Φ YESHUA Gönderi tarihi: 9 Mayıs , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 9 Mayıs , 2007 Merhaba "Tengeriin", ----- " Hz. Yahya Hıristiyan mıdır? " Degildir! Yahya peygamber, Isa peygamberlik görevine ba$lamadan, insanlari "Tövbeye çagirip, insanlari Vaftiz ediyordu" "Vaftiz" denince akla Hiristiyanlik geliyor, bu yanli$! "Hiristiyan", 'Isa'nin izinden giden' anlamina gelir. Ama malesef bu kelime bugün genelde "Kötü" $eyler çagri$tiriyor. ----- " Hz. İsa onun elinden vaftiz oluyorsa eğer, nasıl olupta Yahya'dan üstün bir ruh taşıyor olabilir ki? " *** " Halk umut içinde bekliyordu. Yahya'yla ilgili olarak herkesin aklında, «Acaba Mesih bu mu?» sorusu vardı. Yahya ise hepsine şöyle cevap verdi: «Ben sizi suyla vaftiz ediyorum, ama benden daha güçlü Olan geliyor. Ben O'nun çarıklarının bağını çözmeye bile layık değilim. (...) Yahya daha başka birçok konuda halka çağrıda bulunuyor, Müjde'yi duyuruyordu." (Lu. 3: 15-20) *** " Gerçi ben sizi tövbe için suyla vaftiz ediyorum, ama benden sonra gelen benden daha güçlüdür. Ben O'nun çarıklarını çıkarmaya bile layık değilim. (...) Bu sırada İsa, Yahya tarafından vaftiz edilmek üzere Celile'den Şeria nehrine, Yahya'nın yanına geldi. Ne var ki Yahya, «Benim senin tarafından vaftiz edilmem gerekirken sen mi bana geliyorsun?» diyerek O'na engel olmak istedi. İsa ona şu karşılığı verdi: «Şimdilik buna razı ol! Çünkü doğru olan her şeyi bu şekilde yerine getirmemiz gerekir.» O zaman Yahya O'nun dediğine razı oldu. İsa vaftiz olur olmaz sudan çıktı. O anda gökler açıldı ve İsa, Tanrı'nın Ruhunun güvercin gibi inip üzerine konduğunu gördü. " (Mat. 3: 11-16) ----- " Peki soruyorum, Tanrı insandan ne istiyor? " iyi ili$kide olmayi! Kendisini tanimalari! tabiri caizse Tanri, ÖZGÜR iRADEYLE yarattigi insanlari, Kendisiyle 'DOST' olmaya davet ediyor. SAGLIKLI ve çIKARSIZ yani çocuklari yatirim olarak görmeyen Sevgi dolu ana babalar neden çocuk sahibi olmak isterler? Bebeklerinin "Ya$am hediyesinden" yararlanmalari, Mutlu olmalari için degil mi? Yaraticimiz da bunu istiyor, bu nedenle Dünyayi 5 duyumuza hitap edecek $ekilde donatti ki ya$amdan zevk alalim, mutlu olalim, Kendisiyle iyi ili$kide olalim... ----- " Ya da belki de hiç tartışmadığınız bir şeyi tartışalım: Tanrı nedir? " "Fiziksel" yapisi: Isa peygamber "Tanri Ruhtur" demi$ti, buradan bizim gibi bir bedene sahip olmadigi daha farkli bir yapida oldugu anla$iliyor, ancak "Fiziksel yapisi" konusunda daha fazla ayrinti yok. Her $eye Hakim, her $eyi Gören hatta yüreklerimizin derinligini dahi okuyan Biri olarak anlatiliyor Kutsal Kayitlarda. Tanri insanlari "Kendi sûretinde yarattigini" söyler, bundan ne anlamaliyiz? Kutsal Kayitlari yani "Tanrisal Mektuplari" okudugumuzda ne demek istedigi anla$iliyor. Tanri'nin 4 BASKIN niteligi vardir: SEVGi, HiKMET, KUDRET ve ADALET Tanri insanlari bu niteliklerle donatmi$tir yani bizlerde de Bu Nitelikler mevcuttur. Not: Tanri hakkinda sayfalarca $ey yazabilirim ancak bu kadari yeter diye dü$ünüyorum... ----- " Ne olduğunu sorgulamadığınız, anlamadığınız, anlayamadığınız bir Tanrı'ya nasıl bir adak sunuyorsunuz ki? Varlığınızı mı adıyorsunuz? " Bunu kendi adiniza söylemi$ olun, genelleme yapmak dogru olmaz. ben 'yillarca sorguladim', 'anladim' ve 'varligimi O'nu 'sevindirmeye' adadim, bir Insanin çok sevdigi bir ki$iye kendini adadigi gibi, bir ki$inin dostunu mutlu etmek için ugra$tigi gibi... ----- " Hıristiyanlık, Musevilik ve Müslümanlık arasında hiç bir fark görmüyorum. " Ben de! Bu nedenle bu 3 inanca da mensup degilim! ----- " En güzel sözü Hallac söylemiş: "Hepsi aynıdır, gittikleri yol farklı... " Bakin Isa "YOL" hakkinda ne diyor: *** " «Dar kapıdan girin. Çünkü kişiyi yıkıma götüren kapı geniş ve yol enlidir. Bu kapıdan girenler çoktur. Yaşama götüren kapı ise dar, yol da çetindir. Bu yolu bulanlar azdır. " Bu "YOL", Tanri'ya ula$an TEK YOL dur ve bu YOLUN nasil bulunacagi Mukaddes Kitap'ta kayitlidir yeter ki sözkonusu YOLU ÖNYARGISIZCA bulmak isteyelim... Ama bu kolay degil bu nedenle Isa 'nin dedigi gibi "bu YOLU bulanlarin sayisi AZ " olacak. Ho$çakalin... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 9 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 9 Mayıs , 2007 "Hiristiyan", 'Isa'nin izinden giden' anlamina gelir. Ama malesef bu kelime bugün genelde "Kötü" $eyler çagri$tiriyor. Öyleyse siz bir Hıristiyan mısınız, değil misiniz? Aslında ne olduğunuz beni ilgilendirmiyor, lakin: Bu nedenle bu 3 inanca da mensup degilim! diyerek sırf İncil reklamı yapmanız beni düşündürüyor. İnancınızı yayma isteğinize saygı duyarım lakin neliğiniz hakkında çok açık ve net bir tavır sergiliyorsunuz aslında. Neyse, konumuz bu değil. *** " Halk umut içinde bekliyordu. Yahya'yla ilgili olarak herkesin aklında, «Acaba Mesih bu mu?» sorusu vardı. Hıristiyanlık ve dahi Hz. İsa Yahudi kökenlere sahiptir. Ve Hz. İsa hiç bir zaman Yahudi olmadığını söylememiştir. Sadece Tanrı'nın bir takım yenilikler gösterdiğini belirtmiştir. Bundan ziyade Eski Ahit'i reddetmez. Yalanlamaz. Hz. Yahya "Mesih" olamayacağı gibi Hz. İsa'da "Mesih" olamaz kesinlikle. Çünkü: Anlam 1:Şilo (sahibi) gelinceye kadar Saltanat asası Yahuda’dan Hükümdarlık asası da ayaklarının arasından ayrılmayacaktır Ve insanların itaati de O’na olacaktır Anlam 2: Sahibi* gelene kadar Krallık asası Yahuda'nın elinden çıkmayacak, Yönetim hep onun soyunda kalacak, Uluslar onun sözünü dinleyecek. ("Sahibi" ya da "Şilo" veya "Şilo'ya") Bilindiği gibi Hükümdarlık Asası'ndan kasıt "(Kral) Peygamberlik"tir. Peygamberlik (asası) Hz. Muhammed'e kadar hep Yahudi soyuna gelmiştir. Ufak bir mantıkla düşünelim: Yahudilerdeki Peygamberlik silsilesinin, ayette belirtildiği üzere Yahuda'nın elinden çıkması için ne gereklidir? Tabii ki Yahuda Soyundan GelMEYEN bir kişinin bu yetkeyi ele alması gerekmektedir. Eğer kişi Yahuda soyundan gelirse, o yetkeyi Yahuda'nın soyundan alamaz, dolayısıyla ayet yerine gelmemiş olur. Böylelikle ayette belirtilen o beklenen Mesih Hz. İsa'da değildir kesinlikle. Çünkü Hz. İsa'da Yahuda soyundan gelmektedir. Bir Yahuda, nasıl olurda kendi soyunun sahip olduğu bir yetkeyi kendi soyundan alabilir. Hz. İsa kesinlikle ve kesinlikle "Mesih Değildir." Yahudiler Hz. İsa'nın "Kırallığını" bu yüzden kabul etmemişlerdir. O'nu bu yüzden yadsımışlardır. Bir Peygamber olmasına rağmen o beklenen kişi "tek başına" Hz. İsa değildir. "Tek Başına" diyorum, çünkü "Mesih"lik iki peygamber ile tamamlanacak olan bir yetkede olabilir. Bu şekilde imalar var lakin şu an henüz araştırıyorum. Her halükarda ayete uygun düşen kişi Hz. Muhammed olmaktadır. Öncelikle Yahuda Soyundan gelmemektedir ve lakin Hz. İbrahim (Hz. İsmail oğlundan) soyundan gelmektedir. Burada size ayette geçen "Şilo" veyahut aslı ile "Şalah" kelimesinin anlamını ve arapça karşılığını sormak isterim... Yahya ise hepsine şöyle cevap verdi: «Ben sizi suyla vaftiz ediyorum, ama benden daha güçlü Olan geliyor. Ben O'nun çarıklarının bağını çözmeye bile layık değilim. (...)... ... Bakın, söylediklerinizi ispat için bana ayet falan vermeyin. Zira ben Kur'an-a atfedilen bilgilerin ispatında dahi Kur'an-dan ayet konulduğunda pek itibar etmiyorum. Bu konuda Sayın Katakuta'nın bir lafı vardı: "Kur'an doğru söylüyor. Nerden belli. Çünkü Kur'an öyle söylüyor..." Tam hatırlayamadım ama aşağı yukarı böyle bir şeydi. Sayın Katakuta kaynaklı değil ancak ben en baştan beridir pek ve öyle sık sık ayetler üzerinden konuşmayı sevmiyorum ve bunu yapmıyorum genelde. O yüzden sizinle de Mantık ve Felsefe üzerinden gideceğim ve bunu o ayetleri irdeleyerek yapacağım... Şimdi, Deyişinize göre "Hz. Yahya" Hz. İsa'ya yukarıdaki sözleri söylemiştir. Kısaca Hz. İsa'nın Hıristiyanlığın nitelediği "Kutsal Ruh"u taşıdığını biliyordu. Yani Hz. İsa'nın "Tanrı Oğlu (BarAbba)" olduğunu biliyordu. Öyleyse, nasıl oluyorda Hz. Yahya, Hz. İsa'nın, yani kendisinden daha üstün olan bir peygamberin yada Tanrı Oğlu(BarAbba)nın havarisi olmadı? Bildiğiniz gibi Hz Yahya Hz. İsa'nın Akranı idi ve bir Peygamber idi. Hz. İsa'nın gerçekten ne olduğunu şüphesiz ki verdiğiniz ayetler gereğince bildiğine de göre niçin O'na tabi olmadı? Söylemek istediğim şudur ki hiç sorgulamadan kabulleniyorsunuz bazı şeyleri. iyi ili$kide olmayi! Kendisini tanimalari! tabiri caizse Tanri, ÖZGÜR iRADEYLE yarattigi insanlari, Kendisiyle 'DOST' olmaya davet ediyor. SAGLIKLI ve çIKARSIZ yani çocuklari yatirim olarak görmeyen Sevgi dolu ana babalar neden çocuk sahibi olmak isterler? Bebeklerinin "Ya$am hediyesinden" yararlanmalari, Mutlu olmalari için degil mi? Yaraticimiz da bunu istiyor, bu nedenle Dünyayi 5 duyumuza hitap edecek $ekilde donatti ki ya$amdan zevk alalim, mutlu olalim, Kendisiyle iyi ili$kide olalim... Bakınız, Yine hala "Maddeden Ayrı Bir Tanrı"nın var olduğu kabulüne düştünüz. Oysa bunu en baştan kabul etmek, üzerinden gideceğiniz her düşünceyi birbiri ile en baştan çeliştirir. Madde'den ayrı ve "Tanınmayı İsteyen" bir Tanrı anlayışı en baştan çürük bir anlayıştır. Tanrı'nın niyeti "Tanınmak" olsaydı eğer, bunu daha etkili yollarla yapardı, en azından reklam verirdi. Oysa sizin niyetiniz ne ise, Tanrı'nın niyeti de odur... Bakın çok güzel bir laf vardır: "Sen beni dilersen, bende seni dilerim" diyor özetçe Hz. Muhammed... Yani siz Tanrı'yı ne kadar dilerseniz, o da sizi o kadar diliyor. Ve asıl olan "İnsanın Kendisine Yönelmesi"dir. İnsan kendisine yöneldikçe Tanrı'nın ne olduğunu anlıyor. Neyse, uzatmak yerine özetleyeyim. Çünkü gerisi bayağı bir sarpa sarar... =>Siz kendinize yönelmeyi ne kadar çok isterseniz, bu şevkiniz daha da artacaktır. Çünkü bu süreçte iç huzuru bulacaksınızdır. İşte o zaman Tanrısallığınızın farkına varırsınız. Çünkü Sizin istemeniz, aynı zamanda Tanrı'nın istemesidir. Çünkü "Tanrı" sizsiniz aslında. Size şah damarınızdan daha yakın olan yine kendinizsiniz. Tanrı "Etken" olarak dışarıdan bir dünya yaratmadı. Tanrı zaten vardı... İşledi... Kendisini işledi... Size, bana... En küçük bir kelebeğe bile ya da bir ot'a... Var oldu, oluş oldu, ol'du... "Fiziksel" yapisi: Isa peygamber "Tanri Ruhtur" demi$ti, buradan bizim gibi bir bedene sahip olmadigi daha farkli bir yapida oldugu anla$iliyor, ancak "Fiziksel yapisi" konusunda daha fazla ayrinti yok. Her $eye Hakim, her $eyi Gören hatta yüreklerimizin derinligini dahi okuyan Biri olarak anlatiliyor Kutsal Kayitlarda. Anlatmak istediğim, orada burada sizin tanımlayamadığınız gibi bir Tanrı anlayışı çok temelsiz ve çürüktür. "Tanımlayamadığınız" diyorum, çünkü "Tanrı'nın Neliği"ni tanımlayamıyorsunuz. "Fiziki" ya da "Manevi" varlığının ne olduğunu bilmeden inanıyorsunuz. Anlamadan direkt olarak boyun eğmişsiniz gibime geliyor. Bu sadece ve sadece "İtaat"tir, "İman" değildir... "Kutsal Kayıt" dediğiniz hiç bir şey "Kutsal" değildir. "Kutsal"lık sadece ve sadece "İnsanlar Arası İlişkiler"e bağımlı bir anlama tabidir. "Bayrak" kutsaldır mesela... "Anayasa" kutsaldır... "Hukuk" kutsaldır... "Vatan" kutsaldır... Yüz yıl önceki "Din Temelli" şekillenen toplumlarda da Dinler ve Yargıları Kutsaldı. Çünkü İnsan ilişkilerine dayalı idi. Oysa "İnanç"lar "Saygı Duyulması" gereken şeyler olmasına rağmen "son derece bireysel" oldukları için kutsal olup olmamaları gibi bir durumları yoktur. Çünkü insan ilişkilerinde rol oynamazlar (oynamamaları gerekir). İnsan ilişkilerini olumlu ve tümden şekillendirmeyen hiç bir şeyin Kutsal olup olmamasından söz edilemez. Dolayısıyla "Kutsal Yazıtlar" o yazıları yazanların "Esinlenmeleri" ile (ki Hıristiyanlıkta havarilerin İncil yazmaları için bu "esinlenme" tabiri çok sık kullanılır. İncil onlara esinlenmiştir nüktesi çok geçer...) yazılmış şeyrden ibarettir. "Kötüdürler" ya da "Saçmadırlar" demiyorum. "Tanrı'yı anlatmazlar" demiyorum. Lakin "Tanrı"nın seçip bezemesiyle yazılmamışlardır. Tanrı'yı nitelerler ama o ayrı konu... O kayıtlarda "Sizin İçinizi Gören" yine sizin kendinizden başkası değildir. Bana cevaplar mısınız? Şu yeryüzünde sizin içinizi, sizden daha iyi bilen başka bir kimse daha var mı? Yok... Ya niye tüm ayetlerde ve tüm nitelemelerde neredeyse açıkça yazmasına rağmen, kendinizden ayrı bir Tanrı arayışındasınız? Bunu tüm insanlara soruyorum... Bunun nedeni, insanın kendisini "Yetersiz" görmesinden ve "Sığınacak" bir Tanrı'ya ihtiyaç duymasındandır. O kimseler bazı şeyleri anlamışlar ve anlatmak istemişler. Hz. İsa niçin "Tanrı" veyahut "Tanrı Oğlu/BarAbba" sanılıyor biliyor musunuz? Hallac-ı Mansur'un öldürülmesine neden olan anlayıştan dolayı: "Ene'l Hakk/Ben O'yum-Gerçek'im-Hakikat'im" Tanri insanlari "Kendi sûretinde yarattigini" söyler, bundan ne anlamaliyiz? Sizde yine de umut var Sayın Yeshua... Tanrı'nın insanı "Kendi Suretinde Yaratması"nın maksadı öyle uzun uzadıya terimlerle ya da kavramlarla anlaşılması zorlaştırılacak bir şey değildir. Bende zamanında "Üstün" "Erişilmez" "Ben'den Ayrı" ama "Yanlış bir Tanrı" inancına sahipken, öyle açık açık ortada durmasına rağmen uzun uzadıya terimlerle, kavramlarla açıklamasını yapmaya çalışıyordum. Lakin bu sadece "Saplantı"dan başka bir şeyden kaynaklanmıyor. Tanrı'nın insanı kendi suretinde yaratması, İnsanın "Tanrı" olmasından başka bir şey değildir. Bu kadar açık ve basit. Bu yüzden her insanı sevmek zorundasınız. Her insana saygı duymak zorundasınız. Not: Tanri hakkinda sayfalarca $ey yazabilirim ancak bu kadari yeter diye dü$ünüyorum... ... ben 'yillarca sorguladim', 'anladim' ve 'varligimi O'nu 'sevindirmeye' adadim, bir Insanin çok sevdigi bir ki$iye kendini adadigi gibi, bir ki$inin dostunu mutlu etmek için ugra$tigi gibi... ... Bu "YOL", Tanri'ya ula$an TEK YOL dur ve bu YOLUN nasil bulunacagi Mukaddes Kitap'ta kayitlidir yeter ki sözkonusu YOLU ÖNYARGISIZCA bulmak isteyelim... Ama bu kolay degil bu nedenle Isa 'nin dedigi gibi "bu YOLU bulanlarin sayisi AZ " olacak. Bakın, Siz ya da ben... Bu forumdaki herkes emin olun ki EN AZ benim ve bizim kadar sorgulamıştır Tanrı'yı ve neliğini. Lakin şunu açıkça söylemek isterim ki bugüne gelene kadar Hıristiyanlıkta dahil bir çok yönelimden geçtim. Anladım ki Benden ayrı "Sevindirmem" gereken bir Tanrı yok kesinlikle. Muhteşem Tanrı'nın "Benim Sevindirmeme" ihtiyacı olacağını sanmıyorum. O kadar muhteşemse zaten mutludur değil mi? Benim ona inanmamla sevinecek bir Tanrı "Muhteşem" değildir. "Hz. İsa"nın o dediği yola girme çabasındasınız ve heyecanınızı anlıyorum lakin belki uzun ya da kısa bir süre göreceksiniz ki o yolun yanlış ucundan tutmuşsunuz. Çünkü emin olun ki Hz. İsa "Erişilmez" ve "Ayrı" bir Tanrı inancına sahip değildi. "Mutlu Etmesi Gerektiği"ne inandığı bir Tanrı'sı yoktu. Hz. İsa, Hz. Musa'nın ve Hz. Musa'nın da geldiği Mısır Kültü'nden geliyor. En açık anlamını "Kabbala Öğretisi" ve "İslam Tasavvufu"nda görebilirsiniz. Ancak ne yazık ki Hıristiyanlık bu anlayıştan en yoksun olanıdır. En yüzeysel alanıdır. Çünkü "Pagan" inancı, Hıristiyanlığı tamamıyla değiştirmiştir. Hıristiyanlık, Pagan Halka hakim olduğunu düşünürken, Paganizm Hıristiyanlığı içten içe fethetmiştir. Şeytan ve Melek tasvirleri, Cehennem ve Cennet nitelemeleri bu şekilde anlamlara bürünmüştür. Hatta Hz. İsa'nın doğumu ile Herkül/Herakles'in doğumu efsanelerine bakın. Neredeyse birebir aynıdır. Kısacası biraz kendinize yönelin. Kendinizden ayrı, erişilmez, mutlu etmenize ihtiyaç duyan bir Tanrı anlayışından azda olsa sıyrılın bir süreliğine. O zaman gerçek huzuru gördükçe Tanrı'nın ne olduğunu anlayacaksınız. Yolcuğunuzda başarılar dilerim. Hz. İsa'nın dediği gibi; "Bu yol uzun ve çetin..." Ama imkansız değil... Tek yapmanız gereken sadece gerçeği görmek... Hakikati görmek... Hakk olanı görmek... Kendinize yönelmek. Saygılarımla... Alıntı
Φ katakuta Gönderi tarihi: 9 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 9 Mayıs , 2007 Siz ya da ben...Bu forumdaki herkes emin olun ki EN AZ benim ve bizim kadar sorgulamıştır Tanrı'yı ve neliğini. Lakin şunu açıkça söylemek isterim ki bugüne gelene kadar Hıristiyanlıkta dahil bir çok yönelimden geçtim. Anladım ki Benden ayrı "Sevindirmem" gereken bir Tanrı yok kesinlikle. Muhteşem Tanrı'nın "Benim Sevindirmeme" ihtiyacı olacağını sanmıyorum. O kadar muhteşemse zaten mutludur değil mi? Benim ona inanmamla sevinecek bir Tanrı "Muhteşem" değildir." Saygılarımla...[/b][/size][/font] Muhteşem bir tespit 'Tengeriin boşig, Kuranın tanrısı sevindirilmek istiyor. Beyyine 7- İnanan ve güzel amel işleyenler de insanların en hayırlılarıdır. 8-Rableri katında onların mükâfatı, altlarından ırmaklar akan Adn cennetleridir. Orada ebedî olarak kalacaklardır. Allah onlardan hoşnut olmuş, onlar da O'ndan hoşnut olmuşlardır. İşte bu mükâfat, Rabbine saygı gösterene mahsustur. Müslümanların dilinden düşmez bu kelime; allah razı olsun,rıza arapça anlamı ise hoşnut olmak. İslamın kökü zaten buna dayanır. Allahı memnun etmek,hoşnut etmek.Sizinde dediğiniz gibi, muhteşem bir tanrıyı hoşnut etmenin sevindirmenin hiç bir anlamı olamaz Alıntı
Φ palam Gönderi tarihi: 10 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 10 Mayıs , 2007 Tengeriin boşig " benim sevdirmeme ihtiyacı olan tanrı" tespitlerine hayran kalıyorum senin bu tespitlerin sayesinde sorularla dosdoğru cevaplanıyor. evet Allah'ın bizim ibadetimize Onu sevmemize ya da Ona herhangi bir şey adamamıza gibi birşeylere ihtiyacı yoktur. zaten mülk Onundur ..istediği gibi de tasarruf eder. Allah'ın bizden bunu istemesi bizim yararımızadır. bu dünyadaki imtihanımız süresinde bizden ne istediğidir. aslında bütün bunlar mesela şu misale bakın ki: bir doktor hastası olan bir çocuğa tedavi amaçlı bazı ilaçlar tavsiye etse. çouk ben şu portakallı şurubu istiyorum dese. böyle bir hadise düşünün şimdi.. bu ilaçlara doktorun ihtiyacı mı vardır. hayır. peki çocuk doktorun tavsiyesine uymasa kimin zararına. tabiki çocuğun. doktor çocuğun hastalığına neyin iyiy neyin kötü geleceğinin biliyor mu?. tabiki eevet çünkü o doktor olmuş.. doktor ilaca muhtaç değil, çocuk muhtaç. doktor çocuğu hastalığının tedavisini biiyor. çocuk bilmiyor. neyi seviyorsa onu istiyor, çareyi değil.. Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 10 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 10 Mayıs , 2007 mesela şu misale bakın ki: bir doktor hastası olan bir çocuğa tedavi amaçlı bazı ilaçlar tavsiye etse. çouk ben şu portakallı şurubu istiyorum dese. böyle bir hadise düşünün şimdi.. bu ilaçlara doktorun ihtiyacı mı vardır. hayır. peki çocuk doktorun tavsiyesine uymasa kimin zararına. tabiki çocuğun. doktor çocuğun hastalığına neyin iyiy neyin kötü geleceğinin biliyor mu?. tabiki eevet çünkü o doktor olmuş.. doktor ilaca muhtaç değil, çocuk muhtaç. doktor çocuğu hastalığının tedavisini biiyor. çocuk bilmiyor. neyi seviyorsa onu istiyor, çareyi değil.. Çocuk hasta değilken, doktor "hastasın" diye tuttursa, çocuk itirazında haklı olur mu? Çocuk, doktorun itirazına rağman portakallı şurubu içince, doktor "senin derini yüzüp, kebap yapacağım" diyor mu? Çocuk doktora bir de tekme atsa, doktor çocuğun boğazını sıkıp öldürüyor ve kafasına çaydanlıktan sıcak su döküyor mu? Yani dostum, örnek olmamış. KURAN'DAKİ ALLAH'IN İNSANIN ÖVGÜSÜNE; İNSANIN TAPINIMINA; İNSANIN ONU YÜCELTMESİNE İHTİYACI VAR. İnsanlar ne kadar cahil olursa olsun, doktora küfretsede, doktora yumruk atsa da, doktor bu insanlara işkence etmez. Kuran'da tarif edilen Allah'ın önemsenme, adam yerine konma, ilgi odağı olma arzusu var. Kuran'aki Allah'ın belirgin narsistik saplantıları var. Kuran'daki Allah, Muhammed'in kendi hayatında olmak istediği kişidir. Semitik dinlerin ilahını Muhammed kendi fantazileriyle süslemiş, betimlemiştir. Muhammed, sevgiye ve ilgiye aç bir adamdır. Zira anasız ve babasız büyümüştür. Akrabalarınca çobanlık yaptırılmıştır. Dağlarda bol bol hayal kurma, fantazi kurma fırsatı bulmuş, düşünmdüğü şeyleri gerçek sanmaya başlamıştır. Halüsünasyonlar görmeye başlamıştır. 25 yaşına kadar evlenememiştir. Onu ancak kendinden 15 yaş büyük bir kadın kocalığa kabul etmiştir. Muhammed'in Suriye ve Yemen'e gittiğine ilişkin tarihi kayıtlar var (islam tarihi öyle diyor) ancak bunların sayısı belli değil. herneyse. Bu seyahatlarde binbir fantazi/masal dinliyor. TV yok, radyo yok. İnsanlar 15-20 gün 1 ay süren yolculuklarda susuşarak yolculuk yapmıyorlar. Konuşuyorlar, binbir türlü hikayeler, masallar anlatıyorlar. Dağda çobanlık yaptığı günlerin eseri olan hayal ve halüsinasyon kurma yeteneği bu masallarla iyiden iyiye zenginleşiyor. Ama artık insanlar Muhammed'in iyice aklını kaybettiğini düşünmeye başlıyorlar. Cinlendiğini, delirdiğini falan ileri sürüyorlar. Bu aşağılama ve eziyetlere dayanamayıp, evi yuvayı terkedip dağlara kaçıyor, hatta kimselere gözükmemek için mağaralara gizlenmeye başlıyor. Bir noktadan sonra hayalleri gerçek sanmaya başlıyor. Tabi Muhammed bütün bunlar olurken, intikam ve öfke duyuyor kendisiyle alay edenlere karşı. O kendisini seven ilahının, Muhammed ile dalga geçenlere olmadık işkenceler ettiğini hayal ediyor. Gönlünü böyle rahatlatıyor. Çocukluğunda iytilmişti, kakılmıştı. Ama aslında kendisinin en çok sevilen insan olduğunu herkese göstermek istiyor. Bunu görmek istemeyenlerin de kafasını kesmek istiyor. Gücü yetmediği zamanlar bu kafa kesme, cezalandırma işini hayali kahramanına yaptırıyor. Gücü eline geçirince kafa kesmeye de başlıyor. Bütün vaka genel olarak budur. Saygılar. Alıntı
Misafir aslan34 Gönderi tarihi: 11 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 11 Mayıs , 2007 [bütün vaka genel olarak budur.[/b] Saygılar. valla bütün vakıa buda olsa Muhammed kadar kimse adını bu kadar uzun süre andıramadı. andıramıyacak gibi de. bu alanda kimse onun önüne geçecek gibi degil. insan hayret etmeden duramıyor; 'adam' ne yapmış ne etmiş de bu kadar etkileyici olmuş, gerçekten bu işde bir muhteşemlik var. bir insan bu kadar mı sevilirde hep gündemde olur veya bir insandan kimileri bu kadar mı 'nefret eder de gene hep gündemde olur. inanan inanmayan hemen hemen herkesin ortak noktası gibi, hele şu modern çagda daha fazla. selametler cümleten. Alıntı
Φ palam Gönderi tarihi: 11 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 11 Mayıs , 2007 doktor hasta olup olmasdığını bilmezse nasıl doktor olacak ki. doktordan kastım biliyor olmasıydı.. haliyle çocuk hasta değilse hasata değil hasta ise hasta bilir. bu ilimle alakalı inat edip tutturmak gibi bir şey değil... hem misale takılıp kalmışssın misal mantığın kapılması için akla anlamayı kolaylaştırmak içindir. ama yine de söyleyeyim doktor çocuk şurubu içmedi diye çocuğu cezalandırmaz ama hastalık zaten çocuğa ceza olur doktorun tavsiye ettiği ilacı almazsa.. çocuğun tekme atıp doktorun da boğazını sıkmakla neyi kastettiğini açıkcası pek anlayamadım.. onu daha açık yazabilir misin? sence herşey Muhammed (a.s.m) nin hayal ürünü yani özetle bunu diyebilir miyiz? kendini tatmin etmesi mi? Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.