Φ hazann Gönderi tarihi: 7 Kasım , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 7 Kasım , 2007 Süryanilerin müzikal çığlığı Diaspora Süryanilerinin arşivinden yararlanılarak hazırlanan "Anadolu'nun Solan Rengi, Süryani Halk Ezgileri" albümü her dinleyenin kendi tarihsel, kültürel mirasından belki ortak tınılar da duyabileceği bir çalışma. Yakup ustanın baba toprağı Diyarbakır'dan ayrılışının üzerinden neredeyse çeyrek asır geçmişti. Ama çekiyordu işte bu şehir Süryani Yakup ustayı. Her sene sektirmeden Nisan-Mayıs aylarında birkaç günlüğüne de olsa memleket hasretini gideriyordu, Diyarbakır sokaklarında. Ama sadece bu kadar mı? Elbette hayır... Peynir... İlla ki peynir! Diyarbakır'ın genç kız saçı gibi ilmek ilmek örülmüş, örüklü erimiş peyniri. Onu, Diyarbakır'a gelip kendi gözetiminde yaptırmalı ve İstanbul'a götürmeliydi. Belki peynir bahaneydi. Ama ne gam! Gittiği diyarlarda kendine ait olan ne vardı ki! Götüreceği birkaç baş erimiş peynir, bir de memleket özleminden, memleket havalarından gayrı! "Her yıl geldiğimde tanıdıklar azalıyor" diyordu, dokumacı ustası Yakup. Bir de eski köylülerin kalmadığından yana dertliydi Yakup usta. Eski köylüler kente geldiğinde daha bir uyum sağlama gayretinde miydiler ne? Şimdikiler öyle mi? Kenti kendilerine benzetmede eşleri menendleri yok... Ama bu kez Yakup usta, gözlerinin içi gülerek, elinde bir CD ile gelmişti. İstanbul'dan bir dostum, Turgut Alaca göndermişti, yeni çıkan "Anadolu'nun Solan Rengi-Süryani Halk Ezgileri" CD'sini. Bekletmeden, o heyecanla dinledim. Toplam on bir parça özenle seçilmiş. Daha çok diaspora Süryanilerinin arşivlerinden yararlanılmış. Süryanice bilmediğimden sözlerini anlayamadım. Ama melodi o kadar yakın, o kadar tanıdık geldi ki... Ezgiler beni Midyat'ın Süryani köylerindeki düğünlere götürdü. Ezgilerin melodik ritmine eşlik etmeye çalışırken, Tur Abdin'de Mor Gabriel Süryani Kadim Manastırı'nın 1700 yıllık duvarlarında yankılanan ilahilerin müzikal alt yapısını da düşünmeden edemedim. Asuri müziğinin varisleri Yakın zamanda okuduğum Peder Gabriel Akyüz'ün "Süryani Müziği"* kitabına başvurdum. Süryaniler, Hıristiyanlığı ilk kabul edenler olduklarından aynı zamanda Asuri Sanat Müziği'nin de varisi olmuşlar. Zaten Asuriler aynı zamanda proto-Süryaniler. Süryanilerin dinlerine olan sadakatleri, kendi ifadeleri ile "tekrar putperestlik tuzağına düşmemeleri" için ellerinde bulunan o döneme ait tüm müzik eserlerini yakmalarını beraberinde getirmiş. Doğal olarak Süryani müziğinin düzeni; l. yüzyılda başlayıp lV. yüzyılda genişlemiş. Vll. yüzyılda zirve noktasına ulaşmış, Xll. yüzyıla kadar canlılığını korumuş. Xll. yüzyıldan sonra bölgede yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle gerilemeye ve erimeye yüz tutmuş. Süryani müziğinin genel olarak sekiz dizisel makamdan oluştuğunu yine Gabriel Akyüz'ün yukarıda sözü edilen kitabından öğreniyoruz. Bunlar; sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık, eğlendirici, hüzünlendirici, coşturucu ve gurur kırıcı huyu olan makamlar. Görüldüğü gibi bizzat hayatın içinden ve hayatın kendisiyle örtüşen makamlar. Ve bu sekiz ana makam, yapılan bütün çalışmalar sonucunda 1500 dolayında nağme ve makama bölüştürülüyor. Ve kilise takvimine göre uygulanan ayinlerin her bir bölümü bu makamlardan biri ile hayat buluyor. Gel çığlıklarımı dinle Din dışı müziklerinde de genel olarak bölgeye ait enstrümanların zengin biçimde kullanıldığını görüyoruz: Ud, cümbüş, kanun, darbuka, bağlama, keman, davul, zurna. Doğal olarak aynı ve komşu coğrafyada birlikte yaşanılan halklarla ortak kültürel miras, akrabalık ve etkileşim. Kürt, Ermeni, Arap ve Türkler. Ve tabii ki bu halkların müzik kültürleri. Her dinleyenin kendi tarihsel, kültürel mirasından belki ortak tınılar da duyabileceği, ama özgün ve farklı Süryani müziğinin sesini de hissedebileceği bir müzikalite "Süryani Halk Ezgileri". Ezgiler, dile geliyor ve diyor ki; "Gel çığlıklarımı dinle.../ Yolculuğundan geri dön. / (Gittiğin) dünya sana bir şey kazandırmaz. / Ancak günahkar ve umursamaz biri olursun. / Gurbette ne yapacaksın. / Kötü genç olma, geri dön. / O sessiz uykularda çığlıklarımı dinle." Süryani Halk Ezgileri / Anadolu Müzik Yapım ŞEYHMUS DİKEN NOT: Bu yazı Radikal Gazetesinin Radikal 2 ekinde 11-08-2002 tarihinde yayınlanmıştır 1-O LİLYA LİLYA Söz: Müzik: 2-AZİZA D'LİBLEY Söz: Müzik: 3-PARPALYATEH D'YENNA Söz: Müzik: 4-EDANA P'KHODBA Söz: Müzik: 5-SHİNEH D'PRASHTA Söz: Müzik: 6-MIBADRİNA HERKE UTAMO Söz: Müzik: 7-TLİO HLİTO ŞARİFTO Söz: Müzik: 8-IMUNE KUMDAĞLAT ALİ Söz: Müzik: 9-ETİNUHTO HUSUNE Söz: Müzik: 10-VAYLOG ZABNO Söz: Müzik: 11-KOTİL BOLİ HABİBTU Söz: Müzik: http://youtu.be/so2yyXqUey8 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ mamakaka Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2007 eline sağlık.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Legendary Gönderi tarihi: 17 Kasım , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 17 Kasım , 2009 Süryanilerde Kilise Müziği Günümüzde Süryanilere ait kiliselerde kullanılan ilahi ve ayinlerin müziğinin geçmişi 4. yüzyıla dayanmaktadır. Özellikle dördüncü yüzyılda yaşayan Süryani bilgini ve din adamı Mor Afrem’in bu konuda inanılmaz çabaları vardır. Bu çabaları nedeniyle yabancılar bu Süryani bilginine “Kutsal Ruhun Gitarı” adını vermişlerdir. Süryani kilisesi müziğinin başlangıç noktası olarak ise Süryaniceye çevrilen Yunan Ortodoks ilahileri ve bundan yüzyıllar boyu etkilenen Bizans geleneğidir. Süryanilerin dinsel tartışmalarla bölünmelerinden sonra, Doğu Süryanilere ait kilise müziği gelişmeye başlamıştır (7. yüzyıl). Süryani kiliselerinde kullanılan müzikler genellikle sese dayalıdır ve yaklaşık olarak 700 adet ilahi mevcuttur. Yabancılar bu ilahileri “İlahi Hazineleri” olarak adlandırırlar. Bu ilahilere Süryanice Beth Gazo adı verilmektedir. Süryani kilisesindeki ilahilerin müziklerinde 8 değişik makam kullanılmaktadır. Bu 8 makam Bizans ve Gregoryan makam sistemleri ile bazı benzerlikler gösterirler. Süryani kilisesine ait ilahiler, her makamda söylenebilmektedir. Her makamın Süryanice bir karşılığı vardır. Örneğin birinci makama Kadmoyo, ikinci makama Trayono, üçüncü makama Tminoyo, dördüncü makama Rbihoyo vb gibi adlar verilmektedir. Süryanilerde miladi takviminden ayrı olarak bir de Kilise Takvimi kullanılır. Kilise Takvimine göre bir yıllık süre sekizer haftalık devrelere ayrılmıştır ve her bir devrede Kilisedeki ilahilerin müzikleri bu makamlardan birisi kullanılarak yapılır. Örneğin birinci sekiz haftalık bölümün ilk pazarında Kadmoyo, ikinci pazarında Trayono, diğer pazarlarda öteki makamlar kullanılır. Oysaki Bizans kilisesinde makamlar çiftli olarak kullanılmaktaydı. Bu bakımdan Süryani ve Bizans kilisesinde her ne kadar etkilişim olsa da bazı farklılar da mevcuttur.. Süryani kilisesinde makamların tonal sınırının arttırılması sonucu bugünkü Arap ve Türk sanat müziğinin makam sistemleri oluşmuştur. Örneğin Kadmoyo makamı ile Türk müziğindeki Bayati ve Uşşak makamları, Tminoyo makamı ile Hicaz makamı, Rbihoyo makamı ile Rast makamı birbilerine çok benzerlikler göstermektedir. Ortadoğu ve Anadolu çok sayıda etnik ve dini grubun binlerce yıl yan yana yaşadığı bir kavşak noktası olmuştur. Bu gruplar doğal olarak müzik, foklor ve çeşitli sanatlarda birbirlerini olumlu şekillerde etkilemişlerdir. Yukarıda değinilen olaya da bu gözle bakmak gerekmektedir. Süryani kiliselerinde, ilahilerin yerel tarzlarda söylenmeleri sonucu yedi farklı Süryani Kilisesi müzik geleneği ya da okulu oluşmuştur. Her okulda ilahilerin söylenişlerinde ufak farklılıklar vardır. Bu okullar ya da gelenekler; Hindistan’ın Doğusundan, Irak’taki Musul Manastırı’nda bulunan Tarkit okuluna ve Mardin ile Tur-Abdin (Allahın Kölelerinin Dağı) Batı Süryani müzik geleneği ve okuluna kadar uzanmaktadır. Bütün bu okullar ve gelenekler arasındaki ilişkiler müzik araştırmacılarının ilgisini beklemektedir. Günümüzün popüler Süryani müziği de Süryani Kilisesinin zengin birikimine ve mirasına dayanmaktadır. Bu özellik nedeniyle Süryani müziği, Ortadoğu’da yaşayan diğer halkların müziklerinden bir parça olsun ayrılmaktadır ama birlikte yaşama sonucu birbirlerinin müziklerinden oldukça etkilenmişlerdir. Önemli olan bu zenginliğin tadına varabilmek ve bu güzellikleri ortaya çıkartabilmektir. Kaynak : www.suryaniler.com Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ derail Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2012 Paylaş Gönderi tarihi: 10 Haziran , 2012 kendimi aldatılmış hissettim... ortada liste dışında hiç bişey yok.... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.