Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2007 5 yılda, AKP'li bakanlar zenginleşmiş, Halk yoksullaşmıştır. Bu gerçeği hiçbir ajitasyon hiçbir propaganda değiştiremez. not: Alio_1, yazılan iddialara fikirlere, sırf cevap yazılmamış olmasın diye cevap yazmak yerine, karşılık üretirsen gerçekten cevap vermiş olursun. Ben soru sordum; karşı taraftan "anlayışlı" bir şahıs cevap verip karşı sorusunu sordu; şu an ben de onun yaklaşımını bekliyorum... Karşılık üretiyorum zaten, niye beni durupdururken böyle bir polemiğin içine çekiyorsunuz, anlamak istemiyorum gerçekten... Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2007 ÜLKEM ICIN BENIM YAZDIGIM KÜCÜK YOLSUZLUK MASALI Evet ülkemizde ne yazikki Aile boyu soyuyorlar ,,adamlar dogustan soymaya meyilliler ,,nasilmi bir bakin inceleyin..!! Ne ip uclari bulacaksiniz bir bakiniz etrafinizi bir bir inceleyin bu tipler hangi kiliktan kiliga giriyorlar bu medine dilencileri ve görüntüleri ,,yanyana koyun ..bir bir tekrar tekrar inceleyin.. Bir örnekle basliyalim dilenciler tiplerini inceleyin..suratlarina iyi bakin agizlarindan cikan kelimeler..sinirlenince ne sekil aldiklarina bakin ..!! NE HATIRLATIYOR. hicbir sey hatirlatmiyorsa unutma yarin bu kisi bizi yönetebilir ,,cünkü onlar bizim zayif yönümüzü cok iyi biliyor..!! Anliyamadiniz degilmi !!,, kemal sunalin rahmetlinin filimlerine bakin ordada ip uclari var..gene anliyamadinizsa bu sefer kalkin gidin en iyisi bir muskaciya o size cok iyi anlatir... Onlar dilenmeye,, bizler ise onlara para vermeye devam edecegiz..!! Anlasilan. Saygilar yamyam frankfurt Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 13 Temmuz , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 13 Temmuz , 2007 Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şükrü Kızılot tarafından yapılan değerlendirme, AKP iktidarının ekonomiyi getirdiği noktayı gözler önüne serdi. Kızılot'un değerlendirmeleri özetle şöyle: AKP iktidar olduğunda cari açık (Türkiye'ye gelen dövizle çıkan döviz arasındaki fark) 2002 Aralık ayında 1.5 milyar dolardı. 2006 Aralık rakamı ise 31.5 milyar dolar. Artış oranı yüzde 2 bin. Dış ticaret açığı (ithalatla ihracat arasındaki fark) 2002 Aralık ayında 15 milyar dolardı. 2006 Aralık ayında ise 53 milyar dolar. Artış oranı yüzde 241. Borç had safhada AKP iktidar olduğunda Türkiye'nin toplam borcu 222 milyar dolardı. Bugün 408 milyar dolar. İç borçta artış yüzde 114, dış borçta artış yüzde 64. AKP iktidar olduğunda kişi başına borç 3 bin 187 dolardı. Bugün 5 bin 458 dolar. Artış yüzde 71. Özel sektörün dışarıya borcu 2002 Aralık ayında 44 milyar dolardı. Bugün dışarıya borcu 126 milyar dolar. Artış yüzde 187. Ailelerin bankalara borcu 2002 Aralık ayında 4.3 milyar YTL'ydi. 2007 Mayıs itibarıyla bu rakam 24.4 milyar YTL. Artış oranı yüzde 467. 4 Tüketici kredilerinde 2002 Aralık ayı rakamı 2.3 milyar YTL'ydi. 2006 Aralık ayında 45.5 milyar YTL. Artış yüzde 1878. 19 kat. Türkiye borçla yaşar hale getirildi. Ayrıca kredi kartı borçları toplamı 2002'de 4.3 milyar YTL'yken geçen yıl 21.2 milyar YTL'ye çıktı. Artış yüzde 393. Yabancılar ve rantiye Temmuz 2006'da yabancıların devlet tahvili, Hazine bonosu ve borsa kazançlarının vergisi yüzde 15'ten sıfıra indirildi. Yabancılar vergi ödemiyor, Türkler bu gelirlere yüzde 10 vergi ödüyor. Borsa da yabancılara geçti. AKP iktidara geldiğinde yüzde 43 olan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'ndaki yabancı payı şu anda yüzde 71'e çıktı. AKP iktidarı, rantiye kesimi ihya etti. Yabancıların 2002'de borsaya yatırdığı her bin dolar, şu anda 3 bin 586 dolar oldu. Dolar bazında kazanç oranı yüzde 259. Böyle bir örnek dünyada yok. Sömürmeye geldiler AKP iktidarında rantiyeye toplam 141.3 milyar dolar faiz ödendi. Büyük bölümünden vergi alınmadı. Türkiye yüzde 19 ile dünyada en yüksek faizi ödeyen ülke. Yabancılar AKP iktidarında risksiz devlet tahvilinden yüzde 141 kâr etti. AKP iktidara geldiğinde tahvile bin dolar yatıran yabancı, 4.5 yılın sonunda 2 bin 441 dolar kazanç sağladı. AKP iktidar olduğunda bankacılık sektöründeki yabancı payı yüzde 3'tü. Bugün itibarıyla yüzde 42. Artış 14 kat. AKP iktidarında gelen yabancı sermayenin yüzde 81.4'ü bankacılık ve haberleşme sektörüne girerken sadece yüzde 14.1'i imalat sektöründe yer aldı. Esnaf, çiftçi zulüm altında Karşılıksız çeklerde artış yüzde 102, protesto edilen senetlerdeki artış yüzde 204 oldu. Pek çok işyeri kapandı. Büyüme iddiasına karşın AKP iktidar olduğunda 8 milyon olan vergi yükümlüsü sayısı, 2006 yılı sonunda 470 bin azalarak 7 milyon 530 bine indi. Türk halkı, beş yıl boyunca dünyanın en pahalı akaryakıtını kullandı. AKP iktidarında birikimli enflasyon yüzde 61.3 olurken çeltik fiyatı yüzde 22, mısır yüzde 12, çavdar yüzde 8 düştü. Aynı dönemde mazot ve sulama fiyatları 2.5, gübre fiyatı 2 katına çıktı. Bankasının satışından 2 milyar dolar kâr eden vergi ödemezken esnaf, işçi ve memurun gelir vergisi yüzde 35'i buldu. AB ortalamasında yüzde 35 olan vergide adaletsizliğin göstergesi dolaylı vergiler, Türkiye'de yüzde 71'e çıktı. AKP iktidarında açlık sınırı 369 YTL'den yüzde 70 artarak 626 YTL'ye, yoksulluk sınırı ise 1122 YTL'den yüzde 82 artarak 2 bin 40 YTL'ye ulaştı. Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 13 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 13 Temmuz , 2007 820 bin YTL'yi peşin verdi iki villa aldı 13 Temmuz 2007 Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile eşi Hayrünisa Gül, TOKİ’Nin Ümraniye- Kemerdere’de yaptırdığı villalardan aldı. 2 villa için Gül toplam 820 bin YTL ödedi AKP’nin Cumhurbaşkanı adayı olan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ) İstanbul’da yaptığı lüks villalardan kendisi ve eşi adına toplam 820 bin YTL peşin ödeyerek iki villa sahibi oldu. AKP’nın mitingleriyle özdeşleyen açılışlar yapan TOKİ, Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. kanalıyla Ümraniye-Kemerdere’de de 62 özel villa yaptı. Villadan satın alanlar arasında Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile eşi Hayrünisa Gül de bulunuyor. Güller aynı gün peşin para vererek iki villa satın aldı. Satış fiyatları incelendiğinde, Abdullah Gül ve eşinin aldıkları iki villanın, diğer villarara göre fiyatlarının daha düşük olduğu görüldü. Ümraniye-Kemerdere İdealistkent Apart ve Villaları projesinden peşin ödeme yaparak iki villa sahibi olan Abdulhlah Gül ve eşinin ödemeyi 27 Aralık 2006’da yaptıkları, villaların belirlenen zamandan önce yapımının tamamlanarak hak sahiplerine teslim edileceği bildirildi....hurriyet.com.tr ......................................... Bu ülkeyi yönetmeye aday insanlar o dönemde hic birsey almaz..cünkü hakketmez ..!! HAKKETIYORSA BU DÜNYADAN GÖC EDINCE O HAKKINI ZATEN ALACAKTIR Bir Avrupali öyle yapar ..!! dini inanclari kuvvetli olmasada..!! Ya sen bu ulusun zenginlesemeyen halki icin ne yapiyorsun..!! bir degil iki parmagini sokuyorsun halkinin gözüne.. bir degil iki diye... yamyam frankfurt Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2007 AKP seçmeni uyuma, bir kez daha oku! Bak AKP neymiş?... "AKP, İslâm'a karşı bir Truva atıdır! " Tayyip Erdoğan, 2004 yılında Suudi Arabistan’da “İslâm Ortak Pazarı doğru değildir” dedi. Erdoğan’ın konuşması, küresel sistem sahiplerine boyun eğdiği gibi Türkiye’nin gücünü ve etkinliğini kullanarak diğer İslâm ülkelerine de bunu tavsiye ettiğini gösteriyordu. Erdoğan, Suudi Arabistan’dan döndükten sonra kimsenin dikkatini çekmeyen bir cümle daha kullanmış, bundan sonra ortaya koyacakları görüşlerin, bölgesel ve küresel etkileri olacağını söylemişti Oysa, AKP kadroları içinde, özgün görüş üretebilen tek bir kişi bile yoktu! Kim üretecekti bu görüşleri ki, bölgeyi ve bütün dünyayı etkileyebilsin? *** The Economist dergisinin 24 Ocak 2004 tarihli sayısında, “Türkiye, üslerini ve hava sahasını açarak Amerikan işgaline yardımcı oluyor, karşılığında birşeyler almayı hak ediyor” denildikten sonra aynen şu ifadeler kullanılıyordu: “Sorun, 11 Eylül’den bu yana ABD’nin çıkarlarının değişmiş olması. Soğuk Savaş sırasında, Türkiye’nin rolü Sovyetler Birliği’ni kontrol altında tutmaktı. Bugün ise, ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Eric Edelman’a göre ’İslâm dünyasında reform ABD’nin en önemli stratejik girişimi’ ve Türkiye’nin başarısı da bunda büyük rol oynayabilir.” Reformun uygulayıcıları kim? Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül! Hem de Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanı olarak! *** İslâm tarihinde yalancı peygamberler, sapık tarikatlar vardır ama ABD’nin, Yahudi teorisyenlerin fikriyle İslâm’da reforma kalkışacağına, bunu da Türkiye’nin Başbakanı ve Dışişleri Bakanı vasıtası ile yapacağına, ben de inanamazdım ama gerçek bu! İslâm’ı yüreğinde hisseden bir Müslüman veya “dindar” olduğu söylenen bir Cumhurbaşkanı adaylı, ABD’nin “İslâm’da reform stratejisi” ni uygulamaya kalkışır mı? *** Erdoğan’ın, ABD’deki Musevi ve Müslüman kuruluşların liderlerini, ayrı ayrı kabul etmesi sırasında Amerikalı Müslüman liderler, Türkiye’nin İslâm dünyası için rol modeli olabileceğini ifade etmişti! İlk defa 1999 yılında Pentagon’un raporlarında yer aldığı bilinen “Büyük Ortadoğu Planı” İslâm coğrafyasının demokratikleşmesini, yani yeniden şekillendirilmesini öngörüyor. Planın fikir babası tarihçi Bernard Lewis’tir. Hedef, bu coğrafyadaki bütün milli kimliklerin çözülerek, bütün halkların Ortadoğu kimliğinde birleştirilmesi ve Talabani’nin de yıllar önce ifade ettiği gibi İstanbul’dan yönetilen bir Ortadoğu Birleşik Devletleri kurulmasıdır. Bunu bizzat kendim Bernard Lewis’ten dinledim. *** Avrasya’da toplam dört federasyon kurulup, bunların dörtlü konfederasyonda birleştirilmesi ve başına bir halife tayin edilmesi de planın ikinci aşamasıdır. Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyaretinde “son Osmanlı” ile görüştürülmesi, son Osmanlı’nın da kendisine başarılar dilemesi ilginçtir. İslâm devleti kuracak olsalar, “Mesih gelecek” şeklindeki Hıristiyan uydurmasının Müslüman Türk toplumuna kabul ettirilmek istenmesine ve “Hz. İsa’nın etrafında birleşelim” propagandasına seyirci kalmazlardı. Hıristo-Yahudi pazarının kriterlerini uygulamak için Türk Anayasası’nı delik deşik eden bu kadronun savaşı, sadece Türklük ile değil aynı zamanda İslâm iledir! *** Nitekim Erdoğan, bu konuyu izah ederken, “Türkiye’nin dışında bir ülkenin yaklaşımı, bölgede karşı tepki alacaktır. Bu, ABD için değerlendirmeye değer bir zenginliktir” diyor. Yani Türkiye’nin ABD tarafından İslâm Dünyası’na bir “Truva atı” olarak sokulmasını kabul ediyor, bu rolü üstleniyor, “Bizi kullanın” demiş oluyor, CHP’nin önde gelenleri ise “AKP İslam devleti kuracak” diyor! Halbuki, “Medeniyetler Çatışması” diye İslâm’ı birinci tehdit olarak kabul etmiş olan küresel belâ, İslâm Dünyası içinde başlatmak istediği sözde reformun uygulayıcısı olarak AKP’yi ve dolayısıyla Türkiye’yi kullanmak istiyor. Kaynak: Yeniçağ gazetesi.. Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2007 PKK kamplarının da bulunduğu Kuzey Irak’ın elektrik ihtiyacı Türkiye'den karşılanıyor. Olay bununla da kalmıyor. Türk halkına 12.4 kuruştan verilen elektrik Kuzey Irak'a 8.8 kuruştan satılıyor. Ortaya çıkan zarar ise Hazine'den karşılanıyor. CHP İzmir Milletvekili Erdal Karademir, PKK kamplarının da bulunduğu Kuzey Irak’ın elektrik ihtiyacının, "AKP’nin yandaşı olan Karadeniz Toptan Elektrik Ticaret AŞ tarafından" sağlandığını iddia etti. CHP’li Karademir yaptığı açıklamada, AKP Hükümeti ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun, 2003 yılında Karadeniz Toptan Elektrik Ticaret AŞ’ye (KARTET) Irak’a elektrik ihraç etmesi için özel izin verildiğini belirtti. KARTET firmasının "AKP yandaşı" olduğu ileri sürülen Karadeniz Holdingin kuruluşu olduğunu ifade eden Karademir, “KARTET Türkiye'den elektrik ihraç eden tek özel şirkettir. İsrailli işadamı Sami Ofer’in ortağı Global yatırımın sahibi Mehmet Kutman Karadeniz Enerjinin dolaylı ortağıdır” dedi. “AKP Hükümeti terör üssü Kuzey Irak'a bu şirketin aracılığı ile elektrik kıyağında bulunmaktadır” diyen Karademir, şöyle dedi: “Türkiye halkına ve sanayicisine 12.4 YKr'den elektrik satan AKP iktidarı Kuzey Irak'a 8.8 YKr'den elektrik ihraç edebilmek için özel yasa çıkartmıştır. 13 Mart 2005 tarih 25754 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan yasa ile KARTET’e, TETAŞ yerine daha ucuz fiyata EÜAŞ'den elektrik alma imkânı sağlanmıştır. AKP yandaşı KARTET'in ucuz elektrik ihracatı sebebiyle elde edemediği kar ise, Ağustos 2006'da AKP Hükümetinin aldığı Bakanlar Kurulu Kararı doğrultusunda ÖTV sıfırlaması yapılarak Hazine'den karşılanmıştır. Diğer deyimle, Kuzey Irak’a verilen elektriğin parası Türk halkının cebinden çıkmaktadır.” hürriyet buda olurmu.. Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2007 AKP zenginleri Başta Başbakan olmak üzere AKP'li bakanların çocukları 4.5 yılda milyon dolarlık servete ulaştılar Büyüme çocuklara yaradı * Başbakan'ın oğlu Ahmet Burak Erdoğan'ın, Mecit Mert Çetinkaya ile 2007'de kurduğu MB Denizcilik adlı şirket, kuruluşundan 18 gün sonra yük gemisi satın aldı. * Unakıtanlar'ın AB Gıda şirketi yalnızca 2005 yılında 22 milyon 163 bin 902 YTL ciro yaptı. * Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın oğlu Erkan Yıldırım ve kardeşinin şirketi, TDİ'ye ait Ankara feribotunu ihalesiz olarak kiraladı. * Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'nin çocukları İsmail ve Mustafa Talha Pepe'nin ortak olduğu şirket 9 milyon YTL teşvikle gemi satın aldı. İLHAN TAŞCI </B> ANKARA - AKP döneminde bakanların birçoğunun çocuğu henüz 30'unu bile doldurmadan "gemi yüküyle" servete ulaştı. Başbakan Tayyip Erdoğan 'ın çocukları 1 milyon YTL'ye villa, 2.5 milyon dolara gemi sahibi oldu. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan 'ın oğlunun şirketi ise 22 milyon YTL ciro yaparken tek kuruş KDV ödemedi. Eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe 'nin çocukları da iktidarları döneminde gemi sahibi oldular. Prof. Dr. Şükrü Kızılot , AKP'nin çıkardığı malvarlığının sorgulanamayacağına ilişkin yasanın kendi çocukları için sigorta olduğunu vurguladı. AKP iktidarı döneminde kabine üyelerinin çocuklarının hızlı yükselişleri şöyle gelişti: Başbakan'ın oğlu Ahmet Burak Erdoğan , Mecit Mert Çetinkaya ile 19 Ocak 2007 tarihinde MB Denizcilik Şirketi'ni kurdu. Şirketin kuruluşundan 18 gün sonra oğul Erdoğan, Safran 1 adlı yük gemisini satın aldı. Şirket, 500 bin dolarını peşin ödediği geminin geri kalan borcunu 36 ay taksitle ödeyecekti. 1 milyon YTL'ye villa Başbakan'ın oğulları 25 Ağustos 2006 tarihinde de İstanbul Kısıklı'da 1 milyon YTL'ye villa sahibi oldular. Başbakan'ın Dünya Bankası'nda çalışan küçük oğlu Necmettin ise eşiyle birlikte 24 Ağustos 2005 tarihinde ABD'nin Maryland eyaletinde 261.5 bin dolara bir ev satın aldı. Başbakan'ın kızı Esra Erdoğan 'ın eşi Berat Albayrak ise Samsun-Ceyhan boru hattı işini ihalesiz olarak alan Çalık Grubu'nda genel müdürlük görevine getirildi. Erdoğan'ın kız kardeşinin eşi de 1 milyon YTL'ye İstanbul'da villa sahibi oldu. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın oğlu Abdullah Unakıtan da AKP döneminde hızla yükseldi. Unakıtanlar'ın AB Gıda AŞ adlı şirketi binlerce tonluk mısır ithalatından dört gün sonra vergi oranının artırılması sayesinde yüzde 50 kazanç sağladı. 2005 yılında kuş gribi salgınıyla birlikte Unakıtan'ın çocuklarının şirketi AB Gıda, pastörize yumurta işine girdiler. Ancak bir kararnameyle pastörize yumurtanın KDV'si yüzde 18'den 8'e düşürüldü. 22 milyon YTL ciro AB Gıda AŞ yalnızca 2005 yılında 22 milyon 163 bin 902 YTL ciro yaptı. Aynı şirket, 2005 yılında vergi dairesine ise tek kuruş KDV ödemedi. Şirket 2005'te "komple yeni yatırım" amacıyla yapacağı 2 milyon 544 bin YTL'lik yatırım için teşvik aldı. Belgeye göre şirket yıllık 60 bin ton "rafine fosforik asit'' üretecekti. AKP kabinesinde çocukların gemi alması yolunu ilk açan eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım 'ın 24 yaşındaki oğlu Erkan Yıldırım oldu. Oğul Yıldırım'ın kardeşiyle ortak olduğu Derin Denizcilik Şirketi'nin kuruluş sermayesi 10 bin YTL idi. Şirketin 445 bin Avro'ya sahip olduğu gemiye bilet kesen ise Santour adlı şirketti. Bu şirketin Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı Türkiye Denizcilik İşletmeleri'ne ait Ankara feribotunu ihalesiz olarak kiraladığı ortaya çıkmıştı. Erdoğan ve Yıldırım'ın ardından Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe'nin çocukları İsmail ve Mustafa Talha Pepe de gemi sahibi olan kabine üyesinin çocukları arasındaki yerlerini aldılar. "Akçaabat" adlı geminin Pepe'nin çocuklarının ortak olduğu şirketçe 9 milyon YTL'lik teşvikle alındığı belirtildi. Vergi dairelerinde kayıtları yok Prof. Dr. Şükrü Kızılot, çocukların mal bildiriminde hiçbir malvarlığı gözükmediğini ya da sembolik üç-beş altının göründüğünü belirterek "Bu çocuklar bir süre sonra serbest çalışmaya başlıyorlar. Bir anda milyonlarca YTL'lik yatırımları ortaya çıkıyor, yatlar, katlar, fabrikalar, binalar, şirket hisseleri vs. Bu arada bakıyorsunuz, arada geçen kısa sürede, örneğin bir iki yıl içerisinde vergi dairesinde kimilerinin kaydı yok. Ödediği bir vergi de yok. O zaman akla şu soru geliyor; 25 yaşına kadar hiçbir serveti olmayan bu çocuklar, totodan, milli piyangodan, at yarışından da kazanmadığına göre bu inanılmaz serveti nerden, nasıl elde etti? Kaynağı sorgulanabilmeli" diye konuştu. AKP'nin işbaşına geldiğinde kişilerin servetinin kaynağının sorulamayacağı, servetindeki bir artışın kaynağının araştırılamayacağı bir yasa çıkardığını anımsatan Kızılot, şunları söyledi: "Yasaya göre, örneğin 26 yaşında birisi 50 milyon dolara bir gayrimenkul alsa, 300 milyon dolara özelleştirme ihalesinden tesis alsa bu kişiye 'Sen bu parayı neden buldun, nasıl edindin, hangi işleri yaptın, hiç vergi ödedin mi' gibi sorular sorulamıyor. Böyle olunca yasa ile sağlanan olanaktan dolayı bazı kişilerin inanılmaz malvarlığı ortaya çıkabiliyor. Yürürlükteki yasa bunların malvarlıklarının sorgulanamayışı bakımından adeta sigortası oluyor." Alıntı
Φ inanna Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2007 AKP zenginleri Başta Başbakan olmak üzere AKP'li bakanların çocukları 4.5 yılda milyon dolarlık servete ulaştılar Büyüme çocuklara yaradı * Başbakan'ın oğlu Ahmet Burak Erdoğan'ın, Mecit Mert Çetinkaya ile 2007'de kurduğu MB Denizcilik adlı şirket, kuruluşundan 18 gün sonra yük gemisi satın aldı. . . ANKARA - AKP döneminde bakanların birçoğunun çocuğu henüz 30'unu bile doldurmadan "gemi yüküyle" servete ulaştı. Başbakan Tayyip Erdoğan 'ın çocukları 1 milyon YTL'ye villa, 2.5 milyon dolara gemi sahibi oldu. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan 'ın oğlunun şirketi ise 22 milyon YTL ciro yaparken tek kuruş KDV ödemedi. Eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe 'nin çocukları da iktidarları döneminde gemi sahibi oldular. Prof. Dr. Şükrü Kızılot , AKP'nin çıkardığı malvarlığının sorgulanamayacağına ilişkin yasanın kendi çocukları için sigorta olduğunu vurguladı. AKP iktidarı döneminde kabine üyelerinin çocuklarının hızlı yükselişleri şöyle gelişti: . . Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın oğlu Abdullah Unakıtan da AKP döneminde hızla yükseldi. Unakıtanlar'ın AB Gıda AŞ adlı şirketi binlerce tonluk mısır ithalatından dört gün sonra vergi oranının artırılması sayesinde yüzde 50 kazanç sağladı. 2005 yılında kuş gribi salgınıyla birlikte Unakıtan'ın çocuklarının şirketi AB Gıda, pastörize yumurta işine girdiler. Ancak bir kararnameyle pastörize yumurtanın KDV'si yüzde 18'den 8'e düşürüldü. 22 milyon YTL ciro AB Gıda AŞ yalnızca 2005 yılında 22 milyon 163 bin 902 YTL ciro yaptı. Aynı şirket, 2005 yılında vergi dairesine ise tek kuruş KDV ödemedi. Şirket 2005'te "komple yeni yatırım" amacıyla yapacağı 2 milyon 544 bin YTL'lik yatırım için teşvik aldı. Belgeye göre şirket yıllık 60 bin ton "rafine fosforik asit'' üretecekti. AKP kabinesinde çocukların gemi alması yolunu ilk açan eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım 'ın 24 yaşındaki oğlu Erkan Yıldırım oldu. Oğul Yıldırım'ın kardeşiyle ortak olduğu Derin Denizcilik Şirketi'nin kuruluş sermayesi 10 bin YTL idi. Şirketin 445 bin Avro'ya sahip olduğu gemiye bilet kesen ise Santour adlı şirketti. Bu şirketin Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı Türkiye Denizcilik İşletmeleri'ne ait Ankara feribotunu ihalesiz olarak kiraladığı ortaya çıkmıştı. . . AKP'nin işbaşına geldiğinde kişilerin servetinin kaynağının sorulamayacağı, servetindeki bir artışın kaynağının araştırılamayacağı bir yasa çıkardığını anımsatan Kızılot, şunları söyledi: "Yasaya göre, örneğin 26 yaşında birisi 50 milyon dolara bir gayrimenkul alsa, 300 milyon dolara özelleştirme ihalesinden tesis alsa bu kişiye 'Sen bu parayı neden buldun, nasıl edindin, hangi işleri yaptın, hiç vergi ödedin mi' gibi sorular sorulamıyor. Böyle olunca yasa ile sağlanan olanaktan dolayı bazı kişilerin inanılmaz malvarlığı ortaya çıkabiliyor. Yürürlükteki yasa bunların malvarlıklarının sorgulanamayışı bakımından adeta sigortası oluyor." Eline diline ve sabrına sağlık . Tabii anlayanlara Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2007 'İspat Edemeyen Şerefsizdir...' 'Şeref' ile 'namus' un günlük dilde, meyhanede, kahvehanede, dillere pelesenk bir kullanılış biçimi var... Nasıl?.. - Yalan söylüyorsam namussuzum... - Doğru söylemiyorsam şerefsizim.. Dostlar arasında bile bu deyişler sık sık kullanılır; az buçuk argo sayılır; pek kıymeti harbiyesi de yoktur... Şimdi AKP'nin artık pek meşhur olan öncü takımı, kendilerine yöneltilen yolsuzluk suçlamalarını öne süren muhalefet liderlerine ne diyorlar: - İspat edemezsen *******!.. * AKP iktidarı 4.5 yılda deveyi havuduyla yutan bir yolsuzluk siyasetinin ve hırsının zebunu oldu... Lider tayfası, akraba taallukat, damat gelin, çoluk çocuk birdenbire nasıl zenginleştiler?.. Öyle ki hangi yolsuzluk dosyasının kapağını açsan, altından bunlar çıkıyorlar... * Geçenlerde arkadaşımız, adaşımız, Cumhuriyet çalışanı İlhan Taşcı 'nın yolsuzluklar üzerine yapıtından bu köşede söz açmıştım... Kitabın adı: "Bir AKP Belge'seli: Maskesiz Soygun." (Siyah-Beyaz Yayınları) 300 küsur sayfalık kitapta kanıtları, belgeleriyle birlikte AKP yolsuzlukları anlatıla anlatıla bitirilemiyor... Derken AKP'nin gerçek kimliğiyle kirli ilişkilerini sergileyen Tuncay Mollaveisoğlu 'nun yapıtı da "Cumhuriyet Kitapları" nda ikinci baskısına ulaştı... Kitabın adı: "Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda." 350 sayfada AKP'nin içyüzünü oku oku bitmiyor... * Cumhuriyet tarihinde böyle bir iktidar görülmedi. Alabildiğine soygun.. Yolsuzluk.. Vurgun.. Ama pişkin AKP liderleri ne diyorlar: - İspat edemeyen şerefsizdir!.. Milletvekilliği dokunulmazlığının ardına sığındıkları için AKP'li zanlılar soruşturmadan, kovuşturmadan, savcılıktan, davalardan korunuyorlar.. ve büyük bir utanmazlıkla meydan okuyorlar: - Biz yolsuzluk yapmadık, ispat etsinler, ispat edemeyen şerefsizdir... * Yolsuzluk dosyaları savcılıklarda bekliyorlar... Neyi bekliyorlar?.. '22 Temmuz' u... Eğer muhalefet yeterli oyu sağlayabilirse, yeni Meclis dokunulmazlıkları kaldırabilir... AKP'nin bütün telaşı dosyalı zanlıların yüzlerinden okunmuyor mu?.. Cumhuriyet / 18.07.07 Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2007 'İspat Edemeyen Şerefsizdir...' 'Şeref' ile 'namus' un günlük dilde, meyhanede, kahvehanede, dillere pelesenk bir kullanılış biçimi var... . . . AKP iktidarı 4.5 yılda deveyi havuduyla yutan bir yolsuzluk siyasetinin ve hırsının zebunu oldu... Lider tayfası, akraba taallukat, damat gelin, çoluk çocuk birdenbire nasıl zenginleştiler?.. Öyle ki hangi yolsuzluk dosyasının kapağını açsan, altından bunlar çıkıyorlar... * Geçenlerde arkadaşımız, adaşımız, Cumhuriyet çalışanı İlhan Taşcı 'nın yolsuzluklar üzerine yapıtından bu köşede söz açmıştım... Kitabın adı: "Bir AKP Belge'seli: Maskesiz Soygun." . . Yolsuzluk dosyaları savcılıklarda bekliyorlar... Neyi bekliyorlar?.. '22 Temmuz' u... Eğer muhalefet yeterli oyu sağlayabilirse, yeni Meclis dokunulmazlıkları kaldırabilir... AKP'nin bütün telaşı dosyalı zanlıların yüzlerinden okunmuyor mu?.. Cumhuriyet / 18.07.07 Türkiye'de en önemli konu: Dokunulmazlıkların kaldırılması! Bunun sözünü veren ve iktidar olunca bu sözünü yerine getiren partinin önünde başka bir engel olmayacaktır. Milletin tam desteğini kazanmış olacaktır. Alıntı
Φ haberci55 Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2007 Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2007 <H2>AKP afişleri ve yalanlar! 'Durmak yok, yola devam' öyle mi?..Buyrun o zaman... </H2>AKP, özellikle büyük şehirlerin ilan panolarına afişler asmış, sırıtan suretler,... Milletin gözünün içine baka baka yalan söylüyorlar. Faturaları görüp de çıldırmayan varsa içinizde, alın elinize eski-yeni faturaları, yakın bi cigara, arkanıza yaslanın. Yenge, sen de gel eniştemin yanına, "körolası herif, nereye gidiyor bu paralar" diye kafasının etini yiyordun ya, bak nereye gidiyormuş, gör. Başlayalım mı? *** "4,5 Senedir Doğal gazı zamsız ödüyorum... Yola devam..." 2002'de doğalgaz 225 bin lira idi, şimdi 525 bin lira. %134 artmış. *** "4,5 Senedir Elektriği zamsız ödüyorum... Yola devam..." Eylül-2002 Tüketim miktarı 538 kwh olan faturaya 42,84 YTL ödemişim. Haziran-2007 Tüketim miktarı 553 kwh olan faturaya 20 Temmuz'da 86,65 YTL ödeyeceğim. Artış %115. *** "4,5 Senedir Suyu zamsız ödüyorum... Yola devam..." Kasım 2002'de 10 m3'e kadar metreküpü 57 Ykr, Haziran-2007'de metreküpü 1,13 YTL, artış %100 Kasım 2002'de 11-30 m3 arası 1,01/ m3 YTL, Haziran-2007'de 2,91/m3 YTL, artış %300. *** Bak, iyi niyetli olduğumdan, posta caddesinde 60 YTL'ye satılan doğalgaz saati için aldıkları 300 dolar haracı, 50 YTL'ye satılan kartlı su sayacına aldıkları 300 YTL haracı, hangi partiye %30 "hibe" olarak verildiğinden hiç bahsetmiyorum bile. Şimdi fesadın biri çıkıp sayaç işini "dünür Albayraklar" yapıyor diyebilir, aman ha...cıs. *** "4,5 Senedir Ekmeği zamsız ödüyorum... Yola devam..." Ekim-2002'de 230 gr ekmek 150 bin liraydı (15 Ykr), şimdi 150 gr ekmek 500 bin (50 Ykr). Yani 2002'de 1 kg ekmek 600 bin iken, şimdi 3.500, yani tam tamına 6 kat artmış. "Kira öder gibi ev sahibi oldum... Yola devam..." 2002'de kiralar ortalama 350 idi, 2007'de oldu 700. 700 bin taksiti en az 20 sene ödeyecek. Aldığı maaş 800. Eh 100 lirayla bol bol geçinir artık. 20 yıl sonra ev olacak harabe. Garip de seviniyor "kiradan kurtuldum" diye. Elindeki 30 milyar parayı kaptırdığı da cabası. *** "Okul Kitaplarını bedava alıyorum, Yola devam..." Evet haklısınız, misyonerler de bedava kitap dağıtıyor. Dağıttıkları kitapları okutan bir tek öğretmen yok. Yardımcı kitaplarla idare ediliyor. "Hak din İslam'dır" ibaresinin çıkarıldığı, "Budizm, Hristiyanlık, yahudilik, putperestlik, mecusilik, atesizlik... gibi dinlerin, İslam ile eşit mesafede anlatıldığı bir kitabı okutmak için Din dersi hocasının, İmam Hatip'ten değil, Kasımpaşa-Heybeliada Ruhban okulundan mezun olması gerekir. *** Bütün bunları açıklayabiliyorum da, şu afişi anlayamadım. Bir öğrenci resmi var... hanım hanım gülümsüyor... "Önümdeki engeller kalktı... Artık okula rahatça gidiyorum...Yola devam..." Allah Allah, bunlar "namusumuz" deyip, "bu sadece %1'in sorunu" şeklinde kıvırdıkları Başörtüsü meselesini hallettiler de benim mi haberim yok? Bu afişi anlayan varsa lütfen bana da anlatsın. *** Bana göre, AKP afişlerinin en anlamlısı da şu. Tayyibin oldukça makyajlı hali konmuş afişe. Yalvarıyor... "...Birlikte başardık... Yarım bırakma..." Bunu okuyunca ne yalan söyleyeyim, aklıma, "Delikten süpürmeyin, kullanın, yarım bırakmayın " lafı geldi. Benimki de fesatlık işte. Aldırmayın. Uzattık galiba? Kısa keselim. Evet 4,5 senedir bunlar iktidarda. 4,5 senedir yalan söylüyorlar. *** Haklarını yemeyelim, bunların zamanında artmayan şeyler de oldu. Mesela işçi, memur maaşı. Mesela çiftçinin ürün fiyatı. 2002'de 350 bin olan buğday fiyatı, Allah var, hiç artmadı. Fesatlık edip de, 2002'de 3 kilo buğday ile bir litre mazot alınabilirken, 2007'de 8 kilo buğdayla ancak bir litre mazot alınabiliyor, demeyin, olur mu? Yerimiz kalmadı, Gübre işine hiç giremedik. Eh benden bu kadar. Gübre temizliği de 22 Temmuz'da inşallah. *** Yenge, şimdi anladın mı paralar nereye gitmiş? Artık, "Körolası herif, paralar nereye gidiyor!" diye değil, "Körolası herif, AKP'ye oy verilir mi" diye kafasının etini yiyebilirsin. Serbestsin. KAYNAK : Türk Ateşi Belli ki biz seninle farklı ülkelerde yaşıyoruz çünkü ilk gözüme çarpan ekmek fiyatı oldu. Ben konyada 250 gr. ekmeği 250 ykr. alıyorum gelelim istanbula orda 350 gr. ekmeği de 400 ykr alıyoruz yaa biz biz gerçekten farklı ülkelerde yaşıyoruz. İkincisi doğalgaz meselesi: doğalgazı bizim arka bahçeden çıkmıyor. fiyatlarda tabiki değişme olacak iranla olan doğalgaz krizini unuttunuzmu. Ha bide Rusyadan aldığımız doğal gaz var. Bu doğal gazı Rusya da Türkmenistandan alıyor Türkmenistandan alıyor sonra bize satıyor tabi bunu da akp yaptı. Ha siz diyeceksizin ki doğalgazı 2002 yılında neden bu kadar pahalı almıyorduk. 2002 yılında kaç kişi doğalgaz kullanıyordu 2007 yılında kaç kişi kullanıyor ona bi bakın... okul kitaplarını bedava dağıtılıyor: yapılan bazı güzel şeyleri takdir edmesini bilmek gerekir. Benim okuduğum dönemde de dünya dilleri öğretiliyordu. İslam dini bölümü kitabın son kısmında detaylı olarak işleniyor. Aynı kitaplar dağıtıldı. Bunda da ahlak bilgisi önde dünya dinleri or tada islam dini sonda yer alıyor. Pazitif bilim kitaplarında zaten böyle bir durum yok. Bu kitap dağıtma olayı gerçekten güzel bir uygulama geçenlerde hastanede hasta bakıcıyla konuşuyorum. "mademki kitap dağıtılıyordu neden akp hükümetinden önce kitap dağıtılmadı. ben okul açılınca çocuğun kitaplarını nasıl alsam diye düşünüyordum. Şimdi ise öyle bir derdim yok" diyordu. Gene bir memur arkadaşla konuşuyoruz " Aylığımızı alamadığımız dönemi oluyordu. Çok şükür her ay aylığım yatıyor hesabıma eksiksiz biz o dömemleri de biliyoruz" Gerçekten bir tarafın olabilir bu çok güzel bir şey fakat sırf siyasi fanatizm diye yapılan iyi işleri ülke yaranına yapılan güzel faliyetleri kötü göstermeye çalışma... Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2007 Erdoğan'dan, oğlunun kaynağı belirsiz parayla aldığı gemi için komik savunma İşte o 'gemicik' **Başbakan Erdoğan katıldığı bir televizyon programında, bursla okuyan oğlunun satın aldığı gemi için "gemicik" tabirini kullandı. Erdoğan'ın gemiciği, 200 TIR'lık yük taşıma kapasitesine sahip, 14.5 metre genişliğinde, 95.54 metre uzunluğunda. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 'ın "gemicik" olarak nitelendirdiği, oğlunun 4 bin 300 tonluk gemisi, bir seferde 200 TIR'lık yükü taşıyabiliyor. 95.54 metre uzunluğunda, 14.5 metre genişliğindeki gemi, "Gemyat Shipyard" adlı şirket tarafından Tuzla'da inşa edildi. Geminin önceki adı "Ahmet Fatoğlu" iken oğul Erdoğan'ın şirketince satın alınmasından sonra adı "Safran 1" olarak değiştirildi. Erdoğan katıldığı bir televizyon programında, "Oğlunuzun burslu okuması, ama ona rağmen şimdi çok volümlü bir iş yapması. Gemi alması mesela. Sizin ortalama bütçeye sahip olduğunuzu düşünürsek gemi de bayağı para'' sözleri üzerine, "Şimdi gemi var, gemicik var. Bir de bunun sıfırı var, eskisi var. Siz kalkar 15-16-17 yaşında bir gemi alır, bu gemide küçük bir, yani o gemiciklerden olursa ve bunun ödeme koşulları da gayet iyi olursa, kredi sistemi filan gayet iyi olursa, hatta kendi kendini ödeyebilecek noktada olursa niye alınmasın? Kalkar 300, 400, 500 bin dolar peşinatla bir gemi alabiliyor, ondan sonra da bu gemi, taksitlerini kendisi ödeyebiliyorsa bunu yapabilirsiniz'' değerlendirmesini yaptı. Erdoğan'ın oğlunun gemisi için söylediği "gemicik" nitelemesini doğrulamıyor. Erdoğan, Ülker'deki hisselerini satarak ticarette geri plana çekilmişti. Kardeşi Mustafa Erdoğan , kız kardeşi Vesile İlgen 'in eşi Ziya İlgen ve oğlu Ahmet Burak Erdoğan, 10 Nisan 2006 tarihinde satın aldıkları Turkuaz Denizcilik adlı şirketin adını Bumerz Denizcilik olarak değiştirdi. Amcası ve halasının eşinden ayrı olarak oğul Erdoğan 19 Ocak 2007 tarihinde MB Denizcilik Taşımacılık Limitet Şirketi'ni kurdu. MB Denizcilik, kuruluşundan 18 gün sonra 6 Şubat 2007 tarihinde yük gemisini satın aldı. "38S403" tescil numaralı geminin daha önceki adı, kayıtlarda "Ahmet Fatoğlu" olarak yer aldı. Gemi, Tuzla'da "Gemyat Shipyard" adlı şirket tarafından inşa edildi. Uzunluğu 95.54 metre olan gemi 4 bin 300 ton kapasiteye sahip. Erdoğan'ın deyimiyle gemicik, bir seferde 200 TIR'lık yükü taşıyabiliyor. 4 Temmuz 1979 doğumlu Ahmet Burak Erdoğan, henüz 22 yaşındayken babasına 220 bin dolar, 55 bin mark "borç" vermişti. Erdoğan'ın genç yaşta sahibi olduğu paranın kaynağı ise beyanlarına göre, 23 Şubat 2001 tarihindeki düğünlerinde takılan "29 kilo 139 gram" altındı. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.