iMkAnSıZ aŞkLa SeVeN yÜrEkLeRe.!
HAYATA DAİR!!!
Karanlikti oda, karanlikti sokaklar, kapkaraydi sehir.. Ne kadar olmustu
kendine dokunmayali. Ne kadar zaman olmustu aynada yuzunu gormeyeli. Ne
kadar olmustu sadece kendisi icin bir sey istemeyeli.
Kocasi icin cabaliyordu, oglu icin dusunuyordu, is arkadasi icin uzuluyordu.
Ya kendisi neredeydi. Kendisi icin cabalayan, kendisini dusunen var miydi.
Nasil bir duyguydu simartilmak. Sahi simarmayi bilmezdi ki, ya da kimse
ogretmemisti ona simarmayi.
Mutlu muydu ? soruyordu cogu zaman. Cevabi hayirdi, biliyordu bunu adi gibi.
Niye mutluyum kandirmacasi icinde boguluyordu o zaman. Gucluyum diye
haykirabilmek icin mi ? kimi kandiriyordu ki gucsuzdu iste. Gucsuz oldugunu
herkesin bilmesini hic bu kadar istememisti.
Yalnizdi … Oysa kocasi vardi. Sevismelerini andiginda hala teni urperiyordu.
Oglu vardi, cani, bir tanesi, karanliktaki isigi… Yine de yalnizdi. Ask mi
idi aradigi.. Ama kocasini seviyordu. Yoksa sevgi disinda bir sey miydi
aradigi. Yoksa herseyi kocamda buluyorum diye kandirmis miydi kendini.
Ruyalar goruyordu. Derinlerden bir ses, bir yuz beliriyordu. Yalnizligi
kayboluyordu. Ruyalarinda derin bir huzur olusuyordu. Sabah uyandiginda
anliyordu eksik bir parca vardi yasaminda. Bilmedigi o yuz bir gun karsisina
cikacak, bildigi , ozledigi o dokunusu verecekti. Ya hayalse , ya
yalnizligin kendisine oynadigi bir oyunsa bu.Hayir, hayir o yuz vardi
yasaminda, belki bilipte animsamadigi o eski zamanlardan birinde.
sozlesmislerdi onunla bulusmaya.
Sahilde dolasirdi zaman zaman. Ozgurlugunu burda buluyordu biraz da. Bir
adam dikkatini cekiyordu. Balik tutuyordu sakince. Ara sira adam da ona
bakip gulumsuyordu. Garip bir tanisiklik buluyordu o gulumsemede. Sormaya
cesaret edemedigi bir soru sekilleniyordu beyninde. Yoksa o eksik parca bu
adam mi. Sonra guluyordu kendine, kendine gel kizim delirmeye mi basladin
yoksa sen diye kiziyordu kendine.
Isyerine kacarcasina kosuyordu. Sorular bazen korkutuyordu insani. Isyerinde
ara ara o adamin o cok bildik, o huzur veren gulusunu hatirliyordu. Bir an
kendini sahile o adamin yanina atasi geliyordu.icinde gittikce buyuyen bir
ates yaniyordu. O adamin gulusu ile kivilcimlanan bir atesti bu.
-Merhaba dedi birgun ansizin adama. Gulumsedi adam sanki bu selami coktan
bekliyormus gibi.
-Ne zamandir benimle konusacaginiz gunu bekliyordum dedi adam.
Gulumsedi kadin elinde olmadan. Sohbet ettiler uzun uzun. Ne zamandir
boylesi huzurlu, boylesine mutlu gitmemisti eve. Her sozde kendine
dokunuyordu, her gulumsemede kendini buluyordu.
Bir sonraki gun ogle yemegine cikmayi hic bu kadar arzulamamasti. Adam da
bekliyordu onu. Ayak seslerini duydugu zaman gulumsedi adam. Utangac ve bir
o kadar kararli ayak sesleriydi bunlar, gelen o idi . Merak ediyordu adam bu
kadinin gulusunde buldugu sicakligin nedenini. Oysa henuz ikinci kez
konusuyorlardi. Ama bildik bir bakisla bakiyordu kendisine.
Hergun bir ibadet gibi sohbetlerine kosuyorlardi. Simdi zamanin icinde
zamanin durdugu bir an vardi ikisi icin de. Yureklerinin icinde ayni sekilde
yeseren, ayni kokan birer cicek vardi artik. Konusmuyorlardi ya askin
yeserdigini ikisi de biliyordu. Oysa evliydiler ikisi de. Seviyorlardi
eslerini. . . ve birbirlerinden ayrilmaz tek bir ruh oluyorlardi yavas
yavas… sevdanin yeserttigi bir korku sariyordu yureklerini. Haklari yoktu
cunku, vicdanlari sesleniyordu her an onlara.
Ayrilik diyorlardi birbirlerinin yuzune bakmaya korkak. Denemeliyiz bunu.
Eslerimiz icin, cocuklarimiz icin, yasamin kendisi icin sokup atmaliyiz bu
sevdayi icimizden. Arkalarina bakmaya korkak ayrildilar. Mavinin gokyuzunden
ayrildigi gibi, yesilin yapraktan ayrildigi gibi ayrildilar.
Biliyorlardi dayanamayacaklardi bu ayriliga. Gülüsleri donmustu yuzlerinde.
Umutlari gömulmustu derinlere. Ve kadin icin yine sokaklar karanlikti, sehir
karanlikti. Hastalaniyordu sık sık. Kendini bulmusken birakmisti ruhunu
erkeginin kollarinda. Zayif duserdi ne zaman kendini yalniz hissetse. Birden
hatirladi erkegi ile birlikteyken hastalanmamisti. Ve hep gulumsemisti. Is
arkadaslari onunla guluyordu, odasi onunla guluyordu, karanlik bile
gulumsuyordu isiklar icinde.
Erkek de kotuydu. Asktan aska kosuyordu kendinde bildigi eksik parcayi
bulmak icin. Ve kadininda bulmustu butun arayislarini ve butun sorularinin
cevabini. Seviniyordu adam bitecek arayislarim. Bir sakin limana demir
atacak ruhum diye. Ve birden farkina variyordu adam, asklarin pesinden
kosamiyordu artik, o gulumsemeleri ile kendilerine ceken kadinlari
gormuyordu artik. Hepsi kadininin gulumsemesinin icinde eriyip gitmisti.Oysa
simdi eksikti yine, simdi yine arayislarin yorgun kosusuna donuyordu.
Uzun surmedi ayrilik. Kostular birbirlerinin kollarina. Sanki hic
ayrilmamislardi. Kadin nasil agladigini anlatiyordu. Nasil eksik oldugunu,
nasil gulumsemesinin dondugunu anlatiyordu erkegine. Erkegi dinliyordu onu
sevgiyle. Hep dinlemisti zaten. Omur boyu dinleyebilirdi kadinini.
Sevisiyorlardi birbirlerine dokunmadan. Tenleri baskalarinindi cunku. Gizli
bir anlasma varmis gibi gozlerinde dokunuyorlardi sadece. Ask sozcuklerinin
kanatlarinda ucuyorlardi sevisme denen o gokyuzu mavisinin ufkuna.
Gitgide buyuyordu sevdalari. Gitgide buyuyordu birbirlerinin icindeki
parcalari. Ve gunduzler yetmez olmustu asklarini yasamaya. Geceleri
birbirlerini dusler oldular. Gece yildizlara bakiyorlardi birbirinden uzak
diyarlardan. Yildizlara goz kirpiyorlardi sevgiliye goz kirpar gibi.
Ayisigina dokunuyorlardi sevgiliye dokunur gibi.
Ve o hic dusunmedikleri aci gelip yapisiyorlardi yakalarina. Sadece
birbirlerinin olmaliydilar. Oysa hic sucu olmayan baska yurekler vardi.Ama
biliyorlardi acilarin ve ihanetin dalinda mutluluk cicegi acmazdi.
Kadinin yuregi yaniyordu. Erkeginden baskasini dusunemez olmustu. Ve agir
geliyordu ayrilik. Biliyordu kendisini verse erkegine hep isteyecekti onu.
Ve imkansizligi istemis olacakti. Erkegini caresiz birakacakti. Erkeginin
yuzunde huzun yeserecekti. Oysa ne guzel gulerdi erkegi. Ne guzel kahkahalar
atardi. Hakki yoktu erkegini bu huzunlere atmaya. Ayrilmaliydi,acisini ve
sevdasini yuregine gomup gitmeliydi.
Anliyordu erkek kadininin sorgularini. Aci vermeye baslamisti sevdasi.
Ayrilik olsa mi diye dusundu. Acaba kadini mutlu olur muydu. Cunku
sevdiginin mutlulugu icin buldugu cevaplardan vazgecmeye raziydi, biten
arayislarina hic bulmayacagini bildigi arayislara tekrar baslamaya raziydi.
-Bana bir hafta sure ver dedi kadin.
-Ayriligi mi deneyeceksin dedi kadinina.
-Evet dedi kadin, denemeliyiz ikimiz de.
-Peki dedi erkek
-Hoscakal dedi kadin
-Hoscakal dedi erkek
-Birgun sorgularin sevdana yenilirse geleceksin degil mi dedi erkek
-Sevdayla evet dedi kadin
-Seni seviyorum dedi kadin
-Seni seviyorum ve hep bekleyecegim seni dedi erkek
baska tek soz etmeden ayrildirlar yureklerinde birbirlerinin sevdasini
tasirken. Ve o anda bin kok koptu topraktan, bin agac devrildi yere,bin
yildiz kaydi ayni anda gokyuzunden, bin karanlik doldurdu yildizlarin
yerini,bin gunes sondu birden, bin gece dogdu karanligin ustune, bin kirmizi
gul egdi boynunu, bin bulbul sustu huzunle
Sevda yenilmisti yasama, sevda bogun egmisti kurallara, sevda yok olmustu
korkularin ve sorgularin karanliginda.
Iki sevdali yurek, iki asik can, iki ruh , uzak diyarlarda sevdalarini
duslere yuklediler. Ikisinin de yureginde `belki bir gun` umudu en degerli
emanet , birbirlerinin sevdasinda aciyi buyuterek, hasretin icinde hayaller
buyuterek biraktilar kendilerini zamanin solgun akisina. .
...............................................
İmkansız aşkla seven yüreklere....
2 Yorum
Önerilen Yorumlar