Φ marti_name Gönderi tarihi: 13 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 13 Eylül , 2006 Pilot bölge seçilen Adana, İzmir, Gaziantep, Bursa ve Kocaeli’nde 18-36 ayları arasındaki çocukların otizm riskini saptamak, tedavilerine gecikmeden başlamak amacıyla başlatılan “Tarama Projesi” sürdürülüyor. ADANA - Sağlık Bakanlığı ve TOHUM Otizm Vakfı tarafından, “AB Hibe Programı” desteğinde yürütülen “Otizm Tarama Projesi” kapsamında, yıl sonuna kadar 180 bin 432 çocuğun taramadan geçirilmesi hedefleniyor. TOHUM Otizm Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Mine Narin, pilot bölge seçilen Adana, İzmir, Gaziantep, Bursa ve Kocaeli’nde başlatılan projenin, 31 Aralık 2006 tarihinde sona ereceğini söyledi. Proje kapsamındaki illerde görev yapan il sağlık müdürleri ile bilgilendirme toplantıları yaparak, pilot bölgeler seçildiğini belirten Narin, buralarda yaşayan, 18-36 ay arasındaki tahmini 180 bin 432 çocuğun taramadan geçirilmesinin planlandığını ifade etti. Narin, çocukların otizm riski taşıyıp taşımadıklarının Sağlık Müdürlükleri bünyesindeki birinci basamak kuruluşlarında çalışan pratisyen hekim ve yardımcı sağlık personeli tarafından uygulanması ve otizm riski yüksek çıkanların hastanelerde görevli psikiyatristlere sevk edilerek tanı konulması amacıyla hazırlandığını, bu bağlamda 163 pratisyen hekim ve 994 yardımcı sağlık personeli görev aldığını kaydetti. Türkiye’de, otizmin yaygınlığını değerlendirebilecek sağlıklı veriler olmamasına karşın 271 bin birey bulunduğunun belirlendiğini anlatan Narin, “Bu oran dikkate alındığında, yine ülkemizde 0-14 yaş grubu 80 bin çocuk olduğu tahmin edilmektedir. Otizm, bu bireylerin anne, baba, kardeş, özel eğitim öğretmeni ve doktorlarını yakından ilgilendirdiği için, toplam bir milyon 700 bin kişinin otizmden etkilendiği söylenebilir” dedi. Narin, proje ile Türkiye’de ilk defa 5 ilde otistik çocukların görülme sıklığının ve sayısının belirlenmesinin hedeflendiğini belirterek, şunları söyledi: “Kayıt altına alınacak çocuklarla ilgili olarak, yine AB Hibe Programı olanaklarından yararlanarak Milli Eğitim Bakanlığı Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Özel Eğitim Genel Müdürlüğü işbirliği ile Rehberlik Araştırma Merkezinde görev yapan öğretmenler aracılığı ile hem çocukların hem de ailelerinin eğitim alması planlanmaktadır. Ülkemizde ilk defa yapılan otizm taraması ile gerçek istatistiki veriler elde edilecek ve görülme sıklıkları tespit edilecek. Erken tanının konmasıyla birlikte otizm riski taşıyan çocukların erken ve yoğun eğitim alma şansları oluşacak. Böylece günlük hayata uyum sağlamaları daha kolay olacak. Toplumda otizm için farkındalık yaratılacağından, şüphe üzerine başvuru sayısının artması ile erken tanının yolu açılacak.” Narin, otizmin, dünyada çocuklukta gözlenen ve en sık rastlanan gelişim bozuklukları arasında, zihinsel engel ve spastiteden sonra üçüncü sırada yer aldığını da sözlerine ekledi. Alıntı
Misafir birce Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2007 Otizmn Tanımı Otizm, ilk olarak 1943 yılında Amerikalı çocuk psikiyatristi Leo Kanner tarafından " Erken Çocukluk Otizmi" olarak adlandırılmış ve aşağıdaki özellikler doğrultusunda tanımlanmıştır. -Kendine yöneltilen sözler ifadeleri sıklıkla aynı şekilde tekrar eden " ben " yerine " sen " gibi şahış zamirlerini ters kullanan, ekolalisi ( Ekolali: söylenen sözleri aynı ses tonu ve vurguyla tekrar etme ) ve gecikmiş dil gelişimi olan - Çok iyi bir bellege sahip olan, -Kendiliğinden başlattıgı davranışları sınırlı oranda bulunan, -Stereotip ( Stereotip: aynı şekilde terarlanan bir seri haret dizisi ) harektleri bulunan ya da belli hareketlere aşırı bağlılık gösteren, -Aynılıgı koruma isteği olan, - Cansız nesne veya resimleri tercih eden, çocuklardır. Etiyolojik Acıdan: Kanner ve diğerleri, klinik gözlemelerini değerlendirerek yaptıkları yorumlarda, otizmin belirtilerinin temelini, anne - baba psikopatolojisinde bulunan tek nedene dayalı bir durum olarak belirtmişlerdir ( Bkz. Psikojenik Teori sf: 7 ). Oysa, bu alandaki calışma sonuclarına göre, otistik cocuklarin anne - babaları, özürlü cocuklarının onlara verdiği duygusal başkı dışında çocuklarına yaklaşım tarzları acısından, normal çocukların anne - babalarından önemli derece farklılık göstermemektedir. Duygusal Özellikler Isitsel Uyarilara Karşı Tepkileri: Seslere karsı çok değişik tepkiler gösteren otistik çocukların, erken çocukluk döneminde bazı seslere hiçbir tepki vermemesi bircok anne - babayı, çocuğunda işitme problemi olduğu düşüncesine yöneltmektedir. Yapılan işitsel testlerin sonucları , bu cocukların işitmelerinde organik olarak bir problemin olmadığını ancak otistik cocukların cevrelerindeki uyarılara cok acık olmamaları nedeniyle tepkisiz kaldıklarını göstermektedir. Görsel Uyarılara Karşı Tepkileri: Otistik çocukların insan yüzüne ve cevrelerindeki bircok nesneye bakmamalarına karşın, hareket eden, dönen ya da parlak olan bazi nesnelere cok uzun süre bakabildikleri, bazılarının zaman zaman işiktan rahatsiz oldukları hatta karanlık bir odada daha rahat ettikleri görülebilmektedir. Bazen ışıkla karşılaştıgında kulaklarını, yüksek bir ses duydugu zaman gözlerini kapatan otistik çocuklar olduğu da belirtilmektedir. Acı - Sıcak - Soğuğa Karsı Tepkileri: Bu tepkiler bazi çocuklarda acıyı - sıcağı ve soğuğu fark etmeme şeklinde ortaya cıkarken, bazılarında soğuk suyla ellerini yıkarken ağlama, eline bir toplu iğne battiği zaman cığlık atma gibi aşırı duyarlılıklar şeklinde de görülebilmetedir. Dokunulmaya Karşı Tepkileri: Normal bir bebek ilk üc ayda annesi onunla konuşurken ona gülümser, bazı sesler cıkarır. Daha sonraki aylarda ise, kucağa alınmak için kollarını kaldırır. Insanlarla ilişki kurmaktan hoşlanır. Herhangi bir kimse tarafından dokunulmaya, kucağa alınmaya tepki gösteren otistik çocuklar ise, fiziksel teması reddetmekte ve cevreleriyle ilişki kurmaktan kacınmaktadırlar. Otistik çocuklar ileri - geri sallanma, parmak ucunda yürüme, bir ayağı önde diger arkada olmak üzere ileri - geri sallanma gibi davranış özellikleri gösterebilmektedirler . . Alıntı
Misafir birce Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2007 Birçok otistik çocuk, bir oyuncak kamyon ya da baçka bir nesneyi, amacına uygun kullanmak yerine yan yatırıp tekerleklerini döndürmekten daha çok zevk almaktadır. Duygusal Tepkiler Özel Korkular: Otistik çocuklara ait gözlemler bu çocukların bazı özel korkularının olduğunu göstermektedir. Bunlara örnek olarak, çocuğun normal sıcaklıktaki su dolu kovaya elini sokup canı acıdığı için yıllarca banyo yapmayı reddettiği ya da ayakkabı ayağını sıktığı için ayakkabı giymeyi istemediği verilebilir. Cevresindekilerle iltetişim kuramayan, bu nedenle de cevreden korkusu ile ilgili hiçbir yardım alamayan otistik çocuklarda bu tür davranışlar oldukca uzun sürebilmektedir. Isteklerini ağlayarak, cığlik atarak belirten birçok otistik bebeğin, yürümeyi örenir öğrenmez iletişim kurmak için yetişkinin elinden tutarak, cekerek isteklerini belirttiği ancak bunu yaparken de yetişkinin yüzüne bakmadığı gözlenmektedir. Tehlikelerin Farkında Olmama: Otistik çocuklar genellikle cevrelerindeki tehlikelerin farkında değildirler. Yoğun bir trafikte karşıdan karşıya koşabilmekte, hiçbir korku duymaksızın yüksek bir duvar üzerinde yürüyebilmektedir. Oysa bu tür davranışlar çocuk için büyük bir tehlike oluşturabilmekte ve her an yaralanmalara ya da kazalara neden olabilmektedir. Çoğunlukla 2 - 6 yaş döneminde tehlikelerin farkında olmayan otistik çocuklar yaşları ilerledikce sosyal kuralları öğrenmeye istekli olacaklarından tehlikelere karşı daha duyarlı hale gelebilmektedirler. Özel Beceriler Otistik çocukların en şaşırtıcı özelliklerinden birisi, bircok alanda sınırlı becerileri olmasına karşın, bazı alanlarda sahip oldukları özel becerilerdir. Bunlar genellikle konuşma becerisi ve soyut anlam icermeyen türden becerilerdir. Bu özel beceriler, her otistik çocukta görülmeyen ve genelde coğu insanın ilgisini cekmeyen, otobüs hareket saaterli, havallanı ucus programları veya sayılar gibi ayrıntılarla ilgili bazı görsel yetenekler seklinde de ortaya cıkabilmektedir. Bunun yanı sıra kendi kendine okuma yazma öğrenebilme, okuduğunu anlamasa da akıcı bir sekilde okuyabilme, kısa sürede ezber yapabilme gibi iyi bir bellege sahip olan , erken gelişmiş kavramsal veya görsel motor yetenekleri olan otistik çocuklara da rastlanmaktadır. Çok karmaşık bul - yapları hicbir yaratıcılık örneği göstermeden ya da resmin ne olduğuna dikkat etmeden mekanik olarak birleştirebilen otistik cocuklar da ratlanabileceği gibi, zihinden uzun ve karışık toplamaları çok hızlı ve doğru şekilde hesaplayabilen, çok iyi cizim yeteneği olan otistik çocuklar olduğu da gözlenmektedir. Sıklıkla otistik çocuklarda görülen bu özel becerilerin, konuşma becerisinden bağımsız olduğu, müzik, matematik ve bellekte tutma konularında yoğunlaştığı kabul edilmetedir. Sessizligim Zihnim bomboş Düşünclerim ucuşuyor Konuşmalarımsa coğu kez anlamsız. Annem kim, babam kim Zihnimi bir türlü toparlayamıyorum Bu çok yıpratıcı. Çoğu zaman sinirleniyor, Çoğu zaman da küsüyorum Davranışlarımdaki bilinmezlikle insanları üzüyorum. Lütfen bana yardım edin Ben anlaşılmaz biri değilim Biraz sevgi, ilgi ve cabanız ile Pek çok şyi başarabilirim Kaynak: Özgür Yayınları, Prof. Dr. Nilüfer Darıca, Dr. Ülkü Abidoğlu - Dr. Şebnem Gümüşcü, kitabından alıntılar. ~~~ Bu baslik onca zaman önce acilmisdi biliyordum, bugün ise elime bir kitap gecti paylasayim dedim, az da olsa icin den alinti yaptiklarimla... Hemen hemen ortalarina geldigim de Otistik Cocuklarin Egitimi diye devam ediyor ve cok ta güzel en ince ayrintilarina kadar yazilmis fakat ben kendi kendime bir baktim ki sorular sormaya baslamisim...nedenler' le dolu olan sorular. Neden egitilmeye yöneleniliyor... simdi burada yanlis anlasilma olmasin...sen gör kendisine zarar verecek durum da olan birisini yardim etme, ögretme... düsüncesi ile yazmiyorum tabi ki suan. Benim düsüncem aslinda baska Madem ki bu dünyayi bu hale getiren bizleriz..belki de diyorum gelecegin cocuklari böyle' de, bizler suan sadece kabulenemiyoruz ve egitmeye yine bizlere uyum saglamarinin cabasini gösteriyoruz... olamazmi? Neden davranislarini egitmeye calisiyoruz, ki onca yeteneklerini gördügümüz bildigimiz halde... Neden bizlerin sayesinde böyle olan dünya' ya...sayemiz' de olan bu cocuklari... kendileri uyum saglamaya calistiklari bicim de birakmiyoruz Yadirgadigimiz bizlere benzemediklerimi, davranis bicimleri... Yoksa bu sekilde kabulenemedigimizmi, olmalarini Ondanmi egitmeye calisiyoruz Bir yandan hakimiz varmi buna diyorum.. ve soru sormaya kendi kendime devam ediyorum.. Saygilar Alıntı
Misafir Marcus Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2007 Duygularınızı o denli güzel ifade etmişsinizki.Al bendende o kadar demekten başka bir şey söylemek gelmiyor içimden... Teşekkürler birce... Alıntı
Φ dumanlı Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 9 Aralık , 2007 yürek yarası bu konulara çok duyarlıyım.teşekkürler dile getirdiğiniz için. Alıntı
Misafir birce Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2009 Gönderi tarihi: 24 Haziran , 2009 7 yaşındaki kızını aç bırakarak öldürdü Avustralya'da bir anne ve baba, 7 yaşındaki otistik kızlarını aç bırakarak öldürmekten suçlu bulundu. New South Wales Eyalet Yüksek Mahkemesi jürisi, Kasım 2007'de hayatını kaybeden küçük kızla ilgili davada yargılanan 35 yaşındaki anneyi cinayetten, 47 yaşındaki eşini de tasarlamadan cinayet işlemekten suçlu buldu. Başka çocukları da bulunan çiftin kızlarının öldüğü zaman 7 kilogram ağırlığında ve 5 yaşındaki bir çocuğun kemik yapısına sahip olduğu kaydedildi. Annenin ceza duruşmasının yarın, babanın duruşmasının da psikiyatrik raporlarının hazırlanmasından sonra belirlenecek bir tarihte yapılacağı bildirildi. Alıntı
Misafir birce Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2009 Gönderi tarihi: 20 Temmuz , 2009 Dünya turu 17 YAŞINDAKİ OTİSTİK GENÇTEN.... 17 yaşındaki otistik genç, İngiliz havacılık yetkililerini inanılmaz bir oyunla kandırdı. İngiltere'de kendini “işadamı Adam Tait” olarak tanıtan 17 yaşındaki bir gencin, İngiliz havacılık yönetimini çok sayıda uçağa ve çalışana sahip olduğunu söyleyerek kandırdığı ortaya çıktı. ’Catch Me If You Can’ filminde Leonardo DiCaprio’nun oynadığı karakteri hatırlatan olayda, büyük Britanya’ya bağlı Jersey havaalanının müdürüyle görüşme yaptığı ve patronlara teklif götürdüğü anlaşılan gencin bir sonraki hafta için toplantı sözü aldığı belirtildi. Gencin inandırıcı olmak adına “American Global Group” ve “Island Airways” adı altında internet siteleri kurduğu da ifade edildi. Southend havaalanında bir uçak kiralamayı talep edince polisin sorguya aldığı genç, bir çeşit otizm hastalığından muzdarip olduğu için cezalandırılmayacak. Başrolü Di Caprio oynamıştı "Catch Me If You Can" isimli komedi-dramada Frank Abagnale Jr. isimli bir gencin hayatı konu alınıyor. Pilot, savcı, doktor gibi çeşitli kılıklara giren Frank, 19’uncu yaşgününden önce zengin oluyordu. Alıntı
Misafir birce Gönderi tarihi: 14 Ekim , 2009 Gönderi tarihi: 14 Ekim , 2009 Otistik çocuklarin diş tedavisinde zorluk Van'daki otistik çocuklarin aileleri, anestezi cihazinin bulunmamasi nedeniyle çocuklarinin diş tedavisinde sorunlar yaşiyor. 17 yaşinda otistik bir çocuğu olan Yüzüncü Yil Üniversitesi Gevaş Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Erkan Düz, otistik çocuklarin diş tedavisinde büyük sikinti yaşadiklarini söyledi. Rehberlik Araştirma Merkezi (RAM) kayitlarina göre Van'da 50 otistik çocuk bulunduğunu bildiren Düz, ''Buraya geldiğimizde çocuğumuz beş aylikti. Van'da yaşiyor olmak, Ankara ve Istanbul'dan uzak bir kentte yaşiyor olmak, zihinsel engelliler ve aileleri için büyük bir dezavantaj oluşturmaktadir'' dedi. DOĞUDA ENGELLI OLMAK DAHA ZOR Burada engellilerin haklarinin tam olarak uygulanmadiğini savunan Erkan Düz, şöyle devam etti: ''Türkiye'de yaklaşik 4 yil önce çikan Özürlüler Yasasi'nda, devrim niteliği taşiyan yenilikler yapildi. Ancak bu yasa Türkiye'de tam anlamiyla uygulanmadi. Bu uygulama, doğuya doğru geldikçe daha da zayiflamaktadir.'' Zihinsel engelli çocuklarin aileleriyle sürekli bir araya geldiklerini ifade eden Düz, bu ailelerle görüştükçe sorunlarinin benzer olduğunu gördüklerini, bu sorunlar için birlikte mücadele etmeye karar verdiklerini söyledi. DIŞÇI KOLTUĞUNA OTURMAYI KABUL ETMIYOR Van'da otistik çocuklarla birlikte rehabilitasyon merkezlerine kayitli bin 500 zihinsel engelli çocuğun da bulunduğunu bildiren Düz, şunlari kaydetti: ''Bütün zihinsel engelli çocuklarin ve ailelerin en önemli sorunu diş tedavisidir. Bu çocuklarin hepsinin ağzinda çürük diş vardir. Ancak bu çocuklarin hiçbiri diş hekimi masasina oturmayi kabul etmiyor. Onlardan kan alamazsiniz ve incitecek hiç bir şeyi yapamazsiniz. 'Iğne vurup anestezi yapalim, sonra dolgu vesaire yapalim' diyemezseniz. Çünkü ağlarlar, ağizlarini kapatirlar ve asla açamazsiniz. Dolayisiyla bu çocuklara genel anesteziyle diş tedavisi yapilmasi gerekiyor.'' Bir dişin tedavisi için Ankara ya da Istanbul'a gitmek zorunda kaldiklarini, oralarda ise tedavi için aylarca sonrasina sira verildiğini anlatan Düz, bu bekleme sürecinde küçük bir çürüğün giderek büyüdüğünü, basit bir dolgu ile kurtarilacak dişin tamamen kaybedildiğini söyledi. 2 YILDIR ANESTEZI CIHAZI BEKLIYORUZ Van'daki sağlik merkezi ve hastanelerde, diş hekimi koltuğunun bulunduğu yerde genel anestezi ünitesinin, bu ünitenin bulunduğu yerlerde ise diş hekimi koltuğu bulunmadiğini belirten Düz, sorunun çözümü için 2007'de Sağlik Il Müdürlüğüne 50 ailenin dilekçe verdiğini bildirdi. Sağlik Müdürlüğünün bu sorunu gündemine aldiğini, yetkililerin bir ünite kurulacağini ve anestezi cihazi alinacağini bildirdiklerini anlatan Düz, ''Ağiz ve Diş Sağliği Merkezinde bir ünite kuruldu ancak bir anestezi cihazi henüz alinmadi. 2 yildir bir anestezi cihazi bekliyoruz. Keşke bir iş adami anestezi cihazi bağişlasa da bin 500 çocuğun bu sikintisi giderilmiş olsa'' dedi. Anestezi cihazi alinmasi için birkaç kez ihale yapildiğini ancak bu ihalelerin iptal edildiğini belirten Erkan Düz, şöyle konuştu: ''Bu sorundan dolayi çok sikintiliyiz. Artik tükenme noktasina geldik. Bu sorunlarimizi valimize anlattik. Bizi dinledi ve yardimci olacağini söyledi. Ancak aldiğimiz bilgiye göre Sağlik Il Müdürlüğü yeniden ihale çalişmasi başlatmiş. Bu ihalenin hazirliklari da en az alti ay sürer.'' Alıntı
Misafir birce Gönderi tarihi: 12 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 12 Kasım , 2009 Otistik çocuklara yeni umut Otistik çocukların eğitim gördüğü tek resmi ve bağımsız otistik çocuk eğitim merkezi bulunan İzmir'e ikinci bir merkez açılacak. İzmir- ''Konak Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi'' adı verilecek merkez, Ziya Gökalp İlköğretim Okulu'nun B blokunda hizmet verecek. Kullanılacak binada fiziki çalışmanın başlatıldığı, çalışmaların eğitim-öğretim yılının birinci yarı yılı sonunda tamamlanarak, ikinci yarı yılda öğrenci kaydına başlanacağı öğrenildi. Merkezde en az 40 öğrenciye hizmet verileceği, tam kapasitesinin fiziki çalışmalar sonucu ortaya çıkacağı belirtildi. Kentin Menemen'deki Sabahat Akşıray Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi'nin ardından ikinci bağımsız resmi otistik çocuk eğitim kurumu olacak yeni merkezin kontenjan yetersizliği nedeniyle eğitim için sırada bekleyen otistik çocuklar için alternatif olacağı kaydedildi. Ziya Gökalp İlköğretim Okulu'nun bir blokunun merkez için ayrılmasının okulun eğitimini olumsuz etkilemeyeceği belirtildi. Akşıray'da durum Tek resmi bağımsız otistik çocuk eğitim merkezi durumundaki Sabahat Akşıray Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi'nin kapasitesinin üzerinde öğrenciyle hizmet verdiği bildirildi. 120 kişilik kapasitesine rağmen 160 öğrenciyle eğitime devam edilen 30 sınıflı merkezde 4 olması gereken sınıf mevcudunun yoğunluk nedeniyle fazlalaştığı, 200'den fazla çocuğun bu merkezde eğitim almak için sırada beklediği ifade edildi. Menemen'deki merkeze Buca, Gaziemir, Bornova gibi ilçelerin yanı sıra Manisa'dan da öğrenci gittiği kaydedildi. 'Otistik çocuk için eğitim aynı zamanda tedavi demek' Otistik Çocukları Koruma ve Yönlendirme Derneği (ODER) Yönetim Kurulu Başkanı Ergin Güngör, İzmir'de resmi bağımsız otistik çocuk eğitim merkezinin yanı sıra 17 ilköğretim okulunda otistik çocukların eğitim gördüğü sınıflar bulunduğunu, bu sınıflarda 68 çocuğun eğitim aldığını bildirdi. Kentte 23 bin civarında eğitim çağında otistik çocuk bulunduğunu belirten Güngör, bunlardan yaklaşık 300'ünün Milli Eğitim Bakanlığına bağlı merkezlerde eğitim gördüğünü, 142 özel eğitim kurumunun da çocuklara hizmet verdiğini söyledi. Güngör, otistik bir çocuk için eğitimin aynı zamanda tedavi anlamına geldiğini ifade ederek, şöyle konuştu: ''Otistik çocuğun bilimsel tek tedavisi özel eğitim. Yani eğitim ve tedavi süreci iç içe. Eğitimleri aynı zamanda tedavileri demek. Eğitim dışında bilimsel bir tedavi yöntemi yok. Sosyal becerileri de eğitimle geliştirilebiliyor. Erken teşhis, yoğun ve kaliteli eğitimle otistik çocukların yüzde 50'si sosyal hayata entegre edilebiliyor. Üniversite eğitimi alan otistik çocuk örnekleri bunun göstergesi.'' Yeni merkezde yaklaşık 60 çocuğun eğitim alacağını öğrendiklerini ifade eden Ergin Güngör, ''Bu yeni merkezle 60 çocuğun hayatı değişecek. Yeterli olmasa bile önemli bir kazanım. Bundan 10 yıl öncesine göre bu çocukların eğitiminde önemli gelişmeler var. Şu anda bu konuya hiçbir dönemde olmadığı kadar Milli Eğitim Bakanlığı ve İl Milli Eğitim Müdürlüğünce özen gösteriliyor'' dedi. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.