Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2006 Prof.Dr. Nuri Akkaş, 6.9.2006 Siz, sizi ellerinde sopalarla döve döve mi türbana sokacaklar sanıyordunuz! Hala daha, gerçekleri göremeyen safdil garibanlar, "Amma da büyüttünüz bu türban konusunu! Bırakın insanlar istedikleri gibi giyinsinler. Bu bir inanç özgürlüğü meselesidir" deyip duruyorlar. Ben de türban sorununun aslında bir kadın hakları konusu olduğunu söyleyip duruyorum ama onların düşündüklerinin tam tersi yönden. İsmet Berkan`in kelimeleri ile, `muhtemel bir cumhurbaşkanının esinin başının acık veya kapalı olmasının Türkiye`de ciddi siyasi gerilime neden olması` o kadar şaşılacak bir şey mi acaba? Berkan`in Amerikalı arkadaşının söylediği gibi: `Bir de tersinden bakın, türban Çankaya`ya girdikten sonra acaba türbansızlar Çankaya`ya girebilecek mi?` Böyle tersinden bakamayacak kadar yeteneksiz veya zaten önyargılı olanlara sormak gerek: Türkiye`de türbanın `kazanmasının` türbansızların sıfırlanması anlamına geleceğini göremiyor musunuz? Hayır, Türkiye hiçbir zaman Iran olmaz!` demeyin bana. Türbansızların sıfırlanmasında hiç de öyle (Iran`da olduğu gibi) sopaya filan gerek olmayacağını hala algılayamıyorsanız, buyurun size (Sabah`tan Erdal Şafak`in köşesinden `Bir Fas öyküsü`. Bu öykü de sizi ürpertmiyorsa uyandırmıyorsa) , artık söylenecek bir şey kalmadı. /Fransa`nin en önemli gazetesi `Le Monde`, 18 Mayıs`ta uzun bir röportajı yayınladı. Başlığı: `Hicab Fas`ın üstünü örtüyor`. Hicab, başörtüsünün ya da turbanın bir başka versiyonu. Türk basınında birkaç gazete o röportajdan yapılmış haberlere yer vermekle yetindi. Oysa `Le Monde`un Fas`tan aktardıkları daha fazla ilgiyi hak ediyor. Buyurun size genişçe bir alıntı: 'Bir sessiz devrim bu. İslam`ın rengi olan bir yeşil devrim. Bir orta öğrenim kurumunda Fransızca öğretmeni olan Sukayna `Ülkemi artık tanıyamıyorum` diyor. Sukayna 20 yıl önce okulunda göreve başladığında, sadece bir öğretmenin başını örttüğünü hatırlıyor. Bu gün ise tam tersi: Onun dışında tüm kadın öğretmenler ve tüm kız öğrenciler kapalı. Sonunda Sukayna`nin sinirleri boşaldı, depresyona girdi, görevi bıraktı. Hiçbir zaman dincilerin doğrudan saldırısına hedef olmadığını söylüyor. Sadece küçük damlaların gün gectikce birikmesi. Kısa kollu, dudakları rujlu ve sadece ayak bileklerini gösteren etekle okula gittiğinde örtülü meslektaşlarını n dokundurmaları : `Güne haram şeylerle başlanması ne kadar kötü` gibi. Ya da dolabına 3 kez pembe türban bırakılması gibi. `Cebinize bir çakıl taşı konuyor. Çakıl taşının ağırlığı nedir ki. Sonra bir gün öyle ağırlaşıyor ki o çakıl taşı, taşıyamıyorsunuz` diyor. Fas`in Fransızca yayınlanan dergisi `Tel Quel` 11 Mart`ta Kazablanka Üniversitesi güzel sanatlar fakültesindeki bir olayı aktardı. Okulun başı açık son 5 kadın öğretmeninin posta kutularına örtünmeleri uyarısı yapılan mesajlar bırakılmıştı. Derginin yazı isleri müdürü `Fas`ta ilk kez böyle şeyler oluyor` diye konuşuyor. Dahası artık sadece kadınlar değil, erkekler de hedef alınıyor. Örneğin düzenlediği kültürel faaliyetler Islami bulunmadığı için duvarlara karalanan yazılarda kafirlikle, dinsizlikle suçlanan El-Cedidi lisesi öğretmeni gibi. Çok acı çekiyor` diyorlar yakınları, `Öğrencileri artık ona kuşkuyla bakıyor, eskisi gibi saygı göstermiyorlar. ` Her şey sessiz oldu. Düşünceler de, elbiseler de usul usul değişti. Hiçbir tartışma, miting ya da çatışma yaşanmadan. Sukayna`nin albümündeki okul fotoğrafları sanki bir başka yüzyıldan kalma gibi: `Şuna bakın. 1992`de çekildi. Kadın ve erkek öğretmenler birlikte poz veriyorlar. Bugun böyle bir şeyi düşünmek bile imkansız.` Hüzünle `İslamcılar`in iktidarı da ele geçirmeleri artık an meselesi` diye iç çekiyor.` Fas`taki gelişmeleri yakından izlediğimiz için bu `değişim` bizi şaşırtmadı. Örneğin, gecen yıl önce Rabat Üniversitesi` nde son sınıfta okumakta olan bir kız öğrenci şöyle diyordu: `Ben fakülteye girdiğimde sadece 2 türbanlı vardı. Bir ay sonra 4`e çıktı. Onu izleyen ay 8`e... Herkes birine cengel atmakla görevliydi. Sonra cengel atan da başka birine. Bugün görüyorsunuz; okulun dörtte üçü kapalı.` İslamcılık derin ve kalıcı olarak Fas`a el koyuyor.’ İşte bu yüzden `semboller` çok önemli Türkiye`de. Saygılar, Prof.Dr. Nuri Akkaş, 6.9.2006 + Bir okurum göndermiş Profesörün yazısını. Ekleyecek, yorumlayacak bir yan var mı göremiyorum. Genel Kurmay’ının "En yakın ve en büyük tehlike!" dediği irtica olayına dikkatinizi çekeyim de “Ey Bilge, zamanında bizi niçin uyarmadın!” demeyin… Kaynak: hayri@bilgebalta. com / http://turkcelil.com/modules/news/article.php?storyid=5893 Alıntı
Φ grejuva Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2006 bizim geçtiğimiz süreç bu değil mi zaten? iyi kötü bazı şeyleri gördük yaşadık, yaşıyoruz. son 7-8 yıldır büyük yükselişlerinin farkına varmamak için "fransız" olmak gerekir! üniversitelerdeki yasağın nedenini bir nebze olsun anlatmıştır bu yazı. paylaşımın için teşekkür ederim... bir anektod da ben aktarayım, irandaki bir gösrteride iranlı bir kız, türk televizyonu olduğunu öğrenince türkiyeye seslenerek "biz bu türbanı bir günde giydik, 20 senedir çıkaramıyoruz" demişti... Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2006 ben hep dini allahla kul arasında gördüm ama son zamanlarda artık okadar gözümüze sokulan gerçekler var ki şaşırıyorum burası benim bildiğim türkiyemi diye gerçekten. sessiz ve derinden yayılıyorlar.görmek mi istemiyoruz,yoksa kendimizi mi kandırıyoruz bilemiyorum ama hiç bir şey göründüğü gibi değil galiba. Alıntı
Φ yumote Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2006 grejuva ne güzel örnek vermişsin bundan yüzyıllarca kurtulmaya çabalayalım insalar araştırsın bilsin mantıklı davransın diyelim insana insan gibi yaklaşmayı denemeyi önerelim hala şekille uğraşıp, siyasete dini alet etsinler, başı açık olanı dinsiz görsünler bikini giyeni taşlasınlar ve buna susan bayanlara aklım almıyor erkek egemen toplumu sürdürme çabası değil mi bu kim neyin saltanatını arıyor anlamıyorum nerde eşitlik kadın obje mi şeytan mı günah keçisi mi kapatınca başını namuslu mu oluyor sinirlerim kalktı ya okula başalayan çocuğa o ufacık saf yüreğe sen türban aşıla uyuyor mu bu halk anlamıyorum Atatürk ne yaptı, kaç yıl geçti hala algılayamayanlar var o çok bilmişler türban ve şeriat altında da böyle özgür yaşayabilecek mi merak ediyorum sevgiler Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2006 grejuva ne güzel örnek vermişsin bundan yüzyıllarca kurtulmaya çabalayalım insalar araştırsın bilsin mantıklı davransın diyelim insana insan gibi yaklaşmayı denemeyi önerelim . . . Atatürk ne yaptı, kaç yıl geçti hala algılayamayanlar var o çok bilmişler türban ve şeriat altında da böyle özgür yaşayabilecek mi merak ediyorum sevgiler Alıntı
Misafir Marcus Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 8 Eylül , 2006 Batı dünyasının görmek istediği ülke islam cumhuriyeti.Bu öyle bir tehlikeki..ancak zaman içinde anlaşılabilir.Ve bu yüzden bu konu çok önemli.Ve bu yüzden bu konu bukadar netameli...... Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2006 Batı İslam'a savaş açmışken "tehlike" olarak gördükleriniz bunlarsa Allah hayrınızı versin;ne diyeyim başka... Alıntı
Misafir Marcus Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2006 Batı İslam'a savaş açmışken "tehlike" olarak gördükleriniz bunlarsa Allah hayrınızı versin;ne diyeyim başka... zaten savaşmak için istiyorlar alisıfrbir Alıntı
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2006 Al bir tane daha mantığa bürünmüş saçmalık... Senin dediğin danışıklı-dövüş olayları daha farklı... Ve hatta aşırıya gidenlerin arasında;ya da tam tersi yumuşatma girişimleri arasında da dış sesler olabilir;ama genel anlamda Türkiye'de İslam dini sin göstermek istediğiniz gibi zarar vermekte değildir;zaten halkın görüşleri de dikkate alındığında daha da ortaya çıkar... İrtica denilen mesele dış güçlerce desteklenmiş olarak yürür tabi ama ne şekilde;sahteliği ve karşıya yerleştirilmiş çıkar gruplarıyla... Yani buralarda daha önceden söyledim;Armagedon'da anlatılanlar Güney doğuyu ve bir çok sorunu göz önünden kaydırmak için nasıl irticanın seslendirildiğini ve nasıl muhafazakar kesimin etkisizleştirilmeye çalışıldığını ortaya koymuş... Ama sizin o "yansız" siyesi yorumlarınız;dindarlara bakış açınız yazdıklarımı daha nerelere dallandıracaktır tahmin edebiliyorum... Bizleri bekleyen bizden olan İslam'ın tehdidi değil;bizi bekleyen yeni dünya düzeni karşısında köklerimizin eriyişi olacak bu şekilde devam ederse... Alıntı
Φ tekturk Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2006 Gönderi tarihi: 10 Eylül , 2006 Değerli arkadaşlar, Değerli Profesörümüzün yazısını okudum. Satır aralarında haklı olduğu noktalar çok. Ancak esas sorunu ve bağlayacağı yerleri kaçırmış. Sayın profesörümüzün muhtemelen üniversitedeki odasından hiç çıkmadığı, tatillerini Türkbükünde mavi yolculukta yaptığını, ülkesi hakkında tüm bildiğinin odasının penceresinden gördüğü manzara olduğunu sanıyorum. Bu özellği onun doğru düşündüğü bir konuyu yanlış anlatmasına neden olmuş. Şöyle ki; Türk milliyetçiliğinin, Atatürkçülüğün, Türkçülüğün belini kırmak amacı ile Ilımlı islam adı ile ülkemize ihraç edilerek, kurulmak istenen ümmetçi ideolojinin karşısında olmak her Türk insanının görevidir. Ama bunu türban simgesi ile yorumlamak da, elitçi zihniyetin bir ürünüdür ve esas mücadeleye de en büyük zararı bu verir. Zatem islamcı düşünce de proferörümüz gibi elit aydınlarımızın halktan kopuk söylemleri nedeni ile bugünkü konumlarına ulaşmışlardır. Saygılarımla... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.