Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2007 18 yıl yakaladım seni hani işin vardı ben mi,beni mi..korkuyorum sedelinaa
Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2007 18 yıl Ağlamak güzeldir Süzülürken yaşlar gözünden Sakın utanma Ağlamak öfke, delice nefret Doruklarda aşk, doyumsuz sevinç Kahreden keder Kısaca hayat ve nefesin birde nefesindir Ağlamak, şu gelip geçici dünyada Herşeye rağmen varolmak demek Ağlamak, yaşayan binlerce duygu İnsanca ve coşkulu güzel birşeydir Ağlamak güzeldir Süzülürken yaşlar gözünden Sakın utanma Ağlamak senin, kara dünyada Hala sevdiğin ve hissettiğin Tüm güzelliğin ve çirkinliğinle varolduğundur varolduğundur Ağlamak, şu gelip geçici dünyada Herşeye rağmen varolmak demek Ağlamak, yaşayan binlerce duygu İnsanca ve coşkulu güzel birşeydir Ağlamak güzeldir Süzülürken yaşlar gözünden Sakın utanma
Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2007 18 yıl Diloşum.. Ağlamak senin, kara dünyada Hala sevdiğin ve hissettiğin Tüm güzelliğin ve çirkinliğinle varolduğundur varolduğundur teşekkür ederim,ağlakız ya biraz,böyle anlamlı olması güzel hale getirecek
Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2007 18 yıl ertelemeden söylemek istiyorum..hayat bu bellimi olur..SENİ SEVİYORUM leylam
Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2007 18 yıl Diloşum.. Ağlamak senin, kara dünyada Hala sevdiğin ve hissettiğin Tüm güzelliğin ve çirkinliğinle varolduğundur varolduğundur teşekkür ederim,ağlakız ya biraz,böyle anlamlı olması güzel hale getirecek ağlamakta güzeldir ama sen hep gül Leylam.. sana gülmeler yaraşır.. benim eşsiz gökkuşağım..
Gönderi tarihi: 15 Haziran , 2007 18 yıl Şiir perin şimdilik son şiirinizi gönderiyor... Canım tomurcuğum SENİ SEVİYORUM ve çok özleyeceğim... iyi bak kendine aklımda olacaksınız... SU.. Bir gün, bir uzun gün hep denize baktık Miller ve ağırlıklar bitti Gelip geçmeler bitti, gemilerin Beyaz ve kocaman gövdeleri Gözün kahverengi suyuna geldik. Palamutlar yaktık, çalılar her zamanki gibi Süsledi bizi bu ufak değişiklik Çok ağır bir şeydi gün dörtgenleri üstümüze düsen Aydınlıktan kopan aydınlıktan kesilen Ağır mi ağır Kaldık ne kadar kaldıksa böyle Sonra gün diye bildiğimiz ne varsa akıtıldı Duvarlar, sarmaşıklar, evler akıtıldı Güneşler, hızarlar, kıymık taneleri Vinç sesleri, çekiç sesleri bir. Sokağın bitiminde donup arkama baktım Her şey nasıldı diye Sundurma hazin Çarsı kararsız Düzlerde yarlarda tepelerde Kurtlar, tavşanlar, yılanlar erimekte Herkes dünyayı bir yanından onarıyor sanki Meltem belli belirsiz birselleri kıpırdatıyor Gözümü kap atik sokağa baktığımda Sudur gün. Ah sudur, ne yandan baksam sudur Suyun imgesi sudur Trenlerin kalktığı her yerde Bavullar sudur Bir gün bir Erzurum çalkantısı Obur gün Konya pası Manikadan görünen İstanbul kıyıları Çantası açık duran bir kadının anisi ve Dudak boyası Ardahanlı bir kartal Kızılca hamamlı bir pirinç Tülbentler, yazmalar, krepler Hep sudur Askerin son defa memleketine baktığı Yüzünü çevirince bir bardak gibi düşüp kırılan memleket Ve gemilerin ağır ağır limanlardan çıktığı Ah sudur. Bir gün, bir uzun gün bir aynanın önündeyim Kirpikler ve saclar bitti Gövdem duvara sürte sürte inceltilmiş bir nesne gibi Dalgın ve uzun Uzun ve sisli Ben ki gövdemle tattım gövdemi, iyi bilirim Bir hurma, bir baş dönmesi Kokusu baş dönmesinin Güzel kaplar aldım bu yüzden, ne kadar güzel kap varsa aldım Bilmek için suyumu Ve hazırlıklı değildim ve bildim Ben suyun bir dakika durduğu Durunca boğulduğu bir yerdeyim. Bir kılımı yere sermek kadar güzel ne var Sonra püsküllerini düzeltmek kadar Ya sofraya dilim kesilmiş bir domatesi koymaktaki görkem Kamyon sürmek yükünü bilmeden Ve ikimiz bir akşam üstü sırasında Ve akşam üstünün Anadolu ya giden bir otobüs gibi kalkması sırasında Dağlarda, tarlalarda, köprü altlarında Sazların, taşların, yosunların arasından geçerek Bir akik gibi yansıyaraktan hem de Kırmızı bir karpuzun doğum sancısına Su akar ben akarım Ben akarım su akar Vakit yok bakışmaya Günlerden suya.
Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2007 18 yıl ya.. şiir perisi şiirini bırakıp gitmiş.. nasıl benim tatlı çileğim..? birazdan yağsam..görünürmüsün gökkuşağım..?
Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2007 18 yıl ah sen yağarsın da ben görünmez miyim şiir perisi gitti evet.. ama şu anda bizi düşünüyordur kesin..bizim gibi
Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2007 18 yıl bugün yağmaya vakit kalmadı birtanem..artık yağın yağarım inşallah..sende o vakit açarsın..
Gönderi tarihi: 19 Haziran , 2007 18 yıl Selam girmeye izin var mı? Ne ifade koyacağımı bilemedim:) İzin ne demek,hoşgeldin ,çok teşekkür ederim bu ifadeler çok şirin ama tanımak biraz zaman alacak gibi
Gönderi tarihi: 19 Haziran , 2007 18 yıl nenecim bu ifadelerin neresi şirin...çok kötü bunlar.... seni özledim....
Gönderi tarihi: 19 Haziran , 2007 18 yıl ben de seni özledim ifadeler şirin dee,şirin işte,yani kendimi ifade etmekte zorlanıyom bunlarla,insan öncekileri aramıyor değil yani
Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2007 18 yıl gökkuşağım bu şiirde senin için..ama hiciv'li bir şiir..esprili..bakalım sevecekmisin..? Kendini yüceltme dev aynasında Ne kadar cücesin bilirim seni Bir gün tökezlersin yol ortasında İşte ben o zaman görürüm seni. Elma şekeri mi sandın sen aşkı Ne şiirin şiir ne şarkın şarkı Hele bir kırılsın feleğin çarkı İşte ben o zaman görürüm seni. Ne yürek var sende ne içten bakış Bütün sermayense bir avuç alkış Baharın bahar da, ya gelecek kış İşte ben o zaman görürüm seni. Elbette atarsın böyle kahkaha Umutların yumruk yememiş daha Saatin beş kala "Ah"a, "Eyvah"a İşte ben o zaman görürüm seni Ah benim zavallım öperim seni...
Gönderi tarihi: 20 Haziran , 2007 18 yıl canem neneme Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya, İkincisinde, daha çok hata yapardım. Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım. Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar, Çok az şeyi Ciddiyetle yapardım. Temizlik sorun bile olmazdı asla. Daha çok riske girerdim. Seyahat ederdim daha fazla. Daha çok güneş doğuşu izler, Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim. Görmediğim bir çok yere giderdim. Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye. Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine. Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben. Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu. Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten. Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın. Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan, Gitmeyen insanlardandım ben. Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım. Eğer yeniden başlayabilseydim, İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım. Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla. Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır, Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer. Ama işte 85′indeyim ve biliyorum… Ölüyorum… Jorge Luis Borges
Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2007 18 yıl gökkuşağım bu şiirde senin için..ama hiciv'li bir şiir..esprili..bakalım sevecekmisin..? Kendini yüceltme dev aynasında Ne kadar cücesin bilirim seni Bir gün tökezlersin yol ortasında İşte ben o zaman görürüm seni. Elma şekeri mi sandın sen aşkı Ne şiirin şiir ne şarkın şarkı Hele bir kırılsın feleğin çarkı İşte ben o zaman görürüm seni. Ne yürek var sende ne içten bakış Bütün sermayense bir avuç alkış Baharın bahar da, ya gelecek kış İşte ben o zaman görürüm seni. Elbette atarsın böyle kahkaha Umutların yumruk yememiş daha Saatin beş kala "Ah"a, "Eyvah"a İşte ben o zaman görürüm seni Ah benim zavallım öperim seni... çok güzelmiş Diloşum şurası çok hoş,elbet atarsın kahkaha,umutların yumruk yememiş daha teşekkür ederim biricik pembe düğmem canem neneme Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya, İkincisinde, daha çok hata yapardım. Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım. Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar, Çok az şeyi Ciddiyetle yapardım. Temizlik sorun bile olmazdı asla. Daha çok riske girerdim. Seyahat ederdim daha fazla. Daha çok güneş doğuşu izler, Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim. Görmediğim bir çok yere giderdim. Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye. Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine. Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben. Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu. Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten. Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın. Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan, Gitmeyen insanlardandım ben. Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım. Eğer yeniden başlayabilseydim, İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım. Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla. Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır, Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer. Ama işte 85′indeyim ve biliyorum… Ölüyorum… Jorge Luis Borges canım torunum.. çok anlamlı,teşekkür ederim seksenine gelmeden bunları bilmek,farketmek,ama yapamamak çok daha acı..sen dedin ya,geçiyor,biz seyrediyoruz sabah için kusura bakmadınız değil mi,netim kesildi,bazen kendisi geliyor,bazen gelmiyor,yeni açtırdım
Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2007 18 yıl senden sonra benimkide gitti nenecim... bende anlamadım..zannımca orayıda karıştırdık..dayanamadı bize...
Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2007 18 yıl biz de çok fenayız canım aman bir ağız tadıyla muhabbetimizi çekemediler zahar
Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2007 18 yıl en çok ben düştüm her yerim yara bere içinde ama yinede ben ayakta kaldım
Gönderi tarihi: 21 Haziran , 2007 18 yıl canım tomurcuğum nasılsın selamımı iletmiş bu cadı yoksa hesabını kötü soracaktım ki affettim... neler yapıyorsun herşey yolundamı öyledir inşallah... bende aldım sizin selamlarınızı inşallah iyisindir bende sizi özledim... ve seni çok seviyorum...
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için şimdi oturum açın.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.