Φ LaRsiE_ Gönderi tarihi: 9 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 9 Kasım , 2005 Aşk için bahar.Tehlike her yerdedir...Vuruluverirsin hiç ummadığın birine.Ama öyle çarpar ki kalbin, duracak gibi aldatır seni.Bahardan sonra yaz gelir...Hepimiz biliriz, sabun köpüğü gibidir yaz aşkları.Bence öyle basit değil.Henüz silinmedi hiçbirinin yarası benden.Aşk gitti ama acısını bıraktı, iz kaldı.Güz aşkları mevsimine dönünce dönence, pencereye sinmiş insanlar gelir gözümün önüne.Ve yavaş yavaş görünürler etrafta.Kimi yaza girerken terk ettiği aşkını, kimi yaz aşkını düşünür.Kimi ayrılık planlar ama hala yüreği yanar.Kimi terk edilmişliği sindirmeye çalışır.Çok azdır taze aşk yakalayan. Sanki bir doğum öncesi ölüm gibidir.Sonra kış gelir.Kimi yüzsüzler yazın hiç aldatmamış gibi eski sevgilisine döner;kimi sadıklar kavuşur...Kimi yalnızdır, kimi yorgun...O yorgunlar için kış uykusu başlar...Belki de taze baharlara, taze aşklara enerji depolarlar...Aşk dört mevsimdir herkesin sözlüğünde.Ama nedense bana bu anlattıklarımı çağrıştırmaz.Saçmaladım belki de bir paragraf boyu.Yalan attım.Aslında doğru olsalar bile yalanlardı çünkü, hissetmediklerimi yazdım.Ezbere konuştum.Aşk , kelimesi içimde gebe olduğum bir kelimedir.Her duyuşumda doğum sancısı çeker, doğuramam.Ama gözlerimin önüne o gelir.Sadece bir bakışına karın ağrıları, suyla yatışmalar.Bir tebessüme ömür bulmak.İtiraf.Saatler süren telefon konuşmaları.İlk duygular, çocuksu güzellikler.Ve sonra..... Nefessiz kalmacasına ağlamalar.Izdırap çığlıkları...Kış..Kış..Kış..... Azap....Ve sonunda doğan gün....Hemen her mevsim aşık olmuşumdur birilerine....Hatta sonbaharda bile...Ama onca ufaklı büyüklü sevda içinde, böylesine derinde var olan,böyle yaktı mı iz bırakan, bu kadar çaresiz bırakan,bu kadar arzu illetine hasta eden, bu kadar dizginsiz, sorgusuz,başına buyruk, acımasız, bu kadar bugünsüz sevda görmedim.Ve işte hiç biri böyle koyup, böyle yıkıp gitmedi.Ondan önce hiç biri içimden bir şey götürmemişti.Ondan sonrası zaten götüremez çünkü, götürülecek bir şey kalmadı..İşte o insan, beni aşka karşı böyle kelimesiz böyle hayretli, böyle çaresiz, isteksiz bırakıp gitti..Şimdi ben nefretten bile aciz isem bana bir şeyler borçlu.İçimden söküp aldığı bir şeyleri.Bana beni borçlu.Herkesi seven o sersem yüreğimi..Benden alıp kaçtığı o masum kızı borçlu.Bana bir dün, birde yarın borçlu.Benim ne günahım vardı da aşk için üç kelime etmekten aciz kalacaktım.Benim ne günahım vardı da her mevsim başka meyve yemek varken iştahsız kalacaktım.Yoktu elbet günahım..Onunda yoktu ya..Öfkem susmama engel...Ama ikimizin de suçu yoktu...Suçlu yoktu..Benim mevsimim sonbaharsa, yaza, kışa, bahara dönmez...Benim gibilerin nasibi pencere önüne sinip, mazide yaşamak,kendinle kanlı bıçaklı düellolar yapmak...Kendinle savaşmak , hırpalamak...Yaptığının farkına varıp ,bir de üstüne onun için cezalandırmaktır. Alıntı
Φ içimdeki deniz Gönderi tarihi: 17 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 17 Kasım , 2005 >BANA áşık mısın?'' >Sevgiliniz bu soruyu sorarsa eğer, ki sormaması düşünülemez, cevap vermek >için süre isteyin. >Ne kadar süre? >Belirsiz. >Daha doğrusu ilişkinizin ömrüne bağlı. >İlişkiniz bitecek, üzerinden epey bir zaman geçecek, áşık olup olmadığınızı >anlayacaksınız. >Durum budur. >Gerisi yalandır. >İçindeyken, yani ilişki sürerken gerçeği bilemezsiniz. >Bildirmezler. Araya girerler. >Kimler, neler? >Hırs. >Ekonomik şartlar. >Cinsel çekicilik. >Alışkanlık. >Birbirine mecburiyet. >Hepimizde var olan sevgiliyi kahramanlaştırma eğilimi. >Falan, filan. >Ancak... >Her şey bitince. >Sular durulunca. >Heyecan dinince. >Zaman geçince. >Sevgiliniz çıplak kalınca... >Anlarsınız áşık olup olmadığınızı. >Düşünün şöyle bir... >Tarih olmuş sevgililerinizi aklınızdan geçirin. >Hani o deli gibi kıskandığınız birisi vardı... >Ne o? Yüzü gözünüzün önüne gelmiyor tam olarak değil mi? >Hani bir de ayrılırsanız öleceğinizi zannettiğiniz birisi vardı... >Biliyorum, şimdi adını bile anmak istemiyorsunuz. >Peki onu kaybetmenin dünyanın sonu olacağını düşündüğünüze ne oldu? >''Hayatıma girmeseydi de olurdu'' diyorsunuz, duyuyorum. >Düşünmeye devam edin. >Biri var ki... >Onu hatırlayınca derinlerde bir yerde bir sızı duyuyorsunuz. >Zaten o tam olarak çıkıp gitmedi ki hayatınızdan. >Artık hiç görüşmeseniz de var o. >Bir yerlerde saklı duruyor. >Siz onu gerçekten sevmiştiniz. >Aşk biter ama izi kalır. >Her ilişki bir sürü anı bırakır ama iz bırakan aşktır. >Ve galiba bir kere áşık olur insan ömründe. >Ve maalesef onu da ötekiler gibi yaşar. >Keşke o sırada farkında olabilse... Hayatının aşkı olduğunu bilse. Gerçi >bilse ne olacak? >Hiç. >Yine de bitecek. >Şu anda aşktan aşka koşanlar bu dediklerimden bir şey anlamayacaklardır. >Anlamak için biraz durulup uzaktan bakmak lazım. _alıntı_ Alıntı
Φ *NATALIA* Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2005 Güzel yazı tsk ederiz Larscım bknz şekil A ))) Alıntı
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2005 Gönderi tarihi: 23 Kasım , 2005 Öyle Bir ilişkiye En güzel yıllarınızın, acı tatlı hatıralarınızın ortağıdır; iç çekişmelerinizin nedeni; yazılarınızın ilhamı, sohbetlerinizin konusudur. Göz yaşlarınızda, bilinçaltınızda, kahkalarınızdadır. Korkunca saklandığınız bir sığınak, coşunca öptüğünüz bir bayrak... Sevdanız riyasız, çıkarsız, karşılıksızdır. Sınırsız ve nihayetsiz; “Ölmek var, dönmek yok”tur. Gün gelir anlarsınız; içten içe bir şeylerin kanadığını... Tutkulu sevdaların gizli hançerleri başlar parıldamaya Şurasından, burasından eleştirmeye başlarsınız; “Şöyle görünse, öyle demese, değişse biraz ya da eskisi gibi olsa...” Başkalarını örnek göstermeye, “Bak onlar nasıl yaşıyor” demeye başlarsınız Hem birlikte yaşayıp, hem özgür olmanın yollarını arasınız. Aşkınızın gözü kör değildir artık yanlışını görür düzeltmek istersiniz. “Eskiden böyle miydi ya...” diye başlayan sohbetlerde açılır eleştirilerin kapısı; açıldıkça, bastırılmış itirazlar yükselir bilinçaltından... Böyle sürmeyeceğini bilirsiniz. Değişsin istersiniz. O sevgisizliğinize yorar bunu... İhanete sayar. Tutkulu ilişkilerde ihanetin bedeli ölümdür. “Ya sev böyle ya da terk et” diye gürler... Bir zamanlar bir gülücüğüyle alacakaranlığı ısıtan o rüya, bir kabusa dönüşür birden... Kapatır gönlünün kapılarını, yasaklar kendini size... Hoyrattır, bakmaz yüzünüze... Zehir akar dilinden, konuşturmaz, suçlar, yargılar, mahkum eder; mühürler dudaklarınızı, yırtar atar yazdıklarınızı, siler sizi defterden... “İyiliğin içindi hepsi, seni sevdiğim için...” dersiniz, dinletemezsiniz. Ayrılırsanız, yaşayamayacağınızı bilirsiniz, ama öyle de sevemezsiniz. İhanetten kırılmıştır kaleminiz; severek terk edersiniz... “Madem öyle...”nin çağı başlar ondan sonra... Madem ki siz böylesine tutkunken, o hep başkalarını seçmiştir, madem ki kıymetinizi bilmemiştir, o halde “Günah sizden gitmiştir” Lanet ederek bu karşılıksız aşka, çekip gitmeleri denersiniz. Aşkın göçmenlik çağı başlar böylece... Daha özgür olacağınız limanlara demirlersiniz bir süre... Ne var ki unutamazsınız, uzaktan uzağa izlersiniz olup biteni... Etrafı bir sürü uğursuzla dolmuş, kurda kuşa yem olmuştur. Delikanlılar, elikanlılar, uğruna ölenler, sırtına binenler sarmıştır çevresini... Gurur duyar onlarla, koynunda besler, gözünü oysunlar diye... Uğruna kan dökenleri sever, yoluna gül dökenlerden fazla... “Bana ne... kendi seçimi” diye omuz silkmeye çabalarsınız bir süre... Ama sonra... Ansızın kulağınıza çalan bir şarkı ya da kapı aralığından süzülüp gelen bir koku, hatırlatır onu yeniden... Yaban ellerde, başka kollarda ondan bahseder ağlarsınız. Kokusunu özlersiniz; türküsünü söylemeyi, şarkısını dinlemeyi, yemeğini yemeyi, elinden bir kadeh şarap içmeyi... Karşı nehrin kenarından hasret şiirleri haykırırsınız, sular kulağına fısıldasın diye...dönüp “Seni hala seviyorum” diye bağırmak geçer içinizden... dönemezsiniz. Görmedikçe bağlanır, uzaklaştıkça yakınlaşırsınız. Anlarsınız ki bir çaresiz aşktır bu, ne onunla, ne de onsuz... Hem kollarında ölmek, kucağına gömülmek arzusu, Hem “Ne olacak sonunda” kuşkusu... Böyle sevemezsiniz, terk de edemezsiniz, sürünür gidersiniz. Can DÜNDAR Alıntı
Φ LaRsiE_ Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2005 erbay tşk ederiz dostum Alıntı
Misafir şevval Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2005 MÜŞFİK KENTER'den... >> >> >>Yalniz Olanlara; >> >>Ask bir kelebek gibidir,pesinden kostukça hep senden kaçar.. >>En iyisi birak uçsun, inan ki hiç beklemedigin bir anda gelip omzuna >>dokunuverir...Ask mutlu eder, bazen de üzer ama ask >>özeldir, askini hak eden birine sunarsan eger.. >> >> >> >>Sevgilisi Olanlara; >> >>Askin amaci birileri için "mükemmel insan" olmak degildir,seni >>mükemmellige en çok yaklastiracak insani bulmaktir.. >> >> >> >>Capkinlara; >> >>Sevmedigin birine asla "seni seviyorum" deme.. Içinde olmayan duygulardan >>varmis gibi sözetme.. Kimsenin hayatina kalbini kirmak için girme.. Sevgi >>dolu bakan gözlere asla yalan söyleme,cünkü birine verebilecegin en büyük >>aci, asik olmadigin birini kendine asik etmektir... >> >> >>Evli Olanlara; >> >>Seven insan "senin hatan" yerine "özür dilerim" diyendir... "neredesin" >>yerine "ben buradayim" diyendir.. "nasil yaparsin" yerine "niye yaptigini >>anliyorum" diyendir.. ve ask "keske" yerine daima "iyi ki" diyendir... >> >> >> >>Kalbi Kirik Olanlara; >> >>Kalp yarasi siz kanatmaktan vazgeçinceye kadar sürer ve ilaci bu aciya >>alismak degil, ondan ders çikarabilmektir. >> >> >> >>Asik Olmaktan Korkanlara; >> >>Aska düs ama tökezleme,anla ama bekleme, paylas ama isteme,yaralan ama >>asla aciyi içinde büyütme... >> >> >>Sevdigini Fazla Sahiplenenlere; >> >>Sevdiginin bir baskasiyla mutlu oldugunu görmekten daha aci bir sey >>varsa,o da sevdiginin seninle mutsuz oldugunu görmektir.. >> >> >>Askini Itiraf Etmeye Cekinenlere; >> >>Sevdiginden ayrilinca ask aci verir,sevdigin seni terk edince daha da çok >>aci verir ama en acisi, onu ne kadar sevdigini bilmesine hiç firsat >>vermemektir.. >> >> >>Dönmeyecek Birini Hala Bekleyenlere; >> >>Hayatin en hüzünlü ani, deli gibi sevdigin insanin buna hiç degmedigini >>gördügün andir ve en büyük kaybin onun için harcadigin yillardir...Senin >>askini su gün hak etmeyen, bilki 10 sene sonra yine hak >>etmeyecektir...Birak, gitsin... Alıntı
Φ made in turkey! Gönderi tarihi: 2 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 2 Aralık , 2005 yak gitsin be arkadaş..... Alıntı
Φ rehber2327 Gönderi tarihi: 2 Aralık , 2005 Gönderi tarihi: 2 Aralık , 2005 gercekten gusel sozler solemıs abımız helal yanı Alıntı
Φ LaRsiE_ Gönderi tarihi: 4 Aralık , 2005 Yazar Gönderi tarihi: 4 Aralık , 2005 döktüren döktürene sağolun arkadaşlar Alıntı
Misafir S.e.t.h Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2009 Gönderi tarihi: 9 Haziran , 2009 MÜŞFİK KENTER'den... >> >>Dönmeyecek Birini Hala Bekleyenlere; >> >>Hayatin en hüzünlü ani, deli gibi sevdigin insanin buna hiç degmedigini >>gördügün andir ve en büyük kaybin onun için harcadigin yillardir...Senin >>askini su gün hak etmeyen, bilki 10 sene sonra yine hak >>etmeyecektir...Birak, gitsin... Hiç de değil Alıntı
Φ Kulina Gönderi tarihi: 28 Ekim , 2009 Gönderi tarihi: 28 Ekim , 2009 >>Capkinlara; >> >>Sevmedigin birine asla "seni seviyorum" deme.. Içinde olmayan duygulardan >>varmis gibi sözetme.. Kimsenin hayatina kalbini kirmak için girme.. Sevgi >>dolu bakan gözlere asla yalan söyleme,cünkü birine verebilecegin en büyük >>aci, asik olmadigin birini kendine asik etmektir... >> >>Dönmeyecek Birini Hala Bekleyenlere; >> >>Hayatin en hüzünlü ani, deli gibi sevdigin insanin buna hiç degmedigini >>gördügün andir ve en büyük kaybin onun için harcadigin yillardir...Senin >>askini su gün hak etmeyen, bilki 10 sene sonra yine hak >>etmeyecektir...Birak, gitsin... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.