Fatih Zorşahin

- Condition One adlı yazılım şirketinin geliştirdiği teknoloji ile her kullanıcı iPad’de 180 derece pan hareketi (kameranın sağa-sola çevrilmesiyle elde edilen hareket) ile izlenebilen filmler yaratabiliyor. 3 boyutlu film ve tv teknolojisinin gelişimi yönetmenler için de bir kırılma noktası oldu. Yine de şöyle bir gerçek var ki, filmi izleyenin özellikle görmek istediği bir şey olduğunda, film üzerindeki açı ve perspektiflerle ilgili hiçbir şeyi kontrol edebilmesi mümkün değildi. Condition One ise bunu değiştirmeyi ümit ediyor. New York’ta kurulan Condition One’ın gömülebilir üç boyutlu video oynatıcısı, iPad ve iPhone’da bulunan herhangi bir oynatıcı uygulamaya entegre edilebildiği gibi, tek başına bir uygulama olarak da çalışabiliyor. Yazılım böylece izleyicilere sınırsız perspektifle filmi izleme imkanı sağlıyor. Uygulama herhangi bir donanım da gerektirmiyor. Kaynak:-frasb.com-

ABD menşeili Terrafugia firması, “sürülebilir spor hava aracı” olarak tanımladığı Navigator isimli hava aracını satışa sundu. Garaja sığabilen boyutta olan, karayolunda.. ABD menşeili Terrafugia firması, “sürülebilir spor hava aracı” olarak tanımladığı Navigator isimli hava aracını satışa sundu. Garaja sığabilen boyutta olan, karayolunda sürülebilen ve istenildiğinde uçabilen Navigator, diğer uçan araba denemelerinden bir adım öne çıkıyor. Maksimum 185 KM hıza çıkabilen Navigator, bir depo yakıtı ile 787 KM yol yapabiliyor. Toplam 650 kg ağırlığında olan aracın yakıt deposu ise 87 litre. Terrafugia Navigator 279 bin dolar fiyat etiketi ile siparişe özel olarak üretiliyor. Satın almadan önce deneme sürüşü yapmak da mümkün. Tabii bunun için ABD’ye gitmeniz gerekiyor.

Georgia Tech’s Center for Music Technology tarafından tasarlanan bu robotun adı Shimi. yalnızca ellerinizi dilediğiniz bir tempoda çırpmanızla Shimi melodiyi algılayıp buna göre dansetmeye başlıyor. Bu robot ayrıca, telefonun kamerası aracılığıyla yüz tanıma özelliğine de sahip. Böylece dinleyicilerin yerini algılayıp onların olduğu yöne doğru hoparlörlerini yöneltebiliyor. E tabi bu arada çılgınca dansediyor... Shimi'nin videodaki performansı şaşırtıcı şekilde etkileyici, izlemenizi öneririm! Kaynak: -frasb.com-

Söz konusu olan X ışınları vb değil. 2AI Labs’ın ürettiği O2Amps gözlükleri kişinin duygularını ve sağlık durumunu cilt rengi ve rengin solukluğunu algılayarak tespit ediyor. Gözlükler, gözün doğal yeteneği olan duygu ve sağlık göstergelerini algılayabilmek üzere inşa edilmiş. Örneğin kırmızı yanaklar utanmanın, yeşil bir surat mide bozukluğunun göstergesi. Kırmızı gözlükler bu basit göstergelerin de ötesine geçiyor ve çıplak gözle görülemeyecek ani duygu değişimlerini fark edebiliyor. Bu gözlüklerin arkasındaki teknoloji, araştırmacı Mark Changizi’nin pirimatlar üzerindeki renk değişimleri konusundaki çalışmalarına dayanıyor. Birinin utandığını yüzünden nasıl fark edebildiğimizin yanıtları burada saklı: Cilt değişimleri vücuttaki oksijen oranına bağlı meydana geliyor! O2Amps’ı takan kişiler çevrelerindekileri insanların anlık duygu değişimlerini de görebilecek. Uygulama alanı kumar masasındaki bir blöfçü de olabilir ancak Changizi, daha çok tıp alanında doktorların teşhisini kolaylaştırabilmek için bu gözlükleri ürettiğini söylüyor. Changizi ve ekibi, gözlük için 3 ayrı filtre geliştirmiş. Bunlardan biri, doktorların ve hemşirelerin damarları daha kolay bulabilmesini sağlıyor. Gözlüklerle oldukça belirgin hale gelen damarlar, ilk denemede bulunabilecek. İkinci bir filtre daha var ve bu doktorların travmayı daha hızlı tespit edebilmesini sağlayacak. Travma yaşayan bir beden hemoglobin sızdırcıkta kandaki renk de değişir. Bu değişim yüzeyden bakıldığında görünür değildir. Ancak gözlükler sayesinde doktorlar bu renk değişimlerini ve elbette travma durumunu başka pahalı görüntüleme gereçlerine gerek kalmadan anlayabilecek. Bugünün elektrikle sağlanabilen ve faydasız olan teknolojisi yerine böyle pratik bir teknolojiyi teşhis için kullanmak tıp dünyasına büyük bir katkı demek. Üçüncü filtre ise acil olmayan durumlar için yapılmış bir kontrol işlevine sahip. Örneğin, oksijen değerleri düşükse, kan koyu yeşile dönük bir renk alarak kişinin anemisi olduğunu ya da korku içinde olduğunu gösterir. Şu anda 2 hastane gözlükleri test ediyor. New York’taki Mount Sinai Hastanesi doktorları, gözlükleri takarken gördüklerinin arkasında müthiş bir tıbbi görüntüleme potansiyeli olduğunu söylüyor. Changizi ve ekibi, ürünü, doktorların yanı sıra devasa bir potansiyel olarak son tüketicinin günlük kullanımına da sunacaklar. Kaynak: -frasb.com-

Google ve Sony işbirliği yaparak “Google TV”yi yarattı. İnternet ve TV’yi kombine ederek ürettikleri konsol kullanıcının oldukça yükse bir hızla , internetin sağladığı özgürlük ve Google Chrome tarayısı aracılığıyla sevdiği içerikler arasında gezinebilmesini sağlıyor. Bir tarafında klavye de bulunan çift taraflı bir uzaktan kumandası sayesinde kullanıcı, rahatlıkla arama yapabiliyor ve sosyal medya hesaplarında güncelleme yapabiliyor. Ses kontrolü gibi temel özelliklerin yanı sıra kumandada bulunan hareket sensörü ile oyun oynamayı da ayrı bir keyfe dönüştürüyor. Avrupa’da Temmuz ayında online satışı başlayacak olan Google TV’nin fiyatı 200 EURO olacak. Kaynak: -http://www.frasb.com-

İnsanı çevreleyen onca dikkat dağıtıcı unsuru uzaklaştılabilse, bireysel üretkenliğin inanılmaz ölçülerde artacağına şüphe yok. Peki ya bu unsurları uzaklaştırmak yerine, beyin dalgalarımızı kontrol edebilseydik? Axio Headband, işte tam da bunu yapabilmeyi sağlıyor. Axio, beyin elektrosu ve elektroensifalografi (Beynin muhtelif alanları arasındaki elektrik potansiyel farklarının kaydı ile uğraşan bilim dalı) uygulamasıyla, beyindeki sinapsisler aracılığıyla iletişim kuran milyonlarca nöronun yarattığı elektriksel aktivite sinyallerini ölçüyor. Araç, konsantrasyondan (problem çözme, dikkat, neden-sonuç ilişkisi kurma vb) sorumlu ön lobdaki kortekse elektrotlarla bağlanıyor. Bu şekilde beyin dalgalarını ölçümleyen Axio, topladığı ölçüm datalarıyla, ideal çalışma (konsantrasyon) durumunu saptıyor. Saptadığı anda da kullanıcıya bunu haber veriyor. Axio halen bir prototip durumunda ancak bu yazın sonuna doğru satışa sunulması planlanıyor. Kaynak: -http://www.frasb.com-

Japon şirket Bandai’nin ürettiği Smartpert, iPhone’unuzu robotik bir köpek yavrusuna çeviriyor. Robot köpek, sese tepki verebiliyor, hareket edebiliyor ve jestleriyle etkileşime geçebiliyor. Smartpet’in yetenekleri arasında; yürüyebilmek, oturabilmek, şarkı söyleyebilmek, dans edebilmek ve kuyruk sallayabilmek de var. Tüm bunları yaparken mobil cihaz, arama, mesaj ve diğer fonksiyonlarını yerine getirmeye devam ediyor. Kullanıcı, köpeği dokunmatik ekrandan eliyle besleyebiliyor. Smartpet, Tokyo uluslar arası oyuncak fuarında ziyaretçilerin huzuruna çıktı. Robot köpeği kullanabilmek için iPhone uygulaması yüklemek gerekiyor. Bu uygulama ücretsiz ancak robot gövde 83 USD’den satılıyor. Kaynak: -frasb.com-

4.8-inç HD Super AMOLED ekran ve 1,280x720 piksel çözünürlüğü ile bu süper telefon, herkese göre bir telefon değil ancak meraklısı için fiyatının karşılığını sonuna kadar verebilecek kalitede bir ürün. Samsung Galaxy S3 ile diğer akıllı telefonların (ortalama) karşılaştırması: Ortalama ekran boyutu: Samsung G S3 4.8 inç / Diğer telefonlar 3,59 inç İşlemci hızı: Samsung G S3 1,80 GHz / Diğer telefonlar 1,14 GHz Konuşma süresi: Samsung G S3 6 saat/ Diğer telefonlar 6,73 saat Tasarım: "Mermer beyazı" ve "çakıl mavisi" olmak üzere 2 renk seçeneği bulunuyor. Tasarımın mottosu ise “doğadan esinlendi”… Samsung özellikle cihazın tasarımıyla ilgili ciddi değişiklikler yapmış. Ancak yalnızca havalı olmak için bu telefonu tercih etmek büyük bir hata olabilir. Samsung G S3'ün ağırlığı 135 gr ve Samsung G S2’ye oranla 17 gr fazlası var. Samsung G S3‘ün kalınlığı ise 8.6mm ve bu ölçüye bakılırsa kendi öncüllerine kıyasla daha kalın olduğu görülüyor. Diğer özellikler: Maksimum depolama alanı: 32 GB Hafıza: microSD kart Bağlantı: 4G, WiFi İşlemci: Quad Core (4 çekirdekli) Kaynak: -frasb.com-

Elektrikli otomobillerin hiç şakası yok. Evet pek çoğu küçük boyutlu ve tuhaf görünümlü olabiliyor. Ancak duruma başka bir boyuttan baktığımızda, insanı şaşırtacak denli yüksek performans gösterebildiklerini görüyoruz. Öyle ki Ferrari’nin hızlı olduğunu düşünenlerin fikri, aşağıda incelemesine yer verdiğimiz dünyanın en hızlı 10 elektrikli otomobilini görünce kökünden değişecek. Aşağıdaki otomobillerden büyük bir bölümü piyasada bulunmuyor. Hatta belki de hiçbir zaman satışa sunulmayacaklar. Yine de bu onlara hayran olmamızın önünde bir engel değil. 1.Shelby SuperCars Aero EV: Hızı 2,5 saniyede 0-60 mil/saat The Aero EV, 2008 ortalarında şok edici istatistikler eşliğinde sahneye çıktı ve listemizin en tepesinde yer alıyor. 1000 beygir gücünde ve hızı saatte 208 mile kadar çıkabiliyor. 2. 1972 Model Özelleştirilmiş Elektrikli Datsun: Hızı 2,95 saniyede 0-60 mil/saat Bu otomobilin dışarıdan bakıldığında yüksek performanslı bir canavar olduğu pek belli olmuyor. Hızı saatte yaklaşık 130 mile kadar çıkabiliyor. 3. Wrightspeed X1: Hızı 3,07 saniyede 0-60 mil/saat Elektirikli sistemi lityum polimer bataryalarla besleniyor. 4. L1X-75: Hızı 3.1 saniyede 0-60 mil/saat Karbon-fiber, 600hp L1X-75 bu otomobilin var olup olmadığı konusunda kuşkularımız var. Popüle rmekanik teknoloji yazarları 2007’de 3,1 saniyede 0-60 mil/saat’e ulaşabildiğini ve saatte 175 mil hıza kadar çıkabildiğini yazdılar. Hatta bunu ispatlayan bir video da çektiler, ancak bu video kaldırılmış olduğundan şu an maalesef yer veremiyoruz. 5. AC Propulsion tzero Roadster: Hızı 3,6 saniyede 0-60 mil/saat Tzero yalnızca 200 beygir gücü roket gibi fırlayabiliyor ve 3.6 saniyede 0-60 mil/saat hız yapabiliyor. Çünkü kasası oldukça hafif. Bu 220.000 USD bedelindeki prototipi sokakta görmeniz zor. 6. Tesla Roadster: Hızı 3,9 saniyede 0-60 mil/saat Roadster en yüksek hızı elektronik olarak 125 mil ile sınırlı olsa da 4 saniyenin altında 0 ile 60 mil/saat bir ivme ile bu listedeki en güçlü otomobillerden biri. 7. Eliica: Hızı 4 saniyede 0-60 mil/saat Bilimkurgu filmlerinden çıkmış tuhaf bir otomobil görünümündeki Eliica, Porsche 911 Turbo’dan daha hızlı ivme kazanıyor. Tokyo Keio Üniversitesi’nde Hiroshi Shimizu liderliğinde bir ekip tarafından üretilmiş. Ekibin belirttiğine göre uygun şartlar sağlandığında, saatte 250 mil hıza kadar çıkabiliyor. Fiyatı ise 255,000 USD 8. Rinspeed iChange: Hızı 4 saniyede 0-60 mil/saat 2009 Cenevre Oto-Şov’unda otomobil severlerin huzuruna çıkan Rinspeed iChange, yolcu sayısına göre şekil değiştirebiliyor. Hızı saatte 137 mile kadar çıkabiliyor. 9. Tango: Hızı 4 saniyede 0-60 mil/saat Böylesi bir görünüme sahip bir otomobili nasıl ciddiye alıp bu listeye eklediğimizi soruyor olabilirsiniz. Üretici firma Commuter Cars’ın büyük bir ciddiyetle ortaya koyduğu iddasına göre bu dünyanın en hızlı şehir otomobiliymiş. Hızı saatte 120 mile kadar çıkabiliyor. Üstelik bu otomobil gerçekten satılıyor ve kullanıcılarından biri de George Clooney! 10. Dodge Circuit EV: Hızı 5 saniyeden daha kısa sürede 0-60 mil/saat Maksimum hızı saatte 120 mile çıkabiliyor. Kaynak: -frasb.com-

Görünüşe göre Süperman’in ışınları artık yalnızca ona özgü değil. Texas Üniversitesi’nin araştırmasına göre, akıllı telefonlarımızın sayesinde ortalarda dolaşan birer Clark Kent olacağız. Araştırmaya göre akıllı telefonlar, enerjinin ve her şiddette ışığın dalga boyunu ölçecek ve elektromanyetik bir spektrumda karakterize ederek çalışacak. Şu anda tüketicilerin kullanımına hazır değil. Mikrodalga ve kızılötesi ışınlar aracılığıyla cihazlar X ışınlarına benzer şekilde nesnelerin içine nüfuz edebilecek. Böylece objelerin içini görebilen cihazları cebimizde taşıyor olacağız. Bu teknoloji yalnızca bir eğlence aracı olarak nesnelerin içini görmekte değil, tıpta X ışınlarının yerine de kullanılacak. İş dünyasında da pek çok alanda kullanılabilme potansiyeli taşıyor. Araştırmacılar bu teknolojinin yaratacağı güvenlik sıkıntılarının ve endişelerin de farkında. Bu nedenle bir mesafe sınırlaması getirmek üzerinde duruyorlar. Bu teknoloji hakkında ne düşünüyorsunuz? Akıllı telefonunuzla duvarların içini görmek ister miydiniz? Kaynak: frasb.com-

Japonya’nın mobil operatörlerinden NTT docomo ve Fujitsu, dokunmatik ekranı çift taraflı olarak çalışan prototip bir telefon geliştirdiler. Çift taraflı ekran "dokunmaya dayalı kullanıcı deneyimine" büyük bir fark katıyor. Videoda gösterilen Rubik küpü örneği, bu çift taraflı dokunmatik ekran deneyimini oldukça iyi anlatıyor. Ekranın bir tarafıyla kübün bir kenarını sabit tutarken diğer taraftan kübün geri kalanı hareket ettirtebiliyorsunuz. Kaynak: -frasb.com-

Telekomünikasyon teknolojisinin ilerlemesiyle beraber, dünyanın öbür ucunda olan bir arkadaşınızın sanal yansımasını karşınızda görebilmenizi sağlayan “telepresence” (tele-varlık) kavramı ortaya çıktı. Facetime ve Skype’ın, telepresence kavramına ne kadar yakın olduğu teknoloji dünyasında tartışılıp duruyor. Ancak, omzunuzda duran bir robotun, gördüğünüz, işittiğiniz her şeyi, dünyanın diğer ucundaki bir arkadaşınıza gerçek zamanlı olarak aktarabiliyor olması, yepyeni bir deneyimdir. Japonya’da Yamagata Üniversitesi’nde yapılan bu deneysel robotlara, the Miniature Humanoid 2 ya da kısaca MH2 adı verilmiş. Kaynak: -frasb.com-

12 inç (30,48 cm) yüksekliğindeki mini atari “star wars micro” ile tanışın. Gerçekten çalışıyor! Ekranda 1983 yılınının versiyonu “star wars arcade“ ile karşılaşıyorsunuz. “Star Wars Micro”nun mikro parçaları ve dış kasası tamamen el yapımı. Yapımcısı Le Chuck, bu cihazı yaratmak için 80 saatini verdiğini belirtiyor.

Aynı zamanda güneş gözlüğüne de dönüşebilen bu gözlüklerle tüm yaşamınızı kayıt altına alabileceksiniz. Sosyal video paylaşımında yeni bir trend yaratmak için hayata geçirilen bu fikir, bizzat olayları yaşayan 1. şahsın gözünden görüntü alması yönüyle de gerçekten fark yaratacak. Gözlük moda ile teknolojinin güzel bir birleşimi ve hala geliştirilmeye devam ediyor.

Kaynak: -frasb.com-