Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

yam_yam' ca

  • başlık
    100
  • yorum
    47
  • görüntü
    379.225

Astronomik Çarpışmalar


yam_yam

1.665 görüntü

DÜNYA'DA YAŞAMI TEHDİT EDEBİLECEK ASTRONOMİK ÇARPIŞMALAR ÜZERİNE

 

Pek çok insan evini ve işyerini çeşitli tehlikelere karşı sigortalama yoluna gider. Bunun için hazırlanan poliçeler genelde yangın ,hırsızlık,su baskını ve deprem gibi tehlikelere karşı düzenlenir. İyi ama, acaba kaç kişi evini ya da işyerini uzaydan gelebilecek bir tehlikeye karşı sigortalamıştır ? Sanırım bu riski de içine alan pek fazla poliçe olmasa gerek. Asıl soru ise, buna gerçekten ihtiyaç var mı, ya da daha büyük boyutta bir tehlike söz konusu olabilir mi?

 

Dünya ile bir gökcisminin olası çarpışması

 

Olası bir çarpışmada, etki bakımından Dünya’ya çarpacak olan gökcisminin büyüklüğü önemli. En fazla bir ev büyüklüğünde olan gökcisimlerinin yaratacağı etki çok sınırlı. Ancak çapı 20-100 metre arasında değişen bir gökcisminin kent büyüklüğünde bir alanı haritadan silebileceği hesaplanıyor. Çapları 1 km.den büyük olan gökcisimlerinin etkisi ise tüm gezegenden hissedilir ve canlıların büyük bölümünü ortadan kaldırabilir. Örneğin 65 milyon yıl önce Meksika Körfezi’ne çarpan ve dinozor neslinin yok olmasına neden olan asteroidin 10 km .çapında olduğu hesaplanıyor.

 

Anlaşılacağı üzere, Dünya çapında bir felaket olabilmesi için yeryüzüne düşecek gökcisminin çapının 1 km’den daha büyük olması gerekiyor. Bilim adamlarının elindeki verilere göre, Dünya yörüngesi ile kesişebilecek bu çaptaki cisimlerin sayısı 500 ile 1000 arasında değişiyor. Ancak önümüzdeki yüz yıl içinde Dünya’ya 1 km çapında bir cismin çarpma olasılığı 10 binde 1 olarak veriliyor. Peki böyle bir gökcismi Dünya’ya çarparsa ne olur? Senaryo aynen şu şekilde :

 

“Dünya dev toz bulutuyla kaplanacak, Güneş aylarca ortadan kaybolacak, küresel yangınlar ve yoğun asit yağmurları meydana gelecek, bitkisel örtü harap olacak, yaşamın sürmesini sağlayan besin maddelerinde büyük kıtlık yaşanacak. Sadece dayanıklı canlılar ayakta kalabilecek.“ Pek de iç açıcı görünmüyor öyle değil mi?

 

Gelgelelim yine eldeki verilere göre çapları yarım km. kadar olan gökcisimlerinin sayısı ise 2000-4000 arasında değişiyor. Bunlar Dünya’ya çarpmaları halinde çok ciddi yerel yıkımlara yol açsa da, gezegen ölçeğinde bir tehdit oluşturabilmek için yeterince büyük değiller. Buna rağmen önümüzdeki 100 yıl içinde bu tür bir gökcisminin çarpma olasılığı oldukça yüksek ; %30. Böyle bir olayla en son karşılaşmamız ise 30 Haziran 1908 tarihinde Sibirya’da olmuş, 500 hektarlık ormanlık alan yok olmuştur.

 

Dünya en son böyle bir tehlikeyi 22 Mart 1989 günü atlatmış, 200 metre çaplı kaya yapılı bir cisim Dünya’ya 690.000 km uzaktan geçmişti. Bu mesafe, her ne kadar Ay’dan daha uzak olsa da, astronomik açıdan çok küçük bir mesafeydi. Eğer bu cisim Dünya’ya çarpsaydı, saniyede 16 km.hızla çarparak en az 450 megatonluk TNT gibi patlayacak ve yaklaşık 5 km.çaplı bir krater çukuru açacaktı.

 

Yıldız Çarpışmaları

 

Peki Dünya’daki yaşamı tehdit edecek bir tehlike yalnız Dünya ile bir gökcisminin çarpışması mıdır? Elbette değil… Örneğin Güneş olmadan Dünya’da yaşam olması düşünülemez. Acaba yıldız çarpışmalarında durum nedir?

 

Küresel yıldız kümelerini saymazsak, aslında iki yıldızın birbirleriyle çarpışma olasılığı pek yok. Bunun nedeni, yıldızlararası mesafelerin çok büyük olması. Örneğin Güneş’in en yakın komşusu 4,2 ışıkyılı, yani yaklaşık 40 trilyon km.uzaklıkta. Bu yüzden Güneş’in bir başka yıldız ile çarpışma olasılığı pek görünmüyor. Ancak bu, yıldızlar çarpışmaz anlamına gelmiyor. Paragrafın başında “Küresel yıldız kümelerini saymazsak“ demiştim. Samanyolu’nda bulunan 200’e yakın sayıda küresel yıldız kümeleri, küre biçimli, çok küçük bir hacme sıkışmış, yüzbinlerce, hatta milyonlarca yıldızdan oluşuyor. Bizim kendi bölgemizde 30-40 ışıkyılı çapta bir küreye Güneş dahil 100 kadar yıldız sığarken, küresel kümelerde aynı hacimdeki bölgeye ortalama 1 milyon yıldız sığabiliyor. Aslında kütle çekimi olmasaydı buralarda bile yıldızların rastgele hareketleri sonucu çarpışmaları düşük bir olasılık olarak kalırdı. Ancak kütleçekim etkisi yıldızların rotasına zayıf ve sürekli bir etki yaparak bunları birbirlerine yaklaştırıyor ve yıldız nüfusunun olağanüstü yoğun olduğu bölgelerde çarpışmalar gerçekleşebiliyor.

 

Her ne kadar Güneş ile bir başka yıldızın çarpışma ihtimali pek olmasa da, bilgi vermesi açısından böyle bir olasılıkta neler olabileceğine bir örnek verelim. Aslında çarpışmada ne olacağı bir çok faktöre bağlı; çarpışan cisimlerin hızları, iç yapıları, çarpışma parametreleri (kafa kafaya çarpma ya da sıyırıp geçme) vb. Olası bir Güneş ve beyaz cüce (ömrünü tamamlamış ve dış katmanlarını uzaya salmış olan Güneş benzeri yıldızın, açığa çıkmış sıcak ve sıkışık merkezi) çarpışmasında bilgisayar modellemelerine göre Güneş tamamen dağılırken, beyaz cüce neredeyse hiçbir şey olmamışçasına yoluna devam eder. Bunun nedeni, yıldızlar arasındaki yoğunluk farkı. Nasıl ki, kavunu parçalayan top mermisinin üzerinde pek az iz olursa, yıldızların çarpışmasında da yoğun bir yıldız, görece seyrek dokudaki yıldıza oranla çok daha az hasarla kurtuluyor. Böyle bir çarpışmada Güneş, dev bir termonükleer bomba olarak patlayacak ve geride sıcak gazdan oluşmuş bir nebula bırakacak. Dünya çarpışmadan kurtulacak (!) ancak, okyanusları ve atmosferi buharlaşıp uçacak. Kendilerini kütleçekim hapsinde tutan bir yıldız artık bulunmadığından gezegenlerin hepsi uzaya dağılacak. Neyse ki böyle bir ihtimal yok denecek kadar az…

 

Gökada (Galaksi) Çarpışmaları

 

“Galaksiler de çarpışır mı“ demeyin… Evet galaksiler de çarpışır; hatta belki de sık sık. Galaksilerin yaklaşık %80 kadarı disk biçimlidir. Bunların bazıları sıradan daire biçiminde, bazıları da bizim galaksimiz samanyolu gibi spiral yapılıdır %20 kadarı da eliptiktir. Bunlarında kimisi yumurta biçimli, kimisi de küreseldir. Astronomlar tarafından yaygın olan görüş, eliptik galaksilerin, iki disk biçimli galaksinin çarpışmasının ürünü olduğu. Bu görüşleri de bilgisayar simülasyonları tarafından destekleniyor. Peki bizim galaksimiz, yani samanyolu galaksisi de çarpışabilir mi? Evet böyle bir ihtimal var. Ancak bunun için en az 4 milyar yıl geçmesi gerekecek. Samanyolu, komşusu olan M31 (yani andromeda) galaksisine çekim kuvvetiyle bağlı. Her iki galaksinin yörüngesi de, aynı çekim merkezi etrafında bulunuyor. Hesaplara göre şu anda bu iki galaksinin izlediği yörünge onları yaklaşık 4 milyar yıl sonra birbirlerine çok yaklaştıracak. Ancak şöylesi bir durum var; galaksilerin birbirine bu kadar yaklaşması güneş sistemini saman yolundan ayırsa bile, dünya da dahil olmak üzere bütün gezegenler güneş etrafında kalacaklar. Çünkü güneş sisteminin çekim kuvveti, iki galaksi arasındaki çekim kuvvetinden çok daha güçlüdür.

 

Korktuğumuz Şey Belki de Varlık Nedenimiz…

 

Buraya kadar anlatılanlar insanı ürkütüyor. Ama nasıl bir ironiyse, belki de o çok korktuğumuz çarpışma insanın varolmasına neden oldu. Nasıl mı ? 65 milyon yıl evvel Dünya’ya çarpan asteroit dinozorları yok etmeseydi, belki de “Homosapiens” e giden süreç gerçekleşmeyecekti. Kaliforniya, Pasena’daki jet İtki laboratuarı bilim adamlarından Kevin Baines, “Dinozorlar ortadan kalktığı için biz varız. Çünkü etçil dinozorlar gezegende kol gezdiği müddetçe bizim insansımaymun benzeri atalarımızın evrimleşmesi imkansızdı. Zeki olabilmeleri için hayvanların belli bir büyüklüğe ulaşmaları gerekir, ve o büyüklüğe ulaşmadan hepimiz yenmiş olacaktık” demiş.

 

Kimbilir, belki de bir süre sonra Dünya’ya bir başka asteroit çarpacak ve bunun sonucunda bazı canlılar yok olurken, bu durum bazılarının da varolmasına neden olacaktır.

 

Kaynaklar :

Bilim ve Teknik Dergisi / Ocak 1991

Bilim ve Teknik Dergisi / Şubat 1990

Bilim ve Teknik Dergisi / Eylül 1999

Bilim ve Teknik Dergisi / Ocak 2000

Bilim ve Teknik Dergisi / Şubat 2003

Adrian Berry/Sonsuzluğun Kıyıları S: 8

 

yam_yam 24.08.2006

0 Yorum


Önerilen Yorumlar

Gösterilecek hiç bir yorum yok

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.