Misafir birce Gönderi tarihi: 12 Ocak , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Ocak , 2008 Sudan Arap dünyası ile Zenci Afrika arasında Sudan' ı anlayabilmek icin ülkenin cok geniş topraklarının konumunu göz önünde tutmak gerekir. Ekvator kuşağından tropikal kuşaga, Kuzuldeniz' den Orta Afrika' nın geniş uzamlarına doğru yayılan bu topraklar, birbirinden cok değişik fiziksel bütünleri ve kültür alanlarını birbirine bağlar, bu yüzden de ülke, son derece farklı halkların ve iktisat sistemlerinin celiskilerini iceren bir uzlasma alanı görünümündedir. 2,5 milyon km² ' yı aşan ülke topraklarında, iklim' de son derece ceşitlidir. Güney kesiminde yazları bol yağışlı tropikal iklim egemendir. Yapraklarını döken...... ağaclarla ve ağaclı savanayla kaplı geniş alanlar yer yer, Nil ve baslıca kolları gibi rejimi düzenli akarsuların cığırları boyunca uzanan galaeri ormanlarıyla kesilir. Bölge, Afrika ' daki cok cesitli hayvan türlerinin son sığınaklarından biridir. Kuzeye doğru Nil' in akışı yönünde ilerlendikce yağışlar yavaş yavaş azalır ( Hartum' da 161 mm, en sıcak ayın sıcaklık ortalaması 31° C ' tir ) ve en çok güneşin tam tepede olduğu kısa dönemler de yağıs düşer. Yüzey, bozkır bitki türleriyle örtülüdür, yer yer uzun kuraklık dönemlerine dayanabilen bitkilerden oluşmuş ağacsı bitki öbeklerine raslanır. Libya' ya ve Mısır' a yakın daha kuzeydeki kusak cöl ikliminin etkisi altındadır, yağıslar yok denecek kadar azdır, yaz aylarında sıcaklık cok yükselir, bitki örtüsü iyice cilizlaşır. Bu kesimde yalnızca Nil' in cevresindeki bölge yeşildir. Irmağın uzun vadisi, Libya cölünden Kızıldeniz' in düz kıyısına doğru genişleyen Nübye cölünü ikiye ayırılır, genellikle cakıllik ve kumluk olan Nübye cölünde, ender görülen birkac kuyunun ve iki vahanin cevresinde biraz bitki yetişir. Sudan' da yüzey şekilleri oldukca yalındır. Ülke az eğimli ucsuz bucaksız bir canak görünümündedir. Doğuda Kızıldeniz kıyısında uzanan yükseltiler ile Etyopya yalası, batı ve güney de de Nil havzasını Kongo havzası ile Cat gölür havzasından ayıran taracali engebeler arasında yer alır. Topraklariı tekdüze görümünü yalınca Cebel Marra ( 3 040 m ) bozar. Bu canağın tabanında ve orta ekseni doğrultusunda, Nil ırmağı, daha doğrusu kollarıyla birlikte iki Nil akar. Mısır gibi Sudan da ( hic değilse topraklarının büyük bir bölümüy le ) Nil' in bir armağanıdır. Bahr el Cebel ( Dağlar ırmağı ) adıyla Nimule' den Sudan' a giren büyük ırmak, kaynağını olurşturan havzanaın ekvator yağmurlarıyla beslenmesi nedeniyle sürekli su taşir, genis menderesler cizdigi cıirinin yukarı kesiminde, yoğun buharlaşma etkisyle, suyun büyük bir bölümünü Sudd bataklığında yitirir. Ama, soldan Bahr ül- Gazal ( Ceylanlar ırmagi ) sağdan Sobat ırmaklarını aldıktan sonra Hartum' a kadar Beyaz Nil adıyla akar ve orada Mavi Nil' e katılır. Nil' in bu ikinci kolu, Etyopya dağlarında Tana gölünden cıkar, yaz yağmurları sırasında şiddetli taşkınlara yol acar, ama gübre yerine gecen bol miktarda camur da taşır. Bakentin aşağı kesiminde Nil' in rejimi, mevsimlere bağlı olarak değişir. Beyaz Nil' in sürekli, ama bol olmayan sularına yaz sonunda Mavi Nil' in suları da eklenidiği zaman taşkınlara yol acar. Günümüde yeni Assuan barajı sayesinde ırmağın suyu Nasır gölünde toplanmaktadır. Kıyı seridinin bütün tarımsal etkiliklerini düzenleyen Nil' in sonuncu kolu olan Atbara, ırmağın rejiminde değişiklige yol acmaz. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 12 Ocak , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Ocak , 2008 Ülke tarihine genel bakış Sudan topraklarının eski cağlardaki tarihi Mısır' ın tarihiyle aynıdır. Ülkeyi ele geciren ( XIII. - XIV. yy. ) Araplar, kuzey bölgelerinde Islam dinini yaydılar. XVI. yy' da, ülke Müslüman Fung sülalesi tarafından yönetildiği sırada, Mavi Nil ' in zenci halkları ile Araplar karışmışlardı. Sennar kentini baskent yapan Funglar, Darfur ve Kordofan gibi cok tanrılı devletleri de kendilerine bağlayarak ülke topraklarında bütünlüğü sağladılar ve köle ticareti sayesinde iktisatlarini güclendirdiler. Sudan XIX. yy' da Mısır Hidiv' i Kavalalı Mehmet Ali Paşa tarafından fethedildi. Ülkenin doğu bölgeleri ( Dongola idare bölümü Kordofan, Sennar ) Mısır' a katıldı ve yeni eyaletin merkezi Hartum oldu ( 1823 ) . Mısır egemenliği sırasında Islam dininin yayılma sürecinin hızlanmasının yanı sıra, büyük sulama calışmaları da başlatıldı, bu arada Arap kabileleri tarafından sürdürülen köle ticareti yaygınlaştı, buna bağlı olarak da, geri kalan bölgelerin ( Darfur ve Güney Sudan ) fethi kolaylaştı. Yerel valilerin kötü yönetimleri, Mısır' da Ingiliz - Fransız egemenliğinin güc kazanması Hidiv Ismail' in köle ticaretini yasaklamak amacıyla yinelediği girişimler, Imam Mehdi ' nin önderlik ettiği ulusal bir ayaklanmaya yol acit, ayaklanma Ingiltere' nın Sudan topraklarına müdahalesine olanak sağladı. 1885 ' te Ingiltere, Nil' in yukarı havzasına büyük bir ordu yolladı. 1898' de Omdurman catışması sırasında ölen 50 Ingiliz - Mısır askerine karşı 10 000 ' e yakın kışı yitiren Sudanlı Mehdi yanlıları püskürtüldü ( bu savaşta Afrika' da ilk kez mitralyöz kullanılmıştır ). Bir yıl sonra imzalanan Ingiltere - Mısır anlaşmasıyla, sudan ' da bir ortak yönetim öngörüldü, ama gercekte bu anlaşma, Ingilizlerin ülkeyi tek başlarına yönetmeleri anlamına geliyordu. Ingilizler ülkeyi seyhlerin ve kabile başkanlarının aracılıgıyla yönetirken, ucsuz bucaksız toprakların iktişadı kullanımını dogrudan doğruya denetimleri altında tuttular. Ingiltere Mısır ortak yönetimi, 1924 - 1936 arasındaki kısa bir dönem dışında ( Ingiltere o yıllarda Mısır' ın Sudan' daki haklarını kaldırmıştı ) , bağımsızlığa ( 1956 ) kadar sürdü. Ülkenin bağımsızlığına kavuşmasından sonra, ic dengesizliklerden kaynaklanan bütün sorunlar carpıcı bicimde ortaya cıktı. Hiristiyanliğı ya da animizmi benimsemiş olan zenci halkların yaşadığı güney bölgesi ile müslüman Arapların yaşadığı orta - kuzey bölgesi arasındaki karşıtlik, düzenli ordu ile en güneydeki illeri bağımsızlığa kavuşturmayı amaclayan Anya - Nya gerillalari ( bu ad son derece zehirli tropikal bir böceğin adından gelir ) arasında bir savaşa yol actı. Başka devletlerin de dolay li desteğini ve parasal yardımını sağlayan gerilla birlikleri, 1972 ' de Addis Abeba kentinde barış anlaşmasının imzalanmasına kadar ülkeyi kana buladılar. O günden bu yana görece bir barış ortamına kavuşan ülkede, büyük kalkınma planları uygulanmaya başladı ve iktisat yeni ve daha cağdas bir yörüngeye oturtuldu. Iktisadın temeli olan tarım Günümüzde bile Sudan topraklarının cok kücük bir bölümü ( toplam yüzeyin 1 / 50 ' inden azını oluşturan 4 milyon hektarlik bir alan ) tarıma acılmıştiır oysa 40 milyon hektarliı bir alan büyük bir güclük cekilmeden tarıma acılabilir, üstelik kurutma calışmaları tamamlanabilirse bir o kadar topraktan daha yararlanılabilecektir, ayrıca, 120 milyon hektarlık bir alan da otlaga dönüştürülmüştür. Başlıca tarım ürünü olan hintdarısı, gübrelenmiş tarlalarda gezgin tarım uygulamasıyla yetiştirilir.Hintdarisi ekimi ve hayvancılık ( büyükbaş hayvan ve keci ) , camurdan yapılmış, damları sazla örtülü...... kulübelerde yaşayan köylülerin temel besin kaynağını oluşturur. Köyler ağaclık alanlara, savanaya, önemli akarsu boylarına ya da ormanın bosluklarına serpilmiş tir, ne var ki, cece sineği yüzünden hayvancılık hızla gerilemektedir. Bazı kabileler gübre bulamadıkları zaman, kendilerine özgü bir gübreleme yöntemeine başvururlar. Kurak mevsimin başlarında yaprak ve dalları koparıp tarlalara serperek, termitler tarafından ufalanmasını beklerler, ufalanan bu yaprak ve dalları ilk yağmurlar kolayca ayrıştırır. Kordofan' da Bakkaralardan bir genc kız ( Bakkaralar tarımla uğraşan göçebe bir halktır ) . Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 12 Ocak , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Ocak , 2008 Bataklık olan Sudd bölgesinde, balıkcılık büyük önem taşır ve yalnızca tahila dayalı beslenmeyi destekler. Yıllık yağışların 1 000 mm' lik esyağış egrileri ile 800 mm ' lik esyağış egrileri arasında ( yani 10° ve 12° Kuzey enlemleri arası ) kaldığı kesimde, göcebe hayvancılık yapılır. Bu kesime nisan - ekim ayları arasında yağış düşer, haziranda Nil' in suları alcak......yerleri basmaya başlayınca, daha kuzeydeki kuru topraklara götürülen sürüler ekim ayına kadar orada bırakılır, aralık ayında sular cekilince, kalan taze otlar, hayvanların beslenmesini sağlar. Daha kuzeye cıkıldığında, yağışlar iyice azalır ve düzensizleşir, iklimle en iyi uyum sağlayan göcebe hayvancılık, bu yörelerin başlıca iktisadi etkinliğinidir, kısa süren yağmur mevsiminde darı ve arpa ekimi yapılır. Hartum’ un üstünde yer aldığı enlem ile Mısır sınırı arasında kalan kesimde göcebe yetiştirilen develer, Libya’ ya ve Mısır’ a satılır. Ülkede geleneksel iktisat da görülür, XIX. Yy’ in sonlarında Mısırlıların ve Ingilizlerin ülkeyi ele gecirmeleriyle, büyük tarım işletmelerinin kurulmasına en elverişli toprakların görünümü değişmiştir. Önce, geniş boyutlu bir demiryolu ağı gerceklestirildi ( topraklarin dümdüz, toprağın da son derece sert olması nedeniyle, rayların arasına taş dösemeye gerek kalmadı ) , böylece ülkenin tek limanı olan Port Sudan, Nil vadisindeki demiryollarına bağlandı. Daha sonra, Mısır’ da denedikleri tarım yöntemlerini, Sennar’ da suları bir barajda toplanan Mavi Nil kıyılarında ‘ da uygulamaya başlayan Ingilizler. Sudanlilarin Cezire ( yani sular arasındaki ülke ) diye niteledikleri Mavi Nil ile Beyaz Nil arasında kalan bölgede pamuk ekimini ve daha sınırlı ölcüde, şekerkamışı tarimini gelirtirdiler. Ne var ki, Ingilizler, bu sulak alanın dışında kalan yerlere hicbir zaman ilgi göstermediler, bu yüzden söz konusu yörelerde cağdaş iktisat cok yakın bir dönemde başladı ve henüz tam anlamıyla benimsenemedi. 1972 barişından sonra, yabancı sermayenin de katkısyla cok geniş caplı bir tarım calışması palanlandi. Bu planın en önemli bölümünü Jongley kanalı oluşturur. 281 km uzunluğunda ve 40 m genişliğinde olan bu kanalın yapımı tamamlandığı zaman, Nil’ in Jongley ile Malakal arasında kalan yatağı ucsuz bucaksız Sudd bataklığı dışına kaydırılmış olacak, böylece buharlasma nedeniyle Nil de günde 40 milyon m³ ü aşan su yitimi önlenecek, bu suyla 1 800 000 hekarlık bir arazi sulanabilecek, büyük bir hızla artan nüfusun...... giderek daha cok gereksinim duydugu besin maddelerinin ekimine ayrılan alanlar genişletilebilecektir. Yapımı sürmekte olan öbür projelerin başlıcaları sunlardır: Mavi Nil’ in sagdan aldığı kolu Rahad ırmağı vadisinin sulanmasını ve yörede kurulması tasarlanan 15 000 ciftlikte pamuk ve yerfıstıgı ekimi yapılarak 70 000 kişinin yerleşmesini sağlayacak olan Rahad kanalı ( Dünya Bankasi ve Kuveyt hükümeti tarafiıdan paraca desteklenmektedir ), Nil vadisinde mısır üretiminin on katına cıkarılmasını ve şeker kamışı tarımının güclendirilmesini amaclayan tasarı: Sudan’ in şeker dışsatımına gecmesini sağlayacak olan 5 modern şeker rafinerisi ( Arap ülkelerinin ve Japonya’ nin yardımlarıyla kurulmaktadır ), tasarısı, Suudi Arabistan ve A.B. D’ nin yardımıyla uygulanmakta olan büyükbaş hayvancılığı geliştirme tasarısı. Port Sudan’ da gene Suudi Arabistan ve Kuveyt’ in desteğiyle yapılmış olan ve başkente boru hattıyla bağlanan petrol rafinerisi de, günümüzde oldukca geri düzeyde bulunan sanayinin gelişmesini sağlayacaktır. Ayrıca, Cin Halk Cumhuriyeti’ nin para yardımı yaptığı bazı dokuma tesislerinin ve ulasim sisteminin modernleştirilmesi calışmalarının, iktisadi yaşama büyük katkisi olacaktır. Tarım alanındaki hızlı çağdaşlama süreci, bazı kararsızlıkların ortaya cıkmasına yol acmıştır. Jongley kanalının yapımı, cevre koruması acısından uzun tartışmalara neden olurken, geleneksel yöntemlerle yapılmakta olan tarım geliştirilmeden makinelesmeye yönelmenin başarilı sonuclar vermeyeceği doğrultusunda büyük kuşkular uyanmıştir. Hatta bu calışmalar sonunda toplum, doğa ve kültür bakımından önemli bir değişme olacağından korkulmakta, dolayısıyle, ülkedeki bu geniş caplı dönüşme ceşitli topluluklar tarafından karşı cıkılmaktadır. Bunula birlikte Sudan hükümeti, zamana karşı yarışıp, ülkeyi Afrika’ nın en büyük ciftligi haline getirmeye niyetli dir. Cok büyük dış borcları olmasına karşın, sosyalist bloktan gördüğü yardımların yanı sıra ülke, günümüzde A.B.D nden ve Arap ülkelerinden yeni krediler elde etmeyi başarmıştır. Kalkınma yolunda gercekten önemli cabalar gösterilmesine karşın henüz cözümlenememiş pek cok sorun vardır. Bunların cözümü kuşkusuz, uzun süre huzur icinde yasamaya ve büyük iktisadi güclerden daha çok yardım elde etmeye bağlıdır. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.