Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

okyanus01

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    41
  • Katılım

  • Son Ziyaret

okyanus01 - Başarıları

Yazar

Yazar (5/14)

  • İlk İleti
  • Ortak Nadir
  • İçerik Başlatan
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. bir ben, birde Allah var ZANisindan olay icinden cikilmaz hale dönüsüyor... Oysa... Allah var, baska hicbirsey yok!..Ki O birilerini cezalandirsin!.. Düsünün bakim...
  2. okyanus01

    Enerjiden Insan olmaya

    Nereye Ey....- Belki bir yıldızdan koptun , belkide bir göktaşından, belkide Güneş ten sıçrayan bir kıvılcımdan . Sırrın neydi bilinemedi , bilinemeyecek belkide . Şimşek oldun , yıldırımla buluta çarptın belkide, sonra , sonra yağmur oldun toprağa düştün. Nice hayvanatda ve nice nebatta yolculuk yaptın kimbilir , günün birinde Insan denilen bir varlıkta mesken tuttun sonunda. Nice organlarda ve nice kanda dolaştın , tanıyamadılar seni , sonunda bir hücre koymak zorunda kaldılar adına. Sen yılmadın hiç , sürekli şekil değistin, Kimbilir hangi konaklarda daha sabahlayacaksın . Sıvı bir halini görüp , sperm dediler adına, sonra düştün anne yatağına. Anne ! Ey yolcu , artık sen o Anneye emanetsin, 9 ay o konaktamisafirsin. Sana ikram edilecek nice nimetler var , sonra sana emanet edilecek nice organların olacak. Bak işte kan pıhtısı halini aldın, nasılda değiştin , insan şekline büründün, Evet Insan dediler sana ilk bakışta, Ama zamanla Insan olmak yetmedi onlara, Cinsiyetini gördüler "erkek bu" dediler , 40 gün kırk gece tepinip dövündüler. Cinsiyetini gördüler "kız bu" dediler , mahsun olup , üzüldüler. Yine yetinemediler , sana isim verdiler , ardından nüfusa kaydettiler. Falanca ülke vatandaşı , filanca aile mensubu, inancın bile belirlendi,sen daha gözün uyurken. Birde baktınki gözün açıp dünyaya, bir kardeşin var bir annenbir de baban, O Aileyi , o cinsiyeti , o milleti , o inancı , o yaşam şartlarını sen seçmedin , ben şahidim. Çocukluk yılların , okul hayatın derken , ardından heyecan dolu gençlik yılların. Hayatın tüm gürültü ve patırtıları derken , evlenmiş , çocuk sahibi olmuş yaşamıssın öylece bir ömür boyu. Et bedenini taşıyamaz hale geldin bak şimdi , Zaten herşey sana emanet için verilmişti biliyorsun değilmi ? ---------------------------------------------------------------------- " Özde biriz " gerisi laf.
  3. Cola'nın en büyük pazarı Filistin'de İsrail'in Filistin'de yaptığı zulüm, dünyada büyük tepki toplarken, İsrail'e destek veren Coca-Cola'dan çarpıcı bir iddia ortaya atıldı: "Pazar payımızın en büyük olduğu yer Filistin" 28 Mayıs 2006 Coca-Cola'nın dünyada en büyük pazar payına sahip olduğu yerin Filistin olduğu iddiasını, Coca-Cola'nın Türk yöneticileri ortaya attı. Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök'ün yazısı. Çocuklarımız niye obez ÖNCEKİ hafta "Coca-Cola"nın başkanıyla kahvaltı ettik.Kahvaltıda Güneri Cıvaoğlu ile Coca-Cola’nın iki numarası Muhtar Kent de vardı. Merak ettiğim bazı şeyleri bizzat Coca-Cola’nın bir numarasının ağzından dinlemek fırsatını buldum. * * * Mesela "obezite" ile kolalı yiyecekler arasındaki ilişki. Son zamanlarda "burger" tipi fast-food zincirlerine yönelik eleştiriler vardı. Çocukların bu kadar şişmanlamasında bu yiyeceklerin etkisi olduğu söyleniyordu. Tabii kolalı içecekler de bu beslenme kültürünün bir parçası. Bu konuda ne düşünüyordu? "Obezitenin nedeni fast-food veya kolalı içecekler değil" diyor. Arkasından ilginç bazı rakamlar veriyor. Bugün Amerika Birleşik Devletleri’nde 6 ile 12 yaş arasındaki kuşakta spor faaliyeti yüzde 13 azalmış. Biri dışında hiçbir eyalette cimnastik dersi zorunlu değilmiş. "Peki bu kadar spor malzemesi, ayakkabısı neden satılıyor" diyorum. "O sadece bir moda" diyor. Yani gençler, "spor yapanlar"dan çok seyredenler haline gelmiş. Başkan bu bilgileri verdikten sonra teşhisini koyuyor: "Obezitenin nedeni beslenme değil, bilgisayarlar" diyor. * * * İnsanlar bir yandan obezleşiyor; ama bir yandan da "light" gıdalara karşı ilgileri artıyor. "Coca-Cola’nın içecek üretiminde Diet Cola’nın payı nedir" diye sordum. Ülkeden ülkeye değişiyormuş. Türkiye’de henüz yüzde 10’lar seviyesine yaklaşıyor. Ama Amerika Birleşik Devletleri’nde yüzde 30’u bulmuş. Diet Cola’nın en fazla tüketildiği bölge, Kuzey Avrupa ülkeleriymiş. Orada Coca-Cola pazarının yüzde 40’a yakını diyet ürünlermiş. Diyet ürünlerin zararı yok mu? Ona da şu cevabı veriyor: "Bugüne kadar Amerika ve Avrupa’da 80’e yakın araştırma yapıldı. Hiçbiri insana zararlı olduğu sonucuna ulaşmadı." * * * Merak ettiğim ikinci konu, Coca-Cola gibi "Amerikan" damgalı bir markanın yerel markalar tarafından tehdit edilip edilmediğiydi? Mesela, Cola Turka gibi. "Etkili olamadılar" diyor. Bu arada bir düzeltme yapıyor: "Coca-Cola uluslararası bir markadır." Bir örnek veriyor. İngiltere’de piyasaya sürülen "Mecca Cola" önce kendine bir yer edinmiş. Coca-Cola’nın pazar payı yüzde 4 düşmüş. Ancak Mecca Cola’yı çıkaranlar daha sonra finansal sıkıntıya düşmüş ve Coca-Cola’nın pazar payı bu defa yüzde 6 büyümüş. * * * Ancak verdiği asıl çarpıcı örnek başka: "Arap ve İslam dünyasında Coca-Cola’ya karşı tepki daha çok Filistin meselesinden dolayı çıktı. Ama burada ilginç bir çelişki var. Bugün Filistin’deki tek fabrika yatırımı Coca-Cola’nınki. Bu nedenle belki de en büyük pazar payına sahip olduğumuz yer Filistin. Filistinlilerin Coca-Cola’yla bir sorunu yok." * * * Coca-Cola’nın Türkiye’deki performansından son derece memnunlar. Türkiye, 14’üncü büyük pazarı olmuş. Avrupa’da 4’üncü pazarmış. En çarpıcı sonuç da şu: Gelecek yıl Kanada pazarını geçecekmiş. Kahvaltımız, başkanın şu sözleriyle sona eriyor: "Ben 20 yıldan bu yana Türkiye’ye dört defa geldim. Bunların üçünde turist gibi çeşitli yerleri gezdim. Bu ülkeye hep güvendim ve haklı çıktım." Hürriyet haber yorumsuz - saygi ve sevgilerimle
  4. okyanus01

    ( Gardrob ) uyla dolasanlar

    Bu da ne demek , dediginizi duyar gibiyim ; Düsüncelerimin bir parcasini sizlerle paylasmak geldi icimden . Söyleki : Hepimiz ( haspel kader ) - kendi istegimiz disinda neydi belirsiz bir hayat sartlari icinde dünyaya gelmisiz. Nerede dogup , hangi aileye mensup , hangi irktan , hangi renkten olmayi hic birimizin dileme sansi olmadi süphesiz. Ve yine hizla gecen su zaman zarfinda , okul , üniversite , is hayati ve yuva kurma telasesi icinde geciverdi yillar. Hayatin bu gürültü ve patirdisi icinde , kendimize ait kisilik veya bir karakter edinmede , daha dogrusu hayati sorgulamamiz icin gerekli zamani ve zemini yakalayamadik belkide. Belkide elimize gecen birtakim zeminleri ve firsatlari idrak edip degerlendiremeden kaciriverdik. Buna ragmen bicok seyi veri tabanimiza , yani düsünce tabanimiza almisiz. Bu aldigimiz veriler zamanla deger yargimiz olmus biz kabul etmis olmasakta. Gerek aile ,gerek almis oldugumuz egitim,gerekse cevre ve icinde yasadigimiz toplumun telkinlerini kendi özümüz ve karakterimiz olarak varsayim icinde yasamaya alismisiz . Ve nitekim bu gün yapageldigimiz bicok fiili ve düsünmekte oldugumuz bicok manayi farkinda olmadan bir baskalari adina gerceklestirmekteyiz. Sorgulayip , arastirip ,tahkik edipte karar aldigimiz kac konu var benligimizde ? Kendi adimiza mi düsünüyoruz ? Yoksa baskalari adinami ? Cocuklugumuzdan ta su an ki icinde bulundugumuz toplumun sartlarina kadar , gerek aldigimiz egitim gerekse kendi veri tabanimiza ( düsünce kapasitemize ) göre algiladiklarimiz cok seyi kendimize deger yargi , kisilik ve karakter olarak benimsemisiz . Iste bu deger yargilarimiz adeta bizim icin bir kalip , bir koza , bir düsünce kiyafeti gibi beynimizde sekil almistir. Herhangi bir konuda kesin hüküm verdigimiz hersey bu düsünce kiyafetimizin birer sekli oluvermis , yani adeta dikmis oldugumuz o kiyafetin kolu ,yakasi , gömlegi gibi. Siz buna beyninizdeki gardropta diyebilirsiniz , yada örülmüs bir koza . Bazen kendimize dar gelir , bazende karsimizdakine giydirmeye calisiriz bu kiyafeti . Olmayinca da olduramayincada kahreder dururuz hem kendimize hem karsimizdakine . Mutlu olabiliyormuyuz ama ??? Karsimizdaki insani o beynimizdeki gardrobumuzdaki kiyafete göre degerlendirip , ya ondan hoslaniyoruz , yada nefret ediyoruz. Bazende bu hosgörüsüzlügümüz siddetin en doruk noktalarina kadar tirmanabiliyor. Esini satirla dograyan insan , " onu cok sevmistim ,, "sevdigim icin öldürdüm,, derken , aslinda sevdigi kisi onun kendi gardrobundaki kisiligi dir. Halbukki O hic bir zaman esini sevmemistir. Sadece hoslanmistir. Gardrobundaki kiyafetine uymadigi icin de satirla dogramistir. Hep isi isten gecincede " cok pismanim ,, der. Karsimizdaki insani oldugu gibi kabul edememizin tek sebebi , o kendimize bictigimiz kisilik kiyafeti yüzündendir. Bu kisinin Gardropculuk yani,birde kozali yönü vardir insanin . Kimi bu kiyafeti cikartabilir ,daha genis düsünmeye baslar. Kimi ise bunu basaramaz ve git gide kozasini yani dünyasini daha kalin ca örmeye devam eder. Bunun nedeni de kilitlenmis olmak. Düsüncelerini herhangi bir konu hakkinda sabitlemis ve o konu hakkinda gelecek veya olusacak yeni fikirlere beyninin alici alanlarini kapatmis , ve kilitlemistir . Belkide bu yüzden karsisindakin insani anlamakta güclük cekiyordur. Hayati insana zor kilan sebeblerden biri de belkide bu kisitli düsünceler olsa gerek . Her insanin görüs ufkuna göre iyi ve kötü , dogru ve yanlis izahi vardir. Kisinin görüs mesafesi ne kadar keskin ise o kadar net görür etrafi. Ya bakis acisi kisitli olanin ? Ne kadar görüs mesafesi olabilirki ? Bazen iki insan ayni noktaya bakarda , biri digerinden farkli görür ve algilar. Bakisla görüs arasindaki fark yasanir aslinda hayatta !!! Herkes bakar ,ama herkes göremez !!! Bazi konular hakkinda hemfikir olabiliyoruz . Yinede karsimizdakinin baska konuda farkli düsünüyor oldugunu bilmek bile ona karsi yaklasimlarimizi yönlendirebiliyor. Bu ,karsimizdaki insani beynimizdeki sabit düsünceligimiz , kilitlenmis olmamizin , gardrobumuzdakine göre degerlendirdigimizin yüzündendir. HOSGÖRÜ EKSIKLIGINDENDIR !!! Hayati sadece 5 duyumuzla algilarken ve kendimize bu 5 duyu ile koza örerken , bu kozamizin disindaki gelismelerden habersiz kalmanin kendimize ve karsimizdakine verecegi zararlari hesaplayamiyoruz. YA ALGILAYAMADIKLARIMIZ ??? TÜM HAYAT ALGILADIGIMIZ KADAR MI ??? DISIMIZDAKILERI KOZAMIZIN ICI KADAR DEGERLENDIREBILIYORUZ FARKINDAMIYIZ ??? BU DURUMDA KARSIMIZDAKINI NE KADAR TANIYORUZ ACABA ??? SÜREKLI KARSIMIZDAKINI O GARDROBUMUZDAKI KIYAFETE UYDURMA YERINE O NU ANLAMAYA CALISMAK DAHA MANTIKLI OLMAZMI ? SEVIYORUM DERKEN ONUMU YOKSA ONDAKI BENIMI SEVIYORUZ ??? Sosyal hayatiniza bakin ; anlasamayan ciftler , hosgörüsüzlügün adini SIDDETLI GECIMSIZLIK diye sebeblendirirler. Hosgörünün yerine dargörüs hakim olunca , siddetin tehlike lambalari yanmaya baslar. Siddet , ilk önce beyinde baslar , en tahammül edilemez hali aldigindada eyleme dönüsür . Dargörüslülügün varacagi boyut , kitle imha silahlari ile es degerdir. EVET BÜTÜN MESELE HOSGÖRÜ !!! INSANI ESYAYI DOGAYI HANGI KRITERE GÖRE SEVMELIYIZ ? ICIMIZDEKI KOZAMIZIN SARTLARINA GÖRE MI YOKSA HER BIR BIRIMI OLDUGU GIBI KABULLENEREK MI ? NE ZAMAN ANLIYACAGIZ KARSIMIZDAKINI FARKLILIGINDAN DOLAYI SEVMEMIZ GEREKTIGINI ? AKSI TAKTIRDE ONU DEGILDE ONDAKI ( BEN ) I SEVDIGIMIZI NE ZAMAN ANLIYACAGIZ ?? Sahi , konumuzun basligi gardrobu ile dolasanlar demistik degilmi . Sahi biz zaman gelir en sevdigimiz elbiseyi dahi artik gözümüze hitap etmiyor diye , veya modasi gecmis diye atabiliyoruz kullanilmaz hale getirebiliyoruz degilmi . Birzamanlar cok deger veripte üstümüzde severek tasidigimiz o kiyafet sanki bir anda en ilkel sayilacak bicimde olabiliyor. Beynimizdeki kilitli bir takim ilkel düsünceleride bir kenara atabiliyormuyuz ? Fikirlerimizi düsüncelerimizi sürekli ( update ) yani güncellestirmek gerekiyor dostlar . Hayatinin gecmisteki herhangi bir aninda "bu böyle idi" diye inandigin bir konuyu kozanda öylece hapsettiysen, ve o konuda her tür yeni acilimlara ve gelismelere beynini kapali tuttu isen,kimseyi suclamaya hakkin yok demektir . KILITLI BIR ANLAYISIN CEVRESINE VEREBILECEGI COK SEY KALMAMISTIR. SAHI SIZ SARTLANMALARINIZDAN ÖZGÜR DÜSÜNEREK TÜM BIR GÜN GECIRDINIZMI ? BU GÜN KARSIMA CIKAGELECEK HER TÜRLÜ OLAY KABULÜMDÜR DEDIGINIZ OLDUMU ? SABAH KALKTIGINIZDA SIZE YENI BIR GÜNÜN HEDIYE EDILMIS OLMASI SEVINCIYLE , BIR BÜTÜN GÜN TEBESSÜM ILE DOLASABILDINIZMI ? HICBIR SEYE SITEM ETMEDEN ÜFF CEKMEDEN ? SIZE NASILSINIZ DIYE SORULDUGUNDA , CEVABINIZ NE OLUYOR GENELDE ? BIR GÜNÜ FARKLI YASAMAYI DENEDINIZMI ? GARDROPSUZ , KOZAZIS , SARTSIZ , HAYATI OLDUGU GIBI KABULLENEREK GECECEK BIR GÜN. Deneyin , bir gün olsun farkli bakin dünyaya . Göreceksinizki , algilamakta oldugunuz cok sey , tuttugunuz asya hoslandiginiz ve kin güttügünüz insan , hersey tamamen farkli görünecektir gözünüze. Yanmak veya yanmamak sizin elinizde. Mutlu olmak veya olmamak gercekten insanin kendi elinde. Zaten istesenizde istemesenizde karsinizdaki bircok seyi degistirmeye muktedir degildiniz . Ancak beyindeki bir takim bilgileri düsünceleri ( update ) güncellestirirseniz , dünyanizi farkli boyutta algilamaniz mümkündür. SADECE ESKI VERSIONLARI UPDATE YAPMALISINIZ BU KADAR . ANLAYISINIZI YENILEMELISINIZ YANI. Elle tuttugunuz , gözle gördügünüz . yani bes duyu araci ile degerlendirmelerinizin disinda olusan bicok gelismelerden bahsediyorlar bugünün bilim adamlari.! Bes duyunuzdan azade düsünmeden , bicok boyutlari yasayamaz hissedemezsiniz.Bunun icin beyninizin alici alanlarini acik tutmalisiniz. Her tür ilim ve bilime acik olmalisiniz. Red etmek , itham etmek , kabul etmemek en kolay dürtü. Marifet ise anlayamadiginizi arastirmak üzre zamana birakmaktir. ZEKA , BES DUYUMUZUN VERDIGI ALGILARI VERI TABANIMIZDA YANI BEYNIMIZDE DEGERLENDIREREK ISLEVE SOKTUGUMUZ SEYLERDIR . VE BUNLAR KISITLIDIR DÜSÜNÜLÜRSE. AKIL ISE BUNLARIN ÖTESINDE BIR SEY , SINIRSIZ DÜSÜNEBILMEKTIR AKIL . SINIRSIZ DÜSÜNEN LE BES DUYUSU NUN IZNI KADAR DÜSÜNEBILENIN ARASINDA KI FARK AYNI OLUR MU ??? BU DURUMDA SU CIKIYOR ORTAYA , HER BIR BIRIME VERDIGINIZ DEGER YA ZEKA ÜRÜNÜDÜR BIR YERE KADAR VE KISITLIDIR . YADA AKIL ÜRÜNÜDÜR KI BU SINIRSIZ VE EBEDIDIR . Siz siz olun hayati izleyin ve herseyin bir hikmete dayali oldugunu idrak etmeye calisin. Ben yeryüzüne insanlari elestirmeye irdelemeye gelmedim, kisitli yasamimi icinde yasadigim sartlarin hikmetini ögrenmem gerektigine inaniyorum. Ya yarin sartlarini bilmedigim bir ortamda gözlerimi acarsam , tipki gördügümüz rüyalar gibi ? Ya bes duyumuzun disindaki boyutlar var ise ? Bana kisi ve kisilikleri elestirmekle gecistirdigim bir hayatimin ne gibi faydasi olurki ? Düsünen ve Sorgulayan bir toplum olma dilegiyle hoscakalin. Sevgi ve Saygilarimla okyanus01
  5. Babasi ogluna bir torba çivi verir ve ona kontrolunu, sabrini her kaybettiginde ceviz sandiginin üzerine bir çivi çakmasini söyler. Birinci gün çocuk tam 37 çivi çakar. Haftalar ilerledikçe çocuk kendini kontrol etmeyi ögrenir ve daha az çivi çakmaya baslar. Nitekim haftalar ilerledikçe, kendini kontrol etmesinin sandiga çivi çakmasindan daha kolay oldugunun farkina varir. Her çivi çakilmadigi günün sonunda durumu babasina bildirir. Bu defa baba ogluna, kendini kontrol ettigi her günün sonunda sandiktan bir çivi sökmesini ister. Haftalar geçer, çocuk, hem sabir hem de kendini kontrol etmenin idrakiyle, tüm çivileri sökmüs olur ve babasini çagirir. Babasi çocugun elinden tutar ve sandigin yanina götürüp ona söyle der: -Bak oglum, çok çalistin ve artik kendini kontrol ederek sandigin üzerinde delik açmamayi ögrendin!… Ancak, sandigin üzerindeki deliklere bir bak!. Hiç bir zaman o delikler kapanmayacak ve eskisi gibi olmayacaklar. Her sabirsizligin, duygusal tepkimen karsindaki kisinin yufka yüreginde böyle onulmaz yaralar olusturur. Ne kadar özür dilersen dile, o yara daima orada duracaktir. Sözlü bir saldiri da en az fiziksel bir saldiri kadar yara verir!. SOKRATES ------------------------------------- Lakin benim hosgörüm sinirsizdir , herkes görevini yapiyor , kinamiyorum . Insanoglu bugün böyle düsünür , yarin baska türlü , kozalilar ve nasipsizler haric . Kimin ne olacagini kimsenin kestiremiyecegi icin , hosgörmek lazim. HOSGÖRÜ AKLIN ÜRÜNÜDÜR
  6. merhaba Ercan sana haklisin diyerek bu konu hakkinda dahada durmak istemiyorum,anlasiliyorki kavramlar hakkinda düsüncelerimiz farkli . Kul hakki konusunda ki görüslerimiz seninle farkli , neden israrla senin gibi inanmami istiyorsun ? Sen sordun ben cevapladim , senin anladigin gibi kul hakkinda anlayisimin olmadigini anlamissin,ki bundan önceki yazimla aciklamasini yapmistim. Her konuda hakli cikma gibi bir sorunun varmis gibisin , ama herkes ayni düsünür diye bir kaide yok dimi . Saygi göstermek gerekir kisilerin fikirlerine ve fiillerine degilmi? Hem kaldiki senin dedigin gibi olay , bu halde O sahis ve Allah la benim aramda degilmi mesele ? Neden bu kadar irdelemek zorunda kaliyorsun ? Sözünü ettigimiz yazar , tüm yazilarini telif hakki olmadigini belirtmis , isminin anilmasi gibi san söhret gibi derdi olmadigini belirtiyor ,bundan haberin varmi ? Kul hakkina riayet ediyorsan seni bu konuda daha fazla yorum yapmandan men ediyorum. Buna ragmen yorumlar yapacak olursan sayet , senin bilecegin is tabiki. Benim tek amacim kisilik mücadelesi degil , fikirlerin tartisilmasi ! Seni bu durumdan elestiriyor görünüyor isemde , böyle algilama . Sen neticede yine kendi bildigini okuyacaksin. sana tavsiyem ahmedhulusi.org sitesinden onun kitaplarini okuman , en azindan O kisinin kul hakki konusundaki fikirlerini ögren bakim ne diyor. Ilmini para ile satanlardanmi ? Ilmini , san söhret icin paylasanlardan mi ? Ilmini herhangi bir etiket edinmek icin paylasanlardanmi? BIR BAK Sonrada benim kul hakkina tecavüz ettigmi veya etmedigime yeniden kanaaat edin OK ? iyi aksamlar ercan , yasin daha genc , cok seyi yeniden degerlendireceksin zaman zarfinda sübhesiz . Bu yüzden hosgörü ile karsiliyorum heyecanini .Kal selametle
  7. ----------------------------------------------- Ercancim Kul hakkina inanirim, ayrica kul hakkinin mevzumuzla alakasi yok. Sayet sen öyle saniyorsan sadece senin Zanindan ibarettir. Ahmet Hulusi beyin hakkina tecavüz ettigimi saniyorsan , onun kitablarini komple okuman gerekir,böyle bir zan sürdürmen icin . O zatin hic kimsenin etiketine itiyaci yoktur,ayrica ben konunun iceriligiyle ilgilenilsin diye bu tercihi yapiyorum , sen ise niyetim hakkinda hükümveriyorsun. Güzel kardesim sen fikirler üzerine durursan mantikli davranmis olursun, sayet var ise bir emege veya hakka tecavüz o benimle Ahmet bey ve Allah la aramda ok mi ? Heyecanli buluyorum seni , anliyorumda üstelik , sen yinede denizin dalgalariyla ugrasmamaya calis , derinlere dalki berraklik göresin, dalgalarla bogusmaya benziyor seninkisi. Farzetki ben bir deniz dalgasiyim , beni bir gec , Denizin dibindekilerle ilgilen , Kal selametle
  8. merhaba ( bilimselci yüregine saglik , ) anlatmak istedigim olay su . Kurani Kerimi adini andigim yazarlar zamanin sartlari münasebeti ile o kadar meal etmisler ve o kadar degerlendirmisler. Elbette o zatlari elestirmem söz konusu olamaz , böyle bir terbiyesizligi düsünemem,lakin herzaman bir digerinden daha iyi degerlendiriciler olacak. Bu da Kuran in Evrensel kitap yani caglar üstü bir kitap( bilgi ) olusundandir. O insanlar kendilerine göre dogru degerlendirmisler o sartlara göre.Hatasiz kul olmaz,herseyin en iyisini ALLAH bilir. Bizde bugünün sartlarinda bu sekil degerlendiriyoruz , elestiri mahiyetinde degil, tamamlayici mahiyetinde. Kurani Kerim icerik olarak caglar üstü bir Kitab oldugu gibi , hic bir yazarin yazdiklari ile kayitli kalmaktan Münezzehtir. Elbette bugün degerlendirilen konulari , yarin daha iyi degerlendirebilen zatlar olacaktir. Kurandaki bir harfin iceriligi bir galaxiyi anlatak kadar engin olduguna inaniyorum. Bir Bismillahirrahmanirrahim in hakkinda ciltlerce yazilar kitaplar dolusu düsünceler var ise , nasil olurda insan O cümleyi sadece bir cümle ile kayitliyabilir . Benimde deginmek istedigim nokta buydu , yani Kurani Kerime beseri deger yargilarimizla yaklastigimizda farkli anlamlar cikartiriz kendimize göre . Örnegin Kurani Kerimde semalardan bahsedilince mutlaka gökyüzü ile kayitlanmaz. Ayni anda Insan in beynine isaret tir o Sema kelimesi . yeryüzü ise bedenine isarettir. Ama yalnizca gökyüzüdür diye anlarsak olayi , o halde yukarida kendinden öte bir tanri anlayisina gidebilir insan. Mananin özünden mahrum kalabilir . Örnekte verdigim misale bakarsaniz , ( ILLAHI yerine Allah illahi kullanamazmiydi ? Yani burada bizim sorgulamamizi gerektiren bir durum var , nedir bu ? Illahi deseydi ne anlam ifade ederdi ? Billahi denilmesi ne ifade ediyor ? Allah neden kendini degisik isimler altinda ifade ediyor ? mesela ( Hu , Ilah , Rab , Allah ) gibi. Hic biri keyfe keder kullanilmamis , hatta herbirinde bizim arastirmak zorunda oldugumuz anlamlar var demektir . Konuya iliskin bazi arkadaslarimizinda birtakim baska ayet mealleri misallerini sunmalarini anlayisla karsilamak gerekir, cünki konuya yardimlari dokunuyor bence. Bu arkadaslarimizin niyetleri her ne olursa olsun , sadece kendilerini baglar niyetleri. Bana düsen hosgörü.Kimse kendi anlayisi ile Islama leke ve darbe vuracagini zannettigini sanmiyorum. Islam Dini ve sistemini acikliyan Kuran 14 asirdir bir harfi degismeden dimdik ayaktadir. Anlasilamayan noktalarida günümüzün teknolojisi ile anlasilir hale geliyor ve karsisindaki felseveler birer birer iflas ettikleri görülüyor. Bizim Kurani arastirmamiz ele almamizin cirkin bir yönü olamaz , tam tersine Din taklidi degil tahkiki yani arastirilipta iman edilmesi gereken bir sistemdir. Kimse kimseyi inanci yüzünden , anlayisi yüzünden , idraki yüzünden lütfen elestirip itham etmesin. Ateisti ile ,müslümani ile , imanlisi ile , imansizi ile hersey ALLAH a kulluk halindedir. Herkes elinden ne geliyor ise onu yapar , elestiren elestirecektir , arastiran elestirilere kulak asmadan saygi ve sevgi ile arastirmalarina devam edecektir. Kisiliklerele ugrasmak insani hakikatten alikoyar , isin özünden mahrum birakir . Görüyorumki kücücük bir arastirma bile konulari nerelere götürmüs. Elinizde satir olsa birbirinizi kesecek durumdasiniz . Bunu da Islam adina yapiyorsunuz , farkindamisiniz ? Resullah a bile , sen zorlayici degil , teblig edicisin diyen bir Dinin mensuplari hosgörülüdür ancak. Her inancdan olan siz saygideger arkadaslar , lütfen anlatilmak istenen konuyu dagitmadan sorusu olan direk konuyu alan kisiye yöneltebilir,ama birbirinizi nolur itham etmeyiniz. Hepimiz ÖZDE biriz .Hepinizi saygi ile kucakliyorum ,iyi aksamlar
  9. selam kardes, bende zaman zaman bicok yazarlarin dogru bildigim fikirlerine ayna oluyorum,bundan digal birsey olamaz. Insanlarin kisiler üzerinde takili kaldigindan , manalari tartismadiklarindan kaynak belirtmem bu yüzden. Kaldiki yazar Ahmed Hulusi nin böyle san ve söhret pesinde olmadigini bildigim icin yazilarinin originalina sadik kalarak foruma yazmayi uygun buluyorum. Önemli olan kisiler degil Fikirler , ben bir konuyu alir üzerine fikirlerimi degerlendirmelerinide sunarim. Ilgi duyanlara özel mesajlarimda kaynagin sahibinin adini verdim. Malesef olayin yüzeyinde kalanlar fikirlerle degil de kisiliklerle ugrasirlar . Hakk Haktir , kimin söyledigi önemli degil kardes. Sen anlatilana bak . Ahmed Hulusi icin iki kelam etmek haddime degil. Biz kisi ve kurumlarin reklamini yapmayiz . Ehil olan anlar . Kendine iyi bak kardes,
  10. Selam hepinizin üzerinize olsun. Yanlis anlamadan dolayi özür diliyorum , lütfen kabul ediniz.
  11. Selamlar Siz bu kadar yazilanlara degilde benim bir tek o cümlememi takili kaldiniz ? Allah iyiliginizi versin . Siz yazilanlari okursaniz benim insanlari ayirmadigimi anlamis olmalisiniz. Neyse iki söz edeyim cümle icin. Ateist ten kastettigim sey , henüz daha Islam bilgisi ile tanisik olmamis arkadaslara ayet mealleriyle yanit vermek mantiksiz buluyorum.Ancak kisi sizden kaynak olarak Kurandan bir ayet vermenizi dilerse durum degisir. Bakiyorumda forumda bicok arkadasimiz olur olmaz konulara onlarca ayet meallerini sunup kendileri ne ait hic bir yorum olmadan konuyla alakali olsun veya olmasin kara balta mealler yapistirip duruyorlar.. Ben bu noktaya dikkat cekmek istedim sadece.Yoksa bana göre tüm beseri kavramlar bir yana .... Benim icin su veya bu tanimlamalar söz konusu degil , INSAN DIR ASIL OLAN !!! Siz Ikra konusunu merak etmistiniz sanirsam , bir daha incelemeye davet ederim sizi. Iyi geceler
  12. Ikra Selam üzerinize olsun arkadaslar , ( IKRA ) üzerinde durmak istiyorum biraz , sadece paylasim adina . Yazilanlar birer yorumdur ve sadece kisinin kendisini baglar , LÜTFEN HER YAZILANI ISLAM A MALETMEYELIM . Herkes ne biliyorsa ortaya koyar üzerine sohnet edilir , kimsenin diger bir kimseden inanmasini beklemesi akilci degildir.Herkes kapasitesi kadar algilar . Tesekkür ediyorum. Ha birde sunu eklemek istiyorum : Cogu arkadaslar Kuran meallerini sanki konuyla alakaliymis gibi copy pasta yapiyorlar , olaki konuyla alakali olmayan ayetleri heryere yapistirmak BÜYÜK BIR VEBAL GEREKTIRIR ( inananlara hatirlatilir ) . Hem inanmamis arkadaslara da saygi gösterip , biraz daha bilimsel olmaya gayret gösterelim. Inanmamis insana siz 6666 ayet te sunsaniz birsey ifade etmez . Duygusal yaklasimlardan lütfen uzak durunuz. MÜMIN elestirmez , MÜMIN bildigini sadece PAYLASIR. Bence bir konu o an icin veri tabaniniza ters düsebilir , bu durumda yapilacak en mantikli ve akilci sey , o konuyu hemen red degil zamana birakmak sarti ile arastirmaya koyulmaktir . Tekrar tesekkür ediyorum. ---------------------------------------------------------------------------------------------------------- HAZRETİ MUHAMMED NEYİ "OKU"DU En çok sevdiğimiz şey tartışmak; en sevmediğimiz şey de tartıştığımız şeyin aslını araştırmaktır!.. Yaptığımız tartışmaların pek çoğu kulaktan dolma, duyuma dayanan verilere dayanır.. Sözlerimizin, düşüncelerimizin ne dereceye kadar mantıklı ve makûl olduğunu hatıra bile getirmeyiz!. Bugün gerçeğini hiç düşünüp araştırmadığımız bir konuya dikkatinizi çekmeye çalışacağım... Hazreti Muhammed Aleyhisselâm okuma-yazma biliyor muydu? Hazreti Muhammed Aleyhisselâm neyi "OKU"du? Yüzyıllardır insanlar ikiye bölünmüş tartışıyorlar; acaba Hazreti Muhammed Aleyhisselâm okuma-yazma biliyor muydu, yoksa bilmiyor muydu? Kimi diyor, O okuma-yazma bilmiyordu "Ümmî"ydi!... Kimi de diyor, biliyordu; "Ümmî"nin anlamı başkadır!.. Bir an durun ve hatırlayın o ana ait bilgileri!.. "OKU" hitabı geldiğinde, Hazreti Muhammed aleyhisselâmın eline yazılı bir metin verilmiş miydi? Elbette ki hayır!.. Allah Rasûlü’nün eline verilmiş yazılı bir metin yoktu!.. Peki, yazılı bir metin eline verilmediğine göre, o kişinin okuyup-yazma bilip bilmemesini tartışmanın âlemi var mıdır?.. Bundan sonra dikkatimizi çekmesi gereken önemli ikinci bir nokta daha vardır.. Eline yazılı bir metin verilmediğine göre; "OKU" uyarısıyla Allah Rasûlü Muhammed Aleyhisselâm’ın neyi "OKU"ması istenmişti acaba?.. "OKUMAK" kelime olarak iki anlam taşır.. Birincisi, "bakmaya" dayalı bir biçimde baktığı şeyin ne olduğunu anlamak.. İkincisi, "görmeye" dayalı bir biçimde baktığı şeyi "değerlendirmek"!.. "Bakmak" ayrı şeydir; "görmek" ayrı şeydir!.. Herkes "bakar", ama bazıları "görür"!.. "Basar", bakar; "basiret" görür!.. Yani "görmek"ten murad gördüğünün anlamını çözüp onu değerlendirmektir.. Bir şeyi dinleyebilirsiniz, ama o dinlediğiniz şeyi anlayıp değerlendirebilmek güçlü bir akıl, mantık ve muhakeme kuvveti ister.. Bunun gibi, baktığını görmek de ayrı bir özelliktir!. İşte "okumak" da bir anlamıyla baktığın yazılı metini deşifre etmek, çözmek anlamına geldiği gibi; bir diğer anlamıyla da baktığını görmek; güçlü bir mantık, muhakeme ile ondan yeni anlamlar çıkartmak suretiyle o şeyi değerlendirmek anlamını taşır.. Konumuz yazılı bir metni "okumak" olmadığına göre; Hazreti Muhammed'e yapılan "OKU" hitabının anlamını acaba nasıl değerlendireceğiz?. Konuyu bir misâlle açıklamaya çalışalım.. Maç spikerleri veya spor eleştirmenleri çoklukla teknik direktörleri değerlendirirken şu husus üzerinde dururlar.. "Basiretsiz teknik adam maçı okuyamıyor"!.. Ya da, "maçın birinci devresini çok iyi okudu, buna göre verdiği taktikle takım ikinci devre çok iyi oynadı"!.. Demek ki, "OKUMAK", yazılı bir metni çözmenin ötesinde, bir diğer anlamıyla, seyrettiğimiz şeyin nereden, neden, nasıl gelip, hangi hedefe yönelik akış içinde olduğunu kavramaktır!. Yani, "OKU" hitabıyla, Allah Rasûlü olarak Hazreti Muhammed Aleyhisselâm’ın, Allah'ın yaratmış olduğu düzeni, SİSTEMİ OKUMASI istenmiştir!.. "OKU" hitabının muhatabını iki şıktan biri olarak değerlendirmek zorundayız!. "OKU" istemi ya özel olarak yalnızca Hazreti Muhammed Aleyhisselâm’a aittir, genel olarak bizi hiç ilgilendirmez; "Oku"mak gibi bir mükellefiyetimiz yoktur!.. Bu durumda, gerek Kur'ân-ı Kerîm’in ve gerekse Allah Rasûlü’nün ne dediğini anlamaya kavramaya çalışmak gereksizdir!.. Bize düşen körü körüne, beyinsizce, eğitilmiş bir mahlûk gibi sadece denilenleri yapmaktır!.. Ya da... "OKU" istemi Hazreti Muhammed Aleyhisselam’ın şahsında, tüm ümmetine yapılan bir hitaptır; Hazreti Muhammed'e inanan herkesin "OKUMASI" istenmektedir!. Bu takdirde de, tüm inananlar, Allah'ın yaratmış olduğu YAŞAM SİSTEMİNİ, ALLAH DÜZENİNİ "OKUMAKLA" görevlidirler!.. Bu hususu çok iyi düşünmeli ve anlamalıyız! "OKUNMASI" istenilen "SİSTEM" nedir?... SİSTEMİ "OKU"MAK "OKU"mak sözcüğünün ne anlam taşıdığını dün anlatmaya çalıştım.. Bugün de "OKU"nması gereken "SİSTEM"in ne olduğunu açıklamaya gayret edeceğim.. Elimizde ve tercihimiz olmayan, eşitliğe dayanmayan bir özellikler bütünü olarak dünya üzerinde meydana gelmiş bulunuyoruz.. Ne doğduğumuz yer, ne ırkımız, ne sülâlemiz, ne ana-babamız ve ne de cinsiyetimiz bizim tercihimiz değildir!. Kesinlikle başlangıcında eşitlik olmayan bir yarışın içinde bulunuyoruz! Değiştiremeyeceğimiz bir geçmiş ve oluş sonrasında, elimizden geldiğince yönlendirebildiğimizi düşündüğümüz bir gelecekle karşı karşıyayız!. Doğa adını verdiğimiz, Allah`ın yaratmış olduğu sistemde ise mazerete ve duyguya kesinlikle yer yok! Aslan, ceylanı ya da bufaloyu yakaladığı zaman, onun tüm haykırışlarına ve karşı koymasına rağmen, hiç ACIMADAN canlı canlı onu yemeye başlıyor!. Elimizden düşen bir bardak, ne mazeret öne sürerse sürsün, bu geçerli olmuyor ve üzerine düştüğü mermer onun parçalanmasına yol açıyor!. Dâima güçlü güçsüzü yokediyor!.. Kurban Bayramı denilen Hac Bayramında kesilen koyunlara acıma nutukları atarken; kasaptan dışarı çıkmıyor, etsiz sofradan zevk almıyor; kuzu ya da tavuksuz yemek yemiyoruz!. Balığa çıkarak, göya stres atıyor; zevk için denizde öldürmeye devam ediyoruz!. Kısacası, güçlünün güçsüzü yokettiği, kuvvetlinin zayıfı yiyip bitirdiği SİSTEM ve DÜZEN içinde yaşıyoruz!. Bu her boyutta ve katmanda ve âlemde böylece cereyan etmede!.. İşte böyle bir SİSTEM VE DÜZEN içinde Allah Rasûlü Hazreti Muhammed insanlara şu kesin gerçeği anlatmaya, kavratmaya çalışıyor... İnsanın, dünyanın, galaksinin ötesinde bir Tanrı yoktur; her şeyi kendi ilminde kendi güzel isimlerinin özellikleriyle yaratmış olan SADECE ALLAH vardır!. Dolayısıyla, insanlar tapınma amacıyla ötedeki bir tanrıya yönelirlerse bu boşa emektir!. "Hakikat"tan gâfil olma sonucunu doğurur bu durum!. İnsan, bu sistem içinde iki ana çalışma yönüyle karşı karşıyadır; 1.Kendi "Hakikatı" olan ALLAH`ı tanımak... 1.Varoluş boyutu, yapısı ve özellikleri sebebiyle bir takım çalışmalar -ibadetler- yapmak suretiyle kendisini ölümötesi yaşama hazırlaması.. Sistem, birimin doğal yapısının ve kapasitesinin sonuçlarını yaşaması esasına göre çalışmaktadır!. Kim ne yaparsa onun sonuçlarını yaşar!. Bu “Allah Sistemi”nin sonucudur!. İşte bu sebepledir ki Kur`ân-ı Kerîm’de şu hüküm vurgulanmaktadır: "Kim zerre ağırlığınca hayırlı iş yaparsa karşılığını alır; kim de zerre ağırlığınca şer işlerse karşılığını alır!." Yani, kim karşılaşacağı şartlara, ortama ve o ortamın canlılarına karşı kendini hazırlarsa, bunun sonucunda o zarar görmez!. Kim de karşılaşacağı şartlara kendini hazırlamazsa, bunun sonuçlarına katlanmak zorunda kalır!. Allah Rasûlü, ölümötesi yaşam şartlarını insanlara bildirmiş; ve o şartlara göre insanların kendilerini hazırlamaları zorunluluğunu tebliğ etmiştir!. İnsanlar birine tapınma amacıyla değil; Allah`ın yaratmış olduğu sistem ve düzen gereği olarak bir takım çalışmalar -ibadetler- yapmak suretiyle kendilerini ölümötesi yaşam koşullarına hazırlamak mecburiyetindedirler!. Dolayısıyladır ki bizler, öncelikle Din denilen ALLAH SİSTEMİ`nin ne olduğunu çok iyi öğrenmek ve idrak etmek mecburiyetindeyiz!.. Ki böylece neyin neden teklif edilmiş olduğunu kavrayıp, yapılması bizim için hayati önem taşıyan çalışmalardan geri kalmayalım.. Bilelim ki... "İslâm Dini"nde önerilmiş bulunan bütün çalışmaların, birer teknik, bilimsel, yapısal gerekçesi ile bu çalışmaların otomatik olarak oluşacak sonuçları vardır!. Yapılan tekliflerin hiç birisi havadan konulmuş karakûşi hükümler değildir!.. Sistemin gereği ve sonucu olan çalışma şekilleridir ibadetler ve biz artık ALLAH iNDİNDEKİ SİSTEM VE DÜZENİ ÇOK İYİ ANLAMAK ZORUNDAYIZ!.. İSLÂM DİNİ "SİSTEM"İ AÇIKLIYOR Dostlarım... Lûtfen bugüne kadar "şartlanmaya dayalı din kabulü" dolayısıyla farkedemediğiniz şu kesin gerçeği farketmeye başlayınız... "İslâm Dini" orijini itibariyle, bize içinde yaşadığımız "YAŞAM SİSTEM ve DÜZENİ"ni açıklamak; hangi tür davranışların hangi tür sonuçlar oluşturduğunu ve dahi oluşturacağını bildirmek, amacıyla gelmiştir.. Hangi birimden ne tür bir davranış çıkarsa; o birim, bulunduğu hâlin, ya da üzerinde olduğu fiîlin sonuçlarına katlanmak zorundadır, bu sisteme göre!.. Doğa kanunları denilen farkettiğimiz; ya da farkedemediğimiz tüm kanunlar ve prensipler, gerçekte Allah düzeni ve sistemidir; kim bunları değerlendirmezse veya dikkate almazsa sonuçta pişmanlık içinde bu davranışının neticesine katlanır! Kur`ân-ı Kerîm’deki şu âyet bu gerçeğe işaret eder: "...yetefekkerûne fiy halkıssemavati vel ard = Yeryüzünün ve gök boyutlarının oluşumunu tefekkür ederler..." Kapsamlı akıl sahibi insanların, evrendeki oluşumu değerlendirmek sûretiyle "Allah sistemi ve düzeni"nini tanımaları gereğine işaret eder bu âyet.. Bunun gibi daha pekçok âyet vardır ki onlar da, insanların, mevcut yaşam sistemini değerlendirerek, bu yoldan "Allah Sistemi ve düzeni"ni anlamalarını teşvik eder. "Ne ekersen onu biçersin" sözü bu sistem gerçeğinin eski bilgeler tarafından özetleniş biçimidir!. "Rüzgâr eken fırtına biçer" sözü de!... Yani daha önce de vurgulamaya çalıştığım gibi, ne çalışma yaparsanız, onun karşılığını alacaksınız; yarın da, ölümötesinde de!. "İnsan için yaptığı çalışmalardan başka bir şey oluşamaz"(53-39) Âyeti de bu kesin gerçeğe işaret eder..iş bu sebepledir ki, yukarıda, ötenizde varsaydığınız bir tanrının, inkâr veya ihmal ettiğiniz çalışmaların karşılığı olarak vereceği bir şey yoktur!. Allah Rasûlü’nün size ölümötesi yaşam şartları gereği olarak, yapmanızı önerdiği çalışmaları yaparsanız, Allah SİSTEMİ sonucu onların getirisini elde edersiniz. Kur`ân ve Allah Rasûlü önerilerini dikkate almaz; yapmanız zorunlu olan bu çalışmaları ihmal ederseniz; gene ALLAH SİSTEMİ ve DÜZENİ sonucu, çok büyük pişmanlıklar içinde yaptıklarınızın neticesine katlanmak mecburiyetinde kalırsınız!. "Biz, sizi yakın olan sıkıntı ve azaplara karşı uyardık!.. O gün kişi yaptıklarının sonuçları ile karşılaşacaktır!... Bu anlatılan gerçekleri inkâr edenler ise şöyle diyecektir: -Keşke toprak olsaydım -yok olsaydım-!." (78-40) "Yaptıklarınızın karşılığına ereceksiniz.." (36-54) "Yaptıklarınızdan başka bir şeyden dolayı karşılık görmezsiniz"... (37-39) Örnek olarak verdiğimiz bu bir kısım âyetler olarak şu kesin gerçeği vurgulamaktadır: Şu anda seni yukarıdan seyredip yaptıklarını yargılayan; yarın senin hakkında karara varacak olan bir tanrı inancı ve bu inanca dayalı din anlayışı bâtıldır, geçersizdir!.. Her şeyi ilminde, ezelde, bir amaçla, bir SİSTEM ve DÜZEN şeklinde yaratmış olan "ALLAH", Rasûlü aracılığıyla insana bu SİSTEM ve DÜZENİ bildirmekte; ve yürürlükte olan o sisteme, yani Allah yasalarına göre, yaşamına yön vererek, kendini gelecekte karşılaşacağı çok tehlikeli olaylardan koruması teklif edilmektedir.. Ya bu SİSTEMİ anlayıp idrak edecek; ve yaşamımıza ona göre yön vereceğiz; geleceğimiz cennet olacak!.. Ya da dedi-kodularla, masallarla, boş hayallerle; safsata ve hurafeleri "Din" sanarak, kesinlikle yapılması gerekli çalışmalara -ibadetlere- boşverip; çok acı sonuçlarına katlanmak mecburiyetinde olacağız!.. İsterseniz bundan sonra, bu SİSTEM gereği düzenlemeyi farkedip, "İslam Dini" kapsamında insana teklife edilen zikir, namaz, oruç, hac gibi çalışmaların anlıyabildiğimiz kadarıyla gerekçelerinden, hikmetlerinden sözetmeye çalışalım... sevgi ile kalin
  13. Merhaba sayin Objektivist , Ilk önce yazinizi okudugumda sadece Lütfi Kareli nin düsüncelerinden ibaret sanmistim , yanilmisim . Yanilmamin sebebi su basliginizin sonuna koydugunuz ( YORUMSUZ ) kelimesi yüzünden idi . ( BU NASIL MUHAMMET ÜMMETİ OLMAK.... (Muhammet'in EHLİBEYT'ine saygıyı bırakın onları KATLEDİYORLAR...) (EHLİBEYT'e yönelik Tarihsel KATLİAMLAR ) ( YORUMSUZ ) Yazinin basligini okuyup ve sadece baslikta kalan , ve kafasinda kalan bu telkinle Islam Ümmetine bir ön yargi edinecek insanlari düsündünüz mü ??? Yil 632 yaziyi yazan orada mi imis ? ki ( Ömer gerceklestirdi ) diyor . Kaynak yok , tamamen kulaktan doldurma , yanlis nakil bilgilerle konulari eksik ve yanlis bicimde bu platformlara tasimak bilimsel olmadigi gibi , sizin deyiminizle tamamen duygusalligin ve kinin sebebi olabilir . 1-___Ehlibeyt'e yönelik ilk katliamı, Hz. Muhammet'in Hakk'a yürüdüğü yıl olan 632'de, halife Ebubekir 'in buyruğu ile Fedek hurmalığının elinden alınmasına direnen sevgili kızı Fatima-i Zehra 'yı zor kullanarak ölümüne neden olan Ömer gerçekleştirdi. 2-___İkinci katliam, 661'de halife Hz. Ali 'yi zehirli hançerle şehit eden melun Mülcem ile ( gerçekleştirildi ). 3-___Üçüncü katliam, 670'te Hz. Hasan 'ı, karısı Cüde 'ye zehirlettiren fitneci Muaviye tarafından ve 4-___Dördüncü katliam ise halife makamında oturup Muhammedî İslamı Emevi İslama dönüştüren melun Yezid 'e biat etmediği için 10 Ekim 680 günü Kerbela'da Hz. Hüseyin 'in 72 sahabesiyle beraber şehit edilmesiyle ( gerçekleştirildi ). 5-___Daha sonra Emevi hükümranlığı ile Abbasiler döneminde Oniki İmamlar'ın hançerlenerek veya zehirlenerek katledilişleri tarih sayfalarında yer aldı. Osmanlılar döneminde de Ehlibeyt bendeleri olan Alevi-Bektaşiler yine kendilerini Muhammet'in ümmeti sayanlar tarafından aşağılanarak türlü hakaretlere ve kıyımlara uğradılar... Sayin Objektivist belirtilen tarihlerde neler olmus neler yasanmislari ve günümüze bu bilgilerin hangi kaynakli geldigi konusunda yillardir insanlar hala tartisirlar . Hz Alinin , Hasan ile Hüseyin in sehadeti nin suclularini nasil Hz. Muhammed Ümmetine baglarsiniz ? Mü`min insanin siddeti savunmasi düsünebilinirmi ? Bunu yapmis insanlarin Müslümanlikla , Mü `minlikle alakasi olabilirmi ? Sizler 14 asirdir aleviler müslümanlara , müslümanlar alevilere düsmandir mesajini mi vermek istiyorsunuz ? Hangi siyasi görüs , hangi cemaat , hangi bireysel görüs birakin siddeti , zorlamanin Z sini savunuyor ise savundugu sadece kendi seviyesini arz eder . ISLAM ve ÜMMETINI degil. Kaldiki Islam da farkli görüs topluluklari yoktur . Farkli dini inanclar yoktur . ISLAM HER BIREYI KUSATMIS ve KUCAKLAMISTIR. Bu gibi tartismalarin ne size ne kimseye yarar getirmeyecegi gibi , kamoyunu bölücülüge telkinden baska bir sey ifade etmez !!! Saniyorum siz bunu daha iyi bilmektesiniz , sevgi adina baris adina mesaj iceren herhangi bir sözcük icermeyen yazilari sunmakta ne gibi yarar elde edilir düsündürücü dogrusu. Konulara duyarli olmak , insanlara barisi telkin etmek DUYGUSALLIK DEGIL , olsa olsa duyarliliktir. Sahsiniyla degil fikirleriniyle ilgilendigimi tekrar vurgulamak istiyorum. 2006 senesinde yasiyoruz , mazi tüm güzel ve cirkin yönleri ile geride kaldi. Küresellesme ve Globallsmeden söz edilirken , insanlari kavgaya , ayrimciliga , bölücülüge , sürükleyen kavram ve konulardan uzak kalmak , insanlik adina dahada akilci ve duyarci sayilmazmi ??? Gelecek nesillere kavga ve gürültü yerine , baris ve sevgi iceren dialoglar sunmak daha güzel olmazmi ??? Bakin , ne bir alevi kardesimiz , nede bir gercek müslüman kardesimiz bu dünyaya gelirken , icinde yasiyacagi sartlari kendi secmedi . 1400 sene önce olanlar ve yasananlar günümüze sadece savasmi birakti ? Bu günki nesil orada olmamasina ragmen , hic bir olayla alakali olmamasina ragmen, neden bu konularin icine cekilmeye calisiliyor. BI TAKIM CAHIL INSANLARIN LAFLARI ILE TÜM DÜSÜNCE VE INANCI TÖHMET ALTINDA BIRAKMAYA CALISMAK NE KADAR VICDANA SIGAR ??? Bir yangin aninda veya bir kaza aninda size yardima kosan insanlar arasindan sen alevi , sen müslüman , sen su zihniyet , sen bu zihniyettensin diye nasil bir tercih sözkonusu degil ise !!! Kürdü ile , Türkü ile , Lazi ile , Cerkezi ile Alevisi ile , Müslümani ile , Hiristiyani ile , Musevisi ile bu insanlar ic ice yasamakta, ve her daim birbirine muhtac vaziyettedirler. Bu bir sirkulasyondur ,cark tir . Kim derse bu cark yanlis dönmekte ve kendini bu sistemin disinda tutuyorsa bu gün yalniz oldugu gibi yarin topraktada yapayalnizdir , inandiklariyle !!! Bana göre tüm bu saydigim özellik ve kavramlar bir kenara . Benim icin Insan Insandir . Insana Insan gözüyle degilde bir baska gözle bakanlar ise sadece Insan olmaya calisan ( insansilar ) 10 000 üyelik bir site , taktir etmemek elde degil , Insanlara verebilecegimiz nice güzellikler var iken , zamanda ve o sartlarda yasamamis iken günümüze göz cikartici konulari tasimak cok ama cok düsündürücü . BEN BURADAN BU YAZILARI OKUYACAK OLAN MÜSLÜMAN ve ALEVI KARDESLERIMIZE SU RICADA BULUNUYORUM Lütfen tepki vermeyiniz , yasantinizi , günlük yasaminizi tekrar gözden geciriniz ! Tüm provakalara karsi sevgiyle yanit veriniz . Verecek birseyiniz yok ise , onlarin uslubundan olmayin !!! Karsiniza cikan yazilarin kaynagi alevi görünüpte alevi olmayan iki yüzlü bir provakatör olabilir, veya ikiyüzlü bir müslüman görünümlü bir münafik olabilir, kimin ne oldugunu ALLAH bilir. O yüzden sabirli olun , sevgi ve saygi ile cehalet kimden olursa olsun PRIM vermeyin !!! Cehaletin milliyeti olmaz , felsevesi olmaz , mekani olmaz , cemaati olmaz , topluluklari olmaz. Cehalet her bir birimin icinde mevcuttur . Sadece kimi icine sindirir , kimi disari yansitir . CEHALET RADYASYONUNU SACACAKTIR KIYAMETE KADAR SIZ DE AYDINLIGINIZI SACMAYA DEVAM EDIN -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- Sayin Objektivist yine derseniz, sadece gercekleri kabullenmek istemiyorsunuz diye , yazdiklarimdan birsey anlamamissiniz demek olacak. Ne benim 1400 sene öncesinden dolayi kimseyi suclama ve lekelemeye hakkim var nede bir baskasinin beni !!! Assagidaki notlariniza da iki söz sohbetim olacaksa eger oda söyle olurdu . BUGÜN..____ BUGÜN YAŞANAN PSİKOLOJİK KATLİAMLAR... 1-___Bunlar şeriatın ''kanlı mı, kansız mı'' geleceğinin hesabını yapan siyasi babaları Necmettin Erbakan okulunda yetiştiler. Refah Partisi ile iktidara geldiler. Peki sayin Objektivist , bir avuc zevat i mi elestiriyorsunuz yoksa Islam Ümmetini mi ? 2-___Adalet Bakanlığı koltuğuna oturan Şevket Kazan 12 Şubat 1997 günü yaptığı konuşmasında Alevilere ''mum söndü'' hakaretinde bulundu Recai Kutan, 6 Ekim 1998 günü parlamentoda yaptığı konuşmada, Alevilere ''Sapık'' demekten kendini alamadı. O zevatin sözünden bana ne ÜMMETI BAGLAR MI ??? 3-___1994 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na seçilen ve Karacaahmet Cem Evi inşaatını dozerlerle yıktıran Recep Tayyip Erdoğan, 2003'te başbakan olunca, devlette kadrolaşma politikasıyla Diyanet İşleri Başkanlığı'na getirdiği Ali Bardakoğlu, ''Cem evleri ibadet yeri değildir'' dedi. DEDI DE CEM EVLERI IBADET YERI OLMAKTAN CIKTI MI ??? 4-__Yardımcısı Tayyar Taş ise ''Cem evleri cümbüş yeridir'' demek suretiyle Alevi-Bektaşilerin inanç yerlerine hakaret etme cesaretini kendisinde buldu... CEM EVLERI CÜMBÜS YERI OLMADIGINA GÖRE NIYE ÜZERLERINE ALIYORLAR ??? Yazdiklarimi elestiri den ziyade BARIS VE SEVGIYI , insanlar arasinda saglam bir dialog cagrisi olarak kabul edin . Lütfen bireysel cehaletler icin toplumlari yargilamayin ! 1400 sene öncesinde yasamadigimiz icin , en basta sayilan ön yargilarin icin kimse kimseyi suclayamaz ! Bu kin bu inad 14 asir sürdü ise , bir 14 asir daha sürer , BU MANTIGA GÖRE . BUNU MU CAGRISTIRIYORSUNUZ ? BARIS VE SEVGI ADINA YAPILAN MÜCADELELER in adina DUYARLILIK ve OLGUNLUK DENIR !!! AYRIMCILIGI körükleyen kavramlarin sayisi sayilamayacak kadar coktur ! Bu kavramlari cagristirmak DUYGUSALLIGIN ve CEHALETIN ESERIDIR !!! Baris ve Sevgiyi haykiran kavram bir tanedir , oda VICDAN SAHIBI OLMAKTIR !!! Vicdanlar rahat ise mesele kalmamistir . Sayin Objektivist insallah daha objektiv konularda görüsmek ümidiyle diyorum , sahsinizi elestirmedigimin altini cizmek istiyorum. Fikir alisverisimizde birbirimize hak hukuk gecti ise benden yana helal olsun ,sizde helal edin lütfen . Sevgi ile kal . SEN BENSIN , BEN DE SEN INSAN KARDESIM
  14. LÜTFİ KALELİ ya Allah tan hidayet ve rahmet diliyorum. Ölülerin arkasindan söyleriz genelde bu papaganca lafi,esasen bu kardeslerimizin rahmete ihtiyaci var. Ne onun yazdiklarinin gercek Muhammed ümmeti ile alakasi var , nede bu tür elestiriyi yapanlarin alevilikle alakasi var , tekrerdan kendisine Allah tan rahmet ve gani gani hidayet diliyorum. --------------------------------------------------------------------------------- Yazinin iceriligi dehset ki dehset , bir res´mini cizmeye calistim anlatilmaz ki anlatilamaz. Kinden nefretten , tiskintilerden örülmüs bir koza VE bu kozanin icinde kendini paralarcasina yirtinan caresiz bir Insan . Kizmaya ve yargilamaya hakkim yok olamaz , ona bu malzemeyi verenler , ona bu kozayi örmesine sebeb olanlar kendilerini sorgulasinlar. ----------------------------------------------------------------------------------- Islam Dini evrende sistemin adidir. Bu sistemin icinde yasayan her canli ki cansiz hic birsey yok , bu dönen carkin dislilerinden biridir. Meger ki bu dislilerden biri kirilsin veya yozlassin , bu cark dönmeye devam eder onunla veya onsuz. Her fert Islam semsiyesi icindedir ISTISNASIZ. Siz bu dislinin adina Alevi deyin , Müslüman degin , ne derseniz deyin . Tipki bir annenin cocuklari ve isimleri gibi. Bazen cocuklar seker kavgasi ederler , ederler ve bir müddet barisir otururlar yerine . Anne bu durumu zaten bilir ve cogukez kale almaz bile onlarin bu tavirlarini. Islam Dini ve onun teblig edicisi olan Hz. Muhammed (s.a.s ) tüm alemlere ve birimlere Rahmet olarak gönderilmesi hasebi ile tüm insanlari kucaklamis degeri yüce bir ZAT. Eger onun bu degerinden kusku duyulmuyorsa ve onun bu yüce degerine saygimiz var ise yeryüzünde yapilan cahillikleri onun hesabina yazmak NE KADAR VICDAN ISIDIR ? Insani insandan kayiran , Gerek din , gerek millet , gerek cinsiyet , gerek irk , gerek alevi , gerek sunni , gerek , gerek , gerek , ne tür idoloji ve kavram var ise vicdan sahibi olarak hepsine RED oyunu kullaniyorum ! Ayrimciligi körükleyen ne var ise, gerek FUTBOL , gerek mezhepcilik , gerek cemaatcilik , gerek siyasetcilik , Ayrimciligi körükleyen her tür Ilim, Bilim , felsefe, hepsine RED - HAYIR Birilerinin birseyleri kusmasi gerekiyorsa bunlari laubada yapmasi gerekiyor ! Bu gibi platformlar , forumlar , sadece fikirlerin üzerine tartisilmasigereken yerler olmasi gerek. Insana saldiri akil ve vicdan isi degil . Dünde yasamanin insana verdigi en büyük izdirabin tablosuydu bu okudugum yazi. En az HZ ALI yi sevenler kadar aleviyim , onu sevmekle alevi olunuyorsa . O yüce Zat lar bu hayat senaryosundan görevleri bitti ve elip gittiler. Meydani elestirmeye degil , kardesligi yaysinlar diye , birbirlerini kucaklasinlar diye , INSAN A INSANCA DEGERLERINI VERSINLER diye bizlere emanet etmisler. EHLI BEYT TE MUHAMMED ÜMMETI DIR !!! AYRI GÖRMEK ZATEN CAHILLIGIN SEMBOLÜDÜR. Elestirdiginde sen , elestirende sen sözüm ona. Yazik, elestirenle elestirilenin farki kalmamis. Hz.Ali , Hz Ebu Bekir , Hz. Ömer , Hz Osman Bu yüce zatlari ALLAH ü teala Kurani Kerimde bizzat övmekte ve cennetle müjdelemekte. Buna inanmak inanmamak elbette kisinin özgürlügü . Ben yanlis yapiyorsam ve Allah a da inaniyorsam , burada Allah i mi sorgulamamiz gerekir ? Ben yanlis yapiyorsam ve Hz.Aliyi de cok seviyorsam , Hz Aliyi mi sorgulamamiz gerekiyor ? Yoksa yildizlara tükürsün dursun kisiler kime ne . Beni ilgilendirmiyor dogrusu , ben fikrin üzerine tartisirim ,cahilin yaptigi cahilliginin üzerine degil. Her Ehli beyti seve dogru düzgün olacak degil ya , Ebu Cehiller de Ehli Beytten di !!!
  15. slm arkadaslar Yapmis oldugum bu calismami tekrar gözden gecirirseniz yorumlari ile beraber, yorumlarinizin yersiz oldugunu anliyacaksiniz. Su an piyasada var olan Kur `an meallerinde bir eksik bilgilendirme oldugunu vurgulamak istedim. Sanki Allah deyince onu sadece gökyüzünde oturan tonton bir dede , yeryüzünde ki bir postaci si ile keyfe keder insanlari kah korkutan kah mutlu eden bir varlik gibi yansittiklarini vurgulamak istedim. Hala bi takim ayetleri bir yerlerden alip mantiginca copy pasta yapmak vicdana sigmaz. Her meseleye genis arastirma gerek . Yazimi tekrar gözden gecirirseniz ayetlere sadece gökyüzünden yeryüzüne diye mekansal bakilmamasi gerektigini savunuyorum. Sübhesiz Allah in tasarruf etmedigi zerre ucu kadar bir nokta yok evrende. Aman kafalara yerlesen imaj su : O yukarida ben asagida imtihandayim , istedigimi yapmakta özgürüm böyle bir anlayis dogmus asirlardir insanlarin kafasinda. Bu halde insanlar diger insanlari elestirir , yargilar , kizar , assagilar , tenkit ederler Ayetin vurgulamak istedigi ise tamamen farkli bir sey B harfi var orada yani özündeki hakikattan bahsediyor. Insanoglu Allah in heryerde oldugunu kabul eder AMMMMAAAA ALLAH in KENDI ÖZÜNDE DE BIZZAT TASARRUF ETTIGINI KABULLENMEK ISTEMEZ , olay bu. Ayette anlatilmak istenen ise BILLAHI .ILLAHI degil, tabi insan icindeki hakikati bir kabullense , disariya yönelik elestirileri ortadan kalkacak , tüm olaylarin faili olarak sadece O nu yani ALLAH i bilecek . BUDA INSANOGLUNUN ISINE GELMIYOR !!! Kavganin yerini baris ve sevgi alacak . Imtihan olayi ancak yukarida ki bir tanri varsayimi icin gecerli. Allah Ahaddir , O her birimde mevcut , bölünmemis ,parcalanmamis ve cüzlerden ibaret degildir.Cünki Cüz denilen cokluk yok. neyse derin mevzular bunlar. Illaki herseyi tenkit etmek zorunda degilsiniz arkadaslar, arastirin ve zaman abirakin. Hemencik tepki vermeyin. hepinize saygi duyuyor , sevgi ile kalin diyorum. Insanlarla degil manalarla ilgilenin Denizin dalgali ile bogusmayin , denize dalin herkes diledigi gibi inanir , bizi ilgilendirmez, her ferd kabrinde tek basina yasiyacaktir, ona ateist buna dinsiz , ona kafir , ona ..... , sadece kendi bilgisizligini kanitlamis olursun, herkes Allah in kulu ise , Allah yanlis yaparmi ? O herseyi yerli yerince düzenlemistir, ONUN YARATTIGI BIR KUL ; YANLIS YAPMAZ , HERKES ONUN DILEDIGI GIBI YASAR, O HER YERDE ISE , SENIN YANLIS YAPIYOR DEDIGIN KISIDE YOK MU ??? KISILERI ELESTIRMEDEN , LAFIN UCU NERELERE GIDDIYOR BIR DÜSÜNÜN kalin sevgi ile
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.