Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

şeb-i yelda...

  • başlık
    51
  • yorum
    405
  • görüntü
    138.420

Doğru Kişi, Doğru Yer, Doğru Zaman


ßu aşk ilk defa, bundan çok çok uzun yıllar önce Afrodit ile Adonis arasında yaşanmış…

Afrodit güzeller güzeli bir tanrıçaymış...

Adonis ise kendisine yeterince tapınılmadığından cezalandırılarak bir mersin ağacına dönüştürülen Myrrha’nın oğlu…

 

Afrodit, ölümlülerinin en güzeli olan Adonis'i doğduğu an görmüş ve ona ilk görüşte aşık olmuş... Onu kimseler görmesin diye gözlerden uzak tutabilmek adına Yeraltını Tanrıçası Persephone’ye emanet etmiş… Ama güzellik bu, başa bela işte, Adonis’in güzelliğini gören Persephone de bir anda ona tutuluvermiş.

 

Sonrasında bu iki tanrıça arasında büyük tartışmalar yaşanmış da Tanrılar Tanrısı Zeus, bu iki tanrıça ile bir anlaşma yaparak sorunu ancak çözebilmiş… Anlaşmaya göre Adonis, yılın 6 ayını yer altı tanrıçasıyla, geri kalan 6 ayını da aşk tanrıçasıyla geçirecekmiş..

 

Ve nitekim avlanmayı çok seven Adonis, avlanmak için gittiği ormanda bir gün Afrodit’e aşık olan Ares’in tuzağına düşürülerek, haince bir plan sonucu hayata veda etmek zorunda kalmış. Onun artık yaşamadığını gören Afrodit ise son bir umutla sevgilisinin dudaklarına doğru eğilmiş ve onlara özlem ve acı dolu bir öpücük kondurarak, yalvarmaya başlamış,

 

adonkiss.jpg

 

“BİR KERE ÖP BENİ" demiş,

"LÜTFEN BİR KERE UZUN UZUN ÖP”

 

Ama hepsi nafileymiş, giden gitmiş bir kere…

Gidenden geriye de kanının damladığı yerde bitiveren kıpkırmızı çiçekler kalmış…

Adonis ile Afrodit’in acı dolu hazin aşklarını anlatan kan kırmızısı kan çiçekleri…

 

Adonis ile Afrodit’in yaşadığı aşkta kişiler belki doğruymuş, yerler de doğruymuş ama zaman doğru değilmiş işte…

 

***

 

Ve sonrasında bu aşk günümüzde yaşanmaya devam etmiş. Kahramanlarımızın adı bu defa Afrodit veya Adonis değilmiş. Onlar bu defa tanrıça veya dünyanın en güzel ölümlüsü de değillermiş ama birisi Tanrıça Afrodit’in, diğeri de dünyanın en güzel ölümlüsü olan Adonis’in aşklarını yeniden yaşamak üzere dünyaya gelmiş ikinci yaşamlarmış… Bu ikinci yaşamların kahramanları her nasıl olursa olsun bu aşkı sonuna kadar yaşamak istiyorlarmış… Biri önce biri sonra değil, onların ikisi birlikte, aynı zamanda ölmek, doya doya yaşayacakları aşklarını, yaşamlarıyla sonlandırmak istiyorlarmış…

 

Bu defa ilkinde olduğu gibi hemen olmamış buluşmaları… Kader onlara en doğru zamanı hazırlamak için biraz beklemiş ve sonunda birbirlerini ilk defa gördüğünü sanan ama aslında çok uzak geçmişten beri birbirlerini arayan bu iki ruhun yolları yine bir şekilde birleşmiş…

 

Uzaktan görmüşler önce birbirlerini, sonra yaklaşmışlar iyice…

Sarılmak istemiş hemen biri diğerine...

Öpmek istemiş onu, uzun uzun öpmek…

Öpmek istemiş çünkü bilmiş ki çok uzun zamandır kulağında bir türlü dinmek bilmeyen o ses;

 

“BİR KERE ÖP BENİ, LÜTFEN BİR KERE UZUN UZUN ÖP”

 

diyen o ses, gördüğü an sevmeye başladığı sevgilisini öptüğünde nihayete erecekmiş…

Eğilmiş ve öpmüş sevdiğini...

Uzun uzun öpmüş…

 

Yağmur yağıyormuş dışarıda, bir deli rüzgâr, hava buzzzz, ama onların içi sıcacıkmış, birbirlerini bulmuş olmanın mutluluğuyla dopdoluymuş yürekleri… Ne yağmura, ne rüzgara aldırış etmişler, bütün gün oturdukları o denizin kenarında birbirlerini seyretmişler, seyrettikçe birbirlerine daha da çok âşık olmuşlar…

 

Bunu; birbirlerini ilk görüşleri sanıyorlarmış oysa ki bu birbirlerini ilk görüşleri değilmiş... Fakat onlar bunu nereden bilsin ki... Öyle tanıdık geliyorlarmış ki birbirlerine, anlamsız benzerlikler kuruyorlarmış, bu tanıdıklığı çözebilmek uğruna…

 

Sonra birisi bağırmış denize doğru;

 

“SENİ ÇOOOOOK SEVİYOOOORUMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM”

 

Sen de bağır demiş diğerine ama bağıramamış diğeri…

 

Sevmediğinden değil, aksine ilk gördüğü andan itibaren ÖLECEK KADAR ÇOK seviyormuş onu ama nedenini bilemediği bir tuhaf duygu sarmış bedenini ve niye bir türlü bilememiş ama bağıramamış işte,

“BEN DE SENİ SEVİYORUMMMMMM” diye…

 

 

Doğru kişilermiş, yer de doğruymuş aslında ama zaman ilerlemeye başladıkça fark etmişler ki zaman yine yanlış zamanmış.

 

Seviyorlarmış hala da çok seviyorlarmış ama anlamışlar ki yine yarım kalacakmış bu aşk, yine birlikte ölemeyecekmiş bu iki yürek…

 

Ve sonunda yine ilkinde olduğu gibi başka kişiler karışmış bu aşkın içine, yanlış kişilermiş bunlar ama anlamsızca ve haksızca doğru kişiler olmuşlar niyeyse…

 

Ve yine biri diğerinden önce gitmiş, aşk yine bitmemiş ama dayanamamış bu gidişe diğerinin yüreği, tükenivermiş sonunda… Her gün ölmeye ettiği dualar kabul olmuş ve yüreğindeki kocaman aşkıyla kopmuş bu hayattan, gitmiş bir daha da dönülmeyecek sanılanana…

 

 

Zaman yine hızlanmış, akmış bir çırpıda... Afrodit ile Adonis’in üzerinden geçtiği gibi, onların ikinci yaşamlarının üzerinden de geçmiş son hızla…

 

Yer yine farklıymış, kişiler yine birbirlerini tanımıyorlarmış, zaman tabiî ki başka bir zaman… Ama kader hep aynı kadermiş… Birleşemeyen sevgilileri birleştirmeye çalışan, bu aşkı yarım kalmasın artık diye çaba sarf eden kader, bu defa gerçekten de ağlarını nasıl örmesi gerektiğini bilemiyormuş, bekleyip izlemeye koyulmuş bütün olacakları…

 

Ve ilk kız görünmüş uzaktan, bir denize doğru yürüyormuş…

Çok uzun yıllardır, kızı çağıran bir deniz varmış…

Denizden de yankılanan bir deli ses…

 

“SENİ ÇOOOOOK SEVİYOOOORUMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM”

 

Deniz gözlerinin önünden, ses de kulaklarından gitmezmiş hiç kızın… Öyle tanıdıkmış ki bu deniz, bu ses ve bu sözler, kız sanki bunları daha önce bir yerlerde görmüş, bir yerlerde duymuşmuş… Sonunda bu denizi bulmadan bu sırrın çözülemeyeceğine karar vermiş ve başlamış sesin yankılandığı o denizi aramaya…

 

 

Yıl 2000lerin sonu, 3000lerin başıymış, bir yerlerde bir deniz varmış ve bir de denizi arayan bir kız...

 

***

 

Diğer yanda ise bir rüya... Rüyada ölmüş olan sevgilisinin dudakları üzerine eğilmiş, ağlayan bir tanrıça;

 

“BİR KERE ÖP BENİ, LÜTFEN BİR KERE UZUN UZUN ÖP”

 

Ve devamında kıpkırmızı kan çiçekleri sarılırmış tanrıçanın dört bir tarafına...

 

Evet anladınız işte, erkek görünmüş bu defa da kaderin gözlerine... Her gece gördüğü ve sonrasında kan ter içinde uyandığı bu rüyadaki o hazin ses yine bildik, yüz yine her zamanki gibi aşina... Çiçekler ise hep ama hep aynı...

 

Bunun bir anlamı olmalıymış, öyle düşünmüş rüyasından son uyanışında, "Bulmalıyım o çiçeklerin arasında kalmış tanrıçayı" demiş sessizce "Ancak ve ancak o zaman çözülecektir bu işin sırrı..."

 

 

Yıl 2000lerin sonu, 3000lerin başıymış, kan çiçekleri arasında ağlayan bir tanrıça varmış ve bir de tanrıçayı arayan bir erkek...

 

***

 

Kız sonunda denizi bulmuş...

Kıpkırmızı kan çiçekleri sıralıymış denizin sahili boyunca...

Oturmuş o çiçeklerin arasına ve denizden yankılanacak sesin gelmesini beklemiş saatlerce ve hatta günlerce...

Amma ve lakin ne ses varmış ne de bir seda...

Kızın gözünden bir damla yaş akmış sonunda,

Bir damla yaş, iki damla olmuş...

İki damla yaş, dört damla...

Dört damla, sekiz damla...

 

***

 

O sırada erkeğin görüntüsü ilişmiş kaderin gözlerine,

Bir kan çiçeği tarlası varmış tam da önünde

Bir de ağlayan tanrıça, kan çiçeklerinin arasında...

Yüz aşina, çiçeklerse aynı...

Tutamamış erkek içinden gelen o deli sesi ve bağırıvermiş bir anda

 

“SENİ ÇOOOOOK SEVİYOOOORUMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM” diye...

 

Kız bu sesi sanki daha önce de bir yerlerde duymuşmuş, dönmüş bakmış sesin geldiği yere ve usulca kalkmış yerinden, yanaşmış erkeğin yanına... Ağlayarak çıkmış o hazin ses, dudaklarının arasından ve bir anda diyivermiş işte;

 

“BİR KERE ÖP BENİ, LÜTFEN BİR KERE UZUN UZUN ÖP”

 

***

 

Öpmüş,

Bir kere öpmüş,

Uzun uzun öpmüş...

 

Kız Afrodit olmuş, görmüş herşeyi

Erkek Adonis olmuş, ölmüş...

Sonra bir daha doğmuşlar,

İkinci yaşam olmuşlar;

Erkek görmüş herşeyi,

Kız ise ölmüş...

Hepsi de tam bir uzun öpücüüüüük esnasında...

 

Ve sonrasında anlamışlar ki;

Ya ayrılık girecekmiş aralarına

Ya da ölüm...

 

Gözler değmiş önce birbirine,

Eller birleşmiş ardından hem de ayrılmamacasına

Ve denize doğru dönmüşler yüzlerini

Kız bağırmış önce;

 

"BEN DE SENİ ÇOOOOOOOK SEVİYORUMMMMMMMMM" diye...

 

Bir huzurlu gülümseyiş belirmiş her ikisinin de dudaklarında...

 

Doğru kişilermiş,

Yer de doğru yer,

Zaman da doğru zaman...

 

"Ne sen önce, ne de ben... İkimiz birlikte, aynı zamanda" demiş dudaklar...

Ve yürümüşler denize...

 

______________

 

©ZTB-02.11.2008 )

  • Beğen 2

14 Yorum


Önerilen Yorumlar

  • Admin
Admin

Gönderi tarihi:

Yok :forgiveme:

gloria

Gönderi tarihi:

:) Teşekkür ederiiiiiiim :hug:
deniz_kizi

Gönderi tarihi:

ask..sensiz olmaz yasanmaz sensız...ama en güseli ;günün biride asık olamıyorum diye korktugun bir anda, asık olmaya basladıgını gormek ve aynı anda gururun hazmedemedıgı ,alıskın olmadıgı bu duyguyu yok etmek icin verdiği cabayla yasananlardır...

 

Cunku artık sen asıksındır ...bu sefer farklıdır her sey ;sana asık olanların senı mutu etmelerının verdıgı hazzınn yetersızlıgının sebebı olan ASIK OLAMAYASIN degısmıstır!..

 

kızgınlıklar,tutkular,ozlemler,mutlulaklar,karsılıklı yasanırken ne guseldır degıl mı...oysakı sen gururun hazmedemedıgı ıcın yok etemeye baslarsın en basından ...kırarsın karsındakının kalbılnı -nasılsa alıskınsınddır oneckı zamanlardan sewmmemeye-uzersın onu,yaralarsın...yaralarsın kı; bıraksın senı ya da sen onu bıraktıgında kolundan tutmasın ,'gıtme'demesın ,dıyecek cesaretı olmasın dıye!..ama o da asıktır ,ustelık sen ne yaparsan yap bırakmayacaktr senı ve bunu yaparken de kısılıgını korumayı basardıgı ıcın senı bır adım daha baglayacaktır kendıne!..ama yetmez bunlar, cunku; tutku wardır ,sevenın kırılmıs kalbı,kırılmıs onuru ve senı bekelyen kızgınlıklar vardır... sevgısıne engel olamdıgı ıcın kendıne ve sana kızıyordur ona bunları yasatmana kızıyordur ve her sey aslında eksık baslamıstır bu yusden de eksıkler varken gıdersın...

 

o eksıklerı tamamlayabılırdım we ewt gusel de olurdu dersun kendı kendıne ama bılırsın kı kalbın ne kadar ıstesede ,her ne kadar gıden yıne sen olsan da boyle olması gerekıoyrdur,duselmesı ıcın bu da sarttır!..ve ıste o anda baslarsın ıcınde yasmaya huznunu , ozlemını,senı sewıyorumların kulagında yankılasını hatrlamaya,ılk defa senı seven bırını sewmenın ona cewap wrebılemenın gusellıgını...ıcınde yasarsın ve o ,senı terkedıp gıttı dıye bılse de, ıcten ıce ıstersın kı her sey duselsın -ama bu olacaksa da boyle olmalı- dersın we zamana bırakırsın...

gunluk yasantında gulen neselı ınsan olursun ,kımse bılmes,zaten bellı etmeyı de sewmezsn ki...

hadı bakalım, bu zaman dılımı; ona, kendıne ve bız dedıgın kawramın olsun!..zamanında,gelmesı gerektıgı gıbı gelırse ne mutlu...yok gelmezse de'hayat'de..hayat..belkı degmıyrdur ama bunu soylereken camur atmak ,ucuz kawgalara gırmek ıcın soyleme! ıcınde bıl, baskasının bılmesı gerekmez zaten...belkı de; cok yaptım bedelı de....ne dersen de, sonucta artık yenı bır onem baslamaılıdr hayatında, cunku; hayat, bır tek ınsana adamak , onsuz olmaya uzulmek ıcın cok kısa ve cok degerlıdır...secım senındır, ıster deprosyana gırer, omrunu boyle araya werır,ıster dagıtır, sacamalar, sonra pişman olursun... bana sorarsan, her seyı yasanması gereken asılllıkte yasa ve ıste bu yusden sadece hayatına dewm et! ..ne depresyon,ne de dagıtma olmasın... sadece ,mutlu ve huzurlu bır sen olarak dewam et we yasa hayatını...elbet ,ask kapında hep dururken, bır gun yıne ıclerınden bırını sewersın...

 

 

hep sen uzun yazacak degil sin ya B)

gloria

Gönderi tarihi:

Kızlarrrr :) bayılıyorum size ya :hug:

 

Burada böyle uzun uzun yorumları gördükçe inanılmaz mutlu oluyorum, bana ayırdığınız vakit için size çok teşekkür ederim... Süpersinizzzzzzzz :kiss:

 

 

Denizkızıcım,

 

Belli ki yazılanlarda kendinden birşeyler bulmuşsun da bu kadar yazasın gelmiş... İnsan hissetmezse yazamaz ki zaten.... Ben her birinizin yazısını en içimde hissediyorum, ondan hep uzun uzun yazışlarım... Siz yazıyorsunuz, ben okuyorum, ben yazıyorum ama size yazmıorum, ben de kendime yazıyorum aslında.... Terapi gibi bu bloglar ne de olsa...

deniz_kizi

Gönderi tarihi:

Kızlarrrr :) bayılıyorum size ya :hug:

 

Burada böyle uzun uzun yorumları gördükçe inanılmaz mutlu oluyorum, bana ayırdığınız vakit için size çok teşekkür ederim... Süpersinizzzzzzzz :kiss:

Denizkızıcım,

 

Belli ki yazılanlarda kendinden birşeyler bulmuşsun da bu kadar yazasın gelmiş... İnsan hissetmezse yazamaz ki zaten.... Ben her birinizin yazısını en içimde hissediyorum, ondan hep uzun uzun yazışlarım... Siz yazıyorsunuz, ben okuyorum, ben yazıyorum ama size yazmıorum, ben de kendime yazıyorum aslında.... Terapi gibi bu bloglar ne de olsa...

 

Radyacım,

 

Yapmış olduğun alıntıda "Ben sana denize açılma demiyorum. Açılacak olursan tufana bile katlan, diyorum" diye bir kısım var... Ne denizleri be Radyacım, bilmez misin biz ne çok okyanuslar geçmeyi göze almışız, ne çok fırtınalar, tufanlar, tsunamiler yaşamayı....

 

Ama işte; "Aşk ateşi senin yalnız kanadını, benim ise vücudumu, baştan aşağı yakar." falan filan işte.... Neyseeeeee....

 

 

en süper benim biliyorum ya :islik:

 

canım haklısın elbette kendimden birşeyler buldum, önceden yazmıştım bu yazımı eklemek istedim.

gerçekten bir tür terapi yazmak bende öyle düşünüyorum.

 

tabi birde ben yazınca daha bir güzel oluyor farkındayım. B) (mütevazilikte böyle birşey işte :P )

Odris

Gönderi tarihi:

Bence güzel yazı olmuş

gloria

Gönderi tarihi:

Teşekkürler Rua :)

  • Beğen 1
Odris

Gönderi tarihi:

bence bu yazı, gloria'ya yakışır kalitede bir yazı. Bence gloria'nın yazması var. herkesin okuması olabilir ama hepimizin yazması yok.

gloria

Gönderi tarihi:

:) Beni onore ettin çok teşekkür ederim gerçekten çok teşekkür ederim... Çok önemlisin benim için biliyorsun... Yorumların da çok önemli.... O yuzden tekrar tekrar teşekkür ederim Ruacığım :clover:
  • Beğen 1
Misafir taurusmutis

Gönderi tarihi:

Okuyalı birkaç gün oldu harika hikayeni Sarı Lale..Gelgelelim benim blogumda azdıklarına cevap yazamamamla aynı sebepten yorum yapmadım,yapamadım..Sanki ne yazsam az gelecek gibi..Bir kitap hayalin vardı Gloria'cım,zamanı gelmiş te geçiyor bence..Gözümün önünde canlandırabiliyorum,kitabını yazmışsın,kitabımı senden değil,satılan bir kitapçıdan almışım..Amacım yapacağın ilk imza gününe katılıp,yüzündeki o ''başardım işte'' ifadesini görüp,kitabımı orada imzalatmak..Hemde herkes gibi sıraya geçip,sıramı bekledikten sonra,sıra bana gelipte imza için adımı sorduğunda Taurus dediğimde yüzündeki şaşkın ifadeyi izlemek.. :grin:

Uzak değil,hiç uzak değil..İStediğin herşeyi yapabileceğini bilecek kadar tanıyorum seni..Çok başarılı ve burayı aşmış bir hikaye çıkartmışsın Gloria'cım,tebrik ederim.. :clover:

İzin verirsen hikayede adı geçen aşka biraz çeşni katabilmek adına bir şiirimi ekleyeyim yorumuma:

 

Söz bittiyse eğer,

Çıkın büyük melekler..

Cebrail;Günlüğünü okudum,

Sense anlattın bana aşkını Mikail..

İsrafil'in ise birtek Sûr'u var..

...

Sen ey Azrail;

Ezelden beri aldığın canların,

Aşk defterlerini de topla gel..

İşte okuduğunuz benim defterim,

Bakalım çıkacak mı,benim aşkıma eşdeğer..

 

Taurus..

 

 

 

2008

gloria

Gönderi tarihi:

Şimdi bu sözlere ne denir bilmiyorum inan ben de... Çok guzel yazmışsın Tauruscuğum, ellerine yüreğine sağlık :flowers:

 

inşallah gerçekleşir o hayalim, inşallah gerçekleşir de sen de gelirsen yanıma söz benden sana o gun 40 yıllık hatırı olan cinsten bir fincan köpüklü kahve :)

 

Şiire gelince gerçekten çok guzel, çok begendim :) Ben de seni tebrik ederim :flowers:

 

Çok teşekkürler :)

frozen

Gönderi tarihi:

çok güzel yazmışsın gloria :clover::clover:

şebnem işigüzel'in bir hikayesini hatırlattı bana -devinimler-..o hikayede bir mozaik ustası ve karısı arasında yaşananların başka bir hayatta tekrar ama farklı yaşanması işlenmişti..

ve başında şöyle bir alıntı vardı..

''seni gördüğümde çocukluğumda dinlediğim bir masalı hatırladım.bir iran masalında, sevdiği kadını yüzyıllarca aynı ruhla başka bedenlerde arayan bir adam anlatılır.adam sonunda yüzyıllardır aradığı kadını uzak ülkelerden birinde bulur.ona güneşli bir gökyüzü altında birlikte toprak işlemek istediğini anlatır.kadın sadece gülümser ve uzak ülkesinde yaşamaya devam eder..seni ilk gördüğümde sıcak bir ülkede benimle birlikte toprak işlemeyeceğini biliyordum.yine bana gülümsediğinde biliyordum ki ben yüzyıllardır yeryüzünde seni aramışım.''

gloria

Gönderi tarihi:

Sevgili Frozen :)

 

Bu forumda butun yazılarını takip ettiğim, asla kaçırmadığım kişilerden birisin, ben de her yazdığını ayr ayrı cok begeniyorum... Çok hem de... Buraya geldiğin yazılarımı okuduğun, dusuncelerini ilettiğin için çok teşekkür ederim arkadaşım :)

 

bahsettigin hikayeyi bilmiyorum, okumadım ama çok guzele benziyor, en kısa surede okumak isterim...

 

Yazdıklarına cevap olarak "Yaşanmışlıklar" diyeceğim Frozencığım... Yaşanmışlıklar ortak olunca dil de ortak oluyor sanırım :)

entari

Gönderi tarihi:

Çok beğendim ...Ayrıca çok da merak ettim ...Yukarıda kitaptan söz ediyorlar... Çıktımı kitabınız arkadaşım...

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.