Φ Murti_San Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 küçük prensten küçük bir bölüm..umarım sizde benim kadar çok seversiniz... “Günaydın” dedi tilki. “Günaydın” dedi küçük prens kibarca. Ama etrafına baktığında kimseyi göremedi. “Buradayım! Elma ağacının altında.” “Sen kimsin? Çok güzel görünüyorsun.” “Ben bir tilkiyim.” “Gel, birlikte oynayalım. Öyle mutsuzum ki” dedi küçük prens. “Seninle oynayamam” dedi tilki, “ ben evcil bir hayvan değilim.” “Buna çok üzüldüm” dedi küçük prens. Ama biraz düşündükten sonra: ”Evcil ne demek?” diye sordu. “Anladığım kadarıyla burada yaşamıyorsun” dedi tilki, “kimi arıyorsun?” “İnsanları arıyorum,” dedi küçük prens, “ peki ama ‘evcil’ ne demek?” “İnsanlar,” dedi tilki, “tüfeklerle dolaşırlar ve avlanırlar. Tam bir baş belasıdırlar. Bir de tavuk yetiştirirler. Tüm işleri bundan ibarettir. Sen de mi tavuk arıyorsun?” “Hayır, ben arkadaş arıyorum. Ama ‘evcil’ ne demek?” “Bu pek sık unutulan bir şeydir. ‘Bağ kurmak’ anlamına gelir.” “Bağ kurmak mı?” “Evet. Örneğin, den benim için sadece küçük bir çocuksun. Diğer küçük çocuklardan hiçbir farkın yok benim için. Sana ihtiyacım da yok. Aynı şekilde, ben de senin için dünyadaki yüz binlerce tilkiden biriyim sadece. Bana ihtiyaç duymuyorsun. Ama beni evcilleştirirsen eğer, birbirimize ihtiyacımız olacak Sen benim için tek ve işsiz olacaksın, ben de senin için.” “Anlamaya başlıyorum” dedi küçük prens. “Bir çiçek var. Sanırım o beni evcilleştirdi.” “Olabilir. Dünyada her şey mümkündür.” dedi tilki. “Ama bu çiçek dünyada değil.” Tilki şaşırmıştı. “Başka bir gezegende mi?” “Evet.” “Peki orada avcılar da var mı?” “Hayır, yok.” “Bu çok ilginç. Peki ya tavuklar?” “Hayır. Tavuklar da yok.” “Eh, hiçbir yer mükemmel değildir” dedi tilki içini çekerek. Sonra kendini anlatmaya başladı: “Yaşamım çok monotondur. Ben tavukları avlarım, avcılar da beni. Bütün tavuklar birbirine benzer. Bütün insanlar da öyle. Bu yüzden biraz sıkılıyorum. Ama beni evcilleştirirsen eğer, yaşamıma bir güneş doğmuş olacak. Senin ayak seslerin benim için diğerlerinden farklı olacak. Ayak sesi duyduğum zaman hemen saklanırım. Ama seninkiler, bir müzik sesi gibi beni gizlendiğim yerden çıkaracaklar. Şu ekin tarlalarını görüyor musun? Ben ekmek yemem. Buğday benim hiçbir işime yaramaz. Bu yüzden de bu tarlalar bana hiçbir şey hatırlatmazlar. Buna üzülüyorum. Ama sen beni evcilleştirseydin, bu harika olurdu. Altın renkli saçların var senin. Ben de altın renkli başakları görünce seni hatırlardım. Ve rüzgarda çıkardıkları sesi severdim. Sustu tilki ve uzun bir süre küçük prensi izledi. “Senden rica ediyorum. Lütfen beni evcilleştir!” dedi. “Elbette” dedi küçük prens. “Ama pek fazla vaktim yok. Yeni arkadaşlar edinmem ve birçok şeyi anlayabilmem gerekiyor.” “Sadece evcilleştirdiğin kişiyi anlayabilirsin” dedi tilki. “İnsanlarınsa hiçbir şeyi anlayacak vakitleri yoktur. Her şeyi dükkandan hazır alırlar. Ve arkadaşlar dükkanlarda satılmadığı için de, hiç arkadaşları olmaz. Eğer bir arkadaşın olsun istiyorsan, evcilleştir beni!” “Ne yapmam gerekiyor peki?” diye sordu küçük prens. “Çok sabırlı olman gerekiyor. Önce çimenlerin üstüne, biraz uzağıma oturmalısın. Ben gözümün ucuyla seni izleyeceğim, sen hiçbir şey söylemeyeceksin. Sözcükler yanlış anlamalara neden olurlar. Ama her gün, biraz daha yakına gelebilirsin.” Ertesi gün küçük prens yine geldi. “Her gün aynı saatte gelmelisin” dedi tilki. “Örneğin öğleden sonra saat dörtte gelirsen, ben saat üçte kendimi mutlu hissetmeye başlarım. Zaman ilerledikçe de daha mutlu olurum. Saat dörtte endişelenmeye ve üzülmeye başlarım. Mutluluğun bedelini öğrenirim. Ama günün herhangi bir vaktinde gelirsen, seni karşılamaya hazırlanacağım zamanı asla bilemem. İnsanın gelenekleri olmalıdır. “Gelenek nedir?” “Bu da çok sık unutulan bir şeydir” dedi tilki. “Bir günü diğer günlerden, bir saati diğer saatlerden ayıran şeydir. Örneğin, şu benim avcıların da gelenekleri vardır. Perşembeleri kızlarla dansa giderler. Bu yüzden de Perşembe benim için harika bir gündür. Üzüm bağlarına kadar yürüyebilirim. Ama avcılar dansa herhangi bir gün gitseydi, benim için hiçbir günün özelliği olmayacaktı ve asla tatil yapamayacaktım.” Böylelikle küçük prens tilkiyi evcilleştirdi. Ve ayrılma vakti geldiğinde “Ah! Sanırım ağlayacağım” dedi tilki. “Bu senin hatan” dedi küçük prens. “Ben sana zarar vermek istemedim. Seni evcilleştirmemi sen istedim. “Doğru, haklısın” dedi tilki. “Ama ağlayacağını söyledin!” “Evet, öyle.” “O halde bunun sana hiçbir yararı olmadı.” “Hayır, oldu. Buğday tarlalarının rengini gördükçe seni hatırlayacağım. Şimdi git ve güllere bir kez daha bak. O zaman kendi gülünün evrende eşsiz ve tek olduğunu anlayacaksın. Sonra bana veda etmek için buraya geri döndüğünde, sana hediye olarak bir sır vereceğim.” Küçük prens güllere bir kez daha bakmaya gitti. “Hiçbiriniz benim gülüm gibi değilsiniz. Çünkü henüz hiçbiriniz evcilleşmediniz. Ve siz de hiç kimseyi evcilleştirmediniz” dedi onlara. “Siz tıpkı tilkinin benimle karşılaşmadan önceki hali gibisiniz. Dünyadaki binlerce tilkiden yalnızca biriydi o. Ama ben onunla dost oldum ve şimdi artık o özel bir tilki.” Güller bu duyduklarına çok bozuldular. “Evet, güzelsiniz. Ama boşsunuz. Sizin için kimse yaşamını feda etmez. Yoldan geçen herhangi biri, benim gülümün de size benzediğini söyleyebilir. Ama benim gülüm sizin her birinizden çok daha önemlidir. Çünkü ben onu suladım. Ve onu camdan bir korunakla korudum. Önüne bir perde gererek rüzgarın onu üşütmesini engelledim. Tırtılları onun için öldürdüm ( ama birkaç tanesini kelebek olmaları için bıraktım). Onun şikayetlerini ve övünmelerini dinledim. Ve bazen de suskunluklarına katlandım. Çünkü o benim gülüm.” Bunları söyledikten sonra tilkinin yanına döndü. “Elveda” dedi. “Elveda” dedi tilki de. “Ve işte sırrım: Bu çok basit. İnsan gerçekleri sadece kalbiyle görebilir. En temel şeyi gözler göremez.” “Temel olan şeyi gözler göremez” diye tekrarladı küçük prens. Öğrendiğinden emin olmak istiyordu. “Senin gülünün diğerlerinden daha önemli olmasını sağlayan şey, ona ayırdığın vakittir” dedi küçük prens. “İnsanlar bu en önemli gerçeği unuttular. Ama sen unutmamalısın. Evcilleştirdiğin şeye karşı her zaman sorumlusun. Gülüne karşı sorumlusun. “Gülüme karşı sorumluyum” diye tekrarladı küçük prens, öğrendiğinden emin olmak için. Sonra yoluna devam etti. frozen önemli olan hissedebilmektir. hayattan ders alabilmektir . ben yaşadıklarımdan ve insanlardan çok şey öğrendim. insanlar hata yapar ancak bundan kendine düşen payı alabilmek önemli . hatalarımdan kendime düşen payı aldım . hayatın tüm zorluklarını görmek gerekiyormuş . çünkü hayat bir sınav . Sevgiler .... doğruyu ve güzeli anlamak için ..Sevgiler......... Alıntı
Φ Murti_San Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 Yalnız kalan ruhumun acısı çok derindir Yıllar geçse de inan kalbimin esiridir Alamaz bin sevgili kalbimdeki şu yeri Sanki içimde açan bu sarmaşık gülleri Her yerde hatıran var her şey seninle dolu Her yerde senin ismin bu yol aşkımın yolu Alamaz bin sevgili kalbimdeki şu yeri Sanki içimde açan bu sarmaşık gülleri yeni bestem murticim taze fırından yeni çıktı... beğendinmi? Ellerin dert görmesin çok güzel sen şair olacakmışsın hakkını yemişler tam kıvamında olmuş bayıldım ( küt ) bayılıca çıkan ses kafayı vurdum heheee öm ni aldım teşekkür ederim çok düşünceli arkadaşım benim sayenizde daha rahatım emin olun yalnız değilim artık bak sardunyam bile sırf ben yalnız takılmıyım diye depresyon yaşadı canımdır o benim ya bu arada tersim de terstir ha şaka şaka ben nasıl kızarım size en fazla döverim yani fazlası olmaz korkma murticim kendine iyi bak aynı dilekler senin için de geçerli sevgiler seni tanımak güzel . yaa sensiz olurmu forum heeee evet herkes bu aralar deprasyon takılıyor anlayamadım yaf sizler bu aralar eli maşalı geziyorsunuz dikkat etmek lazım ben sana beni sardunyamdan kurtarman için yardım istiyorum sen dünden hazırlanmışsın dövmeye Ha haaaa senden kormuyorum zaten sen zararsızsın kendine iyi bak Sevgiler ... depresyona gireceksek bile hepberaber gireriz çıkarsakta beraber çıkarız değilmi? arkadaşız biz... bende sizi en fazla falakaya yatırırım fazla bişey yapmam yani! yok biraz daha fazlası mı kalmış falaka haaa ! yuk korktum ben sizden Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 yok korkma murticim ya, ben fazla bişi yapmam karateye gitmedim yaww, taiboks yaptım 4,5 yıl şimdi yeniden gitmeyi düşünüyorum avuç içlerimi kaşındıranlar var... annadın sen onu!!! Alıntı
Φ Murti_San Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 Evet bunları sen bir güzel hallet çünkü onlar sözden anlamıyorlar sen taiboks yap akılları başlarına gelsin bunlar senin kroşeleri yiyen iflah olmaz biririm Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 Evet bunları sen bir güzel hallet çünkü onlar sözden anlamıyorlar sen taiboks yap akılları başlarına gelsin bunlar senin kroşeleri yiyen iflah olmaz biririm uzakdoğunun gözünü seveyim hem çok ahlaklı yetişiyorlar hem cesurlar hemde sporcular. havada kaç uçan tekme atayım sen söyle noelde nereye gideceksin murticim Alıntı
Φ Murti_San Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 evet onlara kızıyoruz ama adamlar neyse o yamuk değiller yani valla istediğin kadar at serbest aslında ben noel'de paris'e kadar gidip geleceğim fazla kalmıcam 1-2 gün kalıp döneceğim sonrada noel bize gelecek gelince nereye gitsek onunla tavsiye edeceğin yer var mı Sardunyacığım Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 öldüm gülmekten sen çok yaşa bende paris dolaylarında dolanıp ardından palandökene sıçrayacağım demek noel sonra size gelecek e selam söyle noel amcama, nereye gidin? bence bu mevsimde Avusturalya güzeldir gidip kangurularla boks yapın... pariste buluşalım murticim Alıntı
Φ Murti_San Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 tamam o zaman pariste görüşelim nerede kalacaksın görüşelim tamam mı ? pariste seni çiçeklerle karşılarım tamam . ama geleceğin günü ve zamanı bildir kaybolma oralarda avusturalya şimdi sıcaktır olabilir . noeli iyi ağırlamak lazım dimi birdaha bizi ziyarete gelmez istersen Hollandaya uğrayalım arkadaş var orada Almanyada akrabalar var istediğin yare uğrarız sen merak etme Dolaşalım şöyle hava alırız biraz değişiklik olsun Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 desene tura çıkıyoruz ne güzel olur forumdan da alalım bir kaç kişi ben frozen, diloş, sedelina, gloria, yumote, gecemi, sen estikçe ben titrerimi ve paulayı aldım... ordan da puket adasına gidelim altın renkli kumlarda yengeç yakalarız Alıntı
Φ Murti_San Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 evet hep beraber gidelim zaten paula gidecekmiş yurt dışına ama nereye bilmiyorum ! değişiklik olsun . ama haber ver sonra kimler gelecekse ona göre plan yapalım .yumoteciğim gelir mi ? bizimle sen konuş bakalım stres atarız ve psikodan uzaklaşırız biraz dimi Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 gelirler yaww gelmezler mi? hadi gidelim işte buraya... burda kalalım Alıntı
Φ Murti_San Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 iyi olur gidelim Ama muhakkak paris Opera'ya uğrayalım çok güzel bir yer Hôtel de Sévigné Burdada kalabiliriz .uyarmı sizede benim için farketmez Tamam orda görüşelim o zaman Aramayı unutma bekletme beni oralarda Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 tamam parise inince ben seni bulurum Türk Türkü pariste de tanır değil mi? bana da uyar güzel yermiş kalalım... aslında şimdi düşündümde boşver parisi biz uzak doğudan şaşmayalım... singapur, malezya, çin oralara gidelim bence daha çok tarih ve daha çok doğa var ve üstelik fransa gibi ermeni sempatizanı da değiller. Alıntı
Φ Murti_San Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 bak ben bunu düşünmemiştim .tabi bunların kabul ettikleri ası olmayan görüşleri var evet değiştirelim oraya para harcamaya değmez japonyayı çok merak ediyorum ben gerçi uzak ama olsun görmeye değer olur buralardan birine gidelim çünkü teknoloji benim ilgi alanım dayanamıyorum ara sıra takip ederim yeni çıkan ürünleri geçenlerde yeni bir şey aldım arabam için teknolojik bir şey karar verelim gidelim zaman az kaldı yer kalmaz bide oralarda Alıntı
Φ yumote Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 evet hep beraber gidelim zaten paula gidecekmiş yurt dışına ama nereye bilmiyorum ! değişiklik olsun . ama haber ver sonra kimler gelecekse ona göre plan yapalım .yumoteciğim gelir mi ? bizimle sen konuş bakalım stres atarız ve psikodan uzaklaşırız biraz dimi aşkolsun gelmez miyim koşa koşa murticim bak bir şey var ama önemli olan sevdiklerinle olmak, nerde olduğu çok da önemli değil bence uçak paralarıyla bol bol çiçek alalım sardunyama gidelim olmaz mı ??? süper bi parti veriririz uyumayız zaten Alıntı
Φ Murti_San Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2006 aşkolsun gelmez miyim koşa koşa murticim bak bir şey var ama önemli olan sevdiklerinle olmak, nerde olduğu çok da önemli değil bence uçak paralarıyla bol bol çiçek alalım sardunyama gidelim olmaz mı ??? süper bi parti veriririz uyumayız zaten sağol yaa geleceğine sevindim evet sevdiklerinle olduğun heryer güzeldir bu neresi olursa olsun Sardunyacığıma çiçek alalım tabi parti tabi neden olmasın sen yeterki iste Alıntı
Φ AsiMeLek Gönderi tarihi: 24 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 24 Aralık , 2006 murat nasılsın arkadaşım seni ve dosluğunu özledim nerelerdesin Alıntı
Φ Murti_San Gönderi tarihi: 24 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 24 Aralık , 2006 murat nasılsın arkadaşım seni ve dosluğunu özledim nerelerdesin Şükür iyiyim sen nasılsın bakalım ? bende özledim arkadaşım görünmüyorsun hiç .Artık eskisi kadar göremiyorum seni Görüşelim olur mu ? kendine iyi bak ...! Alıntı
Φ AsiMeLek Gönderi tarihi: 24 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 24 Aralık , 2006 sağlık sorunlarım oldu bir müddet onlarla bocaladım ve foruma geri döndüm bende seni çok özledim senin fikirlerini almam gerekli aklım çok karışık Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 25 Aralık , 2006 bana çiçek almanıza gerek yok siz gelin yeter. Ya şaka yapmıyorum yaza doğru gelseniz bizim evimizin önü çamlık ve barbekü partisi yaparız hepbirlikte. süper olur değil mi? Forumun delileri bir arada nasıl oluruz hiç bilemiyorum valla. Alıntı
Φ aysum Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2006 Bu turlar sadece lafta kalıyor ama düşünmesi bile yeter yani dimi? Bana sormadın beyfendi siz de gelir misiniz diye ama zaten gelemem. Giderseniz kartpostal atın ya da en iyisi siz gelin buraya kar topu oynayalım... Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2006 Anka Kuşu Rivayet olunur ki, kuşların hükümdarı olan Simurg Anka, Bilgi Ağacı'nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş... Kuşlar Simurg'a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş. Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da Simurg'u bekler dururlarmış. Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler. Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg'un kanadından bir tüy bulmuş. Simurg'un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg'un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler. Ancak Simurg'un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı'nın tepesindeymiş. Oraya varmak için yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş. Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. Yorulanlar ve düşenler olmuş. Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp; papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş(oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış); Kartal; yükseklerdeki krallığını bırakamamış; baykuş yıkıntılarını özlemiş, balıkçıl kuşu bataklığını. Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış. Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen Altıncı Vadi "şaşkınlık" ve sonuncusu Yedinci Vadi "yokoluş"ta bütün kuşlar umutlarını yitirmiş... Kaf Dağı'na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış. Simurg'un yuvasını bulunca ögrenmişler ki; "SİMURG ANKA - Otuz Kuş" demekmiş. Onların hepsi Simurg'muş. Her biri de Simurg'muş. Simurg Anka'yı beklemekten vazgeçerek, şaşkınlık ve yokoluşu da yaşadıktan sonra bile uçmayı sürdürerek, kendi küllerimiz üzerinden yeniden doğabilmek için kendimizi yakmadıkça, her birimiz birer Simurg olmayı göze almadıkça bataklığımızda, tüneklerimizde ve kafeslerimizde yaşamaktan kurtulamayacağız. Şimdi kendi gökyüzünde uçmak zamanıdır... Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2006 frozen önemli olan hissedebilmektir. hayattan ders alabilmektir . ben yaşadıklarımdan ve insanlardan çok şey öğrendim. insanlar hata yapar ancak bundan kendine düşen payı alabilmek önemli . hatalarımdan kendime düşen payı aldım . hayatın tüm zorluklarını görmek gerekiyormuş . çünkü hayat bir sınav . Sevgiler .... doğruyu ve güzeli anlamak için ..Sevgiler......... haklısın arkadaşım...beğendiysen sevindim bendende sevgiler Alıntı
Φ AsiMeLek Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2006 Selam murat attığın öm aldım ve aklım karışık demiştim yoluna koydum ve düzelttim arkadaşım. kendine çok çok iyi bak..sevgiyle kal... Alıntı
Φ Murti_San Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2006 bana çiçek almanıza gerek yok siz gelin yeter. Ya şaka yapmıyorum yaza doğru gelseniz bizim evimizin önü çamlık ve barbekü partisi yaparız hepbirlikte. süper olur değil mi? Forumun delileri bir arada nasıl oluruz hiç bilemiyorum valla. Tamam yaza ayarla gelelim ok . mangal partisi çok güzel olur yaa toplansın tüm deliler Bu turlar sadece lafta kalıyor ama düşünmesi bile yeter yani dimi? Bana sormadın beyfendi siz de gelir misiniz diye ama zaten gelemem. Giderseniz kartpostal atın ya da en iyisi siz gelin buraya kar topu oynayalım... Eeeeee gelmicen madem ne lafta kalsın gelirsen lafta kalmaz Hanımefendi gelirmisiniz acaba ! arabayı yollayayım mı ? geleceksen sen at kartopunu beni vurabilirsen heheeee kendine iyi bak görüşmek üzere....... Anka Kuşu Rivayet olunur ki, kuşların hükümdarı olan Simurg Anka, Bilgi Ağacı'nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş... Kuşlar Simurg'a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş. Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da Simurg'u bekler dururlarmış. Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler. Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg'un kanadından bir tüy bulmuş. Simurg'un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg'un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler. Ancak Simurg'un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı'nın tepesindeymiş. Oraya varmak için yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş. Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. Yorulanlar ve düşenler olmuş. Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp; papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş(oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış); Kartal; yükseklerdeki krallığını bırakamamış; baykuş yıkıntılarını özlemiş, balıkçıl kuşu bataklığını. Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış. Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen Altıncı Vadi "şaşkınlık" ve sonuncusu Yedinci Vadi "yokoluş"ta bütün kuşlar umutlarını yitirmiş... Kaf Dağı'na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış. Simurg'un yuvasını bulunca ögrenmişler ki; "SİMURG ANKA - Otuz Kuş" demekmiş. Onların hepsi Simurg'muş. Her biri de Simurg'muş. Simurg Anka'yı beklemekten vazgeçerek, şaşkınlık ve yokoluşu da yaşadıktan sonra bile uçmayı sürdürerek, kendi küllerimiz üzerinden yeniden doğabilmek için kendimizi yakmadıkça, her birimiz birer Simurg olmayı göze almadıkça bataklığımızda, tüneklerimizde ve kafeslerimizde yaşamaktan kurtulamayacağız. Şimdi kendi gökyüzünde uçmak zamanıdır... Uçalım gökyüzünde bulutların üstünde .bir kuş gibi teşekkürler ........ Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.