Misafir olivia Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2006 Günümüz insanı aşka aşık, aşığa değil! Aşkların kısa dönem askerlik gibi kısa sürmesinin nedeni herhalde bu.. Zaplanan aşıklar dönemi bu dönem! Kanaldan kanala geçer gibi aşıktan aşığa geçiliyor... Peki bu neden böyle oluyor? Çünkü insan insana sevgisiz, insan insana tahammülsüz, insan insan için fedakarlık duygusunu yitirmiş, insan insana kendini adamaktan kaçıyor... Oysa fedakarlık, adanmışlık varsa vardır aşk... Fedakarlığın, adanmışlığın yaşamadığı yerde yaşamaz aşk... Ne yazık ki uğruna kendini adadığı ne bir ideali var günümüz insanının... Ne de uğruna kendini adadığı bir aşkı... Nerde ideali, aşkı uğruna her şeyden vazgeçen dünün insanı... Nerde hiçbir şey için hiçbir şeyden vazgeçmeyen bugünün insanı... Bugünün insanı aşkta da köşe dönmeci... Emek harcamadan yaşamak istediği gibi, emek harcamadan aşk yaşamak istiyor... Sevmeden sevilmek, vermeden almak istiyor... Hiç değilse bir koyup üç almak istiyor... Bir koyup üç alamadı mı ilişki bitiyor... İlişkiler çıkar, menfaat üzerine kurulu... Elektriklenmeler kısa devre... Bir günlük elektriklenmeler, bir gecelik sevişmeler aşk sanılıyor... Sizce de öyle değil mi?? Nedir bu aşk dediğimiz illet.. ?? Neden karşı cinse hissettiğimiz yoğun duyguları aşk olarak adlandırıyoruz..?? Doğru mu yapıyoruz peki..? Eyer hissettiklerimiz aşksa, neden haftalık değişiyor.. Bence aşka ayıp oluyor... Alıntı
Misafir €L€KTRO_777 Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2006 evet aşklar günümüsde gerçek diel.ama tabi gerçek olanlarıda var. evet ayrıca günümüzde her türlğ dalavere var.insanlar sadece karşı cinsle bişeyler yaşayarak egolarını tatmin etme düşüncesindedirler. gerçekten sevme yok.çünkü gerçekten seven kişi asla arılmas. aşk bir tutktdur.zaten eğer gerçekse hemen kendini belli eder. Alıntı
Φ sanemavi Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2006 Herşeyin yalan ve sahte olduğu günümüzde aşkta bu durumdan nasibini aldı bence. İnsanlar aşka bile inanamaz oldu. Eski Türk filmlerinde nasıldır aşklar; değişmez bir kural vardır; Aşklar ya nikâh masasında biter ya da mezarda... Şimdi öylemi... Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 25 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 25 Eylül , 2006 Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan "Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin. Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz. Sen, "Ama senin için şunu yaptım" derken o, "şunu yapmadın" diye cevap verecektir. Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. "Peki o ne yaptı" deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? Hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın. Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "Acılara tutunarak" yaşamayı öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana.Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası.... Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun asıl olan yürektir.Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini... Nazım HİKMET... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.