Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Merhaba "Tengeriin",

 

----- " Bence Tanrı eğer böyle düşünüyor olsa idi, kitap falan göndermez direk olarak insanların soru sormalarını engellerdi "

 

Neden soru sormalarini engellesin, soru sormak üzere tasarlayan Kendisi!

 

Sorulan sorulara da "Kitap" vasitasiyla yanit veriyor, "Kitap" tamamlanmadan ise 'peygamberler' vasitasiyla...

 

----- " Böylece 2000yıldır aynı farklı 4 incili okuyacaklarına insanlar daha kestirmeden cevapları bulurlardı. "

 

'4 farkli incil yorumu' sadece KiTAPLARDAN BiHABER olanlarin temelsiz ve BO$ yorumlaridir.

 

Bu gibi ki$iler ÖNYARGISIZCA ara$tirmak yerine Bilime aykiri davranirlar, nasil mi?

 

Okumadiklari, ara$tirmadiklari bir Kitap hakkinda yorum yaparak!

 

Müslüman dünyasi bunu diline dolami$, böyle gelmi$ böyle de gidiyor malesef...

 

Kaale almayacaksiniz ama ben yine tekrarlayayim:

 

4 FARKLI iNCiL YOK!

 

----- " Tanrı "Yaz evladım"cı bir "Hakim" değildir. Plan, Proje ya da Tasarımla alakası yoktur...

Tanrı bizzat Planın, Tasarımın, Projenin, Var olanın kendisidir...

Öyle Entrikalarla ya da Soru-Cevap yöntemleriyle falan ilişkisi yoktur... "

 

Ben Tevrat, Zebur ve Incil'e göre yani 'Mukaddes Kitaba' göre, yani Tanri'nin 'yazdirdigi' ve Kendisi hakkinda bilgiler verdigi 'Kitap' vasitasiyla yorum yapiyorum, peki ya siz?

 

Siz hangi kaynaga göre emin bir $ekilde "tanri $öyledir ama böyle degildir" yorumlarini yapiyorsunuz?

 

Yoksa milyonlarcasinin yaptigi gibi, kendinize bir tanri yarattiniz da onu mu yorumluyorsunuz?

 

----- " Ya da size şöyle sorayım aslında ki cevap alamayacağımı biliyorum... "

 

Önyargi içinize i$lemi$ gibi görünüyor...

 

"Tanrı" Evreni ve içindeki her $eyi yaratan zekâ sahibi bir varliktir.

 

"O" bildigimiz anlamda bir bedene sahip degildir, "Ruh" olarak tanimlanan bir yapidadir.

 

4 temel niteligi vardir: en ba$ta geleni SEVGi dir, sonra Adalet, Hikmet ve Kudret.

 

Tanri 'Sevgi' oldugu için, bu 4 niteligiyle donattigi 'insan' denen varligi yaratmi$tir ve onlarin azami $ekilde zevk almalari için 5 duyu vermi$tir ve dünyayi bu duyulara hitap edecek $ekilde harika $eylerle doldurmu$tur.

 

Tanri hakkinda yazacak bir çok $ey var ama herhalde bu kadari yeterli...

 

Ho$çakalin...

Gönderi tarihi:

Merhaba "lena",

 

----- " neden yanlız dünyayı seçmiş Allah, diyer gezegenlerde neden insan yaratmamış "

 

Nereden biliyorsunuz?

 

Bu konuda Tanrisal bilgi verilmi$ degildir bu nedenle sadece 'bilmiyoruz' demekle yetinebiliyoruz.

 

Kutsal Kitaba, '$u an' bize gerekli olan bilgiler kaydedilmi$tir eger ki ayrintiya girilseydi bu Kitabin kaç sayfadan ibaret olabilecegini varin siz tahmin edin mesela 'Kitap' ta sadece insanin nasil yaratildigi, insan vücudu anlatilsaydi yüzlerce sayfa daha olacakti ki yaratili$ çok zengin, sayfalara sigmayacak kadar ayrintili...

 

"Ba$ka gezegenlerde insanlar var mi" dan ziyade, $u anda insanligi ilgilendiren çok daha önemli konular var mesela:

 

'Neden ya$laniyor ve ölüyoruz', 'Eger bir Tanri varsa, neden acilara izin veriyor', 'Ölen sevdiklerimize ne oluyor', 'Öldükten sonra bizi ne bekliyor' gibi...

 

Yaraticimiz öncelikle bunlarin yanitini kapsayan bir 'Kitap' yazdirmi$tir ama sonra bir ayetin de vurguladigi gibi 'yeni kitaplar açilacak' yani bize daha farkli bilgiler verecek ve belki de ba$ka gezegenlerdeki ya$am konusunda bilgiler alacagiz...

 

Ho$çakalin...

Gönderi tarihi:
Merhaba "lena",

 

----- " neden yanlız dünyayı seçmiş Allah, diyer gezegenlerde neden insan yaratmamış "

 

Nereden biliyorsunuz?

 

Bu konuda Tanrisal bilgi verilmi$ degildir bu nedenle sadece 'bilmiyoruz' demekle yetinebiliyoruz.

 

Kutsal Kitaba, '$u an' bize gerekli olan bilgiler kaydedilmi$tir eger ki ayrintiya girilseydi bu Kitabin kaç sayfadan ibaret olabilecegini varin siz tahmin edin mesela 'Kitap' ta sadece insanin nasil yaratildigi, insan vücudu anlatilsaydi yüzlerce sayfa daha olacakti ki yaratili$ çok zengin, sayfalara sigmayacak kadar ayrintili...

 

"Ba$ka gezegenlerde insanlar var mi" dan ziyade, $u anda insanligi ilgilendiren çok daha önemli konular var mesela:

 

'Neden ya$laniyor ve ölüyoruz', 'Eger bir Tanri varsa, neden acilara izin veriyor', 'Ölen sevdiklerimize ne oluyor', 'Öldükten sonra bizi ne bekliyor' gibi...

 

Yaraticimiz öncelikle bunlarin yanitini kapsayan bir 'Kitap' yazdirmi$tir ama sonra bir ayetin de vurguladigi gibi 'yeni kitaplar açilacak' yani bize daha farkli bilgiler verecek ve belki de ba$ka gezegenlerdeki ya$am konusunda bilgiler alacagiz...

 

Ho$çakalin...

 

Sayın Lena ya da herhangibirisi bu bilgiyi merak ettiğine göre demek ki bir ihtiyaç duydu ve gerekli bir bilgi idi. Madem ki İncil gerekli bilgileri içeriyor, bunu da içermeli idi. İçermemesi eksikliğidir...

 

Saygılarımla

Gönderi tarihi:
" neden yanlız dünyayı seçmiş Allah, diyer gezegenlerde neden insan yaratmamış "

 

Bilmediğimiz yada bildirilmeyen şeyler "yok" demek değildir..

Belki vardır belki yoktur belkide varlığı hakkında bilgi bile vardır ama tabi varmıdır yokmudur bilmiyoruz..

Kişisel olarak diğer gezegenlerde insan olmadığına inanıyorum..

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:

Merhaba "bo$ig",

 

----- " Sayın Lena ya da herhangi birisi bu bilgiyi merak ettiğine göre demek ki bir ihtiyaç duydu ve gerekli bir bilgi idi. Madem ki İncil gerekli bilgileri içeriyor, bunu da içermeli idi. İçermemesi eksikliğidir... "

 

Insanin Kendi ya$amiyla ilgili gerekli bilgiler içeriyor deyip bunlardan bazilarini siraladim...

 

sayin lena evreni merak eder, bir ba$kasi UFO lari, bir digeri dinozorlari bir digeri...

 

Bu neye varirdi? Kaç ciltlik Ansiklopedi olurdu incil? Insan merakinin neredeyse SINIRI yok...

 

not: Bu sayfanin ilk yazisinda sorularinizi yanitlami$tim, eger görmlediyseniz bilginize...

 

Ho$çakalin...

Gönderi tarihi:
----- " Böylece 2000yıldır aynı farklı 4 incili okuyacaklarına insanlar daha kestirmeden cevapları bulurlardı. "

 

'4 farkli incil yorumu' sadece KiTAPLARDAN BiHABER olanlarin temelsiz ve BO$ yorumlaridir.

 

Bu gibi ki$iler ÖNYARGISIZCA ara$tirmak yerine Bilime aykiri davranirlar, nasil mi?

 

Okumadiklari, ara$tirmadiklari bir Kitap hakkinda yorum yaparak!

 

Müslüman dünyasi bunu diline dolami$, böyle gelmi$ böyle de gidiyor malesef...

 

Kaale almayacaksiniz ama ben yine tekrarlayayim:

 

4 FARKLI iNCiL YOK!

Hadi diyelim ki 4 Farklı İncil yok...

Bakın ben İncil'i de okudum merak etmeyin bilmiyor değilim...

Elimin altındaher an bir incil var ve İzmir'de "Yehova Şahitleri"nin yayınları var, onları da takip ediyorum elimden geldiğince ama şu sıralar elime ulaşmıyor artık...

Kısaca "Bir Din Kitabını" okumaktan bahsediyoruz, Bilim yapmaktan değil...

Din Kitaplarını okumanın ve eleştirmenin "Bilimsel" bir yönü elbette var ve bende bunu yapıyorum zaten ve böyle yapmam gerektiğinin farkındayım.

 

Neyse,

Gelelim 4 İncil meselesine.

Aynı "İncil"in 4 farklı yorumu gibi bir tanım mı getirecektiniz merak ediyorum...

Bir arkadaşım da şöyle demişti;

Güya insan 4 gruruba ayrılırmışta...

Her bir İncil bir gruba hitap edermiş...

Böylelikle 4 İncil birden tüm insanlığı kucaklarmış...

 

"Minareyi Çalan Kılıfını Uydururmuş..."

 

Bakın,

Kabullenmek zordur biliyorum ancak ne yazık ki gerçek budur...

 

Size 4 İncil ile ilgili bir örnek vereyim mi?

 

İsa'nın Dirilişi

Mat.28: 1 Şabat Günü'nü* izleyen haftanın ilk günü*, tan yeri ağarırken, Mecdelli Meryem ile öbür Meryem mezarı* görmeye gittiler.

 

Mat.28: 2 Ansızın büyük bir deprem oldu. Rab'bin bir meleği gökten indi ve mezara gidip taşı bir yana yuvarlayarak üzerine oturdu.

 

Mat.28: 3 Görünüşü şimşek gibi, giysileri ise kar gibi bembeyazdı.

 

Mat.28: 4 Nöbetçiler korkudan titremeye başladılar, sonra ölü gibi yere yıkıldılar.

 

Mat.28: 5 Melek kadınlara şöyle seslendi: "Korkmayın! Çarmıha gerilen İsa'yı aradığınızı biliyorum.

 

Mat.28: 6 O burada yok; söylemiş olduğu gibi dirildi. Gelin, O'nun yattığı yeri görün.

İsa'nın Dirilişi

 

Mar.16: 1 Şabat Günü* geçince, Mecdelli Meryem, Yakup'un annesi Meryem ve Salome gidip İsa'nın cesedine sürmek üzere baharat satın aldılar.

 

Mar.16: 2 Haftanın ilk günü* sabah çok erkenden, güneşin doğuşuyla birlikte mezara gittiler.

 

Mar.16: 3 Aralarında, "Mezarın girişindeki taşı bizim için kim yana yuvarlayacak?" diye konuşuyorlardı.

 

Mar.16: 4 Başlarını kaldırıp bakınca, o kocaman taşın yana yuvarlanmış olduğunu gördüler.

 

Mar.16: 5 Mezara girip sağ tarafta, beyaz kaftan giyinmiş genç bir adamın oturduğunu görünce çok şaşırdılar.

 

Mar.16: 6 Adam onlara, "Şaşırmayın!" dedi. "Çarmıha gerilen Nasıralı İsa'yı arıyorsunuz. O dirildi, burada yok. İşte O'nu yatırdıkları yer.

 

Mar.16: 7 Şimdi öğrencilerine ve Petrus'a gidip şöyle deyin: 'İsa sizden önce Celile'ye gidiyor. Size bildirdiği gibi, kendisini orada göreceksiniz.'"

 

Mar.16: 8 Kadınlar mezardan çıkıp kaçtılar. Onları bir titreme, bir şaşkınlık almıştı. Korkularından kimseye bir şey söylemediler.

İsa'nın Dirilişi

 

Luk.24: 1 Kadınlar haftanın ilk günü*, sabah çok erkenden, hazırlamış oldukları baharatı alıp mezara gittiler.

 

Luk.24: 2 Taşı mezarın girişinden yuvarlanmış buldular.

 

Luk.24: 3 Ama içeri girince Rab İsa'nın cesedini bulamadılar.

 

Luk.24: 4 Onlar bu durum karşısında şaşırıp kalmışken, şimşek gibi parıldayan giysilere bürünmüş iki kişi yanlarında belirdi.

 

Luk.24: 5 Korkuya kapılan kadınlar başlarını yere eğdiler. Adamlar ise onlara, "Diri olanı neden ölüler arasında arıyorsunuz?" dediler.

 

Luk.24: 6 "O burada yok, dirildi. Daha Celile'deyken size söylediğini anımsayın.

 

Luk.24: 7 İnsanoğlu'nun* günahlı insanların eline verilmesi, çarmıha gerilmesi ve üçüncü gün dirilmesi gerektiğini bildirmişti."

 

Luk.24: 8 O zaman İsa'nın sözlerini anımsadılar.

 

Luk.24: 9 Mezardan dönen kadınlar bütün bunları Onbirler'e* ve ötekilerin hepsine bildirdiler.

 

Luk.24: 10 Bunları elçilere anlatanlar, Mecdelli Meryem, Yohanna, Yakup'un annesi Meryem ve bunlarla birlikte bulunan öbür kadınlardı.

 

Luk.24: 11 Ne var ki, bu sözler elçilere saçma geldi ve kadınlara inanmadılar.

 

Luk.24: 12 Yine de, Petrus kalkıp mezara koştu. Eğilip içeri baktığında keten bezlerden başka bir şey görmedi. Olay karşısında şaşkına dönmüş bir halde oradan uzaklaştı.

İsa'nın Dirilişi

Yu.20: 1 Haftanın ilk günü* erkenden, ortalık daha karanlıkken Mecdelli Meryem mezara gitti. Taşın mezarın girişinden kaldırılmış olduğunu gördü.

 

Yu.20: 2 Koşarak Simun Petrus'a ve İsa'nın sevdiği öbür öğrenciye geldi. "Rab'bi mezardan almışlar, nereye koyduklarını da bilmiyoruz" dedi.

 

Yu.20: 3 Bunun üzerine Petrus'la öteki öğrenci dışarı çıkıp mezara yöneldiler.

 

Yu.20: 4 İkisi birlikte koşuyordu. Ama öteki öğrenci Petrus'tan daha hızlı koşarak mezara önce vardı.

 

Yu.20: 5 Eğilip içeri baktı, keten bezleri orada serili gördü, ama içeri girmedi.

 

Yu.20: 6 Ardından Simun Petrus geldi ve mezara girdi. Orada serili duran bezleri ve İsa'nın başına sarılmış olan peşkiri gördü. Peşkir keten bezlerle birlikte değildi, ayrı bir yerde dürülmüş duruyordu.

 

Yu.20: 8 O zaman mezara ilk varan öteki öğrenci de içeri girdi. Olanları gördü ve iman etti.

 

Yu.20: 9 İsa'nın ölümden dirilmesi gerektiğini belirten Kutsal Yazı'yı henüz anlamamışlardı.

 

Bakın sadece İsa'nın Dirilişi bile 4 İncilde farklı farklı anlatılır.

Odaya giren kadınların sayısı mesela...

 

Ya neyse, ben böyle alıntılar yapmayı sevmiyorum...

Okumasını bilen arkadaşlar 4 İncildeki bu tek bir örnekte bile bir çok farklılıklar bulunduğunu görebileceklerdir.

 

Sormak istediğim şu:

Tanrı niye 4 İncil meydana getirmiştir...

 

Eğer o arkadaşımın safsatası gibi bir nedenden ise Tanrı tüm 4 grup insana birden hitap edebilecek yetide değil midir?

 

Ya da Tanrı bu 4 İncili o nedenle gönderdiyse insanların "Sınıflaşmasını" destekliyor mu?

Ayrımcı yani!

 

Ya da aynı olay "4 İncil Falan Yok" dediğiniz o "Tek İncil"de niye birbirinden farklı 4 şekilde anlatılmış?

Kafayı karıştırıp: "Aman yaa, inan gitsin işte kardeşim, niye yorcan kafanı" dedirtmek için mi?

 

----- " Tanrı "Yaz evladım"cı bir "Hakim" değildir. Plan, Proje ya da Tasarımla alakası yoktur...

Tanrı bizzat Planın, Tasarımın, Projenin, Var olanın kendisidir...

Öyle Entrikalarla ya da Soru-Cevap yöntemleriyle falan ilişkisi yoktur... "

 

Ben Tevrat, Zebur ve Incil'e göre yani 'Mukaddes Kitaba' göre, yani Tanri'nin 'yazdirdigi' ve Kendisi hakkinda bilgiler verdigi 'Kitap' vasitasiyla yorum yapiyorum, peki ya siz?

 

Siz hangi kaynaga göre emin bir $ekilde "tanri $öyledir ama böyle degildir" yorumlarini yapiyorsunuz?

 

Yoksa milyonlarcasinin yaptigi gibi, kendinize bir tanri yarattiniz da onu mu yorumluyorsunuz?

"Mükemmel Tanrı" insanlarla iletişim kurmaya ihtiyaç duymaz...

Onların, O'nun adına bir şeyler yazmalarına da ihtiyaç duymaz...

Yazacağı bir şey var idiyse, paşa paşa kendisi yazardı...

Dolayısıyla "Tanrı ile İletişim" dediğimz şey yani "Vahiy" sadece insanın çabası ile olmaktadır.

Tanrı'nın böyle bir talebi ya da yönetmeliği yoktur, olmaması gerekir.

 

----- " Ya da size şöyle sorayım aslında ki cevap alamayacağımı biliyorum... "

 

Önyargi içinize i$lemi$ gibi görünüyor...

 

"Tanrı" Evreni ve içindeki her $eyi yaratan zekâ sahibi bir varliktir.

 

"O" bildigimiz anlamda bir bedene sahip degildir, "Ruh" olarak tanimlanan bir yapidadir.

 

4 temel niteligi vardir: en ba$ta geleni SEVGi dir, sonra Adalet, Hikmet ve Kudret.

 

Tanri 'Sevgi' oldugu için, bu 4 niteligiyle donattigi 'insan' denen varligi yaratmi$tir ve onlarin azami $ekilde zevk almalari için 5 duyu vermi$tir ve dünyayi bu duyulara hitap edecek $ekilde harika $eylerle doldurmu$tur.

 

Tanrı o Zeka'nın kendisidir...

 

Bildiğin anlamda bir bedene elbette sahip değil çünkü henüz varlığı tam olarak kavrayamıyoruz...

 

Saygılarımla...

Gönderi tarihi:

Merhaba "bo$ig",

 

----- " Hadi diyelim ki 4 Farklı İncil yok... "

 

Demiyelim, çünkü 4 farkli incil YOK.

 

Peki yoksa Isa'nin ya$ami neden 4 kayitta ele alinmi$tir?

 

Yaraticimizin bir ilkesi vardir:

 

*** " Bir olayin sabit kilinabilmesi için en az 2 ki$inin $ahitligi gerekir "

 

Mukaddes Kitabin "Kilit ki$isi" Isa peygamberdir ve Yaraticimiz '4 kayitla' bu önemli ki$inin hayatinin kaydedilmesini sagladi.

 

Bu aslinda $u örnekle açiklanabilir:

 

FB-GS derbisinin ertesi günü onlarca gazetede maçla ilgili yorumlar bulunur, bu yorumlardan bazilari Tribünleri, bazilari Teknik Direktörlerin oyuncu seçimlerini, bazilari maçin ambiyansini, bazilari futbolcu performanslarini vs. ele alir.

 

Bu yorumlardan hiçbiri Tipatip benzer olmaz çünkü farkli insanlar farkli $eylere odaklanarak yazarlar ama bu parçalar birle$tirildiginde maçin profili ortaya çikar ve maça gitmeyen biri bu yorumlari okuduktan sonra bir nevi maça gitmi$ gibi olur.

 

Aslinda durum bu '4 kayit' için de geçerlidir...

 

'Tanri'nin kontrolü' altinda yazan ki$iler Isa'nin farkli yönlerini ele almi$lardir, farkli yönlere odaklanarak yazmi$lardir ama bu parçalar birle$tirildiginde bir "Isa" profili ortaya çikar ve Isa'yi bizzat taniyamami$ olan biri, bu '4 kaydi' okuduktan sonra bir nevi Isa'yla 'tani$mi$' gibi olur...

 

Inciller, Bir yap-boz un parçalarini birle$tiriyor gibi ele alinmali.

 

Isa'nin dirili$inin 4 kaydini copy-paste yapmi$siniz...

 

Bunlari üst üste koyun, mantiksiz bir $ey bulamazsiniz mesela kadinlarin sayisi:

 

Bunu bir örnekle açiklamaya çali$ayim:

 

Bir kaza oluyor ve Mehmet, Ali, Ay$e, Fatma bu kazaya $ahit oluyor, 4 farkli gazete bu olayi $öyle aktariyor:

 

1. gazete: olay yerinde Mehmet, Ali, Fatma adli vatanda$lar vardi

 

2.si: olay yerinde Mehmet ve Ali adli vatanda$lar vardi

 

3.sü: olay yerinde Ay$e, Fatma adli vatanda$lar vardi.

 

4.sü: Ali ve Ay$e adli vatanda$lar vardi

 

Bu 4 gazete yalan haber yapmi$ diyebilir miyiz?

 

Diyemeyiz çünkü hepsi de dogruyu yazmi$lar, hepsini üst üste koydugunuzda kaza aninda 4 vatanda$in olay yerinde olduklari sonucu ortaya çikiyor...

 

Incilleri bu açidan degerlendirin...

 

Ho$çakalin...

Gönderi tarihi:
Merhaba "bo$ig",

 

----- " Hadi diyelim ki 4 Farklı İncil yok... "

 

Demiyelim, çünkü 4 farkli incil YOK.

 

Peki yoksa Isa'nin ya$ami neden 4 kayitta ele alinmi$tir?

 

Yaraticimizin bir ilkesi vardir:

 

*** " Bir olayin sabit kilinabilmesi için en az 2 ki$inin $ahitligi gerekir "

 

Mukaddes Kitabin "Kilit ki$isi" Isa peygamberdir ve Yaraticimiz '4 kayitla' bu önemli ki$inin hayatinin kaydedilmesini sagladi.

Niye?

Tanrı'nın kendi şahitliği yetmiyo muydu?

Ya da Hz. İsa'nın şahitliği...

Dört kişinin şahitliğine mi muhtaçtı Mükemmel Yaratıcı?

 

Ne derseniz ve neresinden bakarsanız bakın, "Aşkın" ve "Ayrı" bir Tanrı anlayışının ilk kabulü ile sonraki kabulleri mutlaka ve mutlaka çelişir...

Temeli çürüktür çünkü, Örnek 1...

 

Bir de birileri çıkar şey demezler mi bunun için:

Bozacının şahidi şıracı?

Bu aslinda $u örnekle açiklanabilir:

 

FB-GS derbisinin ertesi günü onlarca gazetede maçla ilgili yorumlar bulunur, bu yorumlardan bazilari Tribünleri, bazilari Teknik Direktörlerin oyuncu seçimlerini, bazilari maçin ambiyansini, bazilari futbolcu performanslarini vs. ele alir.

 

Bu yorumlardan hiçbiri Tipatip benzer olmaz çünkü farkli insanlar farkli $eylere odaklanarak yazarlar ama bu parçalar birle$tirildiginde maçin profili ortaya çikar ve maça gitmeyen biri bu yorumlari okuduktan sonra bir nevi maça gitmi$ gibi olur.

 

Aslinda durum bu '4 kayit' için de geçerlidir...

Hiç bir şekilde benzer bir durum değildir...

Bakın siz neleri örneklemişsiniz aynı maçta:

"Tribünler..."

"Teknik Direktörlerin oyuncu seçimi"

"Maçın Ambiyansı"

"Futbolcu Performansları"

 

Benim örneğime bakın:

"Hz. İsa'nın Dirilişi..."

 

Aradaki farklılığı kavradınız mı?

Aynı olay anlatılıyor...

Aynı olayın dört farklı içeriği değil...

'Tanri'nin kontrolü' altinda yazan ki$iler Isa'nin farkli yönlerini ele almi$lardir, farkli yönlere odaklanarak yazmi$lardir ama bu parçalar birle$tirildiginde bir "Isa" profili ortaya çikar ve Isa'yi bizzat taniyamami$ olan biri, bu '4 kaydi' okuduktan sonra bir nevi Isa'yla 'tani$mi gibi olur...

 

Inciller, Bir yap-boz un parçalarini birle$tiriyor gibi ele alinmali.

 

Isa'nin dirili$inin 4 kaydini copy-paste yapmi$siniz...

 

Bunlari üst üste koyun, mantiksiz bir $ey bulamazsiniz mesela kadinlarin sayisi:

 

Bunu bir örnekle açiklamaya çali$ayim:

 

Bir kaza oluyor ve Mehmet, Ali, Ay$e, Fatma bu kazaya $ahit oluyor, 4 farkli gazete bu olayi $öyle aktariyor:

 

1. gazete: olay yerinde Mehmet, Ali, Fatma adli vatanda$lar vardi

 

2.si: olay yerinde Mehmet ve Ali adli vatanda$lar vardi

 

3.sü: olay yerinde Ay$e, Fatma adli vatanda$lar vardi.

 

4.sü: Ali ve Ay$e adli vatanda$lar vardi

 

Bu 4 gazete yalan haber yapmi$ diyebilir miyiz?

 

Diyemeyiz çünkü hepsi de dogruyu yazmi$lar, hepsini üst üste koydugunuzda kaza aninda 4 vatanda$in olay yerinde olduklari sonucu ortaya çikiyor...

 

Incilleri bu açidan degerlendirin...

Ya merak etmeyin,

İncilleri o açıdan da değerlendirdim...

Lakin bu mantık sadece ve sadece uydurma ve kıvırma bir mantıktır.

"Mükemmel Tanrı"nın böyle oyunlara girişmesinin anlamı var mı?

Versin tek elden kaynak di mi ama!

 

Ya ne derseniz deyin, söyleyebileceğiniz her açıdan ele aldığımı sanıyorum zamanında ve hiç bir mantıklı tutarlılık sunmadı bana.

Çünkü en baştan "Tanrı"yı ele alışı yanlış...

O bir yana Hz. İsa'yı nitelemesi bile büsbütün "Mükemmel Tanrı" ideasıyla çelişir...

4 İncil'i istediğiniz kadar Puzzle/Yap-Boz oyununa benzetin, Tanrı böyle ucuz oyunlar peşinde koşmaz.

 

Bakın ne var biliyor musunuz?

O kimseler, sadece içlerinden geldiği gibi Hz. İsa'yı "Farklı Zamanlarda" yazdıkları eserlerde "Tanımlamak" istemişlerdir ve insanlar bu durumu abartmışlardır.

Aynısı İslam'da da görülür "Mezhepleşme"lerde...

Bugün bile daha yazılmışlığı 100 yıl olmamış bir risaleyi ezberlediği halde "Kur'an"ı bir kere bile okumayıp İslam mücahidi kesilen insanlar vardır.

Bundan Yüzlerce yıl önce birilerinin çıkıp kendilerini "Aziz" "Pastör/Çoban" vs gibi tanıtıp insanları peşinden sürüklemiş olması ve yalan dolanlarla kandırmış olması son derece normal.

Öyle ki açıça söylüyorum size...

Gidin kiliselerin ikonalarına falan bakın, hepsi Pagan Kültürü ve İnancının etkisiyle ortaya çıkmış ikonlardır.

Resimleştirme öyle başlamıştır ve Hıristiyanlık bugün Paganizm ile içiçedir.

 

Sizin şu "Şahit" olayınız da aynen "Perilerin" "İlahelerin" "İlahların" ve diğer yaratıkların "Zeus"u farklı yönlerden onamalarının ve onu takdis etmelerinin uzantısıdır...

Başka bir şey değildir...

 

Kaza örnekleminiz çok hoşuma gitti...

Mantıken tutarlı ama zorlama bir örnek...

Minare ve kılıf misali...

İnandırıcı değil...

En azından "Mükemmel Tanrı" ideası var olduğu sürece imkansız bir mantık ve bu idea ile örtüşemeyecek bir mantık...

 

Şöyle yapalım:

 

Siz Tanrı'nın Mükemmel OLMADIĞINI ve insanlardan gelecek bazı şeylere, şahitliklere muhtaç olduğunu ve bu suretlede oyunlar, yap-boz'lar düzenlediğini, tek bir bakışla bir nitelemede bulunamadığını kabul edin ve böylelikle söyledikleriniz ile bir tutarlılık arzedin...

 

Ya da Tanrı'nın Mükemmel OLDUĞUNU ve insanlardan gelcek hiç bir şahitliğe ihtiyaç duymadığını ve oyunlar düzenlemediğini kabul edin ve yine tutarlılık arzedin...

 

Her neyse, size daha fazla "Tutarsızsınız" ithamında bulunmak istemiyorum, çünkü asıl cevabı Göbbels vermiş zaten:

"Hıristiyanlık etkili, çünkü iki bin yıldır aynı şeyleri tekrarlıyor..."

 

 

Ama asıl sizden şu "BarAbba" meselesini öğrenmek isterim.

27: 15 Her Fısıh Bayramı'nda* vali, halkın istediği bir tutukluyu salıvermeyiadet edinmişti.

27: 16 O günlerde Barabba adında ünlü bir tutuklu vardı.

27: 17 Halk bir araya toplandığında, Pilatus onlara, "Sizin için kimisalıvermemi istersiniz, Barabba'yı mı, Mesih* denen İsa'yı mı?" diye sordu.

27: 18 İsa'yı kıskançlıktan ötürü kendisine teslim ettiklerini biliyordu.

27: 19 Pilatus yargı kürsüsünde otururken karısı ona, "O doğru adama dokunma. Dün gece rüyamda O'nun yüzünden çok sıkıntı çektim" diye haber gönderdi.

27: 20 Başkâhinler ve ileri gelenler ise, Barabba'nın salıverilmesini veİsa'nın öldürülmesini istesinler diye halkı kışkırttılar.

27: 21 Vali onlara şunu sordu: "Sizin için hangisini salıvermemi istersiniz?""Barabba'yı" dediler.

27: 22 Pilatus, "Öyleyse Mesih denen İsa'yı ne yapayım?" diye sordu.Hep bir ağızdan, "Çarmıha gerilsin!" dediler.

Çok küçük bir mantık yürütme ile işe koyulalım...

 

"Abba" kelimesi İbranicede "Baba" demektir ve Yahudiler "Tanrı"ya özel olarak "Yaratıcı" ve "Koruyucu" olmasından dolayı "Baba" demektedirler.

"Bar" kelimesi İbranicede "Oğul" demektir.

 

İncil'den alıntıladığım ayette "BarAbba" adlı şahıs Yahudi bir Eşkıyadır.

Hz. İsa'da "Yahudi" toplumunda ortaya çıkmış, o topluma ait, o toplumda yetişmiş, o toplumun ferdi olan, ve yani "İbrani" olanbir kimsedir.

 

Hz. İsa'ya verilen isimde aynı zamanda "Baba'nın Oğlu/BarAbba"dır.

 

Öyleyse Platus hangi "BarAbba"yı salıvermiş ve hangi "BarAbba"nın çarmıha gerilmesine izin vermiştir?

 

Ya da sormak gerekiyor:

 

Hz. İsa diye birisi gerçekten yaşadı mı?

Yaşadıysa gerçekten öyle bir yargılamaya maruz kaldı mı?

Kaldıysa bile salıverilen gerçekte kimdi?

 

Bozacının şahidi şıracı mantığını dışarıda bırakarak ele alalım rica ederim.

 

"İncilde şöyle diyor",

"Yok şurasında böyle yazıyor",

"Ahanda bak şunu demiş" gibi şeyler benim için kanıt değil.

Ben her türlü bir çok verinin toplamına bakarım.

 

Saygılarımla...

Gönderi tarihi:
Niye?

Tanrı'nın kendi şahitliği yetmiyo muydu?

Ya da Hz. İsa'nın şahitliği...

Dört kişinin şahitliğine mi muhtaçtı Mükemmel Yaratıcı?

 

Ne derseniz ve neresinden bakarsanız bakın, "Aşkın" ve "Ayrı" bir Tanrı anlayışının ilk kabulü ile sonraki kabulleri mutlaka ve mutlaka çelişir...

Temeli çürüktür çünkü, Örnek 1...

 

Bir de birileri çıkar şey demezler mi bunun için:

Bozacının şahidi şıracı?

Hiç bir şekilde benzer bir durum değildir...

Bakın siz neleri örneklemişsiniz aynı maçta:

"Tribünler..."

"Teknik Direktörlerin oyuncu seçimi"

"Maçın Ambiyansı"

"Futbolcu Performansları"

 

Benim örneğime bakın:

"Hz. İsa'nın Dirilişi..."

 

Aradaki farklılığı kavradınız mı?

Aynı olay anlatılıyor...

Aynı olayın dört farklı içeriği değil...

Ya merak etmeyin,

İncilleri o açıdan da değerlendirdim...

Lakin bu mantık sadece ve sadece uydurma ve kıvırma bir mantıktır.

"Mükemmel Tanrı"nın böyle oyunlara girişmesinin anlamı var mı?

Versin tek elden kaynak di mi ama!

 

Ya ne derseniz deyin, söyleyebileceğiniz her açıdan ele aldığımı sanıyorum zamanında ve hiç bir mantıklı tutarlılık sunmadı bana.

Çünkü en baştan "Tanrı"yı ele alışı yanlış...

O bir yana Hz. İsa'yı nitelemesi bile büsbütün "Mükemmel Tanrı" ideasıyla çelişir...

4 İncil'i istediğiniz kadar Puzzle/Yap-Boz oyununa benzetin, Tanrı böyle ucuz oyunlar peşinde koşmaz.

 

Slm arkadas

 

Bir kissa

 

Gunun birinde, cok uzak diyarda bir koye hic kimsenin gormedigi bir hayvan getirirler.Bu hayvanni getiren kisi hayvanin bir fil oldugunu soylemez insanlarin bunu kendilerinin bulmasini ve bir isim koymasini ister.Ama ne yazik ki koyde 4 tanede kor insan var dir.Bu korlerin biri gelir ve filin burnundan tutar ,ve der ki olsa olsa bu kesin bir yumusak boru der.Ikinci kor gelir ve filin dislerinden tutar ve der kin bu olsa olsa mukkemel bir kazik der.Ucun cu kor gelir ve filin bacagina dokanir o da olsa olsa bu bir kiris/sutun der.Dorduncu kor gelir ve filin kulagini tutar o da derkin olsa olsa bu bir hind kumasi kadife der.

Gel gor bakim bu 4 goremeyen insanlarin hic biri filin tarifini yapamadi hata 4;du de elerinde ki bilgileri,birlestirdiysede ortaya hic bir somut hayvan portresi cikaramadilar .

Anlasilan kim ki bu fili kendi gozleri ilen gormedikce hic bir zaman onun gucu ,sekli neye benzedigi nasil anlatilacagi tam tarifi hakinda bir bilgi elde edemeyecek.

 

Anlatilmak istenen,tam manasi ile gozun gormesi daha cidi ve kanitli bir inandirici tarafi olur.bazi kisilere iste, Allah burda gor demedik ce hic bir zaman inanmayacaklar. ama sunu unutuyorlar cok guzel bir kiz gordukleri zaman gozlerinden cok kalpleri atmaya basliyor, arkadaslar bunu kan basincina baglayacaklar.Evet madde de oyle ama manda orada olan kalbin gozu iste o esnada beyin dedigimiz et parcasi hic bir ise yaramiyor. kafa alak bulak oluyor butun fonksiyonlar devre disi kaliyor yanlizcana kalp calisiyor bu kadar heyacan yaptiran ne peki alti ustu bir deri parcasi cikar o hatunun yuzunde ki deriyi gor bakalim baka bilecek misin o kiza yani biz sadece gozumuzun gordugune inaniyoruz gerisini ne tahmin ne de tarifi aklimizin ucuna bile gelmiyor.Biz burda cok buyuk bir ilim olan ''BASIRET''olayini orta dan kaldiriyoruz yazik.

 

HER INSAN KENDI GITTIGI YOLU DOGRU SANEDIYOR! YANI HERKESIN DOGRUSU KENDINE GORE DOGRU.cok yanlis bir felsefe bu.

EYVALLAH

Gönderi tarihi:
HER INSAN KENDI GITTIGI YOLU DOGRU SANEDIYOR! YANI HERKESIN DOGRUSU KENDINE GORE DOGRU.cok yanlis bir felsefe bu.

EYVALLAH

Herkesin doğrusu aynı olamaz..

Her görüşün bir zıttı vardır..

Eşyanında zıtı vardır..

Kavramlarında zıttı vardır..

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:
Malesef gerçeklerede zıtlık üretiliyor..

Madenin düşünemeyeceği bilimsel olarak bir gerçektir ama madde düşünür deniliyor

 

Maddenin tanımı nedir ?

 

İnsan maddemidir ?

 

İnsan düşünür mü ?

Gönderi tarihi:
İnsan maddemidir

 

Evet sorunun merkezi tam burasıdır..

İnsan fizyolojisi maddedir ama organik maddedir..

Organikliğe organiklik yükleyen kuvveti daha doğrusu organik canlıların hareketine sebep olan kuvveti bulduğunz an sorun çözülür..

Bilinen en küçük tek hücreli canlının aynını yapın o yaptığınız şey canlanır mı..?

Birde monitör örneğini anımsa..

 

 

Saygılar...

Gönderi tarihi:
Maddenin tanımı nedir ?

 

İnsan maddemidir ?

 

İnsan düşünür mü ?

İnsan Maddedir...

İnsan Düşünür...

Madde Düşünür...

 

Sayın Tarafsız...

 

Ben öncelikle insanı "Bir Bütün/Yek Vücut" olarak ele alırım.

Ve insan bu haliyle Evren'in yani Varlığın bir parçasısıdır.

Evren ise tüm herşeyi içine alarak bir "Bütün"dür...

 

İşleyişi ile ve devinimleri ile hem insan ve hemde insan ile birlikte Doğa'nın Kendisi de bir "Bütünlük" arzetmektedir.

 

Şimdi burada şu akla geliyor, ki yine basit bir Aristo Mantığı ile ele alalım:

Varlık "Doğal" olmakla birlikte belirli yasalara ve kurallara göre işleyiş arzetmektedir.

Bunu hiç bir Akıl inkar edemez...

 

Öyle ise İnsanda bulunduğu ve düşündüğü! iddia edildiği haliyle, bedenin ölümü halinde bedenden çıktığı düşünülen "Ruh"ta bu doğa yasalarına bağımlıdır, çünkü içinde bulunduğu "Beden" o yasalara tabidir. Böylelikle "Ruh"ta o yasalara tabi olma durumuna "İndirgenebiliyor" ise bu demektir ki "Ruh" aynı zamanda "Doğa"nın bir parçası da olabilmekte yani "Maddi" bir varlık sürebilmektedir... (Bu çok basit bir Aristo Mantığıdır; Üçüncü Halin İmkansızlığı çerçevesinde...)

 

"Ruh" madem ki mantık olarak "Maddi" bir varlık sürdürebiliyor olmalı, öyle ise "Bilim"ce ele alınıp ispatlanabiliyor olmalıydı, ki bunun imkansız olduğunu biliyoruz...

 

Aynı zamanda "Ruh", Hz. Adem'in ağızından üflendiği hal ile Tanrı'nın da Nefesi veyahut Tin'i olduğuna göre bu demek oluyor ki Tanrı'da "Maddileşebilmektedir"... Aristo Mantığının "Tümevarım" ilkesi, Farabi ve İbn-i Rüşt, İbn-i Sina bu yöntemi kullanmışlardır.

 

Ayrıntısına girmemekle birlikte;

Tanrı'nın Madde'den "Ayrı" olduğu düşüncesinin, ardılı tüm düşüncelerle çelişecek bir düşünce olduğunu çokça ifade etmiştim.

Tanrı Madde'den "Ayrı" olamaz.

"Ayrı" olduğu düşüncesi Gazzali'de ve Sünnet Mezheplerinde mevcuttur...

 

Biz mantığa devam edelim:

 

İslam'da şu düşünce var mesela:

"Tanrı'nın, insanı kendi suretinde yaratmış olması..."

 

Hangi manada "Kendi Suretinde" yaratmıştır?

Hep düşünmüşümdür...

 

Her neyse,

Ayrıntıya girmeyeceğim...

 

Sonuç olarak evrende iki önemli disiplin var:

Matematik ve Mantık...

 

Her bilgi ve düşünce, edinim belirli bir Mantığa dayanmalı ve her ne ise tutarlı ve Mantıksal olmalıdır.

 

"Tanrı"da ele alınsa "Madde"de ele alınsa, hiç bir şekilde bundan bağımsız olamaz...

 

Ene'l Hakk...

 

Saygılarımla...

Gönderi tarihi:

Arkadaşlar,

Nasılki madde ve enerji bir birinden farklı birer yapıya sahiptir ise "maddeden gayri bir yapı olanaksızdır" gibi bir ifadeyi kabul etmek mümkün değildir..

Daha dünyada bile, (metafiziği geçin) reel fiziği yani görünür ve deneysel materyaler açısından bile ışığın madde mi dalga mı tartışması yapılmaktadır..

Bir görüşe göre dalga bir görüşe göre maddedir..

Bu bağlamda madde harici birşey yoktur tezi daha madde alemindeki mataryallerde bile zorlanmaktadır..

 

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:
Arkadaşlar,

Nasılki madde ve enerji bir birinden farklı birer yapıya sahiptir ise "maddeden gayri bir yapı olanaksızdır" gibi bir ifadeyi kabul etmek mümkün değildir..

Daha dünyada bile, (metafiziği geçin) reel fiziği yani görünür ve deneysel materyaler açısından bile ışığın madde mi dalga mı tartışması yapılmaktadır..

Bir görüşe göre dalga bir görüşe göre maddedir..

Bu bağlamda madde harici birşey yoktur tezi daha madde alemindeki mataryallerde bile zorlanmaktadır..

 

Saygılar..

 

Madde, enerjinin form değiştirmiş halidir.

Birbirlerinden ayrı değildirler ve bir dönüşüm içersindedirler.

Kömür Maddesini yaktığınızda Enerji açığa çıkar.

O enerji tekrar Maddeye dönüşür mü?

Bunu pek bilmiyorum ancak formülize edildiğinde olabileceği anlatılmıştı daha önce forumda.

Kısaca mantık olarak yaptığınız değerlendirme hatalıdır.

 

"Gerçek" dediğimiz şey insanı her açıdan tatmin edebiliyor olmalıdır.

Sizin "İlah" inancınız hiç bir şekilde ispatlanamıyor.

Sadece "Gönül"de kalıyor ve oradan öteye geçemiyor.

"Manevi" teşekkülleri ispat edemiyorsunuz, kanıtlayamıyorsunuz...

Cin, Peri, Melek kavramlarını anladığınız hali ile ispat edemiyorsunuz.

Lakin ben anladığım her hali ile ispat edebiliyorum...

 

"Madde Harici Bir Şey Yoktur" tezi hiç bir şekilde zorlanmamaktadır.

Çünkü "Madde Olmayan" hiç bir şey "Var Değildir".

Varlığın en temel karşılığı "Madde"dir.

 

Maddeden ayrı bir "Tanrı" düşüncesi, tamamen "Şirk" kapsamı içersine girmektedir.

Çünkü en baştan "Tanrı"ya koşut ve eşit olarak "Maddi" varlığı kabul etmiş olursunuz.

Bunun başka hiç bir açıklaması yoktur ve asıl şirk budur.

 

Bakın,

Ciddiyetle söylüyorum...

Ne derseniz deyin ve hangi kılıfa sokup sunarsanız sunun...

"Maddeden Ayrı" bir "Tanrı" anlayışı her halükar'da "Şirk"tir.

Çünkü "Tanrı"dan başka bir varlık kabul etmiş olursunuz.

 

Oysa ki tek "Var" olan 'O'dur...

Ve görüyoruz ki "Var" olan şey "Varlığın ta Kendisi"dir...

 

Işık konusunda ise şunu söylemek isterim;

Işık hem dalga özelliği gösterir,

Ve hem parçacık özelliği gösterir...

 

Saygılarımla...

Gönderi tarihi:

Arkadaşlar,

Zan kişilere aittir..

Zan, bulunduğu kişinin kendi doğrusudur..

Örneğin bir kimse bir şeyi ıspat ettiğini sanır bu bir zandır ve kuvvetlice o kişiyi o na inandırır..

Bir başkasının yazdığını görmez, gördü diyelim okumaz, oku diyelim kabbul etmez..

Örneğin enerji ile madenin aynı olduğu iddasını irdeleyelim..

Önce enerjinin tanımının bilinmesi gerekiyor..

Enerji iş kuvvettir..

Madde enerjiye çevrilebilir mi evet..

Ne oldu şimdi iş ve kuvvet madde mii...?

Hayır elbette değil..

Ne oldu nitelik değişti maddeden enerjiye dönüşemeyen (örneğin kül) mataryaller harici gerisi enerjiye dönüşmüş oldu ve bir şekilde bu enerji harcandı..

Şimdi ben bir çeşit ıspatta bulunmuş oldum..

Zannımca ama ..!bir başkası yanlış diyebilir saygım var..

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:
Arkadaşlar,

Zan kişilere aittir..

Zan, bulunduğu kişinin kendi doğrusudur..

Örneğin bir kimse bir şeyi ıspat ettiğini sanır bu bir zandır ve kuvvetlice o kişiyi o na inandırır..

Bir başkasının yazdığını görmez, gördü diyelim okumaz, oku diyelim kabbul etmez..

Örneğin enerji ile madenin aynı olduğu iddasını irdeleyelim..

Önce enerjinin tanımının bilinmesi gerekiyor..

Enerji iş kuvvettir..

Madde enerjiye çevrilebilir mi evet..

Ne oldu şimdi iş ve kuvvet madde mii...?

Hayır elbette değil..

Ne oldu nitelik değişti maddeden enerjiye dönüşemeyen (örneğin kül) mataryaller harici gerisi enerjiye dönüşmüş oldu ve bir şekilde bu enerji harcandı..

Şimdi ben bir çeşit ıspatta bulunmuş oldum..

Zannımca ama ..!bir başkası yanlış diyebilir saygım var..

 

Saygılar..

 

Lafazanlık...

Cerbeze...

Demagoji...

 

Önceki iletimde yazdıklarım açık ve nettir.

 

Aynı açıklık ve netlikte cevaplar beklerim; hakkım budur...

 

Madde "Enerji"ye dönüşmüştür,

Tersi bugün mümkün mü bilmiyorum ama Sayın Yam_yam'ın önceki iletileri beni mümkün olduğu konusunda tatmin etmişti.

 

Saygılarımla...

Gönderi tarihi:

Arkadaşlar,

Adı üstünde madde enerjiye dönüşmüştür deniliyor olayın fazla izahına gerek var mı..?

Enerji madde değilki izaha devam edilsin..

Teorik olarak formül üzerinde her ne kadar e=mc2 m=e/c2 oluyorsada teknik olarak pek mümkün görünmüyor..

Çünkü bu iş için istenilen yoğunluk için büyük sıcaklıklara ihtiyaç vardır..

Nasılki benzin yandıktan sonra karbon monokside dönüşüyor ve karbon monoksit benzin değilse..

Madede yüksek hızda enerjiye dönüşüyor ve tabiki enerji madde değildir..

Var oluşu maddeye dayansada enerji iken madde diyemeyiz..

Extra olarak zan üzerinde yazdığım konunun önemini bir kez daha vurgulamk isterim..

Çok açık görüşlü olmakta fayda var..

Kendi zanlarımız bizim önümüzde sadece engel teşkil eder..

Zannın mutlak doğruya ulaşması için çok yoğun çaba göstermek gerekir..

Kişisel görüşüm budur yerine kişilerin ne düşündüğü, ekseriyetin ne düşündüğü, bilim çevrelerindeki durum, eğer zan islam ile ilgiliyse islamdaki sadece bir yada iki alimin ne dediğinin yanında diğer alimlerinde ne dediği..

O bir iki alimin ise ne demek istediği ve diğer uygulamaları ve yaşantıları incelenmelidir..

 

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:
İnsan fizyolojisi maddedir ama organik maddedir..

 

Demekki madde düşünürmüş

 

Adı üstünde madde enerjiye dönüşmüştür deniliyor olayın fazla izahına gerek var mı..?

Enerji madde değilki izaha devam edilsin..

 

Madde olmadan enerji olur mu ?

 

İkisi birbirinden ayrı mıdır ?

 

Ben madde ile enerjiyi birbirinden ayıramıyorum, çünkü hiç maddeye bağlı olmayan bir enerji bilmiyorum.

 

Örneğin ışık bir madde olabilir, yada elektrik enerjiside bir madde olabilir, enerji belki şimdilik gözlemleyemeyeciğimiz kadar küçük parçacıklardan oluşuyor. Bence enerjide bir maddedir ama gözlem olarak şu an onun bir madde oldğunu algılamakta zorlanıyor olabiliriz.

 

Maddenin atomlarınıda göremiyoruz çıplak bir gözle ama atomda bir maddedir sonuçta.

 

Madde bence sadece bir masa, bir bardak, çay kahve su falan değildir, çoğumuz maddeyi öyle algılıyoruz. Göremeyeceğimiz kadar küçük maddeler bir araya gelip bir şekil bir yapı bir ENERJİ oluşturuyorlar. Bu nedenle ışığı bile bir madde olarak algılayabiliriz mantığıma göre, çünkü ışıkta parçacıklardan oluşuyor.

 

Benim kişisel görüşüm olarak maddenin tanımı şudur (bilimsel olarakta hemen hemen aynı tanıma giriyor)

 

"boşlukta bir yer kaplayan varlığa madde denir" buna ışıkta dahildir, enerjide dahildir.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.