ONLAR DEĞERLİ,YA BİZ................
Onlar kıymetli peki biz neyiz diye soramadan edemiyorum
kendime...
Biz birkaç "çalışan" ve "güçlü" kadındık.. .
>>>>Güçlü olduğumuz için her işimizi kendimiz halletmeye alışmıştık.
Ailelerimiz öyle yetiştirmişti bizi.
>>>>Sonra üniversite. Hemen arkasından iş
>>>>hayatı..Evdeki ampul, kırık menteşe, geceyarısı tutan böbrek taşı
>>>>ağrısı vız gelir tırıs giderdi bize.
Bir erkeğe gereksinim duymadan hayatımızı pek ala da sürdüren
cinstendik hepimiz. Faturalarımızı kendimiz yatırıyor,
döndürüyorduk işte bir şekilde çarkımızı. Ayrıca kendi
ağırlığımız yetmezmiş gibi çevremizde kim varsa onları da
sırtlanıyorduk.. "Özgür"dük.
>>>>"Dimdik"tik. Asla boyun eğmiyorduk.. "Güçlü"ydük.
Aşık olduğumuzda hissederek yaşıyorduk.. Öyle kurallar, büyük
>>>>beklentiler filan yoktu. Kimseye problem çıkarmıyorduk. Bütün
>>>>gün, eşşek gibi çalışıyor, sevgilimizin canı istedi diye de,
>>>>işten çıktıktan sonra, gidip alelacele hazırlanıp, bizi evden
>>>>almasına gerek bile bırakm adan,neredeyse ona gidiyorduk.
Bir şey istemeyecek, sızlanmayacak,
söylenmeyecek kadar "güçlü" olduğumuzdan sorunlarımızı kendimiz
çözmeye alışıktık.
>>>>Onun yani sevgilimizin haberi bile olmuyordu çoğu zaman
>>>>sorunlarımızdan. Para var - yok, regl ağrısı, sistit ilacı,
>>>>cüzdanım çalındı gibi geceleri bizi uykusuz bırakan
>>>>kıvranmalarımızdan da.
Birinin bize acıması en son istediğimiz "şey"di çünkü. Sonra bir
bakıyorduk ki, hakkaten kimse bize "hiiiiç!".acımıyordu.
Ağlamayan çocuk ve meme" hesabı.
>>>>Zamanla bu durum görevimiz haline dönüşüyordu. Artık dayanamayıp
>>>>da, içimizdekileri birazcık dile getirecek olsak," aman tanrım!"
>>>>sorunlu,kaprisli, feminist, tahammül edilemez, bunalımlı filan
>>>>oluyorduk.
Çaresiz sesimizi kesip yola devam ediyorduk, "bu nedenlerle" terk
bulmuş.
>>>>Neyi var neyi yoksa sermiş yeni ve sorunsuz(!) sevgilisinin
>>>>önüne.
>>>>Bir de bizden farklı durumda olan kadınlar vardı.
Hani şu "zayıf!" olan kadınlar.
>>>>Erkeklere bağımlı olanlar.
Bir erkek olmadan var olamayanlar.
>>>>Çalışmayan.
Faturalarla; "anlamadığı" (!), "nereden yatırılırmış,
bilmediği(!)"için kesinlikle uğraşmayan.
>>>>Torba taşıyamayacak kadar nazenin olduğu için alışverişe bile
>>>>yalnız gitmeyen.
Hep yorgun, başı ağrıyan.
>>>>Kendini, altın tepsiler içinde sunan.
Lütfeden ve lütfettiği için de kredi kartı limitini sonuna kadar
dayayan.
>>>>Ama hep huysuzluk eden.
Hiçbir şeyi beğenmeyen.
>>>>Asla mutlu olmayan.
Doymayan.
>>>>Teşekkür etmeyen..
Minnet, vicdan azabı duymayan.
kıskançlık krizleri geçirerek kocasının, sevgilisinin hayatını
karartan.
>>>>Boşanırken adamın çoraplarına kadar soyup alan.
Doğurduğu çocuğa bakmaktan aciz olduğundan, illa ki bakıcılar
tutturan.
>>>>Bütün gün o cafe sizin, bu butik bizim, kuaför'dü, kıl'dı, spor
>>>>center'dı, gezip duran.
Akşam da eve gelir gelmez "yemek yok canım, bu gece nereye yemeğe
gidiyoruz?"diye soran.Annesinin bir tanesi, pamuklar içinde
yaşamaya devam eden.vs.vs.
>>>>Bu nedenle çökmeyen, buruşmayan,yıpranmayan..
İşin ilginci daha değerli olan..............
0 Yorum
Önerilen Yorumlar
Gösterilecek hiç bir yorum yok