Eve dönüş..
Uyuduğum uykudan omuzuma nazikçe dokunan bir elle uyandım.Gözlerimi aralayıp baktığımda hostesin gülümseyen yüzüyle karşılaştım..
"inişe geçiyoruz lütfen emniyet kemerinizi bağlarmısınız"
Oturduğum yerde doğrulup saate baktım tam 23:50 yi gösteriyordu,sonra gayri ihtiyari yanımda oturmakta olan hiç tanımadığım adama,uçağa ilk bindiğimiz andaki gibi elleriyle sıkıca koltuk kenarlarını kavramış,dimdik oturmuş gözleri sımsıkı kapalı..
Onun bu hali bende gülümsemeye yol açtı "korkudan ölecek garibim"diye geçirdim içimden..
Gece yarısına doğru İzmir havaalınında sıcak bir rüzgar karşıladı beni,birde tatil programlarına eşlik etmem için kafamın etini yiyen kuzenimin kocası..
Didim'e gidiyordum Akbük koyuna hani şu muhafazakarların beş yıldızlı oteli Capris Termal Palase..
Normalde 2 saatlik olan yolu biz altımızda lüx araba ve hız göstergesini 200 km altına düşürmeden bir saatte aldık..
Otelden içeri girer girmez bana ayrılmış olan yatağa üzerimdekileri fırlatıp yüzükoyun çakılıverdim..
Son ana kadar muallaktaydım gidip gitmeme konusunda sevmiyorum çünkü deniz tatillerini gürültüyü kalabalığı ve yüzüme direkt yansıyan güneş ışığını..
Ama bir arada olmanın eğlenceli olacağı düşüncesiyle (yanılmamışımda)..
Bir gün içerisinde hazılanıp biletimi alıp uçtum..
Dile kolay tam onbir kişiydik aynı aileden..
Önceden ayrıltılmış süit odalarımızda sürekli yer değişikliği yaparak kalıyorduk..
Her fırsatta gezen sosyal biriyimdir.Bu yüzden imkanlarım doğrultusunda çok fazla otelde misafir olmuşumdur.
Ama bu otel,gerçekten takdire şayan bir hizmet vermekte doluluk oranının tam kapasite olmasına rağmen (aldığım bilgiye göre 2.800 konuk vardı)hiç bir eksikliğe mahal verilmedi.
Otelin havuzları kadın erkek diye ayrılmış ülkede bu tarz hizmet veren çok fazla otel olmadığı için,bu yoğunluk olsa gerek..
Müşterisinin büyük bir çoğunluğunu gurbetçi vatandaşların oluşturduğu otelde yabancı misafir sayısı hiç azımsanmayacak boyutta..Bunuda termal olmasına bağlıyorum..
arı gibi çalışan personeliyle ve 24 saat hizmet veren açık büfeleriyle,her ne kadar odalarını beş yıldıza yakıştıramadıysamda Capris benden tam puan aldı..
Tüm bunların dışında beklediğim şey oldu beyaz bir cilde sahip olduğum için domates gibi kızarıp yandım..
Ya arkadaş 45 derece sıcakta yaşanılırmı?
Ne kadar koruyucu kullandıysam fayda etmedi ikinci gün sabaha kadar acılar içerisinde kıvrandım eline bir krem alan sırtıma sürüyor bu iyidir diyerek..
ertesi gün havuz başında sırtımı korumaya alarak yattım.kazara sırtım açılsa etrafımdakiler hemen müdahale ediyor.Artık çok sevdiklerindenmidir yoksa ortalığı ayağa kaldırmamdan korktuklarındanmıdır yada onların ısrarıyla orada olduğumdan suçluluk duygusundanmıdır,nedir bilmiyorum üzerime titreyip durdular..
Sevilmek güzelde aşırı ilgi bunaltıyor..
Yanık acıları geçtide kaşıntıya çare bulamadım kuruluktan deyip sürekli nemlendirici sürdüğüm halde banamısın demiyor e şöyle gönlümcede kaşıtamıyorum acıyor çünkü..
Her şey güzeldide dönüşte İzmir havaalında dört saat beklemek tüm tatil boyunca yaşadığım tek kötü şeydi..
Bu arada bir dedikoduda yapayım size tuvalet çıkışı kapı önünde çıkmamı bekleyen ünlü bir bayanla karşılaştım,ben çıktım o girdi,üstüme başıma çeki düzen verirken tuvaletten çıktı ellerini yıkamadan gitti.
Koskoca yaşlı başlı kadın bir anda gözümde sinek gibi oldu..
O bekleme süresinde sigara içmek için dışarı çıkarken polise"bana bak her saat başı dışarıya sigara içmeye çıkacağım bana şüpheli muamelesi yapma sakın"dedim..
"Ah siz Karadenizliler süper insanlarsınız" diye cevap verdi..
Trabzon havaalanında serin bir rüzgar karşıladı beni bu sefer,tanıdık bildik bir rüzgar..
Eve dönmek güzel şey..
Suheda
11 Yorum
Önerilen Yorumlar