Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

V

  • başlık
    6
  • yorum
    5
  • görüntü
    51.300

Mısır


Johnydoe

1.422 görüntü

Tarih tekrrür etmek zorunda mı?

Son gunlerde Mısır'da olanları düşündükçe, oynanan oyunları, tezgahları. Yıllardan beri çok iyi bir hayat sürmeyebilrlerdi ama neden bugune kadar kimse kalkıp isyan etmedi? Toplumlar refah ve huzur içinde yaşadıkları sürece isyan etmezler. Ama onların elinden hakları alınmaya başlandığında ses çıkarmaya başlarlar. Peki ne değişti de Mısır daki halk birden galeyana gelip isyan etti?

 

Tuhaf bir durummu sadece bana mı garip geliyor bilmiyorum. Kötüde olsa bir düzen içinde yıllardır yaşayan bir halk, özgürlük için birden ayaklanmayı istediler ve yaptılar. Sonuç? Hergün onlarca ölü, kaos, karmaşa ve bölünme... İstedikleri gercekten bumuydu? Baskı rejiminden bu kadar mı nefret ettilerki simdi birbirlerini öldürme pahasına rejim değiştirdiler.

 

Haber bültenlerinde Mısır'dan gelen haberleri izledikçe komplo teorileri üremeye başladı. Sanırım bu benim rahatsızlıklarımdan biri.

Diyelim ki zengin kaynakları olan bir ülke var. Ve sizin zenginliğiniz bu ülkenin kaynaklarını elde etmeye dayanıyor. Bu kaynaklara ulaşmanın iki yolu vardır. Birincisi ordunuzu askerinizi gonderip ülkeyi zorla ele geçirirsiniz ki, bu en son ikinci dünya savaşı sırasında yapıldı ve çok maliyetli olduğu ortaya çıktı. İkinci yol ise bu ülkenin kaynaklarını size gönüllü olarak açmasıdır. Bu biraz daha uzun vadede ama daha az masraflı bir yoldur. Üstelik yardımcı olma yolunda olduğunuz için itibarınızda artacaktır.

 

Peki silah kullanmadan bir ülkeyi nasıl işgal edersiniz? Bunun da temelde çok basit iki yolu vardır. Birincisi ve en çok kullanılanı o ülkenin iktidarıyla yakın ilişkiler içinde olmaktır. İktidara gelmesi muhtemel siyasi bir oluşumu çaktırmadan desteklersiniz. Bu oluşum iktidara gelince diyetini öder. İkinci yol ise mevcut iktidarın karşısına güçlü bir muhalefet çıkarmak yada mevcut iktidarın prestijiniz dünya kamuoyu onunde yerle bir etmektir. Örneğin; diktatör, azınlıklara iyi davranmayan, halkını ezen, özgürlükleri kısıtlayan bir iktidar olduğunu her fırsatta manşetlere taşımak.

 

Mısır da olan biten sanırım bu son söylediğime benziyor. Diktatörlük rejimiyle yöneldiğini biz son bir yılda öğrendik ama yıllardır boyleydi bu ulke. Yıllardır insanların hakları ellerinden alınıyordu. Bunu yıkmanın en kolay yolu muhalif adı verilenleri örgütleyip birleştirerek desteklemek. Boylece size yakın birileri ulke basına gececektir. Gercekten bu yakın birileri ulke basına gectimi? Hayır ulke kaos icinde biraz daha zamana ihtiyac var. peki bu boşluk kimin işine yarıyor? O ülkeye yapılan silah satışlarını, ülkenin yeniden yapılanmasını sağlayacak kimse onun işine yarıyor.

 

Peki kimin canı en çok yanıyor? Mısır halkının. Kimin umurunda bu durum?

 

Bu düşünce fırtınası içinde aklıma ülkemiz geliyor. 99 yılında yaşanan büyük ekonomik kriz ve sonra bir siyasi partinin gelmesiyle sanki sihirli bir asa değmiş gibi herşeyin birden yoluna girmesi. Ekonomik anlamda çok bilgi sahibi değilim ama bir ülkenin ekonomisini bu kadar çabuk çökmesi ve daha hızlı düzelmesi benim tuhafıma gidiyor. işi bilen hiçbir ekonomistte bu tuhaflığa değinip iki satır açıklama yayınlamadı. Bu daha tuhaf bir durum. Bir gecede batmıştık. Yarı yarıya fakirleştik. Tam da o dönemde seçime girdik. tahmin edin ne oldu. Ülkeyi batıranlara haddini bildirip yepyeni birilerini seçtik. Doğruyu seçmiş olmalıyız o günden sonra ekonomi hep iyiye gitti. Hep düzeldik. Bir daha devaluasyon olmadı. Kimse işsiz kalmadı. Kimse aç kalmadı fakirleşmedi. Ve bunu yıllardır kimsenin yapamadığını bir siyasi parti bir yıldan kısa sürede yaptı. Herşey yoluna girdi. Mucizevi bir şekilde düzeldik. Sahi siz mucizelere inanırmısınz?

 

Ama son on yılda tuhaflıklar hiç bitmedi. Mesela ben on yıldır aynı maaşla çalışıyorum hatta son iki yıldır aldığım maaş zorunlu harcamalarıma yetmemeye başladı. Borçlarım yavaş yavaş ama azimli bir şekilde artmaya başladı. Son beş yıldır her yıl düzenli şekilde tüketimim aynı olmasına rağmen özellikle telefon. elektrik.su.doğalgaz ve benzin harcamalarım artmış. Biraz takıntılı bir adam olduğum için ödediğim her faturayı saklarım. Beş yıllık zaman diliminde her yıl faturalarımın kabardığını gözlemledim. Ama enflasyon düşmüş, gsmhm artmış, vss..vss..

 

geçen gün büyük bir hipermarketten sarımsak aldım. eve gelince üzerindeki etikete gözüm takıldı. Made in PRC yazıyordu. Aklıma bir şüphe düştü. Dünyanın en zengin tarım arazilerine sahip bir ülke değilmiydik biz? Sarımsak bile ithal ediyoruz artık.. Bu sadece banamı tuhaf geliyor? Birgün kasaptan kıyma alacaktım. İki farklı fiyat etiketine gözüm takıldı. Arada 10 tl fark vardı. farkını sordum tezgahtara. Abi bu ithal kıyma ondan ucuz. Biz dünyanın en büyük hayvancılığına sahip ülke değilmiydik? Derken bir bakanımız açıklama yaptı. Ekmeğe bu sene zam yok. Ekmeğin gramajı düşürülecek ve kepekli olacak. Yani ben doyabilmek için ekmeğe daha fazla para ödemek zorunda kalacağım.

 

Dış ticaret rakkamları açıklandı. İthalatımız yüzde otuz artmış, ihracatımız yüzde oniki artmış. Bu iyi birşeymi? Buna ekonomi dilinde cari açık deniyor ki sokaktaki çocuk bile açık kelimesinin iyi birşey olmadığını bilir sanırım. Peki on yılda biz neyi düzelttik? En önemli ve en çok gelir getiren başta türk telekom olmak üzere birçok değerimizi sattık. Elimize ne geçti? Satmaya devam ediyoruz...

 

Bunları görüp yaşarken aklıma bir tilki girdi. 99 Yılındaki o ekonomik kriz gercek anlamda bir krizmiydi? yoksa bize kurtuluş recetesi olarak sunulan bu parti aslında büyük bir tezgahın truva atımıydı?

 

Hedef 2023 diye bir açıklama geldi iktidardan. Son on yıla bakınca önümüzdeki 10 yıldan korkmalımıyız?

0 Yorum


Önerilen Yorumlar

Gösterilecek hiç bir yorum yok

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.