Eskiden çokkk eskiden belki de 20 yıl evvelsi kendi kendime kızardım...
Niye ben güzel resim yapamıyorum, niye şiir yazamıyorum neden birşey icad edemiyorum?
Gelmiş geçmiş Dünya'da iz bırakmış kim var kim yok kıskanır olmuştum.
Çünkü bu Dünya'ya boşa gelmiş olmamalıydım...
Ben göçüp gittikten sonra arkamda güzel birşeyler bırakmalıydım.
Sonra sonra bu kıskançlığımı yendim
Benden kalanın illa ki bir tablo yada bir kitap olması gerekmiyordu.
Günün birinde ilk çocuğum
Dilek ağacına bağlanan kumaş parçaları gibi
dudaklarımdan dökülen bir umut türküsü eşliğinde
havaya asıyorum kelimelerimi...
Ellerimi başımın arasına alıp anlaşılmasını dilediğim
gizli bir dil yazıyorum kağıda,
-cümleleri hep (keşke) ile başlayan-
Ağladığımda savurduğum küfürleri
gidip, denizin en kıyısındaki kumsala yazıyorum ki;
çabucak kaybolsunlar!...Kayboluyorlar da...
Afacan bir çocuk görüyorum düşlerimde
Hani kapı kapalı olsa zili çalıp kaçacak ci
Uyku tutmuyor bu gece...Nasıl tutsun ki...Ben onun beni tutmasını istemiyorum ki... Müzikle kuşattım yine kendimi, tüylü neferim yamacımda, çaresizliğim başucumda...
Beynimdeki seslerin yine deliliği üstünde, müzikte kapatmıyor artık çenelerini...Tamam sezencim biliyorum bi kayık bi kürek bi de lodos lazım bana (o şarkı çalıyor da) İyide kayığı küreği buldum diyelim lodosu nereden buluruz bu havada...
Zırvalamanın son noktasındayım sanırsam... Yavaş yavaş mutfağa gideyim en iyisi...Ne g
Sabah bloga bir baktım 18 misafir!Gözlerim pörtledi ya da İzmir'lilerin dediği gibi gözlerim boyoz gibi açıldı
Hikayenin devamını sevgili yöneticilerimizde merak etmiş olacak ki,gerisi gelsin diye seçilmiş başlık yapmışlar...Hadi gari yaz der gibisine (şaka bu tabi )
Dün geceden gördüm görmesine ama öyle sancılı bir geceydi ki.
Karnım heyecandan şişti şiştiiii ha patladı ha patlıyacak.Yarenin tiyatrosu vardı da dün akşam.
Allahım ben de nasıl bir heyecan!Sanki sahneye ben çıka
Çiçek nedir görmeden bozkırlara dalmışsan
Çaldığın kapılardan hep nasihat almışsan
Üstelik bu âlemde aşktan mahrum kalmışsan
Desene ki güzelim, sen hiç yaşamamışsın
Su verdiğin goncalar açmadan soluyorsa
Sığındığın geceler insafsız oluyorsa
Üstelik bu hikâye aşksız son buluyorsa
Desene ki güzelim, sen hiç yaşamamışsın
Bergama Asklepion da (Dünyanın ilk telkinle tedavi merkezlerinden ve sağlık yurtlarından birisi)hastalar,şifalı otlar ve çamur banyolarının yanısıra müzikle tedavi edilirmiş,bencede kendine kaçtığında en güzel terapi...
Ben bir de araba sürerken relax oluyorum...Ama her ikisini birden yapmak bazen tehlikeli oluyor..Bazen bir bakıyorum olmamam gereken bir yoldayım ya da eve gelmişim ama nasıl gelmişim hiç farkında değilim.Sanki araba yolu bulmuş da gelmiş...Bedenim arabayı sürüyor ama ruhum
Büyük bir şehrin, meşhur bir semtin de, lüks bir apartmana girdi kadın.
Doktorun sekreteri sıra siz de diyerek, yolu gösterdi genç kadına.
İsteksiz adımlarla koridorda sekreterin peşi sıra ilerledi.
İçeri girdiğinde kendinden emin ve dimdik durmaya çalıştı ama selamlaşmak için doktora elini uzattığında ellerinin titremesini kontrol edemiyordu.
Doktor Tv'de gördüğünden daha uzun ve yakışıklıydı.
Ortalıkta filmlerde gördüğü gibi ayaklarını uzatıp oturacağı bir koltuk yoktu.
Çok temel bir kanaat oluştu bende, her şeyin eskisini seviyorum. Eski şehirleri, eski insanları, eski hayatları, eski zevkleri, eski yapıları, eski olan neredeyse her şeyi…
Belki de yenilerini sevmediğimden, eskilerin yerine yenilerini koyamadığımdan böyle oluyor. Yeni yetmelerin söyledikleri doğru mu acaba, ben kendimi eski halimle sevdiğim için mi böyle hissediyorum? Yani daha genç, daha dinamik, daha çok hayali, daha çok umudu, daha çok hedefi olan, yolun en başında olan halimi daha çok
Nereden başlıyacağımı bilmiyorum..uzun zamandır yazasım var ama zaman problemi çekiyorum bu aralar,şu zaman denen şey bir yerlerden satın alınıyor olsa hiç kıymayacağım paraya,kendimden bir kaç tane daha klonlamakta bir çözüm olabilir belki...Neyse çabuk çabuk yazmaya çalışayım ben..böyle zamana karşı yarışırken anlatmak istediklerimi anlatabilirim umarım.
Okullar açıldığından beri içimde büyük bir endişe var...Belki de endişemi yersiz ve ukalaca bulacaksınız..Ama beni yargılarken bir anne o
Demir kapıya çoşkuyla asıldı minik kız.Bahçeye girdiğinde ilk koştuğu yer yumurta var mı diye bakmak için tavukların bulunduğu kümes olurdu.
Yumurta varsa dalardı kümese...Bu arada da tavuklarda kümesten kaçardı her seferinde...Ama olsun,dedesi kızsa da onun hoşuna gidiyordu zaten onları salıvermek,ona göre hiç bir canlı böyle, bir yere kapatılmamalıydı...
Müthiş kovalamaca başlamıştı işte yine...Koca bahçede dedesi bir yandan tavukların peşinden koşuyor bir yandan da;
>>>
Bu ara bir masal modasıdır gidiyor,ben bu modaya uymayacağım
Hayatımda bir kez masal yazdım onu da sadece bir kişi okudu çünkü sadece ona özeldi...
HUZUR... Bu kelimeyi bu ara çok duyar oldum
Nedir HUZUR???
Pazardan satın alabileceğiniz birşey mi?
Yoksa etrafınızdakilerden rica minnet istermisiniz huzuru?
Huzur kişinin kendi emeği ve kişiliğiyle kazanacağı bir mükafat olabilir mi?
Ben sonuncusudur diyorum...
Egonuz ve hırslarınız uğruna ortalığa zehir saçıp in
Müziğin büyüsüne kendimi kaptırmış peşi sıra yürüyordum.
O yürüyordu, ben yürüyordum,
O duruyordu, ben duruyordum,
Dinliyordum, yürüyordum.
Damla damla akıyordu kederim iliklerimden...
Sonra,
Takıldım, sendeledim.
Sustu müzik...
Bıraktı akordiyonu,
Tuttu kolumdan.
"Durma" dedim "çall... lütfennn"
"Hep çal"
Güldü...
Tanıdım ben bu gülüşü önceki rüyalarımdan.
"Peki" dedi "ama sen saçlarına iyi bak"
"Yolma saçlarını hüznünle"
"Tamam" dedim...
Hadi neşeli birşeyler çal öyleyse,
Güneş mecbur mu hergün ışıldamaya
Saklanamaz mı bir bulutun arkasına
Yeni doğan günün kime borcu var
Zorunda mı umut olmaya
Kuş şakımalı mı illaki
Çiçek yorulamaz mı açmaktan
Hep gülücem diye senet mi imzaladım hayata
Çıkmaz sokaklarda kaybolamaz mıyım
Kendimin efendisi olamaz mıyım
Sek rakı içmek niye yakışmaz bana
Dilime küfürler vuramaz mıyım
Kin barınamaz mı içimde
Bir gün şeytanla flört etsem kime ne
Tersine yaşamak istiyorum tersine
H
Büyük bir savaşta yenik düşmüş tarafım ben."Yenilgiyi kabul etmek bir erdemdir"diye bir söz vardı değil mi? Yaa, yok demeyin bak,gerçi öle bir söz olsa da, ben kabul ettim, olmasa da kabul ettim...
Sizin hiç geçici sağırlık yaşamak istediğiniz oldu mu?Ben çoğu zaman bunu istiyorum da! Horlama sesi yeryüzünde ki en kötü ses olmalı! Uykum varsa sorun yok,duymuyorum bile.Ama biraz uykusuzluğa meyilliysem yandım Allahhh.Ne sarsmak,ne tekmelek ne de uyandırmak işe yaramıyor.Saniye de aynen devam
Sabah ezanıyla ayaktaydım bugün...Allahım, Allahım bu forum aklımı aldı benim,rüyama girmiş gene...
Dün gece forumdan tanıyıp çok sevdiğim bir arkadaşım ilk kez sesimi duydu benim...
Evet çok sevdiğim dedim şaşırmayın ve evet birbirimizin sesini duymadığımız gibi yüzlerimizi de görmedik henüz...
Ama olsunn ben onu çok seviyorum,ruhunu yani ÖZ'ünü seviyorum...Bu site de tanıdığım kaç tane arkadaşım var benım böle...Eger kendiniz gibi ,özünüzü yansıtarak yazıyorsanız,sizi görmek hiç
Görüyorum ki, bir an önce varmak istiyorsun oraya. Gerginsin
kıpır kıpırsın, soluk soluğasın, yay gibisin ey yolcu
coşkunluğun ne güzel, öfken ne güzel
Sana selam, sana saygı
ey yolcu.
Fakat düşündün mü yolunun uzunluğunu?
Neler var yolunun üstünde, düşündün mü?
Koşar-adım aşabilecek misin şu dağı, geçebilecek misin?
bu hızla şu beli, tırmanabilecek misin bu solukla şu sırtı?
Ovada dikenler yollara uçmuştur, kuru dereleri seller basmıştır,
kar yağmıştır belki o tepelere? Böyle, uçar
Genellikle yazacağımı yazar, en son başlık atarım...Garip; bu kez ilk önce başlığı yazdım...
Kardeşim doğduğunda ben 4 yaşındaymışım.Onun bebekliğiyle ilgili çok fazla şey hatırlamıyorum ama annemin bana "sen onun küçük annesisin" dediğini çok net hatırlıyorum.Büyük bir ihtimalle annem, bende çok küçük olduğum için, ona zarar veririm endişesiyle benim küçük omuzlarıma yükledi bu sorumluluğu.Ve ben o yaşımdan itibaren kardeşime yüreğimde duyduğum sevgiye artı olarak ağır bir sorumluluk hisset
Bugün bize tuttuğun ışığın karartılmak istendiği bir ortamda olmanın üzüntüsü ve utancı ile;
SAYGI SEVGİ VE ÖZLEM İLE ANIYORUM SENİ...
BÜTÜN KALBİMLE ;
Ey Atam!
Türk gençliği olarak, varlığımızın en değerli parçası olan, bağımsızlığın, cumhuriyetin ve devrimlerinin yılmaz bekçileriyiz. Bu karar, onurlu ve ilkeli irademizin göstergesidir.
Bizi hiçbir kuvvet yolumuzdan döndüremeyecektir. Bizler, bütün gücümüzü senin emanetlerinden, ulusal tarihimizden ve ruh
Hz.Aişe, Peygamberimizle yeni evlenmişti.
Eşinin kendisini sevip sevmedigini merak etmekteydi,
ya da kendisini ne kadar ve nasıl sevdiğini...
Hz.Aişe bu düşüncesini Peygamber Efendimizle konuşmadan edemedi.
Ey Allah ın Resulü,beni seviyor musun?
Evet, Ya Aişe tabi seviyorum!
Aişe dahasını da merak ediyordu,acaba nasıl seviyordu? Hemen sordu:
Beni nasıl seviyorsun
Peygamberimiz sevgi şeklini tanımladı eşine;
KÖRDÜĞÜM GİBİ
bu cevap Hz. Aişe yi cok sevindirdi,çünkü kördügüm açıl
Birer birer kayıp giderde her bir sevilen, yenisi gelmez
Eline geçmez hele ki değeri hiç bilinmeyen, yürekte varsa
Sevgiden de ötesi
Sen ağlasan da boş, ışıkta yaksan nafile, odan karanlık
Hep loş, hayatın emri hep koş, bayağı bir bekledim boş
Yaşantım sanki bir savaş ve hoşta bazen, ama ateş
Kesildiğinde ve de sular durulduğunda, yoksa hep gülerdi
İnsan, hep kalırdı masum, saygıda bir kusur ettiğinde
Minnetinde değeri yok, kafalarda hesaplar yapılır ve
Mesafeler konur, fakat bu kalp un
Bu gece İzmir'in en sıcak gecesi olmalı,ne yaptıysam uyuyamadım...Aslında iyi tarafından bakacak olursam uykusuz kaldığım iyi oldu...
İyi tarafından bakmak; bu Alp'in yeni favori cümlesi... Bugünlerde her yaptığı kabahatin ardından bu cümleyi söylüyor. Bu akşam mutfak masasının üstünde marketten aldığım sütler ve nescafe kavanozuyla kule yapmaya uğraşıyordu. Ona kavanozun, düşüp kırılabileceğini söyledim. Birkaç saniye sonra, tam da düşündüğüm gibi oldu... "Alppp" deyince;
- "Anne bir d
Yetinmeyi bilir misin?
Sana verdigi kadariyla hayatin
Hoş,
Bilsen de bilmesen de
Yara bere içinde bu yollardan geçeceksin...
Bugün bu şarkı çalıyordu bir yerlerde de düşündüm...Yetinmeyi biliyormuyum ya da biliyormuyuz?
Paradan puldan sözetmiyorum tabi
Hayatın bize verdiği kadarına eyvallah deyip teşekkür mü etmeli yoksa heyyy dur bakalım ben daha fazlasını hakediyorum deyip kafamı tutmalı?
Hahaha ben hep kafa tutanlardan oldum galiba
KUZENİMDEN:BİZ KARDEŞLER,,
Kİ,KARDEŞ DERKEN BİZ 4 KARDEŞ DEĞİL SADECE
KUZENLERİMİZLE BİRLİKTE..
İLKBAHAR NASILDI?
YA YAZ??UNUTTUK EPEYCE ZAMANDIR.
BAŞIMIZDA GÜZ,AYAĞIMIZDA KIŞ NİCEDİR.
BİZ ŞİMDİ HER ZAMAN OLDUĞUNDAN,
ÇOK DAHA BİR ARADAYIZ.
DAHA SIKI TUTTUK ELLERİMİZİ.
SESSİZ SEDASIZ DUALARLA,İYİ DİLEKLERLE
DAHA SIKI SARILDIK BİRBİRİMİZE.
BİZ KARDEŞLER,,
ANNE-BABAMIZIN KIYMETİNİ,
ONLARI KAYBETMEDEN BİLENLERDENİZ,BİLMEYENLERE İNAT.
BİZ KARDEŞ
Büyük bir iç burkuntusu ve yürek acısıyla açtım bu sabah gözlerimi.Sıkça gördüğüm uzun metrajlı rüyalardan yanlızca biri belki.
Birbirini tutmayan parça parça flu sahneler bütünü.Bu sahnelerin her birinde net olan tek birşey vardı o da her sahnede bana eşlik eden erkek.
Arkamı döndüğümde arkamda gördüğüm,bir bar taburesinde otururken sağıma baktığımda, yanımda oturur bulduğum.Konuşmayan, sadece takip eden ve boş gözlerle bakan...
Hiç yüksek bir yerden tüm şehrin 5 dakikada karla kaplanı