Φ DİDEM Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2007 Arthur Schopenhauer (1788-1860) Alman filozof Schopenhauer daha çok Hegel’in iyimser felsefesine karşı geliştirdiği kötümser felsefesiyle tanınır. Platon, Kant ve doğu felsefesini, özellikle Budizmi kendisine özgü bir şekilde kaynaştırdığı felsefesi Tolstoy, Mann, Wagner, Freud, Nietzsche ve Wittgenstein gibi önemli isimleri derinden etkilemiştir. Schopenhauer'e göre bilinçdışı gerçekler, yani istenç, bilincin altında bastırılmış bir şekilde mevcuttur. İstem, hayatî bir güçtür; ayak direyen, zorlayan. Her türlü eylemimizin kökü bastırılmaya çalışılan veya dışa vurulmaya çalışılan bir istence dayanır. İstenç, bütün doğada bulunan, doyumsuz hayatî güçtür. Schopenhauer'in kendi sözleriyle tanımlarsak: "Biliçdışılık, her şeyin başlangıçtaki ve doğal durumudur, dolayısıyla, aynı zamanda bir temeldir, ki ondan belli varlık türlerinde, en yüksek olgunlaşma olarak bilinç doğar. Bu yüzden bilinçdışılık daima baskın olmaya devam eder." Açıkça görüldüğü gibi, bugünkü düşünce ve bilim dünyasının temelinde yatan bir çok görüşün temellerini atan ilk kişi Schopenhauer'di. Özellikle, Freud'e ve dolayısıyla, psikoanalize olan katkıları kuşkusuz çok büyüktür. Schopenhauer'in özellikle hayat ve varolmak üzerine düşünceleri genel karamsarlığından çok daha amansız bir karamsarlığa sahiptir. Bu yüzdendir belki de, hayat üzerine olan karamsar düşünceleriyle çok ünlüdür. Aynı zamanda fazlaca ünlü olduğu bir konuda insansevmezliği idi. İnsanlara "iki ayaklı hayvanlar" diye hitab edişinden insansevmezliği fazlasıyla aşikârdır. Ayrıca, o insansevmezliği ve kişinin kendisini insanlardan izole etmesini, eksiklikten öte bir erdem olarak görmekteydi. Zaten Schopenhauer'e göre, erdemli ve olgun bir insan başkalarından hiçbir şey istemeyecek kadar tamamdır, kendi kendine yeterdir, bu yüzden de insanlarla birlikte olmaya veya onlarla çeşitli ilişkiler kurmaya gerek görmez. Schopenhauer'in kadın, hayat, ölüm ve cinsellik üzerine bir çok farklı görüşü vardır. Her biri, hem biri önemli ve düşünce serüvenimize damga vurmuş görüşlerdir. * Şükür ki yüz tane ahmak bir araya gelse bir tane akıllı adam etmez. * Dünya, 15 yaşından küçük çocuklara din dersi vermeyecek kadar dürüst olursa, belki o zaman ona umut besleyebiliriz. * İnsanların kader dedikleri çoğu zaman sadece kendi kendilerine yaptıkları aptal oyunlar. * Çok insan kafaları olmadığı için kafayı bozmuyor. * Başkalarının fikirlerine aşırı derecede önem vermek, herkeste var olan bir manyaklık. * Her aptal çocuk bir böceği ezebilir. Ama dünyanın bütün profesörleri bir böcek yaratamaz. * İnsanları tanıdığımdan beri hayvanları severim. * Yanlış bir görüşü geri almak onu savunmaktan daha çok kişilik gerektirir. Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2007 Paylaşım için teşekkürler sevgili DİDEM... Çok değerli bir filazof'u formumuz taşımandan mutluluk duymaklak birlikte tekrar okuma zevkini tattım... Kalemine sağlık.. Alıntı
Φ DİDEM Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2007 İlgin için çok teşekkürler sevgili DİPNOT, Eğer iyi birşeyler yapabiliyorsam ne mutlu bana... sevgiler Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 14 Nisan , 2007 İlgin için çok teşekkürler sevgili DİPNOT, Eğer iyi birşeyler yapabiliyorsam ne mutlu bana... sevgiler Ne mutlu sana ki... Düşünsel anlamda değerlere sahip çıkıyor, fark ediyor, emek sarfediyor ve bizlerle paylaşıyorsun... Verebileceğin çok şey olacağından hiç kuşkum yok... Sevgiler... Alıntı
Φ DİDEM Gönderi tarihi: 15 Nisan , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 15 Nisan , 2007 KİRPİLER : Soğuk bir kış günü bir araya toplanmış olan kirpiler birbirlerinin sıcaklığından istifade etmek düşüncesiyle birbirlerine sokulurlar. ne ayzık ki kısa bir süre sonra dikenlerinin batması ile bir arada duramayacaklarını üzüntüyle farke derler. Fakat amansız soğuğun tesiriyle gene birbirlerine yaklaştıklarında bir önceki sıkıntının yeniden başladığını görerek aynı şekilde birbirlerinden uzaklaşmaya başladıklarıı, adeta bir top gibi oraya buraya fırladıklarını fark ederek, birbirlerini bir daha rahatsız etmeyecekleri bir mesafe bulurlar. Nihayet bulabildikleri, birlikte oturabilmelerini mümkün kılan mesafe : nezaket ve inceliktir.. Arthur SCHOPENHAUER Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2007 Schopenhauer'dan Kirpi gibi; ("Aklimizin mesalesi çevremizi ne derece aydinlatirsa aydinlatsin, ufkumuz daima koyu karanlikla çevrili olacaktir." "Aslinda, bizler olmamasi gereken varliklariz. Onun için tükeniriz.") "Hayat, uykuya karsi bir savastir. O, ölümün bir parçasidir. Uyanik oldugumuz zaman dahi bize yari yariya hakimdir. Su kafalardan ne bekleyelim ki, en akillilari bile her gece serseri rüyalarin at oynattigi yerdir. Ve böyle bir halden fikir kurmaya kalkar." "Dünya, iradeden ibaret olunca bir istirap alemi olmaya mahkumdur. Çünkü irade ihtirastir. O, elin tutamayacagindan fazlasini tutmayi ister. Ihtiras sinirsizdir, tatmin ise sinirli." "Hayat, istirapla can sikintisi arasinda bir danstir." "Hayat bir derttir. Çünkü, mahrumiyet ve istirap bize biraz sükun verdigi an can sikintisi baslar." "Her dramatik veya destani eser, sadece mutluluk ugruna savasi anlatir. Fakat hiç bir zaman mutlulugun kendisini anlatamaz. Bu eserler, kahramanlarini binbir zorluk ve tehlike içinde hedefe götürüler. Ve hedefe ulasinca hemen perdeyi indirirler. Çünkü kahraman ulastigi parlak hedeften sonra umdugu mutlulugu bulamamis ve hali eskisinden daha iyi olmamistir." "Insan evlense de, evlenmese de bahtsizdir. Tek olarak da, toplu olarak da bedbahttir. Birbirimiz isitmak için kirpiler gibi bir araya toplaniriz. Fakat, çok fazla yanasirsak rahatimiz kaçar. Büsbütün ayrilsak yine bedbaht oluruz." "Aklimizin mesalesi çevremizi ne derece aydinlatirsa aydinlatsin, ufkumuz daima koyu karanlikla çevrili olacaktir." "Aslinda, bizler olmamasi gereken varliklariz. Onun için tükeniriz." Alıntı
Φ Empedokles Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 20 Nisan , 2007 Schopenhauer'un felsefesi, baştan sona nihilist eğilimlidir ve hayatı yadsır. Hayatı yadsıyan ve kötüleyen Schopenhauer, yaşamının sonlarına doğru ünlenmesiyle birlikte hayat hakkında daha farklı bir tutumda bulunmuş, hayatında ilk kez hayatı olumlayıcı fikirler üretmiştir. Akademisyenken Hegel'in ağırlığı altında ezildiği, onu kıskandığı ve bu tür sebeplerle üniversite hocalığını bıraktığı söylenir. Ne kadar söylence ve ne kadar gerçek bilinmez, ama üne kavuşana kadar hayatı yerden yere vurduğu, insanları sert bir tutumla aşağıladığı da bir gerçek... Benim yorumum, Schopenhauer'un felsefesinin hep birşeylere endeksli olduğudur. Doğanın ve hayatın tek bir istenç tarafından yönetildiğine katılırım lakin hayatın değersizliği konusundaki fikirlerine asla katılmam... Sevgili eşim DİDEM'e teşekkür ediyorum. Umarım paylaşımları sürer ve felsefe konusunda bizlere tartışma kapıları açar... Selamlar Alıntı
Φ adrenalin Gönderi tarihi: 10 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 10 Mayıs , 2007 Benim yorumum, Schopenhauer'un felsefesinin hep birşeylere endeksli olduğudur. onun felsefesi; çocukluğundan beri ona hiç sevgi göstermeyen,zamanında iyi bir yazar olan,malikanesinde hergün başka erkeklerle birlikte olup buna karşı çıkan oğlu artur şopenaueri evden kovan annesine endekslidir diyeyim ben... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.