Gönderi tarihi: 9 Şubat , 2007 18 yıl Yenidünya düzeninde Türkiye’nin yeri ne peki? Söyleyelim. Bush’un ve AB’nin dostane planlarına göre; önce yavaş yavaş ülkeyi içeriden çökertme, daha sonra vakit saat gelince, “altın vuruş”la son darbeyi indirerek, bizi bölüp parçalamak ve yok etmek!.. Tabi yapabilirse!.. Türkiye’nin, yenidünya düzeni (küreselleşme) karşısında ki iç dengeler itibarıyla tanımını değerli bilim insanımız Sayın Pr. Dr. Erol Manisalı bakın nasıl yapıyor: “Türkiye yerli şirketlerini yabancılara terk eden, üretim yerine tüketime yönelen bir süreç yaşıyor.” Bu sonuca hangi kanıtlarla varıyor? - Her yer yabancı alışveriş merkezleriyle doldu. Üretim unutuldu. Tüketim toplumu haline geldik… - İmalatta 100 liralık yerli üretim için % 79’ı ithal girdi kullanıyoruz. Bu oran 1991 yılında % 30 idi… - Tarım sektörü tamamen dışa bağımlı hale getirildi. Tohumluk girdiler dışa bağlandı. ABD ve AB’nin sübvansiyonlu ürünleri piyasayı doldurdu… - Dış ticaret açığımız, cari açığımız ve dış borcumuz hızla artmakta… - Bankacılık sektörü hızla Batı’nın dev tekelerinin eline geçti… - Pek çok alanda ülkemizi yabancı şirket ve tekeller ele geçirdi… - İMKB’ yabancı banka ve şirketlerin kontrolü altında… Eee geriye ne kaldı sizce...
Gönderi tarihi: 9 Şubat , 2007 18 yıl gerıye bıze parcalanmaktan ve bolunmekten baska bı kader yok.bu sıstem bızı 10 sene daha goturmez.ayakta kalan yıkılmayan 2 tane kurum kaldı.bırı tsk bırı cumhurbaskanlıgı.mgkyı kaldırarak askerı de yavas yavas yıkmaya basladılar.cumhurbaskanı kımın olacagı bellı deıl.bunun sonucunda bıze olum yıkım var bolunmek var.onumuzde 2 yol var ya bu sekılde devam edıp yıkılacagız yada yıkılmamak ıcın kendımızı yenıleyecegız devrım yapacagız.devrım derken macera aramaya gerek yok denenmıs olan ve basarıya ulasmıs programımız var.ataturk devrımı kemalıst devrım.her alanda devrım yaparak ulkemızı yenıden cıkısa gecırmelıyız
Gönderi tarihi: 9 Şubat , 2007 18 yıl Yenidünya düzeninde Türkiye’nin yeri ne peki? Söyleyelim. Bush’un ve AB’nin dostane planlarına göre; önce yavaş yavaş ülkeyi içeriden çökertme, daha sonra vakit saat gelince, “altın vuruş”la son darbeyi indirerek, bizi bölüp parçalamak ve yok etmek!.. Tabi yapabilirse!.. Türkiye’nin, yenidünya düzeni (küreselleşme) karşısında ki iç dengeler itibarıyla tanımını değerli bilim insanımız Sayın Pr. Dr. Erol Manisalı bakın nasıl yapıyor: “Türkiye yerli şirketlerini yabancılara terk eden, üretim yerine tüketime yönelen bir süreç yaşıyor.” Bu sonuca hangi kanıtlarla varıyor? - Her yer yabancı alışveriş merkezleriyle doldu. Üretim unutuldu. Tüketim toplumu haline geldik… - İmalatta 100 liralık yerli üretim için % 79’ı ithal girdi kullanıyoruz. Bu oran 1991 yılında % 30 idi… - Tarım sektörü tamamen dışa bağımlı hale getirildi. Tohumluk girdiler dışa bağlandı. ABD ve AB’nin sübvansiyonlu ürünleri piyasayı doldurdu… - Dış ticaret açığımız, cari açığımız ve dış borcumuz hızla artmakta… - Bankacılık sektörü hızla Batı’nın dev tekelerinin eline geçti… - Pek çok alanda ülkemizi yabancı şirket ve tekeller ele geçirdi… - İMKB’ yabancı banka ve şirketlerin kontrolü altında… Eee geriye ne kaldı sizce... doğru söze ne denir..
Gönderi tarihi: 9 Şubat , 2007 18 yıl TABIKI SONUNDA VARMAK ISTENILEN SONUC !!! Böle davetiye,,OLUNCA ,, kimse sirt cevirmez,., HER ASIRI CÖMERTLIGIN SONUCU FELAKETTIR !!! .,.,.,.Onlar bizi uyutmuyor bizler uyuyoruz .., ALISKANLIK KÖTÜ SEY FARKINA BIRTÜRLÜ VARAMADIK !!! ,,,,,,,,,,,BU NEYIN ALISKANLIGI,,,,,, Ama alan razi veren razi tembellik ruhumuzun derinliklerine islemis ESKIDEN DERS KITAPLARINDA BULUNURMUS FRANSIZLAR,,AVRUPALILAR ARI GIBI CALISIR DIYE .,.,.YA simdi neler bulunuyor.,.,.!!! ABD.,gelmezse HERHALDE BIRILERI GELIR HIC OLMAZSA GELEN DÜNYA DEVI COKTA UZAKLARDAN GELIYO,.,.,.,.,TEK AVUNTUMUZ,.,, Yoksa dimimizden biri GELIR,.,oda VATAN SEVERLERI KAHRINDAN ÖLDÜRÜR Belki ona bile vakit kalmaz.,.,., HERHALDE ICIMIZDEN BIRILERI .,.,GÖNÜLLÜLER CIKAR !!!! Saygilar yamyam frankfurt
Gönderi tarihi: 9 Şubat , 2007 18 yıl Umutsuzluk, ölüme kucak açar. Endişe, Hezeyana Hezeyan, Telaşa Telaş, Kazaya Kaza da, Yaralanma ve Ölüme yol açar. Hiçbiri olmazsa Yoğun Bakım. Yada Umutsuzluk, Dirençsizliğe, Dirençsizlik, Kabullenmeye Kabullenme, Rızaya Rızada, Arızaya Her Türk Kendi Etki Sahasında Mücadele Ederken. Türk İşini Yapacaktır. Biz Tereddüt etmedikçe, O da edemez. Bir Tohum, Bir Ağaca Bir Ağaç Bir Nara Bir Nar Bin Nara Bir; Umuttur... Adalet, Halk arasında.
Gönderi tarihi: 9 Şubat , 2007 18 yıl Yazar Muhteşem ruh ve bedeninin yörüngesinde ne demiş: “Ben sadece alçak gönüllü bir günahkârım, eğer bugün Teksas’ta bir barda oturup içki içmek yerine, Oval Ofis’te bulunuyorsam, bunun nedeni tanrıyı bulmuş olmamdır.” (*) Newsweek dergisi “Bush ve Tanrı” adlı incelemesinde, Allah korkusu taşıyan dini bütün Başkan’ın (!) Güneş doğmadan önce tatlı uykusundan uyanarak, Beyaz Saray’ın gözlerden uzak kuytu bir köşesinde, Protestan din adamlarının vaazlarını okuduğuna yer vermişti. (*) 21. Yüzyılda Güvenlik ve İstihbarat – Dr. Sait Yavuz Syf: (331 -332) Alfa Yayınları 1. Basım Haziran 2006
Gönderi tarihi: 9 Şubat , 2007 18 yıl - Her yer yabancı alışveriş merkezleriyle doldu. Üretim unutuldu. Tüketim toplumu haline geldik…- İmalatta 100 liralık yerli üretim için % 79’ı ithal girdi kullanıyoruz. Bu oran 1991 yılında % 30 idi… - Tarım sektörü tamamen dışa bağımlı hale getirildi. Tohumluk girdiler dışa bağlandı. ABD ve AB’nin sübvansiyonlu ürünleri piyasayı doldurdu… - Dış ticaret açığımız, cari açığımız ve dış borcumuz hızla artmakta… - Bankacılık sektörü hızla Batı’nın dev tekelerinin eline geçti… - Pek çok alanda ülkemizi yabancı şirket ve tekeller ele geçirdi… - İMKB’ yabancı banka ve şirketlerin kontrolü altında… İmalat sektörümüz,son zamanlarda üretimini Çin'e havale ediyor,oradan getirip burada satıyor(çok ucuza maloluyor da) Tarım bakanlığımız niye var?Tohum islahını beceremiyor ise,ziraat mühendislerimizin birçoğu konularının dışında çalışıyorlarsa suç kimin? ABD ve AB den subvansiyonlu ürünler hangileri imiş? Subvansiyon mu kaldı.Türkiye'de satılan %80 oranındaki ürünlerin hepsi Avrupa ve ABD'de %20 ile %40 daha ucuz (merak edenler nette araştırsınlar ben sahsen şok olmuştum) Doların her düşüşünde imalat girdilerinde devletin tekel olduğu maliyet kalemlerinin sabit kalması bile ihracaatcının iflahını kesmeye yetiyor.Kar makası zarara dönünce ihracaattan vazgeçiliyor.Bu durumda ithalat, azalan ihracaata göre yukarı çıkacaktır elbet. En tatlı paranın Bankalar yolu ile Türkiye'de kazanıldığını görenlerin ağzının suyunun akması doğaldır.%7,8 enflasyon oranı olan bir ülkede kredi kart faizlerinin %80 lerde dolaşması kadar iştah açıcı ticaret nerede var? Bir tarafta Çin,bir tarafta yüksek maliyetler ve arasında sanayici,ya fabrikayı kapatacak yada yabancı bir ortak alarak onurunu kurtaracak İMKB 'e geçmiş zamanlardan kısa bir örnek vereyim.(Ökkeş ÖZUYGUR,"Petkim hisselerini 3bine satıp 2bin'in altında topladık iyi para kazandık demiştir.) İhlas,3 trilyona yakın kar beyan edip hemen iflas etmiştir. Yüksek vergiler,hesaplanamayan enflasyonlar ve sürekli yükselen maliyetler,namuslu işadamını bile kayıt dışına itmiştir. Bu arada çılgın vurgunlar,iktidar talanları,yandaş kayırmaları,bir gecede trilyonerler ordusu,rüşvetler,hediyeler. Bu paraları kim yedi ? ABD mi? AB mi? Akademik platformdan bakılınca ayrıntılar pek görünmüyor ne yazık ki. Bunların tümünü ABD yada AB organize etti ise (ben inanmıyorum zira içimizdeki yamyamların eline Bırakın ABD'lileri yahudiler bile su dökemez)helal olsun diyeceğim. Hani meşhur Sokollu'nun bir cevabı vardır "Siz dışarıdan biz içeriden yıkamadık şu osmanlıyı" Ya da harika bir Anadolu sözü vardır. Bırakın dışarıyı insanı yorgan biti sokmasın. Sevgili dipnot,Sayın hocamızın neticeleri bilinenin ötesinde değil.2,5 m2 lik bir polar'ı 4 ytl perakende olarak alıyorsanız inanın ki bu ülkede çamaşır makinasına bile ihtiyaç yok.Yıkama maliyeti bile yenisinin üstüne çıkar. Sorunları değil çözümleri üretmek zorundayız. Bunlarda o kadar güç şeyler değil. Ama koca bir ekmek iken kırıntıya dönüşmüşüz,o kırıntıdan bir ekmek üretmek,çok zordur ama imkansız değildir. Devletin dehşet karlardan uzak durması ile başlayabiliriz. En azından hocamızın bunları dile getirmesini beklerdim. Zira bunların değişik versiyonları iktisat kitaplarında vardır. (İki milyarlık bir malı size satıp tekrar iki milyara geri aldığımda 4 milyarlık bir piyasa yaratmış olmuyoruz dostum.Bunlar sadece iktisat oyunlarıdır.İstatistiksel kandırmacalardır. Sadece safların dikkatini çeker.) Gerçek çok daha kolay bir yerdedir.Sadece keşfedilmeyi bekler. sevgilerimle dipnot,umarım kızmamışsındır.Zira seni asla kızdırmak istemem c:)
Gönderi tarihi: 13 Şubat , 2007 18 yıl Yenidünya düzeninde Türkiye’nin yeri ne peki? Söyleyelim. Bush’un ve AB’nin dostane planlarına göre; önce yavaş yavaş ülkeyi içeriden çökertme, daha sonra vakit saat gelince, “altın vuruş”la son darbeyi indirerek, bizi bölüp parçalamak ve yok etmek!.. Tabi yapabilirse!.. Türkiye’nin, yenidünya düzeni (küreselleşme) karşısında ki iç dengeler itibarıyla tanımını değerli bilim insanımız Sayın Pr. Dr. Erol Manisalı bakın nasıl yapıyor: “Türkiye yerli şirketlerini yabancılara terk eden, üretim yerine tüketime yönelen bir süreç yaşıyor.” Bu sonuca hangi kanıtlarla varıyor? - Her yer yabancı alışveriş merkezleriyle doldu. Üretim unutuldu. Tüketim toplumu haline geldik… - İmalatta 100 liralık yerli üretim için % 79’ı ithal girdi kullanıyoruz. Bu oran 1991 yılında % 30 idi… - Tarım sektörü tamamen dışa bağımlı hale getirildi. Tohumluk girdiler dışa bağlandı. ABD ve AB’nin sübvansiyonlu ürünleri piyasayı doldurdu… - Dış ticaret açığımız, cari açığımız ve dış borcumuz hızla artmakta… - Bankacılık sektörü hızla Batı’nın dev tekelerinin eline geçti… - Pek çok alanda ülkemizi yabancı şirket ve tekeller ele geçirdi… - İMKB’ yabancı banka ve şirketlerin kontrolü altında… Eee geriye ne kaldı sizce... Sayin Dipnot,tespitlerinizde size katilmamak mümkün degil,ve Erol hoca herzamanki gibi gercek bir sorunu ortaya koymustur. saygilarla
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.