Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Bilim, Yaratıcının Varlığını Kabul Ediyor


monark88

Önerilen İletiler

arkadaşım ilahi dinlerde olsa, batıl dinlerde olsa elbette bütün dinlerin birbirine benziyen yanları vardır. Yani aklımıza hangi iki din gelirse gelsin ( ilahi olsun yada batıl olsun) birbirleyine benziyen yanlarını bulmak mümkündür. Ama buradan vardığınız sonucun çıkmasıda imkansız.

 

Panteizm herşeyden önce Tanrıların birliği demektir kelime olarak. Ve çok tanrılı dinlerden doğmuştur. Panteizm Romanın bütün tanrılarına birde ibadet yapılmak için kurulan ibadethanalerden çıkmıştır. Panteizmin tanrı inancıyla, İlahi dinlerin tanrı inancını kıyaslamak bile büyük hata olur.

 

Kaldı ki bu dinlerin birbirinden temel ayrıştırıcı noktası tek tanrılı yada çok tanrılı olmalarıdır.

 

Kısacası çok tanrılı bir dinin mensubu için Allah inancına sahiptir demek, algı anlayış veya mantık olayı değildir.

 

Neresinden bakarsanız bakın. Panteist Einstein'da Allah inancı bulamazsınız. Einstein'İn mensubu olduğunu söylediği dinin tanrıları ; Zeus, Hera, İsis, Ares, Herkül, Eros vs dir. Panteizm tüm bu tanrıları ortak potada eriten bir dindir.

 

Ha bunu iddia eden arkadaşların dayandığı nokta nedir? şöyle ki diyelim Einstein "Tanrı" kavramını kullanmış. Bunu Mercek dergisi, vs nin belgesel dublajlarında "Yaratan" olarak çevrilir sonra "Allah" olarak çevrilir. Bunu izleyende bak abi Einstein'in Allah inancı varmış der.

 

Tıpkı Mesaj TV de yayınlana kovboy filminde Kızılderilinin oğluna nasihat ederken şöyle demesi gibi

 

"Allah'tan başka tanrıya tapma. Sana ancak Yüce Allah yol gösterebilir"

 

Tabi kızılderililer toteme taparlar ama ne önemi var :)

 

Beni üzen şey ise komik, gereksiz ve yıpratıcı argümanlarla bazı insanların ve kurumların sözde İslamiyet'i savunma misyonu üstlenmiş olmaları. ne gerek var bunlara, hurafelere yalanlara. Çocukluğumuzdan beri duyarız

 

Armstrong ayda ezan sesi duymuş müslüman olmuş ( Armstrong'a sorulmuştur, soran türk gazeteciye ilk defa böyle bir şey duyuyorum demiştir)

 

Kaptan Kusto Müslüman olmuş. (Kaptan kusto vasiyeti üstüne hristiyan inancına göre gömülmüştür)

 

Şimdide bu mu yani Einstein Allah'a inanırdı.

 

insanlarda hurafe merakı ne zaman bitecek merak ediyorum gerçekten.

 

Bakın kesinlikle Panteizm ile Tek Tanrılı dinleri bağdaştırmak istemdim, kaldı ki Dini konularda bağdaşamayacakları ile ilgili yazılarımda var. Ben sadece böyle bir sanıdan yola çıkılmış olabileceklerini söylemek istedim... Sonuçta bu yanlış anlama genelde var. Mevlana'ya Panteist deniliyor (ki yanlıştır), Yunus'a Deist deniliyor (ki bu da yanlıştır)... Ben sadece mantıklarını söylemek istedim, benim görüşüm değildir yani... Umarım demek istediğimi anlatabilmişmdir... Saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

.

Einstein, "bilinçli, kanun yapan bir tanrı"ya, inanmıyordu. Einstein'ın "tanrı" diye adlandırdığı şey doğa düzeniydi. Sözlerini saptıranların da yalancı olduğunu yazdı.

 

Einstein'ın 2 sözü, referanslarıyla:

 

 

“It was, of course, a lie what you read about my religious convictions, a lie which is being systematically repeated. I do not believe in a personal God and I have never denied this but have expressed it clearly. If something is in me which can be called religious then it is the unbounded admiration for the structure of the world so far as our science can reveal it.”

 

Albert Einstein, in a letter March 24, 1954; from Albert Einstein the Human Side, Helen Dukas and Banesh Hoffman, eds., Princeton, New Jersey: Princeton University Press, 1981, p. 43.

 

---------

 

“My position concerning God is that of an agnostic. I am convinced that a vivid consciousness of the primary importance of moral principles for the betterment and ennoblement of life does not need the idea of a law-giver, especially a law-giver who works on the basis of reward and punishment.”

 

Albert Einstein in a letter to M. Berkowitz, October 25, 1950; Einstein Archive 59-215; from Alice Calaprice, ed., The Expanded Quotable Einstein, Princeton, New Jersey: Princeton University Press, 2000, p. 216.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

.

Einstein, "bilinçli, kanun yapan bir tanrı"ya, inanmıyordu. Einstein'ın "tanrı" diye adlandırdığı şey doğa düzeniydi. Sözlerini saptıranların da yalancı olduğunu yazdı.

 

Einstein'ın 2 sözü, referanslarıyla:

“It was, of course, a lie what you read about my religious convictions, a lie which is being systematically repeated. I do not believe in a personal God and I have never denied this but have expressed it clearly. If something is in me which can be called religious then it is the unbounded admiration for the structure of the world so far as our science can reveal it.”

 

Albert Einstein, in a letter March 24, 1954; from Albert Einstein the Human Side, Helen Dukas and Banesh Hoffman, eds., Princeton, New Jersey: Princeton University Press, 1981, p. 43.

 

---------

 

“My position concerning God is that of an agnostic. I am convinced that a vivid consciousness of the primary importance of moral principles for the betterment and ennoblement of life does not need the idea of a law-giver, especially a law-giver who works on the basis of reward and punishment.”

 

Albert Einstein in a letter to M. Berkowitz, October 25, 1950; Einstein Archive 59-215; from Alice Calaprice, ed., The Expanded Quotable Einstein, Princeton, New Jersey: Princeton University Press, 2000, p. 216.

Türkçesini de yazsanız çok süper olacak... :sweatingbullets::D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tabii çeviririm.

.

Einstein, "bilinçli, kanun yapan bir tanrı"ya, inanmıyordu. Einstein'ın "tanrı" diye adlandırdığı şey doğa düzeniydi. Sözlerini saptıranların da yalancı olduğunu yazdı.

 

Einstein'ın 2 sözü, referanslarıyla:

“It was, of course, a lie what you read about my religious convictions, a lie which is being systematically repeated. I do not believe in a personal God and I have never denied this but have expressed it clearly. If something is in me which can be called religious then it is the unbounded admiration for the structure of the world so far as our science can reveal it.”

 

Albert Einstein, in a letter March 24, 1954; from Albert Einstein the Human Side, Helen Dukas and Banesh Hoffman, eds., Princeton, New Jersey: Princeton University Press, 1981, p. 43.

 

Tabii ki, benim dini inançların hakkında okuduklarınız yalandı, sistematik olarak tekrar edilen bir yalan. Ben kişiselleşmiş bir tanrıya inanmam, bunu hiç bir zaman saklamadım, her zaman açık açık söyledim. Bende dindar bir yan varsa, o zaman bu, bilimin ortaya koyabildiği doğanın düzenine sınırsız hayranlığımdır.

 

---------

 

“My position concerning God is that of an agnostic. I am convinced that a vivid consciousness of the primary importance of moral principles for the betterment and ennoblement of life does not need the idea of a law-giver, especially a law-giver who works on the basis of reward and punishment.”

 

Albert Einstein in a letter to M. Berkowitz, October 25, 1950; Einstein Archive 59-215; from Alice Calaprice, ed., The Expanded Quotable Einstein, Princeton, New Jersey: Princeton University Press, 2000, p. 216.

 

Benim tanrı hakkındaki görüşüm bir agnostiğin görüşüdür. Yaşamın iyileştirileşmesi ve yüceleştirilmesi için ahlak prensiplerinin birincil öneminin kuvvetli bilincine varmanın, bir "kanun koyucu" kavramını, özellikle, ceza ve ödül veren bir "kanun koyucu" kavramını gerektirmediği fikrindeyim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

Ben üniversitede biyoloji bölümü öğrencisi olarak öğrendiğim ve bildiğim birşeyi sizlerle paylaşmak isterim. Biz bilimde(bizim için bilim biyolojidir) her zaman deneylere özellikle de kontrollü deneylere güveniriz ki bunlar her zaman doğru sonucu verir. Bunu size bir örnekle açıklamak isterim, aynı boyutlarda 2 saksı alınır,aynı cinste ve aynı miktarda toprak konulur, aynı bitkinin,aynı büyüklükteki 2 tohumu,aynı derinlikteki toprağa gömülüp eşit miktarda su verilir,ısı sıcaklık nem rüzgar gibi koşullar eşitlenir bir tanesi ışıklı biri ışıksız ortama konulur, ve ışığın çimlenmeye etkisi var mı yok mu öğrenilir. Bu kesin ve inkar edilemez bir deneydir deney sonuçları bilim dünyasınca kabul edilir ve isteyen bilim adamı deneyi tekrarladığında aynı sonuçları elde eder. Ancak insanların inancındaki Tanrı,Allah gibi düşünceleri bilim açıklayamaz, üzerinde deney yapılamayan hiç bir şey bilimce kabul edilemez, bu nedenle Tanrı, Allah vb. bilimce varlığı yada yokluğu kabul edilemeyen varlıklardır. Ben bir bilim insanı olarak bu tür şeylerin olmadığına inanırken, bir Müslüman olarak Allah'ın varlığına ve tekliğine inanıyorum. Bir Hristiyan bilim adamı da bilim insanı olarak Tanrı'yı inkar etmek zorundadır, bir insan olarak Tanrı ' ya yine inanabilir.

 

Benim söylemek istediğim, her insanın bir alanı bir uzmanlığı bir yeteneği vardır, bir din adamının bir kilise papazının bir cami imamının bir sinagog hahamının gelip de benle Evrim Teorisi'ni tartışmaya kalkışmaması gerekir. Ben ona gidip de bir böceğin caputunun kaç segmentten oluştuğunu sormam o da bana vereceği vaazı sormaz soramaz...

Ayrıca bazı kişilerin yazılarında okuduğum HY adlı kişinin de pek çok yalanı yada yanlışı vardır, beyefendi katiyen bir biyolog olmadığı halde EVRİM ALDATMACASI adlı bir kitap yazmıştır. Ben kitabı okuduğum lise yıllarımda bile kitabı güle güle mizah kitabı olarak okumuşumdur ki şuan okusam herhalde kalp krizi geçiririm.

Bazı konularda bilgisi olmayan insanları yanıltmaya çalışanlar ve onların yönlendirmeleri sonucu yanlışa sürüklenen( ki bu insanlar genelde okuma yada objektiflik özürlüdür) insanlar lütfen DAHA FAZLA ÇEŞİTLİ VE BOL BOL OKUYUN!!!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...
Çok güldüm bu yazıya yahu... Özellikle Einstein'in "Allah" inancına... Einstein müslüman olmuş da bizim haberimiz yok... Acaba Einstein Allah'ı hangi formülünün neresine koymuş? Bu biraz yabancı çizgi filmlere müslüman motifler ilave etmeye benzemiş. Madem bu insanların dini inancına çok güveniyorsunuz, beyler bu insanların hemen hepsi Hristiyandır. Ne olacak şimdi? Hristiyan mı olacaksınız?

 

Allah Teâlâ şöyle buyurur:

 

وَمَثَلُ الَّذِينَ كَفَرُواْ كَمَثَلِ الَّذِي يَنْعِقُ بِمَا لاَ يَسْمَعُ إِلاَّ دُعَاء وَنِدَاء صُمٌّ بُكْمٌ عُمْيٌ فَهُمْ لاَ يَعْقِلُونَ .

 

“Kâfirlik edip gerçekleri görmezlikten gelenler, kavramadığı sese karşı öten karga gibidirler; kavradığı sadece bağırtı ve çağırtıdır. Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Onlar akıllarını kullanmazlar.” (Bakara 2/171)

 

Sevgili kardeşim Allah inancı derken müslümanlık kastedilmiyor orada yüce yaratıcı kastediliyor. Bilim adamalrı yüce yaratıcıya tanıklık ediyor... Müslümanlığa uygun yüce yaratıcı inancı bilimle bağdaşıyor.. İşte bilim adamlarının kastettiği budur...

 

..................

 

“Güneş de, kendisi için (tespit edilmiş) olan bir karar yerine doğru akıp gitmektedir. Bu üstün ve güçlü olan, bilenin takdiridir.„

 

(Yasin Suresi, 38)

 

Kuran'da bildirilen bu gerçekler, ancak çağımızdaki astronomik gözlemlerle anlaşılmıştır. Astronomi uzmanlarının hesaplarına göre Güneş, Solar Apex adı verilen bir yörünge boyunca Vega Yıldızı doğrultusunda saatte 720 bin km.'lik muazzam bir hızla hareket etmektedir. Bu, kabaca bir hesapla, Güneş'in günde 17 milyon 280 bin km. yol katettiğini gösterir. Güneş'le birlikte onun çekim sistemi içindeki tüm gezegenler ve uyduları da aynı mesafeyi katederler. Ayrıca, evrendeki tüm yıldızlar da buna benzer planlı bir harekete sahiptirler.

 

...................

 

“Gökyüzünü korunmuş bir tavan kıldık;

onlar ise bunun ayetlerinden yüz çeviriyorlar. „

 

(Enbiya Suresi, 32)

 

Ayette belirtilen gökyüzünün bu özelliği, 20. yüzyıldaki bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır.

 

Yerküremizi çepeçevre kuşatan atmosfer, canlılığın devamı için son derece hayati işlevleri yerine getirir. Dünyaya doğru yaklaşan irili ufaklı pek çok gök taşını eriterek yok eder ve bunların yeryüzüne düşerek canlılara büyük zararlar vermesini engeller.

 

Atmosfer, bunun yanısıra, uzaydan gelen ve canlılar için zararlı olan ışınları da filtre eder. İşin ilginç olan yanı, atmosferin sadece zararsız orandaki ışınları, yani görünür ışık, kızıl ötesi ışınlar ve radyo dalgalarını geçirmesidir. Bunların tümü yaşam için gerekli ışınlardır. Örneğin atmosfer tarafından belirli oranda geçmesine izin verilen ultraviyole ışınları, bitkilerin fotosentez yapmaları ve dolayısıyla tüm canlıların hayatta kalmaları açısından büyük önem taşır. Güneş tarafından yayılan şiddetli ultraviyole ışınlarının büyük bölümü, atmosferin ozon tabakasında süzülür ve Dünya yüzeyine yaşam için gerekli olan az bir kısmı ulaşır.

 

Atmosferin koruyucu özelliği bunlarla da kalmaz. Dünya, uzayın ortalama eksi 270 derecelik dondurucu soğuğundan yine atmosfer sayesinde korunur.

 

.................

 

“Sizin için yerde olanların tümünü yaratan O'dur.

Sonra göğe istiva edip de onları yedi gök olarak

düzenleyen O'dur. Ve O, herşeyi bilendir. „

 

(Bakara Suresi, 29)

 

Bu kaynakta belirtilen katmanlarını saydığımızda atmosferin ayette bildirildiği gibi tam olarak 7 tabakadan oluştuğunu görürüz:

 

1- TROPOSFER

 

2- STRATOSFER

 

3- OZONOSFER

 

4- MEZOSFER

 

5- TERMOSFER

 

6- İYONOSFER

 

7- EKZOSFER

 

..............

 

“Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı?

Dağları da birer kazık?„

 

(Nebe Suresi, 6-7)

 

Dağlar yer üstünde olduğu kadar yeraltının derinliklerineki uzantılarıyla da yerkabuğunun farklı tabakalarını adeta birer kazık gibi birbirine perçinler. Yerkabuğu sürekli hareket halinde olan tabakalardan oluşmaktadır. Dağların bu perçinleme özelliği son derece hareketli bir yapısı olan yerkabuğunu adeta sabitleyerek sarsıntıları büyük ölçüde engeller.

 

...........

 

“... Ve kendisinde çetin bir sertlik ve insanlar için

(çeşitli) yararlar bulunan demiri de indirdik...„

 

(Hadid Suresi, 25)

 

Ayette, demir için özel olarak kullanılan "indirme" kelimesi, mecazi olarak insanların hizmetine verilme anlamında düşünülebilir. Fakat kelimenin, "gökten fiziksel olarak indirme" şeklindeki gerçek anlamı dikkate alındığında, ayetin çok önemli bir bilimsel mucize içerdiği görülmektedir.

 

Çünkü modern astronomik bulgular, Dünyamız'daki demir madeninin dış uzaydaki dev yıldızlardan geldiğini ortaya koymuştur.

 

Evrende ağır metaller, büyük yıldızların çekirdeklerinde üretilir. Güneş Sistemimiz ise demir elementini kendi bünyesinde üretebilecek bir yapıya sahip değildir. Demir ancak Güneş'ten çok daha büyük yıldızlarda birkaç yüz milyon dereceye varan sıcaklıklarda oluşabilmektedir. Nova veya süpernova olarak adlandırılan bu yıldızlardaki demir miktarı belli bir oranı geçince, artık yıldız bunu taşıyamaz ve patlar. Bu patlama sonucu, içinde demir bulunan gök taşları uzaya dağılır ve bir gök cisminin çekimine yakalanıp çarpana kadar boşlukta dolaşır.

 

Tüm bunlardan anlaşılacağı gibi demir madeni Dünya'da oluşmamış, gök taşları vasıtasıyla süpernovalardan taşınarak, aynen ayette bildirildiği şekilde "Dünyaya indirilmiştir". Bilginin Kuran'ın indirilmiş olduğu 7. yüzyılda bilimsel olarak tespit edilemeyeceği ise açıktır. Ancak bu gerçek, herşeyi sonsuz bilgisiyle kuşatan Allah'ın sözü olan Kuran'da yer almaktadır.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bilimin temelinde septizism yatar, öyle olmasa kimse birşey bulmazdı. Din ise dogmatiktir. Sonuç birşeyler bulmak isteyen bir bilim adamı kendini din ile sınırlayamaz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Bilimin temelinde septizism yatar, öyle olmasa kimse birşey bulmazdı. Din ise dogmatiktir. Sonuç birşeyler bulmak isteyen bir bilim adamı kendini din ile sınırlayamaz.

 

Kur'an-ı Kerim bilimle çelişmez ve bilimsel araştırmalarada engel teşkil etmez aksine bilmi emreder..

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

yanlış ki ne yanlış dağların depremde engelleyici özelliği bulunması vs. fay hatları hakkında ne kadar derin bilginiz varki :angry: , alıntı yaptığınız bir konuyu doğruymuş gibi yansıtıyorsunuz. Fay hatları deforemasyon zonlarıdır. Genellikle dere yataklarında takip edilmesinin sebebi sanıldığı gibi dağların depremi %100 engellediği yönünde değil aksine kırık zonlarının zayıf zonlar olması sebebiyle bu mevkiilerde var olan formasyonların zaman içinde ortadan kalkmasıdır. Dağlardan fay hattı geçmez bu durumda sizin söyleminize göre nasıl oluyorda gözlemleyip birde utanmadan haritaya işaretleliyoruz :angry: . Bir binayı isterseniz fay hattının bir metre yanına yapın gerekli önlemler alınırsa, depremde hasar almaz...

 

sayın xlark tades bu durumda dini takip etseydik dağlarda fay zonu ve fay zonlarına dayalı maden yatağı aramayacaktık. işte bu yüzden din bilimle bağdaşmaz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

yanlış ki ne yanlış dağların depremde engelleyici özelliği bulunması vs. fay hatları hakkında ne kadar derin bilginiz varki :angry: , alıntı yaptığınız bir konuyu doğruymuş gibi yansıtıyorsunuz. Fay hatları deforemasyon zonlarıdır. Genellikle dere yataklarında takip edilmesinin sebebi sanıldığı gibi dağların depremi %100 engellediği yönünde değil aksine kırık zonlarının zayıf zonlar olması sebebiyle bu mevkiilerde var olan formasyonların zaman içinde ortadan kalkmasıdır. Dağlardan fay hattı geçmez bu durumda sizin söyleminize göre nasıl oluyorda gözlemleyip birde utanmadan haritaya işaretleliyoruz :angry: . Bir binayı isterseniz fay hattının bir metre yanına yapın gerekli önlemler alınırsa, depremde hasar almaz...

 

sayın xlark tades bu durumda dini takip etseydik dağlarda fay zonu ve fay zonlarına dayalı maden yatağı aramayacaktık. işte bu yüzden din bilimle bağdaşmaz.

 

pardon sinirlendim biraz, yanlış değerlendirmişim yazılanı, levha dinamiği teorisine atıfta bulunulmuş orda fay hatlarına değil sanırım ama genel geçer durum şöyledirki dağlar yerin katmanlarını falan perçinlemez.

 

yine aynı noktaya dönmek durumunda kalacağım dağların yer kabuğunu perçinlemediğini su an biliyoruz bu meal doğrultusunda hareket etsek bunu bilebilirmiydik? söylemeye çalıştığım bilim adamının zihninin açık olması gerekliliğidir. ben dindarım ama yeri geldiğinde din ile çelişen bir veri elde edersem yayınlarım diyorsa bu o kişilerin bileceği iştir. ama ben eger din ile birleşen bir veri bulursamda yayınlarım bulmasamda...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

ALLAH 'ı (Allah ,kuran da kendi ismini söylemiştir daha önce adı bilinmenektedir) yada tanrı diyenler ,zaten inkar etmek imkansız nereden bakarsanız bakın o gücü inkar etmek

adeta yani ne diyeyim çok zor akılsız olmak lazım herhalde.

 

Benim asıl söylemek istediğim marifet ALLAH a inanmak değil ,çünkü bazı insanlar o güc e inandıklarını fakat o nun indirdiği kitablara ve dolayısıyle peygamberlerine inanmıyorlar buda kurtarmaz tabi asıl marifet ALLAH ın indirdiği kitaba inanmak gerekir zaten kitab a inandıktan sonra otomatikman peygamberinede inanmış olunuyor

 

Kuran a inanmak için de onu okumak gerekiyor tabi

öyle okumadan bilmeden başkalarının söyledikleriyle inanmak!... Kuran ortada işte alın okuyun, internetten, okuyun Dünyada ALLAH ın elinden tutmanın tek yoludur kuran

 

Zaten kuran ın ilk ayetide "Oku yaratan rabbinin adıyla oku" dur yeterince anlatabilmişimdir inşallah.

Çünkü onun varlığını kuran daki adıyla (ALLAH) teyit etmek gerekir zaten okursanız ne demek istediğimi o zaman tam olarak anlarsınız.

 

Saygılar Selamlar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...
..

Çünkü modern astronomik bulgular, Dünyamız'daki demir madeninin dış uzaydaki dev yıldızlardan geldiğini ortaya koymuştur.

 

Evrende ağır metaller, büyük yıldızların çekirdeklerinde üretilir. Güneş Sistemimiz ise demir elementini kendi bünyesinde üretebilecek bir yapıya sahip değildir. Demir ancak Güneş'ten çok daha büyük yıldızlarda birkaç yüz milyon dereceye varan sıcaklıklarda oluşabilmektedir. Nova veya süpernova olarak adlandırılan bu yıldızlardaki demir miktarı belli bir oranı geçince, artık yıldız bunu taşıyamaz ve patlar. Bu patlama sonucu, içinde demir bulunan gök taşları uzaya dağılır ve bir gök cisminin çekimine yakalanıp çarpana kadar boşlukta dolaşır.

 

Tüm bunlardan anlaşılacağı gibi demir madeni Dünya'da oluşmamış, gök taşları vasıtasıyla süpernovalardan taşınarak, aynen ayette bildirildiği şekilde "Dünyaya indirilmiştir". Bilginin Kuran'ın indirilmiş olduğu 7. yüzyılda bilimsel olarak tespit edilemeyeceği ise açıktır. Ancak bu gerçek, herşeyi sonsuz bilgisiyle kuşatan Allah'ın sözü olan Kuran'da yer almaktadır.

 

Kuran, o zamanki bilgileri içerir. İnsan tarafından yazılmıştır.

O kadar.

 

Muhammed zamanında demirin sadece göktaşları ile düştüğü sanılırdı.

Çünkü, demir, saf olarak göktaşlarından başka bir yerde bulunamamıştı.

İnsanlar kızıl toprağın demir oksit (pas) yönünden zengin olduğunu bilmiyorlardı.

 

Demir dünyada her yerde vardır.

Dünyanın merkezinde de vardır.

 

Bigbang'dan sonra oluşan birinci nesil yıldız sistemlerinde sadece hidrojen, helyum ve lithium vardır. Bu sistemlerin bir kısmı süpernova şeklinde patlar ve ortaya çıkan enerji sayesinde ağır elementler oluşur. Güneş sistemimiz bir süpernova patlaması sonucu oluşan toz bulutundan oluşmuş, ikinci nesil bir sistemdir. Bu yüzden dünya ve diğer gezegenler demir gibi ağır elementler yönünden zengindir. Demir indirilmiş filan değildir.

.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...
Bugün bile atoma hükmetmek sınırlı alanda mümkündür. (Nano teknoloji) Bağ yapıları veya sıralanmaları ile oynanabilmektedir.

Dolayısıyla Allaha iman edecek Atomun içindeki sırra bakmalıdır. ;)

 

Rab ayetlerinde dediği gibi elbette anlamak isteyen için mucizeleri çoktur.

Saygı ile....

 

Bir zamanlar şimşek yada güneşe, daha sonra depremlere ve yanardağlara bakarak tanrı ispatlanabiliyorrdu. Neyse ki doğa hakkında çok şey öğrendik ve şimdi atoma bakmamız gerekti :)

 

Saygılar

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

?Güneş de, kendisi için (tespit edilmiş) olan bir karar yerine doğru akıp gitmektedir. Bu üstün ve güçlü olan, bilenin takdiridir.?

 

(Yasin Suresi, 38)

.

.

.

boşlukta dolaşır.

 

Tüm bunlardan anlaşılacağı gibi demir madeni Dünya'da oluşmamış, gök taşları vasıtasıyla süpernovalardan taşınarak, aynen ayette bildirildiği şekilde "Dünyaya indirilmiştir". Bilginin Kuran'ın indirilmiş olduğu 7. yüzyılda bilimsel olarak tespit edilemeyeceği ise açıktır. Ancak bu gerçek, herşeyi sonsuz bilgisiyle kuşatan Allah'ın sözü olan Kuran'da yer almaktadır.

 

BU NE YAA! Bunu yazan yada alıntı olarak koyan arkadaşımız bu denli önemli şeylerden bahsederken bu konularla ilgili hiçmi bir şey okumamış sormamış ğrenmemiş???

 

Örneğin:

"Çünkü modern astronomik bulgular, Dünyamız'daki demir madeninin dış uzaydaki dev yıldızlardan geldiğini ortaya koymuştur. ..... Tüm bunlardan anlaşılacağı gibi demir madeni Dünya'da oluşmamış, gök taşları vasıtasıyla süpernovalardan taşınarak, aynen ayette bildirildiği şekilde "Dünyaya indirilmiştir".

Arkadaşım demir nikel ve benzeri metaller her gezegenin derin katmanlarında ayrımlaşmış olan ağır elementlerdir. Bunu şöyle düşünebilirsin. Başlangıçta homojen ve dev büyüklükte bir top jeolojik süreçler boyunca homojenliğini yitirmekte ve heterojenleşmektedir. Ağır elementler merkeze doğru yoğunlaşırken hafif elementler ve onların bileşikleri yüzeye doğru göç eder. Bu çok bilindil sıradan bir şeydir. Demir gökyüzünden gelmez!!!! Evet meteoritler (taş meteoritler ve demir meteoritler) gökyüzünden tabii ki demir getireceklerdir. Zİra demir ve nikel meteoritler parçalanmış gezegenlerin çekirdeklerini, silikat meteoritler ise mantosunu simgelemektedir. Daha basit olarak şunu söyleyim. Dünyadaki demir madenlerinin oluşumlarını incele. Hiç birisi gökyüzünden inmemiştir!!!

 

 

Sonra:

"Dağlar yer üstünde olduğu kadar yeraltının derinliklerineki uzantılarıyla da yerkabuğunun farklı tabakalarını adeta birer kazık gibi birbirine perçinler. Yerkabuğu sürekli hareket halinde olan tabakalardan oluşmaktadır. Dağların bu perçinleme özelliği son derece hareketli bir yapısı olan yerkabuğunu adeta sabitleyerek sarsıntıları büyük ölçüde engeller."

 

Evet yer kabuğu hareket halindedir ancak bu Kurandan çok daha eski zamanlarda bilinen bir şeydi. Dağlar ise bu hareketi perçinlemez! Dağ dedğin oluşumlar zaten bu hareketlerin sonucu oluşmuş devingen şeylerdir! Hareket halindedir. Ayıca köklerine bakıldığı zaman birşeyi perçinlemez, aksine hareket halindeki levhaların üzerinde hareket eden ve levhalara göre çok da küçük sayılabilecek oluşuklardır, perçinlemek ne kelime. Hatta yer kabuğunun en kalın kesimleri, bir perçin olmaktan öte, kopabilmekte ve dünyanın daha derin kesimlerie (astenosfer) yitebilmektedir. Bu durumda dağ yine yüksektir (hatta yükselmektedir) ancak kökü yoktur.

 

Diğerlerinin de bence ilginç bir tarafı yok.

 

Bu konuda ayrıntılı bilgi istersen yeni bir forum başlığı yazdım. Orada ayrıntılı değinebilirim.

Saygılar....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 yıl sonra...

Allah Teâlâ şöyle buyurur:

 

وَمَثَلُ الَّذِينَ كَفَرُواْ كَمَثَلِ الَّذِي يَنْعِقُ بِمَا لاَ يَسْمَعُ إِلاَّ دُعَاء وَنِدَاء صُمٌّ بُكْمٌ عُمْيٌ فَهُمْ لاَ يَعْقِلُونَ .

 

“Kâfirlik edip gerçekleri görmezlikten gelenler, kavramadığı sese karşı öten karga gibidirler; kavradığı sadece bağırtı ve çağırtıdır. Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Onlar akıllarını kullanmazlar.” (Bakara 2/171)

 

 

dostum yeterince yazmışsın..bizim dinimiz akıl sahipleri için..herhangi bir inanca sahip olmayı bırak akıl sahibi olmadıkları da açık..nasıl olsa dünyaya tek başlarına geldiler..bilimi,irfanı,dünya üzerindeki kuramları kavramları fay hattından bahseden arkadaşlar yarattılar..bir çöp bile yaratamazlar gerçek anlamda..bu kadar acizler ama farkında değiller..böyle eşsiz bir düzen olsa olsa bir bilim insanı tarafından yaratılır keşfedilir onların anlayışına göre belki, bilemiyorum.. inanmamak nasıl bir duygu Allah yaşatmasın..Ayrıca Kur'an dan önce diye bir bilgi yok,Allah dünya ya birden fazla peygamber ve kitap göndermiştir..ayrıca

 

En'Âm 7. Eger sana kâgit üzerine yazilmis bir kitap indirseydik de onlar elleriyle onu tutmus olsalardi, yine de inkâr ediciler: Bu, apaçik büyüden baska bir sey degildir, derlerdi.

 

 

şimdilik ellerindeki geçici çözümlere inansınlar mutlu mutlu bu hayatı yaşasınlar..bunun da sonu gelicek ya..dünyaya inek olarak bile geliriz yeterki bizi bağışla diye yalvarıcaklar..İnşallah bu dünyada hiçkimse için geç olmaz.

 

Saygılar..sayanora

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.