Φ restpektif Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Sıkça askerden sözediyoruz… Bu doğal, ülke siyasi açıdan haki bir renkle kuşatılmış durumda… Bu renk kimi siyasi partilerin de rengi olmaya yüz tutuyor. Kamuoyu araştırmaları meclise iki partinin kesin gireceğini söylüyor, bunlardan birisi AK Parti, diğeri CHP… Onların ardından gelen partilerden MHP'nin de önemli şansı var, ondan sonrası ise yok. 2 ya da 3 partili bir meclise doğru gidiyoruz… Muhalefette muhtemelen CHP ve MHP olacak… Sorun o ki ikisinin rengi de haki… Hele ana muhafelet adayının, CHP'ninki iyiden iyiye haki… Böyle bir siyasi partinin 21. yüzyılda Türkiye gibi bir ülkede hala en büyük ikinci parti olmayı sürdürmesi bu ülkenin ciddi bir çelişkisidir, zihniyetimizle ilgili ciddi soruları beraberinde getirmektedir. Bu siyasi parti özellikle 1999'dan bu yana aldığı “siyaset dışı, oynak, faydacı, tutarsız” tavırlarıyla, birçok sosyal demokrat seçmeni siyaseten soğutan, uzaklaştıran bir yol izliyor. Öneri ve çözüm mantığından uzak duruşuyla, devlete, özellikle askere endeksli gövdesiyle Türkiye'deki çok partili siyasi düzenin adeta tek partili bir işleyişe sahip olmasına, “devlet – siyaset bölünmesi”nin, siyaset üzerindeki “asker-devlet vesayeti”nin daha aktif hale gelmesine hizmet ediyor. Baykal'ın siyaseti bir oyun gibi görmesi, Türk toplumuyla ilgili yaşadığı “tasavvur zaafları” bu siyasi partiyi son yılda bir köşeden diğer köşeye savurdu. Liberalizm, dindarlık, milliyetçilik gibi yükselen siyasi eğilimleri ve toplumsal dalgaları, “içi boş, ama ağır mı ağır politikaları”na yatak yaparak yol alacağını sandı, ama olmadı, yatak boşluk ve ağırlığı taşımadı, emdi bitirdi Hollywoodvari ışıklı, gösterişli, dinamik lider fikrini işleyen kampanyalar bir dönem siyasette “liberalizm”i bayrak edinen bir CHP'ye eşlik etti. Karşılığı olmadı. Ardından dinle barışmak ve Anadolu İslamı diye bir kampanya tutturdu; tesettür, eğitim, vs gibi konularda oyunun hakkını veremeyince, yine kaybetti. Şimdi de Batı'ya yönelik ters siyasi hassasiyetin, “milliyetçilik dalgası”nın peşinde koşuyor Baykal. MHP'den daha reaktif, daha milliyetçi, daha sert bir görüntü veriyor. Bırakın Türklüğü, Türkçülüğü savunuyor. Dış politikada şahin olmaya çalışıyor, tehditler savuruyor… Ama sorun o ki, yine sahici değil Baykal. Bırakın ev sahibi olmayı, kendisinden emin kiracı bile değil. Bir köşeye kıvrılmış oturan, mahcup ve garip misafir hali var, milliyetçi sularda… Ama yine de Baykal'ın CHP'sinin Türk siyaseti üzerinde dayanılmaz bir ağırlığı bulunuyor. Bu ağırlık sadece siyasi oyunu bloke etmekle kalmayıp, adeta doğal mecrasından saptırıyor, siyasi parti eliyle bir tür militarizm kokusu yayıyor. Nitekim izlediği politika ortada Baykal'ın… Bir yandan 301. madde tartışmalarındaki tavrıyla, aşırı devletçi tutumuyla, gizli AB karşıtı eğilimiyle ortaya koyduğu gibi hem milliyetçi dalga üzerine oturarak oylarını artırmayı hedefledi, hem milliyetçi dalgayı körükledi. Öte yandan AK Parti'nin önünü kesmek, “Çankaya Kalesi'ni savunmak” için hesaplarını asker üzerine yaptı, ülkenin fay kırığı hattı üzerinde zıpladı, laiklik-dindarlık kutuplaşmasını tahrik etmeye soyundu. Askeri siyasete davet etmesi yetmeyince, tahrik etti. “Kimi kurumlar görevlerini yerine getirsinler” bile diyebildi… Bir ülke ana muhalefet partisini nasıl olup böyle bir siyasetçiye, böyle bir anlayışa mahkum eder… Yazık bu ülkeye… Ali Bayramoglu Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Bu seçimi hepimiz merakla bekliyoruz... Bakalım Türk halkı ne diyecek;ya da ne kadar dinlenecek!!! Alıntı
Φ haberci55 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Deniz baykal 36 yıllık siyaset yaşamı vardır. Bunun 19 yılını muhalefet olarak iktidarı yıkmaya çalışmıştır. Ama ne hikmetse 19 yıl hiç başaramadı. Bu seferde olmazsa Deniz Baykal dönemi kapanır. Bence CHP'nin başında Deniz Baykal fazla bile kaldı. Alıntı
Φ restpektif Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2007 Baykal zihniyeti sadece bir partiyi anti-demokratik sekilde yapilandirmakla kalmiyor. En korkunc olani; bu yolla dogal hassasiyetler uzerinden, insanlarin da demokrasi disi davranis ve talepler icine itilmesidir. Bence Baykal'in CHP'si Turk demokrasisine en buyuk darbeyi vuran etkenlerden birisidir, belki de en onemli politik ayagidir. Hem siyasetin hem de demokrasi kulturunun onunde buyuk bir engel... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.