Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2007 tengerin boşig teoriler çoktur bu konuda, say say bitmez. ne olduğunu henüz kanıtlanmadığı için bilemiyoruz, buna yaratıcıda dahil ..... ama ikinci bir olasılık sunmuşsunuz ve demişsiniz ki: "Tek bir yapı bölünürken" olmuş olabilir demek istemişsiniz sanırım, bunun üzerinden gidilirse daha doğru olur gibime geliyorsadece iki olasılık değil, bir çok olasılık mevcuttur, belkide bugüne kadar hiç konuşulmamış bir olasılıkta mevcut olabilir. araştırmak gerekiyor, zaten bizde sürekli bunu yapıyoruz Biliyorsunuz ki İnsan beyni iki loptan oluşuyor. Sol Lop, bedenin sağına (sağ kuılak, sağ göz, sağ el vs...) hükmediyor; Sağ Lop, bedenin soluna hükmediyor... Yani eğer bir birleşme olduysa Sağ tarafın işlevlerini gören "Lop" nasıl olduda "Sol" tarafa geçti? Ya da niye geçti? sadece beyin değil, bir çok organımız birleşmiştir, zamanla farklı veya ortak görevlere yönelmişlerdir. çok basit olarak, dilimiz bile bir birleşmeyi gösteriyor, ortasında bir çizgi ve çukur var. Dudağımızda öyle, kaynaşmış kısımlar zaten pek belli olmamaktadır. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2007 BU kesinlikle doğru değil.Sırf kuran onlardan bahsediyor diye bu dinlerin mensuplarının kuranın tanımladığı allaha inandıkları Dedimya bu saatten sonra teoloji, ilahiyat dersleri vermeye başlıcaz heralde.. Aradaşım, Hıristiyanlar ve Museviler bir yaratıcın varlığına inananıyorlar mı, inanmıyorlar mı..? Bütün mesele bu.. Yani meseleyi buralara çekmenin mantığını anlayamadım.. Ne güzel kopuyoruz konudan, helal olsun.. Saygılar.. Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2007 Dedimya bu saatten sonra teoloji, ilahiyat dersleri vermeye başlıcaz heralde..Aradaşım, Hıristiyanlar ve Museviler bir yaratıcın varlığına inananıyorlar mı, inanmıyorlar mı..? Bütün mesele bu..Yani meseleyi buralara çekmenin mantığını anlayamadım.. Ne güzel kopuyoruz konudan, helal olsun.. Saygılar.. İddianıza pay çıkarmak için onlardan örnek veren sizsiniz sedat bey. Eğer bütün mesele bir yaratıcıya inanmaksa, deist veya agnostik olmayı kabul edermisiniz ? Kabul etmeyeceğinize göre bütün mesele bir yaratıcıya inanmak deyip işin içinde sıyrılamazsınız Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2007 İddianıza pay çıkarmak için onlardan örnek veren sizsiniz sedat bey. Eğer bütün mesele bir yaratıcıya inanmaksa, deist veya agnostik olmayı kabul edermisiniz ? Kabul etmeyeceğinize göre bütün mesele bir yaratıcıya inanmak deyip işin içinde sıyrılamazsınız Arkadaşlar sanırm sorun bende, heralde anlatamıyorum.. Bakın konumuz "izm"ler değil, dinler değil, inanç biçimleri değil.. Bunların tartışmalarını diğer topiclerde zaten yapıyoruz .. Konumuz bir yaratıcı var mı yok mu meselesi.. Ben var diyorum ve tümden gelim metoduyla yada tüme varım medoduyla yaratıcının var olduğunu anlatmaya çalışıyorm.. Her var olan görünecek diye bir şey yoktur.. Belirtilerden izlerden emarelerden gidersiniz.. Dağın ardından bir ses duyarsın, o sesin kimden geldiğini göremezsin ama orada biri vardır.. Kısacası konumuz dinlerdeki yaratıcı değil kimi Allah der, kimi, Dieu der, kimi Gott der kimi God der kimi tanrı der.. Konu tasarım yaratma yaratılış.. İnşallah bu kez anlaşılmıştır.. Saygılar.. Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2007 Konu tasarım yaratma yaratılış.. xlark tades konuyu biliyoruz ona göre fikirlerimizi belirtiyoruz en azından ben öyle yapıyorum ve konudan sapmamaya çalışıyorum ama sen bir çok cevabı atlıyorsun, bu nedenle bizde sonuç belirtmek için birşeyler yazmaya çalışıyoruz. sorduğun bütün soruların cevapları kendimizce verildi ürettiğin bütün fikirlere yorum yapıldı işlem tamamdır ama yinede yetmediyse, sen görüşlerini ve sorularını sunmaya devam et, biz yanıtlamak için her zaman buradayız. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2007 O halde bırakın dünya üzerindeki inançlı yada inançsızların sayısını.. Konumuza dönelim.. Tekrar soruyorum.. Bakın açık ve net.. Kaşlar neden oradadır.. Ter teorisi çürütüldü.. Başka bir teori lütfen.. Saygılar.. Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2007 Tekrar soruyorum..Bakın açık ve net.. Kaşlar neden oradadır.. Ter teorisi çürütüldü.. Başka bir teori lütfen.. ter teorisi çürütülmedi, nasıl çürütüldüğünü açıklamalısın başka bir teori canlı organizmalar kendilerini dış ortamdan gelecek zararlara ve ısı değişimine karşı korumaktadır, bunuda tüylenerek yapmaktadır. Kaşlarda bunun bir parçasıdır. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2007 canlı organizmalar kendilerini dış ortamdan gelecek zararlara ve ısı değişimine karşı korumaktadır, bunuda tüylenerek yapmaktadır. Kaşlarda bunun bir parçasıdır. Burun üstünde neden yok.. Alnımızda neden yok.. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2007 bişey sorucam ateist arkadaşlara bir şeyi kanıtladığınız zaman ona inanırmısınız yoksa artık bilir misiniz? İlahi dinlerin temeli imandır imanda vahiy yolu ile varlığını bildiren Yaratıcı muhatab aldıklarından inanmalarını ister, vahyin geldiği dönemde yaşamamış bizler gibiler vahiy kitaplarını okur ve tatmin oluruz sorgulamalarımız ve gözlemlerimiz bize göre Yaratıcıyı mutlak kılar. Ve iman etmiş oluruz, varlığı kanıtlanmış bir Yaratıcıya iman edilmez, o ancak kabul edilir buda İlahi sistemin talebine aykırıdır. O yüzden kıyamet saati girdiğinde gördükleri dehşet karşısında korkuya kapılıp iman edenlerin imanları kabul edilmez çünkü onlar şımarıklık yapmış olurlar ve itibar edilmezler. insanın yaratılış sebeblerinden biriside tasavvufa göre nefis terbiyesidir, tekamül denilen şeyde budur... olgunlaşmak ve sağlıklı düşünen ve ahlaki değerler ölçüsünde yaşayan insan görmek ister... ve bunun en başında egolarından sıyrılmış aklı ve kalbi ile iman edenler ulaşabildikleri en yüce makama ulaşırlar... yani hak etmiş oldukları kendilerine verilir. çünkü koşulsuz ve samimi bir şekilde üstelik iman etmeyenlerin alaylarına karşın Allah'a inanırlar... daha öncede sormuştunuz, Allah'a inanmadığı halde iyi bir insan olsada yaptığı iyilikler boşa mı gidecek... evet aksi takdirde bu dünyada her türlü dezavantaja rağmen iman etmiş ve ahlak ölçüsünde yaşayanlar iman etmedikleri halde cennete kabul edilenler olursa bu onlara haksızlık olmaz mı? hem Allah'ı tanıma hem nimetlerini talep et hiç adil olmayacaktır. başta sorduğum gibi imanın koşulu görmek değil, kabul etmektir. siz etmezseniz o kendi bileceğiniz iş, kanıtlanırsa ona iman denmez, gördüm, tanık oldum, kabul ettim olur onunda bir anlamı olmaz... Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2007 bişey sorucam ateist arkadaşlara bir şeyi kanıtladığınız zaman ona inanırmısınız yoksa artık bilir misiniz?İlahi dinlerin temeli imandır imanda vahiy yolu ile varlığını bildiren Yaratıcı muhatab aldıklarından inanmalarını ister, vahyin geldiği dönemde yaşamamış bizler gibiler vahiy kitaplarını okur ve tatmin oluruz sorgulamalarımız ve gözlemlerimiz bize göre Yaratıcıyı mutlak kılar. Ve iman etmiş oluruz, varlığı kanıtlanmış bir Yaratıcıya iman edilmez, o ancak kabul edilir buda İlahi sistemin talebine aykırıdır. O yüzden kıyamet saati girdiğinde gördükleri dehşet karşısında korkuya kapılıp iman edenlerin imanları kabul edilmez çünkü onlar şımarıklık yapmış olurlar ve itibar edilmezler. insanın yaratılış sebeblerinden biriside tasavvufa göre nefis terbiyesidir, tekamül denilen şeyde budur... olgunlaşmak ve sağlıklı düşünen ve ahlaki değerler ölçüsünde yaşayan insan görmek ister... ve bunun en başında egolarından sıyrılmış aklı ve kalbi ile iman edenler ulaşabildikleri en yüce makama ulaşırlar... yani hak etmiş oldukları kendilerine verilir. çünkü koşulsuz ve samimi bir şekilde üstelik iman etmeyenlerin alaylarına karşın Allah'a inanırlar... daha öncede sormuştunuz, Allah'a inanmadığı halde iyi bir insan olsada yaptığı iyilikler boşa mı gidecek... evet aksi takdirde bu dünyada her türlü dezavantaja rağmen iman etmiş ve ahlak ölçüsünde yaşayanlar iman etmedikleri halde cennete kabul edilenler olursa bu onlara haksızlık olmaz mı? hem Allah'ı tanıma hem nimetlerini talep et hiç adil olmayacaktır. başta sorduğum gibi imanın koşulu görmek değil, kabul etmektir. siz etmezseniz o kendi bileceğiniz iş, kanıtlanırsa ona iman denmez, gördüm, tanık oldum, kabul ettim olur onunda bir anlamı olmaz... Çok önemli bir konuya değinmişsiniz sayın sardunyam.Zaten beş duyularla algılanabilinen şeyler için tanıklık/şahitlik yapılır.Modern hukuka göre aksi davranalara yalancı şahid denir.Ancak ne varki islam bu konuda da tezat içinde. Malum,islama girmeniin şartı kelime i şahadeti söylemektir. Şehadet/tanıklık ederimki allahtan başka ilah yoktur,Diğer kısmına girmeye gerek bile görmüyorum. Eğer bu islama giriş seromoniyel,i İman ederimki allahtan başka ilah yoktur şeklinde olsa idi hç bir sorun olmazdı. Müslümanlar,görmedikleri,duymadıkları,kısaca beş duyularla algılayamadıkları bir ilaha,sahte tanıklık yapıyorlar. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 30 Ocak , 2007 katakuta merak etmeyin müslüman olanlar içinde imanı tam olanlar, görür, duyar, algılar ve şahitlik ederler... erenlerin çok kullandıkları bir deyim vardır siz bunu bilmezsiniz... felsefiktirde pek alanınıza girmez... SIRRA ERMEK... bilirmisiniz manasını... gönül gözü açılmak ne demektir bilir misiniz? bilmezsiniz çünkü siz maddeyi kabul eder şekle itibar edersiniz... selamlar Alıntı
Φ TARAFSIZ Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 sardunyam sana cevap vermek isterdim ama xlark tades konuya dönün diyor, ona saygısızlık olmasın. xlark tades dedim ki canlı organizmalar kendilerini dış ortamdan gelecek zararlara ve ısı değişimine karşı korumaktadır demekki alın ve burunda böyle bir ihtiyaç yokmuş organizma, deri üstünde, göz etrafında vs. dış etkenlere karşı kendini koruyabilmek ve dengede sağlayabilmek için için sıvı ve tüy üretmiş Bu bütün canlılarda vardır, örneğin bir sığırdaki organizma kendini sıcaklardan ve soğuktan koruyabilmek için aşırı tüylenme sağlamıştır. örneğin insanda, bir çok bölgede gereksiz tüyler mevcuttur, bu da geçmiş zaman içinde, organizmanın ihtiyaçlarına bağlı olarak tüylenmede değişikliğe uğramış yada artık gerek kalmamıştır, ama bu gerek kalmayan tüyler anında yok olmaz, çünkü milyonlarca yıllık bir süreç gerekiyor, bunu biz farkedemeyiz. Belkide yeniden aşırı tüylenmeye başlarız. Sonuç olarak şöyle söyleyeyim Vücudumuzdaki tüyler, organizmanın ihtiyaçlarına göre düzenlenir, organizma dış etkenlerden kendini korumak için, dış yüzeyinde, yani derisinde tüyler çıkarır, ama bu miyonlarca yıl sürer, şu an ihtiyacımız olan tüyler zamanla yok olacak yada ihtiyacmızıza göre yeniden düzenlenecek yada gürleşecek. Burada en temel fikrim, hücrelerin ve canlı yapının, ortama ayak uydurabilmesi için kendini hazırlayacak yeteneğe sahip olabilmesidir. Tabi bu kısa zaman içinde olup, kısa zaman içinde yok olmuyor, milyonlarca yıldan bahsedilebilir. Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 Konu tam olarak, "Gözünün üstünde kaşın var, o halde Allah var" kıvamına gelmiş... Herhalde yirmilik dişlerin tasarımı da, tasarımcının boş bulunduğu bir lahzaya denk gelmiş.Malum, pek becerememiş çünkü.... Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 Herhalde yirmilik dişlerin tasarımı da, tasarımcının boş bulunduğu bir lahzaya denk gelmiş.Malum, pek becerememiş çünkü....Yirmilik dişlerin faydası henüz keşfedilememiş olabilir..Belki çene bütünlüğü koruyor, belki diş aralarında olabilecek seyrelmeyi önlüyor.. canlı organizmalar kendilerini dış ortamdan gelecek zararlara ve ısı değişimine karşı korumaktadır Oysa dış etkenlere alın ve burun üstü daha açık.. Eğer organizma ihtiyacına göre tüylenme olacaksa alın ve burun daha çok ihtiyaç duymalıydı.. Saygılar.. Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 Yirmilik dişlerin faydası henüz keşfedilememiş olabilir..Belki çene bütünlüğü koruyor, belki diş aralarında olabilecek seyrelmeyi önlüyor.. Yirmilik dişler konusunda daha fazla bilgi edinin derim. Özellikle, diş hekimlerinin neden pek çok durumda bu dişleri çekmek zorunda kaldıklarına dair bilgi, sizin "faydası henüz keşfedilememiş" tezinize (!) cevap olacaktır... Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 Yirmilik dişler konusunda daha fazla bilgi edinin derim. Özellikle, diş hekimlerinin neden pek çok durumda bu dişleri çekmek zorunda kaldıklarına dair bilgi, sizin "faydası henüz keşfedilememiş" tezinize (!) cevap olacaktır... Mevcut diş hekimleri ve mevcut bilim adamları bilme son noktayı koymuşlar mı..? Sizin gibi bilimsel düşünen bir kişi bunu nasıl söyler.. Meşhur sözü tekrar hatırlatıyorum.. "Zararlı dediğimiz otlar, henüz faydası keşfedilememiş otlardır.." Saygılar.. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 Allaha çok şükür dişlerimden bir problemim yok.. Yukardaki yazımı tekrarlıyorum.. 20 lik dişlerin henüz faydası keşfedilememiş olabilir.. Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 Mevcut diş hekimleri ve mevcut bilim adamları bilme son noktayı koymuşlar mı..?Sizin gibi bilimsel düşünen bir kişi bunu nasıl söyler.. Meşhur sözü tekrar hatırlatıyorum.. "Zararlı dediğimiz otlar, henüz faydası keşfedilememiş otlardır.." Saygılar.. Tezlerinizi bilinmezler üzerine kurmanıza alışığım da, anlamsız ısrarlarınıza bir türlü alışamadım. Aynı mantıkla kanserli hücrelerin de vücut için henüz keşfedilememiş bazı faydaları olabilir. Ancak bu durum, o kanserli hücrenin yerinde kalması gerektiği, ya da vücuda bilinmeyen bir yararından dolayı orada bulunduğu anlamına gelmiyor. Pek çok insan bu dişlerini çektirmek zorunda kalıyor. Bu dişlerin eğer bir yararı varsa bile, zararının yararından çok daha büyük olduğu bilinen bir gerçek. Zira bu dişlerini aldıran hiç kimsenin tıbbi açıdan ciddi bir zarar gördüğü görülmemiştir. Anlayacağınız, yirmilik dişlerin sizin düşündüğünüz gibi bir tasarımcının işi olmadığı açık ve nettir. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 Tezlerinizi bilinmezler üzerine kurmanıza alışığım da, anlamsız ısrarlarınıza bir türlü alışamadım. Aynı mantıkla kanserli hücrelerin de vücut için henüz keşfedilememiş bazı faydaları olabilir. Ancak bu durum, o kanserli hücrenin yerinde kalması gerektiği, ya da vücuda bilinmeyen bir yararından dolayı orada bulunduğu anlamına gelmiyor. Pek çok insan bu dişlerini çektirmek zorunda kalıyor. Bu dişlerin eğer bir yararı varsa bile, zararının yararından çok daha büyük olduğu bilinen bir gerçek. Zira bu dişlerini aldıran hiç kimsenin tıbbi açıdan ciddi bir zarar gördüğü görülmemiştir. Anlayacağınız, yirmilik dişlerin sizin düşündüğünüz gibi bir tasarımcının işi olmadığı açık ve nettir. Taraflara göre her iki tarafta anlamsız ısrarda.. Bu yüzden kimin anlamsız ısrarlarda olduğunu okuyucu belirler.. Neyse polemiği bırakıp konuya dönelim.. Kanser hücreleriyle eşleştirmeniz çok yanlış.. Çünkü kanser hücrelerinin zararı ıspatnlanmıştır.. Öldürür.. Bunda büyük ıspat olabilir mi.? Ama 20 lik dişlerin zararı ıspatlanamamıştır, daha doğrusu faydası şuan için bilinmiyor.. Ve genellemede yapılamaz herkes 20 lik diş problemi çekiyor değildir.. Suni gıdalar ve bozulan denge organizmada bir bozukluğa sebep oluyor, bence 20 lik diş normal bir fonksiyonken bozulan organizma bu normal fonkiyonu anormalleştiriyor olabilir.. Diş sağlığı yerinde olan bir çok insan var.. Biride ben.. Saygılar.. Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 Taraflara göre her iki tarafta anlamsız ısrarda..Bu yüzden kimin anlamsız ısrarlarda olduğunu okuyucu belirler.. Neyse polemiği bırakıp konuya dönelim.. Kanser hücreleriyle eşleştirmeniz çok yanlış.. Çünkü kanser hücrelerinin zararı ıspatnlanmıştır.. Öldürür.. Bunda büyük ıspat olabilir mi.? Ama 20 lik dişlerin zararı ıspatlanamamıştır, daha doğrusu faydası şuan için bilinmiyor.. Ve genellemede yapılamaz herkes 20 lik diş problemi çekiyor değildir.. Suni gıdalar ve bozulan denge organizmada bir bozukluğa sebep oluyor, bence 20 lik diş normal bir fonksiyonken bozulan organizma bu normal fonkiyonu anormalleştiriyor olabilir.. Diş sağlığı yerinde olan bir çok insan var.. Biride ben.. Saygılar.. Bence sen diş sağlığına çok fazla güvenme, derhal bir diş hekimine müracaat et. Nedeni de aşağıda... Hiçbir rahatsızlık vermese de kötü pozisyonlu bir yirmilik diş niçin çekilmelidir? Dişin pozisyonunun bozuk olması enfeksiyon için tek başına yeterli bir sebeptir. böyle bir durumda bahsedilen problemler mutlaka yaşanacaktır. Üstelik bu tip problemler aniden ve beklenmeyen bir zamanda gelişirler. * Yirmilik dişler, fırça ve diş ipiyle ulaşılması zor alanlarda bulunurlar. Zamanla çürümeye yol açan bakteri, asit ve yiyecek artıkları bu bölgede toplanır. Eğer diş çürür ve dolguyla restore edilmezse diş kısa zamanda iltihaplanır. * Bu dişleri temiz tutmak zor olduğundan biriken bakteri ve yiyecek artıkları kötü ağız kokusuna sebep olur. * Dişeti altında yatay (düşeyden sapmış) pozisyondaki gömük bir diş, diğer dişlerin hareketi, sıklaşması ve çarpıklaşması ile sonuçlanacak olan bir basınç oluşturur. * Gömük dişin üzerini kaplayan dişetinin altına toplanan bakteriler enfeksiyona yol açar. http://www.hekimim.com/merak_ettikleriniz/...ilik.htm#hicbir Dikkat et, "Yirmilik dişlerin faydasını görmeyi bekleyeceğim" derken, ağzındaki dişlerden de olmayasın... Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 Yam yam bence cok uzaga gitme gercek bir ornek karsinda....Yirmilikler kabustan beter....Tanri hic bole bir haat yapabilirmi??? bu dislerin HICBIR yarari da YOK!!!Kral isnisnada olabilir ama benim disimin cekilmesi icin kotu kadin discim bana tam 4 ay sonrasina randevu verdi...Ve bildiginiz gibi avrupada herkez bir bolumde uzmanlasir....Yani benim discim devamli yirmiliklerle ugrasiyor... Zaten 4 ay sonrada randevuyu dusunursek.....Dunyanin cogu kismi bu dertten yakiniyor bence...... Biz de bu durumu anlatmaya çalışıyoruz ama, dur bakalım ne zaman anlatabileceğiz sevgili boheme... Alıntı
Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 Taraflara göre her iki tarafta anlamsız ısrarda..Bu yüzden kimin anlamsız ısrarlarda olduğunu okuyucu belirler.. Neyse polemiği bırakıp konuya dönelim.. Kanser hücreleriyle eşleştirmeniz çok yanlış.. Çünkü kanser hücrelerinin zararı ıspatnlanmıştır.. Öldürür.. Bunda büyük ıspat olabilir mi.? Ama 20 lik dişlerin zararı ıspatlanamamıştır, daha doğrusu faydası şuan için bilinmiyor.. Ve genellemede yapılamaz herkes 20 lik diş problemi çekiyor değildir.. Suni gıdalar ve bozulan denge organizmada bir bozukluğa sebep oluyor, bence 20 lik diş normal bir fonksiyonken bozulan organizma bu normal fonkiyonu anormalleştiriyor olabilir.. Diş sağlığı yerinde olan bir çok insan var.. Biride ben.. Saygılar.. Evet haklısın...Bu sorunu yaşamayanlardan biri de benim.Hatta kaybettiğim azı dişimin yerine geçerek çene bütünlüğümü sağladı. Hem bilim faydasını kanıtlamadı diye zararlıdır diyemeyiz bence:) Alıntı
Φ yam_yam Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 Evet haklısın...Bu sorunu yaşamayanlardan biri de benim.Hatta kaybettiğim azı dişimin yerine geçerek çene bütünlüğümü sağladı.Hem bilim faydasını kanıtlamadı diye zararlıdır diyemeyiz bence:) 5 yıl önce 78 yaşında vefat eden bir yakınım, 55 yıl boyunca sigara içmişti. Ölüm nedeni sigaraya bağlı olmadığı gibi, sigara iştahını dengeleyerek aşırı kilo almasını engellemişti. Bence sigara için de sağlığa zararlı demek doğru değil (!!!!) Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 5 yıl önce 78 yaşında vefat eden bir yakınım, 55 yıl boyunca sigara içmişti. Ölüm nedeni sigaraya bağlı olmadığı gibi, sigara iştahını dengeleyerek aşırı kilo almasını engellemişti. Bence sigara için de sağlığa zararlı demek doğru değil (!!!!) Az önce kanser hücrelerinden bahsettiniz, olmadı.. Şimdide sigarayı mı örnek getirdiniz.. O halde derhal kanunlar değişip sigara paketleri üzerine sigara sağlığa zararlı değildir yazsınlar.. Yanlış yapmışlar, keşke buraya bir uğrasalardı da fikir verseydik dimi.. Yılda minyonlarca sigaradan ölenleri görmezden gelebililerdi belki.. Onlar için kreatif bir kaç uç örnek yeterli dimi.. Saygılar.. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 31 Ocak , 2007 Bilimsel bir sekilde aldigim cevaptan ben tatmin oldum.... Ne bilimsel ama.. Hala maymundan gelindiğini söyleyenler var şaşıyorum buna.. Oysa bu sitedeki bir çok ateist arkadaş maymundan gelinme olayı olmadığını söylüyorlar.... Ve evrim maymundan gelindi demez dediler.. Çelişkiler yumağı bir durumla karşı karşıyayız.. Hep derim... Şu evrimi bir yere sabitleseler artık .. Saygılar.. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.