Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

blawknox

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    6
  • Katılım

  • Son Ziyaret

blawknox - Başarıları

Acemi

Acemi (1/14)

  • İlk İleti
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. blawknox

    Darwin mevzusu

    CYRANO arkadaşım sen şimdi kalkmış yarasanın kanatlanmış bir form oldugunu söylüyorsun ve bunun üzerine de bizim ara geçiş formu olmadıgını söylememizin hiç okumayan insanları etkileyebilecegini söylemişsiniz...yani sizi etkilemez çünkü siz okumuşsunuz..güzel..o halde benim sorularıma çok rahat cevap verebilirsiniz...(umarım) 1)Yarasanın karadan havaya geçmiş bir form oldugunu söylediginize göre bu büyük iddiada bulundugunuza göre yarasanın anatomisi konusunda yeterince bilginiz var demektir..yarasanın sonda sının nasıl oluştugunu açıklayabilirmisiniz?peki yarasanın hangi kara kayvanından evrimleştigini?bu arada bilim adamlarını şaşırtan bir sistem oldugunu da söylememe gerek var mı bilemiyorum sonda nın..yani son derece kompleks ve baside indirgendiginde tüm çalışmasının duracagını ve canlıya hiç bir fayda saglayamayacagını... 2)sözünü ettiginiz geçiş formları muhtemelen arkeopterix tir yada Pterodactylustur yada Archaeoraptor dur..bakın sadece üç tane örnek sunabilirsiniz düşünü yıgınla olan örneklerden... ancak en çok arkeopterix anılır..aşagıdaki açıklamalarım arkeopterix üzerinedir eger başka bir örnekten bahsediyorsanız buyurun bir sonraki mesajda yazın...Arkeopterix Theropod adı verilen dinozorların kanatlanıp uçmasıyla oluşan canlı türü oldugu iddia edilen ara geçiş forumuna verilen addır..bu teze göre yarı uçma becerisine sahip tam kuş olmayan bir formdur..ancak arkeopterix in ara geçiş forumu olmadıgını yazmadan önce size bir takım tavsiyelerde bulunmak istiyorum.. bakın evrim teorisi konusunda müthiş bir propagandaya maruz kalıyoruz..ancak dürüst olun ve bana cevap verin lütfen şimdi yazacagım sizin hiç dikkatinizi çektimi? bakın Darwin in o zaman ki bilimsel düzeyi de göz önünde bulundurarak bu teoriyi ortaya atmasında hiç bir art niyet göremiyorum..türlerin kökeni kitabnını okuyun lütfen,göreceksiniz ki Darwin teorisinin yalnızca bir fikir oldugunu dogru olması için ileride YIGINLA fosilin bulunması gerektigini bir çok bölümde yazmıştır..evrim teorisini ortaya attıysa elbetteki tüm canlıları da bu teorinin perspeftifine yerleştirerek ele alacaktı..nitekim bir soyagacı çizmiştir ve insanın türeyişi adlı kitabında da insanın maymundan zamanla ayrılan maymunumsu atalardan evrimleştigini yazmıştır...tabi kendi ifadesiyle de bir balinanın bir ayıya evrimleşmesinde de hiç bir zorluk gömemiştir o zamanki bilimsel verilere dayanarak... ancak şimdi Darwin den 150 yıl sonra teorinin hala gündem de oldugunu görüyoruz ve buna karşı çıkan -ateistlerin tabiriyle- dincilerin oldugunu...peki sizce benim kalkıp ya kardeşim Darwin in de söyledigi gibi teoriyi dogrulayacak veya yanlışlayacak tek objektif kaynagın fosil kayırları oldugunu söylemem de ve dolayısıyla avrsa yazın bu arageçiş formlarını demem de ne gibi bir mahsur var? bakın konumuz çok ciddi ara geçiş formu istiyorum çok bir şey mi? eger evrim canlı türlerinin oluşumunda gerçekleşmişse o halde en eski devirlerden en yakın devirlere kadar milyonlarca ara geçiş formu olmas gerekir..yani asıl bu soruyu sormamızı siz bizden çok isterdiniz yıgınla fosil kayıdı göstermek için..oysa şimdi bir bakın düşülen duruma..ben karadan havaya ara geçiş formu istiyorum ama bana gelen açıklama -ki bunu sadece sizin için söylemiyorum-"yıgınla fosil kayıdı var- -bulunan fosiller teorinin dogrulugunu teyid ediyor- demekten başka bir şey degil..bu sizin dikkatinizi çektimi? bir de meselenin ikinci yönü var..sadece bu "açıklama" gelmiyor..bir de fosiller üzerinde spekülasyona gidip ara geçiş formu diye sunuyorlar..kaldı ki bu yaptıkları da teorinin fosil kayıtları karşısında nasıl çaresiz kaldıgının bir göstergesi..örnegin söz konusu spekülasyonlardan biri de konumuz olan arkeopterix üzerinde yapılmıştır..siz ara geçiş formu isteyin tüm evrimciler size hep bir agızdan arkeopterix desin..bu size çok normal mi geliyor nerede yıgınla fosil kayıdı teoriyi destekleyen? nitekim profesör Jonathan Wells "Darwin in ikonaları" adlı kitabında teoriyi savunanların bir takım fosil kayıtlarını kutsadıklarını ikona haline getirdiklerini ve dolayısıyla her soruldugunda onarı ileri sürdüklerini ele almıştır..gelenek yayın evinden yayımlanmıştır..okumanızı tavsiye ederim..konumuzu teşkil eden arkeopterix de bu ikonalardan biridir..arkeopterix üzerinde en verimli tespitler 7.sinin bulunmasıyla yapılabilmiştir..ve arkeopterix in de bir tür kuş oldugu sonucuna varılmıştır...evrimcilerin onun karadan havaya geçiş formu oldugu üzerinde yaptıkları spekülasyon un tek dayanagı ise kuşun diger kuşlardan farklı olarak dişlere sahip olması..ancak bu gün paleontolojik veriler arkeopterix in her yönüyle kuş oldugunu ve dişli kuşlar sınıfında tutulmasının gerektigini bize ispatlamıştır..aşagıda yazacaklarım da bu verilerden bir kaçı..ayrıca sizde itiraz edecekseniz aynı şekilde KAYNAK lı bir şekilde itiraz edin..aynı verileri HY eserlerinde de görmüş olabilirsiniz ancak benim işim onunla degil bu kaynakların orjinallerinden bizzat incelendigi konusunda sizi temin ederim..ama açıklamalarla birlikte sundugum içim harunyahyadan alıntı yaptım.. 1992 yılında bulunan yedinci Archæopteryx fosili bu argümanın yanlış olduğunu gösterdi. Zira bu son bulunan Archæopteryx fosilinde evrimcilerin çok uzun zamandır yok saydıkları göğüs kemiği vardı. Nature dergisinde bu yeni bulunan fosil şöyle anlatılıyordu: "Son bulunan yedinci Archæopteryx fosili, uzun zamandır varlığından şüphe edilen, ama hiçbir zaman ispatlanamayan dikdörtgensel bir göğüs kemiğinin varlığına işaret ediyor. Bu canlının uzun mesafelerde uçuş yeteneği hala şüpheli, ama göğüs kemiğinin varlığı güçlü uçuş kaslarının olduğunu gösteriyor.( Nature, cilt 382, 1 Ağustos 1996, s. 401)" Bu bulgu, Archæopteryx'in tam uçamayan bir yarı-kuş olduğu yönündeki iddiaların en temel dayanağını geçersiz kıldı. "Öte yandan, Archæopteryx'in gerçek anlamda uçabilen bir kuş olduğunun en önemli kanıtlarından bir tanesi de hayvanın tüylerinin yapısı oldu. Archæopteryx'in günümüz kuşlarınınkinden farksız olan asimetrik tüy yapısı, canlının mükemmel olarak uçabildiğini gösteriyordu. Ünlü paleontolog Carl O. Dunbar'ın belirttiği gibi, "tüylerinden dolayı bu yaratık tam bir kuş özelliği gösteriyordu".( Carl O. Dunbar, Historical Geology, New York: John Wiley and Sons, 1961, s. 310) Paleontolog Robert Carroll ise konu hakkında şu açıklamayı yapar: "Archaepoteryx'in uçuş tüylerinin geometrisi günümüz uçucu kuşlarınınki ile tamamen aynıdır, uçucu olmayan kuşların ise tüyleri simetriktir. Tüylerin kanat üzerindeki düzeni de günümüz kuşlarınınkiyle benzerdir... Van Tyne ve Berger'e göre Archaeopteryx'in kanatlarının boyutu ve şekli, tavuk cinsinden kuşlar, kumrular, ağaçkakanlar, çulluklar ve tüneyen ötücü kuşların çoğu gibi bitki örtüsünün sınırlı açıklıkları boyunca hareket eden kuşlarınkine benzerdir... Uçuş tüyleri en az 150 milyon yıldan beri durağandır (değişmemiştir)."(Robert L. Carroll, Patterns and Processes of Vertebrate Evolution, Cambridge University Press, 1997, s. 280-81) İşin en önemli yanı ise, Archæopteryx'in ve diğer dişli kuşların diş yapılarının, bu kuşların sözde evrimsel ataları olan dinozorların diş yapılarından çok farklı olmasıdır. L. D. Martin, J. D. Stewart ve K. N. Whetstone gibi ünlü kuş bilimcilerin yaptıkları ölçümlere göre, Archæopteryx'in ve diğer dişli kuşların dişlerinin üstü düzdür ve geniş kökleri vardır. Oysa bu kuşların atası olduğu iddia edilen theropod dinozorlarının dişlerinin üstü testere gibi çıkıntılıdır ve kökleri de dardır(L. D. Martin, J. D. Stewart, K. N. Whetstone, The Auk, cilt 98, 1980, s. 86) Aynı araştırmacılar, aynı zamanda Archæopteryx ile onun sözde ataları olan theropod dinozorlarının bilek kemiklerini karşılaştırmışlar ve aralarında hiçbir benzerlik olmadığını ortaya koymuşlardır.( L. D. Martin, J. D. Stewart, K. N. Whetstone, The Auk, cilt 98, 1980, s. 86; L. D. Martin "Origins of Higher Groups of Tetrapods", Ithaca, New York: Comstock Publising Association, 1991, s. 485, 540) Archæopteryx'in dinozorlardan evrimleştiğini iddia eden en önde gelen otoritelerinden biri olan John Ostrom'un, bu canlı ile dinozorlar arasında öne sürdüğü bazı "benzerlik"lerin ise gerçekte birer yanlış yorum olduğu S. Tarsitano, M. K. Hecht ve A. D. Walker gibi anatomistlerin çalışmalarıyla ortaya çıkmıştır(S. Tarsitano, M. K. Hecht, Zoological Journal of the Linnaean Society, cilt 69, 1985, s. 178; A. D. Walker, Geological Magazine, cilt 177, 1980, s. 595.) . D. Walker, Archaeopteryx'in kulak bölgesini de incelemiş ve kulak yapısının da günümüz kuşları ile aynı olduğunu belirtmiştir(A. D. Walker, as described in Peter Dodson, "International Archaeopteryx Conference", Journal of Vertebrate Paleontology 5(2):177, Haziran 1985) Wales Üniversitesi, Biyoloji Bilimleri Enstitüsü'nden J. Richard Hinchliffe ise embriyolar üzerinde modern izotopik teknik kullanarak, kuşların ellerinin II, III ve IV. parmaklardan oluşurken, theropod dinozorlarının I, II ve III. parmaklardan oluştuğunu saptamıştır. Bu ise, Archaeopteryx-dinozor bağlantısını savunanlar için büyük bir problemdir.132 Hinchliffe'nin araştırma ve gözlemleri, ünlü bilim dergisi Science'ın 1997 yılındaki bir sayısında şöyle yayınlanmıştır: "Theropodlarla kuş kemikleri arasındaki homoloji, "dinozor-kökeni" hipotezi ile ilgili diğer bazı problemleri akla getirmektedir. Bunlardan bazıları şunlardır: (i) Archaeopteryx kanadı ile kıyaslandığında, (vücut büyüklüğüne göre) theropodun çok daha küçük olan ön kolu. Bu tip küçük kollar oldukça büyük bir dinozorun yerden yukarıya doğru havalanması için ikna edici bir ön kanat değildirler. (ii) Theropodlardaki bilek kemiği, sadece dört türde bulunmaktadır. Theropodların çoğu çok daha fazla sayıda bilek kemiğine ait parçalara sahiptir. Bunun Archaeopteryx ile benzerlik oluşturması çok zordur. (iii) Zamanlama ile ilgili bir paradoks ise, pek çok theropod dinozorun ve özellikle de kuşa benzeyen dromaesaur'ların fosil kayıtlarında Archaeopteryx'den daha sonra bulunmalarıdır."( Richard Hinchliffe, "The Forward March of the Bird-Dinosaurs Halted?", Science, Volume 278, no. 5338, Issue of 24 Oct 1997, s. 596-597) size bahsettigim biyolog jonathan wells ise söz konusu kitabında bu zaman uyumsuzlugunu şölye açıklar: "Yerde koşan koşan iki ayaklı dinozorlar, Archaeopteryx'in teorik atalarından beklenebilecek bazı özelliklere sahiptirler, ama (fosil kayıtlarında) Archaeopteryx'ten daha sonra ortaya çıkarlar."(Jonathan Wells, Icons of Evolution, Regnery Publishing, 2000, s, 117) Tüm bunlar, Archæopteryx'in bir ara geçiş formu olmadığını; sadece "dişli kuşlar" olarak isimlendirilebilecek ayrı bir sınıflandırmaya ait olduğunu gösterir. Bu canlıyı theropod dinozorlarla ilişkilendirmek ise, son derece tutarsızdır. Amerikalı biyolog, Richard L. Deem de "Demise of the 'Birds are Dinosaurs' Theory" ("Kuşlar Dinozordur" Teorisinin Sonu) başlıklı makalesinde, kuş-dinozor evrimi iddiası ve Archæopteryx hakkında şunları yazmaktadır: "Son çalışmaların sonuçları göstermektedir ki, theropod dinozorların elleri (ön kol kemiklerindeki) birinci, ikinci ve üçüncü hanelerden türemiştir, ama kuşların kanatları, ikinci, üçüncü ve dördüncü hanelerden türerler... 'Kuşlar dinozordur' teorisiyle ilgili başka problemler de vardır. Theropodların ön ayakları Archæopteryx'le kıyasla, vücutlarına göre çok küçüktür. Bu canlıların ağır vücutları da düşünüldüğünde, bir tür "ön-kanat" (proto-wing) geliştirmeleri olası gözükmemektedir. Theropod dinozorların çok büyük bölümü (kuşlarda bulunan) semilunatik bilek kemiğinden yoksundur ve Archæopteryx'te hiçbir benzeri bulunmayan bazı bilek parçalarına sahiptir. Bütün theropodlarda V1 sinirleri diğer bazı sinirlerle birlikte kafatasını yandan terk eder, kuşlarda ise aynı sinirler kafatasını ön taraftan kendilerine ait bir delikten geçerek terk eder. Bir başka sorun ise, theropodların çok büyük kısmının Archæopteryx'ten daha sonra ortaya çıkmış olmalarıdır"(Richard L. Deem "Demise of the 'Birds are Dinosaurs' Theory", http://www.yfiles.com/dinobird2.html ) Son dönemlerde bulunan bazı fosiller, Archæopteryx'le ilgili evrimci senaryonun geçersizliğini başka yönlerden ortaya koymuştur: 1995 yılında Çin'de Omurgalılar Paleontolojisi Enstitüsü'nde araştırmalar yapan Lianhai Hou ve Zhonghe Zhou adlı iki paleontolog, Confuciusornis olarak isimlendirdikleri yeni bir fosil kuş keşfettiler. Archæopteryx ile aynı yaştaki (yaklaşık 140 milyon yıllık) bu kuşun dişleri yoktu, gagası ve tüyleri ise günümüz kuşlarıyla aynı özellikleri göstermekteydi. İskelet yapısı da günümüz kuşlarıyla aynı olan bu kuşun kanatlarında, Archæopteryx'te olduğu gibi pençeler vardı. Kuyruk tüylerine destek olan "pygostyle" isimli yapı bu kuşta da görülüyordu.( Pat Shipman, "Birds do it... Did Dinosaurs?", New Scientist, 1 Şubat 1997, s. 31.)Kısacası, evrimciler tarafından tüm kuşların en eski atası sayılan ve yarı–sürüngen kabul edilen Archæopteryx'le aynı yaşta olan bu canlı, günümüz kuşlarına çok benziyordu. Bu gerçek, Archæopteryx'in bütün kuşların ilkel atası olduğu yönündeki evrimci tezlerle çelişiyordu.Çin'de Kasım 1996'da bulunan bir başka fosil, ortalığı daha da karıştırdı. 130 milyon yaşındaki Liaoningornis isimli bu kuşun varlığı L. Hou, L. D. Martin ve Alan Feduccia tarafından Science dergisinde yayınlanan bir makaleyle duyuruldu. Liaoningornis, günümüz kuşlarında bulunan uçuş kaslarının tutunduğu göğüs kemiğine sahipti. Diğer yönleriyle de bu canlı günümüz kuşlarından farksızdı. Tek farkı, ağzında dişlerinin olmasıydı. Bu durum, dişli kuşların, hiç de evrimcilerin iddia ettikleri gibi ilkel bir yapıya sahip olmadıklarını gösteriyordu.( "Old Bird", Discover, 21 Mart 1997)Nitekim Alan Feduccia, Discover dergisinde yayınlanan yorumunda, Liaoningornis'in, kuşların kökeninin dinozorlar olduğu iddiasını geçersiz kıldığını belirtmişti.( "Old Bird", Discover, 21 Mart 1997) Archæopteryx'le ilgili evrimci iddiaları çürüten bir başka fosil ise, Eoalulavis oldu. Archæopteryx'ten 25-30 milyon yıl daha genç, yani 120 milyon yaşında olduğu söylenen Eoalulavis'in kanat yapısının aynısı, günümüzdeki bazı uçan kuşlarda görülüyordu. Bu da 120 milyon yıl önce, günümüzdeki kuşlardan birçok yönden farksız canlıların göklerde uçmakta olduklarını ispatlıyordu.(Pat Shipman, "Birds Do It... Did Dinosaurs?", s. 28) CYRANO arkadaşım bak normalde forumlarda yazacak kadar vaktim yok ancak senin bu yanılgıda olman beni çok şaşırttı çünkü söylediklerimi söyleyenlerin okumamış oldugunu söylüyorsun..lütfen tanıdıgın evrimciler gelsin tartışalım..kaynaklı bir şekilde sunsunlar fosillerini bende uluslararası yayınlardaki otoriter kaynaklardaki konumlarına bakarım size sunarım bilgi alışverişinde bulunurz..olabilecek bir tartışmada savım şu evrim teorisi hiç bir fosil kaydıyla desteklenememiştir..bir tane dahi bırakın yıgınlayı br tane dahi...gelin tartışalım söylediklerinizin ne kadar temelsiz kaynaksız iddialar oldugunu göreceksiniz..şimdilik kendinize iyi bakın cevabınızı beklyorum...
  2. blawknox

    Darwin mevzusu

    bu evrim muhabbetini dunyadinleri.com un evrim teorisi başlıgı altında yapmıştım...evrimcilerin kaynaksız bir şekilde "bütün fosiller evrim teorisini desteklemektedir" demelerinden başka bir izah yapamadıklarına şahit olabilirsiniz..gerçi şimdi nedense açamıyorum o siteyi bir sorun var sanırım...
  3. blawknox

    İslam Felsefesi

    bazı islm alimleri de farabinin imanından şüphe etmektedirler..örnegin felsefesinde tanrısal varlıgın taşması fikri nin Allah hakkında sadece aklına dayanarak büyük insanbiçimci açıklamalar içerdigini söyleyenler de var...en azından bunu da belirtmek istedim..ama öte yandan farabi hakkında verdiginiz bilgiler de dogru olmuş..
  4. blawknox

    Mehdi gelecek mi?

    arkadaşlar inanın forumları takip edemiyorum vaktim çok sınırlı..ancak eger şimdi yazacagım iddiaya nasıl yani? diyen olursa [email protected] adresine mail atsın...bakın bence demeyecegim..direkt olarak yazıyorum...hiç bir hadis dinin kaynagı olamaz..hadislere dayalı ortaya çıkan mezhepler de farkında degiller ama hak degiller...dinin tek kaynagı Kuran dır..sakın yadırgamayın bu söylediklerim karşısında nasıl yani diyen varsa buyursun...savım şu -ki bunu tek ben söylemiyorum- kütübi sitte dahi güvenilmez oldugundan zan teşkil eden yargılar da dinin kaynagı olamayacagından dinin tek kaynagı zan teşkil etmeyen Kuran dır..bizlere hadislerin peygamberin agzından çıkar çıkmaz yazıldıgı havası verildi..oysa peygamberimizden 300 yıl sonra toplanmaya başlayan hadislerin güvenilmez oldugunu ispatlayabilrim..hadisleri dinin kaynagı olarak görmemek gerçek peygamber sevgisidir çünkü onu iftiralardan korumuş oluruz..bakın aşagıda bir kaç örnek yazayım en "güvenilir" hadis kaynaklarından.... Hadis: "Allah ahirette Peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir.” Müslim İman 302, Buhari 97/24,10/29, Hanbel 3/1 Kuran: "Dinde zorlama yoktur.” 2Bakara Suresi 256 Hadis: "Dinini değiştireni öldürün.” Nesei 78/14,Buhari 12/1883 ve bir çokları..peygamberimizin söyledigi iddia edilen hadisler var ki hem başka hadislerle hem Kuran ayetleriyle hem akıl ve mantıkla çelişiyor...hadi kendinize iyi bakın...bu arada mail atacaklar lütfen bu forumun adını yazsınlar...
  5. evet decart hakkında dogru bilgiler vermişsin,ama şunu da eklemek istiyorum ki bu onun felsefesini anlama konusunda yardımcı olacktır bizlere..decart fizikçiydi ve onun asıl yapmak istedigi de fizikti..ancak fizik yapamıyordu çünkü ortada ugraştıgı şeylere karşı bir güvensizlik vardı...önce dış dünyaya güvenmesi gerekiyordu fizik yapabilmek için..nitekim felsefesi bu sorunu ortadan kaldırdı...umarım biraz daha yardımcı olabilir bu bilgi...
  6. merhaba kursatotçu,forumlara şu sıralar hiç yazamıyorum..eger benimle fikir alış verişinde bulunmak istiyorsan yazdıgın konu da [email protected] adresine bekliyorum..ve eger mail atacaksan felsefeyle ilgileniyormusun?ne zamandan beri ilgileniyorsun bunları da yazarsan sevvinirim...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.