Zıplanacak içerik
Blog gönderen: alamet-i farika - Şurada: Genel
  • Başlık

    94
  • Yorum

    363
  • Görüntü

    80.445

Bu blogdaki başlıklar

Sevgili forum ahalisi Gördüğüm zaruri ihtiyaç üzerine Haftanın Erkeki serisi ile dikey orantılı olarak bağlantılı olan HD - Bi Ömrün Erkeki / Single Edition yazı/yorumu ile sosyal sorumluluk serimin taze bölümünü iftiharla sunarım.     Yaşayan Bi Yunan Heykeli Gördüm Ben...     Tabi ilk karşılaştığımızda böyle bi duruşta değildi kendileri. daha ziyade şöyle bişeydi.     ya da şöyle (şapkası yoktu tabi...)     Zat-ı muhterem kişi karşıma çıktığında''acaba hayatımın geri kalan
..ve muhakkak ki bütün bunlar geçecek. biliyorum çünkü ben bunları yaşadım sevgilim. yaşımın ardına saklanarak söylüyorum iddialı cümlelerimi. beraber olduğumuzda mutsuzluğumuz hep bundan. bilmemenin saflığındadır mutluluk. öleceğini bilsen kahkaha atamazsın mesela, onun gibi. bilmemeyi çok istedim sevgilim. senin gözlerine ne yansıdı, hangi teşekkür gelmez kalbinden, hangi teessüfün aslında bir seramonidir, ne gerçektir ne değildir. zamanla bilmediğimi unuttum, farkındayım. düşünürken ne de a
ilticamı mazur gör hep aşktan seferiyim sana geldim bağrımda görüldü mühürleri   açık ölü ağzından bir soluktur şiirim sana geldim elimde solmuş katmer gülleri   fevrinden ki yandım cürmünden ki korktum sana geldim ışımadan içimin gölgeleri   gülünç bir lanet gibi bozaydınlık sularım sana geldim aklımda dostların genç ölümleri   kokuşmuş terk edilmiş sabırsız çıplaklığım sana geldim ağzımda kerhane küfürleri   sana geldim sana geldim baş eğip sana geldim elimden tut bırakma unut
Çokça alıntı yapmamaya çalışıyorum aslında burda lakin öyle damarıma damarıma girdi ki siz de sebeplenin istedim...     seni tanımıyordum, Hrant, yeterince tanımıyordum, evet,fakat gördükten sonra o gün küskün bir çocuk gibi orada, kaldırımda, yüzükoyun uzanmış, öyle büyük, destansı, öylesine tıpatıp kendine, özgürlüğe, hak edilmiş onura benzeyen bir erinçle uyurkenki resmini,       hani, yalnız kendine değil, hayır, ölecekse, ölümü, iyi, güzel ve doğru şeyler uğruna olsun isteyec
İZMİRLİ KADINLAR... NEDEN GÜZEL OLUR İZMİRLİ KADINLAR? HEP YENİ YIKANMIŞ BALKONLARDA MI YAŞARLAR? YOKSA AKŞAM SEFASI ÇİÇEĞİ GİBİ İKİNDİLERİ AÇILIP SAÇILDIKLARI İÇİN Mİ KALIR AKLINDA O BALKONLU, KADINLI İZMİRLİ FOTOĞRAFLAR?HESAPSIZ KAHKAHA ATMASINI , AĞZINDA ŞEKER YUVARLAR GİBİ DEDİKODU YAPMASINI, SOKAKTAN TEK KİŞİLİK BİR FENER ALAYI GİBİ GEÇMESİNİ, YENİ YIKANMIŞ BALKONLARIN ILIK BETONUNDA PEMBE TOPUKLARINI GEZDİRMESİNİ, ERKEN YASTA RAKI İÇMESİNİ VE ŞARKILARIN EN EFKARLISINI GECENİN SONUNA S
Misafir
Son olarak eklemek isterim ki :   sevgi dolu bir dünyam var dört yanımda tüm insanlar dünya malı neye yarar dostluklarla yaşıyorum şiirlerde romanlarda gelmiş geçmiş zamanlarda tamburlarda kemanlarda şarkılarla yaşıyorum sevgilerden nakışlarla mutlu mutsuz bakışlarla kalpten kalbe akışlarla alkışlarla yaşıyorum   ben de sevdim bir zamanlar içimde bin hatıra var herkes hayatını yaşar anılarla yaşıyorum ne köşklerde ne sarayda ne dünyada ne de ayda benim yerim çok uzakta d
Evvela bu konuya burada son vermek istiyorum ki bu yazacağım mutfak maceralarımın sonuncusu olacaktır. zira hiç sevmem bulokunda yemek tarifi verenleri ve öle bi despırıt hauzvayfs ev kadını imajı çizmekten de temkinli adımlarla uzaklaşırım.   Ayrıcana bi kaç yarenin gördüğü zaruret üzerine engin düşünüş şeklimin kalabalıklara aktarılması gereği hasıl olduğundan yapıyorum yoksa ben şahsen bizzat kendim gayet bi Şibumi sahibi bi cins-i latifimdir efem...(oh mösye o kafanızın üzerinde duran ve
Pek bi Sayın Adminciiim...(-ciim ekini kullanarak forumdaki ağırlığınızı riske atmıyorumdur umarım...)   Bendeniz affınıza sığınarak listenize 10 madde daha eklemek isterim bu maddeler Yeşilçam Klasikleridir. Görülmelidirler. usanmadan bi kaç yüz kez görülmelidirler ve her görülüşlerinde konuya göre gülünmeli ağlanmalı ya da peş peşe her ikisi de yapılmalıdır. Ayrıca muhabbet ortamında mutlaka ünlü replikleri cümle içinde kullanılmalı, o an anlamayan olursa derhal arkadaşlık kesilmelidir.  
Interlock'a   buralarda başka rüzgar esti sen yokken... gidesim geldi çoluk çocuğu bırakıp... adı sanı,şanı şöhreti bırakıp, sana kıyamadım, gelip de bulamazsın diye   buralarda soğuk rüzgarlar esti sen yokken... kötü söz sahibine aitti, kötü şöhret müsebbibine... 301'den muzdarip köşe yazarıydım, kasıkları kavrulan asiye,pornografik; kötü bir müjde AR taraftarıydım...   buralarda komik rüzgarlar esti sen yokken... ağız dolusu gülemedim,sen yoksun diye bilirsin çok gülebilecek k
şimdi böyle aradan yıllar geçmiş bi durum olsa ve ben evimin bahçesinde saçlarımı platin rengine boyatmış krem rengi fincanlarda sütlü çay içiyor olsam misal 1000 yaşına gelmiş (ingiliz kraliçesiyim sanki mübarek)   sonra sen sırtına geçirdiğin DENİZ GEZMİŞ paltosuyla kumsala çektiğin pancar motorlu kayığı ters çevirmiş altını zımparalıyor olsan başında bi bere…gözlüklerin burnunun ucuna düşmüş. Tabi bi de her zamanki gibi genç kızlar etrafında... ben seni seyrediyor olsam bu sefer korkmada
Efenim çok sevgili fanlarım, Yeni serimizin 2. kişisi yaşadığı devrin delisi bir güzel insandır. bu cümleyi kurduğum dakika itibariyle muhtemelen mezarında kemicikleri sızım sızım sızlamaktadır lakin yine de diyiverdim gitti... KLAUS KINSKI   Asıl adı Nikolaus Karl Günther Nakszyński. Gerekli ayrıntıları Wikipedia marifetiyle bulabilirsiniz. Muhtemelen Sorunlu bir gençlik ve orta yaş dönemi geçirmiş; muhtemelen son yılında katıldığı 2. dünya savaçı hasebiyle esir olarak geçirdiği bir dön
BİR NEHİR Kİ ÖMRÜM       Sonra fark ettim ki;su akıyor,rüzgar esiyor,yağmur yağıyor   Her şey yine ve aynı şekilde oluyor   Öyle bir yere geldim ki   Sıcak ve soğuk, aşk ve nefret,savaş ve barış   Üşümek ve sonra ısınmak gibi       Gitsem ayrılık olur kalsam çöl   Gidersem bende hasret olur ve belki beni sevenlerde özler   Derken anladım ki   Özlemden kimse ölmüyor   Ama ben ölüyorum   Nefes alıyorum,önemsiyorum ve gitmek istiyorum   Anladım ki hasret yeni bir aşka ka
yazmasam olmazdı... beklersin şimdi.... merak edersin...   bu aralar kendimden başka kimseye inanmıyorum... ha bi de venedik taciri'ndeki Jeremy Irons'a inanmak istiyorum mümkünse...   aşk birinin gelip yarana dokunmasıdır demişti çok bilmiş bi adam hem de bunu kendi cinsinden birine karşı romantik şeyler hissederek söylemiş... ve yukarıdaki önermeden ne çıkarıyoruz sevgili okur? aşk sandığımız şey stabil değil,efendime söyliim,rutin değil,öle akla ilk gelen değil,her an her şey olabiliy
Efenim yeni yazı dizimizin konusu Saygı duyulası Adamlar Bir simetrik konu olarak da Saygı Duyulası Kadınlar dizisi yapmayı düşündüm lakin henüz aklıma kendimden başka hatun gelebilmiş değil.   Bu aydınlatıcı yazı dizimizin ilk kahramanı bendenizin ekranda gördüğü ilk günden itibaren kendisine hayranlıkta sınır tanımadığım ve hakkında öğrendiğim her yeni şeyden sonra daha da bi takdir ettiğim şahsiyet :   Zebercet post prodakşın iftiharla Takdim eder:   En ünlü Volkanlı Mr.Spock - Leonar
Efenim Aydınlatıcı yazı dizime bir İkon olarak hepimizin önünde saygı ile eğileceğimizi umduğum şahane bi insan olan Sir Sean Connery ile devam ediyorum...   İskoçyalı sinema oyuncusu. En bilinen rolü James Bond film serilerinin Ajan 007 James Bond karakteridir. Kızıl Ekim, Gülün Adı ve Kaya filmleri de en çok tanınan filmleridir.     ayrıca kendisi 1950 bay kainat yarışması 3.sü tescilli bi güseldir efem... clark gable'ın vefatı ile boşalan clark çekmek bakış atmak fiillerini kendisi g
Yokluğumda kötü taklitlerim doldurmuş bulok sayfalarını biriniz de uyarmıyorsunuz ki bi çift laf edeyim gelip buralara...   Efenim, epeyce bi rağbet gören aydınlatıcı yazı dizimin sezon finalini bir Türk Erkeki ile yapmak daha önceki yorumlarınıza binayen de farz olmuştu; aha da işte aşşağıda; Afiyet olsun...     Önce dedim ki kendi kendime genç ve popüler olanlara bakayım bi : misal ama bu da pek güzel yarenler,ne bileyim, içime sinmedi   ya da   karadır kaşları ferman yazdırır
Arabada giderken sola çektirip sigara yaktıran şarkı :   Usanmadim, uslanmadim Utanmadim karsiliksiz sevmelerden Açik yara misali yüregimin hali Asktan baska birseye inanmadim   Ögrenmedi gönül yaslanmayi Dünya zamaniyla gün saymayi Saldim semaya özgür en kara sevdayi Senden baska birseye inanmadim   Bunalmadim bulanmadim Yoksa orman misali yanar miydim Asktan ölmeseydim aska dogmasaydim Kendimi masallara adar miydim?
yok yok böyle olmayacak...ben bu ofis muhabbetinden sıkılmaya başladım... *her sabah yan masada oturan hatunu bugün de öldürmemek için tanrıdan bana sabır ve akıl fikir ihsan eylemesini dilemekten sıkıldım... *her sabah bi önceki sabahın fotokopisini yaşamaktan sıkıldım... *her sabah otelde çalışan yaklaşık 250 personele günaydın demekten sıkıldım... alla alla ben asabi adamım arkadaş her sabah da sırıtmak zorunda değilim ki de mi ama? ya ben bu hatun tayfasına ayak uyduramadım yada ge
bi kere öncelikle bi soru sordum ya yukarda aslında ona göre geliştirmem gerekiyor yazımı... amma ben helecanlı bi şahsiyet olduğumdan bekleyemiyorum,yazıyorum... muhtemelen benim yazdıklarımdan farklı bi sonuç çıkacak biliyorum. ve ayrıca yazının ya da anketin sonunda da bi yere çıkamayacağım,hatta ve hatta bu cümleyi bile bitiremiyorum farkettiyseniz ...   neyse şimdi şöyle oldu yarenler, ben bugün farkettim ki çift sayılara karşı müthiş bi sempatim var. aklından bi sayı tut dediklerinde
*** Antalya'da kokoreçin içine kokoreç dışında domates,soğan ve muhtelif baharat konulduğunu biliyor muydunuz? O yüzden gittiğim her kokoreççide ocaktaki amcayla dalaşıyorum. -''sade olsun lütfen benimki, sadece bağırsaklar ve ekmek araya başka şeyin girmesini istemiyorum...'' -''apla,emin misin?öle bişeye benzemez?''' -''yaw kokoreççilerin gülü,sana ne ki? yap işte,halla halla...'' işte sırf bu dialog yüzünden alkool sonrası gidemediğim kokoreççi sayısı 6...   *** Yılların yaşlandıramad
Elmalı kurabiye Aksiyonu 1. Gün aslına bakarsanız herşey masum bir elmalı kurabiye aşermesi sonucu başladı...hiç aklımda yokken birden bire tv.da gördüğüm muhteşem kurabiyeler sebebiyle yıllardır bu amaçla uğramadığım mutfak bölümüne koşar adım duhul eyledim bakınız bi şey itiraf ediim ben mutfakta yapılabilecek şeyler konusunda pek fikir ve tecrübe sahibi değilim ;kek yapmak için her seferinde annemi arar söylediklerini asla bi yere not etmez hemencecik de unuturm tarifi... tabi
BUNDAN YAKLAŞIK 7 AY ÖNCE BU ŞEHRE YERLEŞTİM... GELDİĞİM YERDEN ARKADAŞLARIMLA ARADA BİR KONUŞUR YA DA İŞ GEREĞİ GELDİKLERİNDE BULUŞURUZ... ANTALYALI OLMAYIP BU ŞEHİRDE HERHANGİ BİR SEBEPLE YAŞAYAN DİĞER TÜM GURBETÇİLERİN VE ELBETTE BENİM DE SOHBETİN İLK 5 DAKİKASI İÇİNDE : ''OH WALLA, SEN DE NE GÜSEL ANTALYA'DA....'' İLE BAŞLAYIP GÜNEŞİN, DENİZİN VE RUSLARIN EGEMENLİĞİNDE OLAN EĞLENCE HAYATININ MANA VE ÖNEMİ ÜZERİNE SÜRÜP GİDEN DİALOGLARA MARUZ BIRAKIYOR İNSANI BU ŞEHİR.OYSA Kİ AZCIK KENT KÜLTÜ
Misafir
  • Misafir

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.