Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Neden böyle bir şeyi söyleme ihtiyacı duyulmuş...?

 

Siz bu ifadeyi kullanınca merak ettim doğrusu...

 

Siz neden acaba diye düşünüp araştırdınız mı?...

 

Aklıma şimdi şöyle bir şey geliyor...

 

İnsan ilişkilerini belirleyen ve " bir masal gibi gelir bizim maddelerimiz " diyen anayasalarda var mı acaba...?

 

Eğer varsa şaşırmamak mı..Yoksa o anayasalara kuşkuyla bakmak mı gerekir...?

 

*tna

 

Yaratıcısı yarattıklarını tanıyor da ondan. kendi aklının en üstün akıl olduğunu sanan ve ardından çeşitli iddalarla inanca saldıranların aynı metodu izleyeceklerini gönderildiği 1400 küsür yıl önceden bildirmiş.

 

insanın genel tabiatını bilirmisin gecekuşu. insan bir meseleye karşı çıkarsa ve onu toplumun gözünde değersiz kılma amacıyla alaycı, basit ve genelde aynı terimlerle saldırır. yani bu tavır evrenseldir insanların çoğunluğu onaylamadıkları konulara masal gibi der. yani tamamen psikolojik. Kuran insan psikolojisini nasılda iyi biliyor değilmi?

 

insan eliyle yapılmış anayasaların İlahi yasalarla karşılaştırılmasını yaparak olayı ne kadar yüzeysel aldıladığınız görülüyor. insan anayasal maddeleri düzenlerken ihtiyaçlara göre belirler. avrupada ve dünyada insanların çok garip yasaları olduğu biliniyor.

 

bakın size komik yasalardan örnekler vereyim. tamamen insan ürünü... :)

 

Arabasının altında birinin bulunduğunu gören sürücünün otomobilini çalıştırması yasaktır. (Danimarka)

Otomobilinin karşısına at arabası çıkan sürücü, otosunukenara çekmek zorundadır. (Danimarka)

Demiryolunda öpüşmek yasaktır. (Fransa)

Domuzlara Napolyon isminin verilmesi yasaktır.(Fransa)

Yağmur yağarken çimler sulanamaz. (Kanada)

Koleje gitmek için entelektüel biri olmak zorundasınız.(Çin)

Kapılar ve pencereler pembe renkte olmak zorundadır.(Kanada-Kanata)

Ağaca tırmanmak yasaktır. (Kanada-Oshawa)

Bank Streette pazar günleri dondurma yemek yasaktır.(Kanada-Ottowa)

Yong Caddesinde ölü atları pazar günü sürüklemekyasaklanmıştır. (Kanada-Toronto)

Kadınların toplu taşım araçlarında çikolata yemesiyasaktır. (İngiltere)

Tropikal balık satıcıları hariç Kadınların halka açıkyerde üstsüz gezmesi yasaktır. (İngiltere-Liverpool)

Etek giyen erkekler tutuklanır. (İtalya)

Pazar günleri balık avlamak yasaktır. (İskoçya)

İnek sahiplerinin sarhoş olması yasaktır. (İskoçya)

Kapınızı çalıp sizden klozetinizi isteyen birini içerialmak zorundasınız. (İskoçya)

Pazar günü çamaşır asmak yasaktır. (İsviçre)

Çocukların sigara satın alması yasak, içmesi serbesttir.(Avustralya)

Patikada sağ elinin üzerinde amuda kalkarak yürümekyasaktır. (Avustralya)

Pazar günleri pembe pantolon giymek yasaktır.(Avustralya-Victoria)

Araba kullandığınız zaman gömlek giymek zorundasınız.(Tayland)

İç çamaşırsız gezmek yasaktır. (Tayland)

Metroda sakız çiğneyen tutuklanır. (Singapur)

Kuaförde saç kurutucusunun altında uyuyan kadın ve salonsahibi para cezasına çarptırılır. (ABD-Florida)

Hollywood Bulvarında 2 binden fazla koyun varsa arabakullanmak yasaktır. (ABD-Hollywood)

Sanık sandalyesinde ağlamak yasaktır. (ABD-Los Angeles)

U dönüşü yapmak yasaktır. (ABD-Teksas)

Evde içki içmek yasaktır. (ABD-Indiana)

Birisinin arkasından konuşmak ve dedikodu yapmakillegaldir. (ABD-Indiana)

Berberlerin çocukların kulağını kesmesi yasaktır.(ABD-Indiana)

Polisler, ikaz etmek amacıyla köpekleri ısırabilir.(ABD-Ohio)

Birine yılan atmak yasaktır. (ABD-Ohio)

Eşeklerin banyo küvetinde uyuması yasaktır.(ABD-Arizona)

Çorbayı höpürdeterek içmek yasaktır. (ABD-New Jersey)

Ayakkabıyla uyumak yasaktır. (ABD-Oklahoma)

Lolipop yemek yasaktır. (ABD-Washington)

Buzdolabının kapısı açıkken önünde uyumakyasaklanmıştır. (ABD-Pennsylvania)

Banyoda şarkı söylemek yasaktır. (ABD-Pennsylvania)

Ana caddede traş olmak yasaktır. (ABD-Mississippi)

  • Cevaplar 148
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

Yaratıcısı yarattıklarını tanıyor da ondan. kendi aklının en üstün akıl olduğunu sanan ve ardından çeşitli iddalarla inanca saldıranların aynı metodu izleyeceklerini gönderildiği 1400 küsür yıl önceden bildirmiş.

Görünmez bir totem 1400 yüzyıl sonra ne olacağını bilemez. Kuran'da Herşeye cevap yetiştirilmiş olması doğaçlama ozan atışmasının bir özelliğidir. Erzurum taraflarını seyahat et, ozan ato,ışmaları sonsuza kadar sürebilir. Belirli bir noktadan sonra tekrar aynı manaya gelen şeyler söylenir.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:

Kur'an-ı Kerim tarih kitabı değildir...

 

Bak bunda haklısın.

Kuran bilim kitabı da değildir.

Kuran sihirbazlık kitabı da değildir.

Kuran ahlak ve erdem kitabı da değildir. Ahlak ve erdem değil, inanmışlık, inanmamışlık öncelikli kıstastır.

Kuran kutsal kitap da değildir.

Kuran Tanrı'nın kitabı da değildir, Tanrı2nın kitabı diye yutturulan kitaptır.

 

Allah'ın herşeyi bilmesi farklı, herşeyi bildirmemesi farklıdır..

Yukarda bununda cevabını verdim..

 

Benim o kadar çok anım var ki, kimsenin benim anısı yoktur hayata ilişkin.

Anlat bakalım.

Ben askerdeyken şöyle şöyle oldu.

Başka bir anını anlat.

Ben askerdeyken şöyle şöyle oldu.

Başka bir anını anlat.

Ben askerdeyken şöyle şöyle oldu.

Başka bir anın yok mu kardeşim, onu anlat.

Var tabi ki. Ben askerdeyken şöyle şöyle oldu.

Yaw neden kimsenin benim anılarım kadar anısı yoktur dedin?

Yok tabi. Ben askerdeyken şöyle şöyle oldu.

??

Ben askerdeyken şöyle şöyle oldu.

Hakkaten çok anın varmış kardeş :)

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:

Eyvallah bendende saygılar.. :)

 

Bana göre de kutsaldı birzamanlar... "Bana göre" kutsal olmasının "o şeyin kutsal olup olmamasının gerekçesi, nedeni" olamayacağını farkettim... Sonra korku kalktı düşüncelerimden, matrix çözüldü..

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Başka bir kafir arkadaşımız da böyle bir başlık açtı, Müslümanlığın uydurma olduğunu gören iki Arap tarafından yazılan Gerçek Kuran namlı kitap. Şiirsellik, nakarat, ses uyumu gibi her özelliği var. Tek birşey yoktur belki. Kuarn'daki kadar çelişki yoktur o kitapta.

Tamam geçsin bakalım Kur'an'ın yerine görelim o kitabıda.Varlıgını ne kadar devam ettiricek bakalım,ne kadar zaman insanlar ona uyacak,bıkmadan, usanmadan devamlı okuyacaklar mı ?? zaman gösterir bize....

Gönderi tarihi:
Bana göre de kutsaldı birzamanlar... "Bana göre" kutsal olmasının "o şeyin kutsal olup olmamasının gerekçesi, nedeni" olamayacağını farkettim... Sonra korku kalktı düşüncelerimden, matrix çözüldü..

 

Saygılar.

 

Sana göre kutsal olaması onun kutsallığının ıspatı değildir evet ve aynı şekilde şuan sana göre kutsal olmamasıda, kutsal olmadığının ıspatı değildir..

 

Saygılar..

Gönderi tarihi:

Görünmez bir totem 1400 yüzyıl sonra ne olacağını bilemez. Kuran'da Herşeye cevap yetiştirilmiş olması doğaçlama ozan atışmasının bir özelliğidir. Erzurum taraflarını seyahat et, ozan ato,ışmaları sonsuza kadar sürebilir. Belirli bir noktadan sonra tekrar aynı manaya gelen şeyler söylenir.

 

Saygılar.

 

Her zaman "Doğaçlama Ozan Atışması" olduğunu söyleyip duruyorsun... Anlaşılan Erzurum taraflarında, şahit olmuşsun Ozan atışmalarına... Aslı "Aşık"tır bunların. Eğer gerçek manası ile şahit olduğunu iddia edebiliyorsan "Ozan Atışmaları"na, heralde o "Aşık"lığın ne olduğunu, manasının neye denk düştüğünü yada o ozanların atışmalarının ne manada olduğunu idrak etmiş olmalısın. Ama benim kastettiğim ozan dene kimseler, bugün çıkıp, saçma sapan la oyunlarıyla, uyduruktan saz çalan köy orta oyuncuları değil... Aşıklık bir gelenektir ve sizin öyle çok hafif meşrepçe nitelediğiniz gibi basit bir gelenek de değildir... Ama siz özellikle blge de belirterek bu atışmaların bu özelliğini biliyor olduğunuz ima etdiyorsunuz zaten, özellikle her zaman dile getirerek, o yüzden basit bir şey olmadığı hakkında açıklama yapmama da gerek yok sanırım... Zaten biliyorsunuz...

Gönderi tarihi:
Başka bir kafir arkadaşımız da böyle bir başlık açtı, Müslümanlığın uydurma olduğunu gören iki Arap tarafından yazılan Gerçek Kuran namlı kitap. Şiirsellik, nakarat, ses uyumu gibi her özelliği var. Tek birşey yoktur belki. Kuarn'daki kadar çelişki yoktur o kitapta.

Kur'an belagatın revaçta ve zirvede oldugu bir dönemde geldi ve onlara meydan okudu.O zaman ki Arap edip ve beliğlerinin Kur'an'ı kalem ile iptal etmeye çok ihtiyaçları vardı.Hz. Peygambere (sav) karşı kin ve düşmanlıkları ile beraber en kolay, en yakın, en güvenli olan kalem ve yazı ile karşı koymayı terk edip, en uzun, en zor, en tehlikeli ve şüpheli olan kılıç ve harp ile karşılık vermeye mecburan yöneldiler.Halbuki onlar belagatta dünyada en ileri millet olup şiirle, edebiyatla iftihar ediyorlardı. İşte Kur'an, en kısa bir süreyle murazaya davet etti, iman etmesseniz mel'unsunuz , cehenneme gideceksiniz dedi, onları tahrik etti, ama onlar kılıç ile savaşa mecbur oldular, zira Kur'an'ın i'cazından dolayı harflere karşı koymanın mümkün olmadıgını biliyorlardı......Eger yapılsaydı Kur'an'ın bir benzeri bunu o dili harkulade kullanan o zamanın Arap edip ve beligleri yapardı.......Peygamber tarafından muarazaya davet edilip meydan okunmasına ragmen benzeri bir şey yapamayıp sukutla meydan okumalara cevap veremediler.Sonuçta bütün dost ve düşmana karşı agır imtihan veren Kur'an'ın sahip oldugu meziyet ve hakikatların beşerin hiç bir sözünde bulunmadıgı ispatlanmıştır ve bundan sonrada farklı olmayacaktır.Kur'an'ın insanlık aleminde meydana getirdigi büyük inkılab ve degişiklikler, dünyanın büyük bir kesiminde yaydıgı din ve diyanet ve zamanın geçmesiyle gençlik ve tazeligini, tekrarlandıkça lezzetini muhafaza etmesi gibi olaganüstü meziyetleri onun ancak İlahi vahiy oldugunu gösterip İ'cazını isbat eder.......İ'CAZ-I KUR'AN ....

Gönderi tarihi:
Aşıklık bir gelenektir ve sizin öyle çok hafif meşrepçe nitelediğiniz gibi basit bir gelenek de değildir... Ama siz özellikle blge de belirterek bu atışmaların bu özelliğini biliyor olduğunuz ima etdiyorsunuz zaten, özellikle her zaman dile getirerek, o yüzden basit bir şey olmadığı hakkında açıklama yapmama da gerek yok sanırım... Zaten biliyorsunuz...

 

Sayın boşig,

 

Aşıklık egeleneği hakkında birşey söyledim mi ben?

Sadece Aşıklık geleneğinde kullanılan "doğaçlama atışma" YÖNTEMİ'nin Kuran'dakiyle aynı olduğunu söylüyorum. O nedenle, bizim bugün getirdiğimiz eleştirilere yüzlerce yıl çnce cevap verilmiş olması, o kitabın tanrı kitabı olduğunu göstermez, sadece doğalma aşık atışması yöntemiyle yazıldığı için, her türlü eleştiriye bir yama bulunmuş anında.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Kur'an belagatın revaçta ve zirvede oldugu bir dönemde geldi ve onlara meydan okudu.O zaman ki Arap edip ve beliğlerinin Kur'an'ı kalem ile iptal etmeye çok ihtiyaçları vardı.Hz. Peygambere (sav) karşı kin ve düşmanlıkları ile beraber en kolay, en yakın, en güvenli olan kalem ve yazı ile karşı koymayı terk edip, en uzun, en zor, en tehlikeli ve şüpheli olan kılıç ve harp ile karşılık vermeye mecburan yöneldiler.Halbuki onlar belagatta dünyada en ileri millet olup şiirle, edebiyatla iftihar ediyorlardı.

23 senede biraraya getirilen birşeye hadi benzerini getirin demek kadar saçma birşey olamaz. Sen benim 20 yıl sonra söyleyeceğim şeylere cevap verebilirmisin? Muhammed sürekli kuarn, kuran diyor ama o kuran'ın ne olduğu bile meçhul o zaman.

 

İşte Kur'an, en kısa bir süreyle murazaya davet etti, iman etmesseniz mel'unsunuz , cehenneme gideceksiniz dedi, onları tahrik etti, ama onlar kılıç ile savaşa mecbur oldular, zira Kur'an'ın i'cazından dolayı harflere karşı koymanın mümkün olmadıgını biliyorlardı.....Eger yapılsaydı Kur'an'ın bir benzeri bunu o dili harkulade kullanan o zamanın Arap edip ve beligleri yapardı.......Peygamber tarafından muarazaya davet edilip meydan okunmasına ragmen benzeri bir şey yapamayıp sukutla meydan okumalara cevap veremediler. .

Tarihi iyi oku. Savaşlar ne zaman çıkmış iyi öğren. Muhammed Mekkedeyken mi, Medine'deyken mi? İnsanlar Muhammed'in masallarına cevap veremedikleri için mi, yoksa müslümanlar Mekkelilerin yoldan geçen mallarını gaspetmeye çalıştıkları için mi?

 

Sonuçta bütün dost ve düşmana karşı agır imtihan veren Kur'an'ın sahip oldugu meziyet ve hakikatların beşerin hiç bir sözünde bulunmadıgı ispatlanmıştır ve bundan sonrada farklı olmayacaktır.Kur'an'ın insanlık aleminde meydana getirdigi büyük inkılab ve degişiklikler, dünyanın büyük bir kesiminde yaydıgı din ve diyanet ve zamanın geçmesiyle gençlik ve tazeligini, tekrarlandıkça lezzetini muhafaza etmesi gibi olaganüstü meziyetleri onun ancak İlahi vahiy oldugunu gösterip İ'cazını isbat eder.......İ'CAZ-I KUR'AN ....

 

Kim ispatlamış? Biz de onun sıradan, çelişkiler yumağı bir kitap olduğunu ispatlıyoruz.

İnsanlığa getirdiği büyük inkılap ve değişiklikler, Arap kültürünü yaymak, Arap isimlerini yaymak, tembelliği aşılamak, kısa yoldan köşe dönmecilik kültütünü (şehit olup, bütün suçların sorumluluğundan tek hamlede kurtulmak) yerleştimek, geri kalmışlığı beslemek olmuştur.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Biz masallar diyoruz, siz kıssa diyorsunuz, fark terim farkı, başka birşey değil. İnsanlığın binlerce yıllık tarhinden Allah'ın hafızasında kalan tek şey İsa, Musa, Şuayb, İbrahim, Lut, Yunus vs mi? Allah'ın hatırladığı tek şey Yahudi liderleri mi?

 

Kıssalar/masallar ile Herşeyi bieln Allah tanımı çelişiyor, bu nedenle Kuran Herşeyi Bilen biri tarafından gönderilmemiştir. Bu kitap, herşeyi bilmeyip, sadecec birkaç hikaye bilen ve bunu sürekli tekrarlayan biri tarafından, bu kitap Herşeyi Bilen tarafından gönderilmiştir diye yutturulmuştur.

 

Elbette ki Kuran'daki kıssaların ve örneklerin hikmeti yalnızca insanlara tarih bilgisi vermek değildir. Bu kıssalar sayısız ilahi hikmet içerirler; bunlardan birkaçını şöyle sayabiliriz:

Bunu yaparak, "cesaretin varsa inanma" diye KORKUTMAK,

Müminlere sadece İNAN, BAŞKA SEÇENEĞİN YOK DEMEK, korkutmak. (Kuran bmasallarla/kıssalarla başka konularda insanlara öerneklik etmek)

Şevklerinin artmasından başka çare yok, cayır cayır yanmak ve helak olmak gibi bir seçenek var öbür tarafta. KORKMA DA GÖRELİM DEYİP İYİ ŞEVK ARTTIRIYOR.

İNKAR EDENLERİ KORKUTMAK, İNANALARI VAZGEÇMEMELERİ İÇİN KORKUTMAK. İNANANLARA SAF OLMADIKLARINI SÖYLEYEREK; ONLARA CENNET VAAD EDİP CAYMAMALARINI SAĞLAMAK.

Zarar vermek demeyelim, gerçeklerin ortaya çıkmasını sağlamak diyelim, hikmet demeyelim, hikmet var sanılan şey diyelim.

 

Zarar vermiyoruz, ama ilerleme de kaydediyoruz.

 

Bugün hadislerin yarısı uydurma diyecekler inananlar.

Yarın tek kaynak kuran'dır diyecekler.

Ondan sonra da Kuran'ın uydurma olduğunu görecekler.

 

Saygılar.

 

 

Bak kardeşim,

 

Öncelikle şunu düşün. Kuran nereye indirildi? Arabistana değil mi? O zaman ilk muhatabları da kim olur? Oranın halkıdır değil mi?

Şimdi sen diyorsun Allah ın aklında kalan tek şey(haşa) Yahudiler, Nuh, İbrahim vs. Orda bahsedilen olayların hepsi de arap yarımadasında geçmiştir. Ayrıca Allah bunların yanında dünyanın başka yerinde başka kavimler de aynı şekilde cezalandırılmıştır diyor. Ama ayrıntılı olarak Arap yarımadasındaki olayları anlatmıştır. Şimdi kalkıp da çindeki amerikadaki helak olan halkların da mı helaklarını ayrıntılı olarak yazsaydı? Haliyle o bölgede yaşamış eski kavimlerin helakını anlatacak. Bundan daha doğal bişey olamaz. Zaten olayları anlattıktan sonra da "gidip dolaşsınlar" "bunlar, atalarının haberleridir" gibi ayetler de gelmiştir. Dediğim gibi burdan Allah ın aklında sadece o olaylar kalmış(haşa) gibi bir çıkarım yapmak çok saçma olur.

 

Ayrıca Allah insanlara doğruyla yanlışı göstermiştir. Kim doğruya uyarsa felah bulur kim yanlışa saparsa azap bulur. Açık ve net. Suç ve Ceza, Güzel iş ve Ödül. Sana güzeli, doğruyu gösteriyor ve vaadim haktır diyor. İman edersen sen kazanırsın. Etmezsen kazanacağın birşeyin olmadığı halde kaybedeceğin sonsuz bir hayat olacak.

Hepimiz "vakti belirlenmiş ecelimiz" geldiği zaman öleceğiz. Ne doğru ne yanlış o zaman herkes görecek. Yaşınızı bilmiyorum ama, sonuçta şu ana kadar zaman göz açıp kapayıncaya kadar geçti. Öldüğümüz zaman da aynı şeyi hissedeceğiz. Ne kadar kısa kaldık diyeceğiz. Zaman hızla akıp gidiyor. Bize her ne kadar da ölüm uzak gelse de her geçen an ecelimize bir adım daha yakınlaşıyoruz. Bunu bile bile inkar etmek bana çok mantıksız geliyor. Bilmiyorum sen neye güveniyorsun? Yoksa yok olacağını falan mı düşünüyorsun? Nedir güvendiğin şey?

Gönderi tarihi:
Öncelikle şunu düşün. Kuran nereye indirildi? Arabistana değil mi?

 

İndirildi diye birşey yok, bunu gerçekmiş gibi çok rahatlıkla söyleyemezsin. "İndirildi" iddiası var.

 

Bir adam okumadımı bunu? Okuduğu şeyin Tanrı'dan geldiğini kim söylüyor? Kendisi. Tek dayanak o. Başka hiçbirşey yok.

Peki nerden biliyorsun o adamın doğru söyleyip söylemediğini? Halüsinasyon görmediğini?

 

Biz de diyoruz ki, doğru söyleyip söylemediğini anlamak için söylediği şeylere bakalım. Bakıyoruz ve Tanrı eğer mükemmelliği, üstün gücü temsil ediyorsa, Kuran'ın o güçten olamayacak kadar basit, çelişkilerle ve tekrarlarla dolu bir külliyat olduğunu görüyoruz.

 

O zaman ilk muhatabları da kim olur? Oranın halkıdır değil mi?

Şimdi sen diyorsun Allah ın aklında kalan tek şey(haşa) Yahudiler, Nuh, İbrahim vs. Orda bahsedilen olayların hepsi de arap yarımadasında geçmiştir. Ayrıca Allah bunların yanında dünyanın başka yerinde başka kavimler de aynı şekilde cezalandırılmıştır diyor. Ama ayrıntılı olarak Arap yarımadasındaki olayları anlatmıştır. Şimdi kalkıp da çindeki amerikadaki helak olan halkların da mı helaklarını ayrıntılı olarak yazsaydı? Haliyle o bölgede yaşamış eski kavimlerin helakını anlatacak. Bundan daha doğal bişey olamaz. Zaten olayları anlattıktan sonra da "gidip dolaşsınlar" "bunlar, atalarının haberleridir" gibi ayetler de gelmiştir. Dediğim gibi burdan Allah ın aklında sadece o olaylar kalmış(haşa) gibi bir çıkarım yapmak çok saçma olur.

 

Arap yarımadasında Yahudilerden başka halk yokmuydu? Mekkelilerin ataları yok muydu? Süryaniler, Asurlular, Keldaniler, yokmuydu? Neden özellikle Yahudi kralları? Tek bir nedeni var: Allah/Yehova kabile totemiydi. Kabile toteminin de sadece kendi kabilesini sevdiği, koruduğu, seçtiği varsayılmış eski insanlarca.

 

Ayrıca Allah insanlara doğruyla yanlışı göstermiştir. Kim doğruya uyarsa felah bulur kim yanlışa saparsa azap bulur. Açık ve net. Suç ve Ceza, Güzel iş ve Ödül. Sana güzeli, doğruyu gösteriyor ve vaadim haktır diyor. İman edersen sen kazanırsın. Etmezsen kazanacağın birşeyin olmadığı halde kaybedeceğin sonsuz bir hayat olacak.

 

Muhammed'in ilah'ı doğruyu yanlışı göstermemiş, sadece inanmanın öneminden ve inanmamanın tehlikesinden bahsetmiş. Korkutmuş kısacası.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
İndirildi diye birşey yok, bunu gerçekmiş gibi çok rahatlıkla söyleyemezsin. "İndirildi" iddiası var.

 

Bir adam okumadımı bunu? Okuduğu şeyin Tanrı'dan geldiğini kim söylüyor? Kendisi. Tek dayanak o. Başka hiçbirşey yok.

Peki nerden biliyorsun o adamın doğru söyleyip söylemediğini? Halüsinasyon görmediğini?

 

Biz de diyoruz ki, doğru söyleyip söylemediğini anlamak için söylediği şeylere bakalım. Bakıyoruz ve Tanrı eğer mükemmelliği, üstün gücü temsil ediyorsa, Kuran'ın o güçten olamayacak kadar basit, çelişkilerle ve tekrarlarla dolu bir külliyat olduğunu görüyoruz.

Arap yarımadasında Yahudilerden başka halk yokmuydu? Mekkelilerin ataları yok muydu? Süryaniler, Asurlular, Keldaniler, yokmuydu? Neden özellikle Yahudi kralları? Tek bir nedeni var: Allah/Yehova kabile totemiydi. Kabile toteminin de sadece kendi kabilesini sevdiği, koruduğu, seçtiği varsayılmış eski insanlarca.

Muhammed'in ilah'ı doğruyu yanlışı göstermemiş, sadece inanmanın öneminden ve inanmamanın tehlikesinden bahsetmiş. Korkutmuş kısacası.

 

Saygılar.

 

Bana göre indirildi. Neyse tamam ortaya çıktı diyelim orta yolu bulalım.

Halüsilasyon demişsin. Bunu nasıl söyleyebiliyorsun şaşıyorum. Kim sadece halüsilasyonlar görerek bir kitap oluşturabilir. Ve hangi halüsilasyon gören insan arkasında tüm dünyayı etkileyecek bir medeniyet bırakabilir?

Sen heralde bizi sanıyorsun ki hiçbişey sormayan, sadece "evet, doğru" diyen robotlarız biz. Bak, Said Nursinin 6000 sayfalık Risale-i Nur Külliyatı iman gerekçelerini kanıtlamak içindir. Aynı şekilde Fethullah Gülen in kitapları, HY nın 40.000 sayfalık eserleri bu sorgulamanın bir neticesidir. Zaten biz sorgulamasaydık, şu an çoğumuz ateist olmuştuk(Allah muhafaza) Çünkü insanda akıl var. Doğruyu görebilme yeteneği var. Mantığı neye uyuyorsa onu kabul eder. Bizim de mantığımız Allah ın varlığına, Hz.Muhammed in peygamberliğine yatıyor ki inanıyoruz. Öbür türlü iman zaten ormanın içinde kuru bir ota benzer. İnsan araştırıp doğruyu bulmakla mükelleftir. Biz de Allah a şükür araştırıyoruz, araştırdıkça da imanımız daha da artıyor. Bu dünyanın bir sanat eseri olduğunu, ve bu sanat eserinin de bir sahibi olduğu kalbimize daha çok işliyor.

 

Sen diyorsun ya bunu bi adam okumuş, tek dayanak da o. Hayır tek dayanak o değil. Bir insan aklıyla bu dünyanın bir yaratıcısının olduğunu kavrayabilir. Bizim imanımızda 3 tane kaynak vardır. 1- Kainat 2- Kuran 3- Hz.Muıhammed

 

İlerde bunların üzerinde daha çok konuşuruz inşallah. Herbirinin kanıtını koyar konuşuruz.

 

Ayırca Kuran da Yahudilerden başka zaten birçok kavimden bahsediliyor. Hud suresini okursan görürsün hepsini. Hatırlayabildiklerim,

Nuh Kavmi, Ad Kavmi, Semud Kavmi, Medyen Kavmi... Daha vardı sanırsam. Ayrıca Yusuf Suresi de sadece Hz.Yusuf un hikayesini anlatıyor. Bunlar Mekkelilerin ataları oluyor işte ki Allah da yeryüzünde dolaşıp görün diyor. Kimileri hâlâ ayakta kimileri yıkıldı diyor.

 

Allah doğruyu yanlışı nasıl göstermemiş? Kuran da güzel ahlakın birçok örneği var. Sen okumuşsunudur bilirsin. Ayrıca Hz. Muhammed de güzel ahlakın en mükemmel temsilcisidir.. ki O'na Muhammed-ül Emin denmiştir. Sen düşmanına, kavgalı olduğun birine malını emanet olarak bırakır mısın?.. Hz. Muhammed öyle üstün bir ahlaka sahptiki düşmanları O'na mallarını emanet edebiliyordu.. Bu nasıl oluyor? Bir insan kimseden ahlak dersi almıyor, etrafındaki herkes ahlaksızlık üstüne ahlaksızlık yapıyor,cahillik en üst seviyede, kendisi okuma yazma bilmiyor ki başka bir kaynak tan ahlak dersi alsın ama bakıyorsun ki böyle bir ortamdan düşmanının bile ona güvendiği üstün bir insan çıkıyor. Nasıl oluyor bu dersin? Halüsilasyon görerek mi? Allah hem Kuran da hem de Peygamberimizle bizi iyiyi ve kötüyü göstermiş uyana mükafat, uymayana ceza demiş. Buna sadece korkutmak olarak bakmak, dışarıya pencereden bakmak yerine, küçük bir delikten bakmak gibi bir şey. Yanılıyor muyum?

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
23 senede biraraya getirilen birşeye hadi benzerini getirin demek kadar saçma birşey olamaz. Sen benim 20 yıl sonra söyleyeceğim şeylere cevap verebilirmisin? Muhammed sürekli kuarn, kuran diyor ama o kuran'ın ne olduğu bile meçhul o zaman.

Tarihi iyi oku. Savaşlar ne zaman çıkmış iyi öğren. Muhammed Mekkedeyken mi, Medine'deyken mi? İnsanlar Muhammed'in masallarına cevap veremedikleri için mi, yoksa müslümanlar Mekkelilerin yoldan geçen mallarını gaspetmeye çalıştıkları için mi?

Kim ispatlamış? Biz de onun sıradan, çelişkiler yumağı bir kitap olduğunu ispatlıyoruz.

İnsanlığa getirdiği büyük inkılap ve değişiklikler, Arap kültürünü yaymak, Arap isimlerini yaymak, tembelliği aşılamak, kısa yoldan köşe dönmecilik kültütünü (şehit olup, bütün suçların sorumluluğundan tek hamlede kurtulmak) yerleştimek, geri kalmışlığı beslemek olmuştur.

 

Saygılar.

Kur'an 23 senede indi inmesine de benim yazdıklarıma cevap teşkil etmiyor sizin yazdıklarınız..Kur'an müşriklere Kitabın tamamı ile meydan okuma getirmiyor, bir kaç süre falan diyor .Okudugunuzu iyi anlayın.Çarpıtma yapmayın .....Muhammed sürekli Kur'an mı diyor yazdınız, bu ne demek şimdi, cahilligime verin.( tam anlayamadım da )......Müslümanlar takribi 10 yıl sonra gitti Medineye.Gene yazdıklarıma cevap degil bunlar .Mekkede meydan okudu Kur'an müşriklere . Kusura bakmayın ama bunlar yazdıklarıma cevap teşkil etmiyor..............Sizin Kur'an için sıradan, çelişkili gibi tanımlar yapmanız hiç bir şey ispat etmiyor.bunlar zaten Kur'an'a söylenen şeyler.Mekke müşrikleride söylüyor ama meydan okumaya cevap da veremiyorlardı...........Arap kültürü, arap isimleri,tembellik vb . ya bunları bu konuya cevap niyeti ilemi yazdınız?...alakasız şyler bunlar .siz iyisimi yazılanı bir daha okuyun..........

Gönderi tarihi:
Bana göre indirildi. Neyse tamam ortaya çıktı diyelim orta yolu bulalım.

Halüsilasyon demişsin. Bunu nasıl söyleyebiliyorsun şaşıyorum. Kim sadece halüsilasyonlar görerek bir kitap oluşturabilir. Ve hangi halüsilasyon gören insan arkasında tüm dünyayı etkileyecek bir medeniyet bırakabilir?

 

Korku ve umut iksiriyle.. İnsan'ın kurduğu en tatlı düş ölümden sonra yaşamaktır. Ölümden sonra yaşama umudu insanları inanmaya meyleder. İnananınca da, doğal olarak öbür dünyada kim daha güzel yaşam vaadederse ona

inanır, kim daha fazla azapla tehdir ederse, o azaptan kaçmanın yolunu arar.

 

Sen heralde bizi sanıyorsun ki hiçbişey sormayan, sadece "evet, doğru" diyen robotlarız biz. Bak, Said Nursinin 6000 sayfalık Risale-i Nur Külliyatı iman gerekçelerini kanıtlamak içindir. Aynı şekilde Fethullah Gülen in kitapları, HY nın 40.000 sayfalık eserleri bu sorgulamanın bir neticesidir. Zaten biz sorgulamasaydık, şu an çoğumuz ateist olmuştuk(Allah muhafaza) Çünkü insanda akıl var. Doğruyu görebilme yeteneği var. Mantığı neye uyuyorsa onu kabul eder. Bizim de mantığımız Allah ın varlığına, Hz.Muhammed in peygamberliğine yatıyor ki inanıyoruz. Öbür türlü iman zaten ormanın içinde kuru bir ota benzer.

 

Bu insanların çalışmasında sonuç önceden bellidir. O nedenle araştırma değildir, belli olan sonucu ispatlamaya çalışmaktır... Yanni onların mantığı Muhammed'in peygamberliğine yatmak zorunda, başka türlü bir sonuca ulaşamazlar. Başka türlü sonuçtan korkarlar. Başka türlü sonuca ulaşan insanların (Hallac-ı Mansur, Turan Dursun vs.) öldürüldüğünü bilirler.

 

Bu adamların önünde beyaz bir kağıt vardır. Kuran bu kağıda siyah demiştir. Bu adamla çalışmalarından sonra yaw bu beyazmış demezler, o beyazın Kuran'da söylendiği gibi "esasen nasıl siyah olduğunu, ne şekilde bakarsak bu beyaz kağıdı siyah olarak görebileceğimizi, yaptıkları bütün açıklamalara rağmen o beyaz kağıdı hala siyah göremiyorsak, kalbimizin (aklımızın demek istiyorlar heralde) mühürlü olduğunu" anlatmaya, buan hem kendilerini, hem de bizi ikna etmeye çalışırlar.

 

İnsan araştırıp doğruyu bulmakla mükelleftir. Biz de Allah a şükür araştırıyoruz, araştırdıkça da imanımız daha da artıyor. Bu dünyanın bir sanat eseri olduğunu, ve bu sanat eserinin de bir sahibi olduğu kalbimize daha çok işliyor.

 

Dünyanın varlığına bir açıklama bulamıyorsan, Tanrı'ya inanabilirsin, bir deist olabilirsin, ama bu yine de İsa'ya, Musa'ya, Şuayb'a, Muhammed'e inanmanı gerektirmez.

 

Ayırca Kuran da Yahudilerden başka zaten birçok kavimden bahsediliyor. Hud suresini okursan görürsün hepsini. Hatırlayabildiklerim,

Nuh Kavmi, Ad Kavmi, Semud Kavmi, Medyen Kavmi... Daha vardı sanırsam. Ayrıca Yusuf Suresi de sadece Hz.Yusuf un hikayesini anlatıyor. Bunlar Mekkelilerin ataları oluyor işte ki Allah da yeryüzünde dolaşıp görün diyor. Kimileri hâlâ ayakta kimileri yıkıldı diyor.

 

Oarada geçen şahısların hepsi Yahudilerin kutsal kitabında secere secere verilir, hepsi yahudilerin atalarıdır.

 

Allah doğruyu yanlışı nasıl göstermemiş? Kuran da güzel ahlakın birçok örneği var. Sen okumuşsunudur bilirsin. Ayrıca Hz. Muhammed de güzel ahlakın en mükemmel temsilcisidir.. ki O'na Muhammed-ül Emin denmiştir. Sen düşmanına, kavgalı olduğun birine malını emanet olarak bırakır mısın?.. Hz. Muhammed öyle üstün bir ahlaka sahptiki düşmanları O'na mallarını emanet edebiliyordu.. Bu nasıl oluyor? Bir insan kimseden ahlak dersi almıyor, etrafındaki herkes ahlaksızlık üstüne ahlaksızlık yapıyor,cahillik en üst seviyede, kendisi okuma yazma bilmiyor ki başka bir kaynak tan ahlak dersi alsın ama bakıyorsun ki böyle bir ortamdan düşmanının bile ona güvendiği üstün bir insan çıkıyor. Nasıl oluyor bu dersin? Halüsilasyon görerek mi? Allah hem Kuran da hem de Peygamberimizle bizi iyiyi ve kötüyü göstermiş uyana mükafat, uymayana ceza demiş. Buna sadece korkutmak olarak bakmak, dışarıya pencereden bakmak yerine, küçük bir delikten bakmak gibi bir şey. Yanılıyor muyum?

 

Muhammed'in güzel ahlaklı olduğunu söyleyemeyeceğim, kusura bakma.

Kendisi Mekke'deyken kimse kendisini öldürmemiş, ama o Medine'ye geçince kervanları soymaya ve bu nedenle savaş çıkarmaya başlamıştır, bu güzel ahlak değildir.

 

Arkadaşının 6 yaşındaki kızını almıştır. Bu güzel ahlak değildir.

 

Kardeşi kardeşe, babayı oğula, akrabayı akrabaya düşman etmiştir. Bu güzel ahlak değildir.

 

Hz. Ali'nin Beni Kurayza esirlerini kesmesini hurmasını yiyerek seyretmiştir, bu güzel ahlak değildir.

 

Kendisinden boşanmak isteyen eşlerini, vahy geldi diyerek korkutmuş ve ayrılmalarını önlemiştir, bu şekilde tehdit etmek güzel ahlak değildir.

 

Medine Yahudilerini sudan sebeplerle yurtlarından sürmüş, kadınlarını kızlarnı esir almış, mallarına konmuştur. Bu güzel ahlak değildir.

 

Eski kölesi, evlatlığı zeydin karısında gözü kalmış, şahsa özel vahy geldi diyerek o adamın karısını elinden almıştır, bu güzel ahlak değildir.

 

Muhammed,ül Emin adı, çobanlık ve ticaret yaptığı dönemden kalma bir "meslek" adı olup, kişinin karakterine ilişkin bilgi vermez.

 

"Emin" bugün bile Arap ülkelerinde aynı anlamda kullanılan bir kelimedir. Kayyum/mutemet/mütevelli (Trustee) demektir.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Arap kültürü, arap isimleri,tembellik vb . ya bunları bu konuya cevap niyeti ilemi yazdınız?...alakasız şyler bunlar .siz iyisimi yazılanı bir daha okuyun..........

Anlayamıyorsan be ne yapayım sana?

 

"Kur'an'ın insanlık aleminde meydana getirdigi büyük inkılab ve degişiklikler, dünyanın büyük bir kesiminde yaydıgı din ve diyanet ve zamanın geçmesiyle gençlik ve tazeligini, tekrarlandıkça lezzetini muhafaza etmesi gibi olaganüstü meziyetleri onun ancak İlahi vahiy oldugunu gösterip İ'cazını isbat eder." lafını sen alıntıladın. Ben de sana getirdiği inkılapları saydım.

 

Muhammed sürekli Kur'an mı diyor yazdınız, bu ne demek şimdi, cahilligime verin.( tam anlayamadım da )......

Yukarıdaki mesajımda, altı çizili yerde link vardı, tıkla anlarsın.

 

Müslümanlar takribi 10 yıl sonra gitti Medineye.Gene yazdıklarıma cevap degil bunlar .Mekkede meydan okudu Kur'an müşriklere . Kusura bakmayın ama bunlar yazdıklarıma cevap teşkil etmiyor....

 

Cevap olmayan sorunu yaz. Cevap olmuyor diye boşluğa laf atma.

 

....Sizin Kur'an için sıradan, çelişkili gibi tanımlar yapmanız hiç bir şey ispat etmiyor.bunlar zaten Kur'an'a söylenen şeyler.Mekke müşrikleride söylüyor ama meydan okumaya cevap da veremiyorlardı....

 

O tanımları kafadan sıkmıyoruz, karalamak amacıyla yapmıyoruz. Kuran öyle oldıuğu için o tanımı kullanıyoruz. Nasıl çelişkiler içerdiği, nasıl tekrardan başka birşey bilmediği, konu bütünlüğünden uzak olduğu, daldan dala atladığı, bu forumda gösterildi hep.

 

..Kur'an 23 senede indi inmesine de benim yazdıklarıma cevap teşkil etmiyor sizin yazdıklarınız..Kur'an müşriklere Kitabın tamamı ile meydan okuma getirmiyor, bir kaç süre falan diyor .Okudugunuzu iyi anlayın.Çarpıtma yapmayın .........

Kuran'ın benzeri getirilemeyen yeri neresi? Birebir benzeri bile yapıldı.

Ver bana sure adı, ben sana güzelce bir sure yazayım vereyim.

 

Bir konuda haklısınız. Ona benzemesi içilen yapılan şeylerde, Kuran'daki kadar tutarsızlık ve çelişki olmayabilir.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:

Birebir benzeri yapılan zaten Kur'an'dan başkası degildir...Tekrarlar için Kur'an kendisi söylüyor, bu ona inananlar için geçersiz bir eleştiri.........Tarihi okudum şimdi.Mekke müşrikleri Rasülün ancak vucudunu ortadan kaldırabilirlerse ona olan karşı konulmaz yönelişi engelleyebileceklerini sandılar.Kur'an onlara meydan okudugunda eger yapılabilseydiler ona karşı cevap verir ve kendi akraba ve kabileleri ile savaşmazlardı.Bunu anlamak için o zaman ki Arap aklını da bilmek gerekir.İşin savaş noktasına gelmesini onlarda ( müşrikler ) istemezlerdi.....Konu bütünlügü ise tamamen Kur'an'ın olayların üstüne gelmesidir.Kur'an'ın cem edilmesi de bu sıraya göre yapılmıştır.( hayatı nasıl bir sıraya sokabilirsiniz ki )....şu Arap kültürünü de somutlaştıralım artık ....saygılar

Gönderi tarihi:
Korku ve umut iksiriyle.. İnsan'ın kurduğu en tatlı düş ölümden sonra yaşamaktır. Ölümden sonra yaşama umudu insanları inanmaya meyleder. İnananınca da, doğal olarak öbür dünyada kim daha güzel yaşam vaadederse ona

inanır, kim daha fazla azapla tehdir ederse, o azaptan kaçmanın yolunu arar.

Bu insanların çalışmasında sonuç önceden bellidir. O nedenle araştırma değildir, belli olan sonucu ispatlamaya çalışmaktır... Yanni onların mantığı Muhammed'in peygamberliğine yatmak zorunda, başka türlü bir sonuca ulaşamazlar. Başka türlü sonuçtan korkarlar. Başka türlü sonuca ulaşan insanların (Hallac-ı Mansur, Turan Dursun vs.) öldürüldüğünü bilirler.

 

Bu adamların önünde beyaz bir kağıt vardır. Kuran bu kağıda siyah demiştir. Bu adamla çalışmalarından sonra yaw bu beyazmış demezler, o beyazın Kuran'da söylendiği gibi "esasen nasıl siyah olduğunu, ne şekilde bakarsak bu beyaz kağıdı siyah olarak görebileceğimizi, yaptıkları bütün açıklamalara rağmen o beyaz kağıdı hala siyah göremiyorsak, kalbimizin (aklımızın demek istiyorlar heralde) mühürlü olduğunu" anlatmaya, buan hem kendilerini, hem de bizi ikna etmeye çalışırlar.

Dünyanın varlığına bir açıklama bulamıyorsan, Tanrı'ya inanabilirsin, bir deist olabilirsin, ama bu yine de İsa'ya, Musa'ya, Şuayb'a, Muhammed'e inanmanı gerektirmez.

Oarada geçen şahısların hepsi Yahudilerin kutsal kitabında secere secere verilir, hepsi yahudilerin atalarıdır.

Muhammed'in güzel ahlaklı olduğunu söyleyemeyeceğim, kusura bakma.

Kendisi Mekke'deyken kimse kendisini öldürmemiş, ama o Medine'ye geçince kervanları soymaya ve bu nedenle savaş çıkarmaya başlamıştır, bu güzel ahlak değildir.

 

Arkadaşının 6 yaşındaki kızını almıştır. Bu güzel ahlak değildir.

 

Kardeşi kardeşe, babayı oğula, akrabayı akrabaya düşman etmiştir. Bu güzel ahlak değildir.

 

Hz. Ali'nin Beni Kurayza esirlerini kesmesini hurmasını yiyerek seyretmiştir, bu güzel ahlak değildir.

 

Kendisinden boşanmak isteyen eşlerini, vahy geldi diyerek korkutmuş ve ayrılmalarını önlemiştir, bu şekilde tehdit etmek güzel ahlak değildir.

 

Medine Yahudilerini sudan sebeplerle yurtlarından sürmüş, kadınlarını kızlarnı esir almış, mallarına konmuştur. Bu güzel ahlak değildir.

 

Eski kölesi, evlatlığı zeydin karısında gözü kalmış, şahsa özel vahy geldi diyerek o adamın karısını elinden almıştır, bu güzel ahlak değildir.

 

Muhammed,ül Emin adı, çobanlık ve ticaret yaptığı dönemden kalma bir "meslek" adı olup, kişinin karakterine ilişkin bilgi vermez.

 

"Emin" bugün bile Arap ülkelerinde aynı anlamda kullanılan bir kelimedir. Kayyum/mutemet/mütevelli (Trustee) demektir.

 

Saygılar.

 

İnsan beka ister. Bu insanın doğasında vardır. Herkes ölümden sonra bir yaşamın olmasını ve orda da mutlu olmak ister. Sen diyosun ki sadece korku ve umut iksiriyle dünya üzerinde bu kadar insanı etkiledi. Bu kadar basit mi yani. Kanıt olmadan, mantıklı deliller olmadan bu kadar insan nasıl inanır? Allah ın varlığının ve Hz.Muhammed in peygamberliğinin bir sürü delili var. Bunlar olmadan sadece koırku-umut la nasıl etkileyebilir bir insan dünya üzerinde bu kadar insanı? Ona kalırsa herkes bi şekilde bi inanca sahiptir. Herkes mantığında bu dünyadan sonra bir dünya daha olduğunu kavrar. Bunun için birsürü din çıkmış ortaya. Ama hangisine inanacağız? Kuran gibi mucizevi bir kitap ve Hz.Muhammed gibi mükemmel bir yol göstericinin yolu en mantıklı yol bana kalırsa. Diğer insanların dinleri, kendi düşünceleriyle donatılmış dinler. Eğer bir dinin temeline insan düşüncesi karışırsa yanından bile geçmem o dinin. Bana Kuran gerek. Hz.Muhammed gibi bir deniz feneri gerek. Peki sana soruyorum, sen neye inanıyorsun? Ölümden sonra hayatın olması sence mantıklı mı değil mi? Madem ölümlüyüz niye dünyadayız? Biz mi seçtik vücudumuzu, cinsiyetimizi, ailemizi, ülkemizi vs.. Nasıl bir damla sudan konuşabilen, düşünebilen akıllı bir varlık oluşuyor? Dünyadaki düzen nasıl oluştu..Kim yaptı bunları? Tesadüf mü akıl mı? Mantığın Allah ı kabul ediyorsa, yeryüzüne insanlara doğru yolu gösteren bir kitap göndereceğini kabul edersin. değil mi? Aynı şekilde o kitabı insanlara anlatacak bir de elçi göndereceğini de mantığın alabilir. Peki şimdi soruyorum sana, sen neye inanıyorsun?

 

Din alimlerinin çalışmaları evet, doğru olan birşeyi kanıtlamaktır. Nasılki fizikte, kimyada vs. olan bir şeyi insanlar bir mantığa bağlamaya çalışırlar, çünkü olan ortadadır, buna açıklama getirmek gerek. Aynı şekilde dünyayı Allah ın yarattığı da bir gerçek ve o insanlar da bunun doğruluğunu kanıtlamaya çalışıyorlar ve Elhamdülillah akılda şüphe bırakmayacak şekilde kanıtlıyorlar.

 

Kuran daki kavimlerin isimleri yahudi kitaplarında secere secere yazar diyorsun. Bundan daha doğal birşey olamaz. Tevrat da Allah ın kelamı, Kuran da. Allah Tevratta da insanlara eski kavimlerin başlarına geleni haber vermiş, Kuran da da. Burdan, Kuran Yahudi kitabı demek çok da mantıklı değil. Ayrıca biz Allah ın dünya üzerinde her kavem bir peygamber gönderdiğine inanıyoruz. Sonra bakıyoruz ki Tufan olayı, Tevrat ve İncil'in dışında, Sümer, Asur-Babil kayıtlarında, Yunan efsanelerinde, Hindistan'da Satapatha, Brahmana ve Mahabharata destanlarında, İngiltere'nin Galler yöresinde anlatılan bazı efsanelerde, İskandinav Edna efsanelerinde, Litvanya efsanelerinde ve hatta Çin kaynaklı öykülerde birbirine çok benzer şekillerde anlatılır. Anlıyoruz ki Allah bu kavimlere de Nuh Tufanından bahsetmiş. Şimdi soruyorum sana bunlar da mı Yahudi dini? Nuh tufanı bu kavimlerde nasıl destanlaştı?

 

 

 

Hz.Muhammed güzel ahlaklı değil demişsin ve kendince bikaç örnek saymışsın. E peki dünya üzerindeki müslümanlar Hz.Peygamberi örnek alarak yaşıyorlar, onlar neden bu saydıklarını yapmıyorlar? Kendisi Mekke deydek kimse kendisini öldürmemiş diyorsun. Sanki müşrükler güzel ahlaklıydı da Hz.Muhammed kötü ahlaklıydı! Hz. Muhammed i öldürmek için uğraşmadı mı bu adamlar? Kaç kez denediler de başaramadılar. Öyle bi söylüyorsun ki sanki suçlu Hz. Muhammed! Hz. Muhammed döneminde ahlaksızlık, cahillik, rezillik had safhadayken 23 senede mükemmel bir toplum olmuşlar. Bunu nasıl inkar edersin? Kim cahil cühela laftan sözden anlamaz insanları 23 senede düzeltebilir? Kötü ahlakla nasıl olacak bu iş?

Gönderi tarihi:
İnsan beka ister. Bu insanın doğasında vardır. Herkes ölümden sonra bir yaşamın olmasını ve orda da mutlu olmak ister. Sen diyosun ki sadece korku ve umut iksiriyle dünya üzerinde bu kadar insanı etkiledi. Bu kadar basit mi yani. Kanıt olmadan, mantıklı deliller olmadan bu kadar insan nasıl inanır?

 

Nasıl inandıklarının, neden inandıklarının cevabını vermişsin zaten. Altı çizili yer.

 

Allah ın varlığının ve Hz.Muhammed in peygamberliğinin bir sürü delili var.

 

Delil yok inanç var. İnanç ise adı üstünde, bilinmeyen, kanıtlanamayan birşey hakkında kafamızda yarattığımız düşüncedir, Sangı'dır.

 

Bunlar olmadan sadece koırku-umut la nasıl etkileyebilir bir insan dünya üzerinde bu kadar insanı? Ona kalırsa herkes bi şekilde bi inanca sahiptir. Herkes mantığında bu dünyadan sonra bir dünya daha olduğunu kavrar. Bunun için birsürü din çıkmış ortaya. Ama hangisine inanacağız?

 

Seninle anlaşacağız sanırsam. Herkes mantığında bu dünyadan sonra bir dünya daha olduğuna inanır. Bunun için birsürü din çıkmış ortaya, bunun için çıkmış ortaya birsürü ilah. Öbür dünya'da hayatı garanti edebilecek bir güç.

 

Kuran gibi mucizevi bir kitap ve Hz.Muhammed gibi mükemmel bir yol göstericinin yolu en mantıklı yol bana kalırsa. Diğer insanların dinleri, kendi düşünceleriyle donatılmış dinler. Eğer bir dinin temeline insan düşüncesi karışırsa yanından bile geçmem o dinin. Bana Kuran gerek. Hz.Muhammed gibi bir deniz feneri gerek.

 

Kuran mucizevi bir kitap değildir. Tek mucizevi yönü, içindeki onca çelişkiye, tutarsızlığa, tekrarara, içeriksizliğe rağmen bunca insanı bu zamana kadar ardından sürükleyebilmiş olmasıdır.

 

Kızrmızı ile işaretli yeri yeniden oku. İsmaiyet de, insanların oluşturduğu bir din. Madem insanların oluğturduğu dinin yanından geçmeyeceksin, İslamiyetin yanından da geçmemen lazım.

 

Peki sana soruyorum, sen neye inanıyorsun? Ölümden sonra hayatın olması sence mantıklı mı değil mi? Madem ölümlüyüz niye dünyadayız? Biz mi seçtik vücudumuzu, cinsiyetimizi, ailemizi, ülkemizi vs.. Nasıl bir damla sudan konuşabilen, düşünebilen akıllı bir varlık oluşuyor? Dünyadaki düzen nasıl oluştu..Kim yaptı bunları? Tesadüf mü akıl mı? Mantığın Allah ı kabul ediyorsa, yeryüzüne insanlara doğru yolu gösteren bir kitap göndereceğini kabul edersin. değil mi? Aynı şekilde o kitabı insanlara anlatacak bir de elçi göndereceğini de mantığın alabilir. Peki şimdi soruyorum sana, sen neye inanıyorsun?

 

Bu sorulara cevap veremiyorsan, Deist olabilirsin. Tanrı'nın varlığına inananbilirsin. Ama bu inanç, seni Musa'ya, İsa'ya, Muhammed'e, Zerdüşt'e, Buda'ya inanmanı gerektirmez. Onlar da birer insan ve cevap bulunamayan sorulara kendilerince cevap bulmuşlar. Bazıları da bu cevapları Allah'tan aldıklarını iddia etmişler. Bütün olay bundan ibaret.

 

Din alimlerinin çalışmaları evet, doğru olan birşeyi kanıtlamaktır. Nasılki fizikte, kimyada vs. olan bir şeyi insanlar bir mantığa bağlamaya çalışırlar, çünkü olan ortadadır, buna açıklama getirmek gerek. Aynı şekilde dünyayı Allah ın yarattığı da bir gerçek ve o insanlar da bunun doğruluğunu kanıtlamaya çalışıyorlar ve Elhamdülillah akılda şüphe bırakmayacak şekilde kanıtlıyorlar.

 

Bu bilimsel çalışma değil, doğmatik çalışmadır.

Dünya düzdür. Bu doğrudur. Bunu ispatlayacam.

Böyle bir çalışma olamaz. Bu şekilde yola çıkarsan, gerçeği bulamazsın. Dünya'nın düz olduğu konusunda kendi kendini ikna çalışması olur bu.

 

Kuran daki kavimlerin isimleri yahudi kitaplarında secere secere yazar diyorsun. Bundan daha doğal birşey olamaz. Tevrat da Allah ın kelamı, Kuran da. Allah Tevratta da insanlara eski kavimlerin başlarına geleni haber vermiş, Kuran da da. Burdan, Kuran Yahudi kitabı demek çok da mantıklı değil. Ayrıca biz Allah ın dünya üzerinde her kavem bir peygamber gönderdiğine inanıyoruz. Sonra bakıyoruz ki Tufan olayı, Tevrat ve İncil'in dışında, Sümer, Asur-Babil kayıtlarında, Yunan efsanelerinde, Hindistan'da Satapatha, Brahmana ve Mahabharata destanlarında, İngiltere'nin Galler yöresinde anlatılan bazı efsanelerde, İskandinav Edna efsanelerinde, Litvanya efsanelerinde ve hatta Çin kaynaklı öykülerde birbirine çok benzer şekillerde anlatılır. Anlıyoruz ki Allah bu kavimlere de Nuh Tufanından bahsetmiş. Şimdi soruyorum sana bunlar da mı Yahudi dini? Nuh tufanı bu kavimlerde nasıl destanlaştı?

 

Tevrat insan kitabıdır. bir birikim işidir. tek parça halinde yazılmamıştır. parça parça yazılmış yüzyıllar süren bir kültürün ürünüdür. bedevi Arap/Yhudi toplumları arasında varolan en önemli kaynaktır, dolayısıyla Kuran'ın ondan esinlenmiştir, ondan hikayeleri almıştır. tevrat sadece yahudi tarihi ile ilgilendiği için, onda başka kavimlerin hikayesi yoktur. Kuran Tevrat'tan alıntılar yaptığı için Kuran'da sadece Yahudi hikayeleri vardır, başka hikaye yoktur.

 

İnsanlar büyük felaketlere açıklama getiremeyince onu ilahi bir olay zannederler. İznik depremi olduğunda bunun Allah'ın laik zihniyete cezası olarak görenler çıkmadı mı? Nasıl tarihte buzul çağları oldu, nasıl ki dinazorların yaşadığı bir dönem oldu, sürekli yağmur yağan bir dçnem de olmuştur. İnsanlar buna bir anlam veremeyince efsaneler türetmişlerdir.

 

Hz.Muhammed güzel ahlaklı değil demişsin ve kendince bikaç örnek saymışsın. E peki dünya üzerindeki müslümanlar Hz.Peygamberi örnek alarak yaşıyorlar, onlar neden bu saydıklarını yapmıyorlar? Kendisi Mekke deydek kimse kendisini öldürmemiş diyorsun. Sanki müşrükler güzel ahlaklıydı da Hz.Muhammed kötü ahlaklıydı! Hz. Muhammed i öldürmek için uğraşmadı mı bu adamlar? Kaç kez denediler de başaramadılar. Öyle bi söylüyorsun ki sanki suçlu Hz. Muhammed! Hz. Muhammed döneminde ahlaksızlık, cahillik, rezillik had safhadayken 23 senede mükemmel bir toplum olmuşlar. Bunu nasıl inkar edersin? Kim cahil cühela laftan sözden anlamaz insanları 23 senede düzeltebilir? Kötü ahlakla nasıl olacak bu iş?

 

O örnekleri kendimce vermedim, o örnekler islam tarihinde yeralan örnekler. Eşer Mekkeliler gerçekten Muhammed'i öldürmek isteselerdi öldürülerdi. Ama Uzun süre Mekkelilerin inançlarına söverek yaşayabildiğine göre, demek ki öldürmemişler. Muhammed'in epilepsi (sara) hastası olduğu söyleniyor. Belki böyle bir adamı öldürmek onlara doğru gelmedi. Muhammed döneminde ahlaksızlık, cahillik, rezillik had safadaydı diyerek bırakma sözü orada, örnek getir o cahilliğe, cehalete, ahlaksızlığa.

 

Cengiz Han n asıl küçücük ulusu ile bütün Avrasya'yı titretti? Korku ile. Teslim olmayan, tabi olmayan bir grubu ortadan kaldırısan bunu gören diğer insanlar teslim olur, tabi olur. Medine Yahudilerinin başına gelen şeyler Mekkelilerin de gözünü açmıştır.

 

Saygılar.

Gönderi tarihi:
Nasıl inandıklarının, neden inandıklarının cevabını vermişsin zaten. Altı çizili yer.

Delil yok inanç var. İnanç ise adı üstünde, bilinmeyen, kanıtlanamayan birşey hakkında kafamızda yarattığımız düşüncedir, Sangı'dır.

Seninle anlaşacağız sanırsam. Herkes mantığında bu dünyadan sonra bir dünya daha olduğuna inanır. Bunun için birsürü din çıkmış ortaya, bunun için çıkmış ortaya birsürü ilah. Öbür dünya'da hayatı garanti edebilecek bir güç.

Kuran mucizevi bir kitap değildir. Tek mucizevi yönü, içindeki onca çelişkiye, tutarsızlığa, tekrarara, içeriksizliğe rağmen bunca insanı bu zamana kadar ardından sürükleyebilmiş olmasıdır.

 

Kızrmızı ile işaretli yeri yeniden oku. İsmaiyet de, insanların oluşturduğu bir din. Madem insanların oluğturduğu dinin yanından geçmeyeceksin, İslamiyetin yanından da geçmemen lazım.

Bu sorulara cevap veremiyorsan, Deist olabilirsin. Tanrı'nın varlığına inananbilirsin. Ama bu inanç, seni Musa'ya, İsa'ya, Muhammed'e, Zerdüşt'e, Buda'ya inanmanı gerektirmez. Onlar da birer insan ve cevap bulunamayan sorulara kendilerince cevap bulmuşlar. Bazıları da bu cevapları Allah'tan aldıklarını iddia etmişler. Bütün olay bundan ibaret.

Bu bilimsel çalışma değil, doğmatik çalışmadır.

Dünya düzdür. Bu doğrudur. Bunu ispatlayacam.

Böyle bir çalışma olamaz. Bu şekilde yola çıkarsan, gerçeği bulamazsın. Dünya'nın düz olduğu konusunda kendi kendini ikna çalışması olur bu.

Tevrat insan kitabıdır. bir birikim işidir. tek parça halinde yazılmamıştır. parça parça yazılmış yüzyıllar süren bir kültürün ürünüdür. bedevi Arap/Yhudi toplumları arasında varolan en önemli kaynaktır, dolayısıyla Kuran'ın ondan esinlenmiştir, ondan hikayeleri almıştır. tevrat sadece yahudi tarihi ile ilgilendiği için, onda başka kavimlerin hikayesi yoktur. Kuran Tevrat'tan alıntılar yaptığı için Kuran'da sadece Yahudi hikayeleri vardır, başka hikaye yoktur.

 

İnsanlar büyük felaketlere açıklama getiremeyince onu ilahi bir olay zannederler. İznik depremi olduğunda bunun Allah'ın laik zihniyete cezası olarak görenler çıkmadı mı? Nasıl tarihte buzul çağları oldu, nasıl ki dinazorların yaşadığı bir dönem oldu, sürekli yağmur yağan bir dçnem de olmuştur. İnsanlar buna bir anlam veremeyince efsaneler türetmişlerdir.

O örnekleri kendimce vermedim, o örnekler islam tarihinde yeralan örnekler. Eşer Mekkeliler gerçekten Muhammed'i öldürmek isteselerdi öldürülerdi. Ama Uzun süre Mekkelilerin inançlarına söverek yaşayabildiğine göre, demek ki öldürmemişler. Muhammed'in epilepsi (sara) hastası olduğu söyleniyor. Belki böyle bir adamı öldürmek onlara doğru gelmedi. Muhammed döneminde ahlaksızlık, cahillik, rezillik had safadaydı diyerek bırakma sözü orada, örnek getir o cahilliğe, cehalete, ahlaksızlığa.

 

Cengiz Han n asıl küçücük ulusu ile bütün Avrasya'yı titretti? Korku ile. Teslim olmayan, tabi olmayan bir grubu ortadan kaldırısan bunu gören diğer insanlar teslim olur, tabi olur. Medine Yahudilerinin başına gelen şeyler Mekkelilerin de gözünü açmıştır.

 

Saygılar.

 

 

Delil yok inanç var diyorsun. Delil olmasaydı 1400 yıldır bu kadar insan bu inancı devam ettiremezlerdi. Bak sana birkaç delil sayayım. Öncelikle Dünya daki canlılar. İşin içine insan karışmasa, dünya mükemmel bir düzenle işler gider. Doğadaki madde döngüsü, ekosistem(adı üstünde sistem) bunu yapan birinin olduğuna bir delildir. Bu delile inanmak inançtır. Kim yaptı sorusuna verilecek 2 cevap var: 1-Tesadüfen, şansına birleştiler denk geldi oldu 2-Bizim algımızın ve aklımızın ötesinde bir Zat yarattı. Bana 2. si 1.sinden çok daha mantıklı geliyor. Aynı şekilde insan kendisini düşünsün. Bizim organlarımız belli bir tasarım ürünü. Kimse bunları yapmakla uğraşmıyor. Küçük bir damlayken rahimde bunlar oluşuyor ve insan meydana geliyor. Bunu açıkki insan yapmıyor, peki kim yapıyor? Kim bunu yapan? Bir hücre nasıl olurda trilyonlarca, birbiriyle mükemmel bir uyum içinde hücreler olur? Akıllı olan hücre mi yoksa bunun sahibi olan Zat mı? Ayrıca insanın içinde sürekli bir devirdaym vardır. Sürekli hücreler yenilenir. Ya da yemek yersin ama yaptığın sadece yemek ve zevk almak. Onun moleküllerini ayırıp vücuduna hangisi yayrlı hangisi zararlı, bunun ayrımını yapıp dağıtan senin organlarındır. Yoksa organlarımız bizden daha mı akıllı? Ya da onları idare eden bir Zat mı var? Bunlar apaçık bir delildir. Bu delillere inanmak inançtır. Burdan Allah ı bulan insan, Allah ın dünyaya peygamber gönderip kendisini tanıttıracağını da anlaması gerek. Değil mi?

 

Öbür taraf mevzuu ise, bununda delilleri var. Bakıyorsun ki dünyaya insanların malını gasp eden, dolandırıcılık yapıp milletin malını yiyen insanlar rahat içide yaşarlarken, masum insanlar aç ve sefalet içinde yaşıyor. Sence bu onların yanına kalacak mı? Belli ki öldükten sonra bunlar hesap verecek ve yaptıklarının cezasını çekecekler. Bu benim için bir delildir ve ben buna inanıyorum. İnanırsam mutlu, huzurlu ve umutlu oluyorum, inanmazsam kendi kendimi yiyip bitiriyorum. Herşey açık.

 

Kuran mucizevi bir kitap değildir diyorsun. Bu konuyu yeni açtığım başlıkta tartışırız. İnsan eliyle mi yazılmış yoksa İlahi bir Kudretin mi eseri orda anlaşılır herşey.

 

Dünyanın düz olmasını ispatlamakla, Allah ın varlığını ispatlamak aynı şey. Tamam örnek olarak vermişsin ama yanlış bir örnek. Dünyanın düz olup olmamasını insanlar 5 algısından biriyle algılayabilir. Ama Allah ı ne gözümüzle görürüz ne kulağımızla duyarız vs.

Allah ı mantığımızla buluruz. Bu yüzden Allah ın varlığını ispatlamakla dünyanın düz olduğunu ispatlamak muadil bir örnek değildir.

 

Tevrat insan kitabıdır diyorsun. Şimdiki hali evet insan kitabı. Ama ilk indirildiğinde insan kitabı değildi. Geçmişteki olayları anlatıyor diye insan kitabı diyip atıveremezsin. Gerçi Tevrat üzerinden konuşmak saçma olur. Çünkü hangisi insan sözü hangisi Allah ın sözü bilemeyiz artık. Tartışacaksakl Kuran üzerinden tartışalım.Ayrıca Kuran da sadece Yahudi hikayeleri yok. Kardeşim neden diretiyorsun. Yusuf Suresi bir yahudi hikayesi mi? Nuh tufanı çinin, iskoçyanın vs. dünyanın biçok yerinde destan haline gelmiş. Nasıl gitmiş oralara da destanlaşmış? Sen bana daha bunun cevabını vermedin.

 

Hz.Muhammed de birçok kez öldürülmek istenmiştir. Tarih okuduğuna emin misin sen? Kaç kez öldürme girişimleri olmuş. Ama öldürememişler. Hz.Ömer bile Peygamberimizi öldürmeye geldiğinde müslüman olmuş. Hicret anında mağaraya girdikten hemen sonra örümcek ağ kurup kuş yuva yapıp inkarcıları yanıltmıştır. Ve daha birçok örnek vardı şimdilik bunları hatırlayabildim. Ayrıca o zaman da siyaset vardı ve Hz.Muhammed i öldürmek onların menfaatleri açısından zararlı olacaktı. Ama iş çığırından çıkınca birçok kez öldürme girişiminde bulunmuşlardır. Ve Allah ın izniyle elbette başarısız oldular.

 

Cengiz Han örneğini vermişsin. Ama malesef gene muadil bir örnek vermemişsin. cengiz han kılıcıyla tehdit etmiştir ve güç kullanmıştır. Bu şekilde insanları kontrol altında tutabilir. Kılıcı kimin boğazına dayarsan daya korkar. Ama Hz.Muhammed insanları kılıç zoruyla müslüman yapmamıştır. İnsanlara akıllarını kullanmalarını söylemiş. Delileri sunmuş, hatta mucizeler göstermiş. İnanmazsan cehenneme gideceksin, ama inanırsan hem felah bulacaksın hem de eşsiz güzelliklerin olduğu Cennet e kavuşacaksın demiş. Cengiz han sadece bana uymayanı keserim demiş. Bilmiyorum verdiğin örneği gerçekten tatmin olarak mı verdin?

 

Saygılar

Gönderi tarihi:
Delil yok inanç var diyorsun. Delil olmasaydı 1400 yıldır bu kadar insan bu inancı devam ettiremezlerdi. Bak sana birkaç delil sayayım. Öncelikle Dünya daki canlılar. İşin içine insan karışmasa, dünya mükemmel bir düzenle işler gider. Doğadaki madde döngüsü, ekosistem(adı üstünde sistem) bunu yapan birinin olduğuna bir delildir. Bu delile inanmak inançtır. Kim yaptı sorusuna verilecek 2 cevap var: 1-Tesadüfen, şansına birleştiler denk geldi oldu 2-Bizim algımızın ve aklımızın ötesinde bir Zat yarattı. Bana 2. si 1.sinden çok daha mantıklı geliyor. Aynı şekilde insan kendisini düşünsün. Bizim organlarımız belli bir tasarım ürünü. Kimse bunları yapmakla uğraşmıyor. Küçük bir damlayken rahimde bunlar oluşuyor ve insan meydana geliyor. Bunu açıkki insan yapmıyor, peki kim yapıyor? Kim bunu yapan? Bir hücre nasıl olurda trilyonlarca, birbiriyle mükemmel bir uyum içinde hücreler olur? Akıllı olan hücre mi yoksa bunun sahibi olan Zat mı? Ayrıca insanın içinde sürekli bir devirdaym vardır. Sürekli hücreler yenilenir. Ya da yemek yersin ama yaptığın sadece yemek ve zevk almak. Onun moleküllerini ayırıp vücuduna hangisi yayrlı hangisi zararlı, bunun ayrımını yapıp dağıtan senin organlarındır. Yoksa organlarımız bizden daha mı akıllı? Ya da onları idare eden bir Zat mı var? Bunlar apaçık bir delildir.

 

Bunu kaç kere yazayım daha? Dünyanın varlığına, doğanın işelyişine bir açıklama bulamıyorsan, Tanrı'ya inanabilirsin, bir deist olabilirsin, ama bu yine de İsa'ya, Musa'ya, Şuayb'a, Muhammed'e inanmanı gerektirmez.

 

Öbür taraf mevzuu ise, bununda delilleri var. Bakıyorsun ki dünyaya insanların malını gasp eden, dolandırıcılık yapıp milletin malını yiyen insanlar rahat içide yaşarlarken, masum insanlar aç ve sefalet içinde yaşıyor. Sence bu onların yanına kalacak mı? Belli ki öldükten sonra bunlar hesap verecek ve yaptıklarının cezasını çekecekler. Bu benim için bir delildir ve ben buna inanıyorum. İnanırsam mutlu, huzurlu ve umutlu oluyorum, inanmazsam kendi kendimi yiyip bitiriyorum. Herşey açık.

 

Ben inanmıyorum, ama ben kendimi yiyip bitirmiyorum. İnanmadığım halde, çalıp çırpmıyorum, kimsenin ırzına da geçmiyorum.

 

Tevrat insan kitabıdır diyorsun. Şimdiki hali evet insan kitabı. Ama ilk indirildiğinde insan kitabı değildi. Geçmişteki olayları anlatıyor diye insan kitabı diyip atıveremezsin. Gerçi Tevrat üzerinden konuşmak saçma olur. Çünkü hangisi insan sözü hangisi Allah ın sözü bilemeyiz artık. Tartışacaksak Kuran üzerinden tartışalım.Ayrıca Kuran da sadece Yahudi hikayeleri yok. Kardeşim neden diretiyorsun. Yusuf Suresi bir yahudi hikayesi mi? Nuh tufanı çinin, iskoçyanın vs. dünyanın biçok yerinde destan haline gelmiş. Nasıl gitmiş oralara da destanlaşmış? Sen bana daha bunun cevabını vermedin.

 

Verdim. İnsanlar anlam veremedikleri büyük felaketleri açıklayabilmek için "bu iş tanrı işi" demişler ve bu şekilde efsaneler türemiş. Endonezya, Tanland, Malezya, Hindistan, Sri Lanka ve Somali birbirlerine yakın değil ama, Tsunami felaketi ile ortak bir noktaları oldu. 2000 yıl önce olsaydı bu olay bu da efsaneleşirdi.

 

Akdeniz'de, M.Ö. 1700 yıllarında Ege'de meydana gelen depremler ve sonrasında Santorini adasında patlayan yanardağ, bunun yarattığı tsunami ve beraberindeki felaketlerin kaynağını Mısır'daki insanlar, Ortadoğu'daki insannlar göremedikleri için bunu nasıl Musa'nın mucizeleri sanmışlarsa, geçmişte insanlar nedenini bilemedikleri birçok şeyi ilahların yaptığını zannetmişlerdir.

 

Ms. 1700'lerde, Ege'nin güneyinde, girit yakınlarındaki Santorini'de yanardağ patlıyor. Arkeologlara göre, dünyanın en büyük yanardağ patlamalarından biri. Yanardağ gökyüzüne karar bulutlar, tozlar, isler püskürtüyor, Tüm doğu akdenizde toz ve sisten güneş gözükmez oluyor (bazı insanlar da, Musa, Firavun'a ceza olsun diye gökyüzünü karartı diyor buna). Gökyüzü toz ve volkan parçacıklarıyla dolu olduğundan yağmur çamurlu yağıyor (bazı insanlar da, Musa, Firavun'a ceza olsun diye çamur yağdırdı, sular içilmez oldu diyor buna). Tsunami oluyor, tsunami nedeniyle su önce kıyılardan ve sığ yerlerden çekiliyor (bazı insanlar da, Musa, Firavun'dan kaçarken denizi yardı diyor buna). Tsunami dalgası geri gelince, önce çekildiği yerleri dolduruyor (bazı insanlar da, Musa ve ahalisi geçtikten sonra deniz kapandı diyor buna). Tsunami dalgası geri gelince, Nil bile geriye doğru akıyormuş gibi görünüyor (bazı insanlar da, Musa Nil'i geri akıttı diyor buna).

 

1999'da İzmit'te deprem oluyor. Bilim adamları, yerkabuğu alttaki mağmadan dolayı hareketli, Türkiye Afrika ve Asya plakaları arasında olduğundan, plakaların çarpışma noktasında, bu nedenle Türkiye'de deprem daha fazla oluyor diyor ve İzmit depremini buna bağlıyorlar (Bazıları da, Türkiye'deki laik sisteme Allah kızdığı için, Gölcük Deniz Üssündeki Subay Gazinosu merkez olacak şekilde Allah bir deprem verdi ve helak etti laikleri diyor buna).

 

Yusuf Suresindeki Yusuf, kardeşleri tarafından kuyuya atıldığı ve sonra Mısır'a satıldığı söylenen bir yahudidir.

 

Hz.Muhammed de birçok kez öldürülmek istenmiştir. Tarih okuduğuna emin misin sen? Kaç kez öldürme girişimleri olmuş. Ama öldürememişler. Hz.Ömer bile Peygamberimizi öldürmeye geldiğinde müslüman olmuş. Hicret anında mağaraya girdikten hemen sonra örümcek ağ kurup kuş yuva yapıp inkarcıları yanıltmıştır. Ve daha birçok örnek vardı şimdilik bunları hatırlayabildim. Ayrıca o zaman da siyaset vardı ve Hz.Muhammed i öldürmek onların menfaatleri açısından zararlı olacaktı. Ama iş çığırından çıkınca birçok kez öldürme girişiminde bulunmuşlardır. Ve Allah ın izniyle elbette başarısız oldular.

 

Öldürecek kadar kızmak ayrı şey, gidip öldürmek ayrı şey. Allah'ın izniyle başarısız olmadılar, bir insanın sadece düşüncesinden dolayı öldürmenin ilkel bir davranış olduğunu gördükleri için öldürmediler.

 

Saygılar.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.