alınmamış...işte söz konusu gazete tarafından iddia edilenler.Peki bunu yalanlayacak bir açıklama var mı?Bildiğim kadarıyla,görüntüler hakkında yalanlama varken istihbarat ile ilgili bir açıklama henüz yok. Arkadaşım,emin olun ki hepimiz yaşananlardan,oynanan oyunlardan haberdarız.Farkındayız,tüm bunların farkındayken,bir ülkenin güvenliği için en önemli kurum olan askeri de olması gereken yerde,olması gereken değerde görmek isteriz.Kafalar fena karıştı,askeri yetkililer kalkıp birilerini tehdit etme yerine açıklama yoluna gitmeliydi.Çünkü bu savaş askerin savaşı değil,bu savaş hükümetin savaşı değil;bu savaş bizim savaşımız.Ölenler bizleriz.Hal böyleyken,bizlere,kamoyuna tatmin edici bir açıklama gelmeliydi.En azından,bu uğurda evladını kaybeden anneler için,babalar için... Medya,benim medyam...hiç güvenmiyorum.Ne yazdıklarına,ne de söylediklerine itibar etmiyorum.İktidarlarla değişen medyam,parayla devleşen medyam;yalan haberlerle kendisini satmaya çalışan medyam... Ben medyaya güvenmiyorum;ama bu soruları bana sordutan medya aracılığı ile de açıklama bekliyorum. Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2008 Sayin politika´ Türkiye'den yana olmasaydi askere git vur dermiydi,demezdi.!! Tersini acikca söyliyemediklerinden dolayi bu sekilde davraniyorlar sadece asker konusunda!!! bunun nedenideKamuoyu anketleri de bu gercegi gayet net ortaya koyuyor halkimizin Askerimizden vaz gecmeyecegi.. En hassas noktasida Türkiye'de en güvenilir kurumun Türk silahli kuvvetlerimizin olmasi yani AKP nin önünde olmasi evet bir sekilde bunun yikilmasi gerekiyor burda Ya Talabani gelir yada biz gideriz... anlami ne olabilir eski bir teröristden vede k.Irakdaki olusumun ASIN DAN ne istenir? öyle ya barzaniye buyrun vurmaya devam edin mesaji vermektedir ler.. bir tane k.Irak var herhalde? benim bildigim! kimlerinde olusturdugu ortada degil mi??? orda demokrasi olmadigina göre tek ses emir verebilir?? Taraf gazeteside ayni sekilde yüklenmiyormu...buyrun vurun kordinatlar bizde Sayın Efendi Türkler, -Kuzey Irak'a yapılan müdahaleler çözüm oldu mu ki,bizler samimiyetleri bunlarla sınayalım? -Irak'ta demokrasi mi,demokrasinin olmadığı yerde tek seslilik yok orada;sadece bölünmüşlüğün ve otoritesizliği verdiğ başıboşluk ve istenilenlere olanak sağlayacak bir ortam!Hakız mıyım? Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2008 Peki bunu yalanlayacak bir açıklama var mı?Bildiğim kadarıyla,görüntüler hakkında yalanlama varken istihbarat ile ilgili bir açıklama henüz yok. O zaman bilmiyorsunuz, bazı açıklamalar yapıldı. Fakat her söyleneni yalanlamak gerekmez, nedenini bu başlık altında üstteki yorumlarımda söyledim. Sözkonusu gazetenin tavır değişikliği, söylediğiniz gibi ilginç bir gelişme. Bu, bahsettiğim ittifakta bir çatırdamanın işareti. Tabii kimseyi bir komplonun tarafı olmakla itham etmiyorum, edemem zaten. Sadece semboller üzerinden ipuçlarını değerlendiriyorum. Fakat görünen o ki AKP ve başbakandan orduyu ve Genelkurmayı durdurması, pasifize etmesi beklentisi varmış. Tezkereyi mecburen çıkarmasına kadar, uluslarası hukukça tanınmış bir hak olan sıcak takip için orduya yıllarca izin vermemesi, bu beklentiyi olgunlaştırmış. Halbuki daha önce bu başlıkta açıkladığım gibi, sıcak takip uluslararası bir haktır, ama bu hakkı askerin kendi inisiyatifiyle kullanması olamaz, arkasında siyasi destek olması gerekir. Asker tabii ki bu tuzağa düşmedi ve siyasi destek olmadan sınırı geçmedi. Aksi halde ordumuzun başına büyük bir gaile açılabilirdi. Belki de planda bu seçenek de vardı. Maliki'nin gelip gittiğini ve görüşmelere rağmen sıcak takip izni vermediğini hatırlayın. Bu hükümet Türkiye'yi bu konuma düşürmüştü. Dağlıca olayından beri bütün bunları bu başlıkta yazdım. Fakat her şey bir yere kadar. Sonuçta Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin üzerine düşen görevler var ve bunları bir yere kadar görmezden gelebilir. Beklentileri sonuna kadar karşılayamayacakları belliydi. Eklemek isterim ki, K. Irak Kürt liderleriyle diyalog, onları tümüyle yok saymama yönünde bir girişimse, olumlu olabilir yani, pek karşı çıkmam. Ama Maliki ile görüşmeler gibi karşı tarafın kendisini güçlü hissetmesine, askeri çözümü devreden çıkarma, sivil inisiyatif yaratma görünümlü askeri pasifize etmenin yeni bir girişimiyse, kalsın derim... Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2008 Sayın Efendi Türkler, -Kuzey Irak'a yapılan müdahaleler çözüm oldu mu ki,bizler samimiyetleri bunlarla sınayalım? -Irak'ta demokrasi mi,demokrasinin olmadığı yerde tek seslilik yok orada;sadece bölünmüşlüğün ve otoritesizliği verdiğ başıboşluk ve istenilenlere olanak sağlayacak bir ortam!Hakız mıyım? Sn. Mavi, 1990'lı yılların sonlarında, Türkiyenin K.Irak'a müdahaleleri ve operasyonları çok etkili olmuş, PKK bitirilme noktasına gelmiştir. Ancak, Ecevit hükümeti zamanında ABD tarafından APO'nun teslim edilmesi, PKK'nın ateşkes ilanı, AB uyum yasaları ile idamın kaldırılması bu operasyonları gerekçesiz bırakmaya yönelik ABD tarafından yapılan başarılı girişimler olmuşlardır. Bu bir danışıklı dövüştür. Ardından AB uyum yasalarının çarpık biçimde terörle mücadele yasalarımıza adaptasyonu ve Uluslararası hukukun gereği olan sıcak takip hakkının engellenmesi, terörle mücadelede güvenlik güçlerini oldukça zayıflatmıştır. Sınırın dışına çıkamayan, uyarmadan ateş açamayan, karşı taraf ateş açmadan tetiğe dokunamayan askerimiz sınır ışından gelen saldırılara açık ve sadece savunma yapar durumuna gelmiştir. Unutmayalım, K.Irak'ı, ABD bölmüştür. Bu girişimde kendisine yardım edenler de Talabani, Barzani ve PKK'dır. Bugün, K.Irak'taki insanlık dışı uygulamaların yapıldığı ortamın sorumluları bunlardır. Saygılar. Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2008 Düzeltme ve konunun özüne gösterdiğiniz hassasiyet için teşekkür ederim. *http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=mal+bulmu%C5%9F+magribi+gibi&nr=y&pt=mal+bulmus+magribi-Ben aşağıdaki bilgiyi bu siteden almıştım. Tıklayınız. 7.barbaros hayrettin,uluç ali reis,turgut reis'in de içinde bulunduğu kaptan-ı deryaların büyük bir kısmı magripli korsanlardır.nitekim magrip o tarihte korsan yatağı idi.mal bulmuş magribi de korsan yağmalaması anlamında kullanılır. Anlaşılan bu site yanılmama yol açmış Bu arada ufak bir düzeltme de benden olsun; "1473'li yıllarda" demişsiniz de! Sn Değil Öyle, Rica ederim. 1973'lü yıllar uyarınız için de teşekkürler. Sanırım konuyu şöyle toparlayabiliriz. Verdiğiniz linkteki bakış açısına göre ( Barbaros, Turgut ve Uluç Ali Reisle ilgili söylenenlere katılmamakla birlikte ), Magripli tanımı, Magribte ( Batı Akdeniz ) denizcilik-korsanlık yapan insanlar anlamı taşıyor. Bu durumda Magribi sözcüğü bir ırkı veya etnik topluluğu değil bir meslek türü yada bir suç örgütü anlamını taşıyor. Dolayısıyla, 'Mal bulmuş Magribi gibi' deyimini kullanmak bir ırkı yada etnik grubu aşağılamak anlamına gelmez ve Sn. demirefe'nin özür dilemesine gerek yoktur. Saygılar. Alıntı
Misafir Değil Öyle Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2008 Sanırım konuyu şöyle toparlayabiliriz. Verdiğiniz linkteki bakış açısına göre ( Barbaros, Turgut ve Uluç Ali Reisle ilgili söylenenlere katılmamakla birlikte ), Magripli tanımı, Magribte ( Batı Akdeniz ) denizcilik-korsanlık yapan insanlar anlamı taşıyor. Bu durumda Magribi sözcüğü bir ırkı veya etnik topluluğu değil bir meslek türü yada bir suç örgütü anlamını taşıyor. Dolayısıyla, 'Mal bulmuş Magribi gibi' deyimini kullanmak bir ırkı yada etnik grubu aşağılamak anlamına gelmez. Verdiğim linkteki bakış açısı biraz karışık, aynı linkte bir önceki maddede de aşağıdaki yorum var: Endülüs emevi devletinin yikilmasindan sonra yayginlasmis sözdür. Yurtlarindan atilan ve fakrü zaruret içinde göçmek zorunda kalan magribilere, dogudaki yerlesik müslümanlar pek hos gözle bakmamis, onlari bir külfet olarak görmüslerdi. Buradaki bakış açısı, bu deyimin bir halka yönelik söylendiği ve aşagı görüldüğü şeklindedir. Bu yüzden, demirefenin özürü son derece yerinde olmuştur. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2008 Doğrusu ben de "kimmiş bu Mağribi toplumu?" diye bir şaşkınlık geçirmiştim ama, ne olursa olsun, alınan varsa olabilir, niye kullanmakta inat edeyim? diye düşünmüştüm. Neyse bu işin aslını da öğrenmiş olduk böylece... Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2008 Verdiğim linkteki bakış açısı biraz karışık, aynı linkte bir önceki maddede de aşağıdaki yorum var:Endülüs emevi devletinin yikilmasindan sonra yayginlasmis sözdür. Yurtlarindan atilan ve fakrü zaruret içinde göçmek zorunda kalan magribilere, dogudaki yerlesik müslümanlar pek hos gözle bakmamis, onlari bir külfet olarak görmüslerdi. Buradaki bakış açısı, bu deyimin bir halka yönelik söylendiği ve aşagı görüldüğü şeklindedir. Bu yüzden, demirefenin özürü son derece yerinde olmuştur. Sn. Değil Öyle, Burda bir çelişki var bunu sizde söylüyorsunuz zaten. Şimdi mal bulan Magribi çeşitli ırklardan olan, malları talan eden korsanlar mı, yoksa Magribten gelen göçmen, fakir, mal bulunca sevinen müslümanlar mı ? Bence, Sn.demir efe'nin muğlak bir durum için özür dilemesi gerekmez. Saygılar. Alıntı
Misafir Değil Öyle Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2008 Doğrusu ben de "kimmiş bu Mağribi toplumu?" diye bir şaşkınlık geçirmiştim ama, ne olursa olsun, alınan varsa olabilir, niye kullanmakta inat edeyim? diye düşünmüştüm. Neyse bu işin aslını da öğrenmiş olduk böylece... İşin en iyisi araştırma yapmanız. Alıntı yapılan linkte kullandığınız deyim için: şovenizmin dilin içine sinmesinin örneklerinden biridir; komedi efekti olarak verimli bir şekilde kullanılabilir. bu tür başka sözler için (bkz: acemi) (bkz: yezit) (bkz: dürzü) (bkz: çıfıt) (bkz: çıfıt çarşısı) (bkz: palikarya) (bkz: çingen çalar kürt oynar) (bkz: arabın yalellisi) (bkz: merdi kıpti şecaat arzederken sirkatin söyler) (bkz: frengi) de denmektedir. Özrünüz yerinde olmuştur. Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2008 O zaman bilmiyorsunuz, bazı açıklamalar yapıldı. Fakat her söyleneni yalanlamak gerekmez, nedenini bu başlık altında üstteki yorumlarımda söyledim. Sözkonusu gazetenin tavır değişikliği, söylediğiniz gibi ilginç bir gelişme. Bu, bahsettiğim ittifakta bir çatırdamanın işareti. Tabii kimseyi bir komplonun tarafı olmakla itham etmiyorum, edemem zaten. Sadece semboller üzerinden ipuçlarını değerlendiriyorum. Fakat görünen o ki AKP ve başbakandan orduyu ve Genelkurmayı durdurması, pasifize etmesi beklentisi varmış. Tezkereyi mecburen çıkarmasına kadar, uluslarası hukukça tanınmış bir hak olan sıcak takip için orduya yıllarca izin vermemesi, bu beklentiyi olgunlaştırmış. Halbuki daha önce bu başlıkta açıkladığım gibi, sıcak takip uluslararası bir haktır, ama bu hakkı askerin kendi inisiyatifiyle kullanması olamaz, arkasında siyasi destek olması gerekir. Asker tabii ki bu tuzağa düşmedi ve siyasi destek olmadan sınırı geçmedi. Aksi halde ordumuzun başına büyük bir gaile açılabilirdi. Belki de planda bu seçenek de vardı. Maliki'nin gelip gittiğini ve görüşmelere rağmen sıcak takip izni vermediğini hatırlayın. Bu hükümet Türkiye'yi bu konuma düşürmüştü. Dağlıca olayından beri bütün bunları bu başlıkta yazdım. Fakat her şey bir yere kadar. Sonuçta Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin üzerine düşen görevler var ve bunları bir yere kadar görmezden gelebilir. Beklentileri sonuna kadar karşılayamayacakları belliydi. Eklemek isterim ki, K. Irak Kürt liderleriyle diyalog, onları tümüyle yok saymama yönünde bir girişimse, olumlu olabilir yani, pek karşı çıkmam. Ama Maliki ile görüşmeler gibi karşı tarafın kendisini güçlü hissetmesine, askeri çözümü devreden çıkarma, sivil inisiyatif yaratma görünümlü askeri pasifize etmenin yeni bir girişimiyse, kalsın derim... Tezkerenin çıktığı dönemleri ve eylemleri göz öününe aldığımızda,kimlerin,neyin hesabını yaptığı anlaşılmaz mı?AKP ve askerin pasifize edilmesi beklentisi,belki de böylesi bir beklenti vardı.En azından baskın olan düşünce,Erdoğan'ın da askeri sistemin mağduru olmasıydı. Sınırötesi operasyonlar,iç güvenlik için dış güvenliğin ön koşulu olduğu sürece haklıdır;bu noktada yapılan opersyonlar haklılık payına sahiptir. Tabi bu sadece operasyonları haklı kılan gerekçe;sonuçları olayı farklılaştırır. Diyalog mutlaka olmalıdır;sadece askeri çözüm değil,siyasal,sosyal,ekonomil anlamda desteklenecek bir çözümler bütünü olmalıdır. Ayrıca bilmediklerimi,açıklamaları burdan verirseniz sevinirim...saygılar! Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2008 Sn. Mavi, 1990'lı yılların sonlarında, Türkiyenin K.Irak'a müdahaleleri ve operasyonları çok etkili olmuş, PKK bitirilme noktasına gelmiştir. Ancak, Ecevit hükümeti zamanında ABD tarafından APO'nun teslim edilmesi, PKK'nın ateşkes ilanı, AB uyum yasaları ile idamın kaldırılması bu operasyonları gerekçesiz bırakmaya yönelik ABD tarafından yapılan başarılı girişimler olmuşlardır. Bu bir danışıklı dövüştür. Ardından AB uyum yasalarının çarpık biçimde terörle mücadele yasalarımıza adaptasyonu ve Uluslararası hukukun gereği olan sıcak takip hakkının engellenmesi, terörle mücadelede güvenlik güçlerini oldukça zayıflatmıştır. Sınırın dışına çıkamayan, uyarmadan ateş açamayan, karşı taraf ateş açmadan tetiğe dokunamayan askerimiz sınır ışından gelen saldırılara açık ve sadece savunma yapar durumuna gelmiştir. Unutmayalım, K.Irak'ı, ABD bölmüştür. Bu girişimde kendisine yardım edenler de Talabani, Barzani ve PKK'dır. Bugün, K.Irak'taki insanlık dışı uygulamaların yapıldığı ortamın sorumluları bunlardır. Saygılar. Değerli arkadaşım, sonuç itibariyle çözüm olmamıştır;bu demektir ki eksik olan birşey var,askeriin yanında!PKK bitirilme noktasına gelmiş olsaydı;hiçbir zaman bu gücünü tekrar kazanamazdı ki. ABD'nin ne olduğu açık,hesaplar ortada.Sorumlular ortada,yalnız şunu da söylemek lazım;Irak'ta gerçekten de çok büyük bir otorite boşluğu var;isteyen içini kendi eylemleri ile doldurabilir. saygılar! Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2008 Değerli arkadaşım, sonuç itibariyle çözüm olmamıştır;bu demektir ki eksik olan birşey var,askeriin yanında!PKK bitirilme noktasına gelmiş olsaydı;hiçbir zaman bu gücünü tekrar kazanamazdı ki. ABD'nin ne olduğu açık,hesaplar ortada.Sorumlular ortada,yalnız şunu da söylemek lazım;Irak'ta gerçekten de çok büyük bir otorite boşluğu var;isteyen içini kendi eylemleri ile doldurabilir. saygılar! Değerli Kardeşim, Tabii ki çözüm olmamıştır. Çözüm olabilmesi için hepimizin bilinçli davranıp, bağımsızlıkçı, dış güçlerin esiri olmayacak, terörle mücadele yaparken yani bu konuda kararlılığını sürdürürken, hukuk devleti özelliğini de hayata geçirecek, kurunun yanında yaşın yanmasını da engelleyecek, işkenceye taviz vermeyecek, sosyal devetin gereklerin yapacak dirayetli ve demokrat bir hükümeti iktidara getirmemizle olur. Yani, iş bizde, hepimizde, halkımızda bitiyor, kimseyi suçlayarak bir yere varılamaz. Saygılar. Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2008 Değerli Kardeşim, Tabii ki çözüm olmamıştır. Çözüm olabilmesi için hepimizin bilinçli davranıp, bağımsızlıkçı, dış güçlerin esiri olmayacak, terörle mücadele yaparken yani bu konuda kararlılığını sürdürürken, hukuk devleti özelliğini de hayata geçirecek, kurunun yanında yaşın yanmasını da engelleyecek, işkenceye taviz vermeyecek, sosyal devetin gereklerin yapacak dirayetli ve demokrat bir hükümeti iktidara getirmemizle olur. Yani, iş bizde, hepimizde, halkımızda bitiyor, kimseyi suçlayarak bir yere varılamaz. Saygılar. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2008 açıklamaları burdan verirseniz sevinirim Gökyüzü, açıklamalara bağımlı kalıp pasif haber alıcı konumda olmanız da gerekmez. Bu başlıkta 25 link numaralı iletimde (aynı başlıkta olduğu için linki kopyalamaya gerek duymadım) taraf iddialarının mantıksız olduğunu açıkladım. Bu tür mantık yürütmelerle verdiği haberlerin asılsız olduğu anlaşılır. Bu ülke halkında, bu ülkede her şeyin ters ve yanlış yapıldığı kanısı beyinlere yerleşmiş. Bu önyargı ile bakıyoruz her olaya. Bazı yaygın olumsuzluklar elbette var ama, biraz kendimizi motive etmemiz gerek. Hep "biz böyleyiz" "burası Türkiye" gibi olumsuzluklarımızı kendi kendimize aşılayarak nereye kadar? Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2008 Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2008 Bu başlığı açtığımda, bu başlığın bu kadar anlam kazanacağı bir günün geleceğini doğrusu bu ölçüde tahmin edememiştim. . . . Ey akıl, ey akıl, nerdesin? Genelkurmay OHAL istiyorsa, Aktütün'e de 11 havan isabet ettiyse, daha iyi ya, durum daha vahim olur, asker daha çok bastırır OHAL için yahu! Niye gizlesin? Sn. Efe, bu gerçekten bu konuda kafasında şüpheler olanların okuması gereken bir yorum. Saygılar. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.