Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 10 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 10 Nisan , 2007 Sen Ablanın bir tanecik güzel çitlenbiğisin :)Seni bu foruma nerdeyse sürüyerek getirdim,İyiki de getirmişim. Seninle burada da birlikte olmak çok güzel Defterin hayırlı uğurlu olsun ablacım güzel paylaşımlar dilerim.Seni çok seviyorum Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 11 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 11 Nisan , 2007 Sevgili arkadaşım..adına bir anı defteri açılmış..buna çok memnun oldum..ve defterine Özdemir Asaf'tan güzel bir şiir kondurmak istedim.. bütün güzellikler seninle olsun... Fal Olacaksa olmaz da, olmayacaksa olur, Kiminin yazısı o, kimininki de budur. Kimi ardından koşar, yetişir zamanında, Kiminin önündedir birdenbire yok olur. Kimi bir yerdedir der, o gelir oralardan, Kimi bildiği yerde bildiğini unutur. Biri oraya gider,o orada bilerek, Biri hiç anlamadan yoluna çıkar durur. Kimi aradığını yitirir aradıkça. Kimi de arayandır, aranan onu bulur. Özdemir Asaf Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 11 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 11 Nisan , 2007 SENİ SAKLAYACAĞIM Seni saklayacağım inan Yazdıklarımda, çizdiklerimde, Şarkılarımda, sözlerimde. Sen kalacaksın kimse bilmeyecek Ve kimseler görmeyecek seni, Yaşayacaksın gözlerimde. Sen göreceksin, duyacaksın Parıldayan bir sevi sıcaklığı, Uyuyacak, uyanacaksın. Bakacaksın, benzemiyor Gelen günler geçenlere, Dalacaksın. Bir seviyi anlamak Bir yaşam harcamaktır, Harcayacaksın. Seni yaşayacağım, anlatılmaz, Yaşayacağım gözlerimde; Gözlerimde saklayacağım. Bir gün, tam anlatmaya.. Bakacaksın, Gözlerimi kapayacağım.. Anlayacaksın. Alıntı
Misafir redblack Gönderi tarihi: 12 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 12 Nisan , 2007 Sen Ablanın bir tanecik güzel çitlenbiğisin :)Seni bu foruma nerdeyse sürüyerek getirdim,İyiki de getirmişim.Seninle burada da birlikte olmak çok güzel Defterin hayırlı uğurlu olsun ablacım güzel paylaşımlar dilerim.Seni çok seviyorum Canım,biricik ablam.... İyiki getirdin beni bu foruma. böylece sanki hergün berabermişiz gibi hissedebiliyorum. canımız forumumuz bizim :) Canım ablam bitanesin sen burada da düşündün beni.... Anı defterim için teşekkürler. Umarım boşa açmış olmazsın Dilerim her geçen gün paylaşımları artan bir defter olur . Seni çok seviyorum. İyiki varsın,iyiki ablamsın. Alıntı
Misafir Süper Kız Çocuğu Özo Gönderi tarihi: 12 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 12 Nisan , 2007 Bu Forma gelmekten ve Redblack'çimi tanıdığımdan ötürü öle memnunum ki Gerek duygu ve düşünceleri ve gerekse kişiliğiyle, Parmak Isırtıcak bi insan:) Onu bi kaç cümleyle anlatmak yersiz olacaktır Bu yüzdendirki ; O güzel yüzüne ve yüreğine güsel bir Can Yücel Şiiri armağan ediyorum Mutlu ve hzuurlu bir yaşam dileğiyle.. O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer. Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer. Utanılacak bir şey değildir ağlamak, yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık, çalınan birinin kalbiyse eğer. Korkulacak bir yanı yoktur aşkların, insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer. O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses, hiçbir zaman duyulmasaydı eğer. Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar, kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer. Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla, öylesine delice bakmasalardı eğer. Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer. Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin, son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer. Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman, meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer. Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman, beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer. Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla, tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer. O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi, yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer. O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar, son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer. Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri, her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer. Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de, dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer. Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel, namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer. Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından, dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer. Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de, sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer. Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine, kulağına okunacak biri olsaydı eğer. İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de, kartvizitinde ´onca ayrılığın birinci dereceden failidir´ denmeseydi eğer. Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar, ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer. Issızlığa teslim olmazdı sahiller, Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer. Sen gittikten sonra yalnız kalacağım. Yalnız kalmaktan korkmuyorum da, ya canım ellerini tutmak isterse... Evet Sevgili, Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu, kim uzanmak isterdi ince parmaklarına, mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!! Can Yücel Can Yücel Alıntı
Misafir redblack Gönderi tarihi: 12 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 12 Nisan , 2007 Sevgili arkadaşım..adına bir anı defteri açılmış..buna çok memnun oldum..ve defterine Özdemir Asaf'tan güzel bir şiir kondurmak istedim.. bütün güzellikler seninle olsun... ............ SENİ SAKLAYACAĞIM Seni saklayacağım inan Yazdıklarımda, çizdiklerimde, Şarkılarımda, sözlerimde. Sen kalacaksın kimse bilmeyecek ............. Ayyyy !!! Kimler gelmişşşş Nasılda mutlu ettiniz beni,iyiki geldiniz Diloşum ve Sardunyam bu forum sayesinde sizler , görmedende sevebildiklerimden,paylaşabilmenin güzelliğini yaşayabilmemi sağlayanlardansınız.. Yakınlığınız ve sıcaklığınız beni her zaman mutlu etti. Sizlerde iyiki varsınız. İçtenliğiniz için çok teşekkürler. Dilerim paylaşımlarımız her daim devam eder. Alıntı
Misafir redblack Gönderi tarihi: 12 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 12 Nisan , 2007 Bu Forma gelmekten ve Redblack'çimi tanıdığımdan ötürü öle memnunum ki Gerek duygu ve düşünceleri ve gerekse kişiliğiyle, Parmak Isırtıcak bi insan:) Onu bi kaç cümleyle anlatmak yersiz olacaktır Bu yüzdendirki ; O güzel yüzüne ve yüreğine güsel bir Can Yücel Şiiri armağan ediyorum Mutlu ve hzuurlu bir yaşam dileğiyle.. O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer............ Güzel kalpli Özocuğum bende seni tanıdığıma çok memnunum. Sen benim kıyamadığım küçüğümsün. Çok içten , çok şeker bir kızsın. Dilerim kalbin ve yüzün kadar güzel bir hayatın olur. Ve dilerim hayat sana karşı her zaman adil davranıp hakettiklerini verir. Yüzün daima gülsün küçüğüm. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 12 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 12 Nisan , 2007 Ayyyy !!! Kimler gelmişşşş Nasılda mutlu ettiniz beni,iyiki geldiniz Diloşum ve Sardunyam bu forum sayesinde sizler , görmedende sevebildiklerimden,paylaşabilmenin güzelliğini yaşayabilmemi sağlayanlardansınız.. Yakınlığınız ve sıcaklığınız beni her zaman mutlu etti. Sizlerde iyiki varsınız. İçtenliğiniz için çok teşekkürler. Dilerim paylaşımlarımız her daim devam eder. Hoşbulduk canım... Biz teşekkür ederiz çünkü sende çok sıcaksın, sıcak karşıladın, hiç yabancılık çekmedik... devam edecek inşallah, canım, şiirlere tutkun olduğunu biliyoruz, ki sende bizdeki tutkuyu farketmişsindir, ben çok mutluyum ki paylaşacağım biri daha var artık... görüşürüz tatlım, umarım kalbin artık daha az acıyordur. Alıntı
Misafir Süper Kız Çocuğu Özo Gönderi tarihi: 12 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 12 Nisan , 2007 Güzel kalpli Özocuğum bende seni tanıdığıma çok memnunum.Sen benim kıyamadığım küçüğümsün. Çok içten , çok şeker bir kızsın. Dilerim kalbin ve yüzün kadar güzel bir hayatın olur. Ve dilerim hayat sana karşı her zaman adil davranıp hakettiklerini verir. Yüzün daima gülsün küçüğüm. Amin!!!! Cümlemizinn Alıntı
Misafir redblack Gönderi tarihi: 13 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 13 Nisan , 2007 Anlar Gibiydin… Oysa sen, onlar gibi değildin... Anlar gibiydin. Zaman aktı, geldikleri gibi gitmesini bilen cinslerden. İnsanlar konuştu, uzun uzun ve sık sık. Gözlerim uzun süre gittiğin noktada bakakaldı, ayak izlerine. Kaybolmayan sevgin gibiydi gözlerim, yokluğunun aksine. Uzun zaman geçti. Sen biteli... Ve ansızın çekip gideli... Uzun zaman geçti. Bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar dakikalar. Yavaş aktı yokluğunu düşündüğüm anlardaki cümlelerim. Ve hiçbir şey diyemeyişim. Yavaştı zamanın akışı... Hiç kimseye benzetemediğim yanların içindi sende kalan suskunluğum. Ve en çok seni söylemekti, seni sana anlatmaktı doyasıya. Ve her iki cümle arasında hiç kimse olmayışının ifadesini anlatabilmekti her düşüm. Düşlerimi gerçekleştirdiğim kadar düştüm, giderken gözlerinin içinden... Dakikalar içinde, çok fazla öldüm. Her damla da tekrar tekrar öldüm... Ve sen beni anlayan gözlerinin aksine, beni tane tane terk ettin kendi içinde... Ve gittin. Ansızın bittin… Gidişinin ayak izlerinde seni izlerken, beni düşürdüğün son umudum geldi gözlerimin önüne... Anladım. Ben senin için. Hiçbir şey değildim. Hiç kimse de değildim. Son terk eden hep bendim, ayaklar altında kalan göz yaşlarımın ıslaklığında serinleyen her bir kum tanesiydim... Ölen bendim... Giden sen... Oysa sen..... onlar gibi değildin... Anlar gibiydin... Alıntı
Misafir redblack Gönderi tarihi: 13 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 13 Nisan , 2007 ACININ DUVARI AŞILINCA Kendisi çatlamadan Toprağı çatlatamaz tohum Aşmışım sınırını mutsuzluğun Ayrımsayamıyorum bile öyle mutsuzum Acısını artık duyamıyorum Ki kendim öyle bir acı olmuşum Nasıl görmezse göz kendini Kendimi arıyor bulamıyorum. Alıntı
Misafir Süper Kız Çocuğu Özo Gönderi tarihi: 13 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 13 Nisan , 2007 Hoşuna Gideceğini Düşündüğümden Paylaşmak İstedim GİTTİN Gittin... Ben, arkandan sadece baktım. Oysa; söyleyecek o kadar çok şeyim vardı ki... "Gidersen iyiye dair ne varsa içimde yitireceğim hepsini. Gidersen sönecek içimdeki ateş ve bir daha hiç kimse yakamayacak. Gidersen karanlığa mahkum edeceksin günlerimi O karanlıkta yolumu kaybedeceğim" diyecektim sana. Konuşamadım... Gittin... Gidişini görmemek için gözlerimi kapattım Öylesine acıdıki içim, tutup koparsalardı kolumu bacağımı bu kadar acı duymazdım. Acım yaş olup akmalıydı gözlerimden. Ağlayamadım... Gittin... Seni delicesine bir tutkuyla seviyordum oysa Tutkum seninle olmaktı, tutkum teninde erimek, tutkum hayatı seninle sadece paylaşmaktı. Anlatamadım... Gittin... Gidişini önlemek için tutmak vardı ellerinden Ellerim değil miydi her dokunuşumda seni ürperten? Ürperdin yine biliyorum. Bir kez dokunsam, bir kez tutsam ellerini Gitmek için biriktirdiğin bütün cesaretin kaybolurdu. Tutamadım. Gittin... Bir yıkım gibiydi gidişin Sen adım adım uzaklaşırken benden Çöküp kaldı bedenim olduğu yere Nice terk edişlere dayanan yürek bu kez yenilmişti Bu kadar zayıf değildim ben kalkmalıydım. Kalkamadım... Gittin... Oysa geldiğin gün gideceğini biliyordum Hazırdım gidişine, Kaçak zamanları yaşıyorduk Zaman bitecek ve sen gidecektin Bense, gidişinin ertesi günü Hayatıma kaldığım yerden yeniden başlayacaktım. Başlayamadım... Gittin... Bir şey söyledin mi giderken? "Kal" dememi istedin mi? Son bir kez "seni seviyorum" dedin mi? "Bekle beni döneceğim" diye umut verdin mi? Beynim öylesine uğulduyorduki. Duyamadım... Gittin... Nereye gittiğin önemli değildi Binlerce kilometre uzakta da olsan, iki metre ötemde de farketmiyordu. Artık yoktun ve asıl bu düşünce beni felç ediyordu. Kurtulmalıydım senden, bu yokluk duygusundan kurtulmalıydım. Kurtulamadım... Gittin... Unutulanların arasına katılmalıydım Anıları bir sandığa koyup hayatı bir yerinden yakalamalıydım. Bu aşk noktalanmalıydı, bu sevdadan vazgeçmeliydim. Yapamadım... Gittin... Bir okyanusun ortasında tek küreği kaybolmuş sandalda Dev dalgalarla boğuşan bir denizciyim şimdi. Bil ki; sevmekten vazgeçmedim seni, Bil ki; seninle birlikte sevdanı da taşıyacağım yüreğimde, Bil ki; seni Unutamadım... Mehmet Coşkundeniz Alıntı
Misafir redblack Gönderi tarihi: 13 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 13 Nisan , 2007 En sevdiğim yazarlardan biridir İclal Aydın. Kitabında da okumuştum bu satırları ama hatırlatmak istemiş daha doğrusu onun deyimiyle "Bitmiş Aşklar Emanetçisi" nden sayfa 17, 18, 19. Bazen olur böyle. Kadın ya da erkek fark etmez, karşısındakine söyletir ayrılık geldi cümlesini. Bugün bu sayfaları armağan etmek istedim "ama seviyordum ben..." diyenlere... armağan etmiş.... Yaram var ki gocundum biranda üstüme alınıverdim yazıyı. belki okumak isteyenler ya da benim gibi üstüne alınanlar,gocunanlar olur diye paylaşmak istedim. sevgilerle..... "İşte böyle sevgili..." Belki de sen iyi bir derssin bana. Senden sonra sevebileceğim biri mutlaka olacaktır. Kötüler kötüsü şablonun bundan böyle iyileri daha çabuk bulmama yardımcı olacak... Bu ayrılığa öyle güzel hazırladın ki kendini... Öyle geri dönüşsüz, öyle derindi ki attığın kesikler... Bana yaşattığın her şeye teşekkür ederim... İyi ve kötülere... Ama yine de... Bitirmeden bilmeni istediğim birkaç şey var... Biz seninle... Kocaman bir bahçe gibiydik. Büyük bir göl. Püfür püfür bir bulut... Her aşkın ilk günü böyle midir? İki kişi bir bütün olunca kaplar mı her yanı? Aral Gölü'nün hikâyesini anımsıyor musun? Televizyonda bir klibe rastlamıştık. "Neresi burası?" diye sormuştuk. Ahmet bizdeydi. "Aral Gölü'ymüş bir zamanlar," demiş ve anlatmaya başlamıştı... "İnsanoğlunun kendi elleri ile doğaya verdiği gözle görülür en büyük zarar, en büyük ihanet," diye... "Bir zamanlar Aral Gölü dünyanın en büyük dördüncü gölüymüş. Bu gölün kenarında bir liman kenti varmış; Munyak... Şimdi Munyak'ta gökyüzünü toz ve tuz kaplamış durumda ve bebekler orada çok yaşamıyor. Çünkü bir zamanlar su olan yerlerde şimdi çürümüş gemiler ve iskeleler var. Çünkü artık su çok içerde. Çünkü Aral Gölü haritada artık biribirinden kopmak üzere olan iki küçük su lekesi..." Üzüntüyle ekrana bakmıştık... Ahmet anlatıp duruyordu. "Kuzeyde buzların erimesine ve sera etkisine neden olan olan tozlann yüzde onu Aral'ın kurumuş tabanından çıkıyormuş. Artık kurtarma çalışmaları..." Ahmet konuşurken sana bakmıştım. İkimiz Aral Gölü'ne benzemeye başlamıştık... Sen ısrarla yollarımızı başka yönlere çevirmeye çalışıyordun. Israrla kurutuyordun beslediğimiz iç denizi. Bugüne geleceğimiz belliydi. "Kendi hayatlarımız" derken "biz" olmaya hevessiz gönlün kuruttu işte sonunda "bizi" !... Evet gidiyorum şimdi. Arkamda bir toz bulutu bırakarak. Sen belki çok sonra farkedeceksin çürüttüğün gemileri, ıssız bıraktığın iskeleleri... Ama bu senin kararındı... Dost olmak yok bende. "İstediğin zaman ara beni, başın sıkıştığında ben buradayım," filan gibi sakın kurma bu cümleleri... Sana güzel bir yaz günü gelmiştim. Karlı bir sabahta gidiyorum. Beş mevsim yasamışız beraber. Beş mevsim bir "iç denizi" kurutmaya yetti... İşte böyle sevgili... Biz artik seninle haritada iki küçük su lekesi, hiçbir nehir kavuşturamaz bizi... Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 18 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 18 Nisan , 2007 Redblack...canım,ne güzel bir alıntı bu böyle.. bende çok severim İclal Aydın'ın tarzını..biliyorsundur pek çok şeyi göze alarak yaptığı üçüncü evliliğide bitti.. ilgimi çeken şu oldu;Tuna Kiremitçi'yle evlenmeden önce yaptığı röportajda onunla evlenmek istemediğini zira evliliğin ne olduğunu bildiğini..kısacası bir aşkı öldürmenin en kestirme yolunun evlilik olduğu düşüncesini dile getirmiş..peki evlenmeselerdi.. bitmeyecekmiydi..???sonlu birşey şu aşk dedikleri..evlilik, kaçınılmaz süreci biraz daha kısaltıyor hepsi bu!!kelimelere döküldüğünde ne kadar çirkin geliyor değil mi?..ama gerçek bu!!! hiçbir nehrin kavuşturamayacağı o iki küçük su lekesi için bir şarkıda benden olsun.. Kimdi giden, kimdi kalan Giden mi suçludur her zaman Ne zaman başlar ayrılıklar Dostluklar biter ne zaman Her geçen gün bir parça daha Aldı götürdü bizden Aynı kalmıyordu hiçbir şey Değişiyordu her şey kendiliğinden Artık çözülmüştü ellerimiz Artık bölünmüştü yüreğimiz Birimiz söylemeliydi bunu Ötekini incitmeden Kimdi giden, kimdi kalan Aslında giden değil Kalandır terkeden Giden de bu yüzden gitmiştir zaten.. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 18 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 18 Nisan , 2007 Acıya Kurşun İşlemez Sabrın çalkalanıp taştığı sulardadır Çığlıklarla parçalanmış uykularda Buruşturulup atılmış aşklarda Ve çalınmış mutluluklardadır Ses ile yürek Büyük rüzgarların o yanık şarkısı Hala yükselir içimizden, dağılır Coşkunun doruklarında sürer yankısı İlk kurban adanırken bir nehire Korkunun ilk nisanında başlamıştır Gözyaşının ilk damlasından kalma Yaslı baharlarla gelmiştir bugüne Kanla yazılan yasalarla Açlığın otağ kurduğu sabahlarla Ve sonuçsuz kalan ahlarla gelmiştir Acıya kurşun işlemez artık Ölüm bile bu acıyı cellat bilmiştir Yok bundan böyle ter yarası Zincir tutsaklığı ve sabır Kırbaç yalvartması sessizliğin Can pazarı ve kahır yok Herşey yaşanan şu gün gibi gerçek Adımız halk olduğu günden beri Bir direnç olmuştur bizde sevinçler Şimdi acının her kuraklığında Onlar Yüreğimizin ovalarına çiselenirler Boşuna değil bu ölürcesine sevmek Ve ölürken bile yürümek Boşuna değil Hep yatağı olduk tarihin ırmağının Yenilgilerle durulmanın Zaferlerle köpürüp kabarmanın Ama hiç bir zaman Anası olamadık geçmişi doğurmanın Yıldızlar ve sular tanıktır Aç ve kavruk bir memeden Direnmeyi yudum yudum emen Bir çocuk gibi öğrendik Ve direndik Ordular kurduk türkü renklerinden Bütün ağıtları bir hücumda yendik Acıya kurşun işlemez artık Biz yaşamayı zulümsüz sevdik Adnan Yücel Alıntı
Misafir redblack Gönderi tarihi: 18 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 18 Nisan , 2007 Redblack...canım,ne güzel bir alıntı bu böyle.. bende çok severim İclal Aydın'ın tarzını..biliyorsundur pek çok şeyi göze alarak yaptığı üçüncü evliliğide bitti.. ilgimi çeken şu oldu;Tuna Kiremitçi'yle evlenmeden önce yaptığı röportajda onunla evlenmek istemediğini zira evliliğin ne olduğunu bildiğini..kısacası bir aşkı öldürmenin en kestirme yolunun evlilik olduğu düşüncesini dile getirmiş..peki evlenmeselerdi.. bitmeyecekmiydi..???sonlu birşey şu aşk dedikleri..evlilik, kaçınılmaz süreci biraz daha kısaltıyor hepsi bu!!kelimelere döküldüğünde ne kadar çirkin geliyor değil mi?..ama gerçek bu!!! hiçbir nehrin kavuşturamayacağı o iki küçük su lekesi için bir şarkıda benden olsun.. ......... Kimdi giden, kimdi kalan Aslında giden değil Kalandır terkeden Giden de bu yüzden gitmiştir zaten.. Galiba evlilik değilde, zaman ve çoğalan paylaşımlar aşkı bitirip sevgimizi alışkanlığa dönüştüren. zaten tüketmeye endeksli bir toplumduk yazık ki artık sevgiyide tüketir olduk. zamanında çok saçma gelen eski sevgilere özenir oldum ben. birkaç ayda bir birbirlerini görüp,geri kalan zamanlarda birbirlerinin seslerini bile duymadan sadece mektupla özlemlerini dile getiren ama hala birbirlerini seven ve aşık olan annemle babama özeniyorum. oysa gençliğe yeni adım attığım zamanlarda dalga geçerdim annemle insan telefonla bile konuşmadan durur mu diye. bakıyorumda şimdi cep telefonları sayesinde nerdeyse tek tuşla ışınlanarak yaşadığımız aşklar nasılda çabuk tüketiliyor. yazık ki paylaşımlar çoğaldıkça, olan; yok olan aşklara oluyor ..... Alıntı
Misafir redblack Gönderi tarihi: 18 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 18 Nisan , 2007 HERKES GİBİ Gönlümle baş başa düşündüm demin; Artık bir sihirsiz nefes gibisin. Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin Akisleri sönen bir ses gibisin. Mâziye karışıp sevda yeminim, Bir anda unuttum seni, eminim Kalbimde kalbine yok bile kinim Bence artık sen de herkes gibisin. « BENCE SEN DE ŞİMDİ HERKES GİBİSİN » Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor Onlardan kalbime sevda geçmiyor Ben yordum ruhumu biraz da sen yor Çünkü bence şimdi herkes gibisin Yolunu beklerken daha dün gece Kaçıyorum bugün senden gizlice Kalbime baktım da işte iyice Anladım ki sen de herkes gibisin Büsbütün unuttum seni eminim Maziye karıştı şimdi yeminim Kalbimde senin için yok bile kinim Bence sen de şimdi herkes gibisin Alıntı
Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 18 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 18 Nisan , 2007 ZAAF Kedilerle ilgili bu durumu yeni öğrenmiştim: Normalde sokak kedisi kendini saldırgan köpeklere karşı koruyabilirmiş. Bu direnci kıran tek sey neymiş biliyor musunuz: Sevgi… İnsanoğlu, eğer bir sokak kedisinin başını okşar ve ona şefkat gösterirse kedicik kendisinin koruma altında olduğunu zanneder ve sivri tırnaklarını içeri çekermis. Ve vahşi köpeklerin azgın dişlerini gırtlaklarında veya itlaf ekiplerinin zehirli etlerini midesinde bulurmuş. Küçücük bir dokunuşta gardı düşen ve ölümcül yaralara açık hale gelen sarmanların kaderinde kendi aşk hayatımızın hülasasını buldum. Biz de Eros’un şefkatine sığınıp, sevdalanınca en mahrem zaaflarımızı elevermiyor muyuz? Yıllar yılı ardına sığındığımız barikatların anahtarını gönüllü teslim edip, tırnaklarımızı içeri çekmiyormuyuz? Sevginin bizi kollayacagına, sarıp sarmalayacağına dair ön kabulümüz yüzünden koruma duvarlarımızı gönüllü kaldırıp, yaralarımızı açık hale getirmiyor muyuz? Sonra ne oluyor? Sevdamız en büyük zaafımıza dönüşüyor. Saçımızı okşayan elin bizi ilelebet kollayacağına inanıyor, tatlı sözlere kanıyoruz. Taklalar atıp, cilveler yapıyoruz. Ve en ummadığımız anda, en korunaksız halimizle yakalanıyoruz aşkın hoyrat yüzüne… şefkatimiz katilimiz oluyor. Ders almak mı? Ne münasebet!.. Daha son ihanetin yarası kabuk bağlamadan, yeni yaralar için aralıyoruz kalbimizin kapılarını… Zavallı bir kedi yavrusundan farkımız yok aşkın karşısında… Boynumuzda, kalbimizde pençe pençe darbe izleriyle, her sıcak dokunuşta çocukça uysallaşıp, her hayal kırıklığında “köpek gibi” pişman olarak, her terkedilişte acı çekip her dönüşte biraz daha kanayarak, kanayan yerlerimizi kediler gibi dilimizle yalayarak, “Bir daha asla larla - Daima lar” arasında yalpalayarak yara bere içinde yaşıyoruz. O yüzden “Melekler” içe kıvrık patilerle gömülüyor. Ve hayata “Şeytanlar” hükmediyor. Belki de en iyisi kuyruğu her daim dik tutmaktır… Şefkate kanmış mefta bir ev kedisi olmaktansa, gardını almış bir sokak kedisi olarak hayatta kalmak daha iyidir. Can Dündar Heyyy ablanın güzeli özledim seni kaç gündür Alıntı
Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 23 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 23 Nisan , 2007 Buyurunuz küçük tatlı cadı.Gerçeklerini de haftaya elinde bil.Başka ne istiyonnn Güneşin sen ne istedi de yapmadı Alıntı
Misafir redblack Gönderi tarihi: 23 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 23 Nisan , 2007 her şeyden çok istediğim bir şey vardı ama hem sen bir şey yapamazdın hemde artık zaman aşımına uğradııııııııııı Geçti istemem gelmeni Yokluğunda buldum seni Bırak vehmimde gölgeni Gelme artık neye yarar Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 23 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 23 Nisan , 2007 SENİ İÇİMDEN TERK EDİYORUM Binmediğim hiç bir otobüs Beklemediğim hiç bir durak kalmadı bu şehirde Gittikçe azalıyor hayat Neyi erken yaşadıysam Hep ona geç kalıyorum Sana göçüyorum her sonbahar Yolların çıkmıyor aşkıma Unuttuğun yağmurların adı saklımda Seni içimden terk ediyorum Susmaktan yoruldum Kuşlar ve şarkılar, bu şehri terk edeli Efkar demliyorum gözlerimde yaşlarımı, yanağıma varmadan öldürüyorum Tam sancağımdan yaralıyorum kendimi Alnını yüreğime dayadığın güne bakıp SENİ İÇİMDEN TERK EDİYORUM Ne unutacak kadar nefret ettin Ne hatırlayacak kadar sevdin Yıkık bir duvar kadar bile Pişman değilsin biliyorum Beni hep bulmamak için aradın Yanıldığımdın Yangınımdın Yangındın Sensizliğe yenilmek Sana yenilmekten zor olsada Ardımda bir sürü "belki"ler bırakarak Seni içimden terk ediyorum Şimdi İçimde öldürecek bir anı bile bulamayan İki yarım kaldık Tamamlayamadık bizi Elinden tutamadık yanlızlığımın Saçlarımıda uzaklarına gömdün İçimin mavisi senin okyanusundandı Al! geri veriyorum. Kilitleri hep yanlış kapılara vurdun Devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim Sana bensizliği terkediyorum "Yarime uzanmayan bütün dallar kırık" demiştin Aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi? Ne tuaf değil mi? İçimi acıtanda sendin Acımı dindirecek olanda. "Ya öldür beni"dedim Ya da ğit benden. İçi bulanık bir sevdanın ucunda Seni kaybettim. Aldırmadın aldırmalarıma Bir gecede yakıp yarini Şafaklara sattın ihanetini Küllerime basanlar bile utandı yaptığından İşte soluk bir ömrün son nefesi Benden İçimden Terkediyorum. KAHRAMAN TAZEOĞLU Alıntı
Misafir redblack Gönderi tarihi: 25 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 25 Nisan , 2007 Kim sever havalimanlarını, garları, hele ki terminalleri, kavuşturmuyorsa sevdikleriyle gideni ya da döneni?... İstemem şimdi; kimse yolcu etmesin, el sallamasın kimse arkamdan. Az sonra dönecekmiş gibi çıkmalıyım o kapıdan. Her şeye kaldığımız yerden devam edecekmişiz gibi... Ayrılığın güzeli var mı? Severken ayrılmanın yarası hep kanamaz mı? Nereye koyar insan onca birikeni? Bir evden taşınmak, bir şehri terketmek, bir aşktan kalanı silebilmek... Gözlerinden fındık gibi dökülüyordu gözyaşlan. Ne çok ağladı, ne çok... "Üzülme" dendi ona; hiçbir acıya asla teselli olmayan o sıradan, o bayağı, o sevimsiz kelimeyle... "Nasılsa dönecek. Zaman bu, su gibi akıp gidecek. Bir bakacaksın, çabucak gelmiş" dendi... Oysa ağlaması gidişine değildi sevdiğinin, o gitse bile sevmek bitmeyecekti ki... "Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak," biliyor ve aslında o dakikadan sonra eskiden sayılacak birlikte geçirilmiş her güzel şeye ağlıyordu. Uçaklar alıp gider, trenler alıp gider, otobüsler alıp gider insanın sevdiklerini ve geri getirirler bir sabah... O sabaha dek, birlikte dokunulmuş her bardağa, her kapı koluna, her aynaya baktığında hasretten başka bir şey görmez geride kalanın gözü... Uzun sabahlar, uzun öğle sonraları ve uzun akşamlar birikirler... Anlatılacak küçük, sıradan şeyler zaman içinde unutulurlar. Gün gelip de vaktiyle yolcu edilen döndüğünde artık bir anlamı kalmaz hiçbirinin. Büyük harfle yazılacak o cümleyi kurma vakti gelmiştir çünkü. Giden dönmektedir... Gözlerinden fındık gibi akıyordu gözyaşları. Dönenin sevinci ile beklerken havalimanı kapısında, görür görmez anlamıştı; değişmişti bir şeyler. Biliyordu, biliyordu... Parmaklarının arasındaki sigarayı cam tablada yuvarlıyor, külleri toparlıyordu anlatırken. "Başka biri olmuş artık". Hava sıcak, vakit gece, sokakta mahallenin gençleri sohbet ediyor, komşunun açık penceresinden televizyonun sesi geliyor... İnsan söyleyecek hiçbir şey bulamıyor. Üzülme bile diyemiyor. Bir kaçış cümlesi belki; "Sana bir kahve yapayım mı?" Kederle bakıyor gözleri. "Oysa iki yıl öyle zor geçmişti ki..." Teselli yok biliyorum, çok severken ve hatta birlikteyken bitip gidenlerin acısına. Ayrılık değil çünkü kalbe düğüm atan. Ayrılığa bile bir ağrı kesici buluyor da insan, ayrılmadan kopmaya belki uzun uykulara sebep bir şifa gerekiyor... Uyurken unutmaya yarayacak... Her gidiş bitirir mi bir şeyleri? Her giden götürür mü en güzel şeyleri? Yok mudur dönenlerin bulut yükü özlemle döndükleri? Olmaz mı, öyle çok ki... İşte bunu bilmektir belki o gözlerin kederi. "Benimki neden böyle bitti?" Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.