Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Başta neden bu başlığı açtığımı açıklamam gerekirse;

İnsanoğlu var olduğundan bu yana bilimin zirvesine bugün ulaşmıştır. İnsanoğlu, biraz ilim sahibi olduğunda zaten bahane arayan inkarcılar, tamam işte benim sarılacağım şey diyerek bilime sarılmışlardır. Ama şunun farkında değillerki sarıldıkları şey dediklerinin tam tersini söylüyor. İşte başlığı açmamın sebebi.

Şimdi gelelim başka bir konuya, görüyorumki bu forumdaki inkarcılar gerçekten fazla yola gelmiyecekler. Hatta yaratan bilir, mucize görseler bile. Burada bulunmamın sebebi bu yazıları okuyan ve içinde şüphe bulunanların şüphelerini gidermek içindir. Hakkı (gerçeği) savunan herkesin amacı bu olmalı, yoksa ben davetimi adeta taşalma ile ve hiçbir kanıt getiremeden yanıtlayanlarla uğraşmam. Kalpleri taş kesilmişlerle uğraşamam. Kendini taşla bir görenlerle de.

Evet ne diyorduk, bilim. Şimdi basit bir giriş yapalım bir gün bitane oksijen atomu, iki tane hidrojeni görmüş ve demişki gel kardeş olalım ama, hidrojen demişki kardeş sen manyakmısın birimiz yanıcı birimizde yakıcı biz birleşirsek ne olur. Ama öyle birşey oluyorki ikisi birleşiyor ve ateşi söndürüyor, başlıca içeceğimiz oluyor. Hemde dünyada o kadar varki tam da insanların kullanacağı miktarda ne altın kadar az ne de hidrojen kadar fazla.

Atomlar ki elektronlar çevresinde öyle dönerki hiç biri hiç birine çarpmaz ve hepsinin de sevyesi bellidir öyle kafasına göre sevye değiştiremezler. Çünkü proton elektronu çeker. Ne güzel hikaye gibi. Ama bidakka proton elektronu neden çeksinki, dünya ayı neden çeksinki.

Şimdi bilim biziz diyoruz bilim herşeydir diyoruz peki çok basit bir eylemden bahsedecem. Fizik matemetik her neyse, her yolun bir yarısı vardır demi, peki ben bir tebeşiri tahtaya doğru fırlatırsam kağıt üzerinde her yolun yarısın alarak ilerletirsem onun hiçbir zaman tahtaya ulaşmadığını görürüm. Bilimin arkasına sığınanlar açıklayın bakalım. İşte yaratan o tebeşirin tahtaya çerpması kadar açıktır.

Ha bak, suyun yüzey gerilimi kuvveti olmasa musluktan su akmaz, boğazımız dilimiz kupkuru kalır.Malzemeler öyleki atomlar bazılarında kübik bazılarında hacim merkezli bazılarında da yüzey merkezli dizilmişler. Buna göre nemi değişiyor, onun mukavemeti(dayanım gücü)elastiklik katsayısı ergime kaynama sıcaklığı. Düşünsenize suyun 5 derecede kaynadığını heralde buhar içerdik. Boğaz köprüsünü tutan çelik halatların lastik gibi kopabileceğini düşünün. Belimizdeki kemerin çelik gibi sağlam olacağını düşünün.

Hem şunu aklım almıyor. Diyelimki tamamen atmasyon olan ve bilimsel olarak çoktan yalanlanmış evrim süreci sonucu oluştuk, peki niye mesela her h2o atomu aynıdır. İnsanlar, eşekler ne biliyim canlılar neden kendi içinde aynı değil.

İnsan DNA’sındaki yapının çözülmesi ile elde edilen bilimsel sonuçlarla bir çok bilim adamı evreni yeniden sorguladı, Dünyanın en önemli gen uzmanı olarak tanınan eski ateist Dr. Francis Collins, “Genetik yapımızın mükemmelliği sadece Tanrının eseri olabilir” diyor.

Uzaya giden astronotların aşırı radyasyona maruz kaldıkları belirlenmiştir. Dünyada ise rahatça yaşıyoruz radyasyon ve bütün değerler insanın yaşamasına uygun. Darwine göre heralde dünya oluşurken gökyüzündeki atomlar söyle bir düşünmüşler demişlerki peki bu insanları UV ışınlarından ne koruyacak en iyisi ozon tabakasını oluşturalım...

Yazsam sabaha kadar durmam ama anlayan için bunlar bile çok.

Anlamaya çalışın inkaretmeye değil...

Şundan emin olabilirsiniz mümin kimseler kafirlerden ne para ne pul ister sadece onların iyiliğini ister.

Vicdanınızı hür bırakın kendinize eziyet etmeyin. Eğer hala şüpheliyseniz size sonuna kadar yardımcı olmaya çalışırım, bu da msn adresim: [email protected]

18. yüzyıl karanlığının bir yalanı olan evrim teorisi günümüzde bilim tarafından yalanlanmıştır ve boşa çıkarılmıştır. Bilimin bize anlattığı yaradanı ,inkar ederek bunların hepsine sadece basit bir rastlantı demiştir. Nekadar akla ve mantığa ve bilime uzak.

 

SAYGILARIMLA...

Gönderi tarihi:

eeee !!!

 

sen sadece gördüğümüz bildiğimiz şeylerden bahsettin, bunları biliyoruz zaten.

 

bu yazında Allah'ı nasıl kanıtladın ? (islam dininin tanrısı)

 

Bir tane tanrı olduğunu nasıl kanıtladın ?

 

Tanrının ezeli ve ebedi olduğunu nasıl kanıtladın ?

 

Tanrının görünmez, tutulmaz yani soyut olduğunu nasıl kanıtladın ?

 

ne oldu şimdi ben bişey anlamadım !

Gönderi tarihi:
Hem şunu aklım almıyor. Diyelimki tamamen atmasyon olan ve bilimsel olarak çoktan yalanlanmış evrim süreci sonucu oluştuk, peki niye mesela her h2o atomu aynıdır. İnsanlar, eşekler ne biliyim canlılar neden kendi içinde aynı değil.

 

Evrim teorisi, adı üstünde sadece bir teoridir, kanıtlanmadıkça gerçek olarak kabul edilemez.

 

Öte yanda, Bing Bang teorisini'ı, anthropic principle teorisini, Tasarım teorisini, teleolojik açıklama mantığı "gerçek" kabul eden herkes, Evrim teorisi de kabul etmek zorundadır. Tanrı'nın evreni yaratmak için "Bing Bang"ı ihtiyaç duyduğunu (veya vesile yaptığını) kabul edersen, yine aynı Tanrı'nın canlıları çeşitlendirmek için de "Evrim"e tabi tuttuğunu, "vesilesiz" yaratmadığını kabul etmek zorundasın. Bing Bang ve Evrim Teorileri birbirlerinin bütünleyicisidir.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
eeee !!!

 

sen sadece gördüğümüz bildiğimiz şeylerden bahsettin, bunları biliyoruz zaten.

 

bu yazında Allah'ı nasıl kanıtladın ? (islam dininin tanrısı)

 

Bir tane tanrı olduğunu nasıl kanıtladın ?

 

Tanrının ezeli ve ebedi olduğunu nasıl kanıtladın ?

 

Tanrının görünmez, tutulmaz yani soyut olduğunu nasıl kanıtladın ?

 

ne oldu şimdi ben bişey anlamadım !

Olay sadece bakmak olsaydı dünyada inkarcı olmaz dı. Bakar körlük dediğimiz olay. Şimdi benim burda yaptığımsa bunları göstermek değil anlaşılmasını sağlamaktır. Tabi anlamak istenirse. Bunların hiç birinin rastlantı olamadığını göstererek yaradana ulaşmanı sağlamak. Ve bu olaylar arasındaki mükemmel uyumu görerek birliğe ulaşmak. Yaradanla yaratılan arasındaki farkı anlayarak ezeli ve edebi olduğunun anlaşılmasını sağlamak. Yaradanın görünmez tutulmaz olduğu ise bu dünya için geçerli olup ahirette cennette görüleceği belirtilmiştir. Belkide biz soyutuzdur neden olmasın? Belkide herşey somut ama arada bir perde var. Yazımın tam olarak anlaşıldığını sanmıyorum çünkü sorulan şeylerin hepsinin cevabı zaten yazıda mevcut. Şunu söylemek isterimki, rastlantı sapağından kurtulmak demek zaten yaratana ulaşmak demek.

Gelelim yazımın bilimsel omadığı kanısına bunun nerden çıkarıldığını öğrenmek isterim. Hepsi fen ve sosyal bilimler içinde mevcuttur.

 

Evrim teorisi, adı üstünde sadece bir teoridir, kanıtlanmadıkça gerçek olarak kabul edilemez.

Evrim zaten dünya uzerinde olan birşeydir ama bu yanlızca calının kendi türü içinde gerçekleşir. Yani bir canlıdan diğeri oluşamaz ve böyle bir olayada rastlanmamıştır ara formlar bulunamamıştır. Şunuda ekliyim sorumun cevabını alamadım neden canlılar kendi içinde aynı değil.

Gönderi tarihi:
ALLAH'a inanmak ve ona kulluk etmek için bilime gerek duymuorum ben.

 

Herşeyin tesadüfen olduğunu anlamak için bilime gerek duymuyorum ben

 

desem

 

ne olacak şimdi, hangimiz doğru söylüyor ?

 

Kanıt olmadıkça, hangisinin doğru olduğunu bilemeyiz.

Gönderi tarihi:

casalu25 in önermelerinin

Allah'ın varlığını kanıtlaması

mümkün değil

hatta

hiçbir önermenin böyle bir iddiası olamaz

böyle bir kanıt olsaydı

kafası çalışan herkes inançlı olurdu

ve o zaman da

inançlı olmanın bir değeri olmazdı

2x2=4 demenin bir değeri olmadığı gibi.

 

Ben uzun yıllardır

ne Allah'ın varlığını

ne de yokluğunu kanıtlayacak

en küçük bir veri bile bulamadım.

Ve aramaktan vazgeçtim...

Gönderi tarihi:

yine çok basit bir şey var insan yutkunurken nefesi bir an kesilir bir lokmayı yutarken aynı anda nefes alamayız şimdi demekki madde beden oluşurken gırtlak hücreleri düşünmüşler ve yutkunurken nefes almayı engellemişler değilmi?

 

midenizin girişinde bulunan kapakçık olmasaydı midede bulunan asit yemek borumuzu delerdi ama mide ve yemek borusu hücreleri bunuda düşünmüşler. ne düşünceli hücrelerimiz var hiç bir şeyi atlamıyorlar.

 

topici açan değerli arkadaşım paylaşımın için teşekkür ederim arkadaş zaten bildiğimiz şeyler demiş bilmek yetmiyor bazen anlamak gerekiyor neyse anlayana sivrisinek...

 

selametle

Gönderi tarihi:
DNA nın mükemmelliği = O halde tanrı yarattı.

Yani koca yazıda bilimsel ! tek iddia bu.

Yazıyı nekadar önyargılı okuduğun açık, yada okumadığınmı desem. İnsan yönünü şaşırdımı nereye çamur atacağınıda bilmiyor. Anlamaya çalışın inkar etmeye değil.Bu herkes için en iyisi olacaktır kanaatindeyim. Bu arada 'tanrı yarattı' demedim ben, sadece alıntı bir cümlede geçiyor. Demekki biraz anlamışsın ama hala rastlantı bataklığından çıkamıyorsun. Sadece düşünmek yeterli.

 

casalu25 in önermelerinin

Allah'ın varlığını kanıtlaması

mümkün değil

hatta

hiçbir önermenin böyle bir iddiası olamaz

böyle bir kanıt olsaydı

kafası çalışan herkes inançlı olurdu

ve o zaman da

inançlı olmanın bir değeri olmazdı

2x2=4 demenin bir değeri olmadığı gibi.

 

Ben uzun yıllardır

ne Allah'ın varlığını

ne de yokluğunu kanıtlayacak

en küçük bir veri bile bulamadım.

Ve aramaktan vazgeçtim...

 

Malesef senin problemin onun varlığını az yada çok araman değil, aklındaki "casalu25 in önermelerinin

Allah'ın varlığını kanıtlaması mümkün değil hatta hiçbir önermenin böyle bir iddiası olamaz" yanılgısıdır. Nezaman bu yargıdan kurtulursan o zaman onu en başta kendinde göreceğinden şüphen olmasın.

 

Amacımız kimsesiyi yermek değil, sadece birilerine acizene yardımımızın dokunmasını ve birilerinin hakkı (gerçeği) anlamasını sağlamaktır.

Saygılar...

Gönderi tarihi:

sadece bilgi iman etmeye kafi degildir. tabi ki maddi olandan bahsediyorum.

eşya hakkında az bilgi sahibi olan Rabbe kul bilinci içindeyse Allah fikrine daha yakındır.

Eşya hakkında çok fazla bilgisi olan Allah'ı Rab olarak tanımıyorsa Allah fikrine uzaktır.

bu deger yargısının bir degeri varmıdır., olabilir olmayabilir.

sadece vakıa budur..

Gönderi tarihi:

casalu25

 

bir iddiayla kendine güvenerek konu açmış, tamamen bilimsel demiş ve parantez içinde "içinde şüphe bulunanlar için" yazmışsın. Ama yazının içeriğinde Allah'ı anlatan hiçbir bilgi yok !!! hatta yazıyı okuyunca içimdeki sorular ve kuşkular dahada arttı.

Gönderi tarihi:

bir iddiayla kendine güvenerek konu açmış, tamamen bilimsel demiş ve parantez içinde "içinde şüphe bulunanlar için" yazmışsın. Ama yazının içeriğinde Allah'ı anlatan hiçbir bilgi yok !!! hatta yazıyı okuyunca içimdeki sorular ve kuşkular dahada arttı.

Mesela yazımla ilgili kuşkun nedir? merak ettim yaw, halbuki hiç bir kuşkuya yer vermemesi gerekir diye düşünüyodum, üstelik herşeyde onu anlattıyor, biraz anlamak iste bence (kesinlikle kabul et demiyorum)?

 

sadece bilgi iman etmeye kafi degildir. tabi ki maddi olandan bahsediyorum.

eşya hakkında az bilgi sahibi olan Rabbe kul bilinci içindeyse Allah fikrine daha yakındır.

Eşya hakkında çok fazla bilgisi olan Allah'ı Rab olarak tanımıyorsa Allah fikrine uzaktır.

bu deger yargısının bir degeri varmıdır., olabilir olmayabilir.

sadece vakıa budur..

Ama konumuz kesinlikle bu değil.

Gönderi tarihi:

Farklı dünya görüşlerinin insanlarda ve toplumlarda oluşturduğu yapı.

 

Bilimsel görüş.

İdealist görüş. (İnançlar).

 

Bilimsel düşünür.

Dogmatiktir, kurgucudur.

 

Gelişimcidir.

Gelişime kapalı, gelenekçidir.

 

Yenilikçidir.

Eskiyi savunur.

 

Laiktir.

Kendi inancından başkası yanlıştır.

 

Objektiftir.

Kendi değerleri vardır.

 

Demokratiktir.

Kurallarından taviz vermez.

 

Doğrulara inanır.

Çoğunluğa inanır.

 

İnsani değerlere önem verir.

Kendini kurtarmaya çalışır.

 

Evrensel kültüre açıktır.

Bölgesel kültürü benimser.

 

Bilimsel eğitimi savunur.

İnançsal eğitimi savunur.

 

Emeğe önem verir.

Sermaye yanlısıdır.

 

Sosyaldir.

İçine kapanıktır.

 

Aydındır.

Tutucudur.

 

Korkusuzdur.

Çekingendir.

 

Şüheci, araştırıcıdır.

Kabulcüdür.

 

Sosyal adaletçidir. (sosyal eşitlik)

Farklı yaratılış kavramı vardır. (sosyal farklılık)

 

Anti emperyalisttir.

Emperyalizme kendisini kullandırtır.(bilinçli, bilinçsiz)

 

Elbetteki insanlarımızda, bilimsel ögelere tutunan idealistler, idealizmden kopamamış, bilimsel görüşü kabullenmiş, sempati duyanlar vardır.

Anack, bu iki temel farklı dünya görüşü, belirttiğim farklı kişiliklerin oluşumuna nedendir.

 

Gönderi tarihi:
Evet ne diyorduk, bilim. Şimdi basit bir giriş yapalım bir gün bitane oksijen atomu, iki tane hidrojeni görmüş ve demişki gel kardeş olalım ama, hidrojen demişki kardeş sen manyakmısın birimiz yanıcı birimizde yakıcı biz birleşirsek ne olur. Ama öyle birşey oluyorki ikisi birleşiyor ve ateşi söndürüyor, başlıca içeceğimiz oluyor. Hemde dünyada o kadar varki tam da insanların kullanacağı miktarda ne altın kadar az ne de hidrojen kadar fazla.

 

Hidrojen evrende en bol bulunan elementtir. Bunun nedeni yapısının basit olmasındandır. Yalnızca 1 elektron ve protondan oluşur. Aynı zamanda yıldızların hammaddesini oluştururlar. Oksijen ise, yıldızların termonükleer tepkimeleriyle oluşan bir elementtir. Üstelik hidrojen doğada serbest halde değil, bileşikler halinde bulunur. En çok bilinen bileşiği ise sudur. Altın ise çok büyük yıldızlarda üretilebilen bir elementtir. O yüzden hidrojen ya da oksijen kadar bol değildir.

 

"Bunlar tanrı yarattığı için böyledir" diyeceğinize nedinini anlama çabası içine girseydiniz, benim bunları buraya yazmama gerek kalmayacaktı.

 

Atomlar ki elektronlar çevresinde öyle dönerki hiç biri hiç birine çarpmaz ve hepsinin de sevyesi bellidir öyle kafasına göre sevye değiştiremezler. Çünkü proton elektronu çeker. Ne güzel hikaye gibi. Ama bidakka proton elektronu neden çeksinki, dünya ayı neden çeksinki.

 

Elektronlar foton soğurarak ya da foton salarak seviyelerini değiştirebilirler. Eğer yeteri kadar enerjilerini artırabilirlerse yörüngelerinden ayrılıp atomdan bile kurtulabilirler.

 

Proton elektronu neden mi çeker? Çünkü proton artı yüklü, elektron eksi yüklüdür. Zıt yükler birbirlerini çekerler.

 

Bakın ben tüm bunları bir tanrıya gerek duymadan açıklayabiliyorum. Siz neden "tanrı yaratmış ki böyleler" demek yerine araştırmıyorsunuz?

 

Gönderi tarihi:
ilgili kuşkun nedir? merak ettim yaw, halbuki hiç bir kuşkuya yer vermemesi gerekir diye düşünüyodum, üstelik herşeyde onu anlattıyor, biraz anlamak iste bence (kesinlikle kabul et demiyorum)?

 

casalu25

 

Tamamen bilimsel diye bir başlık açtığın için, bende sana kuşkularımı belirtiyorum

 

bilimsel olarak

 

bu yazında Allah'ı nasıl kanıtladın ? (islam dininin tanrısı)

 

Bir tane tanrı olduğunu nasıl kanıtladın ?

 

Tanrının ezeli ve ebedi olduğunu nasıl kanıtladın ?

 

Tanrının görünmez, tutulmaz yani soyut olduğunu nasıl kanıtladın ?

Gönderi tarihi:
Hidrojen evrende en bol bulunan elementtir. Bunun nedeni yapısının basit olmasındandır. Yalnızca 1 elektron ve protondan oluşur. Aynı zamanda yıldızların hammaddesini oluştururlar. Oksijen ise, yıldızların termonükleer tepkimeleriyle oluşan bir elementtir. Üstelik hidrojen doğada serbest halde değil, bileşikler halinde bulunur. En çok bilinen bileşiği ise sudur. Altın ise çok büyük yıldızlarda üretilebilen bir elementtir. O yüzden hidrojen ya da oksijen kadar bol değildir.

 

"Bunlar tanrı yarattığı için böyledir" diyeceğinize nedinini anlama çabası içine girseydiniz, benim bunları buraya yazmama gerek kalmayacaktı.

Elektronlar foton soğurarak ya da foton salarak seviyelerini değiştirebilirler. Eğer yeteri kadar enerjilerini artırabilirlerse yörüngelerinden ayrılıp atomdan bile kurtulabilirler.

 

Proton elektronu neden mi çeker? Çünkü proton artı yüklü, elektron eksi yüklüdür. Zıt yükler birbirlerini çekerler.

 

Bakın ben tüm bunları bir tanrıya gerek duymadan açıklayabiliyorum. Siz neden "tanrı yaratmış ki böyleler" demek yerine araştırmıyorsunuz?

 

Sevgili yam_yam vermiş olduğun bu bilgiler için teşekkür ediyorum emeklerine sağlık ancak ne olur bunları buraya yazmak zorunda kalmazdım deme. Ne kadar az okuduğu ve araştırdığı bilinen toplumumuzun bu şekilde öğrenme ve bilgilenme merakının artacağını düşünüyorum... :clover:

 

Altın'ın çok büyük yıldızlarda üretilebilen bir element olduğunu belirtmişsin güneş sisteminde bulunan bütün gezegenlerin güneşten koptuğunu varsaydığımıza göre dünyanın güneşin ufak bir parçası olduğu sonucuna göre büyük patlamayla evrene yayıldığı sonucu çıkmıyor mu ortaya?

 

Bunu merak ettim...

Gönderi tarihi:
Altın'ın çok büyük yıldızlarda üretilebilen bir element olduğunu belirtmişsin güneş sisteminde bulunan bütün gezegenlerin güneşten koptuğunu varsaydığımıza göre dünyanın güneşin ufak bir parçası olduğu sonucuna göre büyük patlamayla evrene yayıldığı sonucu çıkmıyor mu ortaya?

 

Bunu merak ettim...[/b]

 

Güneş sistemindeki gezegenlerin güneşten koptuğu kuramı eski ve artık geçerliliği olmayan kuramlardan biridir sevgili sardunyam.

 

Günümüzde kabul gören kuram, güneşin yakınlarında bulunan gaz ve toz yığınlarının sıkışarak gezegenimsileri oluşturduğu, daha sonra da bunların artan çekim güçleri ile daha da büyüyerek bugünkü gezegenleri oluşturduğudur.

 

Yalnız arada büyük patlama ile ne gibi bir bağ kurdun onu anlayamadım...

Gönderi tarihi:
Güneş sistemindeki gezegenlerin güneşten koptuğu kuramı eski ve artık geçerliliği olmayan kuramlardan biridir sevgili sardunyam.

 

Günümüzde kabul gören kuram, güneşin yakınlarında bulunan gaz ve toz yığınlarının sıkışarak gezegenimsileri oluşturduğu, daha sonra da bunların artan çekim güçleri ile daha da büyüyerek bugünkü gezegenleri oluşturduğudur.

 

Yalnız arada büyük patlama ile ne gibi bir bağ kurdun onu anlayamadım...

 

Değerli arkadaşım

 

sadece yıldızlarda oluşan bir elementin dünyada nasıl bulunduğunu merak ettim o yüzden böyle bir bağlantı kurdum yani aynı maddeden (gazdan) meydana gelmiş olması gerekmiyor mu gezegenlerde bulunan maddelerin benzerlik özellikleri bakımından.

 

dünya eğer güneşten kopmadıysa ve bir gazdan meydana geldiyse o zaman bu elementler nasıl bulunuyor?

 

verdiğin bilgiler için ayrıca teşekkür ederim bu forumda bilgisini aktarırken kompleks duymayan yegane insanlardan birisin benim için...

Gönderi tarihi:
Değerli arkadaşım

 

sadece yıldızlarda oluşan bir elementin dünyada nasıl bulunduğunu merak ettim o yüzden böyle bir bağlantı kurdum yani aynı maddeden (gazdan) meydana gelmiş olması gerekmiyor mu gezegenlerde bulunan maddelerin benzerlik özellikleri bakımından.

 

dünya eğer güneşten kopmadıysa ve bir gazdan meydana geldiyse o zaman bu elementler nasıl bulunuyor?

 

verdiğin bilgiler için ayrıca teşekkür ederim bu forumda bilgisini aktarırken kompleks duymayan yegane insanlardan birisin benim için...

 

Sevgili sardunyam;

 

Güneş bile nükleer tepkime sonucu altın üretmeye yetecek büyüklüğe sahip değil. Bir yıldızın altın gibi bir maddeyi üretebilmesi için güneşten en az 8 kat daha büyük olması gerekiyor. Çünkü bu yıldızların merkezlerindeki basınç çok daha büyük.

 

Bu yıldızların ömürleri süpernova denilen çok güçlü bir patlama ile sona erer. Bu patlama sonucunda yıldızlarda oluşan maddeler uzaya saçılır ve gaz-toz bulutlarına karışır. Yani gezegenleri oluşturan gaz ve toz bulutlarının içinde bu maddeler zaten mevcuttur.

 

Umarım bu konuda merakını giderebilmişimdir. Hakkımda söylediğin güzel sözler için de ayrıca teşekkür ederim sevgili sardunyam...

Gönderi tarihi:

Hidrojen evrende en bol bulunan elementtir. Bunun nedeni yapısının basit olmasındandır. Yalnızca 1 elektron ve protondan oluşur. demiş, yam yam

Peki neden oksijen(A.no 8, k.no ~=16) gelir peşi sıra. Halbuki dediğine göre basitlik sıralamasına göre, peryodik cetveldeki sıra aynı zaman en çok bunan elementler sıralaması olarak kabul edilmeli. Sonrada demir geliyo, sen şu işe bak o da 26. sırada. Dediğin şey çok saçma bilimle tamamen tezat. İkincisi neden h2o(içilen) tam bize yetecek kadar, hemde 5 derecede kaynadığını kabul etsek ne olur halimiz, neden CO kadar az değil.

Dikkat edersen kafasına göre elektronlar sevye değiştiremez demişim, yani dışarıdan etki olmaksızın. Örneğin yıldırımda elektronlar belirli kabuk sevyelerine geçer bu sırada açığa çıkan enerji ses ve ışık olarak ortaya çıkar. Olsa bile belirli kabuk sevyelerinde bulunurlar ara formlar yoktur. Nasıl canlıların oluşumunda ara formlar yoksa.

Bide proton elektronu artı eksi ilişkisinden çeker demişsin, sağol ya sen olmasan napardık. Peki şöyle soriyim artı eksiyi neden çeker? İkincisi ay dünyayı neden çeker buna da heralde kütle çekimi dersin. Bunuda şöyle soriyim kütle kütleyi neden çeker?

Ayriyeten başlığın ana yazısının tam olarak anlaşılarak okunduğunu sanmıyorum. Unutulmaması gereken şey şu ben burda hakkı acizane şekilde göstermeye çalışıyorum, amacım ispatlamak veya kimseyle tartışmak değil zaten ispatı her yerdedir. Bakmak değil görmek önemli. Eğer insan oğlu 16 yaşında dünyaya bilinçli gelseydi, evrendeki her şeye bakarak şaşkınlıktan deli olurdu. Bebeklik döneminden süre gelen alışma evresinden sonra bize normal geliyor not(bilimsel kaynaklara dayanır). Ama sanırım bazıları çok alışmış. Şunu da söyliyim artık bunları kabul etmeyecek biri için benim faydam dokunmaz yanlızca onun için dua edebilirim. İNKAR ETMEYE DEĞİL ANLAMAYA ÇALIŞALIM. Sana bişe daha söylicem artını eksiyi neden çektiğini açıkla bakalım.

Bakın ben tüm bunları bir tanrıya gerek duymadan açıklayabiliyorum. Siz neden "tanrı yaratmış ki böyleler" demek yerine araştırmıyorsunuz? demişsin

SAYGILAR...

Gönderi tarihi:
İNKAR ETMEYE DEĞİL ANLAMAYA ÇALIŞALIM.

 

casalu25

 

İnkar etmeyede değil, anlamaya çalışıyoruz. Anlasaydık bütün kainatın sırrını, tabiatını herşeyini çözmüş olurduk. Bu da olmadığına göre, demekki henüz kimse anlayamamış.

 

Kafadan uydurarak anlamak ayrı şey, gerçeği anlamak ayrı şey.

Gönderi tarihi:
Hidrojen evrende en bol bulunan elementtir. Bunun nedeni yapısının basit olmasındandır. Yalnızca 1 elektron ve protondan oluşur. demiş, yam yam

Peki neden oksijen(A.no 8, k.no ~=16) gelir peşi sıra. Halbuki dediğine göre basitlik sıralamasına göre, peryodik cetveldeki sıra aynı zaman en çok bunan elementler sıralaması olarak kabul edilmeli. Sonrada demir geliyo, sen şu işe bak o da 26. sırada. Dediğin şey çok saçma bilimle tamamen tezat. İkincisi neden h2o(içilen) tam bize yetecek kadar, hemde 5 derecede kaynadığını kabul etsek ne olur halimiz, neden CO kadar az değil.

Dikkat edersen kafasına göre elektronlar sevye değiştiremez demişim, yani dışarıdan etki olmaksızın. Örneğin yıldırımda elektronlar belirli kabuk sevyelerine geçer bu sırada açığa çıkan enerji ses ve ışık olarak ortaya çıkar. Olsa bile belirli kabuk sevyelerinde bulunurlar ara formlar yoktur. Nasıl canlıların oluşumunda ara formlar yoksa.

Bide proton elektronu artı eksi ilişkisinden çeker demişsin, sağol ya sen olmasan napardık. Peki şöyle soriyim artı eksiyi neden çeker? İkincisi ay dünyayı neden çeker buna da heralde kütle çekimi dersin. Bunuda şöyle soriyim kütle kütleyi neden çeker?

Ayriyeten başlığın ana yazısının tam olarak anlaşılarak okunduğunu sanmıyorum. Unutulmaması gereken şey şu ben burda hakkı acizane şekilde göstermeye çalışıyorum, amacım ispatlamak veya kimseyle tartışmak değil zaten ispatı her yerdedir. Bakmak değil görmek önemli. Eğer insan oğlu 16 yaşında dünyaya bilinçli gelseydi, evrendeki her şeye bakarak şaşkınlıktan deli olurdu. Bebeklik döneminden süre gelen alışma evresinden sonra bize normal geliyor not(bilimsel kaynaklara dayanır). Ama sanırım bazıları çok alışmış. Şunu da söyliyim artık bunları kabul etmeyecek biri için benim faydam dokunmaz yanlızca onun için dua edebilirim. İNKAR ETMEYE DEĞİL ANLAMAYA ÇALIŞALIM. Sana bişe daha söylicem artını eksiyi neden çektiğini açıkla bakalım.

Bakın ben tüm bunları bir tanrıya gerek duymadan açıklayabiliyorum. Siz neden "tanrı yaratmış ki böyleler" demek yerine araştırmıyorsunuz? demişsin

SAYGILAR...

 

Hidrojenden sonra oksijenin geldiğini de nereden çıkardınız? Oksijene gelene kadar arada helyum ve karbon var... Sanırım siz doğada bulunan şekline göre bir sıralama içerisine girmişsiniz. Oysa ki bu durumda "peşi sıra oksijen gelir" diyemezsiniz. Zira Dünya'da en çok bulunan element hidrojen değil oksijendir. Hidrojen ve helyum gibi elementler havadan hafif olduklarından yeryüzünde serbest halde bulunamazlar. Bu yüzden oksijen, hidrojen ve helyumdan daha fazladır.

 

Siz ne söylediğinizin farkında değilsiniz. "Tam yetecek kadar" dediğiniz su, Dünya'nın üçte ikisini kaplıyor. Bunun içilecek/içilemeyecek ayrımını yapmak bile çok saçma. Yer altı sularını besleyen yağmurun kaynağının ne olduğunu sanıyorsunuz? Size bir yöntem :

 

Deniz suyunu bir kabın içinde kaynatın. Çıkan buharı bir yere toplayın ve sıvılaştığında tadına bakın. Bilin bakalım içebilecek misiniz, içemeyecek misiniz?

 

Artı yükün eksi yükü neden çektiği hususunda henüz geliştirilebilmiş net bir kuram yok. Ancak emin olun cevabı "Allah öyle istediği için" değildir; tıpkı diğer konularda öyle olmadığı gibi.

Gönderi tarihi:
Hidrojenden sonra oksijenin geldiğini de nereden çıkardınız? Oksijene gelene kadar arada helyum ve karbon var... Sanırım siz doğada bulunan şekline göre bir sıralama içerisine girmişsiniz. Oysa ki bu durumda "peşi sıra oksijen gelir" diyemezsiniz. Zira Dünya'da en çok bulunan element hidrojen değil oksijendir. Hidrojen ve helyum gibi elementler havadan hafif olduklarından yeryüzünde serbest halde bulunamazlar. Bu yüzden oksijen, hidrojen ve helyumdan daha fazladır.

 

Siz ne söylediğinizin farkında değilsiniz. "Tam yetecek kadar" dediğiniz su, Dünya'nın üçte ikisini kaplıyor. Bunun içilecek/içilemeyecek ayrımını yapmak bile çok saçma. Yer altı sularını besleyen yağmurun kaynağının ne olduğunu sanıyorsunuz? Size bir yöntem :

 

Deniz suyunu bir kabın içinde kaynatın. Çıkan buharı bir yere toplayın ve sıvılaştığında tadına bakın. Bilin bakalım içebilecek misiniz, içemeyecek misiniz?

 

Artı yükün eksi yükü neden çektiği hususunda henüz geliştirilebilmiş net bir kuram yok. Ancak emin olun cevabı "Allah öyle istediği için" değildir; tıpkı diğer konularda öyle olmadığı gibi.

ilk olarak, benim anlatmak istediğim şuydu, eğer doğada bulunan atomlar basitlik sıralamasına göre fazla bulunuyorsa peryodik cetvel aynı zamanda atomların en çok bulunma miktarlarının sıralaması olurdu. Ama böyle birşeyden bahsetmek mümkün değil.

İkincisi, bileşiklerin doğada bulunma miktarları, tam da insana hizmet eder şekilde.

Üçüncü olarak bilimsel yayınlar incelendiğinde tuzlu su va tatlı su ayrımını çok rahat görülür, bunlar kullanılabilir ve kullanılamaz su kaynakları diye geçer.

Dördüncü olarak, yönteminizi nasıl buldunuz, yoksa o rastlantı eseri oluşan doğamı öğretti. Vaybe nasıl rastlantı ki o kadar evreden geçip çeşmaden akıyo. Ne güzel açıklamayı yapmışsınız.

Gelelim artı eksi meselesine, bu konu dünyanın sonuna kadar açıklanamayacak bir bulgudur. Bu tip bulgular bilimin her bölümünde bolca vardır. Bunlar bilimin yeni gelişen bölümleri olmayıp tamamen bilimin üzerine kurulu olduğu noktalardır. Yani şundan herkes emin olabilir bu konularda hiç bir bilimsel araştırma yapılmaz, yapılamaz ancak bilim bunların üstüne kuruludur. Eğer bulunacak olsaydı 100 yıllar önce bulunması gerekirdi. Bnlardan biride S ve N kutupların manyetik çekim kuvvetidir. Görüldüğü üzere bilim rastlantıyı tamamen red eder.

Gönderi tarihi:

casalu25

 

İnkar etmeyede değil, anlamaya çalışıyoruz. Anlasaydık bütün kainatın sırrını, tabiatını herşeyini çözmüş olurduk. Bu da olmadığına göre, demekki henüz kimse anlayamamış.

 

Kafadan uydurarak anlamak ayrı şey, gerçeği anlamak ayrı şey. Demiş Tarafsız...

 

Benim şu an buraya yazdıklarımı okuyabilecek her insan kainatın sırrının ve herşeyin bilimsel olarak hiç bir zaman tamamen çözülemeyeceğini bilir. Ama şöyle bir şey varki, bir kısmını çözmüşüz (buna gördüğümüz şeyler, duyduğumuz sesler de dahil). Bu durumda çözdüğümüz kısımlar bize hakkı(gerçeği) anlatıyor. Tüme varım teoremini kullanarak evrenin sırrını bu şekilde herkesten çok anlayabiliriz. Eğer gerçeği görmezsek bırak evreni daha evrende zerre olmayan kendi var oluş sebebimizi anlıyamayız. Öylece yerimizde sayarız. Senin 'kafadan uydurmak' dediğin şekille bakarsak bütün evreni anlarız, ama 'gerçeği anlamak' dediğin şekilde bakarsak bir arpa boyu yol alamayız. Artık gerçek ve uydurma hangisi siz kararverin...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.