ankaraya m... gelmiş

evde bi bayram havası

benim köylü aman köklü dostum

hani dudağının kenarında dorian gray in kine benzeyen alaycı bi gülüş belirir ya

o içselleştirmenin dışavurumunun antiseptematik yerlem ve yerleşkelerinden alıntılama bir gönençle

hoşçakal dosto

gözümsün...

 

 

edebiyatı seviyorum

 

m... nın yazısı dergide çıkınca ona mail olarak atmıştım bu yazıyı

kimse rahatsız olmazsa(demos un değil yönetimin rahatsızlığına bakarım) katılımsız götürürüm ben bu başlığı

 

başlık:hiciv in içinde edebiyat edebiyat ın içinde hiciv

 

nokta

HİCİV

 

 

Kişilerin veya toplumun kötü yönlerini, kusurlarını, gülünç durumlarını alaylı bir dille ortaya koyan manzum yazılar. Medhiye’nin tersi kabul edilir. Yergi de denen hicviye halk edebiyatında taşlama adını alır. Hicviyelerde mübalağalı üslûp kullanılır. Hicvedilen kişi şahsiyetinin gerçek yönleriyle ilgisi olmayan yergi ve sövgülerle aşağılanır

 

(Türkedebiyatı.net)

 

 

Şu hicivle başlamak en doğrusu:

 

Eylemem ölsem de kizbi ihtiyar

Doğruyu söyler gezer bir şairim

Bir güzel mazmun bulunca Eşrefa

Kendimi hicveylemezsem kafirim

Yukarıdaki ŞAİR EŞREF ten..

 

 

TEVFİK FİKRET ten:

 

 

Bu sofracık, efendiler - ki iltikaama muntazır

Huzurunuzda titriyor - bu milletin hayatıdır;

Bu milletin ki mustarip, bu milletin ki muhtazr!

Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır...

 

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

 

Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir

Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir?

Bu nadi-i niam, bakın kudumunuzla müftehir!

Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir...

 

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

 

Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say

Haseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray,

Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay;

Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay...

 

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

 

Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı yok zarar

Gurur-ı ihtiıamı var, sürur-ı intikaamı var.

Bu sofra iltifatınızdan işte ab u tab umar.

Sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar...

 

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

 

Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malını

Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini

Bütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balini.

Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini...

 

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

 

Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!

Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak!

Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak,

Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak...

 

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

kır zincirlerini proleterya tabi sende katılabilirsin

 

 

bugün neyzen tevfik ten

 

Fabrika yaptı Sümerbank bez için,

Çok muazzam bir eser bu, laf değil!

Dil isinde "Ehl-i dil" tezden dedi,

Zıçtı Cafer, bez getirsin Başvekil. 1932

 

(Başvekil İsmet İnönü'nün Sümerbank'a ait bir bez fabrikasının açılışına katıldığı günlerde, Dolmabahçe Sarayında Birinci Türk Dil Kurultayı toplanıyor. Dörtlük, Prof. Ahmet Caferoğlu'nun Kurultaydaki konuşmasının "resmi" dil ile bağdaşmayışını ve bunun yarattığı hoşnutsuzluk havasını konu alıyor. )

 

 

Neyzen TEVFİK

admin reklam bile eklemiyo

Ben eklerim bir Mahsuru şahanesi yoksa yane

kır zincirlerini proleterya tabi sende katılabilirsin

 

 

bugün neyzen tevfik ten

 

 

Fabrika yaptı Sümerbank bez için,

Çok muazzam bir eser bu, laf değil!

Dil isinde "Ehl-i dil.....

 

 

özlediniz değil mi iki gündür hicivlerimi hemen ekliyorum google işbirliğiyle...

 

 

“Gündüzlere taç giydirecek akşam yok,

Her gün arefeymiş, ne yazık bayram yok,

Mevzu sayısız, model bol, eller fırça,

Bez var, boya var bizde fakat ressam yok...”

 

arif nihat asya dan...

 

 

 

“Yükseklere götürüyor,

Merdivenler, ayakları...

Ben de çıkacaktım,

Temiz olsaydı; Basamakları...”

 

 

yine ondan..

 

benim favorilerim daha eskiler neyzen tevfik ten:

 

 

 

Anlaşıldı hal ü tavrından Yahudi olduğun!

Vaz-i yed ettin cihanın garbına, hem şarkına.

Tilki bilmez, bilmiş ol, âlemde dehrin bildiğin,

Pek güvenme Kayser'im Bismark'ına, pis Markına!

(Ankara,1916. Alman İmparatoru Kaiser'e hitaben. )

İtiraf etmeliyimki özlüyorum, bide özletme diyorum, aslında divan edebiyatı hcivleme falan ne oluyor yani, iyi oluyor desem, devamını bekliyoruz devam pls

"Tahir efendi bize kelp demiş

İltifatı bu sözde zahirdir.

Mezhebim Malikidir zira,

İtikadımca kelp tahirdir."

 

nefi den.

 

tahir:temiz

kelp:köpek

başlık konusu ne ise onunla ilgili yazılsın.başlık konusu dağıtılmasın.

 

deneme bir ki bir ki

 

yazmayacaksan bu sayfada hiciv

kafanda uçuşur bir sürü civciv

durma öyle pasif

görüyorsunki nico çok agresif

 

bu pek olmadı.ama dogville verir notumu yine de

 

bu olabilerrr belki;

 

edep diyorsunuz

evet edep deyince

akıla siz geliyorsunuz

doğru edep sizsiniz

 

ben sonra yine devam ederim.

-------------

aşağıdakiler eskilerden kalıntıdır

benim yaptığım tam bir çalıntıdr. :D

 

Hiciv örnekleri...

 

 

HİCİV, bir mizah çeşididir. İma'dan başlar, iğnelemeyle, dokundurmayla, küfre kadar gider.

Osmanlının hicvi, kişilere ve yöneticilere yönelik küfür örneğidir.

Şair Eşref, Osmanlı ile Cumhuriyet arasında bir geçiş örneğidir.

Neyzen Tevfik, Namdar Rahmi Karatay, Yusuf Ziya Ortaç, Orhan Veli, Oktay Rıfat sosyal içerikli, küfretmeyen hicivler yazmışlardır. Ümit Yaşar Oğuzcan'dan sonra, geniş kitlelere ulaşan bir hiciv şairi gelmemiştir.

Tabii Aziz Nesin'in de, Salah Birsel'in de hicivleri vardır ama, hiciv şairi değillerdir.

***

 

***

BAZI hicivler hemen tutar, hemen ezberlenir, lakin şair arkasını getirmez...

Mesela Celal Vardar'ın "Marifet" şiiri böyledir, üç mısradır:

"Suya dokunmazmış

Sabuna dokunmazmış

Pise bak."

Bundan daha ala hiciv olur mu?

***

TIPKI Ümit Yaşar'ın "ağır İşçi"si gibi:

"En ağır işçi benim

Günde 24 saat seni düşünüyorum."

***

 

"LAEDRİ" söyleyeni belli olmayan ölçülü, çarpıcı sözlere denir, manzum da olabilir, düz yazı da...

Bir örnek:

"Başında falanca duruyor, işte paşam bak!

Hala o eğilmez başı dimdiktir efendim!

Bir ses var Atam, şanlı izinden sana geldim.

.........

Bir ses duyulur kubbeden:

- Hastir efendim!"

Her ne kadar bu hiciv "laedri"yse de, yazanı söyleyeni belli değilse de, hedefinin kimler olduğu belli değil mi?

----

HASAN PULUR'dan çaldım.(ben biraz kestim yazıdan)

Fahr-i alemsin ve lakin fa sı yok

Gevher-i kaansın ve lakin ra sı yok

Dilerim haktan bunu ruz-u şeb

Sana bir merkeb vere kim ba sı yok

 

Anlatılan kısaca şu:

 

Alemlerin efendisisin lakin – fa –sı olmayınca geriye” har “kalıyor yani alemlerin eşeğisin deniliyor.

Mücevher kutususun değerlisin lakin- ra- sı olmayınca geriye gevh yani” kene”kalıyor

İnsanların kanını emiyorsun

Dilerim bunu haktan gece gündüz (ruz-u şeb)

Merkeb in ba-sı olayınca geriye- merk –yani ölüm kalıyor.

Dilerim haktan tez zaman da ölesin denilmekte ve içersinde gizli anlamlar bulunmaktadır.

 

cal ın tı

HİCİV

Kişilerin veya toplumun kötü yönlerini, kusurlarını, gülünç durumlarını alaylı bir dille ortaya koyan manzum yazılar. Medhiye’nin tersi kabul edilir. Yergi de denen hicviye halk edebiyatında taşlama adını alır. Hicviyelerde mübalağalı üslûp kullanılır. Hicvedilen kişi şahsiyetinin gerçek yönleriyle ilgisi olmayan yergi ve sövgülerle aşağılanır

[/b][/size]

 

ben bu dünyanın izzeti nefsini ******

 

yansın ******* su veren itfaiyenin hortumunu *******

 

ben mecnunmuyum bir .m için çöllere düşeyim

 

verirse verir vermezse leylayıda ******

 

 

neyzen tevfik...

yazmayacaksan bu sayfada hiciv

kafanda uçuşur bir sürü civciv

durma öyle pasif

görüyorsunki nico çok agresif

 

 

heccavlarımızın biyografilerine geçelim

 

heccav medias oğlu nico:dilinin kemiği yok idi. yumruğu balyoz etkisi yapar idi.

Avcı

 

“Ey şanlı avcı, tuzağı beyhude kurmadın,

Attın...fakat yazık ki, yazıklar ki vurmadın!...”

 

Tevfik FİKRET

bir daha yazılması gerek, okunması gerek.

***

BAZI hicivler hemen tutar, hemen ezberlenir, lakin şair arkasını getirmez...

Mesela Celal Vardar'ın "Marifet" şiiri böyledir, üç mısradır:

"Suya dokunmazmış

Sabuna dokunmazmış

PİSE bak."

Bundan daha ala hiciv olur mu?

***

 

tek nokta.

Bu bir hicivmi; Şu an yazıyorum hicivleme yapacam şimdi

 

 

 

Kendini bilmez sar kafalı saksağan,

 

Ne oldu kırıldınmı?sür o zaman merkebini arkana bakmadan

 

Şark merkebi gibi kokarsın ******* yıkamadan

 

Gelme bir daha be bre yutağına************

 

 

Bu hicivleme bana göre değil, ya tam bozacaksın ağzını ,yada benim gibi Hicivleme diye civcivleme yapmayacaksın...

"I shall chastise them with a heavy chastisement in the world and the here after;and they will have no helpers."

 

 

“Neler duydu şu dünyada,

Mevlidine hayran kulaklarımız;

Ne adlar ezberledi ey Nebî,

Adına alışkın dudaklarımız!..

Artık, yolunu bilmiyor,

Artık, yolunu unuttu; ayaklarımız!..”

 

Arif Nihat ASYA

"I shall chastise them with a heavy chastisement in the world and the here after;and they will have no helpers."

“Neler duydu şu dünyada,

Mevlidine hayran kulaklarımız;

Ne adlar ezberledi ey Nebî,

Adına alışkın dudaklarımız!..

Artık, yolunu bilmiyor,

Artık, yolunu unuttu; ayaklarımız!..”

 

Arif Nihat ASYA

 

"man is in a state of loss.save those who believe and do good works,and exhort one another to truth and exhort one another to endurance."

 

Padişahım, bir dirahta döndü kim güya vatan

Daima bir baltadan bir şahı hali kalmıyor

Gam değil amma bu mülkün böyle elden gitmesi

Git gide zulmetmeğe elde ahali kalmıyor

 

Şair EŞREF

-----------------------------------

sayın admin sayfa maksadını aşıyor,sayfanın içi yıldızlarla doldu isterseniz kiltleyin.demos la bir yere gidilmeyeceğini biliyordum.