Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2007 18 yıl Dunyanin her tarafinda bircok inanc sekilleri mevcuttur ve her inanc sekli de kendi icinde sayisiz yorumlara, algilayislara sahiptir. Birakin insanligi, kucucuk yiginlar icinde dahi tam anlamiyla dusunsel bir birlik saglamak adeta imkansizdir. Insanlar arasi bunca farkliligin dogal oldugu gercegi karsisinda, uyumun saglanmasi ve birbirini kabul temeline dayanan hosgorusel tutumu amac edinen demokrasinin bunu saglamak icin basvurdugu en temel yontemi ise sudur: "Farkliliklari tesvik etmek." Cunku insanlarin tektip dusundugu, dusunsel ozgurlukten uzak oldugu, korkular yuzunden kendini rahatlikla ifade edemedigi durumlarda ortaya bagnaz bir yapinin cikmasi kacinilmazdir. Her din ve dusunce kendisini tanitmada, kurumlarini olusturmada ozgurdur. Cagdas dusunen bir insan icin dinlerin manevi alana donuk umit ve korkulari tehdit olarak algilanmaz. Ancak bu dunyadaki fiili dayatma ve tehditlerdir onemli olan. Demokrasi, bu noktada, mahiyeti ne olursa olsun, herkese bir baskasinin ozgurlugune engel olmayacak sekilde kendi hayat tarzini yasama olanagi verir. Cagdasligin olcusunu belli kaliplarda degil, degisik kaliplarin varliginda ve bu farkliliklara gosterilen tahammulde bulur. Ornegin farkli kulturleden olusmus giyim sekillerini zenginlik kabul eder. Ama bunun baskasina dayatilmasina da engel olur. Demokratik sistem dinlere yaklasimda tarafsizdir ve ozunde laik olmak zorundadir. Kendi kurumlarini olusturmus dinlerin ic isleyisine sadece "insan hakki ihlali" durumlarinda mudahale eder, aksi taktirde kural dayatmaz. Kanada'da yasadigim icin burdaki demokrasiden bir ornek vermek isterim: Kanada'da okullar ikiye ayrilir: Devlet okullari ve katolik okullar. Muslumanlarin da actigi okullar vardir. Devlet okullarinda sistem tamamen laik temelde isler. Herhangi bir din veya dusuncenin etkisinde degildir, mufredati bagimsizdir. Cocuklarinin ayni zamanda iyi birer dindar olmasini isteyen aileler de katolik okullari tercih ederler. Bu okullarda din egitimi de verilir ve mufredati farklidir. Dinler halki ve sistemi tehdit edemezler demokrasilerde. Inandiklari sekilde yasamakta ozgurdur bireyler ama fiili bir baski olusturamazlar. Kisi ornegin bir dini ritueli yerine getirmeyenlerin cehenneme gideceklerini soylemekte ozgurdur ama kendisi bu rituele uyulmamanin cezasini vermeye kalkistigi noktada ozgurluk biter. Ama demokratik devlet inancin kendisine degil bireyin davranisina yonelir ve oyle tedbir alir. Toplumu olusturan degisik inanc ve dusunce sahibi insanlarin yine inanc ve dusunce duzeyinde birbirlerine karsi takindiklari agir usluplar da demokrasinin mudahale alani disindadir. Cunku demokrasinin ilgi alani bireylerin fiili olarak maruz kaldiklari tehditlerdir. Ancak tahammul citasinin asagilarda seyrettigi toplumlarda bireylerin demokrasi kulturunden nasiplerini almadiklari soylenebilir. Cunku bu durum, basli basina bireysel bir olgunluk meselesidir. Bunun da cozumu; tektiplesmeye karsi yine farkliliklari olanca gucumuzle tesvik etmektir diye dusunuyorum. O zaman, sistem acisindan ideal kabul edilen demokratik tavrin bireyler tarafindan da ozumsenebilmesi mumkun olabilir. Selam ile..
Gönderi tarihi: 2 Temmuz , 2007 18 yıl Sorun da demokrasi ütopyasının bir türlü uygulanamıyor olmasından olsa gerek; çünkü devlet ne kadar tarafsız olursa olsun farklı inançlardan insanlar hatta onları geçelim farklı mezheplerden olan insanlar dahi birbirine karşı rahatça doldurulabilir, dolsurulmaktadır(hem de her seviyede toplumda);bu bir siyaset malzemesi olarak da karşımıza çıkar... Yani insan gerçekliğinde bu güzel bir düş ama gerçekleştiği söylenebilir mi??? Ve bu düşün ileri aşamasında satanizm gibi uç anlayışların yeri ne olabilecektir, fiilen zarar verdiklerinde onları engellemek bir dışlamadır aslında, çünkü onların kurbanı insansa eğer siz onların geleneğini çiğniyorsunuzdur... Saygılar... Sevgiler...
Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2007 18 yıl Yazar Sorun da demokrasi ütopyasının bir türlü uygulanamıyor olmasından olsa gerek; çünkü devlet ne kadar tarafsız olursa olsun farklı inançlardan insanlar hatta onları geçelim farklı mezheplerden olan insanlar dahi birbirine karşı rahatça doldurulabilir, dolsurulmaktadır(hem de her seviyede toplumda);bu bir siyaset malzemesi olarak da karşımıza çıkar... Yani insan gerçekliğinde bu güzel bir düş ama gerçekleştiği söylenebilir mi??? Ve bu düşün ileri aşamasında satanizm gibi uç anlayışların yeri ne olabilecektir, fiilen zarar verdiklerinde onları engellemek bir dışlamadır aslında, çünkü onların kurbanı insansa eğer siz onların geleneğini çiğniyorsunuzdur... Demokrasi bir utopya degildir. Insanligin nihai anlamda ulasmasi gereken medeniyetin ta kendisidir. Bu olgunluga erisebilmek her millet icin uzun zaman alacaktir kuskusuz. Ama dunya halklari icinde demokrasi idealinden uzak mi uzak olanlari kistas alirsaniz, demokrasi utopyanin da otesinde olur, kavrayisimizi dahi asar. Ama demokrasiye yakinlasmis, ozumsemis toplumlar da vardir. Birbirine ve farkliliklara karsi tahammulsuz milletlerin, icinde bulunduklari yerden cikip o ozgurluk havasini solumalari keske mumkun olsaydi. Birbirine hic benzemeyen insanlarin kendi aralarinda kurduklari iliski tarzlarini gorebilselerdi... Dilegim bir kompleksten ileri gelmiyor, yanlis anlasilmamali. Gerceklikten bahsediyorum. Sahit oldugum gercekliklerden. Ideal toplum sadece bir dinin, dilin, milletin etrafinda birlesmis tektip olani degildir. Ideal toplum temel konularda ortak ilkelere sahip ama ayrintilarda olabildigine farkli olan toplumdur. Ve sayet kuresel sermayenin onu alinabilse, dunyanin bu ideale dogru gittigini soyelemek hayalcilik olmayacaktir. Bu forumu ornek vermek istiyorum sevgili Ali. Herkesin en uc dusuncesini dahi ifade edebildigi, inanc ve dusunceler hakkinda acik hakaret icermedigi surece, istedigi sekilde yazabildigi ama kisilere karsi saldirganligin hicbir turune musade edilmedigi bir ortam. Farkliliklari bu yolla tesvik ettigini gorebiliyor musunuz? Insanlar dusunduklerini belli kurallar icinde dile getirecek; ilk basta kimileri isi cigirindan cikaracak, hakaretler, saygisizliklar, kargasalar vs olacak ama forum yonetiminin tarafsizligi surdukce, herkese karsi esit mesafede olma halini devam ettirdikce, kurallarin cignenmesi karsisinda odunsuz davranip kararliligini surdurdukce forum uyeleri de zamanla usluplarina daha bir dikkat eder duruma gelecektir. Ve inaniyorum, bir gun bu ortamda yazan insanlar da yonetimdeki demokratik tavra iyice yakinlasacak ve iste bahsettigim o ideal demokrasi ortaya cikacak. Cunku zamanla demokratik olmayan davranislar, forumdakilerin ideale yaklasmasiyla kendiliginden ortadan kalkacaktir. Her zaman icin asiricilar olacaktir ama bunlara itibar edilmeyecek ve marjinal kalacaklardir. Yeri gelmisken forum yoneticilerini icten kutluyorum. Umarim boyle devam eder. Yukaridaki ornegi, demokratik sistemin insanlari zamanla donusturmesine dair dusunduklerimi aciklamak icin verdim. Simdi tersini dusunelim. Ornegin yoneticilerinin "taraf" olduklari forumlara bakiniz. O tektipligin icinde kac ozgur dusunceye rastlanabilir? Bir yerde herhangi bir inancin veya dusuncenin taraftarlari baskin oldugunda, yonetim kendilerine ait oldugunda, yukaridaki ornegin tersine, o forumlara bagli uyelerin birbirlerine karsi gittikce sertlesmeleri, restlesmeleri, kufurden tutun her cesit asagilamanin ortaya cikmasi ve nihayetinde bireylerin anti-demokratik kimlikle sekillenmesi kacinilmaz olur. Istisna bireyler her yerde vardir ama sanirim ne demek istedigimi anlatabildim. Baskici sistemler toplumu bagnazliga, demokratik sistemler ise insanlari ideal olana goturur... Birileri fiilen zarar verdikleri taktirde engellendiklerinde, bu durumun bir dislanma oldugunu belirtmissiniz. Beni hosgorun ama polemik yapmissiniz. Bu tur yaklasimlardir demokrasinin utopya olarak gorulmesinin nedeni. Selam ile..
Gönderi tarihi: 3 Temmuz , 2007 18 yıl Demokrasinin yaşanabilmesi halkın gerçekten temel etki olmasını gerekli kılar mı kılmaz mı???Kılar... Bugün en gelişmiş demokrasi dahi bunun yanından geçebilir mi geçemez mi???Kesinlikle hayır, şu şartlarda(artan nüfus, kaynak sorunlarının baş gösterecek olması, çeşitli aykırı faaliyet ihtimali) devlet devletliğini yitirir o zaman... Bana bunun yanlış olduğunu ispatlayamadığınız sürece demokrasi ütopya değil demeniz çok zor olur... Karşılıklı saygının da sınırı olduğunu zaten görmekteyiz; bu dahi her türlüsüne açılma konusunda polemik değil paradoks oluşturur; çünkü biz kavramları işimize geldiği gibi değil de salt anlamlarında yola çıkarak aldığımızda her türlü görüşe açık olmakla yeri geldiğinde zararlı "görülen"i dışlamanın birbirine zıt ve iç içe iki olay olduğunu anlarız;hadi sınırlı özgürlük olsun sınır kime göre???Halka mı???Halk ne???Böyle bir kalıp mı var halk diye yoksa dışlanacaklar da dahil geniş bir gruplar topluluğu mu???Çoğunluk diyelim; hani demokrasinin çoğunluk içinde azınlık sesi de dinleyen yanı??? Demokrasi ütopyadır; demokrasi ancak "yarıanarşist" bir dünya ile mümkün olabilir ki bundan da istesek bir çok çelişki çıkarırız... Benim savunduğum da tam olarak bir baskı değildir zaten;sevgili restpektif hayatta bazı gerçekler vardır, bunlardan birisi de çağımızın demokrasi ve özgürlük adı altında toplumları uyuşturup ne idüğü belirsiz yollara soktuğudur...
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.