Φ Cordoba Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2007 Şu anda çok trendy olan, kitapçılarda en ön raflarda satılan. Çoğu insanın ballandıra ballandıra birbirine anlattığı kitap "the secret" bu yeni moda new age akımı, evrene olumlu sinyaller göndererek, olumlu sonuçlarla karşılaşacağımızı anlatıyor bize. Yani ben sürekli yeni bir arabamın olmasını istersen evrene bu yönte pozitif enerji yollarsam sonunda bunun gerçekleşeceğini müjdeliyor. Ve bu bir anda ilk defa duyulan bir şey, ve yeryüzünde yeni doğmuş bir felsefe gibi trend oluyor. Kitabın yazarları da bu yeni felsefenin öncüleri. "Sen ruh ve düşünceden ibaretsin. Geriye kalan et ve kemiksin. Gül düşünür, gülistan olursun. Diken düşünür, dikenlik olursun" Mevlana Celalettin Rumi 1207-1273 ne diyeyim yorumsuz diyelim. Alıntı
Misafir rua Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 Şu anda çok trendy olan, kitapçılarda en ön raflarda satılan. Çoğu insanın ballandıra ballandıra birbirine anlattığı kitap "the secret" bu yeni moda new age akımı, evrene olumlu sinyaller göndererek, olumlu sonuçlarla karşılaşacağımızı anlatıyor bize. Yani ben sürekli yeni bir arabamın olmasını istersen evrene bu yönte pozitif enerji yollarsam sonunda bunun gerçekleşeceğini müjdeliyor. Ve bu bir anda ilk defa duyulan bir şey, ve yeryüzünde yeni doğmuş bir felsefe gibi trend oluyor. Kitabın yazarları da bu yeni felsefenin öncüleri. "Sen ruh ve düşünceden ibaretsin. Geriye kalan et ve kemiksin. Gül düşünür, gülistan olursun. Diken düşünür, dikenlik olursun" Mevlana Celalettin Rumi 1207-1273 ne diyeyim yorumsuz diyelim. yahu bunlar avrupanın abd nin karnı tok altı kuru insanlarının felsefeleri. daha doğrusu herkes için her ortamda felsefe olarak kabul edilemez bence. işte bu adamların işleri kalmamaış canları sıkılıyor, böyle gizli enerjilerden falan dem vuruyorlar. bunlar her işsiz kaldıklarında bunu yaparlar. her zaman da çok tutar. Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 Bu kitapları çok kişi okuyor ve surekli bundan bahsedıyorlar.Birşeyı çok ıstediğinde varmış gibi davranırsan olacağını söyluyor.Burada kişi ıstediği şey hayatında varmış gibi davranıyor.Evren deki enerjıler o zaman bıaraya gelıyormuş. Benım anlamadığım şu,kişiler bu kıtaplarla kendılerını oyalıyorlar,fakat bı psıkologa gıt sorununu daha ıyı çözersın dedığımızde olmaz dıyorlar Kitap satışı için tabı şimdide bunlar lazım,herşey değişmeye uymalı Rua ya katılıyorum,sanırım parası olan ve boşda kalan insanlar daha çok ilgilenıyor bunlarla. Bu kıtaplardan bırınde de ruh engınliği ve huzur için kendınıze doğadan bi köşe ayırın dıyor,örneğin yeşilliklerle dolu mağara,yada göl kenarı,orada kendınızı dınleyın dıyor gunun belli saatınde gıdın dıyor. Peki ben bu istanbul gibi yerde kız başıma böle bı yere nasıl gıderım,böyle bı yere gıdıp gözlerımı kapayıp kendımı dınlesem gözumu açtığımda emınım kendımı tanıyacak halım kalmaz mesela belgrad ormanları Adam kitabı yazmış fakat,orman içinde saraylarda oturan insanlar için galiba Alıntı
Misafir rua Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 Bu kıtaplardan bırınde de ruh engınliği ve huzur için kendınıze doğadan bi köşe ayırın dıyor,örneğin yeşilliklerle dolu mağara,yada göl kenarı,orada kendınızı dınleyın dıyor gunun belli saatınde gıdın dıyor. Peki ben bu istanbul gibi yerde kız başıma böle bı yere nasıl gıderım,böyle bı yere gıdıp gözlerımı kapayıp kendımı dınlesem gözumu açtığımda emınım kendımı tanıyacak halım kalmaz mesela belgrad ormanları Adam kitabı yazmış fakat,orman içinde saraylarda oturan insanlar için galiba kesinlikle öyle. bizim şartlarımıza uymayan kitaplar. bence bizim burjuvamız görgüsüzdür biraz -kimseye sataşmak istemem ama bu gerçekten böyledir-. öyle memleketin meselesi pek ilgilendirmez onu. o, hep özenti içindedir. annesinin kolundan tutunmuş vitrinlere bakarak gezen küçük çocuklar gibi vitrinde gördüğü her işe yaramaz eşyayı ister. almazsan ağlar, zıplar , olay çıkarır. şımarıktır yani. biraz da şu var: biz bu kapitalizmi dışarıdan aldık. biz yaratmadık. avrupanın sanayi devrimiyle birlikte oluştu, ama tamamen bizim dışımızda. gelişimi de öyle. biz hala sanayi atılımı yapmaya çalışan toplumuz. eh böyle olunca sıkıntı yaşanıyor tabi. bu doğaldır da. genç, eline almış bir kitap, okuyor. kitap enerjiyi nasıl alırız nasıl tutarız, nasıl hoplatırız; günün hangi saatinde hangi mağarada takılırız; aklımızdan cennetin ırmaklarını geçirsek mi daha iyi, gökyüzünde uçan telli turnaların gagalarının hoşluğuna mı dalsak yoksa falan diye felsefeler yaratıyor. yahu çok komik aslında ama kardeşim; sen eve gideceksin senin cebinde bilet parası yok. senin gerçeğin bu değil ki.!! senin cebinde bilet paran yok. senin gerçeğin bu bu kitap seni anlatmıyor.senin sorunlarına çözüm getiremez. bizim burjuva takımı şimdi bu kitabı harıl hurul okuyor. okusun tabi. okumasın demiyorum. isteyen istediği kitabı okuyacak. ama bunu da sanki mucize kitapmış gibi, her derde devaymış gibi yansıtmak, türkiye nin gerçeğinden toprağından suyundan haberdar olmamak demektir ki, bu da çok ayıptır. Alıntı
Misafir rua Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 "Sen ruh ve düşünceden ibaretsin. Geriye kalan et ve kemiksin. Gül düşünür, gülistan olursun. Diken düşünür, dikenlik olursun" Mevlana Celalettin Rumi 1207-1273 ne diyeyim yorumsuz diyelim. bu arada Cordoba ya teşekkür etmek gerekir. güzel konu aslında. bizim kendi değerlerimiz bu suni felsefelerden çok daha sağlam. mevlana, yunus emre varken biz reikiyle yogayla uğraşıyoruz. bütün milletler kendi kültürlerini dünyaya yaymaya çalışırken biz kendi değerlerimizi kendimizden bile saklayarak yok ediyoruz. ne kadar acı aslında. Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 Bu olmayacak bir şey mi??? Bilemiyorum;çünkü daha aşkın bir konuma gelemedim!!! Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 yahu bunlar avrupanın abd nin karnı tok altı kuru insanlarının felsefeleri. daha doğrusu herkes için her ortamda felsefe olarak kabul edilemez bence. işte bu adamların işleri kalmamaış canları sıkılıyor, böyle gizli enerjilerden falan dem vuruyorlar. bunlar her işsiz kaldıklarında bunu yaparlar. her zaman da çok tutar. bu türden kitap ve benzeri ugraşlar, sanki, biraz da vahşi kapitalizmin vucuda verdigi agrıları hafifletmeye dönük çabalar olabilir. bir nevi agrıları geçici aralarla dindirme, ama son belli. Alıntı
Misafir rua Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 bu türden kitap ve benzeri ugraşlar, sanki, biraz da vahşi kapitalizmin vucuda verdigi agrıları hafifletmeye dönük çabalar olabilir.bir nevi agrıları geçici aralarla dindirme, ama son belli. ağrıları hafifletmek için değil bence vahşi kapitalizmin pazarlama harikaları. sistemin kendisi. ben öyle düşünüyorum. işletmeciliğin temelini atan bu abd li ve ingilizler, pazar bir ürüne doyma noktasına gelene kadar, piyasanın kaymağını alıyorlar. bunlar ürün pazarlamasını çok iyi yapıyorlar. bir takım çevrelerinde ilgisini çekiyor olabilir. belki bunları tüketenler tarafından dediğniz anlamda bir ihtiyaç olabilir. yani bir yandan da ağrıları dindirmek için kullanıyor olabilir toplum bunu. ama benim düşünceme göre bu şeyler bizim ağrılarımız dindirmez. anlatabiliyor muyum bilmiyorum; bu bizim gerçeğimiz değil çünkü. ben bir kaç tane böyle kitap okudum. tarjikomik şeyler bunlar. gülsem mi ağlasam mı bilmiyorum. ve en basit saçma sapan dizileri bile fazlasıyla ciddiye alıp adeta o tv dizisinin içinde yaşayan halkımız bu kitaplardaki saçma felsefeleri (!) kendi yaşam felsefesine dönüştürüyor geçici süreyle de olsa. benim düşünceme göre bu bir sorun. sizler ne dersiniz bilmiyorum. mesela bakın, geçenlerde yine gelişmiş avrupa ülkelerinden bir filozof(!) futbolun felsefesini yaparak şunu iddia etmişti: futbol bugünkü insanın bilinçaltında avlanmayı temsil ediyormuş. top av, gol de avı yakalamak anlamındaymış vb. gibi böyle saçma sapan şeyler. yahu biz felsefeyle ilgilenirdik, ama daha ciddi işlerle uğraşırdı bizim okuduğumuz filozoflar. bunlar artık bazbayağı boş kalmış. yani gerçekten çok komik. şimdi biz otursak, çok daha nitelikli felsefi çıkarımlar ortaya atarız.ben buna çok eminim. bu ne yaa; futbol, av,gol felsefesi.gereksiz bence. içi boş çıkarımlar. ve bu adam bunu kitabına yazıyor insanlarda o kitabı alıp okuyor. felsefe bu mu yani şimdi. b unlar felsefeci değil, pazarlamacı. sonuçta konuyu yine şöyle bağlayayım: bu filozof diye geçinenler,bizdeki yunus emre, mevlana, pir sultan vs.nin ürettiği düşünceleri ortaya koyabilir mi? mümkün değil bana sorarsanız. yanından bile geçemez. şimdi biz bunları bir kenara bırakıyoruz, koca koca insanlar ( ve bunlar okumuş etmiş, aydın denilen insanlar haa!) oturup bu saçmalıklarla uğraşıyoruz. bunları yazan adamların öncelikle aydınlanmaya ihtiyacı var zaten. öyle çok ayılıp bayılacak, hayran olunacak şahsiyetler değil bunlar, eserleri de aynı şekilde tabi. Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 ama benim düşünceme göre bu şeyler bizim ağrılarımız dindirmez. agrıları dindirmeyecek zaten. sadece ileriye dönük tedavi edebilir kabilinden 'agrı kesici' olarak sunuluyor. insanların büyük kısmı bunu böyle algılayıp, bunun agrılarını tedavi edecegini sanacaklardır. tabi mukadder son bellidir aslında, avuntular içinde yaşamın yitip gitmesi. tabi her zaman daha da küçülen bir azınlık bunda müstesna .( bari küçüle küçüle yok olsalar.) yani demem oki kapitalizm içinde kalarak bu insanlık dışı sistemi degiştirmek mümkün degil; o zaman yukarı çıkmak ve orada kalmak için her şey mubah.(altda kalanın canı çıksın) Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2007 bu türden kitap ve benzeri ugraşlar, sanki, biraz da vahşi kapitalizmin vucuda verdigi agrıları hafifletmeye dönük çabalar olabilir.bir nevi agrıları geçici aralarla dindirme, ama son belli. ağrı dındırme demişsiniz aklıma geldi.bı tarz kıtaplara çok kapılan bir arkadaşımla şöyle bır dıyaloğumuz geçti. çok rahatsızım gelemem dedım.sen beynınde oluşturuyosun dedi.ama dedım ağrım yuksek yataktan kalkamıyorum ilaç alıp dınlenmem lazım.hayır sen ağrıyı kendın yaratıyorsun ilaca yada yatmana gerek yok olumlu düşün evrenın enerjısı seni iyileştırmek için bıaraya toplanacak dedi.bende ;evet haklısın olumlu düşünme herzaman ıyıdır ama ilaç almadan tedavı olmadan kendıliğinden ağrım geçmez çunku çok hastayım dedım.ama kendı kendıme konuştum sankı dınlemıyordu açıkçası.düşünün bu durumda bu arkadaş bı yakını hasteyken gıdıp bakmıyacak demekki,evrenın enerjısını beklıyecek ilginç ama Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.