» iLyAdA Gönderi tarihi: 27 Şubat , 2007 Gönderi tarihi: 27 Şubat , 2007 Kars'ta bir yerel TV halkın arasına karışarak gündelik hayata dair röportajlar yapıyor. Muhabir, yaşlı bir amcaya mikrofon tutup soruyor; - Nasılsın dayı, eyi misen? - Şükür oğul, canı taşirem, eyiyem, coh eyiyem. - Halin, keyfin, sağlıgın da eyi midir? - Eyidir, he, coh eyidir. - Şehirden, hizmetlerden memnun musun? - Nası soz! - Validen, kaymakamdan, belediye başkanından? - Hiç eyle olur? Bizim ağzımız dövlete ne diyebilir. - Yani memnunsun. - Allah dövlete millete, kaymakam bege, bölediye başganımıza zeval vermesin. - Memnunsun? - Dövletimiz, kaymakamımiz, başganımiz, şanlı ordumuz başımızdadir, her ne olursa bir fiil o dakika yanımızdadir. Ben vatanıma nası serzeniş ederem? Amma, benim derdim başkadır. - Allahına gurban dayı, söyle nedir? - Doksan sene önce buraya Ruslar girdi ya? - He girdi. - Hani bu belediye binalarını, okulları, çeşmeleri,istasyonu, yolları, kaldırımları Ruslar yaptılar ya? - Rus işgalinde yapıldı değil mi dayı? - He. - Hec benim dövletime, milletime sözüm olur mu? Ben aha bu Rusların avradını... Doksan sene önce bu kaldırımları, caddeleri yapıp gittiler, bir gün olsun bi kere Kars'a gidek, yollar bozuldu mu, kanallar tıkandı mı demediler, insan bi gelir de bakar buralara, hec beyle olur?! Son günlerde yapılan açıklamalardan sonra , ülke erken seçim havasına girmiş gibi görünüyor..Şöyle bir etrafımıza baktığımızda acaba yerel yönetimlerin icraatlarından memnun kaldık mı, yoksa halimiz yukarıda ki gibi mi? Yaşadığımız olumlu ve olumsuz örnekleri burada paylaşalım arkadaşlar , seçimlere de adapte oluruz bu arada malum kararları çok iyi almak gerekiyor.. Ben yerel yönetimlere şu yada bu partinin yönetimi gözüyle bakmıyorum, iyi çalışan yerel yönetim hangi partiye mahsus olursa olsun oyumu hakeder diye düşünüyorum..Sizin yorumlarınız nelerdir? Alıntı
Φ burble Gönderi tarihi: 27 Şubat , 2007 Gönderi tarihi: 27 Şubat , 2007 Yerel seçimlerde elbette belirttiğiniz gibi farklı kaygılarla gidiliyor seçim sandığına, ancak önümüzdeki seçim yerel değil genel seçim... Bir önceki yerel seçimler Mart 2004'te yapıldığına göre 2009 Mart'ına kadar vaktimiz var demektir. Saygılar... Alıntı
» iLyAdA Gönderi tarihi: 27 Şubat , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 27 Şubat , 2007 Evet genel seçimler ama yerel seçimle başına gelen kişilerin çoğu, şu an ki iktidarın rüzgarıyla gelmiş yöneticiler.. Yerel yönetimden bir soru geldi bana kendi şehrimde, daha evvel ki başkanla şu anki başkanın çalışmaları arasında ne fark görüyorsunuz gibi...Şehir dışındasınız daha iyi farkedersiniz değişikliği dediler, sırf cilanın işe yaramayacağını ve belediyelerin çalışmalarınında esas olanın alt yapı olduğunu, en ufak bir yamurda hayat felç oluyorsa, sadece görünümün bir anlam taşımadığını söyledim..şu ana kadar memnun kaldık mı ,beklediğimizi bulduk mu esas olan odur...Sanırım geçen zaman zarfında az da olsa bişeyler oluştu kafamızda.. Alıntı
» iLyAdA Gönderi tarihi: 2 Mart , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 2 Mart , 2007 Belediyeler çalışıyor!!! İki günde iki çocuğumuz kanalizasyon ve forseptik çukuruna kurban gitti.. Belediyeler ve taşeron firmalar topu birbirine atarken, asıl suçlu bulundu.. Yürürken önüne bakmayan yavrucak!!! Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 4 Mart , 2007 Gönderi tarihi: 4 Mart , 2007 Ilyada arkadasin yazdiklarina katilmamak elde degil,yerel yönetimlerin cogusu iktidar partisine ait onun rüzgari ile calisiyormu calismiyormu bakilmadan isbasina getirildiler.Hani baskalari calistimi diyen belki cikar,onlarda calismadilar,Evet Ruslar Kars'ta yollari yaptilar ama Türkler icin degil kendileri icin,ama maalesef biz hala kendi yolumuzu yapmak icin bizim partiye oy vermeyi sart kosuyoruz.50 yildir ne yapildi Türkiye'de diye sorup cevabini yine kendimiz veriyoruz;hic birsey yapilmadi her gelen yönetim bizi biraz daha bagimli hale getirdi,Bu millet devlete hep saygi duydu,bu milleti yönetenler ise bu milleti hep sömürdü ve simdide artik devlet pazara cikarildi... saygilarla Alıntı
» iLyAdA Gönderi tarihi: 9 Mart , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 9 Mart , 2007 çalışmaları üstlenen inşaat firması buharlaşmış, hiç garipsemedim... Alıntı
» iLyAdA Gönderi tarihi: 12 Mart , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 12 Mart , 2007 Tayfun’u da çukur yuttu 12 Mart 2007 Neşet KARADAĞ/ADANA, (DHA) Kanalizasyon kazıları İstanbul, Kocaeli ve Ağrı’dan sonra bu kez Adana’da 6 yaşındaki Tayfun Kuzu’nun hayatına mal oldu. Adana’nın Yüreğir İlçesi’ne bağlı Doğankent Beldesi’nde Cumhuriyet Mahallesi 13’üncü Sokak’ta oturan Mustafa Nazlı(37) evinin önündeki rögardan sızan pis suların evinin bahçesine dolması üzerine geçen pazartesi günü Doğankent Belediyesi’ne başvurdu. Belediye yetkilileri de iddiaya göre, iş makinelerinin olmadığını, durumu Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı ASKİ’ye bildireceklerini belirterek sızıntının yerinin tespiti için borunun etrafının açılmasını istedi. Ev sahibi de ertesi gün kepçe kiralayarak 1.5 metre derinliğindeki çukur kazdırdı. Çukur suyla doldu. Çarşamba günü akşam gelen ASKİ görevlileri de kısa bir çalışmadan sonra "Mesaimiz bitti, sonra geleceğiz" diyerek su dolu çukura önlem almadan gitti. Dün saat 14.00 sıralarında Tayfun Kuzu (6), önlem alınmayan çukura düştü. Çevredekiler tarafından Adana Devlet Hastanesi’ne kaldırılan çocuk kurtarılamadı. Tayfun’un babası Hüseyin Kuzu ve annesi Ziynet Kuzu sinir krizi geçirdi. Kanalizasyon çukuru için belde ile ASKİ yetkilileri birbirlerini suçladı. ASKİ Genel Müdürü Bayram Merdan, kendilerine haber verilmediğini iddia ederken Beldenin DYP’li Belediye Başkanı Muharrem Baran ise ASKİ’yi suçladı. Alıntı
» iLyAdA Gönderi tarihi: 12 Mart , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 12 Mart , 2007 Hepimiz hayatımızdan çok memnun olduğumuz için tek bir eleştiri ya da memnuniyetin dile getirilmediği bu topic, ihmalden ölenlerin çetelesini tutan bir topic haline dönüştü!!! Alıntı
» iLyAdA Gönderi tarihi: 12 Mart , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 12 Mart , 2007 ÖLDÜKLERİYLE KALDILAR! Ankara'da belediye çukuruna düşerek hayatını kaybeden ünlü Şair Orhan Veli'yi 14 Kasım 1950'de yitirdik. O günden bugüne, şairinden doktoruna, yaşlısından çocuğuna yüzlerce kişi, şantiye görüntüsünden kurtulamayan kentlerde, çoğu devletin kurumları tarafından açılan çukurlarda yaşamını kaybetti. Açılan davalar, ya faili bulunamadığı için kapatıldı ya da faillere verilen ceza "bir daha aynı suçu işlemeyeceği" yönündeki hâkim kanaatiyle ertelendi. Yakınlarını kaybedenlerin feryadı isyana dönüştü. Dilara ne ilkti, ne de son olacak. 5 Temmuz 2005'te, 9 yaşındaki Merve Aldemir'in çığlığı Antalya'da yükseldi. Aldemir, evinin önünde arkadaşlarıyla oynarken, üzeri gazete kâğıdıyla örtülen 10 metre derinliğindeki fosseptik çukuruna düşerek öldü. Aldemir'in ölümünden, apartman yöneticisi Nevzat Yücel ve traktörüyle fosseptik kapağını kırdığı iddia edilen Mustafa Yalçın sorumlu tutuldu. Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesi, Yücel'e verdiği 2 yıl hapis cezasını 1 yıl 8 aya indirdi ve erteledi. Yalçın'a verdiği 2 yıl 6 ay hapis cezasını da 18 bin 200 YTL adli para cezasına çevirdi. VE DİĞERLERİ 6 Şubat 1996 - İzmir SSK Tepecik Hastanesi'nde görevli Dr. Müge Edipoğlu'nun kullandığı otomobil belediyenin açtığı çukura düştü. Otomobildeki 5 kişi öldü. Yargılanan hiçbir yetkili ceza almadı. Bornova Belediyesi ölenlerin yakınlarına 25 bin YTL tazminat ödedi. 24 Şubat 2007 - Kastamonu'nun Devrekani ilçesinde belediyenin açtığı kanalizasyon çukuruna düşen Mehmet Tufan (22) yaşamını yitirdi. Baba Kemal Tufan, "Savcılık konuyla ilgili soruşturma açtı. Soruşturma henüz tamamlanmadı" dedi. 11 Kasım 2004 - Süheyla Yöntem (14), Antalya'ya bağlı Kepez Belediyesi sınırlarındaki rögar çukuruna düşerek öldü. Yöntem'in ailesi belediye aleyhine 160 bin YTL'lik tazminat davası açtı. Bilirkişi raporunda, "Yöntem, dikkatsiz ve tedbirsiz davranarak rögarın bulunduğu yöne gittiği için ikinci derecede tali suçludur" denildi. Anne Süheyla Yöntem, rapora itiraz etti. Dava sürüyor. 8 Temmuz 2005 - İstanbul Gaziosmanpaşa Arnavutköy beldesindeki foseptik çukuruna düşen Bayram Satılmış (8) öldü. Apartman sahibi Fethi Kurban hakkında açılan dava sürüyor. 7 Ocak 2005 - Antalya Muratpaşa Belediye sınırlarındaki bir yolcu minibüsü, açık bırakılan rögar çukuruna düşerek devrildi. Yolculardan Mehmet Ali Çetin (17) öldü, 17 kişi de yaralandı. Şoför Hüseyin Kanlıoğlu, fazla yolcu almak ve tehlikeli araç kullanmaktan yargılanıyor. 8 Ağustos 2003 - İstanbul Altınşehir'de, kapağı kırık foseptik çukuruna düşen Özgür Dilekçi (13) hayatını kaybetti. Baba Hüseyin Dilekçi, "Belediyenin yanı sıra çalıştığım işyerinin de bu olayda kusuru vardı. Uzlaşma yoluna gittik ve davadan vazgeçtik" dedi. 28 Ocak 2004 - İstanbul Seyrantepe'de İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin fidan dikmek için açtığı 1 metrelik çukura düşen Ümit Aslan (12) hayatını kaybetti. Soruşturma sürüyor. Alıntı
» iLyAdA Gönderi tarihi: 13 Mart , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 13 Mart , 2007 'Korkacak birşey yok'ken öldü Üzerine televizyon düşen kızı, soğuk algınlığı diyerek taburcu ettiler. Fenalaşan küçük kız beyin kanamasından öldü Bursa'da evde oynarken üzerine 55 ekran televizyon düşen ve kaldırıldığı devlet hastanesinde 3 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra `soğuk algınlığı' teşhisiyle taburcu edilen 4 yaşındaki Neşe Nur, evde yeniden fenalaşınca götürüldüğü Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yaşamını yitirdi. Tıp Fakültesi Hastanesi'nde kızının beyin kanaması geçirdiğinin anlaşıldığı belirten baba Ali Yurdagül (32), "Eğer ilk gittiğimiz hastanede beyin kanaması geçirdiği anlaşılsaydı belki de kızım yaşıyor olacaktı" dedi. Merkez Yıldırım ilçesinde marketçilik yaparak geçimini sağlayan Ali Yurdagül'ün tek kızı Neşe Nur, bir hafta önce evde sehpanın çekmeceleriyle oynarken, üzerine 55 ekran televizyon düştü. Ağlamaya başlayan kızını kucaklayan Ali Yurdagül, hemen Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi Acil Servisi'ne götürdü. Bir süre sonra gelen beyin cerrahı, 4 ayrı MR'ı çekilen minik Neşe Nur'un Yoğun Bakım Ünitesi'ne yatırılmasına karar verdi. 3 gün sonra kendine gelen Neşe Nur, başında ve boynunda şişlik olmasına rağmen, "soğuk algınlığı' teşhisi konularak taburcu edildi. `KORKULACAK BİR ŞEY YOK' DEDİLER Çocuk doktorunun "korkulacak bir şey yok" dediğini ileri süren baba Yurdagül şunları anlattı: "`Soğuk algınlığı var, üşütmüş ve şok geçiriyor' diyerek ilaç yazdılar. Burun damlası ve ateş düşürücü ilaç verdiler. Eve geldik. Ancak birkaç gün sonra kızım evde bayılınca, yeniden Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi'ne götürdük. Burada kızımın durumunun ciddi olduğunu söylediler. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevkini istedim. Fakültedeki ilgili doktorlar MR görüntülerine bakınca, "Senin kızın beyin kanaması geçirmiş' dediler. Yapılacak fazla bir şey olmadığını açıkladılar. 3 gün süren müdahaleye rağmen kızımı kaybettik." Olayla ilgili olarak Cumhuriyet Savcılığı'nca soruşturma başlatıldığını ve kızına otopsi yapıldığını kaydeden Ali Yurdagül, "Ben doktorlardan ilk etapta şikayetçi olmadım. Kamu adına savcılık soruşturmayı yürütecek. Sonuç olarak takdir-i ilahi. Bundan sonra başka Neşe Nur'ların ve ailelerinin canı yanmasın" dedi. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.