Φ Azure Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2006 Selam Kur'an demek okunak demektir.Yani okunması gereken şey.Kuranı okumak inanmayanlara bile fayda verir ama onlar bunun farkında olmaz.zaten onların inanmasalar da Kurana olan ilgisi bundandır.ve peygamberin en büyük görevi Kuranı okumaktı.karşıdakine ne şekilde etki edeceği onu ilgilendirmiyordu.bir insan inanmasa bile Kuran onun ilgisini çekiyorsa içinde ona karşı bir merak oluyorsa bunu kendisi için iyi saysın.yok onu duyunca içi sıkılıyor tahammül edemiyorsa bunu kötü saysın.benim söyliyeceklerim bunlar. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2006 Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2006 Kuranı okumak inanmayanlara bile fayda verir ama onlar bunun farkında olmaz.zaten onların inanmasalar da Kurana olan ilgisi bundandır. Bize kuranın hiçbir faydası yok. Kuran'ı okuyor olmamızın nedeni de, hala onun kutsal olduğuna inanan insanların uyanmasını sağlamak için içindeki tutarsızlıkları, çelişkileri göstermek. Saygılar. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 2 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 2 Aralık , 2006 Değerli arkadaşlar, Şimdi konuya bir açıklık getirelim. Kuran bir Kitaptır dedik. Kitap ise bir maddedir. Kitaplar günümüzde kağıt üzerine yazılır. Kimileri ciltler halinde ( Örneğin ansiklopediler ) , kimileri ise tek bir cilt halinde derlenir. Kuran tek bir ciltlik, başlıbaşına bir bütün olan bir kitaptır, devamı veya öncesi yoktur. Hiçbir kitabın bir eki veya ilavesi değildir, başlıbaşına derlenmiş olan bir kitaptır. Zaten kuran kelimesi, ekli, katlı-katlanmış, derli manalarını içerir ve bu manada da kendisinin gerçektende bir kitap olduğunu belirtir. Zaten içinde de kendisini bir kitap olarak nitelendirir. ...... İslam kaynaklarına göre, Kuran Muhammede vahiy olarak indirildiği zamanlarda, içindeki tüm sureler ve ayetler hurma yaprakları deri ve kemik vs. gibi maddeler üzerine yazılmıştır. ....... Dolayısıyla vahiy olan bu ayetlerin toplamına o devir için bir kitap diyebilmek biraz zor oluyor. Fakat mantık olarak, yani kitap mantığı olarak, onların tamamı bir sandık içine yerleştirilebilir ve o sandığı içindekilerle birlikte bir bütün olarak bir kitap olarak nitelendirebiliriz. ........ Fakat eğer ona bir kitap demek şart değilse bile, yinede ve mutlaka toplamına bir isim verebilmek için, onu derlemek ve biraraya getirmek gerekir. Yani bir bütün oluşturmak şarttır. Aksi halde bir ismi olamazdı. Hadi diyelimki o dönemde kitap değildi, ama mutlaka ki bir bütündü ki ona Kuran olarak bir isim verilebildi. Bir bütündü diyorum, çünkü vahiyler tamamlanmıştı. Zira vahiyler tamamlanmadan önce sadece sureler ve ayetler vardı ama tamamlanmamış olduğu için Kuran henüz yoktu. Buna göre henüz tamamlanmamış haline ne adlar verebiliriz? 1- Sureler. 2- Ayetler. Neden? çünkü henüz kuran oluşturulmamıştır. Yani henüz Kuran yoktur. Şimdi gelelim son noktaya, Kuran eğer Allahın gönderdiği bir kitap olmuş olsaydı, Allah henüz Kuran diye bir şey yokken, sanki kuran diye bir kitap veya bir bütün varmış gibi bahsedermiydi? Şimdi sizlere henüz Kuran denen birşey yokken; Allahın Kurandan bahsettiği bazı ayetleri örnek veriyorum: Siteye yeni katıldığım için, kusura bakmayın bu konuyu yeni gördüm. Bu arada Evrensel arkadaşımızı tebrik ederim, Piskolojik bir İlgi ve Merak uyandırarak, baklayı en sonunda çıkarmış ağzından. Ama nedense o demokratik tavrına, o anlayışlı ve hep teşekkür eden yapısına yakışmayan tek şey yapmış, o da Ateist arkadaşların konuşmaları gayet normal gelirken kendisine, Dindar arkadaşların yorumları "vıdı vıdı" şeklinde anlam buluyormuş kendisinde... Böyle yapay bir alçak gönüllülüğe gerek yok, daha samimi olmalısınız bence Geçelim... Öncelikle temel olarak hep söylediğim gibi, Kur'an Nedir? sorusunu cevaplarken üç şeyi göz önünde tutmalıyız: -Kur'an "Kitap Nedir?" sorusuna ne gözle bakıyor? -Ne yorum yaparsak yapalım, bu sadece bizim algılarımızda anlam bulan yorum olacağı... -Sezgisel Zeka'yı biraz işletelim... Şimdi, bakın Kur'an-da özellikle Hz. İsa için kullanılmak üzere, Tüm yaratılanlar için "Kelime" yada "Kelimetullah" yani "Allah'ın Kelimesi" ibaresi geçer... Şimdi: "Erzurumda, soğukta konuşurken sözcüklerin havada donması" gibi bir tanım değil elbette ki bu "Kelime" tanımı. Biz konuştuklarımıza, yazdıklarımıza "Kelime" derken, Allah'ın her yarattığı aynı zamanda ağızdan çıkan bir söz gibi "Kelime" demektir... Yani sizib sandığınız kadar basit değil, bir Sezgisel Manası yada amiyane deyişle Görünmeyen/Manevi bir manası vardır... Tüm yaratılanlar tek tek "Allah'ın Kelimesi"dirler... Şimdi bunu anlamış olmalısınız, gelelim kitap(lar)a... Kur'an yazılmış, okunmuş veya basılmış bir kitap olarak elbette ki Maddedir. Ancak ben hiç bir komplekse kapılmayarak, alçakgönüllü arkadaşımız evrensel her ne kadar "vıdı vıdı" olarak nitelesede hemen hemen aynı teraneleri sıralıyacam sanırım. Ama belki merak eden okur diye düşünüyorum... Şimdi Kelime'den sonra, ve Kur'an-ın ne olduğunu açıklamadan önce Levh-i Mahfuz'dan da bahsetmek isterim. Levh-i Mahfuz "Muhafaza Levhası" demektir... Şimdi soran çıkıcaktır; "Koskoca Tanrı koruyamıyo da birde Muhafız mı tuttu" diye... Ben cevaplıyayım, Hıfz etmek ile Muhafaza, Hafıza, Muhafız gibi kelimeler aynı kökenden gelirler ve temel olarak Saklamak manasına sahiptirler. Levh-i Mahfuz ise içinde bir takım bilgiler saklanan bir levha olarak tanımlanır. Ki bu levha Maddesel bir levha değildir. Neyse, bu konuyu uzatmadan şunu söylemek istiyorum, Levh-i Mahfuz yaratılmış olan (dikkat edin, gelecekte yaratılacak olan veya geçmişte yaratılmış olan gibi bir ibare yoktur) her şeyin içinde bulunduğu levhadır... Siz ister buna Kainat deyin, İster Manevi bir mana yükleyin, İsterseniz Varlığın kendisi deyin... Herkes ne anlıyorsa O'dur... Bakın Levh-i Mahfuz öyle basit temelli bir oluşum değildir. Evrenin tüm yasalarını içerir. Onda meydana gelen herşey mutlaka bir yasa uyarıncadır. Buna en basit tabiri ile "Doğa yasaları" diyebiliriz... Çok güzel bir örnek olarak "Madde Enerjiye Çevrilebilir ancak Enerji Maddeye Çevrilemez.", şöyle diyebiliriz belki: "Herşey Levh-i Mahfuza tabidir ancak Levh-i Mahfuz hiçbirşeye tabi değildir..." Dini Kitaplara gelelim: Levh-i Mahfuz her şeyi içeren bir levha olarak elbetteki Kur'an-ı ve diğer Kitapları maddesel olarak içermektedir. Ancak beki "vıdı vıdı" olarak gelecek ama, ne yazık ki birde Kitap olarak olmasında başka "Mana" olarak "Kur'an" var. Bunun için Kur'anın diğer manalarına bir bakmak gerekir diye düşünüyorum: Kelamullah, Kitabullah, Furkan, Tenzil, Mushaf, Kitab, Nur, Ümmülkitap. Kelamullah: Allah'ın Kelamı Kitabullah: Allah'ın Kitabı Furkan: Ayırıcı (Hak ile Batılı) Tenzil: Nüzul edilmiş, bildirilmiş Mushaf: Sayfalar (birleştirilmiş) Kitap: Kitap Nur: ??? ÜmmülKitap: Okunan Kitap Diğer isimleri bir yana da, ben Dinsiz addedilen Ateist arkadaşlarımın, inanan her arkadaşımızı ithaf ettikleri gibi benide ithaf edeceği gibi, Kıvırma Çabalarımın bir parçası olarak "Nur" isminin üzerinde durmak istiyorum... Şimdi herzaman İslamı anlamanın tek yolunun "Sezgisel/Duyusal Zeka"dan geçtiğini düşünmüşümdür. Bu zekayı en iyi kullanabildiğimiz alanın ise, diğer Müslümanların kavrayışlarına da bakınca "Tasavvuf" olduğunu düşünüyorum. O yüzden bu kelimenin manasına "Kıvırma Çabam" olarak "Tasavvufi" açıdan bakmayı yeğliyorum. Nur nedir? Nur Ateştir. Melekler Nur'dan yaratılmştır... Cinler Nardan yaratılmıştır. Her ikisi pek farklı değildir ancak tek farkları Nur, Işıktır; Nar, Dumansız Ateştir yada Ateşin Alevidir... Tevratta şöyle der "Tanrı Işık Olsun" dedi... İlk Ayetidir Tevratın... Herşeyin özünde Işık vardır, Nur vardır. Nur "Hakk"tır... Allah tarafından Adem'in bedenine üflenendir. Herşeyin Özüdür... Neyse bu "vıdı vıdı"lar bir yana, Kur'an, herşeyle beraber, diğer kitaplarla beraber "Nur"dur. Buradan sakın "Nur Risaleleri"ni anlamayın, Bu Nur'un onunla hiç bir ilgisi yoktur... "Nur" zaten var olandır... Kur'an, İncil, Tevrat, Zebur, Diğer mushaflar... Zaten vardır. Bakın, Kur'an, Peygambere "Oku" dendiği anda bile tamamen vardı bir kitap olarak. Allah "Oku" diyerek ne verdi sizce Hz. Muhammed'e? Zihnine neyi doldurdu? Neyi Okumasını emretti. Diğer Okuyucular (İncil ve Tevrat) okurlarken, Hz. Muhammed'e ne verildi o an okuması için? Kur'an dediğiniz şey, içinde ayetleri ve sureleri içeren o kitap mı sadece sizce? İncil veya Tevrat o kitaplar mı sadece? O kitapları yok etseniz, değiştirilemez olsada tüm Kur'anları satır satır değiştirseniz... Acaba başarılabilir mi? Evet, Kur'an, İncil, Tevrat yalnızca o kitaplardan ibaret olsa idi, Değiştirilemez dediğimiz Kur'an elbette değiştirilebilirdi. Ancak Kur'an, İncil, Tevrat, Zebur sadece o maddesel kitaplar değildir. O Kitaplar: Sözdür, Yasadır, Varlıktır... Değiştiremeyeceğimiz Allah'ın sözleridir. Kimse yerin kaldırma kuvvetini yok edemez yada değiştiremez, Dünya iç ısısını ve döngüsel hızını kaybetmediği sürece. Kimse zamanı durduramaz. Kimse bir yıldızı söndüremez. Kur'an, İncil ve Tevrat'ı kimse aslında değiştiremez... Kur'an diğer kitapların değiştirildiğini iddia etmez, "Ehl-i Kitaplara sorunuz" der. O kitapları referans gösterir kimi zaman. Sadece yanlış anlaşıldıklarını söyler. "Okuduklarını anlamıyorlar mı?". Okumak budur... Diğer okuyucular okuduklarını anlamadıkları için, Hz. Muhammed'e "Oku" denmiştir... "Yaratan Rabbin Adı ile Oku" O'nun adı "Hakk", O'nun adı ile okumak sadece Besmele Çekmeyi içermez... Herşeyin Hakk olduğunu, Tanrısal olduğunu bilebiliyorsanız. Bir vazıonun ardında Tanrıyı hissedebiliyorsanız, Yaratan Rabbin Adı ile okuyorsunuzdur... "O İnsanı Bir Kan Pıhtısından/Alaktan yarattı, Kalemle yazmayı da öğreten O'dur, Kerem Sahibidir..." Kalemle yazmayı öğreten? Yazdıran... hatta Yazan... Kur'an, benim anladığım kadarıyla budur... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 2 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 2 Aralık , 2006 Bana sorulan hiçbirşey cevapsız kalmaz, merak etme. Tek atışlık hezeyanla gelmedik buraya, birilerinin dolduruşuyla da gelmedik. Hz. Muhammded'e yüklenen bu külfetlerin kaynağını (Kuran/hadis) da buraya kopyalayabilirsen, cevap alman hızlanır. Tartışmanın da bir adabı var değil mi azadi kardeş? Size sorulan sorulara cevap vermeden, sorularıma cevap bekliyorum diye bağırmak ne oluyor? Sen polis, biz tutuklumuyuz ki "soru sorma, benim sorularıma cevap ver " diye bağırıyorsun? Sen polis, ben tutuklu olmadığıma göre, bu davranışınız da bana, aynı hakkı vermez mi? Karşılıklı bağrışalım mı sorularıma cevap bekliyorum diye? Beklemedeyiz... Saygılar. Siz yine de soruyu bi cevaplasanız? Nedir yani, neyi bekliyosunuz? Bence beklemiyorsunuzda, bilmediğiniz için araştırma yapıyo olmayasınız? Ama bakın, şunu söyleyeyim, Anlamaya çalışmazsanız araştırma yaparken "Yav ben bi gedik bulayım kendimce de, oraya bi taş koyayım" diyerek bi araştırma yapıyorsanız, çelişkinin kendisi olursunuz... "Beklemedeyiz" addedtiğiniz "Araştırmalarınız"da başarılar dilerim... Arkadaş kusur etmiş olabilir, sizde çok güzel belirtmişsiniz. Bence yine de cevaplayın bu soruyu... Çünkü hakkaten merak ettim bende... Ama az çok tahmin edebiliyorum vereceğiniz cevabı... Genelde aynıdır çünkü... Başarılar... Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 3 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 3 Aralık , 2006 Siz yine de soruyu bi cevaplasanız? Nedir yani, neyi bekliyosunuz? Bence beklemiyorsunuzda, bilmediğiniz için araştırma yapıyo olmayasınız? Sayın boşig, ben bu soruyu, soran kişi başka bir foruma gittiği için, orada cevapladım. Burada konu eksik kalmasın diye buraya da cevabımı alıntıladım. Ama cevap silinmiş veya iptal edilmiş, veyataşınmış, bilemiyorum. 16 Kasım ile 29 kasım arasında hiç yazışma olmaması normal mi bu "sıcak konuda"? Hemencecik insanlar hakkında yargıya başvurma istersen. Ben sana link vereyim git oku. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 3 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 3 Aralık , 2006 Sayın boşig, ben bu soruyu, soran kişi başka bir foruma gittiği için, orada cevapladım. Burada konu eksik kalmasın diye buraya da cevabımı alıntıladım. Ama cevap silinmiş veya iptal edilmiş, veyataşınmış, bilemiyorum. 16 Kasım ile 29 kasım arasında hiç yazışma olmaması normal mi bu "sıcak konuda"? Hemencecik insanlar hakkında yargıya başvurma istersen. Ben sana link vereyim git oku. Beni suçlayamazsınız sevgili arkadaşım... ilgili yere yazmalısınız cevabınızı, yada en azından cevabı yazdığınız gün, eğer "cevaplıyacağım" yanıtınızın sorumluluğunu hissediyorsanız, buraya şuan yaptığınız gibi alıntılamalısınız... ha siz alıntıladım dediniz, silinmiş... onu bilemem... öyle bir şekilde yanlış anlaşılma varsa özür dilerim... saygılar... Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 3 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 3 Aralık , 2006 Beni suçlayamazsınız sevgili arkadaşım... ilgili yere yazmalısınız cevabınızı, yada en azından cevabı yazdığınız gün, eğer "cevaplıyacağım" yanıtınızın sorumluluğunu hissediyorsanız, buraya şuan yaptığınız gibi alıntılamalısınız... saygılar... Sayın boşig, sizi suçlamadım, siz beni suçlamışsınız. Ben de açıklama getirdim. Ve cevabımı buraya ALINTILAMIŞTIM. Cevap burada uzun süre kaldı. Sonra ne oldu bielmiyorum. Belki forum kurallarına aykırı bulundu, belki başka birşey oldu, silinmiş. Zaten bu başlıkta birsürü sayfa eksik. En son gördüğümde 8 sayfa idi, şimdi 5 sayfa görünüyor. Kısacası, Ben o soruya 19 Kasım günü cevap verdim yani. Senin de kusurun yok, çünkü yeni katıldın, nereye ne zaman cevap verilmiş, bilemezsin tabi ki. Herneyse, konuyu kişiselleştirmeni anlamı yok. Kırdıysam ben de özür dilerim. Verdiğim cevabı okuyabilirsiniz verdiğim linkten. Saygılar. Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2006 Buna göre henüz tamamlanmamış haline ne adlar verebiliriz? 1- Sureler. 2- Ayetler. Neden? çünkü henüz kuran oluşturulmamıştır. Yani henüz Kuran yoktur....Diyorsunuz........... Kuran; Kelimenin kökü '' okumak'' anlamına gelen '' Ka-Ra-E '' fiil kökünden türemiş bir mastardır.Ka-Ra-E fiili lügatta; '' cem ve damm '' yani, toplamak ve eklemek anlamına gelir.Kıraat ise, harfleri ve kelimeleri, tertipli olarak birbirine eklemektir.Kur'an'ın tümüne ve ayetlerinden her ayete '' Kur'an '' denir.Sen Kur'an'dan bir ayet okuyan kimseyi işittigin zaman: '' O, Kur'an okuyor '', demen dogrudur.İlk inen ayetlerden itibaren o Kur'an'dır.......Şimdi Kur'an'ı anlamada o zamanın ümmi araplarının dilini iyi bilmek gerekir....Sade bir vatandaş gibi yaklaşamazsınız bu ilmi konulara..... Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 11 Aralık , 2006 Gönderi tarihi: 11 Aralık , 2006 Kur'an'a dikkatle bakanlar, gerek Kitap, gerekse Kur'an kelimesinin, bütün olarak Kitap ve Kur'an için kullanıldıgı gibi, Kur'an 'ın bir bölümü içinde kullanıldıgını görürler.Şu halde, Kur'an'ın bir tek kelimesi bile, Kur'an'ın bütünü yerine geçmektedir.Kur'an ayetleri, kelimeleri, hatta harfleri birbirleriyle iç içe bir örgü halindedir.Bu bakımdan, bir ayetin, hatta bir kelimenin tam olarak anlaşılabilmesi için Kur'an'ın bütünüyle anlaşılması gerekir.Bunu Yunus Emre bir deyişinde '' dört kitabın manası / saklıdır bir elif'te '' , '' dört kitabın manası / Lailahe illallah '' şeklinde ifade etmektedir. Şu halde, '' İkra '' = '' Kur'an diyebiliriz....... Alıntı
Misafir ipek Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2007 Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2007 Kuran vahiyler topluluğudur.Onu kitap olarak adlandıranlar bizleriz. Sizin üslubunuz beni geren,sinirlendiren bir üslup.Eğer üslubunuza uyacak olursak buraları kokudan geçilemez hale gelir herhalde.. Karşılaşmamak dileğiyle.. saygı duyuyorum Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.