Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 http://www.ntvmsnbc.com/news/413668.asp Gayet kapsamlı bilgi veren bu habere göre milli gelir, enflasyon ve faiz açısından en iyi hükümet Erdoğan hükümeti olarak belirtiliyor, diğer veriler için linke girip okumakta fayda var ama ben özellikle faiz konusunda biraz önce girdiğim bir tartışmadan sonra bunu görünce şöyle bir tebessüm ediyorum... Gerçekçi olmakta fayda var; mesela en düşük işsizlik bu verilere göre Erbakan-Çiller döneminde yakalanmış; bunun gibi diğer hükümetlerin de mücadelede başarılı olduğu noktalar olmuş ama benim gördüğüm kimsenin çıkıp da "bak şunu yaptılar, batırdılar" demeye hakkı yok... Saygılar... Sevgiler... Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 http://www.ntvmsnbc.com/news/413668.asp Gayet kapsamlı bilgi veren bu habere göre milli gelir, enflasyon ve faiz açısından en iyi hükümet Erdoğan hükümeti olarak belirtiliyor, diğer veriler için linke girip okumakta fayda var ama ben özellikle faiz konusunda biraz önce girdiğim bir tartışmadan sonra bunu görünce şöyle bir tebessüm ediyorum... Gerçekçi olmakta fayda var; mesela en düşük işsizlik bu verilere göre Erbakan-Çiller döneminde yakalanmış; bunun gibi diğer hükümetlerin de mücadelede başarılı olduğu noktalar olmuş ama benim gördüğüm kimsenin çıkıp da "bak şunu yaptılar, batırdılar" demeye hakkı yok... Güzel kardeşim, Zaten yazılarımda söylüyorum, Erdoğan hükümetindeki ekonomistlerin tek bildiği şey. Türkiye'deki enflasyonun dövize endeksli olduğunu bilmek ve enflasyonu azaltmak için doların yükselmesini engellemektir. Bunun dışında icraatı yok Erdoğan hükümetinin. O linki verdiğin iyi olmuş. Zira birsürü kalem arasından seçtiğin sadece 3 başlıkta erdoğan hükümeti başarılı görülmüş. Ama gözden kaçırılan bir husu var. Reel faiz. Nominal faiz % 85 de olabilir. Ama Enflasyon da % 80 ise, reel faiz % 5 tir. Türkiye tarihinin en yüksek reel faizleinden biri Erdoğan hükümeti döneminde ortaya çıkmıştır. Öte yandan milli gelir hesabı. Milli gelirin birkaç hesaplama yolu vardır. Yabancı sermaye girişleri de Milli gelir hesabına dahil edilir. Ülkede reel yatırıma dönüşmeyen bu kadar sıcak para varken yapılan milli gelir hesabında elbette Milli gelir yüksek çıkar. Bize faydası olmayan milli gelir hesabı bunllar. Harcamalardan yola çıkılarak yapılan milli gelir hesabı Türkiye gibi ülkelerde yanlış sonuçlar verir. Bugün hangi vatandaşımızın önümüzdeki 3-5 ayın, hatta 12-24 ayının gelirini ipotek ettirmemiştir ki bankalara? Harcamalardan yola çıkılarak hesaplanan milli gelir Türkiye'de yüksek çıkar. Bir de gelirlerlerden, yaratılan katma değerden yola çıkarak hesaplasınlar milli geliri. Ne bulacaklar merak ettim. Bir insan neden kredi kartı alır? Neden sadece hesabına bağlı ödeme kartı/bankamatik kartı almaz? Bugünkü geliri yetmediği için. Harcamalardan yola çıkılarak yapılan milli gelir hesabının içinde gelecek yıl kazanılacak ve şimdi yenen paralar da vardır. Kredi kartlarındaki yaygınlaşma, gelecek yıldan yemeyi kolaylaştırmıştır. Bundan dolayı gecekten yemenin yaygınlaştığı dönem ile gelecekten yemenin zor olduğu dönemler karşılaştırılamaz. Karşılaştırılırsa sağlıklı sonuca ulaşılamaz. Ne zaman ki kredi kartı kullanıcı sayısı aşağı yukarı sabitlenir, yani milli gelir hesabına ne zaman ki her dönemde gelecekten yapılan harcamalar dahil edilir, o zaman o karşılaştırma sağlıklı olur. O linki vermen iyi olmuş. Zira yakın zamanda gittiğim Antalya'da birkaç esnaf, Tansu çiller dönemini arar hale geldik demişti. Tansu Çiller döneminde en az işsizlik oranı yakalanmış. Herkes az çok kazanırsa, herkes az-çok menun olur. Ama şimdi durum öyle değil. İşsizlik had safhada. Ve çok mutsuz insan var. Bunun sonucu olarak kanunsuzluk ve asayişsizlik artıyor. Eskiden duyarmıydınız bu kadar hırsızlık, kapkaç ve dolandırıcılık haberi? Sadece insanların karakteri bozuldu da ondan artış oldu diyebilirmisiniz? Atasözü var: Aç bırakma hırsız edersin, çok söyleme arsız edersin. Saygılar. Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 Bence siz hep boş tarafını görmek istiyorsunuz; ihracat sorununu bir ara ben de takip ettim ama dediğiniz gibi genelde diğerlerinden çokça geri bir durumda değildi hükümet ekonomi konusunda; linkte iyi diye verilenleri de küçümsemeye kalkmayın hemen Türkiye'nin koşullarını unutuyorsunuz sanırım; hele bir de bu 2002'de ki Türkiye olunca o sıkıntılı dönemi hatırlamak gerçekten faydalı oluyor... Bugün Türkiye gelişmekte olan 15'ler içindedir; bunları da hesaba katın lütfen; küçümsediğiniz hükümet çok feci ve istikrarsız bir dönemde gelerek ekonomiyi rahatlatmış(bunu yaparken bazılarına göre biraz fazla rahat hareket etmiş olabilir) ve siyasi istikrarı muhalefet Cumhurbaşkanlığı sorunu çıkarana kadar sürdürmüştür... Sanırım burada asıl peşine düşülen konu "küresel sermayeye biraz fazla yem mi oluyoruz???"dur; bu da farklı ekonomik yaklaşımlara göre şekillenebilir bir konudur... Kimine göre ülkeyi satmak olan kimine göre rekabet ortamına uyum açısından atılım olabilir; kimi Yahudi'ye karşıdır kimi de zaten bol Yahudi var(gizlisi de dahil) der geçer... Olay genel olarak küreselliğe ayak uydurmak ile daha kapalı kalabilmek arasındaki mücadeleden gördüğüm kadarıyla... Bana kalsa ikisi için de salla gitsin derim; ama ülkem söz konusuysa Türkiye zaten feci durumdadır ve "çok uzun süredir" de birilerinin paralarıyla idare edilmektedir; bundan sonra yapılabilecek olan da küreselliğe ayak uydurarak ülkenin refah seviyesini artırarak insanları düşünmeye sevkedecek "rahat" ortamı oluşturmaktır... Gerçekten konuştuklarımız başka hiçbir şeyden değil; bu iki tercih arasında kalan ülkemiz içindeki grup çatışmasından... Yani hükümet başarısız değildi, hatta diğerlerine göre konumuyla da değerlendirilince başarılı olduğu da söylenebilir; gelecek olan da fazlasını yapamayacağı gibi alternatifi koalisyon olduğundan işler kötüye bile gidebilir;ama eleştirilecek çokça şeyi de olacaktır, bu onun insan ürünü olmasından gelen doğal özelliği olduğu gibi ülkem şartlarının da etkisi büyüktür... Saygılar... Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 Sanırım burada asıl peşine düşülen konu "küresel sermayeye biraz fazla yem mi oluyoruz???"dur; bu da farklı ekonomik yaklaşımlara göre şekillenebilir bir konudur... Aliciğim, İnan benden öte yabancı sermayeye sıcak bakan adam bulamazsın. Ben isterim ki yabancı sermayeye hiçbir engel olmasın. Benim sorguladığım konu, özel şirketleri satılmaya zorlayan ekonomik nedenler. Eskiden duyardık, falanca Türk şirketi filan yabancı şirketi satın aldı diye. Şimdi tersi oluyor. Türk Şirketlerinin böyle satılmasına pek şahit olmamıştık. Türkcell, satılmak şöyle durcun, Azercell, Kcell vs gibi yatırımlarla çevre ülkelerde de öncü lider durumdaydı. Keza Telsim de öyle. Ama şimdi dışarıdaki ortaklıkları boşverin evdekiler bile satılıyor. Neden? Bu yabancı sermaye düşmanlığı değildir. Ben sadece nedenini sorguluyorum. Şirketleri satışa zorlayan nedenleri. Bunun nedenini de yukarıda basit bir örnek vererek açıkladım. Türkiye'de yüksek enerji maliyetleri ile, düşük kurun yerle bir ettiği rekabet etme gücü ile, yüksek faizlerle bu şirketlerin uzun süre ayakta durmaları çok zor. Şirketler bu nedenle batıyorlar, başka ülkeler taşınıyorlar veya yabancılara ölü eşek fiyatına satılıyorlar. Yoksa yabancı sermaye sefa gelsin hoşgelsin. Saygılar. Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 Bir de değer verdiğim insanlardan duyduğum şu şeyi söyleyelim o zaman: Devlet elinde kalan kurumlar küresel şartlara uyumlu işletilemiyor, zarara bile neden oluyor... Yani devletçiliğin, hele bir de bizim gibi çoktan bazı ağlara tutulmuş ülkelerin devletçiliğinin zararı kendi içinden gelen zaten; ve hesaba katmadığınız da şu ki ülkemizin olmazsa olmaz iş adamlarınin isteği dışında neler yapılabilir ki hükümet her şeyden suçlanabilsin, hataları olsa da genele bakıldığında "satıyorlar memleketi""batırdılar memleketi" denilecek bir durum oluşturmadılar, insanlar biraz da üzerinde yaşadıkları toprağın gerçeklerini görebilmeli... Bir yerde sorun varsa illa hükümetle özdeşleştirilmemeli bu... Saygılar... Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 Bir de değer verdiğim insanlardan duyduğum şu şeyi söyleyelim o zaman: Devlet elinde kalan kurumlar küresel şartlara uyumlu işletilemiyor, zarara bile neden oluyor... Yani devletçiliğin, hele bir de bizim gibi çoktan bazı ağlara tutulmuş ülkelerin devletçiliğinin zararı kendi içinden gelen zaten; ve hesaba katmadığınız da şu ki ülkemizin olmazsa olmaz iş adamlarınin isteği dışında neler yapılabilir ki hükümet her şeyden suçlanabilsin, hataları olsa da genele bakıldığında "satıyorlar memleketi""batırdılar memleketi" denilecek bir durum oluşturmadılar, insanlar biraz da üzerinde yaşadıkları toprağın gerçeklerini görebilmeli... Bir yerde sorun varsa illa hükümetle özdeşleştirilmemeli bu... Ali bey, Devlet ekonomide olmasın. Ben de devlet işletmelerinin satılmasından yanayım. Karlı olsalar bile satılmalı, devlet işletmecilik yapmamalı. Devlet işletmeciliğin kurallarını koymalı ve kurallara uyulmasını sağlamalı. Benim eleştirdiğim konu, özel şirketlerin bile batmasına, taşınmasına ve satılmasına yolaçak düşük kur yüksek faiz politikası. Saygılar. Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 Ali bey, Devlet ekonomide olmasın. Ben de devlet işletmelerinin satılmasından yanayım. Karlı olsalar bile satılmalı, devlet işletmecilik yapmamalı. Devlet işletmeciliğin kurallarını koymalı ve kurallara uyulmasını sağlamalı. Benim eleştirdiğim konu, özel şirketlerin bile batmasına, taşınmasına ve satılmasına yolaçak düşük kur yüksek faiz politikası. Saygılar. Ben de diyorum ki tek sorumlu AKP mi oldu bu ülkede??? Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 Ben de diyorum ki tek sorumlu AKP mi oldu bu ülkede??? Sorumlular genelde iktidarlar olu Ali Bey. Kimse Baykal'a, bahçeli'ye gidip de neden kurların düşüşünü engellemediniz, neden faizleri indirmediniz demez. AKP bundan dolayı sorumlu. Saygılar. Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2007 Sorumlular genelde iktidarlar olu Ali Bey.Kimse Baykal'a, bahçeli'ye gidip de neden kurların düşüşünü engellemediniz demez. AKP bundan dolayı sorumlu. Saygılar. İlla günah keçisi aranacaksa bir karşılaştırma yapmanız da gerekli; bu konuda izlenen politikaların Türkiye'nin tarihsel süreci içinde yeri hangi hükümette nasıldı??? AKP tek sorumlu mu, hatta Türkiye normlarına gayet uygun mu hareket etti??? Diğerleri ne yaptı??? Ne yapılabilirdi??? Senaryolar kurarken belirli sermaye gruplarını hesaba katıyor musunuz??? Saygılar... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.