Φ LeylaM Gönderi tarihi: 31 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 31 Ağustos , 2007 deli deli olduğunu kabul etmezmiş zati Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 1 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 1 Eylül , 2007 Hüzün kendilerini tekrar tekrar hatırlatmalarıdır. Bir kere kaybetmekle kurtulamadığımız şeylerdir. Yoklukları hayatımızdaki varlıkları haline gelir. Hep ama hep hatırlarız. Ne biçim kaybetmektir bu?" Sonsuz virgüllerden sonra korktuğumuz "nokta"dayız artık, Yıpratmadan eskitmeyi öğrenemedik dostlukları "Keşke"ler tükendi,muhatabı yok "iyi ki"lerin Masal kabusa dönmeden terk-i diyar etmeli Sonu geldiyse eğer.. bitmeli Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 1 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 1 Eylül , 2007 işte şimdi gerçekten kırıldım nenem Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2007 Hüzün kendilerini tekrar tekrar hatırlatmalarıdır. Bir kere kaybetmekle kurtulamadığımız şeylerdir. Yoklukları hayatımızdaki varlıkları haline gelir. Hep ama hep hatırlarız. Ne biçim kaybetmektir bu?" Sonsuz virgüllerden sonra korktuğumuz "nokta"dayız artık, Yıpratmadan eskitmeyi öğrenemedik dostlukları "Keşke"ler tükendi,muhatabı yok "iyi ki"lerin Masal kabusa dönmeden terk-i diyar etmeli Sonu geldiyse eğer.. bitmeli çok güzel ablacığım masal kabusa dönmez de bitmez inşallah Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2007 işte şimdi gerçekten kırıldım nenem :crying: ama neye Alıntı
Φ zeyynepp Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2007 dünyanın yedi harikası bir sevmek iki anlamak üç başarmak dört paylaşmak beş insanca yaşamak altı onurlu olmak yedi haddini bilmek ne taşlar ne tapınaklar ne surlar ne mabetler harikalar insanın yüreğinde beyninde yaşamında farkedebilse anlayabilse beyni yetebilse keşke keşke izin vermesek hayatımızı çalmalarına bizi dolandırmalarına sömürmelerine el ele verebilsek dur diyebilsek karlı çıkmasalar keşke ama nerde harikalarımla başımı aldım gidiyorum yine karnlığı delmekle uğraştım bana senin kurşunun işlemez dedi cehalet yorgunum bitkinim kimsesizim ama yedi harika yeşerttim cılız sevimsiz zemheri yüreğimde Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 2 Eylül , 2007 hep başka türlü davranmak gelir sana içimden, hep daha dikkatli olasım gelir, birşey der ki içimden, onun ruhu çok hassas onun gönlü yaralı... onu incitme!!! incitemem... hüsnü zannınla sen, bende başka bir tat bıraktın... sana hiç kıyamadım... seni hep içimde saklayasım gelir, seni kırması muhtemel her sözcüğü! lugatlardan çıkartasım gelir... ey Allah'ın yaratırken sakındığı kalp bilmeni isterim, ne kadar susmaya çalışırsan o kadar duyuyorum seni... ve, sözde değil, ÖZ!de seviyorum seni... sardunyam Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 3 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 3 Eylül , 2007 dünyanın yedi harikası bir sevmek iki anlamak üç başarmak dört paylaşmak beş insanca yaşamak altı onurlu olmak yedi haddini bilmek ne taşlar ne tapınaklar ne surlar ne mabetler harikalar insanın yüreğinde beyninde yaşamında farkedebilse anlayabilse beyni yetebilse keşke keşke izin vermesek hayatımızı çalmalarına bizi dolandırmalarına sömürmelerine el ele verebilsek dur diyebilsek karlı çıkmasalar keşke ama nerde harikalarımla başımı aldım gidiyorum yine karnlığı delmekle uğraştım bana senin kurşunun işlemez dedi cehalet yorgunum bitkinim kimsesizim ama yedi harika yeşerttim cılız sevimsiz zemheri yüreğimde canım benim hoşgeldin öyle güzel bir şiir ki,eline sağlık tatlım çok mutlu oldum Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 3 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 3 Eylül , 2007 hep başka türlü davranmak gelir sana içimden,hep daha dikkatli olasım gelir, birşey der ki içimden, onun ruhu çok hassas onun gönlü yaralı... onu incitme!!! incitemem... hüsnü zannınla sen, bende başka bir tat bıraktın... sana hiç kıyamadım... seni hep içimde saklayasım gelir, seni kırması muhtemel her sözcüğü! lugatlardan çıkartasım gelir... ey Allah'ın yaratırken sakındığı kalp bilmeni isterim, ne kadar susmaya çalışırsan o kadar duyuyorum seni... ve, sözde değil, ÖZ!de seviyorum seni... sardunyam :crying: bambaşkasın,başka bir kalp,başka bir ruhsun sen.. seni çok seviyorum,ÖZ'de.. güzel şairem Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 3 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 3 Eylül , 2007 :crying: Yok aslında birbirimizden farkımız, Alıntı
Φ sedelina Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2007 bakıyomda uyumamışsın konşuuu,insan bı haber verır bı kahve yapar çağırırr gı Alıntı
Φ zeyynepp Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2007 canım benim hoşgeldin öyle güzel bir şiir ki,eline sağlık tatlım çok mutlu oldum hoşbuldum canım beğendiğine sevindim şiiri Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2007 Ne söyler bu türküler ne ne ne söyler Ay karanlık gecelerde yüzen gemiler Sevilip sevdikten sonra İnsan böyle yalnız mı kalır Bahtına hatırlamak mı düşer Ne söyler bu türküler Bomboş ovalardan geçen trenler Bir kere Menemen'den Kolları kelepçeli bir adamla Bir cardarma oturdular yanıma Manisa'da indiler Küçüktüm çok küçüktüm siz hatırlamazsınız annem söyledi "Atımın adı Dilber'dir" "İskender Bey dayımdır" Büyüdüm neden sonra anladım Has bahçede kör sarmaşık Karışık güller arasına Ben şahin değilim Yükseklerde uçamam tek başıma Serçe kuşu değilim İnemem nar dalından Pınar başına Pencerem denize karşıdır Oturur düşünürüm bazı günler Seni beni mahzun eden bu haller geçer Gün gelir herkes gibi ben de ölürüm Necati CUMALI Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2007 insanın ruh haline göre ilacımsı bir şiir,teşekkür ederim bidenem Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2007 her ne işin varsa Allah kolaylaştırsın seni seviyorum bunu zaten biliyorsun Alıntı
Φ zeyynepp Gönderi tarihi: 6 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 6 Eylül , 2007 Seyret, sus ve dinle Bir gün bir dağ güneşle birlikte güne uyandı. Rüzgarın esintisiyle ağaçlarının dallarını sallaya sallaya esneyerek gerindi. Güneş pırıl pırıl ufukta tam karşısından doğuyor, onunla arasında masmavi bir deniz çarşaf gibi günü karşılıyordu. Dedi ki, "Ben ne güzel bir yerdeyim, önüm masmavi bir deniz ve her gün güneş bana gülümseyerek gün başlıyor." Gökyüzünde küme küme bulutlar pamuk yığınlarını andırıyordu. Martılar çoktan uyanmış gökyüzünde dans ediyorlardı. O sırada dağ bir de baktı ki, eteklerinde bir minicik fare denize doğru yürüyor. "İiiiiiiiihhhhhh , bu da ne? Bu küçük fare benim manzaramı şimdi neden bozuyor?" Onun oradan bir an önce gitmesini istedi ve şöyle bir titredi. Tepeden aşağıya doğru bir kaç taş hızla yuvarlanmaya başladı. Fare sesi duyunca hemen bir yüksek kayanın üstüne sıçradı ve oraya yerleşti. Düşen taşlarda ona hiç bir zarar vermedi. Farecik de başladı denizin güzelliğini seyre... Ara ara atlayan zıplayan balıklar denizin duruluğunda küçük halkalar oluşturuyordu. Deniz dağın sıkıntısını anladı ve dağa seslendi: "Neden böyle bir günde bir küçük fare için mutsuzluk oyununa başlıyorsun ki? Bak ben dümdüzken balıklar da benim duruluğumu bozuyorlar. Ben onlara kızıyor muyum? Biliyorum ki onlar bensiz ben onlarsız olamayız. Sen de seninle birlikte yaşamak zorunda olanlara kollarını açmalısın. Güneş hiç bulutlara bozuluyor mu? Benim ışınlarımı engelliyorlar diye kızıyor mu? Kabul et gerçeği, herşey bir şeylerle bütün aslında. Fark ve güzellik de burada. Bu sayede hergün ayrı bir şey öğretiyor bize; her gün ayrı bir ders veriyor. Sen iyisi mi sadece SEYRET, SUS ve DİNLE." Dağ denize sordu: "SEYRET, SUS ve DİNLE? O da ne demek?" Deniz, "Bak... Seyrettiğinde güzellikleri göreceksin... Sustuğunda kendinden başkalarının söylediklerini duyabileceksin... Dinlediğindeyse onlardan öğrendiklerini uygulama fırsatı bulabileceksin..." alıntıdır Alıntı
Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 6 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 6 Eylül , 2007 Leylacım bak sana ne getirdim Alıntı
Φ aysum Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 7 Eylül , 2007 GÜN EKSİLMESİN PENCEREMDEN Ne doğan güne hükmüm geçer, Ne halden anlayan bulunur; Ah aklımdan ölümüm geçer; Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur. Ve gönül Tanrısına der ki: - Pervam yok verdiğin elemden; Her mihnet kabulüm, yeter ki Gün eksilmesin penceremden! Cahit Sıtkı Tarancı gün eskiltmeden gel Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2007 her ne işin varsa Allah kolaylaştırsın seni seviyorum bunu zaten biliyorsun Amin ablacım İnan öyle kolaylaştı ki zaten,hayret ettim Seyret, sus ve dinle Bir gün bir dağ güneşle birlikte güne uyandı. Rüzgarın esintisiyle ağaçlarının dallarını sallaya sallaya esneyerek gerindi. Güneş pırıl pırıl ufukta tam karşısından doğuyor, onunla arasında masmavi bir deniz çarşaf gibi günü karşılıyordu. Dedi ki, "Ben ne güzel bir yerdeyim, önüm masmavi bir deniz ve her gün güneş bana gülümseyerek gün başlıyor." Gökyüzünde küme küme bulutlar pamuk yığınlarını andırıyordu. Martılar çoktan uyanmış gökyüzünde dans ediyorlardı. O sırada dağ bir de baktı ki, eteklerinde bir minicik fare denize doğru yürüyor. "İiiiiiiiihhhhhh , bu da ne? Bu küçük fare benim manzaramı şimdi neden bozuyor?" Onun oradan bir an önce gitmesini istedi ve şöyle bir titredi. Tepeden aşağıya doğru bir kaç taş hızla yuvarlanmaya başladı. Fare sesi duyunca hemen bir yüksek kayanın üstüne sıçradı ve oraya yerleşti. Düşen taşlarda ona hiç bir zarar vermedi. Farecik de başladı denizin güzelliğini seyre... Ara ara atlayan zıplayan balıklar denizin duruluğunda küçük halkalar oluşturuyordu. Deniz dağın sıkıntısını anladı ve dağa seslendi: "Neden böyle bir günde bir küçük fare için mutsuzluk oyununa başlıyorsun ki? Bak ben dümdüzken balıklar da benim duruluğumu bozuyorlar. Ben onlara kızıyor muyum? Biliyorum ki onlar bensiz ben onlarsız olamayız. Sen de seninle birlikte yaşamak zorunda olanlara kollarını açmalısın. Güneş hiç bulutlara bozuluyor mu? Benim ışınlarımı engelliyorlar diye kızıyor mu? Kabul et gerçeği, herşey bir şeylerle bütün aslında. Fark ve güzellik de burada. Bu sayede hergün ayrı bir şey öğretiyor bize; her gün ayrı bir ders veriyor. Sen iyisi mi sadece SEYRET, SUS ve DİNLE." Dağ denize sordu: "SEYRET, SUS ve DİNLE? O da ne demek?" Deniz, "Bak... Seyrettiğinde güzellikleri göreceksin... Sustuğunda kendinden başkalarının söylediklerini duyabileceksin... Dinlediğindeyse onlardan öğrendiklerini uygulama fırsatı bulabileceksin..." alıntıdır Canım çok anlamlı,yapabilsek değil mi,hiç problem kalmayacak.. Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2007 Leylacım bak sana ne getirdim Ben buna bayıldım Tam bunu dinlerken çocuğun hayalinde nasıl somut olarak canlanıyorsa o şekilde..beni de anılarıma götürdü,ayrıca minyatürle çok güzel bir çalışma olmuş. Ve sandalyemde uyuyacaktım az kalsın.. Çok teşekkür ederim GÜN EKSİLMESİN PENCEREMDEN Ne doğan güne hükmüm geçer, Ne halden anlayan bulunur; Ah aklımdan ölümüm geçer; Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur. Ve gönül Tanrısına der ki: - Pervam yok verdiğin elemden; Her mihnet kabulüm, yeter ki Gün eksilmesin penceremden! Cahit Sıtkı Tarancı gün eskiltmeden gel Canım,ne güzel bir şiir.. Çok teşekkür ederim Alıntı
Φ diloş Gönderi tarihi: 11 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 11 Eylül , 2007 dünyanın en güzel gökkuşağı.. yaz bitti..ama bir başka mevsim başlıyor..romantizm mevsimi..Sonbahar..ben çok geç farkettim bu mevsimin güzelliğini..doğanın aldığı o tarifsiz güzellikte binbir rengin çok sonraları farkına vardım..kurumuş yaprakların üzerindeki yürüyüşlerin tadını..o dingin esintiyi.. senin oralarda da oluyormu Sonbahar..? Düşen bir yaprak görürsen Beni hatırla demiştin Biliyorsun seni ben Sonbaharda sevmiştim Her sonbahar gelişinde Sarı sarı yapraklarla Kuru dallar arasında Sen gelirsin aklıma.. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 11 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 11 Eylül , 2007 SEDEF ÇİÇEĞİ Mahkeme salonunda seksen yaşlarında yaşlı çiftin durumu içler acısıydı... Adam inatçı bakışlarla, suskun ninenin ağlamaktan iyice çukurlaşmış gözlerini süzüyordu... Hakim tok sesiyle, yaşlı kadına: -“Anlat teyze, neden boşanmak istiyorsun?” dedi. Yaşlı kadın derin bir nefes aldıktan sonra başörtüsüyle ağzını aralayıp, kısılmış sesiyle konuşmaya başladı: -“Bu herif yetti gayri, 50 yıldır bezdirdi hayattan...” Sonra uzunca bir sessizlik hakim oldu, mahkeme salonunda... Sessizlik, bu tür haberleri hergün manşet yapan gazetecilerden birinin flaşıyla bozuldu... Kim bilir nasıl bir manşet atacaklardı, yaşanmış 50 yılın ardından? Çok sayıda gazeteci davayı zliyordu. Kadın ne diyecekti? Herkes onu dinliyordu... Yaşlı kadının gözleri doldu ve devam etti: -“Bizim bir sedef çiçeği vardı, çok sevdiğim... O bilmez... 50 yıl önceydi... O çiçeği bana verdiği çiçekler arasından kopardığım bir yaprağı tohumlamıştım, öyle büyüttüm. Yavrumuz olmadı, onları yavrum bildim. Bir süre sonra çiçek kurumaya başladı. O zaman adak adadım. Her gece güneş doğmadan önce, bir tas suyla sulayacağım diye... İyi gelirmiş derlerdi... 50 yıl oldu, bu herif bi gece kalkıp bi kerede bu çiçeği ben sulayayım demedi... Taki geçen geceye kadar... O gece takatim kesilmiş uyuyakalmışım... Ben böyle bi adamla 50 yıl geçirdim... Hayatımı, umudumu herşeyimi verdim... Ondan hiçbir şey görmedim... Bir kerecik olsun, benim bildiğim görevlerden birisini yapmasını bekledim... Onsuz daha iyiyim yemin ederim.” Hakim yaşlı adama dönerek: -“Diyeceğin bir şey varmı, baba?” dedi. Yaşlı adam bastonla zor yürüdüğü kürsüye, o ana kadar suçlanmış olmanın utançlığını hissettiren yüz ifadesi ile hakime yöneldi... Tane tane konuşmaya başladı: -“Askerliğimi Reisicumhur köşkünde bahçıvan olarak yaptım. O bahçenin görkemli görünümüye büyümesi için emeklerimi verdim. Fadime’mi de orada tanıdım, sedefleride... Ona en güzel çiçeklerden buketler verdim... İlk evlendiğimiz günlerin birinde, boyun ağrısı nedeniyle, onu hekime götürdüm. Hekim çok uzun süre uyanmadan yatarsa boynundaki kireç sertleşir, kötüleşir dedi. Her gece uykusunu bölüp uyansın gezinsin, dedi... Hekimi dinlemedi bizim hatun... Lafım geçmedi... O günlerde, tesadüf, bu çiçek kurumaya yüz tuttu. Ben ona: -“Gece çiçeği sularsan canlanır.” dedim adak dilettim. Hergece onu uyandırdım ve onu seyrettim. O sevdiğim kadını yavrusu bildiği çiçekleri sularken seyrettim, her gece o çiçek ben oldum sanki...” dedi adam, o yaştaki bir adamdan beklenmeyen ifadelerle... -“Her gece o yattıktan sonra kalktım saksıdaki suyu boşalttım... sedef gece sulanmayı sevmez hakim bey... geçen gecede yaşlılık işte bende uyuyakalmışım... uyanamadım, uyandıramadım... çiçek susuz kalırdı ama kadınımın boynu yine azabilirdi... suçlandım... sesimi çıkarmadım...” alıntıdır... Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 11 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 11 Eylül , 2007 Ablacım.. Nasıl da herşeyi sadece kendi bakış açımızla değerlendiriyoruz değil mi,en büyük sorunumuz bu belki de.. Bazen ne kadar kör oluyoruz. Teşekkür ederim Alıntı
Φ LeylaM Gönderi tarihi: 11 Eylül , 2007 Gönderi tarihi: 11 Eylül , 2007 dünyanın en güzel gökkuşağı.. yaz bitti..ama bir başka mevsim başlıyor..romantizm mevsimi..Sonbahar..ben çok geç farkettim bu mevsimin güzelliğini..doğanın aldığı o tarifsiz güzellikte binbir rengin çok sonraları farkına vardım..kurumuş yaprakların üzerindeki yürüyüşlerin tadını..o dingin esintiyi.. senin oralarda da oluyormu Sonbahar..? Düşen bir yaprak görürsen Beni hatırla demiştin Biliyorsun seni ben Sonbaharda sevmiştim Her sonbahar gelişinde Sarı sarı yapraklarla Kuru dallar arasında Sen gelirsin aklıma.. ben de en çok sonbaharı severim yaz yağmurum,çocukluğumdan beri..loşluk,kapalı,puslu,yağmurlu havalar..uçuşturan rüzgar,bastıkça çıtırdayan sarı yapraklar..hafif üşümeyi,ürpermeyi,mantoma sarılmayı..hatta yalnız yürümeyi.. burda sonbahar yok.. kış var ama o da ilkbahar gibi..yapraklar yazın sararıp dökülüyor,sıcaklardan kuruyup..yağmur da yağmıyor.. bu ara ben de tv de filan sonbahar belirtilerini gördükçe ağlamaklı oluyorum..yani kendisi olmasa da melankolisi mevcut.. resim de çok güzel,şarkı zaten öyle..teşekkür ederim Diloşum Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.