Gönderi tarihi: 5 Mart , 2007 18 yıl Ne keyifle okuduğum şiirler ezberimde, ne de bağıra çağıra söylediğim şarkıların sözleri. Dalgın gözlerle yürüdüğüm caddelerde kayboluyorum. Sonsuz bir inatla sarıldığım radyodan gelen o harika melodilerin de tadı yok? Peki ya o yağmurda iliklerime kadar ıslanmalarımı kim çaldı benden? Bilmiyorum! Susuyorum artık... Sustukça susuyorum. Sustukça, üzerime gelen insanlardan kurtarmak için ruhumu, suskunluğuma sarılıyorum. Ama yine de saplanıyor yüreğime bazı kelimeler. Bazıları da acıtıyor üstelik… Sessiz geceler benim için sığınılan bir liman sanki. Kendimi bulup bulup kaybettiğim karanlıkta, şöyle bir uğradığım kelime hazinem de bir anlam ifade etmiyor. Düşünüyorum da bu güne kadar hep; gibi yazmışım, gibi okumuşum, gibi söylemişim ve en önemlisi; gibi sevmişim... Elbette hiçbir şey, ben ol deyince olmaz. Bunu biliyorum ama zaman da geçiyor hızla. Tükenmez sandığım bütün sözler bitiyor ve ben de yavaş yavaş tükeniyorum... Onca yıldan sonra; hayata dair ne kaldı ki elimde? Kocaman bir hiç! Öyleyse neden bunca çaba, neye bunca isyan… Öyle anlamsızki yaşadığım hayat. Her şey az sonra gerçekleşecekmiş gibi duruyor, elimi uzatıyorum tutmak için, kayboluyor. Benim dışımda kopuyor bütün kıyametler ve ben kendime uyan bir kıyamet beğenmiyorum… Kalbime bir kurşun sıkacak gönüllü katilimi arıyorum ya da yüreğime su serpecek elin sahibini... Toprağa ateşi düşürecek, denizi yakamozlarla süsleyecek sesin sahibini… Artık basit şeyler bekliyorum yaşamdan. Örneğin, kimselerin bilmediği sırlarım olmalı ölürken... Kimselerin gitmediği sokaklarım olmalı... İçimi kanatan özlemlerle yaşlanıp, sonra da sessizce gitmeliyim bu dünyadan. İşte yine susuyorum; siyah bir geceye dönüyor her anım ve okuduğum her şiir kanatıyor yaralarımı. İçimdeki çocuk ölüyor... Yalancı gülümseyişlerle beni ciddiyete çağıran insanları da önemsemiyorum. Elimden kayıp gidenlerden korkmadığımı bilmiyor ki hiç biri… Ben artık sadece susuyorum...
Gönderi tarihi: 19 Mart , 2007 18 yıl Sonsuz bir inatla sarıldığım radyodan gelen o harika melodilerin de tadı yok? Peki ya o yağmurda iliklerime kadar ıslanmalarımı kim çaldı benden? Bilmiyorum! Susuyorum artık... Sustukça susuyorum. Sustukça, üzerime gelen insanlardan kurtarmak için ruhumu, suskunluğuma sarılıyorum. Ama yine de saplanıyor yüreğime bazı kelimeler. Bazıları da acıtıyor üstelik…
Gönderi tarihi: 21 Mart , 2007 18 yıl Öyle anlamsızki yaşadığım hayat. Her şey az sonra gerçekleşecekmiş gibi duruyor, elimi uzatıyorum tutmak için, kayboluyor. Benim dışımda kopuyor bütün kıyametler ve ben kendime uyan bir kıyamet beğenmiyorum… Kalbime bir kurşun sıkacak gönüllü katilimi arıyorum ya da yüreğime su serpecek elin sahibini... Toprağa ateşi düşürecek, denizi yakamozlarla süsleyecek sesin sahibini… Artık basit şeyler bekliyorum yaşamdan. Örneğin, kimselerin bilmediği sırlarım olmalı ölürken... Kimselerin gitmediği sokaklarım olmalı... İçimi kanatan özlemlerle yaşlanıp, sonra da sessizce gitmeliyim bu dünyadan.
Gönderi tarihi: 23 Mart , 2007 18 yıl kendine uyacak bir kıyamet bekleyişi.. Sardunyam..gelen hiçbir kıyamet sana uymayacak...zira adı üstünde o bir kıyamet..ve senin sonun olacak... toprağa ateş düşürüp..denizi yakamozlarla süsleyecek sesin sahibi..bulursan onu..sarsacak ilkin bütün değer yargılarını...senden bilmediğin başka bir sen çıkaracak...korkacaksın çok...evet..beklediğin o kıyamet, içinde bi yerler de kopuyor olacak...ya korkuna yenik düşüp o kıyametle beraber kendini yok edicek..ya da kalbine kurşun sıkan o gönüllü katile bırakacaksın kendini..ve ölürken kimsenin bilmediği sırların olacak... nasıl?...iki seçenekte can yakıcı ddeğil mi?...bence boşver kıyametler senin dışında kopsun gitsin..sana dokunmadan...
Gönderi tarihi: 23 Mart , 2007 18 yıl kendine uyacak bir kıyamet bekleyişi.. Sardunyam..gelen hiçbir kıyamet sana uymayacak...zira adı üstünde o bir kıyamet..ve senin sonun olacak... toprağa ateş düşürüp..denizi yakamozlarla süsleyecek sesin sahibi..bulursan onu..sarsacak ilkin bütün değer yargılarını...senden bilmediğin başka bir sen çıkaracak...korkacaksın çok...evet..beklediğin o kıyamet, içinde bi yerler de kopuyor olacak...ya korkuna yenik düşüp o kıyametle beraber kendini yok edicek..ya da kalbine kurşun sıkan o gönüllü katile bırakacaksın kendini..ve ölürken kimsenin bilmediği sırların olacak... nasıl?...iki seçenekte can yakıcı ddeğil mi?...bence boşver kıyametler senin dışında kopsun gitsin..sana dokunmadan... Kendime uyan bir kıyamet beklemek, aslında var olmamanın dayanılmaz hafifliği olsa gerek... ve ben çoktan kaybettim bazı şeylere olan inancımı, sözlerde kaldı pek çok şey... artık sadece kelimelerle oynuyorum...
Gönderi tarihi: 26 Mart , 2007 18 yıl Kendime uyan bir kıyamet beklemek, aslında var olmamanın dayanılmaz hafifliği olsa gerek... ve ben çoktan kaybettim bazı şeylere olan inancımı, sözlerde kaldı pek çok şey... artık sadece kelimelerle oynuyorum... duygularımı,hissettiklerimi,yaşama olan bakışımı daha güzel ifade edebilecek söz bulamıyorum şuanda.... sanki bana tercüman olmuşsun sardunyam. yüreğine sağlık.....
Gönderi tarihi: 26 Mart , 2007 18 yıl duygularımı,hissettiklerimi,yaşama olan bakışımı daha güzel ifade edebilecek söz bulamıyorum şuanda.... sanki bana tercüman olmuşsun sardunyam. yüreğine sağlık..... seninde yüreğine sağlık, aynı dili konuşanlar değil aynı duyguları paylaşanlar anlıyor birbirini... demek ki aynı duyguları paylaşmışız ki anlamışız birbirimizi... sevgiler Redblack
Gönderi tarihi: 26 Mart , 2007 18 yıl seninde yüreğine sağlık, aynı dili konuşanlar değil aynı duyguları paylaşanlar anlıyor birbirini... demek ki aynı duyguları paylaşmışız ki anlamışız birbirimizi... sevgiler Redblack Ölemiyorum Bile⦠Şişirip yelkenleri, açılma vaktin gelmiştir denize. Bilirsin ki ne fırtınalar, ne deli dalgalar beklemektedir seni. Korkarsın, terk edemezsin limanı, bir köşesine sığınırsın. Kabullenmesen de artık aşk bitmiştir, İşte son bu... İçin hep hüzün doludur, bir türlü kabullenemezsin bittiğini. Gözlerinin içine bakıp seni seviyorum demesini beklersin. O sözler hiç çıkmayacak o dudaklardan bilirsin. Yinede umudun yeşildir, İşte hayal bu... Gururlusundur, istenmediğin yerde durmazsın. An olur ki ne olur bitmesin dersin. Bu sözlerin dudaklarından nasıl çıktığına kendin bile inanamazsın. Oysa o yüzüne bakıp sadece gülümser, İşte acı bu... Ondaki sıcaklığı kimsede bulamayacağını düşünürsün. Kimse onun gibi gülemez, onun gibi dokunamaz dersin. Ve kimseyi onun kadar sevemeyeceğini bilirsin. Kahredip başını eğersin önüne. İşte hüzün bu... Nefes alamaz hale gelirsin, daralır için. Bir kaç saatlik derin bir uykuya hasretsindir. Bilirsin ki gözlerini kapasan da terk etmeyecektir hayali. Atarsın gecenin kollarına kendini, İşte huzur bu... Ondan gelecek tek bir haberi umutsuzca beklersin Bir de beklemek ölüm gibi gelir insana böyle zamanlarda. Aslında ölüm fikride garip değildir artık sana.Geri dönerse diye, ölemezsin bile... İşte sabır bu... Hayat devam ediyordur ama her şey yarımdır, hep bir yanın eksik. Yüreğin eskisi gibi atmayacaktır, başka aşklarsa seni kandırmayacaktır. O başkalarıyla, mutlu bir hayatı yaşıyor olsa da, yine de sevginden vazgeçemezsin. İste aşk bu... Hep aynı masal. Hayat ve Ben işte hepsi bu kadar......
Gönderi tarihi: 26 Mart , 2007 18 yıl seninde yüreğine sağlık, aynı dili konuşanlar değil aynı duyguları paylaşanlar anlıyor birbirini... demek ki aynı duyguları paylaşmışız ki anlamışız birbirimizi... sevgiler Redblack Ölemiyorum Bile... Şişirip yelkenleri, açılma vaktin gelmiştir denize. Bilirsin ki ne fırtınalar, ne deli dalgalar beklemektedir seni. Korkarsın, terk edemezsin limanı, bir köşesine sığınırsın. Kabullenmesen de artık aşk bitmiştir, İşte son bu... İçin hep hüzün doludur, bir türlü kabullenemezsin bittiğini. Gözlerinin içine bakıp seni seviyorum demesini beklersin. O sözler hiç çıkmayacak o dudaklardan bilirsin. Yinede umudun yeşildir, İşte hayal bu... Gururlusundur, istenmediğin yerde durmazsın. An olur ki ne olur bitmesin dersin. Bu sözlerin dudaklarından nasıl çıktığına kendin bile inanamazsın. Oysa o yüzüne bakıp sadece gülümser, İşte acı bu... Ondaki sıcaklığı kimsede bulamayacağını düşünürsün. Kimse onun gibi gülemez, onun gibi dokunamaz dersin. Ve kimseyi onun kadar sevemeyeceğini bilirsin. Kahredip başını eğersin önüne. İşte hüzün bu... Nefes alamaz hale gelirsin, daralır için. Bir kaç saatlik derin bir uykuya hasretsindir. Bilirsin ki gözlerini kapasan da terk etmeyecektir hayali. Atarsın gecenin kollarına kendini, İşte huzur bu... Ondan gelecek tek bir haberi umutsuzca beklersin Bir de beklemek ölüm gibi gelir insana böyle zamanlarda. Aslında ölüm fikride garip değildir artık sana.Geri dönerse diye ölemezsin bile... İşte sabır bu... Hayat devam ediyordur ama her şey yarımdır, hep bir yanın eksik. Yüreğin eskisi gibi atmayacaktır, başka aşklarsa seni kandırmayacaktır. O başkalarıyla, mutlu bir hayatı yaşıyor olsa da, yine de sevginden vazgeçemezsin. İste aşk bu... Hep aynı maSaL. “Hayat ve Ben” işte hepsi bu kadar…
Gönderi tarihi: 11 Nisan , 2007 18 yıl zamansız bir yağmurum bir yaz daha geçiyor geceler soğuk ve alıngan açık denizlerden esen rüzgara kaptırmışım kendimi salınan ince bir dal dakadar mağrurum bir yaz daha geçiyor elbe her zamanki kadar yorgun bırakmışım kendimi akışına suların göçmen teknemin yelkenlerine vuran kuzey rüzgarı kadar haşin gururum Bir yaz daha geçiyor hamburg'da bulutlar parçalı, gökyüzü umutsuz kapalıyım bugün yine, kararmışım dinmez bu sevda, hasret dinmez yağdı yağacak, döküldü dökülecek zamansız bir yağmurum
Gönderi tarihi: 17 Nisan , 2007 18 yıl Redblack bu yazı senin için, seveceğini tahmin ediyorum... Yine bir gece ve yine baş başayım kendimle, işte yine seni bulup kaybettiğim yerdeyim. İnsanın bir şeylere karar vermesi ne kadar zor; ya seni içime gömmeli ya da artık içimden söküp atmalıyım. Ama her ne olursa olsun susmalıyım. Hangisi daha zor, hangisi daha acı? Gerçekten gitmeli miydin, yoksa kalıp yanımda savaşmalı mı?... Bir yol arıyorum kendime, bulduğum tüm yollarsa sana çıkıyor… Kapanmalı artık gözlerim. Sonsuz bir karanlıkta tek başıma yürümeye devam etmeliyim... Yürümeliyim ardıma bile bakmadan, yürümeliyim parçalayarak değerleri ve sevgileri, yok ederek yaşadığım tüm zamanları... Nasılda acımasız zaman. Nasıl da yüceltmiştim seni gözümde. Tutup kendi ellerimle koymuştum en yükseğe, sonra keyifle izlemiştim yüceliğini. Ama yine ben bitirmeliyim. Tutup kollarından indirmeliyim olduğun yerden. Ya da seni ölene kadar yaşatmalıyım içimde..... Ne kadar zor bir karar.. Bir yanım: “Bir daha kimse, hiç kimse onun kadar çok sevilmeyecek”, derken, bir yanım sakin, sessiz... Zaman geçiyor, acım dinmiyor. Kapanmıyor yaralarım.. Tükenirken ben, aklımda bir tek sen... Görüyor musun, yine konuşuyorum ama sessizce. Susmayı öğreniyor yüreğim.. Ama ben kararımı verdim... Seninle olduğum zamanları düşünmek bile bana mutlulukların en büyüğünü yaşatıyor.. Seni Seviyorum ve Ölene Kadar Seveceğim...
Gönderi tarihi: 18 Nisan , 2007 18 yıl Redblack bu yazı senin için, seveceğini tahmin ediyorum... Yine bir gece ve yine baş başayım kendimle, işte yine seni bulup kaybettiğim yerdeyim. ...... ........ Sardunyam,canım benim Nasılda anlamışsın hislerimi çok güzel bir yazı değil mi ? Ne güzel anlatmış.... " Zaman geçiyor, acım dinmiyor. Kapanmıyor yaralarım.. Tükenirken ben, aklımda bir tek sen... Görüyor musun, yine konuşuyorum ama sessizce. Susmayı öğreniyor yüreğim.. " Çok teşekkürler Sardunyam,eline yüreğine sağlık . senin için ......
Gönderi tarihi: 25 Nisan , 2007 18 yıl Susuyorum... Susuyorum; Sana! Sen, susuyorum sanıyorsun... Bense susuyorum; Çöl gibi! .. Göl gibi bakıyordum halbuki... Bana veda ederken, ve dökülürken yağmur gibi, yüzüme; Kelimelerin! .. Ben, susmuyorum aslında... Güvercinlerin guu’lamasını dinliyorum penceremin pervazında... Geldiklerinde, her gün; ufaladığım ve önlerine koyduğum dün’ümün başında! .. Dünn... Her dün bir kırıntıdır artık; canımdan alıp, cam dibine koyduğum! .. Susmuyorum ki... Susmalarım; delirmiş çığlıklardır içimde, çıkacak yol bulamayan!.. Çıldırmış atların nallarıyla tepilmede; yandıkça duvarlarım!.. Susmuyorum!.. Bu, susmak ise eğer; haykırmak nasıl olur?.. Ve çığlık nedir?.. Ve ses nedir?.. Halbuki sen... Sen, vermeyi unuttuğum bir nefessin içimde; Bana rağmen, bana saklı!.. İşte böyyle bir çatlayışında zamanın; döküldün benden, aktın parmaklarımın arasından!.. Artık, ne çatlayan zaman yapışır da sen içimde kalırsın; ne kırılmış yumurtanın sızanı içine girer... Testi, geldiği toprağa düşmüştür artık!.. Ben; susuyorum,,, elbette... Hem de bir çöl gibi! Ve bilerek şunu, ve anlayarak: Bir çölün, susuz olduğu için sızlamaz içi... Her çöl, “bir gün suyla tanıştığı için” böyle yanar, kavrulur!.. Muammer Erkul
Gönderi tarihi: 10 Mayıs , 2007 18 yıl Ne keyifle okuduğum şiirler ezberimde, ne de bağıra çağıra söylediğim şarkılarınsözleri. Dalgın gözlerle yürüdüğüm caddelerde kayboluyorum. Sonsuz bir inatla sarıldığım radyodan gelen o harika melodilerin de tadı yok? Peki ya o yağmurda iliklerime kadar ıslanmalarımı kim çaldı benden? Bilmiyorum! Susuyorum artık... Sustukça susuyorum. Sustukça, üzerime gelen insanlardan kurtarmak için ruhumu, suskunluğuma sarılıyorum. Ama yine de saplanıyor yüreğime bazı kelimeler. Bazıları da acıtıyor üstelik… Sessiz geceler benim için sığınılan bir liman sanki. Kendimi bulup bulup kaybettiğim karanlıkta, şöyle bir uğradığım kelime hazinem de bir anlam ifade etmiyor. Düşünüyorum da bu güne kadar hep; gibi yazmışım, gibi okumuşum, gibi söylemişim ve en önemlisi; gibi sevmişim... Elbette hiçbir şey, ben ol deyince olmaz. Bunu biliyorum ama zaman da geçiyor hızla. Tükenmez sandığım bütün sözler bitiyor ve ben de yavaş yavaş tükeniyorum... Onca yıldan sonra; hayata dair ne kaldı ki elimde? Kocaman bir hiç! Öyleyse neden bunca çaba, neye bunca isyan… Öyle anlamsızki yaşadığım hayat. Her şey az sonra gerçekleşecekmiş gibi duruyor, elimi uzatıyorum tutmak için, kayboluyor. Benim dışımda kopuyor bütün kıyametler ve ben kendime uyan bir kıyamet beğenmiyorum… Kalbime bir kurşun sıkacak gönüllü katilimi arıyorum ya da yüreğime su serpecek elin sahibini... Toprağa ateşi düşürecek, denizi yakamozlarla süsleyecek sesin sahibini… Artık basit şeyler bekliyorum yaşamdan. Örneğin, kimselerin bilmediği sırlarım olmalı ölürken... Kimselerin gitmediği sokaklarım olmalı... İçimi kanatan özlemlerle yaşlanıp, sonra da sessizce gitmeliyim bu dünyadan. İşte yine susuyorum; siyah bir geceye dönüyor her anım ve okuduğum her şiir kanatıyor yaralarımı. İçimdeki çocuk ölüyor... Yalancı gülümseyişlerle beni ciddiyete çağıran insanları da önemsemiyorum. Elimden kayıp gidenlerden korkmadığımı bilmiyor ki hiç biri… Ben artık sadece susuyorum... ben artık susmuyorum,çünkü susmamalı hayata konuşmalı.bir süre sonra hayata susdukça hayatın da sana darıldığını görüyorsun.. çünkü hayat dediğin şey sevdiklerin,arkadaşların dostların,ailen.. sen susdukça onlar da senı kazanma savaşından vazgeçıyor..onlar senden bir ses bekledıkçe cevap alamadıkça susmaya başlıyorlar sana yüreğine.. ve hayat susuyor yalnız yapayalnız kalıyorsun bu kez konuşmak haykırmak istediğinde sesini duyacak kımseler kalmıyor ben artık susmuyorum ben artık benı hayata susturan insana susyorum ama sevdiklerime,çevreme,benı bekleyen insanlara susmuyorum çünkü hayat bunu haketmıyor giden hakedıyor..sadece
Gönderi tarihi: 10 Mayıs , 2007 18 yıl ben artık susmuyorum,çünkü susmamalı hayata konuşmalı.bir süre sonra hayata susdukça hayatın da sana darıldığını görüyorsun..çünkü hayat dediğin şey sevdiklerin,arkadaşların dostların,ailen.. sen susdukça onlar da senı kazanma savaşından vazgeçıyor..onlar senden bir ses bekledıkçe cevap alamadıkça susmaya başlıyorlar sana yüreğine.. ve hayat susuyor yalnız yapayalnız kalıyorsun bu kez konuşmak haykırmak istediğinde sesini duyacak kımseler kalmıyor ben artık susmuyorum ben artık benı hayata susturan insana susyorum ama sevdiklerime,çevreme,benı bekleyen insanlara susmuyorum çünkü hayat bunu haketmıyor giden hakedıyor..sadece
Gönderi tarihi: 12 Mayıs , 2007 18 yıl ben artık susmuyorum,çünkü susmamalı hayata konuşmalı.bir süre sonra hayata susdukça hayatın da sana darıldığını görüyorsun..çünkü hayat dediğin şey sevdiklerin,arkadaşların dostların,ailen.. sen susdukça onlar da senı kazanma savaşından vazgeçıyor..onlar senden bir ses bekledıkçe cevap alamadıkça susmaya başlıyorlar sana yüreğine.. ve hayat susuyor yalnız yapayalnız kalıyorsun bu kez konuşmak haykırmak istediğinde sesini duyacak kımseler kalmıyor ben artık susmuyorum ben artık benı hayata susturan insana susyorum ama sevdiklerime,çevreme,benı bekleyen insanlara susmuyorum çünkü hayat bunu haketmıyor giden hakedıyor..sadece Güzel yüreğine kalemine sağlık sedelina..... Öyle doğru ki yazdıkların. İnan duygularımı yazmışsın. Başta yanlış insanlara susmuşta olsak, en önemlisi her şeye rağmen sonunda susulması gerekenin kim olduğunu bulabilmek. Çok teşekkürler,kucak dolusu sevgiler .....
Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2007 18 yıl Ya nerelerdesin sen,yazılarını beklıyorum eşlik etmek için Tatil planları yapmakla meşgul
Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2007 18 yıl Ya nerelerdesin sen,yazılarını beklıyorum eşlik etmek için işlerin yoğunluğu yüzünden forumdan çok uzak kaldım sedelinam. ama arada girip anı defterimde yazmaya çalışıyorum. gelmek istersen beklerim hem gelirsen çokta memnun olurum 5'e kadar bilirdim saymasını, 6'ymışsın...... önceleri bir kesik sanmıştım yokluğunu, saplıymışsın....... Sen istersen açma kapını,ben tükenene dek çalarım........
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için şimdi oturum açın.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.