İsyanın gölgesinde kaldım..Ezildim bu ağır yükün altında...Bir fırtına tuttu bizi peki nereye savurdu bende ki seni..
Kaç vakit geçti bilmecesi beynimi zorluyor...Hesabımda bi yalnışlık olsa gerek bu güneş kaçıncı kez doğuyor sensiz...
Göze alabilmek herşeyi...İstemek ve hissetmek...
Bak tarihler nasıl da geçti bizden habersiz...Söylesene bugün günlerden ne ? Dört mevsimden hangisindeyiz ?
Bende buruk bir hazan mevsimi var...Peki ya sen ? Sen hangi anın içinde çiçek açmaktasın ?
Çok uzun bir yol...
Duraklarım var belli belirsiz...Kar aralıksız yağmakta sislerin içerisinde...
Yol uzak...Zaman senden uzak...Uzayan yolda tek yolcu benim...
Ağaçlar var,sıralı ve yaralı...Dallarında umut türküsü fısıldayan kuşlar...
Gelip geçiyor hayat otobüsüm...Durmuyor...Tıpkı ömrümüz gibi...Ya da tutamadığımız zaman gibi...
Oysa böyle hayal etmemiştim bu yolculuğu...Hani nerde ardımdan mendil sallayan...Nereye sakladınız o nazlı çocuğu...
Sarılmalı doyasıya ve ağl
Hani diyordum ya belli belirsiz bir sızı var yüreğimde..İşte tam şuramda...Sanki bir hançer saplanmışcasına...
Çok acıyor bilemezsin...
Hani bazen boğazım düğümlenirdide konuşamazdım..Yutkunurdum...Susardım...Ağlamak işime gelmezdi..
Çok ağlıyorum göremezsin...
Kimi zaman sitem ederdim sana ama kıyamazdım o güzel gözlerine...Çek git derdi bi aklım...
Çok istedim ama gidemedim...
Şimdi ne geçti elime..Soruyorum bazen kırık bir aynanın gölgesinde parçalanmış kendime...
Gelmiş geçmiş en güzel aşk şiirlerini bir araya getirsem tozlu rafların arasından...En mükemmel aşk mektuplarının arşivini sersem yüreğinin ortasına...Ne sana olan sevgimi anlatabilir ne de sana olan özlemimi ifade edebilir...
Bu gece, uykumdan uyanıp delice...Sana ağladım...Sessizliği dinlerken gecenin koynunda eski tahta sandığı açtım...Genzimi yaktı tüm hatıraların...Mektuplar sararmış...Çiçekler dalından kopmuş...
Gittiğin günden bu yana açmaya cesaret edemediğim bu eski tahta sandığ
Herşeye rağmen herşeye yeni bir başlangıç...
Son bir ay içerisinde yaşadıklarım bana neyi öğretti diye düşünüp durdum bütün gece...Öğrendiklerimin tekrarıydı sadece...Tarih tekkerürden ibaretti sonuçta...Yine ben yanılmış,yine ben yenilmiştim..Galip gelen yine Tarih olmuştu..Hemde öyle bir güzel tarih ki unutmak namümkün beynimde...07.07.07...Herkes için özel olan bugün benim içinde çok özel olmuştu..Unutulması imkansız...Hayatımda her zaman tarihler beni yeni bir başlangıca götürürken aynı
Küçükken kaç defa düşüp bir yerlerimizi kanatmışızdır...Bu kanayan yaralar bazen canımızı çok yakmıştır...Yanan yaralarımıza birilerinin merhem olmasını istemişizdir...Bunlar hep en yakınımız en sevdiğimiz insanlar olmuştur...Annemiz,Babamız.....
Hatırlarsanız hep bir ağızdan '' Geçecek..Büyüyünce Unutacaksın..'' dediler..Hep inandık onlara,çünkü;Anneler Babalar asla yalan söylemezdi..Kandırmazdı çocuklarını...Sadece inanmakla kalmadık bizde bu yalana ortak olup her düştüğümüzde '' Yeter art
Tesadüf........Hayatta karşımıza hiç ummadığımız anda çıkan herşeye bu ismi takmıyor muyuz ?
Hatırlarsan bizi karşılaştıran ilk şeye de tesadüf demiştik...Ya o bir tesadüf değil de kaderin bir oyunuysa...Yani kaderimize biz tesadüf demişsek...Eğer bu kaderse,kaderin bana oynadığı en güzel oyunuydu bu...Ama oyunun en güzel yerinde rüzgar aldı götürdü kağıttan gemimi..Oysa ben o gemiye umutlarımımdan yelken,hayallerimden dümen yapmıştım...Şimdi nerdedir bilmiyorum...
Neyse beni boşver...S
Bakma öyle ıslak ıslak gözün gözümde kalacak...Gönül yaram,gözü karam,aşktan yana bahtı karam...Ateşe düşmüş kar gibi eriyorum gülüm eriyorum...Seher yellerini yüreğinde estir...Güneşi gönlünde doğur her şafak,dünya sensin,alem senin içinde..Sen hissederek yaşamaya bak...Bazen gülerek bazen ağlayarak ama tat alarak...Aşk kolaya itibar etmez...Gönül zora tutsak,onun için yalçın kayalara sür atını...Çile mayası ise aşkın,acıdan zevk al...Hasret seni yıldırmasın...Eğme başını bensiz oralarda...Efka
Hani dizeler bazen insanları anlatır...Yüreğinin teline dokunur inceden inceye...Ve yüreğine gömdüğün bir acıyı çalmaya başlar...Her notasında,her dizesinde acıların vardır...Düette ise sen...Bu şarkının sonunda ya ufak bir tebessüm ya da gözyaşı olup akar gider yüreğinden duyguların...
İşte bunlardan biri şuan dilimde... '' Küçüğüm,daha çok küçüğüm...İşte,bu yüzden bütün korkularım...''
Soruyorum bende kendime...Acaba bütün korkularım bu yüzden mi diye ? Ama yaş olarak hiçte küçük sayıl
Elif olmak zordur...
Çünkü elif olmak;
Yuvarlak bir dünyada dik durmanın,
Dik ve önde,
Belki acıyla
Ama, vazgeçmeden durmanın,
Dünya ne kadar dönerse dönsün
Olduğu yerde kalmanın adıdır elif olmak...
Kaç silah varsa elife çevrilir!
Elif hep olduğu yerdedir...
Silahlar patladığında ilk vurulan eliftir!
Zordur elif olmak...
Elif olmak hep vurulmaktır!
Elif olmak yalnızca elif olmaktır...
Ne B, ne T, ne S
Elif...
Yalnızca elif...
Elif demeden hiçbir şey denilemez.
Ben elif dedim
Geceye İsyandır Bu...
Uykusuz geçen her geceye isyandır bu...Sessizliğe sıkılmış kurşunlar arasındaki yüreğe demdir..Bu öyle bir isyan karası gecedir ki tarifi mümkün değil göz bebeklerinde...Şimşekler çakarcasına beynimi baltalayan katil gecelere isyandır...İsyanın en dibine vurmuş firar gecelerin sessiz çığlığıdır...
Yağmura İsyandır Bu...
Sensiz yere düşen her yağmur damlasına düşmanım...Kinim gök gürültüsüne..İsyanım sensizliğe...Çaresizliğim yokluğuna...
Uyanışlarım hep sana
Biz karanlık gecelerden
Şafaklara ermedik mi?
İnandık sevda yoluna
Yürekleri sermedik mi?
Zor günlere çetin yürek
Yüreklere heyecan gerek
Bu sevdaya bir kurban gerek diyerek
Karşılıksız sevmedik mi?
Yıldızdoğan
Demdir,
Derya dibinde yangınlar,
Kan kesmiş ovalar üstünde Mayıs...
Uçmuş, bir kuştüyü hafifliğinde,
Çelik kadavrası korugan'ların.
Ölünmüş, canım,ölünmüş
Murad alınmış...
Gelgelelim,
Beter, bize kısmetmiş.
Ölüm, böyle altı okka koymaz adama,
Susmak ve beklemek, müthiş
Genciz, namlu gibi,
Ve çatal yürek,
Barışa, bayrama hasret
Uykulara, derin, kaygısız, rahat,
Otuziki dişimizle gülmeğe,
Kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri,
Asıl, bizim aramızda güzeldir hasret
Ve asıl biz bil
Bir beni anlarsın da
Ararsın da bulmazsın
Yokluğumla alevlenir
Yanarsın da bulmazsın
Gelir o an aklın başa
Yalın ayak koşa koşa
Dağa taşa uçan kuşa
Sorarsın da bulamazsın
Ölüm ömür ardı dersin
Koca dünya dardı dersin
Bir Elif vardı dersin
Ararsın da bulmazsın
SÖYLEYİN YARİME ARTIK GELMESİN DEYİN.
BENİ DERTTEN DERDE SALDI GELMESİN.
O YAKTIĞI ATEŞ HALA SÖNMEMİŞ DEYİN.
BİR RÜZGARLIK ÖMRÜM KALDI GELMESİN.
SANMASIN DARGINIM ONDA BÖYLE FERYADIM,
MENZİLE YAKLAŞTI CAN ADIM ADIM
AHİRETE KALDI AHDIM BÜTÜN MURADIM.
ARTIK SU ÇUKURUNU BULDU GELMESİN
Yıldızdoğan
Artık olan oldu bize
Gelsen de bir gelmesen de
Gelemeyiz biz yüz yüze
Gelsen de bir gelmesen de
Hep kendini çektin naza
Yok bahara yahut yaza
Bıktım gayrı yaza yaza
Gelsen de bir gelmesen de
Bir candır bu bir andır bu
Giden gelmez bir handır bu
Dağ taş değil insandır bu
Gelsen de bir gelmesen de
Göreceğim bir boş kafes
Ceset kalmış çıkmış nefes
Nerde o can nerde o ses
Gelsen de bir gelmesen de
Yıldızdoğan
Yananı gör yananı gör
Gör halimi yananı gör
Ateş ne ki su söndürür
Gir içime yananı gör
Yana dursun yana dursun
Söylen Ona yana dursun
Belki bir gün uğrar yolum
Yönü yoldan yana dursun
O da yansın O da yansın
Ben yanmışken O'da yansın
Güvendiğim tüm dağlardan
Ben çekildim O dayansın
Yıldızdoğan
Ah ne hayatlar ümidiyle
Zamansız yollara düştük
İlk yenilen biz değildik elbet
Gün oldu dünyaya küstük
Ağlama anne benim için ağlama
Ben de herkes kadar aldım acılardan
Ağlama anne benim için ağlama
Ben de herkes kadar yarandım
Sen ne olur çocukluğumu sakla
Tek kalan bu elimde avucumda
Ağlama anne benim için ağlama
Her birimiz başka bir hikaye anne
Bu ayrılıklar niye
Sen yine bir ninni söyle bana
Yavrum uyusun da büyüsün diye
Az önce Sevgili Gönüldaşım Suheda'nın
Yanıyor evlerin ışıkları... Gecenin en soğuk ayazında buğulu penceremden izliyorum...Gözlerimdeki umut ışığı ha söndü ha sönecek... Dalıp gidiyorum Hilalimin büyüsüne...Beni benden alıp götürüyor başka alemlere... Çakan şiddetli şimşekle birlikte kendime geliyorum... Sendeliyorum yankılanan boşlukta...Sakın , sakın akma diye sıkıyorum kendimi...Ağlamamaya yemin ettin unutma sakın diye haykırıyorum gözlerime... Peki ya yüreğime nasıl söz geçireceğim ?
Avucumun içerisinde bir cevabım olsayd
Hani derdik; hayat yalan
Ölüm bize oyuncaktı
Dünya’da tek kalsak bile
Asla yılmak olmayacaktı
Biz ne günler gördük Reis
Ne kavgalar verdik Reis
Gelen vurdu, yıkılmadık
Bu da geçer hey koca Reis
Şehitleri düşün Reis
Eğilmesin başın Reis
Neler geldi, neler geçti
Bu da geçer hey koca Reis
Kaderimiz buymuş bizim
El yaşamış, biz ölmüşüz
Kimi susmuş, kimi yitmiş
Biz aşk içinde kalmışız
O emekler hiç mi Reis
Adam olmak suç mu Reis
Bilmesinler, Allah bilir
Bu da geçer hey