Gönderi tarihi: 2 Şubat , 2008 17 yıl Sahipsiz bu sevimli şey.. Bakar mısın ona Bakmam mı hiç,adını da Natalia koyarım
Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2008 17 yıl Alevden Tomurcuklar eğilip öpüyorum alnından gözlerinde uyuyan nazlı bir sabahı dudağımı yakıyor o gül ateşin incecik.. bir defne dalında uzuyor kirpiklerin yüzünün aydınlığına ak güvercinler konuyor utanıyor saksılarda çiçekler bir dal kırılıyor körpecik.. saatler akıp gidiyor bir ceylan iniyor sızının kıyılarına bütün ırmakların suyu çekiliyor ölüm kesiyor yolları gencecik.. okşuyorum incitmeden yanağından süzülen damlacıkları utangaç bir mavi düşüyor gözlerinin içine boynunu büküyor yaşam yüreği parçalanıyor bakışı güvercin bir kızın bütün aynaları kırılıyor sevincin hafiften bir rüzgar esiyor apansız ağıtlar düşüyor sesime korkunç ateşlere düşüyorum, uçurumlara alevden tomurcuklar patlıyor usumun gergefinde beyaz kefenlere sarılmış bir kar çölünde elimde çırılçıplak kalıyor yüreğim şimdi bir kıtada çocuklar güneşi öpüyor analar ağıt yakıyor bir başka kıtada yüzümde çiçekleri solmuş bir bahçenin hüznü dalıp dalıp uzaklara gidiyorum ve diyorumki, yaşamak ancak bu kadar haklı olabilir ancak bu kadar güzel ey kardeşim çirkin bir ölüm kervanında kırılsada papatyalar sen ki, bırakıp bir baharda nazlı özlemlerini uçup gittin nazlı bir kuş gibi bir sonsuz maviyi çizip yüreğime zaman acısını işlerken hayatın güldikenine Nuri Can
Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2008 17 yıl ablacım bu kedi sana tanıdık geliyomu bu arada kedi kedi dedim yarın kedi gelcek eve ev kedisi bembeyaz
Gönderi tarihi: 6 Şubat , 2008 17 yıl Alevden Tomurcuklar eğilip öpüyorum alnından gözlerinde uyuyan nazlı bir sabahı dudağımı yakıyor o gül ateşin incecik.. bir defne dalında uzuyor kirpiklerin yüzünün aydınlığına ak güvercinler konuyor utanıyor saksılarda çiçekler bir dal kırılıyor körpecik.. saatler akıp gidiyor bir ceylan iniyor sızının kıyılarına bütün ırmakların suyu çekiliyor ölüm kesiyor yolları gencecik.. okşuyorum incitmeden yanağından süzülen damlacıkları utangaç bir mavi düşüyor gözlerinin içine boynunu büküyor yaşam yüreği parçalanıyor bakışı güvercin bir kızın bütün aynaları kırılıyor sevincin hafiften bir rüzgar esiyor apansız ağıtlar düşüyor sesime korkunç ateşlere düşüyorum, uçurumlara alevden tomurcuklar patlıyor usumun gergefinde beyaz kefenlere sarılmış bir kar çölünde elimde çırılçıplak kalıyor yüreğim şimdi bir kıtada çocuklar güneşi öpüyor analar ağıt yakıyor bir başka kıtada yüzümde çiçekleri solmuş bir bahçenin hüznü dalıp dalıp uzaklara gidiyorum ve diyorumki, yaşamak ancak bu kadar haklı olabilir ancak bu kadar güzel ey kardeşim çirkin bir ölüm kervanında kırılsada papatyalar sen ki, bırakıp bir baharda nazlı özlemlerini uçup gittin nazlı bir kuş gibi bir sonsuz maviyi çizip yüreğime zaman acısını işlerken hayatın güldikenine Nuri Can bu şiire bayıldım.. canım yazyağmurum,çok teşekkkür ederim
Gönderi tarihi: 6 Şubat , 2008 17 yıl ablacım bu kedi sana tanıdık geliyomu bu arada kedi kedi dedim yarın kedi gelcek eve ev kedisi bembeyaz evet bu bizim İbni Sarmana çok benziyor,vay hayırsız vay,demek intihar eylemcisi mi olmuş,sık sık ortalardan kaybolurdu da ben de kimbilir hangi hatunları tavlama peşinde yine düşünürdüm dimek gizli gizli örgüte katılmış sen onu patlatmadan sağsalim buraya gönderebilirsen ben icabına bakacağım Zeynepcim bu arada kedin hayırlı olsun bir zamanlar bizim de vardı hem de bembeyaz,yalnız burnunun üstünde karalık vardı,burnuyla bacayı koklamış gibi
Gönderi tarihi: 6 Şubat , 2008 17 yıl tamam ablacım yakalayım paketi koyup yollıycam hatunlarla arası açılmış o da gisli örgüte katılmış ben kediciğimi almaya gidiyorum adı ne olsa acaba
Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2008 17 yıl seni çok seviyorum canım benim,gene ben yokken gelip gitmişsin ben de seni çok seviyorum,biliyorsun
Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2008 17 yıl leylam sen yoksun ki fal bakiyim sana bir karşılıklı kahve icemedik ki bakiyim sen gelince haber ver kahvelerden sonra bakarız olur mu?
Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2008 17 yıl Birtanecik..eşsiz gökkuşağım benim.. O kadar özledim ki birde burdan söylemek istedim..lütfen kendine iyi bak..seni çok seviyorum..
Gönderi tarihi: 13 Şubat , 2008 17 yıl başak uyu uyan ve düşün türlü zaman işkencesi kırık aynalar kozası ölü kelebekler yurdu hayat derlenin toplanın gelin kıyamet meydanında kirpiklerinden yakın aşkı ama şimdi dokunmayın sakın kimin neye ihtiyacı varsa alsın rüzgar yolluyorum süvarisiz kırk kanatlı at topraktan sonrası gök gideceğimiz yer uçmak kapısında üveyikler boyunlarında eski hayat iki ah bir eyvah bu bahar toprağı yarıp çıkacak ya karanlıkta bir el ya da mezarımda taş hayalayna
Gönderi tarihi: 19 Şubat , 2008 17 yıl sana yazılmış bir sürü yazı buldum kuşun ayağına bağladım ablacım en yakın zamanda sana ulaştırcak
Gönderi tarihi: 21 Şubat , 2008 17 yıl Gökkuşağım nerelerdesin.. hani üç dört gündü..hala yoksun.. özledim..çok özledim seni.. HER YENİ YAŞ İÇİNDİR Beni bundan böyle Beklese-beklese Hüzün bekler, Çağırsa-çağırsa Hüzün. Neden mi? Neden olacak.. O kadar gezilip görüldü ki... Hep ben bir şeyden, Bir yer’den Bir kimse’den uzaktaydım Ve kendimden. Ölüm beklemez beni.. Çünkü, ben gene de Bir şeye, Bir yer’e Ya da bir kimseye giderken de Kendimden uzakta olacağım. İşte Bunun adı hüzündür. Özdemir Asaf
Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 17 yıl leylam sen yoksun ki fal bakiyim sana bir karşılıklı kahve icemedik ki bakiyim sen gelince haber ver kahvelerden sonra bakarız olur mu? tesadüftür şu anda kahve içiyordum,ters çevireyim bari evet ben gelemedim ama bir süre sonra geleceğim,buralarda olursun inşallah
Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 17 yıl Birtanecik..eşsiz gökkuşağım benim.. O kadar özledim ki birde burdan söylemek istedim..lütfen kendine iyi bak..seni çok seviyorum.. : ben de seni çok özledim çok özlediğimi ben de bir de burdan söylemek istiyorum.. biraz daha sabırdan sonra bu hasretin bitmesi dileğimle,öpüyorum ve çiçekler bir harika başak uyu uyan ve düşün türlü zaman işkencesi kırık aynalar kozası ölü kelebekler yurdu hayat derlenin toplanın gelin kıyamet meydanında kirpiklerinden yakın aşkı ama şimdi dokunmayın sakın kimin neye ihtiyacı varsa alsın rüzgar yolluyorum süvarisiz kırk kanatlı at topraktan sonrası gök gideceğimiz yer uçmak kapısında üveyikler boyunlarında eski hayat iki ah bir eyvah bu bahar toprağı yarıp çıkacak ya karanlıkta bir el ya da mezarımda taş hayalayna işte hayat bu,bu kadar aslında.. çok güzel bir şiir seni de çok sevdiğimi bir kez daha söylemek istiyorum ablacım,teşekkür ederim
Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 17 yıl bizden geçmiş ama canım,çok tatlısın,teşekkür ederim sana yazılmış bir sürü yazı buldum kuşun ayağına bağladım ablacım en yakın zamanda sana ulaştırcak bekliyorum birtanem,ne yazıyor diye merakla tabi biraz ağır olduğundan pek hızlı gelmesini beklememek lazım teşekkür ederim
Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 17 yıl Gökkuşağım nerelerdesin.. hani üç dört gündü..hala yoksun.. özledim..çok özledim seni.. HER YENİ YAŞ İÇİNDİR Beni bundan böyle Beklese-beklese Hüzün bekler, Çağırsa-çağırsa Hüzün. Neden mi? Neden olacak.. O kadar gezilip görüldü ki... Hep ben bir şeyden, Bir yer’den Bir kimse’den uzaktaydım Ve kendimden. Ölüm beklemez beni.. Çünkü, ben gene de Bir şeye, Bir yer’e Ya da bir kimseye giderken de Kendimden uzakta olacağım. İşte Bunun adı hüzündür. Özdemir Asaf canım yazyağmurum..bu ne güzel bir anlatımdır,gerçekten işte bunun adı hüzündür üç dört gündü,evet lastik gibi uzadı,daha da uzamaz inşallah dönüşüm muhteşem olacak ben de çok özledim
Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2008 17 yıl tesadüftür şu anda kahve içiyordum,ters çevireyim bari evet ben gelemedim ama bir süre sonra geleceğim,buralarda olursun inşallah leylam sen kapat o sogusun ben bakarım sen merak etme evet yoksun ve biz seni özledik
Gönderi tarihi: 3 Mart , 2008 17 yıl nenecim ne olcek halimiz böle bir sen yoksun bir ben gene pc felan deme inanmam bilesin Durmadan avuçlarım terliyor, İnildiyor ardımdan Girdiğim çıktığım kapılar. Trenim gecikmeli, yüreğim bungun, Bir bir uzaklaşıyor sevdiğim insanlar. Ne zaman bir dosta gitsem, Evde yoklar. Dolanıp duruyorum ortalıkta. Kedim hımbıl, yaprak döküyor çiçeğim, Rakım bir türlü beyazlaşmıyor. Anahtarım güç dönüyor kilidinde, Nemli aldığım sigaralar. Ne zaman bir dosta gitsem Evde yoklar. Kimi zaman çocuğum, Bir müzik kutusu başucumda Ve ayımın gözleri saydam. Kimi zaman gardayım Yanımda bavulum, yılgın ve ihtiyar. Ne zaman bir dosta gitsem, Evde yoklar. Bekliyorum bir kapının önünde, Cebimde yazılmamış bir mektupla. Bana karşı ben vardım Çaldığım kapıların ardında, Ben açtım, ben girdim Selamlaştık ilk defa. METİN ALTIOK
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için şimdi oturum açın.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.