Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Hayatınızı Değiştirebilecek Kelimeler ..


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Hayatım hep kötü diyenler için günlerinin önemini anlatan güzel bir gün geçirmek isteyenler için yazılmış bi kitap.. Birkaç kelimenin neler yapabildiğini anlatıyor..

 

 

 

Kitaptan birkaç alıntı

 

Yaşamın içinde kullandığımız kelimeler duygularımızı ve düşüncelerimizi programlıyorlar. Negatif kelimeler içimizdeki heyecanı yok ederken, sürekli içimizde fısıldadığımız pozitif kelimeler ise, bizi hem motive ediyor hem de daha iyi hissetmemizi sağlıyor. Yaşamınıza ve duygularınıza yeni bir başlangıç yapmak istiyorsanız, size önereceğimiz 10 kelimeyi hayatınızın bir parçası yapın ve her hafta kendinize tekrarlayın.

 

 

Başlamak: Hayatınıza yeni bir yön vermenizin en önemli yolu, başlamaktır. Başlamak kelimesi aklınıza herşeyi getirebilir. Hep yapmak istediğiniz ama bir türlü fırsatını yaratmadığınız birşey, yeni bir dil, okula geri dönmek, hiç yapmadığınız bir yemeği yapmak, eski bir dostu aramak, yürümeye başlamak vs. Başlamak istediğiniz şeyler gözünüzü korkutuyorsa, öncelikle kolay ve yakın plan şeyleri yapmayı deneyebilirsiniz.

 

 

 

Hayal etmek: Hayal gücünün sınırı yoktur. Çocukken oyun oynarız, ama yetişkin olduğumuz zaman bizim için hayal diye bir dünya yoktur, gerçeklerle boğuşur, çocukluk hayallerimizi unutur gideriz. Hayalimizde neler kurarız? Cennet gibi bir adada tatil, iyi bir kariyer ve iş vs. Bu hayaller gerçekte ne kadarını yapabileceğimizi de bize gösterir ve hayal kurmak başarının ilk adımıdır.

 

 

 

Gülmek: Gülmek insan ruhunun en iyi ilacıdır. Perspektiflerinizi geliştirir, sağlıklı hissetmenizi sağlar ve size zor görünen birtakım şeylerin altından daha kolay kalkmanıza neden olur. Çocuklarınıza anlatacağınız komik fıkra ve hikayeler öğrenin, en sevdiğiniz karikatürü duvara asın ve eski bir arkadaşınızla buluşup, geçmiş günleri yad ederek mutlu olun.

 

 

 

İnanmak: Kendinize yapacağınız işte ne olursa olsun başarılı olacağınızı söyleyin. Güne pozitif başlayın ve kendinizi iyi ve olumlu şeylerin yaşanacağı birgün olduğuna ikna edin. Eğer kendinize hedeflerinizi gerçekleştiremeyeceğinizi söylerseniz, gerçekleştiremezsiniz. İnançsız hiçbirşey yapılmaz hiçbirşeye sahip olunamaz.

 

 

 

Keşfetmek: Bilmiyorum demek bazen risklidir. Bulmaya, öğrenmeye çalışmak bilmenin yarısıdır. Yeni yerler gezin, keşfedin, yeni insanlarla tanışın, konuşun. Kısacası yaşamı küçük küçük adımlarla yeniden keşfe çıkın.

 

 

 

Oynamak: Biz yetişkinler gerçek dünyanın içinde kaybolup, eğlenmeyi unutur, ihmal ederiz. Haftanın 1 gününü de kendinize tatil olarak ayırın ve gerçekten ne iş, ne ev, ne de koşuşturmaca, düşünmeyin. Arkadaşlarınızla kağıt oynayın, çocuğunuz varsa, onunla sohbet edin, kafanızı dağıtın. Hafif ve sakin geçen günün ardından ertesi gün çok daha taze ve dinç kafayla işleri düşünebilirsiniz.

 

 

 

Güvenmek: Karar verme şeklinizi bir daha gözden geçirin.Her zaman için ilk verilen kararlar daha doğrudur unutmayın. Kararsızlık bir konu hakkında kötü karar vermekten bile daha acıdır. İç sesinize güvenmezseniz, büyüyemezsiniz.

 

 

 

Dinlemek: Çoğu zaman birini dinlerken 2. dakikada kafamız başaka yerlere gider ve dağılır , konudan uzaklaşırız. Kelimler ve duyduklarımız bizim için birşey ifade etmez. Oysa karşınızdaki insanı mutlaka dinleyin, kaybedecek hiçbirşeyiniz olmaz ama günün birinde o da sizi dinlemezse, dikkatini vermezse neden diye sormayın.

 

 

 

Yaratmak: Hızla değişen ve gelişen dünyaya ayak uydurmak için sürekli birşeyler yaratmaya çalışın. Yaratıcılığınızı pekiştirmek için kendinizi oyalayacak şeyler bulun. Değişik tarzda müzik dinlemek, dişinizi diğer elinizle fırçalamak gibi günlük yaptığınız işleri farklı yapmaya çalışarak beyin oyunları oynamaya başlayabilirsiniz.

 

 

 

Dokunmak: İnsanoğlu dokunmayı sever ve dokunulmasını da ister. Dokunmak sevgi, şefkat anlamındadır ve bizi daha iyi hissettirir. Her sabah kapıdan çıkmadan önce, eşinizi 30 saniyede olsa mutlaka öpün ve ona sarılın. Kendinize haftada veya 2 haftada bir masaj yaptırın. Konuşurken arkadaşınızın sırtına dokunun..

 

Sevgilerimle.. :clover:

Gönderi tarihi:

güzel bir paylaşım emeğine sağlık tarusmutis.. ama yinede insan her zaman inişli çıkışlı bir piskolojiye sahip ve hepte pozitif olunmuyor yazdıkların çok güzel katılıyorum ve şuan bende pozitif bir düşünce içerisinde ve güzel şeyler düşünüyorum..

fakat kötü iken bunları uygulamak yazıldığı kadar kolay olmuyor...

Gönderi tarihi:

evet kişinin motıvasyonu düşükken,hareketli müzik ve güldürücü şeyler iyi gelıyor..

 

sevılen birine sımsıkı sarılmak da çok iyi..

 

ben bazen sevdiğim bir arkadaşıma yada minicik bir öğrenciye sarıldığımda enerjım çoğalıyor :)

 

daha da güzeli sevgiliye sarılmak :w00t: (sarılamasak ta görmesek te orda bir sevgili var uzaktaaa) :D

Gönderi tarihi:

Hayatım hep kötü diyenler için günlerinin önemini anlatan güzel bir gün geçirmek isteyenler için yazılmış bi kitap.. Birkaç kelimenin neler yapabildiğini anlatıyor..

Kitaptan birkaç alıntı

 

Yaşamın içinde kullandığımız kelimeler duygularımızı ve düşüncelerimizi programlıyorlar. Negatif kelimeler içimizdeki heyecanı yok ederken, sürekli içimizde fısıldadığımız pozitif kelimeler ise, bizi hem motive ediyor hem de daha iyi hissetmemizi sağlıyor. Yaşamınıza ve duygularınıza yeni bir başlangıç yapmak istiyorsanız, size önereceğimiz 10 kelimeyi hayatınızın bir parçası yapın ve her hafta kendinize tekrarlayın.

Başlamak: Hayatınıza yeni bir yön vermenizin en önemli yolu, başlamaktır. Başlamak kelimesi aklınıza herşeyi getirebilir. Hep yapmak istediğiniz ama bir türlü fırsatını yaratmadığınız birşey, yeni bir dil, okula geri dönmek, hiç yapmadığınız bir yemeği yapmak, eski bir dostu aramak, yürümeye başlamak vs. Başlamak istediğiniz şeyler gözünüzü korkutuyorsa, öncelikle kolay ve yakın plan şeyleri yapmayı deneyebilirsiniz.

Hayal etmek: Hayal gücünün sınırı yoktur. Çocukken oyun oynarız, ama yetişkin olduğumuz zaman bizim için hayal diye bir dünya yoktur, gerçeklerle boğuşur, çocukluk hayallerimizi unutur gideriz. Hayalimizde neler kurarız? Cennet gibi bir adada tatil, iyi bir kariyer ve iş vs. Bu hayaller gerçekte ne kadarını yapabileceğimizi de bize gösterir ve hayal kurmak başarının ilk adımıdır.

Gülmek: Gülmek insan ruhunun en iyi ilacıdır. Perspektiflerinizi geliştirir, sağlıklı hissetmenizi sağlar ve size zor görünen birtakım şeylerin altından daha kolay kalkmanıza neden olur. Çocuklarınıza anlatacağınız komik fıkra ve hikayeler öğrenin, en sevdiğiniz karikatürü duvara asın ve eski bir arkadaşınızla buluşup, geçmiş günleri yad ederek mutlu olun.

İnanmak: Kendinize yapacağınız işte ne olursa olsun başarılı olacağınızı söyleyin. Güne pozitif başlayın ve kendinizi iyi ve olumlu şeylerin yaşanacağı birgün olduğuna ikna edin. Eğer kendinize hedeflerinizi gerçekleştiremeyeceğinizi söylerseniz, gerçekleştiremezsiniz. İnançsız hiçbirşey yapılmaz hiçbirşeye sahip olunamaz.

Keşfetmek: Bilmiyorum demek bazen risklidir. Bulmaya, öğrenmeye çalışmak bilmenin yarısıdır. Yeni yerler gezin, keşfedin, yeni insanlarla tanışın, konuşun. Kısacası yaşamı küçük küçük adımlarla yeniden keşfe çıkın.

Oynamak: Biz yetişkinler gerçek dünyanın içinde kaybolup, eğlenmeyi unutur, ihmal ederiz. Haftanın 1 gününü de kendinize tatil olarak ayırın ve gerçekten ne iş, ne ev, ne de koşuşturmaca, düşünmeyin. Arkadaşlarınızla kağıt oynayın, çocuğunuz varsa, onunla sohbet edin, kafanızı dağıtın. Hafif ve sakin geçen günün ardından ertesi gün çok daha taze ve dinç kafayla işleri düşünebilirsiniz.

Güvenmek: Karar verme şeklinizi bir daha gözden geçirin.Her zaman için ilk verilen kararlar daha doğrudur unutmayın. Kararsızlık bir konu hakkında kötü karar vermekten bile daha acıdır. İç sesinize güvenmezseniz, büyüyemezsiniz.

Dinlemek: Çoğu zaman birini dinlerken 2. dakikada kafamız başaka yerlere gider ve dağılır , konudan uzaklaşırız. Kelimler ve duyduklarımız bizim için birşey ifade etmez. Oysa karşınızdaki insanı mutlaka dinleyin, kaybedecek hiçbirşeyiniz olmaz ama günün birinde o da sizi dinlemezse, dikkatini vermezse neden diye sormayın.

Yaratmak: Hızla değişen ve gelişen dünyaya ayak uydurmak için sürekli birşeyler yaratmaya çalışın. Yaratıcılığınızı pekiştirmek için kendinizi oyalayacak şeyler bulun. Değişik tarzda müzik dinlemek, dişinizi diğer elinizle fırçalamak gibi günlük yaptığınız işleri farklı yapmaya çalışarak beyin oyunları oynamaya başlayabilirsiniz.

Dokunmak: İnsanoğlu dokunmayı sever ve dokunulmasını da ister. Dokunmak sevgi, şefkat anlamındadır ve bizi daha iyi hissettirir. Her sabah kapıdan çıkmadan önce, eşinizi 30 saniyede olsa mutlaka öpün ve ona sarılın. Kendinize haftada veya 2 haftada bir masaj yaptırın. Konuşurken arkadaşınızın sırtına dokunun..

 

Sevgilerimle.. :clover:

çoooook teşekkürler :clover: uygulamak kilit durumlarda :angry: zor..imkansız diil :unsure:;):stuart: bazılarını uygulayabiliorum isteyince :sweatingbullets:

Gönderi tarihi:

Ellerine sağlık Taurus, her biri çok güzeldi ama içlerinden bir tanesi var ki bu benim için gerçekten çok önemli... Çünkü ben sevgimi ve karşımdaki insanın bana sevgisini eksiksiz olarak ancak o zaman hissedebilirim. :clover:

 

Dokunmak: İnsanoğlu dokunmayı sever ve dokunulmasını da ister. Dokunmak sevgi, şefkat anlamındadır ve bizi daha iyi hissettirir. Her sabah kapıdan çıkmadan önce, eşinizi 30 saniyede olsa mutlaka öpün ve ona sarılın. Kendinize haftada veya 2 haftada bir masaj yaptırın. Konuşurken arkadaşınızın sırtına dokunun..

 

Tabi aslında biliyorum ki bu insandan insana değişen birşey... Bazı insanlar dokunulmaktan ve dokunmaktan hoşlanmazlar. Bunun gerekliliğini kabul etmezler ama eger siz dokunmanın önemine inanan bir insansanız, ve karşınızdaki insan sizinle temas kurmuyorsa o an aklınızdan geçen "bir problem mi var" sorusu olur. Hiç başınıza geldi mi bilmem, Bir arkadaşım vardı, Tülin... Çok severdim ama mesela ben onu öpmek istediğimde, ya kendini çeker, ya da bana tuhaf tuhaf bakardı... beni sevmedigini sanırdım boyle yaptığım zaman... Bazen düşünürdüm, galiba beni sevmiyor, bana değer vermiyor, beni önemsemiyor diye, o hiç bana sarılmak istemiyordu çünkü... Çok sonraları anladım, o tek bana öyle davramıyormuş, aslında o dokunmanın önemini bilmeyenlerdenmiş. Ben de bir gün dokunmamaya, sarılmamaya başladım, işin enteresan tarafı yavaş yavaş ondan uzaklaştığımı da farkettim... Bana göre biri dokunmuyorsa, sarılmıyorsa, gözlerin yaşardığında elini tutmuyorsa, zor zamanlarında bir omuza ihtiyaç hissetmiyorsa, bu insanlar sevgiyi tam anlamlarıyla yaşayamıyorlardır da... Kuzenim Çiğdem, arkadaşım Pınar, Meslektaşım Elif, hayatımın hep değerlileri olarak kalacaklardır. Çünkü onların sevgisini tam hissedebiliyorum ve tam olarak da hissettirebiliyorum :):clover: Çünkü her birimiz için dokunmak, Taurus'un da yazdığı gibi sevgi ve şefkat demektir :wub:

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

Bugün bir sohbetin ortasında öyle güzel bir sözle karşı karşıya kaldım ki hani derler ya çakılıp kaldım aynen oyle işte... Paylaşmadan geçmek istemedim... Benim hayatımı değiştirecek kelimelerden biri de bu artık sanırım, cok etkilendim...

 

Der ki:

 

AKLINI İPOTEĞE VERME, AKLININ SAHİBİ SEN OL!...

Gönderi tarihi:

Ellerine sağlık Taurus, her biri çok güzeldi ama içlerinden bir tanesi var ki bu benim için gerçekten çok önemli... Çünkü ben sevgimi ve karşımdaki insanın bana sevgisini eksiksiz olarak ancak o zaman hissedebilirim. :clover:

 

Dokunmak: İnsanoğlu dokunmayı sever ve dokunulmasını da ister. Dokunmak sevgi, şefkat anlamındadır ve bizi daha iyi hissettirir. Her sabah kapıdan çıkmadan önce, eşinizi 30 saniyede olsa mutlaka öpün ve ona sarılın. Kendinize haftada veya 2 haftada bir masaj yaptırın. Konuşurken arkadaşınızın sırtına dokunun..

 

Tabi aslında biliyorum ki bu insandan insana değişen birşey... Bazı insanlar dokunulmaktan ve dokunmaktan hoşlanmazlar. Bunun gerekliliğini kabul etmezler ama eger siz dokunmanın önemine inanan bir insansanız, ve karşınızdaki insan sizinle temas kurmuyorsa o an aklınızdan geçen "bir problem mi var" sorusu olur. Hiç başınıza geldi mi bilmem, Bir arkadaşım vardı, Tülin... Çok severdim ama mesela ben onu öpmek istediğimde, ya kendini çeker, ya da bana tuhaf tuhaf bakardı... beni sevmedigini sanırdım boyle yaptığım zaman... Bazen düşünürdüm, galiba beni sevmiyor, bana değer vermiyor, beni önemsemiyor diye, o hiç bana sarılmak istemiyordu çünkü... Çok sonraları anladım, o tek bana öyle davramıyormuş, aslında o dokunmanın önemini bilmeyenlerdenmiş. Ben de bir gün dokunmamaya, sarılmamaya başladım, işin enteresan tarafı yavaş yavaş ondan uzaklaştığımı da farkettim... Bana göre biri dokunmuyorsa, sarılmıyorsa, gözlerin yaşardığında elini tutmuyorsa, zor zamanlarında bir omuza ihtiyaç hissetmiyorsa, bu insanlar sevgiyi tam anlamlarıyla yaşayamıyorlardır da... Kuzenim Çiğdem, arkadaşım Pınar, Meslektaşım Elif, hayatımın hep değerlileri olarak kalacaklardır. Çünkü onların sevgisini tam hissedebiliyorum ve tam olarak da hissettirebiliyorum :):clover: Çünkü her birimiz için dokunmak, Taurus'un da yazdığı gibi sevgi ve şefkat demektir :wub:

 

ben de sana katiliyorum gloria,taurusmutis abime de tesekkurler..bunlari okumak icin ara ara buraya ugrarim artik. :)

bu bahsettigin dokunmakla hissedilen sevgi, 5 Sevgi Dili kitabinda guzel anlatiliyor,okumadan onyargiliydim ama, ikna oldum,simdi onume gelene anlatiyorum.

  • 4 hafta sonra...
Gönderi tarihi:
Tabi aslında biliyorum ki bu insandan insana değişen birşey... Bazı insanlar dokunulmaktan ve dokunmaktan hoşlanmazlar. Bunun gerekliliğini kabul etmezler ama eger siz dokunmanın önemine inanan bir insansanız, ve karşınızdaki insan sizinle temas kurmuyorsa o an aklınızdan geçen "bir problem mi var" sorusu olur. Hiç başınıza geldi mi bilmem, Bir arkadaşım vardı, Tülin... Çok severdim ama mesela ben onu öpmek istediğimde, ya kendini çeker, ya da bana tuhaf tuhaf bakardı... beni sevmedigini sanırdım boyle yaptığım zaman... Bazen düşünürdüm, galiba beni sevmiyor, bana değer vermiyor, beni önemsemiyor diye, o hiç bana sarılmak istemiyordu çünkü... Çok sonraları anladım, o tek bana öyle davramıyormuş, aslında o dokunmanın önemini bilmeyenlerdenmiş. Ben de bir gün dokunmamaya, sarılmamaya başladım, işin enteresan tarafı yavaş yavaş ondan uzaklaştığımı da farkettim... Bana göre biri dokunmuyorsa, sarılmıyorsa, gözlerin yaşardığında elini tutmuyorsa, zor zamanlarında bir omuza ihtiyaç hissetmiyorsa, bu insanlar sevgiyi tam anlamlarıyla yaşayamıyorlardır da... Kuzenim Çiğdem, arkadaşım Pınar, Meslektaşım Elif, hayatımın hep değerlileri olarak kalacaklardır. Çünkü onların sevgisini tam hissedebiliyorum ve tam olarak da hissettirebiliyorum :):clover: Çünkü her birimiz için dokunmak, Taurus'un da yazdığı gibi sevgi ve şefkat demektir :wub:

 

sevgili gloria

bende arkadaşın tülin gibiyim dokunmaktan sarılmaktan falan hoşlanmam...elimden gelse araya güzel bir mesafe bırakıp selamlaşıcam...ama ne yazık ki her zaman olmuyor..insanlar yanlış anlıyor..dokunmadanda cıvık cıvık -_- .. sevgi ifade edilebilir....ben sevgimi anlatmakta hiç zorlanmadım...kimseyide yanımdan kaçırmadım...bizlere haksızlık etmeyin :sorcerer:

 

yani arkadaşım dokunulmadan büyüyenler ,dokunmadan severler... :)

Gönderi tarihi:
sevgili gloria

bende arkadaşın tülin gibiyim dokunmaktan sarılmaktan falan hoşlanmam...elimden gelse araya güzel bir mesafe bırakıp selamlaşıcam...ama ne yazık ki her zaman olmuyor..insanlar yanlış anlıyor..dokunmadanda cıvık cıvık -_- .. sevgi ifade edilebilir....ben sevgimi anlatmakta hiç zorlanmadım...kimseyide yanımdan kaçırmadım...bizlere haksızlık etmeyin :sorcerer:

 

yani arkadaşım dokunulmadan büyüyenler ,dokunmadan severler... :)

 

O halde arkadaşım,ilk işin sevdiğine sımsıkı sarılmak olsun..;) Sen dokunarak sev ki bu dediğini o da demesin..:clover:

Gönderi tarihi:
O halde arkadaşım,ilk işin sevdiğine sımsıkı sarılmak olsun..;) Sen dokunarak sev ki bu dediğini o da demesin..:clover:

 

 

haklısın taurus...ben bu huyumu kızımla iyileştirmeye çalışıyorum...bana gösterilmeyeni ben kızıma yaşatmak istemediğim için,ona her fırsatta sarılıyorum :clover:

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.