Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Nedir Bu Olup Bitenler?


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Son zamanlarda olup bitenleri mümkün olduğunca takip etmeye çalışıyorum. Öyle ilginç şeylerle karşılaşıyorum ki çoğunlukla söyleyecek bir şey bulamıyorum. Ama son günlerde Erdoğan’nin basın mensuplarına yaptığı açıklama fazlasıyla dikkatimi çekti ve bu kez bu konular üzerinde yorum yapma gereksinimi duydum. Erdoğan’ın yaptığı konuşmadan parçalar verip kendi yorumumu ekleyeceğim:

 

-Erdoğan şöyle söylüyor: "Türkiye'de kurumlar var, ordu bu kurumlardan bir tanesidir ve demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti içerisinde ordunun görevi Anayasa'da belirlenmiştir.Ordu bu görev tanımı içerisinde görevini yapar ve Genelkurmay bana bağlıdır. Olay budur. Eğer demokrasiye inanıyorsak ve demokrasiyi savunuyorsak, öncelikle burayı çok iyi tespit etmemiz lazım. Eğer burada düşüncelerimizde bir eksiklik, bir sıkıntı varsa o zaman ülkemizi zaten modern ülkeler seviyesine ulaştıramayız. İdeal devleti tanımlamak için Anayasamız 4 tane unsur tespit etmiş. Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti. Bu dört taneden bir tanesi eksik olursa ideal devlet eksik olur. Bunun dördünü de aynı derecede değerli buluyoruz, bunların bir tanesinden bile taviz vermeyi asla düşünmüyoruz. Ve ordumuz da bu güvenceyi içeride sağlamakla yükümlüdür"

 

Ordu “BANA” bağdır. Bu tarz söylemler Erdoğan’nın tipik bakış açısıdır. Bilinçaltını çok net yansıtıyor. Aslında iyi bir konuşmacıdır ama aklının derinliklerini asla gizleyememek gibi bir derdi olduğu da kesin. Bu durum da kendisini bol bol sıkıntıya düşürüyor. Konuşmasında bir ara toparlayıp “bana” kısmını “başbakanlığa” şeklinde düzeltse de ne yazık ki benim ve bu ülkede yaşayan bir çok vatandaşın başbakanın bu “ben varım , ben doğruyum, ben ne dersem o doğrudur, benim dışımda herkes yanılgı içindedir ve her şey bana bağlıdır” şeklindeki tutumundan fena halde kaygı duyuyor. Haksız bir kaygı sayılmaz tabi.

Ordumuz ideal devleti yani demokratik, laik, sosyal, hukuk devletini güvencesini içeride sağlamak zorundaysa ve bu güvenceyi sağlamak ordunun anayasal göreviyse o zaman laiklik ve sosyal hukuk devleti konusunda genelkurmay bir açıklama yaptığında ve bunun kendilerinin bir görevi olduğunu, gerektiğinde laik cumhuriyet için yasalarda kendilerine verilen görevleri yerine getireceklerini belirttiklerinde neden en büyük tepkiyi sen ve partin gösteriyorsunuz? Bu açıklama baştan aşağı çelişkili bir açıklamadır.

 

 

 

-Erdoğan, Altan Öymen'in mitinglerde dile getirilen "Ne şeriat ne darbe, demokratik Türkiye" sloganını hatırlatarak sorduğu, "Darbe ve şeriat kaygısını ortadan kaldırmak yolunda ne yapmayı düşünüyorsunuz?" sorusuna ise şöyle yanıt verdi:

"Sayın Öymen biz 6 aylık bir iktidar değiliz. 4.5 yıl içerisinde ne oldu ki bu bir anda ortaya çıkıverdi? Bunun unsuru nedir? Bunları konuşmak lazım. Hem özgürlükleri konuşucaz, hem de biri eline bir pankart alınca 'Bu vardır' diyeceğiz. Bu ülkeye ve halkımıza haksızlık olur. Mitinglerde pankartlar açılabilir, ama şu andaki iktidar bu ikisinden birine taraftar değil ki."

 

Asla üstlerine alınmazlar. Yine “ben zaten hep doğruyum yanlış varsa o başkasının yanlışıdır” psikolojisi. Eğer milyonlarca insan sokaklara düşüp bu tehlike haykırıyorsa bir kaygı vardır. Başbakan olarak kendisine düşen görev bu duruma eğilmek halkın tepkisine kulak vermektir. Bu demokrasini gereğidir. “canım zaten tehlike yok ne oldu ki şimdi” gibi komik açıklamalar demokrasiden çağdaşlıktan bahseden bir başbakanın yapacağı bir açıklama olamaz. Haksızlık varsa bu haksızlığı yapan Erdoğan’dır. Milyonların tepkisini yersiz bulan, aldırış etmeyen bir demokrasi anlayışı olamaz. İşte bu milyonlar bu ülkenin halkıdır ve haksızlığa uğramışlardır.

 

 

- Erdoğan, yabancı bir basın mensubunun, "Neden AKP dışından çoğunluğun kabul ettiği bir cumhurbaşkanlığı adayı belirlemediniz?" sorusuna sinirlendi. Erdoğan soruya şöyle yanıt verdi: "Bu konuya yabancı olduğunuz yanlış bilgilendirildiğiniz ortada... Çoğunluğun istediği olsun gibi yaklaşımda bulunmadığımız doğru değil. Bırakın halk seçsin görelim halkın büyük çoğunluğu kimi beğeniyor. Demokrasi bu değil mi? 367 şartı parlamentoyu kilitlediği için sorunu halk çözsün dedik. Cumhurbaşkanımız onaylarsa millete gideceğiz, çoğunluğun seçtiği kişi cumhurbaşkanı olacak. O meydanlardakiler benim vatandaşlarımdır, onlarında hizmetkarıyım. Gidelim o vatandaşımıza kimi istiyorsa o Çankaya'ya çıksın. Buyrun meydana diyorum".

 

Bu konuda söylenecek o kadar çok şey var ki, ne zamanımız ne de sayfalar yeter; ama kısaca şunları söylemek isterim: Anayasamız konuyu daha önceki yazılarımda da belirtmeye çalıştığım gibi çok açık ve net izah etmiştir. Tartışılacak en ufak bir belirsizlik yok iken ne yazık ki yine bir yığın tartışma ortaya atıldı ve Türkiye’nin gündemi gereksiz konularla meşgul edildi. 367 şarttır. Anayasa bu şartla aslında şunu amaçlıyor. Cumhurbaşkanı halkın tamamını ya da en azından tamamına yakınını kucaklayacak bir anlayışa sahip uzlaşıyı sağlayacak ve farklı görüşlerdeki partilerin uzlaşısıyla seçilen bir cumhurbaşkanı olsun. Öyle ya ilkokul sıralarında sınıf başkanı seçmiyorsun. Ama bu koşul uzlaşı fukarası olan AKP fazlasıyla rahatsız etti. Kimseyle oturup konuşmaya yanaşmayan, benim yaptığım dorudur diğerleri yanlıştır düşüncesine sahip olan bu kültür gayet tabi bir cumhurbaşkanı seçemedi. Burada kilitlenen bir nokta varsa o da AKP nin kendisidir. Beğenmedikleri sistemi kötüleyip yerden yere vurmak onların tipik geleneğidir. Yine öyle yaptılar. Ama önce Arınç görülmemiş bir inatla geçici de olsa ben cumhurbaşkanı olacağım dedi. Sanırım acil halletmeleri gereken işleri var. Giderayak ne kaparsak kardır diye düşünmüş olmalılar; Olamadı tabi. Olamayınca eh maç daha bitmedi yüklenin gayri deyip madem anayasa bize geçit vermedi o zaman hazır her şey bitmeden, buralardayken, millet bizi devirmeden biz anayasayı değiştirelim dediler. Şimdi yaptıkları budur. Yasaları delikdeşik edip amaçlarına ulaşmak için her şeyi yapıyorlar. Üzerine basa basa söylemek isterim ki Türkiye’de cumhurbaşkanını halkın seçmesi gerçek bir faciaya neden olur. Son derece yanlış bir uygulamadır. Bu konuyla ilintili olarak unutmadan ekleyeyim ki demokrasi sadece, bir çoğunluk idaresi olarak tanımlanamaz. Demokrasi aynı zamanda bir uzlaşı anlayışıdır. Demokrasi kültürü zayıf olan AKP bunu hiç anlayamadı ve bu anlayışsızlık ülkeye büyük zarar veriyor.

 

Erdoğan’ın hizmetkarı olduğunu söylediği halk kesimi çok açıktır ki kendisine oy veren şartsız koşulsuz onu alkışlayan kesimdir. Böyle olmasaydı ülkesini geleceğinden demokratik laik sistemin sıhatinden kaygı duyan insanlarımıza da kulak verirdi. Peki bu insanlar halk değil mi, demokrasiden bahsediyorsun ya Erdoğan; işte sana halk. TOKİ konutlarının açılışında çekilişe gelip seni alkışlamak zorunda kalan bir avuç insan mı sadece senin halkın? Erdoğan bu ülke insanını derinden incitmiştir.

 

- Erdoğan bir başka yabancı basın mensubunun "Laiklikten ne anlıyorsunuz" sorusuna ise "Laiklik bir din değildir, islam bir dindir. Biz islamla laikliği aynı terazedi tartamayız" diye yanıtladı. Erdoğan şöyle devam etti: "Biz yola çıkarken AKP din eksenli bir parti değil dedik. İnsan eksenli bir partidir. Laiklik tüm inançlara eşit mesafededir ve onların güvencesi durumundadır. Kişi laik olmaz, devlet olur. Bir kişi laik bir devleti savunma anlamında "Laikim" diyorsa ona da eyvallah, onu da kabul ediyoruz. Ama bunu islam karşıtı olarak getirdiğiniz zaman yanlışa düşersiniz. Ben tüm sistemler bir araçtır diyorum. Demokrasi bir araçtır, laiklik bir araçtır, dinler de araçtır. Amaç, insanların mutluluğudur. Sistemleri amaç haline getirirsek tabular yaratırız"

 

Kafası çok karışık Erdoğan’ın. Neden mi? Yaptığı tanımlar yanlış çünkü. Laiklik bir siyasal kavramdır. Karşıtı teokrasidir. Laiklik dinin karşısında olmaz zaten hiç olmamıştır da. Laikliğin İslam karşıtlığı olarak gösterildiği falan yok ki. Tam bir kavram çorbası yaratmış. Üstelik suyunu da fazla kaçırmış. Bu çorba içilmez arkadaşlar. Laiklikle islamı aynı teraziye koyup tartan AKP nin ve bu anlayışa oy veren tabanın davranışı değil mi? Peki insanlar laik olur mu; gayet tabi, laik devlet anlayışını savunuyorsan laiksindir. Burada anlaşılmayacak ne var. Zaten bu konuda tartışma yaratmaya bile gerek yok, kavramlar çok açık. Ama AKP zihniyeti ne yazık ki her değerimizi tartışmaya açıp yıpratmaya çalıştığı gibi bu konuyu da marazi siyasetine alet edip yıpratmaya çalışıyor.

 

Son olarak arkadaşlar, kimseyle uzlaşamamış, halkın geniş tepkisini almış, demokrasi ve sosyal hukuk devleti adına hiç de gurur duyulamayacak değişimler peşinden koşmuş olan bu hükümetin derhal seçime gitmesi gerekiyordu. Ama bunu yaparken alelacele yapmaya çalıştıkları ve ülkenin geleceğini tehdit edecek derecede tehlikeli olan bu yasa değişiklikleri umarım bizi bir faciaya sürüklemez. Demokrasiyi açıkça kullanıp, bir merdiven gibi görüp ulaşılacak olan yere varıldıktan sonra bir kenara atma düşüncesi Çağdaş Türkiye için kara bir dönemin simgesi olacaktır. Demokrasi bir amaçtır, mutluluk ve huzur demokrasi formasyonlarının kendi iç amaçlarıdır. Demokrasi bir merdiven değil varılacak katın bizzat kendisidir. Herkes ülkenin mutlu ve erinçli geleceği için elinden geleni yapmalı, bilinçli bir vatandaş olmanın bir lüks değil bir zorunluluk olduğunu kavramalıdır.

 

Saygılarımla

  • Cevaplar 64
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:
"Sayın Öymen biz 6 aylık bir iktidar değiliz. 4.5 yıl içerisinde ne oldu ki bu bir anda ortaya çıkıverdi? Bunun unsuru nedir? "

 

Sen buna nediyorsun;yasa çıkarmak gibi önemli bir konumda olmalarına 4.5 yıldır bu kadar laf söylenmedi de şimdi niye bu yaygara???

 

"Gidelim o vatandaşımıza kimi istiyorsa o Çankaya'ya çıksın. Buyrun meydana diyorum".

 

O diyor bak;ben ya da burada suçladıkları başka arkadaşlar da değil;adam doğrudan kendisi diyor...

 

"Erdoğan bir başka yabancı basın mensubunun "Laiklikten ne anlıyorsunuz" sorusuna ise "Laiklik bir din değildir, islam bir dindir. Biz islamla laikliği aynı terazedi tartamayız" diye yanıtladı. Erdoğan şöyle devam etti: "Biz yola çıkarken AKP din eksenli bir parti değil dedik. İnsan eksenli bir partidir. Laiklik tüm inançlara eşit mesafededir ve onların güvencesi durumundadır. Kişi laik olmaz, devlet olur. Bir kişi laik bir devleti savunma anlamında "Laikim" diyorsa ona da eyvallah, onu da kabul ediyoruz. Ama bunu islam karşıtı olarak getirdiğiniz zaman yanlışa düşersiniz. Ben tüm sistemler bir araçtır diyorum. Demokrasi bir araçtır, laiklik bir araçtır, dinler de araçtır. Amaç, insanların mutluluğudur. Sistemleri amaç haline getirirsek tabular yaratırız"

 

Gayet de mantıklı;laiklik ilkesini doğrudan dinikarşısına falan koymuyor;aksine olmamalı diyor;bu değildir laiklik diyor...

 

Laiklik din karşıtı gösterilmişitr;gösterilmeye devam etmektedir...

 

Bu arada laik devlet-laik insan karşılaştırması yanlış değildir;kavramların içini boşaltmaya gerek yok;sadece sözlük anlamları bile bize yetebilecekken laik devleti savunan laik insandır demek saçma olur;laiklik dinlere karşı eşit mesafeli durur;devletin herkese eşit yaklaşmasını savunan bir insan bunun doğal sonucu olarak laik zihne sahip olmak zorunda değildir...

 

Bence sorun sizin yaklaşımınızdaki kalıplar...

 

:zorro:

Gönderi tarihi:

İktidara geldikleri ilk gün insanlar sokağa dökülecek değil ya. bilinçli bir birey olarak herkes olup bitenleri izliyor, gelişmeleri takip ediyor. sonuç olarak bütün bu olup bitenlerin kendileri için ve ülke için tehlikeli gelişmeler olduğu düşüncesi varıyor ve tepkisini gösteriyor. ayrıca akp özellikle son zamanlarda giderayak yasalara var gücüyle saldırıp ülkenin mevcut durumunu gözardı ederak günlük kararlarla kalıcı değişiklikler yapmak istemesi de vatandaşların sert tepkisini çekmektedir.

 

buyrun meydana söylemi popülist bir yaklaşımdır. demokrasi kültüründen nasibini almamış bir oluşumun ne kadar halk yanlısı ve demokrat olabileceğini herkes tahmin eder. bu noktada bazıları için bu söylem çok hoş gelebilir. ama iyice düşünüldüğünde açıkça anlaşılır ki, akp mevcut yasal koşullarla gerçekleşitiremediği eylemlerini yasaları değiştirip delik deşik ederek yapmak istemektedir.bunları yaparken ne halkın tamamını ne de kendilerine oy veren kesimi düşünmektedir. onların derdi vatandaşlara iyi görünüp pastadan almak istedikleri payı midelerine indirmek. seçmenlerin görevi iyi düşünüp rasyonalist ölçülerde kara vermek ve bu tür popülist söylemlere kanmamaktır.

 

laiklik konusunda erdoğanın söyledikleri gayet mantıksız olduğu gibi yanlış aynı zamanda.gereksiz ve tehlikeli bir tartışma başlattılar şimdi de bu işin içinden çıkmaya çalışıyorlar.ama aceleyle kalkan zararla oturur.herseferinde duvara tosluyorlar. laiklik siyasete alet edilemez diyor. laiklik zaten bir siyaset konusudur. ayrıca dinin karşısında değildir ki.bunu dile getirmenin ne anlamı var; sanki olabilirmiş ya da böyle bir şey olmuş gibi.iti niyetli bir konuşma değil bu.

 

bu arada laiklik siaysal bir kavramdır ama din değildir. siyaset din üzerinden yapılamaz. çünkü din ne siyasal bir kavramdır ne de bir ideolojidir.din bir yönetim biçimi değildir. vicdani bir algılamadır. ideoloji demokratik koşullarda halkın isteğine göre tercih edilen bir yönetim anlayışı olabilir. ama tabi buarad önemli bir noktayı geçmeyelim: demokrasiyi salt çoğunluk yönetimi olarak tanımlayamazsınız.aynı zamanda bir uzlaşı rejimidir ki demokrasinin temel prensiplerinden biri de uzlaşıdır. örneğin bir oda da bulunan 50 kişiden sırayla odadan çıkmalarını istersek herkes sıraya girip odadan çıkmaya başlayacaktır. birinci çıkınca sıra ikinciye gelir.ve sonra 3., 4. ,..peki 40. kişinin çok ağır bir hastalık geçirdiğini ve acil müdehaleye ihtiyacı olduğunu düşünürsek 39. kişi "hayır sıra bende ben ondan önce çıkacağım" şeklindeki yaklaşımı demokratik olur mu? sınıftaki herkes sırayla çıkmayı kabul etmiş ve bu karar herkesin katılımıyla kabul görmüştür. salt "çoğunluk kararı doğrudur" mantığıyla evet 39. haklı gibi görünür. oysa ki 39. yaklaşımı demokratik değildir. demokratik formasyonlarda yönetim yanlızca çoğunluk öyle istiyor diye çoğunluğun isteği doğrultusunda hareket etmez. toplumsal uzlaşı konunun önemli bir unsurudur ki uzlaşının olmadığı yerde demokrasiden bahsedemeyiz.

Gönderi tarihi:

bir de şu var: erdoğan din üzerinden siyaset yapılmaz diyor. o zaman neden dindar cumhurbaşkanı istiyoruz diye vaaz veriyorsunuz arkadaş. böyle çelişkili açıklama olur mu? bu sözlerin ne mantığı var ne de tutarlılığı. bunlara kanıp da siyasete bunların bakış açısından bakmayın.

Gönderi tarihi:
Kafası çok karışık Erdoğan’ın. Neden mi? Yaptığı tanımlar yanlış çünkü. Laiklik bir siyasal kavramdır. Karşıtı teokrasidir. Laiklik dinin karşısında olmaz zaten hiç olmamıştır da. Laikliğin İslam karşıtlığı olarak gösterildiği falan yok ki. Tam bir kavram çorbası yaratmış. Üstelik suyunu da fazla kaçırmış. Bu çorba içilmez arkadaşlar. Laiklikle islamı aynı teraziye koyup tartan AKP nin ve bu anlayışa oy veren tabanın davranışı değil mi? Peki insanlar laik olur mu; gayet tabi, laik devlet anlayışını savunuyorsan laiksindir. Burada anlaşılmayacak ne var. Zaten bu konuda tartışma yaratmaya bile gerek yok, kavramlar çok açık. Ama AKP zihniyeti ne yazık ki her değerimizi tartışmaya açıp yıpratmaya çalıştığı gibi bu konuyu da marazi siyasetine alet edip yıpratmaya çalışıyor.

 

 

 

Saygılarımla

 

 

laiklik hukuki bir prensipdir.

laiklik bir yaşam biçimi degildir.

farklı inançların bir arada barış içinde yaşaması için oluşturulmuş bir prensipdir.

 

Erdoganın kast ettigi 'laikçilik'dir ve bu laiklik falan degildir.

bu, dini toplumsal yaşamdan, tamamen iz kalmamacasına atmak istencinin bir sonucudur.

ve Comte'cu bir felsefenin yani toplumu 'öz' olarak degiştirilebilecegine olan sakat inançdır.

toplum mühendisligide iş bu düşünceden neşet etmektedir.

toplumu doga yasaları gibi ele alan çarpık mantıgın sonu despotik bir 'laikçilik' olarak dışa vurmuştur.

 

laiklik, kilese ile devletin bir birine olan geçmişligini ayırmak için oluşturulmuş bir düşünce biçimidir.

Kilesinin ise Hıristiyanlıkda ne anlama geldigi malumdur.

yoksa laiklik hıristiyanlıgı toplumsal yaşamdan kazıyayım mantıgını gütmemiştir.

 

İslamda kilisenin karşılıgı bir cami vardır diyebilen var mı?.

 

bizdeki asıl sakat olan mantık , arabanın atın önüne baglanması mantıgıdır.

bizim 'aydınlanmamız' Batı aydınlanmasına pek benzemez.

biz, sorunlardan önce çözümleri ithal etmiş bir neslin devamıyız. ya da sorunlarımızı çözecek çareleri görmek istemeyenlerin torunu.

bizde zihniyetden önce kurumlar ithal edilmiştir.

Ecevitin demesi gibi 'gardorap Batıcılıgı'ndan öte yolda alamadık, bu imaj çılgınlıgından.

cumhuriyetci elitlerimiz sayesinde tarihsiz ve belleksiz bir toplum olduk, lakin modern görüntülü bir toplum olmamıza engel olmadı bu çarpıklık. Batı rönesans ve aydınlanması bundan çok farklı bir şey.

 

bu anlamda bizdeki 'krizleri' ne dogu anlayabiliyor ne de batı anlayabiliyor tam anlamıyla.

 

 

selametler.

Gönderi tarihi:
İktidara geldikleri ilk gün insanlar sokağa dökülecek değil ya. bilinçli bir birey olarak herkes olup bitenleri izliyor, gelişmeleri takip ediyor. sonuç olarak bütün bu olup bitenlerin kendileri için ve ülke için tehlikeli gelişmeler olduğu düşüncesi varıyor ve tepkisini gösteriyor. ayrıca akp özellikle son zamanlarda giderayak yasalara var gücüyle saldırıp ülkenin mevcut durumunu gözardı ederak günlük kararlarla kalıcı değişiklikler yapmak istemesi de vatandaşların sert tepkisini çekmektedir.

 

buyrun meydana söylemi popülist bir yaklaşımdır. demokrasi kültüründen nasibini almamış bir oluşumun ne kadar halk yanlısı ve demokrat olabileceğini herkes tahmin eder. bu noktada bazıları için bu söylem çok hoş gelebilir. ama iyice düşünüldüğünde açıkça anlaşılır ki, akp mevcut yasal koşullarla gerçekleşitiremediği eylemlerini yasaları değiştirip delik deşik ederek yapmak istemektedir.bunları yaparken ne halkın tamamını ne de kendilerine oy veren kesimi düşünmektedir. onların derdi vatandaşlara iyi görünüp pastadan almak istedikleri payı midelerine indirmek. seçmenlerin görevi iyi düşünüp rasyonalist ölçülerde kara vermek ve bu tür popülist söylemlere kanmamaktır.

 

laiklik konusunda erdoğanın söyledikleri gayet mantıksız olduğu gibi yanlış aynı zamanda.gereksiz ve tehlikeli bir tartışma başlattılar şimdi de bu işin içinden çıkmaya çalışıyorlar.ama aceleyle kalkan zararla oturur.herseferinde duvara tosluyorlar. laiklik siyasete alet edilemez diyor. laiklik zaten bir siyaset konusudur. ayrıca dinin karşısında değildir ki.bunu dile getirmenin ne anlamı var; sanki olabilirmiş ya da böyle bir şey olmuş gibi.iti niyetli bir konuşma değil bu.

 

bu arada laiklik siaysal bir kavramdır ama din değildir. siyaset din üzerinden yapılamaz. çünkü din ne siyasal bir kavramdır ne de bir ideolojidir.din bir yönetim biçimi değildir. vicdani bir algılamadır. ideoloji demokratik koşullarda halkın isteğine göre tercih edilen bir yönetim anlayışı olabilir. ama tabi buarad önemli bir noktayı geçmeyelim: demokrasiyi salt çoğunluk yönetimi olarak tanımlayamazsınız.aynı zamanda bir uzlaşı rejimidir ki demokrasinin temel prensiplerinden biri de uzlaşıdır. örneğin bir oda da bulunan 50 kişiden sırayla odadan çıkmalarını istersek herkes sıraya girip odadan çıkmaya başlayacaktır. birinci çıkınca sıra ikinciye gelir.ve sonra 3., 4. ,..peki 40. kişinin çok ağır bir hastalık geçirdiğini ve acil müdehaleye ihtiyacı olduğunu düşünürsek 39. kişi "hayır sıra bende ben ondan önce çıkacağım" şeklindeki yaklaşımı demokratik olur mu? sınıftaki herkes sırayla çıkmayı kabul etmiş ve bu karar herkesin katılımıyla kabul görmüştür. salt "çoğunluk kararı doğrudur" mantığıyla evet 39. haklı gibi görünür. oysa ki 39. yaklaşımı demokratik değildir. demokratik formasyonlarda yönetim yanlızca çoğunluk öyle istiyor diye çoğunluğun isteği doğrultusunda hareket etmez. toplumsal uzlaşı konunun önemli bir unsurudur ki uzlaşının olmadığı yerde demokrasiden bahsedemeyiz.

 

Son zamanlardaki özel uğraşı da son anların özel muhalefetine karşı gelişti;bence olay çıkar mücadelelerinden öte değil;kimse bana vatanperver görünümlü cümleler kurmasın...

 

Şimdi gelelim laiklik tanımına:hala mantıklı değil diyorsunuz;buyrun mantıksızlığını açıkca;karşılaştırmalı olarak verin ve size bu konuda verdiğim cevabın niye tatmin edici olmadığını açıklayın...

 

Bu arada laiklik dine karşı denilmiyor;ortadaki laf şu:Laikliği din karşıtlığı olarak kullanmak isteyenler var...

 

:zorro:

 

bir de şu var: erdoğan din üzerinden siyaset yapılmaz diyor. o zaman neden dindar cumhurbaşkanı istiyoruz diye vaaz veriyorsunuz arkadaş. böyle çelişkili açıklama olur mu? bu sözlerin ne mantığı var ne de tutarlılığı. bunlara kanıp da siyasete bunların bakış açısından bakmayın.

 

 

Bu cümlenin tüm dayanaklarını getiriseniz görürüm ancak ne olduğunu;ama böyle bir cümle üzerinden konuşmuyorsak önüme sunmanıza gerek yok...

 

Ben sizin çelişik;mantıksız;şöyle böyle dediğiniz şeyleri sorguluyorum...

 

:zorro:

Gönderi tarihi:
Son zamanlardaki özel uğraşı da son anların özel muhalefetine karşı gelişti;bence olay çıkar mücadelelerinden öte değil;kimse bana vatanperver görünümlü cümleler kurmasın...

 

Şimdi gelelim laiklik tanımına:hala mantıklı değil diyorsunuz;buyrun mantıksızlığını açıkca;karşılaştırmalı olarak verin ve size bu konuda verdiğim cevabın niye tatmin edici olmadığını açıklayın...

 

Bu arada laiklik dine karşı denilmiyor;ortadaki laf şu:Laikliği din karşıtlığı olarak kullanmak isteyenler var...

 

:zorro:

Bu cümlenin tüm dayanaklarını getiriseniz görürüm ancak ne olduğunu;ama böyle bir cümle üzerinden konuşmuyorsak önüme sunmanıza gerek yok...

 

Ben sizin çelişik;mantıksız;şöyle böyle dediğiniz şeyleri sorguluyorum...

 

:zorro:

 

yaptığınız laiklik tanımları mantıksız değil sadece aynı zamanda yanlış diyorum. kusura bakmayın ama biraz daha araştırmalısınız.daha nasıl tanım yapayım.yukarıda herşeyi yazdım zaten.

 

bu cümlenin hangi tüm dayanaklarını getireceğim.daha ne dayanağı anlamadım ki. dindar cumhurbaşkanı istiyorum demiş adam. dayanağını gidin ona sorun. bana neden soruyorsunuz? dindar cumhurbaşkanı istiyorum diyen ben değilim ki.

Gönderi tarihi:
laiklik hukuki bir prensipdir.

laiklik bir yaşam biçimi degildir.

farklı inançların bir arada barış içinde yaşaması için oluşturulmuş bir prensipdir.

 

Erdoganın kast ettigi 'laikçilik'dir ve bu laiklik falan degildir.

bu, dini toplumsal yaşamdan, tamamen iz kalmamacasına atmak istencinin bir sonucudur.

ve Comte'cu bir felsefenin yani toplumu 'öz' olarak degiştirilebilecegine olan sakat inançdır.

toplum mühendisligide iş bu düşünceden neşet etmektedir.

toplumu doga yasaları gibi ele alan çarpık mantıgın sonu despotik bir 'laikçilik' olarak dışa vurmuştur.

 

laiklik, kilese ile devletin bir birine olan geçmişligini ayırmak için oluşturulmuş bir düşünce biçimidir.

Kilesinin ise Hıristiyanlıkda ne anlama geldigi malumdur.

yoksa laiklik hıristiyanlıgı toplumsal yaşamdan kazıyayım mantıgını gütmemiştir.

 

İslamda kilisenin karşılıgı bir cami vardır diyebilen var mı?.

 

bizdeki asıl sakat olan mantık , arabanın atın önüne baglanması mantıgıdır.

bizim 'aydınlanmamız' Batı aydınlanmasına pek benzemez.

biz, sorunlardan önce çözümleri ithal etmiş bir neslin devamıyız. ya da sorunlarımızı çözecek çareleri görmek istemeyenlerin torunu.

bizde zihniyetden önce kurumlar ithal edilmiştir.

Ecevitin demesi gibi 'gardorap Batıcılıgı'ndan öte yolda alamadık, bu imaj çılgınlıgından.

cumhuriyetci elitlerimiz sayesinde tarihsiz ve belleksiz bir toplum olduk, lakin modern görüntülü bir toplum olmamıza engel olmadı bu çarpıklık. Batı rönesans ve aydınlanması bundan çok farklı bir şey.

 

bu anlamda bizdeki 'krizleri' ne dogu anlayabiliyor ne de batı anlayabiliyor tam anlamıyla.

selametler.

 

laiklik hem hukuki hem siyasi hem de toplumsal bir kavramdır. bundan dolayı bir yaşam biçimidir. demokrasi de öyledir.

 

laikçi laik olana denir.asıl olarak aralarında hiç fark yoktur.

 

siyaset bilimcilerin bile bu şekilde açıkladığı kavramları yüzyıllardır insanlar yanlış siz mi doğru biliyordunuz. eh kardeşim doğruları dünyaya açıklamak için neden bu kadar beklediniz yahu. yani öyle bir edayla tanımlar yapıyorsunuz ki sanki bunların doğrusunu tek bilen sizsiniz. bırakın bu işleri canım. aramızda anlama .... mü var? herşeyi gayet iyi anlayıp anlatabiliyoruz. bu sizin tanımlarınız bugüne kadar yapılmamaış tanımlar.bunları dünya tarihinde ilk siz yapıyorsunuz. bir kitap yazıp sosyal bilimcilerle tartışın.belki kabul görürse yeni birşey yaratmış olursunuz. burada harcanmayın.

Gönderi tarihi:

Başbakanın bütün söylemlerinde çelişkiden başka hiç birşey bulamazsınız. Kendisi iyi bir hatip, mimiklerini ve vücut dilini çok iyi kullanıyor ikna kabiliyetide güçlü ancak onu dikkatli dinlediğinizde söylediklerinin aslında söylemek istediklerinin birer küçük dipnotları olduğunu anlarsınız. Gelişerek değiştim demişti iktidara ilk geldiğinde ancak daha sonra geliştim ama değişmedim dedi. Ne demek istediği açıkça ortada ancak sipekilasyonda ve polemikte usta olduğundan kelimelerle iyi oynuyor yandaşlarınca karizmatik bulunmasıda bundan.

 

İşçi sendikaları yıllık zamları için dün bakanlıktaydı. Bakan görüşmelerin seçim sonrasına bırakılmasını önerdi. Seçime gider ayak bir sürü yasayı oldu bittiye getiren Akp hükümeti işçilere zam meselesini seçim sonrasına sarkıtıyor, peki neden? Verilecek zamdan işçilerin tatmin olamayacakları malum. Seçim arefesinde zaten toplumun büyük bir kesimi ile çatışma halindeler işçiler şöyle dursun demek istiyorlar. Ayrıca ekonomideki büyümeden övünerek söz eden başbakanı kendi bakanı dün yalanladı, ekonomideki istikrarsızlık ve gidişat işçimize haketmiş olduğu zammı vermemize engeldir diye açıklama yaptı bakan. Buyrun bir çelişki daha.

 

Cumhurbaşkanını gider ayak halka seçtirmek, seçim sisteminde değişiklik yapacak yasaları çıkartmak için elini çabul tutan Akp bundan ne çıkar ummaktadır, halkın gözünden düştüler bunu toparlamak için ne yapsalar boş. Cumhurbaşkanını meclis seçer, Atatürk'ten bu yana bu böyle uygulanmıştır. Madem buna çok hevesliydiler 4,5 yıldır akılları neredeydi? Yüksek ölçüde güven kaybetmiş olan ve meclisteki konumu şaibeyle donanmış bir partinin aceleyle yeni yasalar çıkarması mantık ve hukuk dışı. Yeni seçilecek meclis gerekli yasal düzenlemeleri yapar eğer Akp meclise girebileceğini hayal ediyorsa bu acele neden?

 

R.Tayyip Erdoğan kişilik olarak güven vermiyor zaten kendi partisi içerisinde dahi antidemokratik anlayış hakim Abdullah Gül'ü Cumhurbaşkanı adayı olarak öne sürdüğünde, bundan kendi partisinin dahi haberi yoktu. Bu nasıl parti anlayışı ve onlar nasıl vekiller ki bunun hesabını soramıyorlar. Türkiye bu anlayıştan ne zaman vazgeçecek. Demokrasi anlayışına sahip olanların önce bu anlayışı kendi içlerinde ortaya koymaları gerekir ama bunu uygulamazken demokrat olduklarını söylemeleri ancak gülünçlüktür.

Gönderi tarihi:
Başbakanın bütün söylemlerinde çelişkiden başka hiç birşey bulamazsınız. Kendisi iyi bir hatip, mimiklerini ve vücut dilini çok iyi kullanıyor ikna kabiliyetide güçlü ancak onu dikkatli dinlediğinizde söylediklerinin aslında söylemek istediklerinin birer küçük dipnotları olduğunu anlarsınız. Gelişerek değiştim demişti iktidara ilk geldiğinde ancak daha sonra geliştim ama değişmedim dedi. Ne demek istediği açıkça ortada ancak sipekilasyonda ve polemikte usta olduğundan kelimelerle iyi oynuyor yandaşlarınca karizmatik bulunmasıda bundan.

 

İşçi sendikaları yıllık zamları için dün bakanlıktaydı. Bakan görüşmelerin seçim sonrasına bırakılmasını önerdi. Seçime gider ayak bir sürü yasayı oldu bittiye getiren Akp hükümeti işçilere zam meselesini seçim sonrasına sarkıtıyor, peki neden? Verilecek zamdan işçilerin tatmin olamayacakları malum. Seçim arefesinde zaten toplumun büyük bir kesimi ile çatışma halindeler işçiler şöyle dursun demek istiyorlar. Ayrıca ekonomideki büyümeden övünerek söz eden başbakanı kendi bakanı dün yalanladı, ekonomideki istikrarsızlık ve gidişat işçimize haketmiş olduğu zammı vermemize engeldir diye açıklama yaptı bakan. Buyrun bir çelişki daha.

 

Cumhurbaşkanını gider ayak halka seçtirmek, seçim sisteminde değişiklik yapacak yasaları çıkartmak için elini çabul tutan Akp bundan ne çıkar ummaktadır, halkın gözünden düştüler bunu toparlamak için ne yapsalar boş. Cumhurbaşkanını meclis seçer, Atatürk'ten bu yana bu böyle uygulanmıştır. Madem buna çok hevesliydiler 4,5 yıldır akılları neredeydi? Yüksek ölçüde güven kaybetmiş olan ve meclisteki konumu şaibeyle donanmış bir partinin aceleyle yeni yasalar çıkarması mantık ve hukuk dışı. Yeni seçilecek meclis gerekli yasal düzenlemeleri yapar eğer Akp meclise girebileceğini hayal ediyorsa bu acele neden?

 

R.Tayyip Erdoğan kişilik olarak güven vermiyor zaten kendi partisi içerisinde dahi antidemokratik anlayış hakim Abdullah Gül'ü Cumhurbaşkanı adayı olarak öne sürdüğünde, bundan kendi partisinin dahi haberi yoktu. Bu nasıl parti anlayışı ve onlar nasıl vekiller ki bunun hesabını soramıyorlar. Türkiye bu anlayıştan ne zaman vazgeçecek. Demokrasi anlayışına sahip olanların önce bu anlayışı kendi içlerinde ortaya koymaları gerekir ama bunu uygulamazken demokrat olduklarını söylemeleri ancak gülünçlüktür.

 

çok iyi saptamalar. katılıyorum.sağda birleşmeden sonra şimdi solda da birliktelik sağlandı.akp bundan sonra iktidarı rüyasında görür.ne koprarırsa kardır,kavgaları bu.

Gönderi tarihi:
yaptığınız laiklik tanımları mantıksız değil sadece aynı zamanda yanlış diyorum. kusura bakmayın ama biraz daha araştırmalısınız.daha nasıl tanım yapayım.yukarıda herşeyi yazdım zaten.

 

bu cümlenin hangi tüm dayanaklarını getireceğim.daha ne dayanağı anlamadım ki. dindar cumhurbaşkanı istiyorum demiş adam. dayanağını gidin ona sorun. bana neden soruyorsunuz? dindar cumhurbaşkanı istiyorum diyen ben değilim ki.

 

1)Yanlış olduğunu düşünmüyorum ki yazıyorum ve siz beni tatmin edebilecek mantıklı bir kıyas yapamadınız daha

 

2)Nerde;ne zaman;ne için demiş;tam cümleler halinde alayım şu sözleri diyorum...

 

:zorro:

Gönderi tarihi:
Son zamanlardaki özel uğraşı da son anların özel muhalefetine karşı gelişti;bence olay çıkar mücadelelerinden öte değil;kimse bana vatanperver görünümlü cümleler kurmasın...

 

Şimdi gelelim laiklik tanımına:hala mantıklı değil diyorsunuz;buyrun mantıksızlığını açıkca;karşılaştırmalı olarak verin ve size bu konuda verdiğim cevabın niye tatmin edici olmadığını açıklayın...

 

Bu arada laiklik dine karşı denilmiyor;ortadaki laf şu:Laikliği din karşıtlığı olarak kullanmak isteyenler var...

 

:zorro:

Bu cümlenin tüm dayanaklarını getiriseniz görürüm ancak ne olduğunu;ama böyle bir cümle üzerinden konuşmuyorsak önüme sunmanıza gerek yok...

 

Ben sizin çelişik;mantıksız;şöyle böyle dediğiniz şeyleri sorguluyorum...

 

:zorro:

 

İktidardaki partinin devlet ihalelerini kimlere peşkeş çektiğinden haberdar değilsiniz anlaşılan. Yani çıkar derdinde olanlar bugün bürokrasi dahil devletin bütün kurumlarına gizli açık sızmış durumda. Sadece kendi yandaşlarına ihale veren, devletin kurumlarına adaletsiz ve haksız olarak kendi adamlarını yerleştiren, satmış oldukları kamu mallarından yüksek oranda kar elde eden iktidarda ki partiye karşı ortaya konan tepki bir çıkar tepkisidir doğru ancak bu çıkar sizin ima ettiğiniz gibi maddi bir çıkar değil, tam bağımsız ve güçlü bir Cumhuriyet adına çıkardır. Ve lütfen sizde aslında ben hepinizden daha vatanperverim gibi imalar etmeyin.

 

Aksine laikliği din karşıtlığı olarak gören ve öyle gösteren zümre İslami anlamda siyasi anlayış geliştirmiş olanlar. Birinden birini tercih edeceksiniz diye dayatılan şey laiklik ve dindir. Yani devletin bir ilkesi olan laiklik din ve vicdan özgürlüğüyken birilerinin fitneci kelimeleriyle başka bir dinmiş gibi lanse ediliyor. Kişiler laik olmaz, laikçi olur yani laik sisteme bağlıdır din ve vicdan özgürlüğünü yaşar, yaşatır. Laikliğe karşı olanlar bu ilke yüzünden çıkarları zarara uğrayan sömürücüler. İnsanların dini ve vicdani duygularını çıkar amaçlı kullanan kişiler ve bunların bağlı oldukları kurumlar bu ilkeyi özellikle tartışılır kılıyorlar. İl ve ilçelerin belediyelerinde, devlet dairelerinde ve 4,5 yıldır devletin en üst kademesinde bulunanlar hangi anlamda din ve vicdan özgürlüğünden rahatsız oluyorlar. Yani bu ülkede din ve vicdan özgürlüğü yok diyorlarsa o mevkilere nasıl geldiler. Dini ve vicdanı kullanarak.

Gönderi tarihi:
1)Yanlış olduğunu düşünmüyorum ki yazıyorum ve siz beni tatmin edebilecek mantıklı bir kıyas yapamadınız daha

 

2)Nerde;ne zaman;ne için demiş;tam cümleler halinde alayım şu sözleri diyorum...

 

:zorro:

 

yanlış olmadığını düşünmüyorum ki yazıyorum mu? canım sizin yazdığınız herşeyin doğru mu olması gerekir yani. nasıl kıyas istyorsunuz neyin kıyasını yapacağım anlamadım. laik olmakla laikçi olmak arasında fark yoktur dedim ben. onu mu söylüyorsunuz? kısaca iddiamı tekrar edeyim: devlet de laik olur bireyler de. laik devleti savunan vatandaşlar da laiktir. laiklik siyasal bir terimdir.siyaset konusu yapılır. dinin karşıtı olmaz, hiç olmamıştır.ne anlam olarak ne de düşünsel yapı olarak.

 

yani şimdi böyle şeyler söyleyince ortaya komik birşey çıkıyor. nerde ne zaman ne için söylemiş falan filan.oturup gazete arşivlerini karıştıracak zamanım yok. ama söylediğini bu memlekette yaşayan herkes biliyor. siz haberleri takip etmiyormusunuz.neden biri çıkıp dindar bir cumhurbaşkanı seçeceğiz der. bunun nedenini anlamak bu kadar zor mu? çok zor olmasa gerek.

Gönderi tarihi:
yanlış olmadığını düşünmüyorum ki yazıyorum mu? canım sizin yazdığınız herşeyin doğru mu olması gerekir yani. nasıl kıyas istyorsunuz neyin kıyasını yapacağım anlamadım. laik olmakla laikçi olmak arasında fark yoktur dedim ben. onu mu söylüyorsunuz? kısaca iddiamı tekrar edeyim: devlet de laik olur bireyler de. laik devleti savunan vatandaşlar da laiktir. laiklik siyasal bir terimdir.siyaset konusu yapılır. dinin karşıtı olmaz, hiç olmamıştır.ne anlam olarak ne de düşünsel yapı olarak.

 

yani şimdi böyle şeyler söyleyince ortaya komik birşey çıkıyor. nerde ne zaman ne için söylemiş falan filan.oturup gazete arşivlerini karıştıracak zamanım yok. ama söylediğini bu memlekette yaşayan herkes biliyor. siz haberleri takip etmiyormusunuz.neden biri çıkıp dindar bir cumhurbaşkanı seçeceğiz der. bunun nedenini anlamak bu kadar zor mu? çok zor olmasa gerek.

 

Çünkü dini islam olan ve halkının müslüman olduğu bir ülkede yaşıyoruz dindar bir cumhurbaşkanı istemekten daha doğal birşey olamaz.

Bunun nedenini anlamak çokmu zor yoksa başka şeylermi var.

Gönderi tarihi:

Kimin dindar olup kimin olmadığını kim belirliyor?

Müslümanların çoğunlukta yaşadığı bir ülkede yaşıyoruz diye seçeceğimiz adamın dini anlayışına neden karışıyoruz? Onun dindarlığından sizin ne çıkarınız var?

Gönderi tarihi:
Kimin dindar olup kimin olmadığını kim belirliyor?

Müslümanların çoğunlukta yaşadığı bir ülkede yaşıyoruz diye seçeceğimiz adamın dini anlayışına neden karışıyoruz? Onun dindarlığından sizin ne çıkarınız var?

 

Karışmıyoruz biz fikrimizi söylüyoruz siz isterseniz müslüman olmayan veya dinsiz birine oy verebilirsiniz ama tabi bunu halka bırakmamalı değilmi çünkü halk seçerse bazılarının işine gelmez çünkü halk mülüman birini seçer.

Gönderi tarihi:

halk mülüman birini seçmez. :lol:

 

Türkiye'de yaşayanların büyük çoğunluğu müslümansa o zaman sizin dindar olarak nitelediğiniz kişi müslüman oluyorda sizin dindar sertifikası vermediğiniz dinsizmi oluyor? hangi mercidesiniz din işleri yüksek kurulundamı?

 

bu arada sorduğum sorulara yanıt vermek yerine polemik yaratıyorsunuz. yapıcı ve yararlı tartışmalarda bulunanlarla yazışmak isterim, ortaya çıkıp işi ona buna sataşmak olan biriyle yazışarak kaybedecek zamanım yok.

Gönderi tarihi:
halk mülüman birini seçmez. :lol:

 

Türkiye'de yaşayanların büyük çoğunluğu müslümansa o zaman sizin dindar olarak nitelediğiniz kişi müslüman oluyorda sizin dindar sertifikası vermediğiniz dinsizmi oluyor? hangi mercidesiniz din işleri yüksek kurulundamı?

 

bu arada sorduğum sorulara yanıt vermek yerine polemik yaratıyorsunuz. yapıcı ve yararlı tartışmalarda bulunanlarla yazışmak isterim, ortaya çıkıp işi ona buna sataşmak olan biriyle yazışarak kaybedecek zamanım yok.

 

Doğru diyorsunuz vaktinizi buralarda harcamayın ozaman siyasete atılın ne bilim aday adayı falan olun :D

Gönderi tarihi:

Siyaset okudum zaten kimbilir bellimi olur belki ilerleyen yıllarda sizi kırmam aday olurum, nereyi tavsiye edersiniz, Akp iyimi? :rolleyes:

Gönderi tarihi:
laiklik hem hukuki hem siyasi hem de toplumsal bir kavramdır. bundan dolayı bir yaşam biçimidir. demokrasi de öyledir.

 

laikçi laik olana denir.asıl olarak aralarında hiç fark yoktur.

 

siyaset bilimcilerin bile bu şekilde açıkladığı kavramları yüzyıllardır insanlar yanlış siz mi doğru biliyordunuz. eh kardeşim doğruları dünyaya açıklamak için neden bu kadar beklediniz yahu. yani öyle bir edayla tanımlar yapıyorsunuz ki sanki bunların doğrusunu tek bilen sizsiniz. bırakın bu işleri canım. aramızda anlama .... mü var? herşeyi gayet iyi anlayıp anlatabiliyoruz. bu sizin tanımlarınız bugüne kadar yapılmamaış tanımlar.bunları dünya tarihinde ilk siz yapıyorsunuz. bir kitap yazıp sosyal bilimcilerle tartışın.belki kabul görürse yeni birşey yaratmış olursunuz. burada harcanmayın.

 

o zaman şöyle yapalım.

nasılsa siz daha iyi biliyorsunuz ve laikligin tarihsel serüvenini kısaca anlatın bizlere.

 

laikligin Batıda bile farklı siyasi algılamalardan sonra olgunlaştıgını her halde duymuşsunuzdur.

siyaset, tam budur işte.

Türkiyedeki kemalist laiklik, kendi anlayışını hiç bir şeyi tartışmadan kabul ettirmek gibi bir açmaz içindedir.

bu ise siyaset degil daha çok Bürokratik-Aydın despotizmidir ve ama hangi tanımı olursa olsun demokrasi hiç degildir.

Osmanlının asker-kalem sahibi seçkinci elitlerinin nasıl ki halkı yönetime katmadıysa , cumhuriyetçi seçkinlerin epistemolojisinde de bu devlet-halk ayrımı devam etmektedir.

lakin sakın biçime, şekle, dışa vuruma göre degerlendirme yapmayalım.

(malumdur ki ülkemiz siyaseti semboller, imajlar üzerinden yapmaktadır ve bu hiç bir şeyi dogru dürüst anlamamıza imkan vermiyor.)

Gönderi tarihi:
İktidardaki partinin devlet ihalelerini kimlere peşkeş çektiğinden haberdar değilsiniz anlaşılan. Yani çıkar derdinde olanlar bugün bürokrasi dahil devletin bütün kurumlarına gizli açık sızmış durumda. Sadece kendi yandaşlarına ihale veren, devletin kurumlarına adaletsiz ve haksız olarak kendi adamlarını yerleştiren, satmış oldukları kamu mallarından yüksek oranda kar elde eden iktidarda ki partiye karşı ortaya konan tepki bir çıkar tepkisidir doğru ancak bu çıkar sizin ima ettiğiniz gibi maddi bir çıkar değil, tam bağımsız ve güçlü bir Cumhuriyet adına çıkardır. Ve lütfen sizde aslında ben hepinizden daha vatanperverim gibi imalar etmeyin.

 

Aksine laikliği din karşıtlığı olarak gören ve öyle gösteren zümre İslami anlamda siyasi anlayış geliştirmiş olanlar. Birinden birini tercih edeceksiniz diye dayatılan şey laiklik ve dindir. Yani devletin bir ilkesi olan laiklik din ve vicdan özgürlüğüyken birilerinin fitneci kelimeleriyle başka bir dinmiş gibi lanse ediliyor. Kişiler laik olmaz, laikçi olur yani laik sisteme bağlıdır din ve vicdan özgürlüğünü yaşar, yaşatır. Laikliğe karşı olanlar bu ilke yüzünden çıkarları zarara uğrayan sömürücüler. İnsanların dini ve vicdani duygularını çıkar amaçlı kullanan kişiler ve bunların bağlı oldukları kurumlar bu ilkeyi özellikle tartışılır kılıyorlar. İl ve ilçelerin belediyelerinde, devlet dairelerinde ve 4,5 yıldır devletin en üst kademesinde bulunanlar hangi anlamda din ve vicdan özgürlüğünden rahatsız oluyorlar. Yani bu ülkede din ve vicdan özgürlüğü yok diyorlarsa o mevkilere nasıl geldiler. Dini ve vicdanı kullanarak.

 

Çok şükür din ve vicdan özgürlüğü var;sorun bunu baskıcı bir şekilde baltalama arayışı olan zihniyetin de var olması...

 

Şimdi geleyim ilk paragrafa;bu dediğiniz olaylar hep iddia ediliyor;her hükümette de iddia edildi ama neden şu son aylar???

Hiç sordunuz mu;bu adamlar her şeyi son anda mı yaptı ya;tabi ki hayır;akıl var mantık var göz var...

 

Ben vatanperverliğimi iddia etmedim bu arada o cümleyi daha düzgün okuyun...

 

:zorro:

Gönderi tarihi:
yanlış olmadığını düşünmüyorum ki yazıyorum mu? canım sizin yazdığınız herşeyin doğru mu olması gerekir yani. nasıl kıyas istyorsunuz neyin kıyasını yapacağım anlamadım. laik olmakla laikçi olmak arasında fark yoktur dedim ben. onu mu söylüyorsunuz? kısaca iddiamı tekrar edeyim: devlet de laik olur bireyler de. laik devleti savunan vatandaşlar da laiktir. laiklik siyasal bir terimdir.siyaset konusu yapılır. dinin karşıtı olmaz, hiç olmamıştır.ne anlam olarak ne de düşünsel yapı olarak.

 

yani şimdi böyle şeyler söyleyince ortaya komik birşey çıkıyor. nerde ne zaman ne için söylemiş falan filan.oturup gazete arşivlerini karıştıracak zamanım yok. ama söylediğini bu memlekette yaşayan herkes biliyor. siz haberleri takip etmiyormusunuz.neden biri çıkıp dindar bir cumhurbaşkanı seçeceğiz der. bunun nedenini anlamak bu kadar zor mu? çok zor olmasa gerek.

 

Bakın ben de diyorum ki bu siyaset işidir zaten;ama bazı kesimler bireyin hayatına indirgemeye çalışıyor;bu doğru değil...

 

Şimdi ben de size şunu diyeyim:Madem laik sistemi kabul eden laik oluyor doğal olarak(tüm dinlere eşit mesafede) o zaman dinini nereye koymuş olacak???Hala anlatamadım galiba tanımlarda sorun yaşıyorsunuz...

 

Bu arada ben benim dediğim doğru demedim;yanlışlayamadınız dedim...

 

Söylendiğini iddia ettiğiniz sözler içinse:Tam olarak konuşmayı görmeden bir şey demeyeceğim...

 

:zorro:

Gönderi tarihi:
Çünkü dini islam olan ve halkının müslüman olduğu bir ülkede yaşıyoruz dindar bir cumhurbaşkanı istemekten daha doğal birşey olamaz.

Bunun nedenini anlamak çokmu zor yoksa başka şeylermi var.

 

peki bu bakış açısı sence doğru mudur?

Gönderi tarihi:
Doğru diyorsunuz vaktinizi buralarda harcamayın ozaman siyasete atılın ne bilim aday adayı falan olun :D

 

dostum kayıkçı kavgası yapıyorsun yaa. sende vaktini buralarda boşa harcama da sultanahmet camii imamı siyasete girecekmiş git orada imamlık yap. dünyevi meseleler sana göre değil.

Gönderi tarihi:

iktidardaki partiden kaynaklanıyor demedim iktidardaki parti ve son bir yılda aceleyle yapıp ettikleri, yasalara rağmen, kurallara rağmen bildiklerini okumaları, ülkede en büyük gerilimleri yaşatanlar son olarak Akp ve onun uzantıları.

 

Bu arada, dikkatinizi çekmek isterim Akp içinde bakan ve vekil olan adamlar Türkiye'nin son 15 yılını yöneten adamlardır,(çoğunlukla) akıl, göz, mantık varsa birazda burdan düşünün.

 

Örneğin bir içiçleri bakanı vardır evlere şenlik, ülkede işlenen faili mechul cinayetler nedense, tesadüfen bu adamın bakan olduğu dönemlere denk gelmiştir.

 

ister vatanperver olun, ister olmayın yalnız Cumhuriyet mitingine katılan insanları itham etmeyin. Eğer sizde bağımsızlık, özgürlük, adalet, cumhuriyete sahip çıkanlardansanız. Yok değilse buyrun devam edin.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.