Biz, ''Böyle Olsun'' İstemedik!
Sevgileri yarınlara bıraktınız;
Çekingen, tutuk, saygılı…
Bütün yakınlarınız sizi yanlış tanıdı
Bitmeyen işler yüzünden.
Siz böyle olsun istemediniz.
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi…
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.
Siz geniş zamanlar umuyordunuz;
Çirkindi dar zamanlarda bir sevgiyi söylemek.
Yılların telaşlarda
Bu kadar çabuk geçeceği aklınıza gelmezdi.
Gizli bahçenizde açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız…
Vermeye az buldunuz
Yahut vakit yetmedi.
B. NECATİGİL
İnsan hayatında önemli olan '' şimdi '' lerdir, ama nedense şimdiler yerini bir sebeple hep sonralara bırakır. Yaşam, bir su gibi önüne geleni alıp giderken, biz de akıntıya kapılıp kocaman bir telaş içinde; şimdileri sonralara, belki de hiç gelmeyecek bir zamana bıraktık. Çoğu kez o zamanın '' ne zaman '' olduğunu bile bilmeden, sanki yaşam bizi hiç bırakmayacakmış gibi...
Hayatımızdan giden tek bir gün bile önemliyken, biz uygun bir zaman umuduyla sonralara, başka günlere, geniş zamanlara bel bağladık.
Bir sonsuzluk duygusu içinde kendimizi oyaladık, hatta kandırdık. Iskalanmış, ertelenmiş hayatlarımızı yaşarken de hep bir bahanemiz oldu: '' Sonra, hele bir… ''
Adeta hiç durmadan ve hızla dönen bir çemberin içinde kendimiz dışında her yere, her şeye yetişebilme telaşı içinde koştuk… Koştuk.
O kadar hızla koştuk ki; yanından hızla geçip geçtiklerimize bakmadık,
dokunmadık. Yaşamın bize sunduğu hediyelerin farkına bile varmadan yanlarından öylesine geçip gittik. Öylesine yaşadığımız gibi…
Onca yolu aldıktan ve nefesimiz kesildikten sonra durduğumuzda; yanından hızla geçip önemsemediğimiz o kadar çok şeyin arkasından bakakaldık ki... Bir gaflet uykusundan uyanır gibi anladık; hiç umursamadığımız, bir gün kaybedeceğimizi hiç düşünmediğimiz değerli bir hazineyi; hayatımızı nasıl da hovardaca tükettiğimizi... Elimizde olduğunu sandıklarımızın da zamanla ve aslında yok olduğunu…
O çok değerli nefeslerimizi hiç düşünmeden harcadık. Şimdi boşluğumuzu, hiçliğimizi, yavaş yavaş yok oluşumuzu örtmek için geçmişimize sarılıyoruz. Adeta yıkıntıların arasında kaybettiklerini arayan insanlar gibi yanından hızla geçip gittiklerimizi, dar zamanlar bahanesiyle yaşayamadıklarımızı arıyoruz. Ama hiç iyi gelmiyor.
'' Sonra… '' demek için vakit kalmadı artık. Eğer hala zaman varsa yaşanacak; umudun bile anlam taşımadığı bir hayatta sevinilecek şeyler yeniden fark edilir, bir yerlerde bulunup yeni mutluluklar edinilir ve bu boşluk dolar mı acaba?
'' Biz geniş zamanlar umuyorduk;
Yılların telaşlarda;
4 Yorum
Önerilen Yorumlar